Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig Çevirisi

TeÅ‹ri Azze Ve Celle Ögdisin AyurTanrı Azze Ve Cellenin Medhini Söyler 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladım, törütgen egidgen keçürgen idimYaratan, yetiÅŸtiren ve göçüren rabbim olan Tanrının adı ile söze baÅŸladım. 
Üküş ögdi birle tümen miÅ‹ senâ, uÄŸan bir bayatka aÅ‹ar yok fenâKadir ve bir olan Tanrıya çok hamd ve binlerce sena olsun ; onun için fânilik yoktur. 
Yağız yer yaşıl kök kün ay birle tün, törütti halâyık öd üdlek bu künKara yer ile mâvî göğü, güneÅŸ ile ayı, gece ile gündüzü, zaman ile zamaneyi ve mahlûkları o yarattı. 
Tiledi törütti bu bolmış kamuÄŸ, bir ök bol tedi boldı kolmış kamuÄŸistedi ve bütün bu varlıkları yarattı ; bir kere :— “ol!”—dedi, bütün diledikleri oldu. 
KamuÄŸ barça muÅ‹luÄŸ törütülmiÅŸi, muŋı yok idi bir aÅ‹ar yok eÅŸiBütün bu yaratılmış olanlar ona muhtacdır ; muhtaç olmayan yalnız Tanrıdır ; onun eÅŸi yoktur. 
Ay erklig uÄŸan meŋü muÅ‹suz bayat, yaramaz seniÅ‹din adınka bu atEy kuvvetli, kadir, ebedî ve müstaÄŸni olan Tanrı, senden baÅŸkasına bu ad yakışmaz. 
UluÄŸluk saÅ‹a ol bedüklük saÅ‹a, seniÅ‹din adın yok saÅ‹a tuÅŸ teÅ‹eUluluk ve büyüklük sana mahsustur ; sana eÅŸ ve denk olan baÅŸka biri yoktur. 
Aya ber birikmez saÅ‹a bir adın, kamuÄŸ aÅŸnuda sen sen öŋdün kedinEy bir olan Tanrı, bir baÅŸkası sana ÅŸerik koÅŸulamaz ; baÅŸta her ÅŸeyder evvel ve sonda her ÅŸeyden sonra sensin. 
Sakışka katılmaz seniÅ‹ birlikiÅ‹, tüzü neÅ‹ke yetti bu erkliglikiÅ‹Senin birliÄŸin hesaba gelmez ; bu kudretin her ÅŸeye hâkimdir, 
Seziksiz bir ök sen ay meŋü eçü, katılmaz karılmaz sakışka seçüSen, şüphesiz, birsin, ey sonsuz Tanrı; istisna sayıya gelmez. 
Ay iç taÅŸ biligli ay hakku’lyakin, közümde yırak sen köŋülke yakınEy içi ve dışı bilen, ey hakku’l-yakîn ; gözden uzaksın, fakat gönüle yakınsın. 
Barıŋ belgülüg sen kün ay teg yaruk, neteglikke yetgü köŋül ögde yokSenin varlığın, parlak güneÅŸ ve ay gibi, bellidir ; fakat nasıl olduÄŸunu kavrayacak gönül ve akıl yoktur. 
Ne ersedin ermez seniÅ‹ birlikiÅ‹, ne erselerig sen törüttiÅ‹ seniÅ‹Senin birliÄŸin eÅŸya ile ilgili deÄŸildir ; eÅŸyayı sen yarattın, onlar senindir. 
KamuÄŸ sen törüttüŋ ne erselerig, yokadur ne erse sen ök sen tirigHer varlığı sen yarattın; varlık yok olur, bakî kalan yalnız sensin. 
Törütgen barıŋa törütmiÅŸ tanuk, törümiÅŸ iki bir tanukı anukYaratıcı varlığına yaratılmış olanlar şâhiddir ; yaratılan iki — birin hâzır ÅŸahididir. 
Anıŋ okÅŸağı yok azu meÅ‹zegi, neteglikke yetmez halâyık ögiOnun eÅŸi yahut benzeri yoktur ; nasıl olduÄŸuna mahlûkların aklı ermez. 
Yorımaz ne yatmaz udımaz oduÄŸ, ne meÅ‹zeg ne yaÅ‹zaÄŸ kötürmez boduÄŸYürümez ve yatmaz, uyumaz, uyanıktır ; ne benzer, ne kıyâs edilir, ne de tasavvur götürür. 
Kedin öŋdün ermez ne soldın oÅ‹un, ne astın ne üstün ne otru orunArkada veya önde deÄŸildir; ne saÄŸdadır, ne solda; yeri ne altta, ne üstte, ne de ortadadır. 
Orun ol törütti orun yok aÅ‹ar, anıŋsız orun yok bütün bol muÅ‹arYeri o yarattı, onun için yer bahis mevzuu deÄŸildir; ÅŸunu bil ki, onsuz da yer yoktur. 
Ay sırka yakın ay köŋülke ediz, tanuk ol saÅ‹a barça sûret bedizEy her sırra yakın, ey her gönül için yüksek Tanrı, bütün suret ve ÅŸekiller sana ÅŸahittir. 
Törüttüŋ tümen miÅ‹ bu sansız tirig, yazı taÄŸ teÅ‹iz kötki oprı yirigBu sayısız, yüz binlerce canlıyı, ova, daÄŸ, deniz, tepe ve çukurları sen yarattın. 
Yaşıl kök bezediÅ‹ tümen yulduzun, kara tün yaruttuÅ‹ yaruk kündüzünMâvî göğü sayısızyıldızları ile süsledin, karanlık geceyi ışıklı gündüz ile aydınlattın. 
UçuÄŸlı yorığlı tınığlı neçe, tirilgü seniÅ‹din bulup yer içeUçan, yürüyen ve duranların hepsi rızıklarını senden bularak, yeyip, içerler. 
Ediz arÅŸta altın serâka tegi, tüzü barça muÅ‹luÄŸ saÅ‹a ay idiYüksek ArÅŸ’tan alttaki topraÄŸa kadar bütün her ÅŸey, hepsi sana muhtacdır, ey rabbim. 
Ayâ birke bütmiÅŸ tiliÅ‹ birle ög, köŋül bütti ÅŸeksiz amul tutğıl ögEy Tanrının birliÄŸine inanmış olan, onu dilin ile öğ; gönülün tereddütsüz inandı ise, aklını iÅŸe karıştırma. 
Neteglikke kirme küdezgil köŋül, barıŋa bütün bolğıl amrul amulNasıl olduÄŸunu arama, gönlünü gözet; varlığına inan, sükûn ve huzura kavuÅŸ. 
Kalı kançaka kirme tutğıl özüŋ, kalı kançasız bil uzatma sözüŋNice ve nasıl olduÄŸuna karışma, kendini tut ; onu nicesiz ve nasılsız bil, sözünü uzatma. 
Ay muÅ‹suz idim sen bu muÅ‹luÄŸ kuluÄŸ, suyurkap keçürgil yazukın kamuÄŸEy müstaÄŸni olan rabbim, sen bu muhtaç kulun bütün günahlarını ÅŸefkatle affet. 
SaÅ‹ar ok sığındım umınçım saÅ‹a, muÅ‹admış yerimde elig tut maÅ‹aAsıl sana sağındım, ümidim sendedir ; muhtaç olduÄŸum yerde elimden tut. 
Sevüg savçı birle kopurğıl meni, elig tuttaçı kıl könilik küniMahÅŸer günü beni sevgili Peygamber ile birlikte hasret, onu bana ÅŸefaatçi kıl. 
Tüzü tört eÅŸiÅ‹e tümen miÅ‹ selâm, tegürgil kesüksüz tutaşı ulamOnun dört arkadaşının her birine aralıksız, devamlı sayısız selâm eriÅŸtir. 
UluÄŸ künde körkit olarnıŋ yüzin, elig tuttaçı kılğıl edgü sözinUlu günde onların yüzünü göster, ÅŸefaatlerini bana yardımcı kıl. 
Seni erdüküŋ teg ögümez özüm, seni senmet öggil kesildi sözümSeni olduÄŸun gibi medhedemiyorum ; seni sen medhet! sözüm kesildi. 
Yalavaç Aleyhi’SSelâm Ögdisin AyurPeygamber Aleyhi’s-Selâmın Medhini Söyler 
Sevüg savçı ıdtı bağırsak idi, bodunda talusı kiÅŸide kediEsirgeyen rabbim halkın en seçkini ve insanların en iyisi olan sevgili Peygamberi gönderdi. 
Yula erdi halkka karaÅ‹ku tüni, yaruklukı yadtı yaruttı seniO karanlık gecede halka meÅŸ’ale idi ; etrafa ışık saçtı ve seni aydınlattı. 
Okıçı ol erdi bayattın saÅ‹a, sen ötrü köni yolka kirdiÅ‹ toÅ‹aO sana Tanrı tarafından gönderilen dâvetçi idi; sen bu sayede doÄŸru yola girdin, ey yiÄŸit. 
Atasın anasın yuluÄŸ kıldı ol, tilek ümmet erdi ayu berdi yolAtasını ve anasını feda etti ; tek dileÄŸi ümmeti idi, ona yol gösterdi. 
Künün yemedi kör tünün yatmadı, seni koldı rabda adın kolmadıGündüz yemedi, gece yatmadı; Tanrıdan seni istedi, baÅŸka bir ÅŸey istemedi. 
Seni koldı tün kün bu emgek bile, anı ög sen emdi sevinçin tileBunca zahmet ile gece-gündüz hep seni üstedi ; ÅŸimdi sen onu öğ ve rızasını dile. 
KamuÄŸ kadÄŸusı erdi ümmet üçün, kutulmak tiler erdi râhat üçünBütün kaygusu ümmeti idi ; rahat etmek için, onun azaptan kurtulmasını dilerdi. 
Atada anada bağırsak bolup, tiler erdi tutçı bayattın kolupAtadan ve anadan daha merhametli idi ; Tanrıdan dâima bunu niyaz eder, bunu dilerdi. 
Bayat rahmeti erdi halkı öze, kılınçı silig erdi kılkı tüzeO ümmeti üzerine Tanrının bir rahmeti idi ; güzel tavırlı, dürüst ve kendisine güvenilir bir tabiatte idi. 
Tüzün erdi alçak kılınçı silig, uvutluÄŸ bağırsak akı keÅ‹ eligAsîl tabiatli, alçak gönüllü ve güzel tavırlı idi ; haya sahibi, ÅŸefkatli, cömert ve eli açık idi. 
Yağız yer yaşıl kökte erdi küsüş, aÅ‹ar berdi teÅ‹ri ağırlık üküşKara yerde de aziz idi, mâvî gökte de ; Tanrı ona çok deÄŸer vermiÅŸti. 
Başı erdi öŋdün kamuÄŸ başçıka, kedin boldı tamÄŸa kamuÄŸ savçıkaO bütün rehberlerin önünde baÅŸ idi ; sonra da bütün resullerin hâtemi oldu. 
Köŋül badım emdi anıŋ yolıŋa, sevip sözi tuttum bütüp kavlıŋaOnun yoluna ÅŸimdi gönül baÄŸladım ; bütün dediklerine inandım ve severek sözünü tuttum. 
İlâhi küdezgil meniÅ‹ köŋlümi, sevüg savçı birle kopur kopÄŸumıEy Tanrım, benim gönlümü gözet ; kıyamette beni sevgili Peygamber ile birlikte hasret. 
Kıyâmette körkit tolun teg yüzin, elig tuttaçı kıl ilâhi özinKıyamette dolun ay gibi yüzünü göster; ey Tanrım, kendisini bana ÅŸefaatçi kıl. 
Tört SahâbeniÅ‹ Ögdisin AyurDört Sahabenin Medhini Söyler 
Anıŋ tört eÅŸi ol avıŋu körüp, keÅ‹eşçi bular erdi birle turupBunlar onun sevdiÄŸi dört arkadaşı idi ; yanındaki müşavirleri bunlar idi. 
İki kadın erdi küdegü iki, bular erdi üdrüm bodunda yegiikisi kayın-babası, ikisi damadı idi, bunlar halkın en iyisi ve en seçkini idiler. 
Atik erdi aÅŸnu kamuÄŸda oza, bayatka bütügli köŋül til tüzeBaÅŸta, her keÅŸten önce, Tanrıya inanmış, gönülü ve dili dürüst (sıddîk) olan Ebû Bekir gelir. 
YuluÄŸ kıldı mâlı teni cânını, yalavaç sevinçi tiledi köniMalını, tenini ve canını feda etti ; dileÄŸi ancak Peygamberin rızası idi. 
Basa fârûk erdi kiÅŸi üdrümi, tili köŋli bir teg bodun ködrümiSonra insanların seçkini, halk içinde mümtazı, dili ve gönülü bir olan Ömer vardı. 
Bu erdi basutçı köni dinka kök, ÅŸeriat yüzindin kiterdi eşükYardımcısı ve doÄŸru dinin temeli o idi ; ÅŸeriatin yüzünden perdeyi o kaldırdı. 
Basa usmân erdi uvutluÄŸ silig, kiÅŸide üdürmiÅŸ akı keÅ‹ eligSonra haya sahibi, yumuÅŸak huylu, insanların seçkini, cömert ve eli açık olan Osman idi. 
Fidâ kıldı barın neÅ‹in hem özin, yalavaç aÅ‹ar berdi iki kızınO bütün malını ve kendisini feda etti; Peygamber de ona iki kızını verdi. 
Ali erdi munda basakı talu, kür ersig yüreklig meÅ‹esi toluOndan sonra seçkin, cesur; yiÄŸit, kahraman ve akıllı Ali vardı. 
Akı erdi elgi yüreki tedük, biliglig sakınuk kör atı bedükEli cömert idi, yüreÄŸi sâf idi ; bilgili, takva sahibi ve adı büyük bir zât idi. 
Bular erdi din hem ÅŸeriat köki, bular yüdti kâfir munâfık yükiBunlar din ve ÅŸeriatin temeli idi ; bunlar kâfirler ile münafıklardan gelen eziyetlere katlandılar. 
Bu tört eÅŸ maÅ‹a tört tadu tegturur, tüzülse tadu çın tiriglik bolurBu dört sahibe benim için dört unsur gibidir ; unsurlar denkleÅŸirse, gerçek hayat vücûda gelir. 
MeniÅ‹din bularka üküş miÅ‹ selâm, tegürgil idim sen kesüksüz ulamEy rabbim, sen bunlara benden sonsuz selâmları, devamlı olarak, ulaÅŸtır. 
Olarnı meniÅ‹din sevindür tuçı, uluÄŸ künde kılğıl elig tuttaçıOnları dâima benden râzi et ; ulu günde onları bana ÅŸefaatçi kıl. 
Yaruk Yaz Faslın UluÄŸ BuÄŸra Han Ögdisin AyurParlak Bahar Mevsimini Ve Büyük BuÄŸra Han’ın Medhini Söyler 
ToÄŸardın ese keldi öŋdün yeli, ajun etgüke açtı uÅŸtmah yolıŞarktan bahar rüzgârı eserek geldi; dünyayı süslemek için, cennet yolunu açtı. 
Yağız yer yıpar toldı kâfûr kitip, bezenmek tiler dünyâ körkin itipKâfur gitti, kara toprak misk ile doldu; dünya kendisini süsleyerek, bezenmek istiyor. 
İrinçig kışığ sürdi yazkı esin, yaruk yaz yana kurdı devlet yasınBahar rüzgârı eziyetli kışı sürüp, götürdü; parlak yaz tekrar saadet yayını kurdu. 
Yaşık yandı bolÄŸay yana ornıŋa, balık kudrukındın kozı burnıŋaGüneÅŸ balık-kuyruÄŸundan (hût), kuzu-burnuna (hamel) kadar olan yerine tekrar döndü. 
Kurımış yığaçlar tonandı yaşıl, bezendi yipün al sarığ kök kızılKurumuÅŸ aÄŸaçlar yeÅŸiller giyindi; tabiat mor, al, yeÅŸil ve kızıl renkler ile süslendi. 
Yağız yer yaşıl torku yüzke badı, hıtay arkışı yadtı tavÄŸaç ediKara yer yüzüne yeÅŸil ipek baÄŸladı; hıtay kervanı da bunun üstüne çın kumaşı yaydı. 
Yazı taÄŸ kır oprı töşendi yadıp, itindi kolı kaşı kök al kedipDüzlükler, daÄŸlar, sahralar ve ovalar bunu yayıp, döşendiler; vadiler ve yamaçlar al ve yeÅŸil giyerek, süslendiler. 
Tümen tü çeçekler yazıldı küle, yıpar toldı kâfûr ajun yıd bileBinlerce çiçekler gülerek açıldılar; dünya misk ve kâfur kokusu ile doldu. 
Sabâ yeli koptı karanfil yıdın, ajun barça bütrü yıpar burdı kinKaranfil kokulu bahar rüzgârı esti; dünyanın her tarafı misk ve anber kokusu ile doldu. 
Kaz ördek kuÄŸu kıl kalıkığ tudı, kakılayu kaynar yokaru kodıKaz, ördek, kuÄŸu ve kıl-kuyruk fezayı doldurdu; bağırışarak, bir yukarı-bir aÅŸağı, kaynaşıyorlar. 
Kayusı kopar kör kayusı konar, kayusı çapar kör kayu suv içerBak, biri kalkıyor, biri konuyor; biri yüzüyor, biri su içiyor. 
KökiÅŸ turna kökte ünün yaÅ‹kular, tizilmiÅŸ titir teg uçar yelgürerKökiÅŸ ve turnalar gökte yüksek sesle bağırışıyor; dizilmiÅŸ deve katarı gibi, uçup, kanat çalıyorlar. 
Ular kuÅŸ ünin tüzdi ünder iÅŸin, silig kız okır teg köŋül bermiÅŸinKeklik, sesine bir ahenk vererek, eÅŸine sesleniyor; sanki güzel bir kız gönül verdiÄŸini çağırıyor. 
Ünin ötti keklik küler katÄŸura, kızıl aÄŸzı kan teg kaşı kap karaKeklik yüksek sesle öttü, sanki gülmekten katılıyor; aÄŸzı kan gibi kızıl, kaşı sim-siyah. 
Kara çumÄŸuk ötti sata tumÅŸukın, üni oÄŸlaÄŸu kız üni teg yakınKara çumguk mızrak gibi gagası ile ötüyor; sesi, nazlı bir kızın sesi gibi, cana yakındır. 
Çeçeklikte sandvaç öter miÅ‹ ünün, okır sûrı ibri tünün hem kününÇiçek bahçesinde bülbül binlerce sesle ötüyor, sanki gece-gündüz Mezamir okuyor. 
Elik külmiz oynar çeçekler öze, sığun muyÄŸak aÄŸnar yorır tep kezeKaracalar, diÅŸi-erkek, çiçekler üzerinde oynuyor; geyikler, diÅŸi-erkek, sıçrayıp oynıyarak koÅŸuÅŸuyorlar. 
Kalık kaşı tügdi közi yaÅŸ saçar, çeçek yazdı yüz kör küler katÄŸurarGök kaşını çattı, gözünden yaÅŸ serpiliyor; çiçek yüzünü açtı, bak, gülmekten katılıyor. 
Bu üdte ajun öz öziÅ‹e bakıp, küvenip sevinip ediÅ‹e bakıpBu esnada dünya kendi-kendine baktı; sevinip övünerek, hazinesini gözden geçirdi. 
Eletü maÅ‹a açtı dünyâ sözin, ayu körmediÅ‹mü bu hakan yüzinGözü bana iliÅŸince, söze baÅŸladı ve şöyle dedi : — Sen bu hakanın yüzünü görmedin mi? 
Udır erdiÅ‹ erse tur aç emdi köz, eÅŸitmediÅ‹ erse eÅŸit mende sözUyuyor idi isen ÅŸimdi kalk, gözünü aç; iÅŸitmedin ise, ÅŸimdi benim sözümü dinle. 
Tümen yılda berü tul erdim tulas, bu tul tonı suçlup ürüŋ kedtim asBen binlerce yıldan beri dul idim, benzim solmuÅŸtu; ÅŸimdi bu dul libasını çıkarıp, beyaz kakımdan gelinlikler giydim. 
Bezendim begim boldı hakan uluÄŸ, ötündüm munu kolsa cânım yuluÄŸSüslendim, çünkü ulu hakan eÅŸim oldu; dileÄŸim budur: o isterse, canım feda olsun. 
Bulıt kökredi urdı nevbet tuğı, yaşın yaÅŸnadı tarttı hakan tiğıGök gürledi, nevbet davulunu vurdu; ÅŸimÅŸek çaktı, hakanın tuÄŸunu çekti. 
Biri kında çıktı sunup el tutar, biri küsi çavı ajunka yeterBiri kınından çıkınca, ona memleketler sunar; biri nâm ve şöhretini dünyaya yayar. 
Ajun tuttı tavÄŸaç uluÄŸ buÄŸra han, kutadsu atı bersü iki cihânBüyük Tavgaç BuÄŸra Han dünyaya hâkim oldu; adı kutlu olsun, Tanrı onu her iki cihanda aziz etsin. 
Ay din izzi devletka nâsir muin, ay milletka tâc ay ÅŸeriatka dinEy dinin izzeti, ey devletin yarıcısı, ey milletin tacı, ey ÅŸeriatin hadimi. 
Bayat berdi barça tilemiÅŸ tilek, bayat ok bolu bersü arka yölekTanrı bütün dileklerini verdi; bundan sonra da Tanrı dâima sana arka ve destek olsun. 
Ay dünyâ cemâli uluÄŸlukka körk, ay mülketka nûr ay yayığ kutka örkEy dünyanın süsü, ey ululuÄŸun ziyneti, ey saltanatın nuru, ey dönek huylu saadetin bağını elinde tutan, 
Bolu berdi evren ilig berdi taht, tuta bersü teÅ‹ri bu taht birle bahtDevran sana memleket ve taht verdi; Tanrı bu taht ile bahtını dâim etsin. 
Ajun tındı ornap bu hakan öze, anın ıdtı dünyâ taÅ‹uklar tüzeHakan tahta oturunca, dünya âsâyiÅŸ buldu; bundan dolayı dünya ona şâhâne hediyeler gönderdi. 
Esirdin keligli kalık kuÅŸları, kayu râyı hindi kayu kaysarıEsirden gelen semâ kuÅŸları, kimi rây-i hindî, kimi kayseri; 
Öger atın ündep ünin türtüşüp, küvenç birle avınur sevinçke tuÅŸupÖtüşleri ile yarış ederek, adını anıp, sevinç ve huzur içinde onu öğerler. 
Bu törlüg çeçek yerde munça bediz, yazı taÄŸ kır oprı yaşıl kök meÅ‹izYerde bin bir çiçek, bin bir manzara, düzlük, daÄŸ, sahra, vadi yeÅŸil ve mavi renkler ile örtülmüş. 
Kayusı yıdı birle tapnur tapuÄŸ, kayu körk meÅ‹iz birle açtı kapuÄŸKimi kokusu ile kulluk eder; kimi güzelliÄŸi ile harîmine girer. 
Kayusı elig sundı tütsüg tutar, kayu büvkirer kin ajun yıd koparKimi elini uzatır; buhurdan sunar; kimi misk saçar ve dünya güzel kokular ile dolar. 
Kayusı toÄŸardın tutar miÅ‹ taÅ‹uk, kayusı batardın tapuğçı anukKimi doÄŸudan binlerce armaÄŸan sunmaktadır; kimi batıdan hizmetine koÅŸmaktadır. 
TapuÄŸka kelip kut kapuÄŸdaturur, kapuÄŸda turuÄŸlı tapuÄŸdatururSaadet hizmet için gelmiÅŸ, kapıda durur; kapıda duran kulluk için durur. 
Bu yaÅ‹lığ tapuÄŸka itindi ajun, yağı boynı egdi kötürdi özünDünya kulluk için böyle hazırlandı; düşman boyun eÄŸdi, ortadan kayboldu. 
Ajunda çavı bardı hakan küsi, körümegli közlerde kitti usıHakanın nâmı, sânı dünyaya yayıldı; onu göremeyen gözlerin uykusu kaçtı. 
Ajun inçke tegdi tüzüldi törü, törü birle atın kopurdı örüDünya asayiÅŸe kavuÅŸtu ve nizam kuruldu; o adını kanunla yükseltti. 
Akı sûretin kim köreyin tese, kelip körsü hakan yüzini usaKim cömert yüzü görmek isterse, gelsin, hakanın yüzünü görsün. 
Cefâsız vefâlığ tilese kutun, yüzi kör kılınçı vefâ ol bütünKim mes’ûd, kimseyi incitmeyen ve vefakâr birini görmek dilerse, onun yüzünü görsün; onun her iÅŸi vefadır. 
Asığ kolsa barça özüŋ yassızın, berü kel tapuÄŸ kıl köŋül ber isinZarar görmeden, kendine hep fayda saÄŸlamak dilersen, beri gel, hizmet et, gönül ver, ısın. 
Tüzün kılkı alçak bağırsak köŋül, köreyin tese kel munı kör amulAsîl, alçak gönüllü, ÅŸefkatli ve yumuÅŸak huylu bir kimse görmek istersen, gel, onu gör ve gönül rahatına kavuÅŸ. 
Ay edgü kılınç aslı edgü uruÄŸ, ajun kalmasunı siziÅ‹siz kuruÄŸEy iyi tabiatli ve asîl nesepli hakan, dünya senden mahrum kalmasın. 
Bayat berdi devlet ay terken kutı, anıŋ şükri kılÄŸu okıp miÅ‹ atıEy devletli hükümdar, Tanrı sana saadet verdi; adını bin kere zikrederek, ona şükür lâzımdır. 
İdi keçki söz ol meselde kelir, ata ornı atı oÄŸulka kalırÇok eski bir ata-sözü vardır : babanın yeri ve adı oÄŸula kalır. 
Ata ornı kaldı atı ma bile, adın ma takı bolsu miÅ‹ miÅ‹ ulaBabanın yeri, adı ile birlikte, sana kaldı; bunlara daha baÅŸka binlercesi eklensin. 
Talu neÅ‹ taÅ‹uk tuttı miÅ‹ miÅ‹ elig, munu kıl taÅ‹ukı kutadÄŸu biligBinlerce el, hediye olarak, ona çok nadide ÅŸeyler sundu; iÅŸte sen de bu Kutadgu bilig’i hediye et. 
Olarnıŋ taÅ‹ukı kelir hem barır, meniÅ‹ bu taÅ‹uk boldı meŋü kalırOnların hediyesi gelir, geçer; bu benim hediyem ise, ebedî kalır. 
Neçe terse dünyâ tüker alkınur, bitise kalır söz ajun tezginürDünya malı ne kadar toplanırsa-toplansın, tükenir, bir gün biter; söz kaleme alınırsa, kalır, dünyayı dolaşır. 
Kitâbka bitindi bu hakan atı, bu at meŋü kaldı ay terken kutıBu hakan adı kitaba geçti; ey devletli hükümdar, bu ad ebedî kaldı. 
Ya rab üste devlet tükel kıl tilek, kamuÄŸ iÅŸte bolğıl sen arka yölekEy rabbim, sen onun devletini arttır; bütün dileklerini yerine getir, her iÅŸinde arka ol, destek ol. 
Severin esen tut yağısın kötür, sevinçin tolu tut sakınçın koturOnun sevdiÄŸini esen tut, düşmanını ortadan kaldır; sevincini dâim kıl, kederini yok et. 
YaÄŸa tursu yaÄŸmur yazılsu çeçek, kurımış yığaçtın salınsu küjekYaÄŸmur yaÄŸmakta devam etsin, çiçekler açılsın; kurumuÅŸ aÄŸaçlardan perçemler sarksın. 
Bolu bersü evren tuçı evrilü, kodı bolsu düşmân başı kavrıluFelek hep dönmekte devam etsin; düşmanın başı hep aÅŸağı eÄŸik olsun. 
Yağız yer bakır bolmağınça kızıl, ya otta çeçek önmeginçe yaşılKara toprak kızıl bakır oluncaya kadar, âteÅŸten yeÅŸil çiçek çıkıncaya kadar; 
Tirilsüni terken kutı miÅ‹ kutun, telinsüni körmez karakı otunDevletli hükümdar bin saadet içinde yaÅŸasın; çekemeyenlerin gözleri âteÅŸte yansın. 
Takı ma negü erse ârzû tilek, bayat ok bolu bersü arka yölekDaha baÅŸka ne gibi dileÄŸi var ise, Tanrı ona dâima arka ve destek olsun. 
Sevinçin avınçın küvençin eli, aÅŸasu yaÅŸasunı lukmân yılıSevinç, huzur ve güvenç içinde memlekete hâkim olsun, Lokman kadar uzun ömürlü olsun. 
Yeti Yulduz On İki Ükekni AyurYedi Yıldızı Ve On İki Burcu Söyler 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladım, törütgen igidgen keçürgen idimTanrı adı ile söze baÅŸladım; o yaratan, yetiÅŸtiren ve göçüren rabbımdir. 
Törütti tilek teg tüzü âlemığ, yaruttı ajunka künüg hem ayığBütün âlemi dilediÄŸi gibi yarattı; dünya için güneÅŸ ve ayı aydınlattı. 
Yarattı kör evren tuçı evrilür, anıŋ birle tezginç yeme tezginürBak, feleÄŸi yarattı durmadan döner; onunla birlikte hayat da durmadan devreder. 
Yaşıl kök yarattı öze yulduzı, kara tün törütti yaruk kündüziMâvî göğü ve üzerinde yıldızları yarattı; karanlık geceyi ve aydınlık gündüzü var etti. 
Bu kökteki yulduz bir ança bezek, bir ança kulavuz bir ança yezekBu gökteki yıldızların bir kısmı süs, bir kısmı kılavuz, bir kısmı da öncüdür. 
Bir ança yarutmış halâyıkka ol, bir ança kulavuz bulur yitse yolBir kısmını halk için aydınlatmıştır; bir kısmı kılavuzdur, insan yolunu kaybederse, bunlarla bulur. 
Kayusı örürek kayusı kodı, kayusı yarukrak kayu eksüdiBâzıları daha yüksek, bâzısı daha alçaktır; bâzıları daha çok, bâzısı daha az parlaktır. 
Bularda eÅ‹ üstün sekentir yorır, iki yıl sekiz ay bir evde kalırBunlardan en üstte Zuhal dolaşır; bir burcda iki yıl sekiz ay kalır. 
Anıŋda basa boldı ikinç oÅ‹ay, bir evde kalır on adın iki ayOndan sonra ikinci olarak Müşteri gelir; bir burcda on iki ay kalır. 
Üçünçi kürüd keldi köksün yorır, kayuka bu baksa yaÅŸarmış kurırÜçüncü olarak, Merih gelir, gazapla dolaşır; nereye bakarsa, yeÅŸermiÅŸ olan kurur. 
Yaşık boldı törtinç yaruttı ajun, yakışsa yarutur bakışsa özünDördüncüsü GüneÅŸ’tir, dünyayı aydınlatır; yaklaÅŸanları, karşısına gelenleri ışığı ile aydınlatır. 
Sevüg yüz urundı beÅŸinçi sevit, seve baktı erse sen özni avıtBeÅŸincisi Zühre’dir, sevimli yüzünü gösterir; sanà severek bakarsa, müsterih ol. 
Basa keldi ârzû tilek ârzûlar, kayuka yaÄŸuÅŸsa aÅ‹ar öz ularBundan sonra Utarit gelir; ona kim yaklaşırsa, dilek ve arzularına kavuÅŸur. 
Bularda eÅ‹ altın bu yalçık yorır, yaşık birle utru bakışsa tolırBunlardan en altta bu Ay dolaşır; GüneÅŸ ile karşı-karşıya gelirse, dolun ay hâline gelir. 
On iki ükek ol bularda adın, kayu iki evlig kayu birke inBunlardan baÅŸka bir de on iki burç vardır; bunların bâzıları iki evli, bâzısı ise, tek evlidir. 
Kozı yazkı yulduz basa ud kelir, erentir kuçık birle sançu yorırHamel bahar yıldızıdır, sonra Sevr gelir; Cevza ile Seretân dürtüşerek yürür. 
Kür arslan bile koÅŸnı buÄŸday başı, basa ülgü boldı çadan ya iÅŸiBak, Esed’in komÅŸusu Sünbüle’dir; sonra Akreb ve Kavs’in arkadaşı Mîzan gelir. 
Basa keldi oÄŸlak könek hem balık, bular tuÄŸdı erse yarudı kalıkBundan sonra Cedi, Delv ve Hût gelir; bunlar doÄŸunca, gök yüzü aydınlanır. 
Üçi yazkı yulduz üçi yaykı bil, üçi küzki yulduz üçi kışkı bilBil ki, bunlardan üçü — bahar yıldızı, üçü — yaz, üçü — son bahar ve üçü de — kış yıldızıdır. 
Üçi ot üçi suv üçi boldı yel, üçi boldı toprak ajun boldı elBunların üçü — âteÅŸ, üçü — su, üçü — yel ve üçü — topraktır; bunlardan dünya ve memleketler meydana gelir. 
Bularda birisi biriÅ‹e yağı, yağıka yağı ıdtı kesti çoğıBunlar birbirlerine düşmandır; Tanrı düşmana karşı düşman gönderdi ve savaşı kesti. 
Karışmaz yağılar yaraÅŸtı için, körüşmez yağılar kötürdi öçinUyuÅŸmaz olan düşmanlar kendi aralarında barıştılar; görüşmez olan düşmanlar öçlerini ortadan kaldırdılar. 
İtigli bayatım ite berdi öz, ite berdi tüzdi yaraÅŸturdı tüzHer ÅŸeyi yoluna koyan Tanrım bunları da yola getirdi; tanzim etti, düzeltti ve birbirleri ile barıştırdı. 
Basa aydım emdi munu yalÅ‹ukuÄŸ, ağırlıkı boldı bilig ög ukuÄŸBundan sonra imdi insandan bahsettim; onun deÄŸeri bilgi, akıl ve anlayışıdır. 
YalÅ‹uk OÄŸlanı Ağırlıki Bilig UkuÅŸ Birle Erdükin Ayurİnsan OÄŸlunun DeÄŸerinin Bilgi Ve Akıldan GeldiÄŸini Söyler 
Törütti üdürdi seçü yalÅ‹ukuÄŸ, aÅ‹ar berdi erdem bilig ög ukuÄŸTanrı insanı yarattı, seçerek yükseltti; ona fazilet, bilgi, akıl ve anlayış verdi. 
Köŋül berdi hem me yorıttı tilig, uvut berdi kılk hem kılınçı siligOna hem gönül verdi, hem de onun dilini açtı; ona güzel biçim, güzel tavır ve hareket ihsan etti. 
Bilig berdi yalÅ‹uk bedüdi bu kün, ukuÅŸ berdi ötrü yazıldı tügünOna bilgi verdi ve insan bugün yükseldi; ona anlayış verdi ve böylece düğümler çözüldü. 
Bayat kimke berse ukuÅŸ ög bilig, üküş edgülükke uzattı eligTanrı kime anlayış, akıl ve bilgi verirse, o pek çok iyiliklere elini uzatır. 
Biligni bedük bil ukuÅŸnı uluÄŸ, bu iki bedütür üdürmiÅŸ kuluÄŸBilgiyi büyük ve anlayışı ulu bil; seçkin kulu bu iki ÅŸey yükseltir. 
Bu sözke tanukı munu keldi söz, bu sözni eÅŸitgil sözüg munda üzBuna ÅŸahit olarak, iÅŸte ÅŸu söz geldi; bu sözü iÅŸit ve bu hususta sözünü kes. 
UkuÅŸ kayda bolsa uluÄŸluk bulur, bilig kimde bolsa bedüklük alurAnlayış nerede olursa, orası ululuk kazanır; bilgi kimde olursa, o büyüklük bulur. 
UkuÅŸluÄŸ ukar ol biliglig bilir, biligli ukuÄŸlı tilekke tegirAnlayışlı olan anlar, bilgili olan bilir; bilen ve anlayan her vakit dileÄŸine eriÅŸir. 
Bilig manisi bil negü ter bilig, bilig bilse ötrü yırar erde igBilginin mânasını bil; bak, bilgi ne der : bilgiyi bilen insandan hastalik uzaklaşır. 
Biligsiz kiÅŸi barça iglig bolur, igig emlemese kiÅŸi terk ölürBilgisiz insan hep hastalıklı olur; hastalık tedâvî edilemezse, insan çabuk ölür. 
Yorı ay biligsiz igiÅ‹ni ota, biligsiz otın sen ay bilge kudaEy bilgisiz, git, hastalığını tedavi ettir; ey mes’ûd âlim, bilgisizliÄŸin ilâcını sen söyle. 
UkuÅŸ ol burunduk anı yetse er, tilekke tegir ol tümen ârzû yerAnlayış bir yulardır; insan onu elinde tutarsa, dileÄŸine eriÅŸir ve bütün arzularına nail olur. 
UkuÅŸ bolsa erke kör asğı üküş, bilig bilse ötrü bolur er küsüşAnlayışın insana faydası çok olur; insan bilgi bilirse, aziz olur. 
UkuÅŸ birle iÅŸler kamuÄŸ iÅŸ küdüg, bilig birle bekle bu bulmış üdügBütün iÅŸini-gücünü anlayış yolu ile yap; eline geçen bu zamanı israftan bilgi ile koru. 
Til Erdemin Münin Asığın Yasın AyurDilin Meziyetini Ve Kusurunu, Faydasını Ve Zararını Söyler 
UkuÅŸka biligke bu tılmaçı til, yaruttaçı erni yorık tilni bilAnlayış ve bilgiye tercüman olan dildir; insanı aydınlatan fasîh dilin kıymetini bil. 
KiÅŸig til ağırlar bulur kut kiÅŸi, kiÅŸig til uçuzlar barır er başıinsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur; insanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider. 
Til arslanturur kür eÅŸikte yatur, ayâ evlig er sak başıŋnı yeyürDil arslandır, bak, eÅŸikte yatar; ey ev sahibi, dikkat et, senin başını yer. 
Tilin emgemiÅŸ er negü ter eÅŸit, bu söz iÅŸke tutğıl özüŋe iÅŸ itDilinden eziyet çeken adam ne der, dinle; bu söze göre hareket et, onu dâima hatırda bulundur. 
Meni emgetür til idi ök telim, başım kesmesüni keseyin tilimBana dilim pek çok eziyet çektiriyor; başımı kesmesinler de ben dilimi keseyim. 
Sözüŋni küdezgil başıŋ barmasun, tiliÅ‹ni küdezgil tiÅŸiÅ‹ sınmasunSözüne dikkat et, başın gitmesin; dilini tut, diÅŸin kırılmasın. 
Biliglig bilig berdi tilke bışığ, ayâ til idisi küdezgil başığBilgili dil için özlü bir söz söyledi; ey dil sahibi, başını gözet. 
Esenlik tilese seniÅ‹ bu özüŋ, tiliÅ‹de çıkarma yaraÄŸsız sözüŋSen kendi selâmetini istiyorsan, aÄŸzından yakışıksız bir söz kaçırma. 
Bilip sözlese söz biligke sanur, biligsiz sözi öz başını yeyürSöz, bilerek söylenirse, bilgi sayılır; bilgisizin sözü kendi başını yer. 
Üküş sözde artuk asığ körmedim, yana sözlemiÅŸte asığ bulmadımÇok sözden fazla fayda görmedim; amma söylemek de faydasız deÄŸildir. 
Üküş sözleme söz birer sözle az, tümen söz tügünin bu bir sözde yazSözü çok söyleme, sırasında ve az söyle; binlerce söz düğümünübu bir sözde çöz. 
KiÅŸi söz bile koptı boldı melik, üküş söz başığ yerke kıldı kölikİnsan söz ile yükseldi ve sultan oldu; çok söz başı, gölge gibi, yere serdi. 
Üküş sözlese yaŋşadı ter bilig, yana sözlemese ağın ter tiligÇok konuÅŸan kimseye bilgi “gevezelik etti” der; söylemezse de, ona “dilsiz” der. 
Kalı mundaÄŸ erse yorık utru ur, yorık utru ursa kiÅŸig yoklaturMademki böyledir, sen fasîh dil kullan; dil fasih olursa, insanı yükseltir. 
Tilig ked küdezgil küdezildi baÅŸ, sözüŋni kısurğıl uzatıldı yaÅŸDili iyi gözet, başın gözetilmiÅŸ olur; sözünü kısa kes, ömrün uzun olur. 
Til asğı telim bar yası ma üküş, ara ögdilür til ara miÅ‹ söküşDilin faydası çok olduÄŸu gibi, zararı da çoktur; dil bâzan öğülür, bâzan da çok söğülür. 
Kalı mundaÄŸ erse bilip sözle söz, sözüŋ bolsu közsüz karaÄŸuka közMademki böyledir, sözü bilerek söyle; sözün gözsüzlere, körlere göz olsun. 
Biligsiz karaÄŸuturur belgülüg, yorı ay biligsiz bilig al ülügBilgisiz insan, şüphesiz, kördür; ey bilgisiz, yürü; bilgiden nasip al. 
ToÄŸuÄŸlı ölür kör kalır belgü söz, sözüŋ edgü sözle özüŋ ölgüsüzBak, doÄŸan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle, ölümsüz olursun. 
İki neÅ‹ bile er karımaz özi, bir edgü kılınçı bir edgü söziİnsan iki ÅŸey ile kendisini ihtiyarlamaktan kurtarır : biri — iyi iÅŸ ve diÄŸeri — iyi söz. 
KiÅŸi tuÄŸdı öldi sözi kaldı kör, özi bardı yalÅ‹uk atı kaldı körBak, insan doÄŸdu, öldü; sözü kaldı; insanın kendisi gitti, adı kaldı. 
Tiriglik tilese özüŋ ölmegü, kılınçıŋ sözüŋ edgü tut ay bügüKendin ölümsüz bir hayat dilersen, ey hakîm, iÅŸin ve sözün iyi olsun. 
Tilig ögdüm ança ara söktüküm, tilekim söz erdi saÅ‹a yördükümDili bu kadar eÄŸmekten ve arada bir söğmekten maksadım, sana sözün ne olduÄŸunu anlatmak ıdı. 
KamuÄŸ sözni yığsa ukuÅŸ taplamaz, kerek sözni sözler kiÅŸi kizlemezHer sözü saklamağı da anlayış hoÅŸ görmez; insan lüzumlu olan sözü söyler, gizlemez. 
Sözüm oÄŸluma sözledim men toÅ‹a, oÄŸul minde altın maÅ‹a ne teÅ‹eEy yiÄŸit, ben bu sözü oÄŸlum için söyledim; oÄŸul benden aÅŸağı derecededir ve bana nasıl denk olur. 
SaÅ‹a sözledim men sözüm ay oÄŸul, saÅ‹a berdi bu pend özüm ay oÄŸulEy oÄŸul, bir sözümü sana söyledim; ey oÄŸul, bu nasihatleri ben sana verdim. 
Kümüş kalsa altun meniÅ‹din saÅ‹a, anı tutmağıl sen bu sözke teÅ‹eBenden sana gümüş ve altın kalırsa, sen onları bu söze denk tutma. 
Kümüş iÅŸke tutsa tüker alkınur, sözüm iÅŸke tutsa kümüş kazÄŸanurGümüşü bir iÅŸe sarfedersen, biter, tükenir; sözümü iÅŸe sarfedersen, gümüş kazanılır. 
KiÅŸidin kiÅŸike kumaru söz ol, kumaru sözüg tutsa asğı yüz olİnsandan insana, miras olarak, söz kalır; vasiyet edilen sözü tutmanın faydası çoktur. 
Bu kün tügme kaşıŋ ay bilge bügü, özüm udrin aysa yeme eymenüEy âlim hakîm, bugün ürkerek, kendi özrümü söylersem, bana kaşını çatma. 
Kitâb İdisi Öz Udrin AyurKitap Sahibi Kendi Özrünü Söyler 
Tilekim söz erdi ay bilge bügü, kedin keldeçike özüm sözlegüEy âlim hakîm, dileÄŸim benden sonra geleceklere kalacak bir söz söylemek idi. 
UkuÅŸ keldi utru ayur bütrü kör, sözüŋ bolsa yaÅ‹luk saÅ‹a bolÄŸa korAnlayış karşı geldi ve: —İyice dikkat et; sözün yanlış olursa, sana zararı dokunur — dedi — 
Bodun tili yavlak seni sözlegey, kiÅŸi kılkı kirtüç etiÅ‹ni yegeyHalkın dili kötüdür, seni çekiÅŸtirir; insanın tabiati kıskançtır, etini yer. 
Baka kördüm erse yinik boldı yük, özüm aydı sözle sözüŋ barı tökDikkatle bakınca, yüküm hafifledi; kendi-kendime : — Söyle, içindekileri dök — dedim. 
Negülük tese sen ayayın saÅ‹a, eÅŸitgil sözümni ay ersig toÅ‹aSebebini sorarsan, sana söyleyeyim; ey mert yiÄŸit, sözümü dinle. 
Bu yalÅ‹uk atı boldı yalÅ‹luk üçün, bu yalÅ‹luk uruldı bu yalÅ‹uk üçünBu yalnguk (insan) adı insana yanıldığı ( yangluk ) için verildi; yanılmak ( yangluk ) insan ( yalnguk ) için yaratıldı. 
Yaŋılmaz kiÅŸi kim ayu ber maÅ‹a, yaŋılmış tümen miÅ‹ ayayın saÅ‹aSen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilirmısin; ben sana yandan binlerce insan göstereyim. 
Biliglig idi az biligsiz üküş, ukuÅŸsuz üküş bil ukuÅŸluÄŸ küsüşBilgi sahibi insanlar pek azdır; bilgisiz ise, çoktur; bil ki, anlayışsız insanlar çok; anlayışlılar ise, nâdirdir. 
Biligsiz biligligke boldı yağı, biligsiz biligligke kıldı çoğıBilgisiz bilgiliye dâima düşman olmuÅŸtur; bilgisiz bilgili ile her zaman mücâdele halindedir. 
KiÅŸide kiÅŸi adrukı bar telim, bu adruk biligdin ayur bu tilimİnsandan insana çok fark vardır; bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dâirdir. 
Biligligke sözledim uÅŸ bu sözüm, biligsiz tilini bilümez özümBu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorum. 
Biligsiz bile hiç sözüm yok meniÅ‹, ay bilge özüm uÅŸ tapuğçı seniÅ‹Benim bilgisiz ile hiç bir sözüm yoktur; ey bilgili, iÅŸte ben senin kulunum. 
Sözüm sözlemiÅŸke saÅ‹a eymenü, özüm üdri koldı saÅ‹a uÅŸ munuSözümü sana söylemiÅŸ olduÄŸum için, çekinerek, iÅŸte böyle senden özür diledim. 
Sözüg sözledeçi azar hem yazar, ukuÅŸluÄŸ eÅŸitse oÅ‹arur tüzerSözü söyleyen yanılabilir ve ÅŸaşırır; anlayışlı isterse, bunu düzeltir ve tashih eder. 
BurundukluÄŸ ol söz teve burnı teg, barur kança yetse titir boynı tegSöz, deve burnu gibi, yularlıdır; o, diÅŸi deve boynu gibi, nereye çekilirse, oraya gider. 
Bilig sözledeçi kiÅŸi bar üküş, anı bildeçi er maÅ‹a ked küsüşSözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adanı azizdir. 
KamuÄŸ edgülükler bilig asğı ol, bilig birle buldı mesel kökke yolBütün iyilikler bilginin faydasıdır; bilgi ile göğe dahi yol bulunur. 
Bilig birle sözle kamuÄŸ sözni sen, biligin bedük bil kamuÄŸ özni senSen her sözünü bilgi ile söyle; her kesin bilgi ile büyük olduÄŸunu bil. 
Yaşıl köktin endi yağız yerke söz, sözi birle yalÅ‹uk ağır kıldı özSöz kara yere mâvî gökten indi; insan kendisine sözü ile deÄŸer verdirdi. 
KiÅŸi köŋli tüpsüz teÅ‹iz tegturur, bilig yinçü sanı tüpinde yaturİnsan gönülü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer. 
TeÅ‹izdin çıkarmasa yinçü kiÅŸi, kerek yinçü bolsun kerek say taşıİnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun – ister’ çakıl taşı, farketmez. 
Yağız yer katındakı altun taÅŸ ol, kalı çıksa begler başında tuÅŸ olKara toprak altındaki altın taÅŸtan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuÄŸ tokası olur. 
Biliglig çıkarmasa bilgin tilin, yarutmaz anıŋ bilgi yatsa yılınBilgili bilgisini dili ile meydana çıkarmazsa,- yıllarca yatsa bile, onun bilgisi muhitini aydınlatmaz. 
UkuÅŸlı biligli idi edgü neÅ‹, kalı bulsa iÅŸlet uçup kökke teÅ‹Anlayış ve bilgi çok iyi ÅŸeydir; eÄŸer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık. 
Negü ter eÅŸitgil bu el kend begi, ukuÅŸka biligke yetürmiÅŸ ögiAnlayış ve bilginin ne olduÄŸunu bilen, bu memleket beyi ne der, dinle. 
Ajun tutÄŸuka er ukuÅŸluÄŸ kerek, bodun basÄŸuka ög kerek hem yürekDünyayı elde tutmak için, insan anlayışlı olmalıdır; halka hâkim olmak için ise, hem akıl, hem cesaret gerektir. 
UkuÅŸ birle tuttı ajun tutÄŸuçı, bilig birle bastı bodun basÄŸuçıDünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu iÅŸi bilgi ile yaptı. 
Ajunka apa enmiÅŸinde berü, ukuÅŸluÄŸ uru keldi edgü törüAdem’in dünyaya indiÄŸinden beri iyi nizam dâima anlayışlı insanlar tarafından vaz’edilegelmiÅŸtir. 
Kayu üdte erse bu künde burun, biligligke tegdi bedükrek orunHangi çaÄŸda olursa-olsun, bugüne kadar daha yüksek yer dâima bilgiliye kısmet olmuÅŸtur. 
UkuÅŸ birle eslür kiÅŸi artakı, bilig birle süzlür bodun bulÄŸakıİnsanların kötüsü anlayış yolu ile asılır; halk arasında çıkan fitne bilgi ile bastırılır. 
Bu ikin itümese kodğıl bilig, kılıçka tegürgil sen ötrü eligİşleri bu ikisi ile de halledemezsen, bilgiyi bırak, elini kılıca daya. 
Bügü bilge begler bodunka başı, kılıç birle itmiÅŸ biligsiz iÅŸiHalkı idare eden, hakîm ve âlim beyler bilgisizin iÅŸini kılıç ile halletmiÅŸlerdir. 
Ajun tutÄŸuka er ukuÅŸ bilse ked, bodun basÄŸuka er bilig bilse kedDünyayı elde tutmak için, insanin anlayışlı olması ve halkı itaat altına almak için de, bilgili bulunması elzemdir. 
Bu iki birikse bolur er tükel, tükel er ajunuÄŸ temâm yer tükelBu ikisi bir kimsede toplanırsa, o tam insan olur; tam insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur. 
ApaÅ‹ iki ajun kolur erse sen, otı edgülük ol kılur erse senSen her iki dünyayı arzu ediyorsan, bunun çâresi — iyilik yapmaktır. 
Kalı edgü bolmak tilese özüŋ, yorı edgülük kıl kesildi sözüŋEÄŸer kendin iyilik bulmak istiyorsan, yürü, iyilik et; baÅŸka söze ne hacet. 
KiÅŸi meŋü bolmaz bu meŋü atı, anın meŋü kaldı bu edgü atıİnsan ebedî deÄŸildir, ebedî olan — onun adıdır; iyi kimselerin adı bunun için ebedî kalmıştır. 
Özüŋ meŋü ermez atıŋ meŋü ol, atıŋ meŋü bolsa özüŋ meŋü olKendin ebedî deÄŸilsin, adın ebedîdir; adın ebedî olursa, kendin de ebedî olursun. 
Edgülük Kılmak Ögdisin Asığlıkin Ayurİyilik Etmenin Medhini Ve Faydalarını Söyler 
Kalı bolsa elgiÅ‹ bodunka uzun, kamuÄŸ edgülük kıl kılınçın sözünEÄŸer halkı idare edecek bir duruma gelirsen, iÅŸle ve sözle her vakit iyilik et. 
Yegitlik kaçar ol tiriglik uçar, bu tüş teg ajundın özüŋ terk keçerGençlik kaçar ve hayat uçar; bu rüya gibi dünyadan kendin çabuk göçersin. 
Tiriglikni mün kıl asığ edgülük, yarın bolÄŸa edgü yegü kedgülükHayatı sermâye yap, bunun faizi iyiliktir; bu sana yarın için iyi yiyecek ve giyecek temin eder. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi edgüsi, yorıp tın tokığlı âhır ölgüsiDinle, insanların iyisi ne der; yürüyen ve nefes alanların hepsi sonunda ölecektir. 
Ajunda ne yaÅ‹lığ eren tuÄŸdı kör, bir ança yorıdı yana öldi körDünyaya nice erler geldi, düşün; bir müddet ömür sürdükten sonra, yine göçüp gittiler. 
Kerek beg kerek kul ne edgü isiz, özi öldi erse atı kaldı izGerek bey, gerek kul, iyi veya kötü; kendileri öldü, fakat onların niÅŸanı olarak, yalnız adları kaldı. 
SaÅ‹a teg, di emdi kezigçe orun, kamuÄŸ edgülük kıl sen edgü burunÅžimdi bu yere sâhıp olmak sırası sana gelmiÅŸtir; sen her keÅŸten iyi ol ve hep iyilik yapmaÄŸa çalış. 
Tirig ölgü âhır töşeŋü yerig, kiÅŸi ölse edgün kör atı tirigHer yaÅŸayan er-geç ölecek ve topraÄŸa düşecektir; insan iyi nâm ile ölürse, adı yaÅŸar. 
İki törlüg at ol bu tilde yorır, bir edgü bir isiz ajunda kalırİnsanların dillerden düşmeyen iki türlü adı vardır : biri — ıyı, biri — kötü; bunlardan biri dünyada kalır. 
İsizke söküş edgü ögdi bulur, özüŋke baka kör kayusın kolurKötü söğülür, iyi öğülür; iyice dikkat et, canın hangisini ister. 
Özüŋ edgü bolsa atıŋ ögdilig, kalı bolsa isiz söküş ây siligEy temiz kimse, iyi olursan, adını öğerek anarlar; eÄŸer kötü olursan, seni söğerek yad ederler. 
Söküşlüg nelük boldı zahhâk otun, nelük ögdi buldı feridûn kutunKüstah Dahhâk neden söğüldü de, Feridun neden medhe ve ikbâle kavuÅŸtu. 
Biri edgü erdi anı ögdiler, biri isiz erdi anı söktilerBiri— iyi ıdı, onu öğdüler; biri ise— kötü idi, ona söğdüler. 
İsizmü saÅ‹a yeg azu edgümü, söküşmü kolur sen azu ögdimüKötü mü senin için daha ıyı, yoksa iyi mi, söğülmek mı istersin, yoksa öğülmek mi. 
Kayusın tilese üdürgil birin, isiz edgü bolsa ökünme yarınHangisini canın isterse, birini seç; neticesi iyi veya kötü çıkarsa, bundan da peÅŸiman olma. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetür söz sınamış kiÅŸi, sınamış kiÅŸi bildi el kün iÅŸiTecrübeli insanın sözü buna benzer; tecrübeli insan elin-günün iÅŸini bilir. 
KiÅŸi edgü atın kör, alkış bulur, atıkmış isiz ölse karğış bulurBak, insan iyi adı ile alkışlanır; adı kötüye çıkmış kimse ölünce beddua alır. 
Neçe me sınadım isiz kılÄŸuçı, kite bardı künde üzüldi küçiKötülük yapanı kaç defa tecrübe ettim; takati her gün bir az daha azaldı, sonunda da takatten düştü. 
Neçe kördüm erse isizler iÅŸi, ozu bolmadı ay biliglig kiÅŸiEy bilgili adam, kaç defa gördüm : kötülerin iÅŸi hiç bir zaman ileri gidemedi. 
İsizlik ot ol ot küyürgen bolur, yolında keçig yok öyülgen ütülgen] bolurKötülük — âteÅŸtir, ateÅŸ ise, yakıcıdır; onun yolunda geçilebilecek bir geçit yoktur. 
Körü tursa bizde oza barÄŸuçı, kara tut ya begler ajun tutÄŸuçıBizden önce göçenlere dikkar edersen, ister halktan , ister dünyayı elinden tutan beylerden olsun, 
Bularda kayu buldı erse bilig, olar urmış üd kün ajunka eligBunlardan hangileri bilgiyi buldu ise, onlar zamaneye ve dünyaya hâkim olmuÅŸlardır. 
Bilig kimde erse ajun begleri, törü edgü urmış kiÅŸi yegleriDünya beylerinden hangileri bilgili olmuÅŸ ise, iyi nizam koyanlar ve iyilikte ileri gelenler onlar olmuÅŸtur. 
Bu kün me kim edgü atansa kiÅŸi, olar boldı aÅŸnu ol edgü başıBugün de kimler iyilik ile şöhret kazanmışlarsa, iyilerin başında en önce onlar gelir. 
Bügü beg kim erse biligke yakın, biliglig kiÅŸig kılmış özke yakınKim hakîm ve bilgili bir bey olmuÅŸ ise, o bilgili insanları kendisine yaklaÅŸtırmıştır. 
Elig urmış iÅŸke bakıp iÅŸlemiÅŸ, bilig iÅŸke tutmış bodun baÅŸlamışO eline aldığı her iÅŸi dikkatle yapmış ve bilginin gösterdiÄŸi yolda yürüyerek, halkı idare etmiÅŸtir. 
Elin itmiÅŸ ötrü bayumış kara, kara baylıkın kılmış özke turaMemleketini tanzim etmiÅŸ ve halkı zengin olmuÅŸ; halkın zenginliÄŸini kendisine kalkan yapmıştır. 
Atı edgü bolmış atanmış akı, akı ölse atı tirig tep okıİyi ad kazanmış, cömertlik ile şöhret bulmuÅŸtur; bil ki, cömert insan ölse bile, onun adı yaÅŸar. 
Ölürin bilip kılmış özke itig, bitip kodmış atın tirigke bitigÖleceÄŸini bilerek, kendisi için hazırlık yapmış, adını kitaplara geçirerek, yaÅŸayanlara bırakmıştır. 
Bu kün kim okısa olarığ bilir, aÅ‹ar ötkünür andın edgü kelirBugün bu kitapları kim okursa, onları tanır; onlara benzemeÄŸe çalışır ve bundan kendisine iyilik gelir. 
Negü bar ajunda biligde küsüş, biligsiz tese erke körksüz söküşDünyada bilgiden daha aziz ne var; bilgisiz olduÄŸunun söylenmesi, insan için ağır bir hakarettir. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig kiÅŸi, ajunda sınayu yetilmiÅŸ yaşıBilgili ve dünyada tecrübe ile ömrünü geçirmiÅŸ olan insan ne der dinle. 
Biligsizke törde orun bolsa kör, bu tör elke sandı ilig buldı törBilgisiz baÅŸ-köşede yer bulursa, baÅŸ-köşe — eÅŸik ve eÅŸik — baÅŸ-köşe sayılır. 
Kalı bilgeke tegse elde orun, ol el boldı törde takı ked burunEÄŸer bir âlime eÅŸikte bir yer isabet ederse, o eÅŸik baÅŸ-köşeden daha iyi ve yüksek olur. 
Biligketurur bu ağırlık kamuÄŸ, ajunka kerek tör kerek el kapuÄŸBütün bu saygı bilgi içindir; dünyada yeri ister baÅŸ-köşe, ister eÅŸik olsun. 
İki törlüg ol kör bu aslı kiÅŸi, biri beg biri bilge yalÅ‹uk başıBak, iki türlü asîl insan vardır : biri — bey, biri — âlim; bunlar insanların başıdır. 
Anıŋda naru barça yılkı sanı, tilese munı tut tilese anıBunlardan baÅŸkalarının hepsini hayvan sürüsü say; hangi tarafı istersen o tarafı tut. 
Sen emdi kayu sen maÅ‹a ay aça, ikide biri bol üçünçte kaçaSen ÅŸimdi hangisisin, bana bunu açık söyle; bu ikisinden biri ol, üçüncüden kaç. 
Kılıç aldı biri bodunuÄŸ tüzer, kalem aldı biri yorık yol süzerBiri eline kılıç aldı, halkı itaat altında tutar; biri eline kalem aldı, doÄŸru yolu bulup-gösterir. 
Olardın kalu keldi edgü törü, kumaruturur tegse koprur örüİyi nizam, onlardan kalageldi; bu bir mirastır; kimin eline geçerse, onu yükseltir. 
Ölügdin tirigke kumaru söz ol, kumaru sözüg tutsa asğı yüz olÖlüden diriye kalan miras sözdür; miras kalan sözü tutmanın yüzlerce faydası vardır. 
Biligsiz karaÄŸuturur belgülüg, ây közsüz karaÄŸu bilig al ülügBilgisiz, muhakkak ki, kördür; ey gözsüz kör, bilgiden hisseni al. 
KiÅŸi körki söz ol bu söz ök telim, yorı edgü sözlüg kiÅŸig ög tilimİnsanın süsü — sözdür; bu söz de çok çeÅŸitlidir; haydi, ey dilim, iyi sözlü insanı öğ. 
Mesel keldi türkçe muÅ‹ar meÅ‹zetür, anı sözledim men munu yaÅ‹zaturBuna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; iÅŸte onu söylüyorum, şöyle der. 
UkuÅŸ körki til ol bu til körki söz, kiÅŸi körki yüz ol bu yüz körki közAkıl süsü — dil, dil süsü — sözdür; insanın süsü — yüz, yüzün süsü — gözdür. 
Tili birle yalÅ‹uk sözi sözlenür, sözi yakşı bolsa yüzi suvlanurİnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar. 
Körü barsa emdi bu türk begleri, ajun beglerinde bular yegleriEÄŸer dikkat edersen, görürsün ki, dünya beyleri arasında en iyileri Türk beyleridir. 
Bu türk beglerinde atı belgülüg, toÅ‹a alp er erdi kutı belgülügBu türk beyleri arasında adı meÅŸhur ve ikbâli ayan-beyan olanı Tonga Alp-Er idi. 
Bedük bilgi birle üküş erdemi, biliglig ukuÅŸluÄŸ bodun ködrümiO yüksek bilgiye ve çok faziletlere sahip idi; bilgili, anlayışlı ve halkın seçkini idi. 
Ne üdrüm ne ködrüm ne ersig eren, ajunda tetig er yedi bu cihânNe seçkin, ne yüksek, ne yiÄŸit adam idi; zâten âlemde ferasetli insan bu dünyaya hâkim olur. 
Tejikler ayur anı efrasiyâb, bu efrasiyâb tuttı eller talapiranlılar ona Efrâsiyâb derler; bu Efrâsiyâb akınlar salıp, ülkeler zaptetmiÅŸtir. 
İdi artuk erdem kerek ög bilig, ajun tutÄŸuka ötrü sunsa eligDünyaya hâkim olmak ve onu idare etmek için, pek çok fazilet, akıl ve bilgi lâzımdır. 
Tejikler bitigde bitimiÅŸ munı, bitigde yok erse kim ukÄŸay anıiranlılar bunu kitaba geçirmiÅŸlerdir; kitapta olmasa idi, onu kim tanırdı. 
İdi yakşı aymış azığlığ kür er, azığlığ eren berk tügünler yazarCesur ve yiÄŸit er çok yerinde söylemiÅŸ; cesur insan sıkı düğümler çözer. 
MiÅ‹ erdem kerek bu cihân tutÄŸuka, kür arslan kerek bu kulan basÄŸukaBu cihana hâkim olmak için, bin türlü fazîlet gerek; yaban eÅŸeÄŸini alt etmek için, arslan olmak gerek. 
Ajunçıka erdem kerek miÅ‹ tümen, anın tutsa el kün kiterse tumanDünyaya hâkim olana binlerce fazîlet lâzımdır; o bunlar ile eli-günü idare eder ve sisleri dağıtır. 
Kılıç ursa bıçsa yağı boynını, törü birle tüzse eli bodnınıO bunlar ile kılıç çalar ve düşmanın boynunu keser; memleketi ve halkını kanun yolu ile nizam altında bulundurur. 
Bilig UkuÅŸ Erdemin Asığın AyurBilgi İle Aklın Meziyet Ve Faydalarını Söyler 
Tilekim söz erdi ay bilge bügü, ukuÅŸuÄŸ biligig özüm sözlegüEy âlim hakîm, maksadım söz söylemek idi; akıl ve bilgiden bahsetmek istedim. 
UkuÅŸ ol yula teg karaÅ‹ku tüni, bilig ol yarukluk yaruttı seniAkıl karanlık gecede bir meÅŸ’ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır. 
UkuÅŸun aÄŸar ol biligin bedür, bu iki bile er ağırlık körürİnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür; bu ikisi ile insan itibâr görür. 
MuÅ‹ar bütmese kör bu nûşin revân, ukuÅŸ közi birle yaruttı cihânBuna inanmazsan, Nûşin-Revan’a bak; o akıl gözü ile dünyayı aydınlattı. 
Törü tüz yorıttı bayudı bodun, atın edgü kıldı ol edgü üdünKanunu doÄŸruluk ile tatbik etti ve halk zenginleÅŸti; o iyi bir devirde iyi bir nâm bıraktı. 
MaÅ‹ar tegdi mundaÄŸ biliglig sözi, tamudın yırar tep tamuÄŸluk öziBilgili bir insanın onun hakkında şöyle dediÄŸini duydum : kendisi cehennemlik iken, cehennem azabından kurtuldu. 
Kiçig oÄŸlanığ kör ukuÅŸka ulam, yaşı yetmeginçe yorımaz kılâmKüçük çocuÄŸa bak, ona akıl ulaÅŸacaktır; fakat yaşı gelmedikçe, kalemler yürümez. 
UkuÅŸluÄŸ kiÅŸi kör karısa munar, ukuÅŸ kitti tep hem kalem me tınarAkıllı insan da yaÅŸlanınca bunar; akıl gittiÄŸi için, kalem de susar. 
Kalı telve ursa kör ölse kiÅŸi, ölüm yok aÅ‹ar hem birilmez ÅŸiÅŸiEÄŸer delijbir adamı vurup, öldürürse, o deliye ölüm cezası yoktur; kısas yapılmaz. 
Negülük tese sen ukuÅŸsuzturur, ukuÅŸsuz kiÅŸiler ülügsüztururNiçin dersen, o akılsızdır; akılsız adamlar ne mükâfat görür, ne de ceza. 
UkuÅŸkaturur bu ağırlık itig, ukuÅŸsuz kiÅŸi bir avuçça tetigBütün bu hürmet ve itibar akıl içindir; akılsız adam bir avuç balçık gibidir. 
Körü barsa yakşı ayur bu sözüg, ukuÅŸsuz biligsiz bedütmez özügDikkat edersen ÅŸu söz çok yerinde söylenmiÅŸ : akılsız ve bilgisiz kimse kendisini yükseltemez. 
Körü barsa barça urur bu kedük, ukuÅŸluÄŸ biliglig kör aslı ked ökDikkat edilirse, her kes üzerine bir ÅŸey giyer; fakat akıllı ve bilgili insan hıl’at ile deÄŸil, aslında deÄŸerlidir. 
UkuÅŸ bolsa aslı bolur bolsa er, bilig bolsa beglik kılur kılsa erAkıl olursa, insan olsa-olsa asıl insan olur; bilgi olursa, insan yapsa yapsa beylik yapar. 
KimiÅ‹de ukuÅŸ bolsa aslı bolur, kayuda bilig bolsa beglik bulurKimde akıl varsa, o asîl insan olur; kimde bilgi varsa, o beylik bulur, însan-oÄŸlu kara yer üzerine elini uzattı, her ÅŸeye bilgisi ile nüfuz etti. 
Yağız yer öze yalÅ‹uk oÄŸlı elig, kötürdi kamuÄŸka yetürdi biligînsan-oÄŸlu kara yer üzerine elini uzattı, her ÅŸeye bilgisi ile nüfuz etti. 
UkuÅŸ birle aslı atanur kiÅŸi, bilig birle begler iter el iÅŸiAkıl ile insan asıl insan adını alır; bilgi ile beyler memleket iÅŸini tanzim eder. 
Tümen miÅ‹ tü erdem üküş ögdiler, ukuÅŸ birle kılmış üçün ögdilerBinlerce fazilet ve bir çok alkışlanan iÅŸler akıl ile yapılmış olduÄŸu için öğülmüştür. 
UkuÅŸ azın azlanma asğı üküş, bilig azın azlanma erke küsüşAklın azını azımsama, onun faydası çoktur; bilginin azını azımsama, o insan için azizdir. 
Bu tört neÅ‹ azın azka tutma negü, bügü sözlemiÅŸ söz eÅŸitgü ögüHakimlerin sözünü dinle, düşün ve ÅŸu dört ÅŸeyin azını az görme. 
Bu törtte biri ot birisi yağı, üçünçi ig ol kör tiriglik ağıBu dörtten biri — ateÅŸ, biri — düşmandır; üçüncüsü — hayatın tuzağı olan hastalıktır. 
Basası bilig ol bularda biri, bu tört neÅ‹ uçuz tutma yüksek töriNihayet bunların biri de — bilgidir; bu dört nesneyi hafife alma, bunların ehemmiyeti büyüktür. 
Bu tegme biri asğı yası telim, kayusı berim teg kayusı alımBunlardan her birinin faydası veya zararı çoktur; bâzısı — borç, bâzısı ise — alacak gibidir. 
Bilig kimyâ teg ol neÅ‹ irklüturur, ukuÅŸ ordusı ol neÅ‹ üglütururBilgi kimya gibidir, eÅŸya onun etrafında toplanır; akıl onun sarayıdır, içinde eÅŸya yığılır. 
Yıparlı biligli teÅ‹i bir yaŋı, tutup kizlese bolmaz özde öŋiMisk ve bilgi birbirine benzer; insan bunları yanında gizli tutamaz. 
Yıpar kizlese sen yıdı belgürer, bilig kizlese sen tilig ülgülerMiski gizlersen, kokusundan belli olur; bilgiyi saklarsan, dili ayarlamasından belli olur. 
Bilig baylık ol bir çığay bolÄŸusuz, tegip oÄŸrı tevlig anı alÄŸusuzBilgi hiç bir zaman fakirliÄŸe düşmeyen bir servettir; hırsız ve dolandırıcının ona eli eriÅŸemez ve alamaz. 
KiÅŸen ol kiÅŸike bilig hem ukuÅŸ, kiÅŸenlig yaraÄŸsızka barmaz üküşBilgi ve akıl insan için bir köstektir; köstekli olan, yakışıksız ÅŸeylere pek gitmez. 
Sevügrek atın er kiÅŸenlig tutar, kereklig atın kör küdezlig tutarinsan çok sevdiÄŸi atını köstekli tutar; lüzumlu atını muhafaza altına alır. 
KiÅŸenlig küremez kerekçe yorır, tuÅŸaÄŸlığ yıramaz tilekçe barırKöstekli olan kaçamaz, istenildiÄŸi kadar yürür; bukağılı olan uzaklaÅŸamaz, istenilen yere kadar gider. 
UkuÅŸ ol saÅ‹a edgü andlığ adaÅŸ, bilig ol saÅ‹a ked bağırsak kadaÅŸAkıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur; bilgi senin için çok merhametli bir kardeÅŸtir. 
Biligsizke bilgi kılınçı yağı, adın bolmasa tap bu iki çoğıBilgisiz adamın düşmanı kendi bildiÄŸi ve yaptığıdır; baÅŸka düşmanı olmasa bile, bu ikisinin gailesi kâfidir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi türkçe mesel, okığıl munı sen köŋül ögke alBuna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; sen bunu oku, gönlünde ve aklında tut. 
UkuÅŸluÄŸ kiÅŸi, ke iÅŸ, i tap ukuÅŸ, biligsiz kiÅŸi, ke atı tap söküşAkıllı insan için akıl kâfi bir eÅŸtir; bilgisiz insan için hakaret tam bir addır. 
Biligligke bilgi tükel ton aÅŸ ol, biligsiz kılınçı yavuz koldaÅŸ olBilgili insan için onun bilgisi kâfi bir yiyecek ve giyecektir; bilgisizin hareketi — onun kötü- arkadaşıdır. 
UkuÅŸluÄŸ ked er övke özdin yırat, biliglig beg er buÅŸma edgü kıl atEy akıllı iyi yiÄŸit, öfkeyi kendinden uzaklaÅŸtır; ey bilgili bey yiÄŸit, hiddetlenme, iyi ad kazan. 
Bu iki bile iÅŸke yakma ive, kalı yaksa kıldıŋ tiriglik yavaÖfke ve gazap ile iÅŸe yaklaÅŸma; eÄŸer yaklaşırsan, ömrü heder edersin. 
Ökünçlüg bolur tutşı övke iÅŸi, yazukluÄŸ bolur iÅŸte buÅŸsa kiÅŸiÖfke ile kalkan peÅŸimanlıkla oturur; insan hiddetlenince, iÅŸinde yanılır. 
Amulluk kerek erke kılkı oÅ‹ay, örüglük kerek begke tuÄŸsa kün ayinsan sakin ve mülayim tabiatli olmalıdır; güneÅŸ ve ay doÄŸması için, beye itidal lâzımdır. 
Tüzünlük kerek hem siliglik kerek, ukuÅŸluÄŸ kerek hem biliglig kerekHem yumuÅŸak huylu, hem tatlı dilli, hem akıllı, hem bilgili olmak gerektir. 
UkuÅŸluÄŸ kerek ked üdürse kiÅŸig, biliglig kerek ked bütürse iÅŸiginsanları iyi seçebilmek için akıllı olmak ve iÅŸini iyi baÅŸarabilmek için de bilgili olmak lâzımdır. 
YaraÄŸlığ yaraÄŸsıznı titrü körüp, kereklig kereksizni kirtü sorupinsan iÅŸe yarayana-yaramayana iyice dikkat ederek, gerekli ve gereksizi hakkiyle sorup-soruÅŸturarak, 
Adırsa üdürse seçe bilse öz, kamuÄŸ iÅŸ içinde yitig tutsa közAyırt eder, eler, seçebilir ve her iÅŸte gözünü keskin tutarsa, 
Bolur ötrü iÅŸler bütün hem bışığ, biliglig kiÅŸiler bışığ yer aşığNeticede iÅŸler saÄŸlam olur ve olgunlaşır; bilgili insanlar yemeÄŸi piÅŸmiÅŸ olarak yerler. 
Tilekke tegir ol bu yaÅ‹lığ kiÅŸi, ikigü ajunda itiglig iÅŸiBöyle bir insan dileÄŸine erer ve her iki dünyada iÅŸi yoluna girer. 
BuÅŸaklık bile erke övke yavuz, bu iki bile tutçı emger et özHiddet ve öfke insan için fenadır; bu ikisinin yüzünden vücût dâima eziyet çeker. 
EÅŸitgil negü ter bügü bilge teÅ‹, bu söz iÅŸke tutğıl ayâ kızÄŸu eÅ‹Dinle, hakîm âlim buna benzeterek, ne der; bu söze göre hareket et, ey bahtiyar insan. 
Buşı bolsa yalÅ‹uk biligsiz bolur, kalı övke kelse ukuÅŸsuz kılurHiddetlenirse, insan bilgisizce hareket eder; eÄŸer öfkelenirse, öfke onu akılsıza çevirir. 
Buşılık yavuz erke eltür bilig, otunluk kılur buÅŸsa kılkı siligHiddetlenmek insan için fenadır, bilgiyi götürür; hiddetlenince, yumuÅŸak huylu insan da kabalık yapar. 
EÅŸitgil negü ter biliglig kiÅŸi, biliglig sözi çın sevüg cân tuşıDinle, bilgili adam ne der : bilgili sözü, gerçekten, sevgili can gibidir. 
Bu bir kaç neÅ‹ ol kör kiÅŸike yavuz, munı kılsa yalÅ‹uk alıkar et özBak, ÅŸu bir kaç ÅŸey insan için kötüdür; insan bunları bilirse, kendisini korumuÅŸ olur. 
Bularda birisi bu til yalÄŸanı, munıŋda basası sözüg kıyÄŸanıBunlardan biri — yalan söylemektir; ikincisi — verilen sözden dönmektir. 
Üçünçi takı bir bor işçe seve, seziksiz bu er boldı birtem yavaÜçüncüsü ise— içki iptilâsıdır; buna tutulan kimse, şüphesiz, tamamen boÅŸuna yaÅŸamış olur. 
Takı biri erke bu arkuk kılınç, bu arkuk kılnçlığka bolmaz sevinçBiri de insanın inatçı olmasıdır; bu inatçı insan için dünyada sevinç yoktur. 
Yana bir arığsız bu kılkı otun, kiÅŸiler evinde bu koprur tütünYakışıksız hâllerden biri de kaba tabiatli olmaktır; böyle adam baÅŸkalarının evinde tozu-dumana katar. 
Yana bir tili el buşı övkelig, ulıtur kiÅŸig sökse açsa tiligBiri boÅŸ-boÄŸaz, hiddetli ve öfkeli olmaktır; söğmeÄŸe baÅŸlarsa, insanın kalbini kırar. 
Bu kaç neÅ‹ birikse biregü öze, anıŋdın yırar ol ıduk kut tezeBu bir kaç ÅŸey bir kimse üzerinde toplanırsa, mübarek saadet ondan kaçar, uzaklaşır. 
Bolu bermez evren başı tezginür, anıŋ birle kılkı yaŋı tezginürFelek ona yar olmaz, âvâre olur; bununla birlikte hâl ve hareketinde istikrar olmaz. 
Yorı edgülük kıl ay edgü kiÅŸi, itiglig bolur tutçı edgü iÅŸiEy iyi insan, yürü, iyilik yap, iyinin iÅŸi hep düzgün gider. 
Negü ter eÅŸit emdi kılkı silig, sınayu tegip elke sunmış eligÅžimdi dinle, yumuÅŸak tabiatli olan ve tecrübe ile yükselerek, memleket iÅŸini eline alan adam ne der. 
Karımaz bu edgü neçe yıllasa, isizlik edikmez neçe edleseNe kadar yaÅŸarsa – yaÅŸasın, bu iyi insan ihtiyarlamaz; ne kadar uÄŸraşılırsa-uÄŸraşılsın, kötü insan ıslâh edilmez. 
Yaşı kısÄŸa isiz ökünçün karır, uzun yaÅŸlığ edgü ökünçsüz yorırÖmrü kısa olan kötü peÅŸimanlıkla ihtiyarlar, uzun ömürlü olan iyi peÅŸiman olmadan yaÅŸar. 
Tilekin bulur edgü künde yaŋı, isizniÅ‹ küniÅ‹e miÅ‹ artar muŋıîyi insan her gün yeni bir arzusuna nail olur; kötünün sıkıntısı ise, her gün bir kat artar. 
Kitâb Atı Yörügin Yeme Avuçğalıkın AyurKitabın Adını, Mânasını Ve Kendisinin İhtiyarlığını Söyler 
Kitâb atı urdum kutadÄŸu bilig, kutadsu okığlıka tutsu eligKitabın adını Kutadgu bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. 
Sözüm sözledim men bitidim bitig, sunup iki ajunnı tutÄŸu eligBen sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap — uzanıp, her iki dünyayı tutan bir eldir. 
KiÅŸi iki ajunnı tutsa kutun, kutadmış bolur bu sözüm çın bütüninsan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa, mes’ût olur; bu sözüm doÄŸru ve dürüsttür. 
Bu kün toÄŸdı ilig tedim söz başı, yörügin ayayın ey edgü kiÅŸiÖnce Kün-ToÄŸdı hükümdardan bahsettim; ey iyi insan, bunu izah edeyim. 
Basa aydım emdi bu ay toldını, anıŋdın yaruyur ıduk kut küniSonra Ay-Toldı’dan söz açtım; mübarek saadet güneÅŸi onunla parlar. 
Bu kün toÄŸdı tegli törü ol köni, bu ay toldı tegli kut ol kör anıBu Kün-ToÄŸdı dediÄŸim doÄŸrudan-doÄŸruya kanundur; Ay-Toldı ise, saadettir. 
Basa aydım emdi kör ögdülmiÅŸig, ukuÅŸ atı ol bu bedütür kiÅŸigBundan sonra ÖğdülmiÅŸ’i anlattım; o aklın adıdır ve insanı yükseltir. 
Anıŋda basası bu odğırmış ol, munı âkibet tep özüm yörmiÅŸ olOndan sonrakisi Odgurmış’tır; onu ben akıbet olarak aldım. 
Bu tört neÅ‹ öze sözledim men sözüg, okısa açılÄŸay yitig kıl közügBen sözü bu dört ÅŸey üzerine söyledim; okursan, anlaşılır; iyice dikkat et. 
Sevinçin yorığlı ay edgü yegit, sözümni yava kılma köŋlün eÅŸitEy sevinç içinde ömür süren iyi genç, sözümü yabana atma, gönülden dinle. 
Katığlan yaŋılma könilik yolın, yegitlik yava kılma asğın alınGayret et, doÄŸruluk yolundan ÅŸaÅŸma; gençliÄŸi heder etme, ondan faydalanmasını bil. 
Küsüş tut yegitlik keçer sende terk, kaçar bu tiriglik neçe tutsa berkGençliÄŸi aziz tut, çabuk geçer; ne kadar sıkı muhafaza edersen-et, bir gün kaçar. 
SeniÅ‹de bar erken yegitlik küçi, yava kılma tâat tapuÄŸ kıl tuçıSende henüz gençlik kuvveti varken, bunu boÅŸuna geçirme; dâima tâat ve ibâdet ile meÅŸgul ol. 
Küsermen yegitlikke öknür özüm, ökünçüm asığ yok kesermen sözümSonra gençliÄŸin hasretini çeker ve peÅŸiman olursun, amma son peÅŸimanlık fayda vermez; sözüm bu kadar. 
KimiÅ‹ kırkta keçse tiriglik yılı, esenleÅŸti erke yegitlik tili– Kimin yaşı kırkı geçerse, gençlik insana:— “Allaha ısmarladık !” — der. 
Tegürdi maÅ‹a elgin elig yaşım, kuÄŸu kıldı kuzÄŸun tüsi teg başımElli yaşım bana elini deÄŸdirdi; kuzgun tüyü gibi olan başımı kuÄŸu tüyüne çevirdi. 
Okır emdi altmış maÅ‹ar kel teyü, busuÄŸ bolmasa bardım emdi naruÅžimdi altmış :—”Bana gel!”— diye çağırıyor; ecel pususuna düşmezsem, ÅŸimdi oraya gideceÄŸim. 
KimiÅ‹ yaşı altmış tüketse sakış, tatığ bardı andın yayı boldı kış– Kimin yaşı altmışı doldurmuÅŸ ise, ondan- hayatın tadı gitmiÅŸ, onun yazı kışa dönmüştür. 
Otuz yığmışın yandru aldı elig, negü kılÄŸay altmış tegürse elig– Otuzun topladığını elli geri aldı, altmış elini deÄŸdirirse, ne yapacağım. 
Negü kıldım erki elig men saÅ‹a, nelük türdüŋ emdi bu öç kek maÅ‹aEy elli, ben sana ne yaptım sanki, neden bana ÅŸimdi böyle kin baÄŸladın. 
Tatığ erdi barça yegitlik iÅŸim, aÄŸu kıldı emdi maÅ‹a yer aşımGençlikte her iÅŸim bir zevk idi; ÅŸimdi bana yediÄŸim yemek zehir oldu. 
Bodum erdi ok teg köŋül erdi ya, köŋül kılÄŸu ok teg bodum boldı yaVücûdum ok ve gönülüm yay gibi idi; ÅŸimdi vücûdum yay oldu, gönlümü ok yapmalıyım. 
Yegitlik negü yığdı erse maÅ‹a, karılık kalıp aldı kelgey saÅ‹aGençlik benim için ne topladı ise, ihtiyarlık gelip, onları aldı; o sana da gelecektir. 
Ayâ çezgüçi kel meni çezgüle, yıl ay tutÄŸunı boldum emgek bileEy çergüçi, gel beni çergüle; eziyet içinde ayların ve yılların esiri oldum. 
KiÅŸensiz külündi maÅ‹umaz adak, tünerdi yarumaz körügli karakAyağım kösteksiz olduÄŸu hâlde, Misiz düştü, adım atamıyor; gören göz-bebeÄŸim karardı, parlamıyor. 
Tatığ bardı öçti kuruÄŸsak otı, yıradı meniÅ‹din yegitlik atıZevk gitti, gönül âteÅŸi söndü; gençlik adı artık benden uzaklaÅŸtı. 
Odunğıl ay kökçin ölümke anun, bu keçmiÅŸ künüŋke sığıt kıl ününEy kır saçlı uyan, ölüme hazırlan; geçmiÅŸ günlerin için aÄŸla ve sızla. 
Keçip bardı üd kün yavalık bile, bu kalmış künüŋ birle udrüŋ tileHayat boÅŸ yere geçti-gitti, bari bu kalan günlerini tövbe ve istiÄŸfar ile geçir. 
Ay muÅ‹suz idim meŋü tutçı tirig, ölümke törüttüŋ bu sansız tirigEy ebedî, ölümsüz ve ihtiyacdan vareste olan rabbim, bu sayısız canlıları ölüm için yarattın. 
Tilermen seniÅ‹din duâm bu sözün, tirig tutğıl ança yaşım kıl uzunBen sana ÅŸimdi yalvarıyorum ve ÅŸunu diliyorum: beni bir parça daha yaÅŸat, ömrümü uzat. 
SeniÅ‹din kolup küç bu söz baÅŸladım, tükel kılÄŸuka küç sen ök bir idimSenden kuvvet isteyerek, bu söze baÅŸladım; ey rabbim, bunu tamamlamak için, sen kuvvet ver. 
Tilim tınma öggil yaratığlını, yaraÄŸsıznı mendin yıratığlınıEy dilim, durma, yaratana ve beni kötülüklerden uzak tutana hamd ve sena et. 
Üdürdi törütti yaruttı köŋül, köni yol öze tuttı köŋlüm amulSeçti, yarattı ve gönülü aydınlattı; gönülümü iman içinde, doÄŸru yol üzerinde tuttu. 
KaraÅ‹kuda erdim yaruttı tünüm, tünerikte erdim toÄŸurdı künümKaranlıkta idim, gecemi aydınlattı; zulmette idim, bana güneÅŸi doÄŸdurdu. 
Azıp yügrür erdim ayu berdi yol, küyer erdim otka küdezmese olYolumu ÅŸaşırmış, koÅŸuyordum, bana yol gösterdi; o korumasa idi, ateÅŸte yanardım. 
Üdürdi adırdı kötürdi meni, azuklar yolındın kiterdi meniO seçti, ayırdı, beni yükseltti; beni yolunu ÅŸaşırmışlar arasından uzaklaÅŸtırdı. 
Köŋülüg bezedi yarukluk bile, tilimni bezedi tanukluk bileGönülümü aydınlık ile süsledi; dilimi kelime-i ÅŸehâdet ile bezedi. 
Köŋül berdi köz hem ukuÅŸ ög bilig, aça berdi sözüm yorıttı tiligGönül, göz, akıl, zekâ ve bilgi verdi; dilimi açtı ve bana ifâde kudreti ihsan etti. 
Habib sever yolı meni yetteçi, ol ok savçı bolsu elig tuttaçıSevgili resulün yolu beni selâmete götürecektir; o resul bizzat bana ÅŸefaat etsin. 
Bu barça idim fazlı erdi kamuÄŸ, ağırladı men teg tapuÄŸsuz kuluÄŸBütün bunların hepsi rabbimin fazlı ve keremi idi; benim gibi âsî bir kula deÄŸer verdi. 
Munıŋ şükri emdi neteg öteyin, tirig bolsa özüm yılın hem ayınDaha aylarca ve yıllarca yaÅŸasam bile, bunun şükrünü bundan sonra nasıl öderim. 
İlâhi bilür sen bu âcizlıkım, saÅ‹ar ok açarmen muÅ‹um hem takımEy rabbim, benim bu aczimi bilirsin; her sıkıntı ve müşkülümü ben sana açarım. 
Kılumaz ma şükrüŋ saÅ‹a men ber e, meniÅ‹din şükür kıl saÅ‹a sen siraBunlardan bir tekinin şükrünü bile ben sana edâ edemem; benim tarafımdan sen kendine kendin şükret; senin hikmetine akıl ermez. 
Köni yol öze tüz tuta ber meni, suçulma meniÅ‹din bu imân tonıBeni doÄŸru yol üzerinde doÄŸruluÄŸa sevk et; üzerimden bu imân libâsını çıkarma. 
Tenimdin çıkarda meniÅ‹ bu cânım, ÅŸahâdet bile kesgil âhır tınımBenim bu canım tenden çıkarken, son nefesimi kelime-i ÅŸehâdet ile al. 
Özüm kalsa yalÅ‹uz kara yer katın, maÅ‹ar ıdğıl anda üküş rahmetinKara yer altında tek başıma kalınca, orada da sayısız rahmetini bana ulaÅŸtır. 
TapuÄŸsuz kuluÅ‹men yazukum üküş, özüŋ fazlı birle keçür ay küsüşBen âsî bir kulunum, günahım çoktur; ey aziz Tanrı, beni kendi fazlın ve keremin ile affet. 
KamuÄŸ mü’minig sen tüzü yarlıka, yarınkı bekâdın bu kün kıl likâSen bütün müminlerin hepsine de maÄŸfiret et; yarınki beka âleminden didârını bana bugün göster. 
Söz Başı KüntoÄŸdı İlig ÖzeSöz Başı Hükümdar Kün-ToÄŸdı Hakkında 
UkuÅŸ ötkünür kör bilig bildürür, yayığ dünyâ kılkın saÅ‹a uktururBak, akıl arzeder ve bilgi bildirir; dünyanın dönek huyunu sana anlatır. 
Bu irsel yayığ kılkı kurtÄŸa ajun, kılınçı kız ol körse yaşı uzunBu koca-karı dünya vefasız ve dönek huyludur; edası kız gibi, bakarsan, yaşı büyüktür. 
Ara kılkı kız teg kılınçı silig, sevitür sunup tutsa bermez eligBâzan edası kız gibidir, tavrı güzeldir, kendisini sevdirir; fakat tutmak istedinmi, elini vermez. 
Seviglini sevmez keyik teg kaçar, kaçığlıka yapçur adakın kuçarSeveni sevmez, ondan geyik gibi kaçar; kaçana yapışır, onun ayağına sarılır. 
Ara körse yügrür bezenip udu, ara körmedük teg kılur yer koduBir bakarsın, süslenip kuÅŸanarak, arkandan koÅŸar; bir bakarsın, görmezlikten gelir, önüne bakar. 
Ara körse evrer yana terk yüzin, avaÄŸlar neçe tutsa bermez özinBir bakarsın, yine yüzünü çabucak çevirir, nazlanır; ne kadar yakalamak istersen, kendine el sürdürmez. 
Üküş beg karıttı karımaz özi, telim beg keçürdi kesilmez söziO çok beyleri ihtiyarlattı, kendisi ihtiyarlamaz; çok beyleri göçümü, hiç susmak bilmez. 
Beg erdi ajunda bügü bilge baÅŸ, bu beglik özele uzun boldı yaÅŸBu dünyada bir bey vardı, hakîm ve bilgin bir baÅŸ idi; beylik içinde uzun bir ömür sürdü. 
Bu kün toÄŸdı erdi atı belgülüg, ajunda çavıkmış kutı belgülügBu bey Kün-ToÄŸdı idi, adı bellidir; şöhreti dünyaya yayılmıştır, ilbâli malûmdur. 
Kılınçı köni erdi kılkı oÅ‹ay, tili çın bütün hem közi köŋli bayTabiatı dürüst, tavrı munis idi; sözü doÄŸru, gözü ve gönülü zengin idi. 
Biliglig beg erdi ukuÅŸluÄŸ oduÄŸ, isizke ot erdi yağıka yoduÄŸO bilgili, akıllı ve uyanık bir bey idi; kötü için âteÅŸ ve düşman için bir âfet idi. 
Yana kür küvez erdi kılkı köni, küniÅ‹e kötürdi bu kılkı anıAynı zamanda mehâbetli, yüreÄŸi pek ve dürüst tabiatlı idi; bu tavrı ve hareketi onu günden-güne yükseltti. 
Bu yaÅ‹lığ beg erdi bu bilgi öze, tirildi yorıdı kılınçın tüzeO böyle bir bey idi; iÅŸini bu bilgisi ile düzenledi; dâima böyle hareket etti ve böyle yaÅŸadı. 
Siyâset kılur erdi himmet bile, bu himmet yaraÅŸur mürüvvet bileSiyâset icra ederken, kendi ÅŸahsî meyillerini düşünmez idi; bu himmet insaniyet ile birlikte olursa, güzel olur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi şâir sözi, okısa açılÄŸay okığlı köziŞâirin buna benzer bir sözü vardır; bunu kim okursa, gözü açılır. 
Kerek erke himmet mürüvvet teÅ‹i, yavuz yunçığ andın yırasa öŋiKötü ve sefillerin yanından uzaklaşıp gitmesi için, insanda himmet ile mürüvvet denk olmalıdır. 
KiÅŸilikke himmet mürüvvet kerek, kiÅŸi kadri himmet mürüvvet yaŋıİnsan için himmet ve mürüvvet gerek; insanın kıymeti himmet ve mürüvvet ile ölçülür. 
Bu kün toÄŸdı ilig bu kılkı bile, yarudı ajunka kün ay teg yalaHükümdar Kün-ToÄŸdı böylece bu tabiati ile, güneÅŸ ve ay gibi parlayarak, dünyayı aydınlattı. 
UkuÅŸluÄŸ kim erse okıttı anı, biliglig kim erse bedütti anıAkıllı kim varsa, onu yanına çağırttı; bilgili kim varsa, onu yükseltti. 
Yumıttı aÅ‹ar bek ajun üdrümi, ukuÅŸluÄŸ biliglig bodun ködrümiDünya seçkinleri ve halk arasındaki akıllı ve bilgili kimseler onun etrafını sardılar. 
Özi itti tüzdi kör el kün iÅŸi, takı ma tiler erdi üdrüm kiÅŸiBöylece halkın iÅŸini kendisi düzenledi ve yoluna koydu; yine de etrafında seçkin insanlar ister idi ki, 
ÖziÅ‹e basut kılsa iÅŸ baÅŸlasa, özi tınsa ança ol iÅŸ iÅŸleseBunlar kendisine yardım etsinler ve iÅŸini görsünler; onlar çalışsınlar ve kendisi bir az istirahat etsin. 
MuÅ‹adıp ayur bir kün oldrup özi, bedük iÅŸ bu beglik iÅŸi hem söziBir gün yalnızca otururken, kederli-kederli şöyle der: bu beylik iÅŸi ve emir vermek meselesi büyük iÅŸtir. 
BaÅŸ aÄŸrığ köp ol körse iÅŸi üküş, üküş iÅŸni süzgen ukuÅŸluÄŸ küsüşBakarsan, çok zahmetlidir ve bin bir türlü iÅŸi vardır; bütün bu iÅŸleri gören akıllı insan azizdir. 
Kılumaz özüm bu kamuÄŸ el iÅŸin, maÅ‹a er kerek ter bilir iÅŸ başınMemleketin her iÅŸini kendim yapamam, yanımda bu iÅŸleri yapabilecek biri bulunmalıdır. 
Kerek ter maÅ‹a emdi üdrüm kiÅŸi, ukuÅŸluÄŸ biliglig kiÅŸiler başıBana ÅŸimdi seçkin, akıllı, bilgili ve maharetli bir adam lâzımdır. 
Bağırsak bütün çın kılınçı köni, tili köŋli tüz bolsa bilse munıO bana candan baÄŸlı, emniyetli, doÄŸru ve dürüst yaradılışlı, içi-dışı bir ve iÅŸten anlar bir kimse olmalıdır. 
Kılu berse erdi meniÅ‹ iÅŸlerim, körü barsa erdi içim taÅŸlarımMemleketin iç ve dış iÅŸlerini takip hususunda bana’yardımda bulunmalıdır. 
Negü ter eÅŸit bu sınamış kiÅŸi, başında keçürmiÅŸ yetürmiÅŸ yaşıTecrübeli, başından çok iÅŸ geçmiÅŸ ve yaşını-başını almış insan ne der, dinle. 
Basutçı kerek erke yarıçılar, ukuÅŸluÄŸ biliglig bügü elçilerînsana yardım eden ve destek olan akıllı, bilgili ve hakîm ıdâre adamları lâzımdır. 
Basutçı kerek barça iÅŸni bilir, bilip iÅŸlese er tilekke tegirBütün iÅŸleri bilir bir yardımcı lâzımdır; insan bilerek hareket ederse, dileÄŸine eriÅŸir. 
Basutçı telim bolsa beg emgemez, iÅŸi barça itlür törü artamazYardımcı çok olursa, bey zahmet çekmez; onun her iÅŸi yoluna girer ve nizam bozulmaz. 
Basutçı kerek barça iÅŸte bilin, bu beglik iÅŸiÅ‹e takı köp kılınBil ki, her iÅŸte yardımcı gerektir; beylik iÅŸinde ise, kendine daha çok yardımcı edinmeÄŸe bak. 
Basutçı tilep bulmadı kör ilig, tegürdi özi barça iÅŸke eligHükümdar yardımcı aradı, fakat bulamadı ve her iÅŸi kendisi bizzat ele almak mecburiyetinde kaldı. 
Tegir boldı künde kör emgek üküş, erej kolsa emgek tegir ol ülüşO böylece her gün bir çok zahmete katlandı. Huzur arayan insan dâima zahmetle karşılaşır. 
Körü barsa yakşı ayur uÅŸ bu söz, sınap sözlegüçi ıduk kutluÄŸ özAziz ve mübarek bir insanın tecrübe ile söylediÄŸi ÅŸu söz, dikkat edilirse, çok yerindedir. 
Erej kolsa emgek tutaşı barır, sevinç kolsa kadÄŸu tutaşı yorırHuzur istersen, o zahmet ile birlikte gelir; sevinç istersen, o kaygı ile birlikte bulunur. 
Neçe er bedüse baÅŸ aÄŸrığ bedür, neçe baÅŸ bedüse bedük börk kedürİnsan ne kadar büyürse, baÅŸ-aÄŸrısı da o kadar artar; başı ne kadar büyürse, o kadar büyük börk giyer. 
İlig köz kulak tuttı elde kamuÄŸ, açıldı aÅ‹ar barça beklig kapuÄŸHükümdar bütün memlekete göz-kulak kesildi; ona bütün kilitli kapılar açıldı. 
YaraÄŸsıznı boÄŸdı eligde urup, isizig yırattı elindin sürüpUygunsuz hareket eden kimseleri, ellerini baÄŸlayıp, susturdu; kötüleri memleketinden sürerek, uzaklaÅŸtırdı. 
Bu saklık bile kör elin baÅŸladı, kutı künde arttı örü yokladıBak, böyle tedbir ile memleketini idare etti; saadeti günden-güne arttı ve yükseldi. 
KamuÄŸ yerde erke bu saklık kerek, bu beglik iÅŸiÅ‹e takı sak kerekHer yerde insana böyle tedbir ve ihtiyat lâzımdır; beylik iÅŸinde ise, daha fazla dikkatli olmalıdır. 
Bu saklık oduÄŸluk bu el iÅŸiÅ‹e, tüzü asğı boldı uzun yaşıŋaDevlet iÅŸindeki bu tedbir ve uyanıklık, devletin uzun müddet devamı için, dâima faydalı olmuÅŸtur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zeyü keldi şâir tili, bu şâir tili boldı sözke ulıBuna benzer bir şâir sözü vardır; bu şâir sözü buna esas teÅŸkil eder. 
OduÄŸluk bu saklıknı ögdi eren, osallık bile öldi er miÅ‹ tümenUyanıklık ve ihtiyatı çok kimseler öğmüştür; ihmâl yüzünden yüz binlerce insan ölmüştür. 
Osal bolma saklan kamuÄŸ iÅŸte sen, bu saklık bile iki ajun tilenGâfıl olma, her iÅŸte ihtiyatlı ol; her ıkı dünyayı bir tedbir ile dile. 
KiÅŸi imini kör osallık kılur, yağı yetse öŋdün osallar ölürBak, kendisinden emin insan gaflete düşer; düşman saldırırsa, önce gafiller ölür. 
Negü ter eÅŸit bu ajun tutmış er, tükel saklap ötrü yağığ utmış erDinle, her türlü tedbiri almış ve böylece düşmanını yenmiÅŸ olan dünya hâkimi ne der. 
İlig kolsa saklan ajunçı kiÅŸi, bu saklık erür hem ÅŸeriat iÅŸiEy hükümdar, memleket arzu edersen, ihtiyatlı ol; bu ihtiyat, aynı zamanda, ÅŸeriatin de emrettiÄŸi ÅŸeydir. 
Osal arsıkar kör osalın udır, osal bolma saklan ay kılkı kadırGafil adam gözünü kapar ve gafletle uyur; ey sert huylu insan, gafil olma, ihtiyatlı ol. 
İlig saklıkı kıldı elke asığ, bu asğı bile boldı elde tatığHükümdarın ihtiyatlı olması memlekete fayda getirir; bu fayda ile memlekette huzur temin edilir. 
Elin itti tüzdi bayudı bodun, böri koy bile suvladı ol üdünBöylece hükümdar memleketini düzenledi ve tanzim etti; halkı zenginleÅŸti; o devirde kurt ile kuzu aynı yerden su içti. 
Sevigli sevinçin anı ögdiler, yağıları eÅŸtip boyun egdilerSevenler sevinçle onu öğdüler; düşmanları bunu duyarak, boyun eÄŸdiler. 
Kayu sığnu keldi tiledi köşik, kayu keldi öpti eligke eÅŸikKimi gelip, ona sığındı ve ondan himaye diledi; kimi gelip, onun eÅŸiÄŸini öptü. 
Negü ter eÅŸit emdi köŋli oduÄŸ, sözi kör çeçek teg tümen tü boduÄŸÅžimdi dinle, gönülü uyanık insan ne der; bak, onun sözü, çiçek gibi, binlerce renge bürünmüştür. 
Bu beglik uluÄŸluk idi edgü neÅ‹, yorıkı köni erse ay kızÄŸu eÅ‹Ey yüzü sevinçle parlayan bahtiyar, insan dürüst hareket ederse, bu beylik ululuk çok iyi bir ÅŸeydir. 
İdi edgü beglik takı edgürek, törü ol anı tüz yorıtÄŸu kerekBeylik çok iyi bir ÅŸeydir, fakat daha iyi olan kanundur ve onu doÄŸru tatbik etmek lâzımdır. 
Ne kutluÄŸ bolur öd bodunka küni, begi edgü bolsa yorısa köniBey ne kadar doÄŸru olur ve iyi hareket ederse, halk için o kadar mes’ûd bir devir ve hayat baÅŸlar. 
Ne kutluÄŸ kut ol erke edgü atı, bu edgü atı berdi meŋü kutıiyi ad insan için ne kadar mübarek bir saadettir; onun bu iyi adı ve saadeti ebedî kaldı. 
Ne edgü bolur beg ol edgü kiÅŸi, kiÅŸilik bile itse el kün iÅŸiHalkın iÅŸini insaniyet ile tanzim ederse, o iyi insan ne kadar mes’ûd bir bey olur. 
Tüzü elke tegdi elig edgüsi, ajunka yadıldı bu çavı küsiHükümdarın bu iyiliÄŸi bütün memlekete sirayet etti; onun nâm ve şöhreti dünyaya yayıldı. 
Duâ arttı elde kör edgü atı, bedüdi küniÅ‹e atı hem kutıBak, memlekette ona duâ eden çoÄŸaldı, iyi nâm kazandı; adı ve saadeti günden güne büyüdü. 
Ajun bodnı eÅŸtip anı ârzûlap, ava yığlu keldi aÅ‹ar öz ulapDünya halkı bunu duyunca, onu arzuladı ve ona yakınlık göstererek, etrafına üşüştü ve toplandı. 
Ajunka badı kör tükel kut kurı, kozı birle katlıp yorıdı böriBak, dünyaya tam bir saadet kuÅŸağı baÄŸladı; kurt ile kuzu bir arada yaÅŸadı. 
Söz Başı KüntoÄŸdı İlig ÖzeSöz Başı Hükümdar Kün-ToÄŸdı Hakkında 
UkuÅŸ ötkünür kör bilig bildürür, yayığ dünyâ kılkın saÅ‹a uktururBak, akıl arzeder ve bilgi bildirir; dünyanın dönek huyunu sana anlatır. 
Bu irsel yayığ kılkı kurtÄŸa ajun, kılınçı kız ol körse yaşı uzunBu koca-karı dünya vefasız ve dönek huyludur; edası kız gibi, bakarsan, yaşı büyüktür. 
Ara kılkı kız teg kılınçı silig, sevitür sunup tutsa bermez eligBâzan edası kız gibidir, tavrı güzeldir, kendisini sevdirir; fakat tutmak istedinmi, elini vermez. 
Seviglini sevmez keyik teg kaçar, kaçığlıka yapçur adakın kuçarSeveni sevmez, ondan geyik gibi kaçar; kaçana yapışır, onun ayağına sarılır. 
Ara körse yügrür bezenip udu, ara körmedük teg kılur yer koduBir bakarsın, süslenip kuÅŸanarak, arkandan koÅŸar; bir bakarsın, görmezlikten gelir, önüne bakar. 
Ara körse evrer yana terk yüzin, avaÄŸlar neçe tutsa bermez özinBir bakarsın, yine yüzünü çabucak çevirir, nazlanır; ne kadar yakalamak istersen, kendine el sürdürmez. 
Üküş beg karıttı karımaz özi, telim beg keçürdi kesilmez söziO çok beyleri ihtiyarlattı, kendisi ihtiyarlamaz; çok beyleri göçümü, hiç susmak bilmez. 
Beg erdi ajunda bügü bilge baÅŸ, bu beglik özele uzun boldı yaÅŸBu dünyada bir bey vardı, hakîm ve bilgin bir baÅŸ idi; beylik içinde uzun bir ömür sürdü. 
Bu kün toÄŸdı erdi atı belgülüg, ajunda çavıkmış kutı belgülügBu bey Kün-ToÄŸdı idi, adı bellidir; şöhreti dünyaya yayılmıştır, ilbâli malûmdur. 
Kılınçı köni erdi kılkı oÅ‹ay, tili çın bütün hem közi köŋli bayTabiatı dürüst, tavrı munis idi; sözü doÄŸru, gözü ve gönülü zengin idi. 
Biliglig beg erdi ukuÅŸluÄŸ oduÄŸ, isizke ot erdi yağıka yoduÄŸO bilgili, akıllı ve uyanık bir bey idi; kötü için âteÅŸ ve düşman için bir âfet idi. 
Yana kür küvez erdi kılkı köni, küniÅ‹e kötürdi bu kılkı anıAynı zamanda mehâbetli, yüreÄŸi pek ve dürüst tabiatlı idi; bu tavrı ve hareketi onu günden-güne yükseltti. 
Bu yaÅ‹lığ beg erdi bu bilgi öze, tirildi yorıdı kılınçın tüzeO böyle bir bey idi; iÅŸini bu bilgisi ile düzenledi; dâima böyle hareket etti ve böyle yaÅŸadı. 
Siyâset kılur erdi himmet bile, bu himmet yaraÅŸur mürüvvet bileSiyâset icra ederken, kendi ÅŸahsî meyillerini düşünmez idi; bu himmet insaniyet ile birlikte olursa, güzel olur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi şâir sözi, okısa açılÄŸay okığlı köziŞâirin buna benzer bir sözü vardır; bunu kim okursa, gözü açılır. 
Kerek erke himmet mürüvvet teÅ‹i, yavuz yunçığ andın yırasa öŋiKötü ve sefillerin yanından uzaklaşıp gitmesi için, insanda himmet ile mürüvvet denk olmalıdır. 
KiÅŸilikke himmet mürüvvet kerek, kiÅŸi kadri himmet mürüvvet yaŋıİnsan için himmet ve mürüvvet gerek; insanın kıymeti himmet ve mürüvvet ile ölçülür. 
Bu kün toÄŸdı ilig bu kılkı bile, yarudı ajunka kün ay teg yalaHükümdar Kün-ToÄŸdı böylece bu tabiati ile, güneÅŸ ve ay gibi parlayarak, dünyayı aydınlattı. 
UkuÅŸluÄŸ kim erse okıttı anı, biliglig kim erse bedütti anıAkıllı kim varsa, onu yanına çağırttı; bilgili kim varsa, onu yükseltti. 
Yumıttı aÅ‹ar bek ajun üdrümi, ukuÅŸluÄŸ biliglig bodun ködrümiDünya seçkinleri ve halk arasındaki akıllı ve bilgili kimseler onun etrafını sardılar. 
Özi itti tüzdi kör el kün iÅŸi, takı ma tiler erdi üdrüm kiÅŸiBöylece halkın iÅŸini kendisi düzenledi ve yoluna koydu; yine de etrafında seçkin insanlar ister idi ki, 
ÖziÅ‹e basut kılsa iÅŸ baÅŸlasa, özi tınsa ança ol iÅŸ iÅŸleseBunlar kendisine yardım etsinler ve iÅŸini görsünler; onlar çalışsınlar ve kendisi bir az istirahat etsin. 
MuÅ‹adıp ayur bir kün oldrup özi, bedük iÅŸ bu beglik iÅŸi hem söziBir gün yalnızca otururken, kederli-kederli şöyle der: bu beylik iÅŸi ve emir vermek meselesi büyük iÅŸtir. 
BaÅŸ aÄŸrığ köp ol körse iÅŸi üküş, üküş iÅŸni süzgen ukuÅŸluÄŸ küsüşBakarsan, çok zahmetlidir ve bin bir türlü iÅŸi vardır; bütün bu iÅŸleri gören akıllı insan azizdir. 
Kılumaz özüm bu kamuÄŸ el iÅŸin, maÅ‹a er kerek ter bilir iÅŸ başınMemleketin her iÅŸini kendim yapamam, yanımda bu iÅŸleri yapabilecek biri bulunmalıdır. 
Kerek ter maÅ‹a emdi üdrüm kiÅŸi, ukuÅŸluÄŸ biliglig kiÅŸiler başıBana ÅŸimdi seçkin, akıllı, bilgili ve maharetli bir adam lâzımdır. 
Bağırsak bütün çın kılınçı köni, tili köŋli tüz bolsa bilse munıO bana candan baÄŸlı, emniyetli, doÄŸru ve dürüst yaradılışlı, içi-dışı bir ve iÅŸten anlar bir kimse olmalıdır. 
Kılu berse erdi meniÅ‹ iÅŸlerim, körü barsa erdi içim taÅŸlarımMemleketin iç ve dış iÅŸlerini takip hususunda bana’yardımda bulunmalıdır. 
Negü ter eÅŸit bu sınamış kiÅŸi, başında keçürmiÅŸ yetürmiÅŸ yaşıTecrübeli, başından çok iÅŸ geçmiÅŸ ve yaşını-başını almış insan ne der, dinle. 
Basutçı kerek erke yarıçılar, ukuÅŸluÄŸ biliglig bügü elçilerînsana yardım eden ve destek olan akıllı, bilgili ve hakîm ıdâre adamları lâzımdır. 
Basutçı kerek barça iÅŸni bilir, bilip iÅŸlese er tilekke tegirBütün iÅŸleri bilir bir yardımcı lâzımdır; insan bilerek hareket ederse, dileÄŸine eriÅŸir. 
Basutçı telim bolsa beg emgemez, iÅŸi barça itlür törü artamazYardımcı çok olursa, bey zahmet çekmez; onun her iÅŸi yoluna girer ve nizam bozulmaz. 
Basutçı kerek barça iÅŸte bilin, bu beglik iÅŸiÅ‹e takı köp kılınBil ki, her iÅŸte yardımcı gerektir; beylik iÅŸinde ise, kendine daha çok yardımcı edinmeÄŸe bak. 
Basutçı tilep bulmadı kör ilig, tegürdi özi barça iÅŸke eligHükümdar yardımcı aradı, fakat bulamadı ve her iÅŸi kendisi bizzat ele almak mecburiyetinde kaldı. 
Tegir boldı künde kör emgek üküş, erej kolsa emgek tegir ol ülüşO böylece her gün bir çok zahmete katlandı. Huzur arayan insan dâima zahmetle karşılaşır. 
Körü barsa yakşı ayur uÅŸ bu söz, sınap sözlegüçi ıduk kutluÄŸ özAziz ve mübarek bir insanın tecrübe ile söylediÄŸi ÅŸu söz, dikkat edilirse, çok yerindedir. 
Erej kolsa emgek tutaşı barır, sevinç kolsa kadÄŸu tutaşı yorırHuzur istersen, o zahmet ile birlikte gelir; sevinç istersen, o kaygı ile birlikte bulunur. 
Neçe er bedüse baÅŸ aÄŸrığ bedür, neçe baÅŸ bedüse bedük börk kedürİnsan ne kadar büyürse, baÅŸ-aÄŸrısı da o kadar artar; başı ne kadar büyürse, o kadar büyük börk giyer. 
İlig köz kulak tuttı elde kamuÄŸ, açıldı aÅ‹ar barça beklig kapuÄŸHükümdar bütün memlekete göz-kulak kesildi; ona bütün kilitli kapılar açıldı. 
YaraÄŸsıznı boÄŸdı eligde urup, isizig yırattı elindin sürüpUygunsuz hareket eden kimseleri, ellerini baÄŸlayıp, susturdu; kötüleri memleketinden sürerek, uzaklaÅŸtırdı. 
Bu saklık bile kör elin baÅŸladı, kutı künde arttı örü yokladıBak, böyle tedbir ile memleketini idare etti; saadeti günden-güne arttı ve yükseldi. 
KamuÄŸ yerde erke bu saklık kerek, bu beglik iÅŸiÅ‹e takı sak kerekHer yerde insana böyle tedbir ve ihtiyat lâzımdır; beylik iÅŸinde ise, daha fazla dikkatli olmalıdır. 
Bu saklık oduÄŸluk bu el iÅŸiÅ‹e, tüzü asğı boldı uzun yaşıŋaDevlet iÅŸindeki bu tedbir ve uyanıklık, devletin uzun müddet devamı için, dâima faydalı olmuÅŸtur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zeyü keldi şâir tili, bu şâir tili boldı sözke ulıBuna benzer bir şâir sözü vardır; bu şâir sözü buna esas teÅŸkil eder. 
OduÄŸluk bu saklıknı ögdi eren, osallık bile öldi er miÅ‹ tümenUyanıklık ve ihtiyatı çok kimseler öğmüştür; ihmâl yüzünden yüz binlerce insan ölmüştür. 
Osal bolma saklan kamuÄŸ iÅŸte sen, bu saklık bile iki ajun tilenGâfıl olma, her iÅŸte ihtiyatlı ol; her ıkı dünyayı bir tedbir ile dile. 
KiÅŸi imini kör osallık kılur, yağı yetse öŋdün osallar ölürBak, kendisinden emin insan gaflete düşer; düşman saldırırsa, önce gafiller ölür. 
Negü ter eÅŸit bu ajun tutmış er, tükel saklap ötrü yağığ utmış erDinle, her türlü tedbiri almış ve böylece düşmanını yenmiÅŸ olan dünya hâkimi ne der. 
İlig kolsa saklan ajunçı kiÅŸi, bu saklık erür hem ÅŸeriat iÅŸiEy hükümdar, memleket arzu edersen, ihtiyatlı ol; bu ihtiyat, aynı zamanda, ÅŸeriatin de emrettiÄŸi ÅŸeydir. 
Osal arsıkar kör osalın udır, osal bolma saklan ay kılkı kadırGafil adam gözünü kapar ve gafletle uyur; ey sert huylu insan, gafil olma, ihtiyatlı ol. 
İlig saklıkı kıldı elke asığ, bu asğı bile boldı elde tatığHükümdarın ihtiyatlı olması memlekete fayda getirir; bu fayda ile memlekette huzur temin edilir. 
Elin itti tüzdi bayudı bodun, böri koy bile suvladı ol üdünBöylece hükümdar memleketini düzenledi ve tanzim etti; halkı zenginleÅŸti; o devirde kurt ile kuzu aynı yerden su içti. 
Sevigli sevinçin anı ögdiler, yağıları eÅŸtip boyun egdilerSevenler sevinçle onu öğdüler; düşmanları bunu duyarak, boyun eÄŸdiler. 
Kayu sığnu keldi tiledi köşik, kayu keldi öpti eligke eÅŸikKimi gelip, ona sığındı ve ondan himaye diledi; kimi gelip, onun eÅŸiÄŸini öptü. 
Negü ter eÅŸit emdi köŋli oduÄŸ, sözi kör çeçek teg tümen tü boduÄŸÅžimdi dinle, gönülü uyanık insan ne der; bak, onun sözü, çiçek gibi, binlerce renge bürünmüştür. 
Bu beglik uluÄŸluk idi edgü neÅ‹, yorıkı köni erse ay kızÄŸu eÅ‹Ey yüzü sevinçle parlayan bahtiyar, insan dürüst hareket ederse, bu beylik ululuk çok iyi bir ÅŸeydir. 
İdi edgü beglik takı edgürek, törü ol anı tüz yorıtÄŸu kerekBeylik çok iyi bir ÅŸeydir, fakat daha iyi olan kanundur ve onu doÄŸru tatbik etmek lâzımdır. 
Ne kutluÄŸ bolur öd bodunka küni, begi edgü bolsa yorısa köniBey ne kadar doÄŸru olur ve iyi hareket ederse, halk için o kadar mes’ûd bir devir ve hayat baÅŸlar. 
Ne kutluÄŸ kut ol erke edgü atı, bu edgü atı berdi meŋü kutıiyi ad insan için ne kadar mübarek bir saadettir; onun bu iyi adı ve saadeti ebedî kaldı. 
Ne edgü bolur beg ol edgü kiÅŸi, kiÅŸilik bile itse el kün iÅŸiHalkın iÅŸini insaniyet ile tanzim ederse, o iyi insan ne kadar mes’ûd bir bey olur. 
Tüzü elke tegdi elig edgüsi, ajunka yadıldı bu çavı küsiHükümdarın bu iyiliÄŸi bütün memlekete sirayet etti; onun nâm ve şöhreti dünyaya yayıldı. 
Duâ arttı elde kör edgü atı, bedüdi küniÅ‹e atı hem kutıBak, memlekette ona duâ eden çoÄŸaldı, iyi nâm kazandı; adı ve saadeti günden güne büyüdü. 
Ajun bodnı eÅŸtip anı ârzûlap, ava yığlu keldi aÅ‹ar öz ulapDünya halkı bunu duyunca, onu arzuladı ve ona yakınlık göstererek, etrafına üşüştü ve toplandı. 
Ajunka badı kör tükel kut kurı, kozı birle katlıp yorıdı böriBak, dünyaya tam bir saadet kuÅŸağı baÄŸladı; kurt ile kuzu bir arada yaÅŸadı. 
Aytoldı KüntoÄŸdı İlig Tapuğıŋa KelmiÅŸin AyurAy-Toldı’nın Hükümdar Kün-ToÄŸdı Hizmetine GeldiÄŸini Söyler 
Bir ay toldı atlığ er erdi tetig, eÅŸitti bu çavığ itindi itigAy-Toldı adında zeki bir adam vardı; ki hükümdarın bu şöhretini iÅŸitti ve ona gitmek üzere hazırlıklarını yaptı. 
Yegit erdi oÄŸlan kılınçı amul, ukuÅŸluÄŸ biliglig hem öglüg köŋülSakin tabiatli, akıllı, bilgili, zeki ve iyi gönüllü genç bir delikanlı idi. 
Yüzi körklüg erdi körüp köz kamar, sözi yumÅŸak erdi tili tuz tamarYüzü, bakınca, göz kamaÅŸtıracak kadar güzel idi; sözü sert deÄŸildi, fakat doÄŸru söylerdi. 
KamuÄŸ törlüg erdem tükel ögrenip, yorır erdi erdem eligke alıpHer türlü fazileti tam olarak öğrenmiÅŸ idi; hiç bir zaman fazileti elden bırakmazdı. 
ÖziÅ‹e bakıp aydı men me bu kün, tümen erdemim birle elde burunBir gün kendisine bakarak, şöyle dedi:—Ben de bugün, sayısız faziletlerim ile, memlekette ileri gelenlerdenim. 
Negüke yorırmen bu yerde kuruÄŸ, iligke barayın kılayın tapuÄŸBurada niçin boÅŸuna vakit geçiriyorum; hükümdarın yanına gideyim ve onun hizmetine gireyim. 
İligke tusulsun bu erdemlerim, açınsun meniÅ‹ kitsü emgeklerimHükümdara bu faziletlerimin faydası dokunsun; o bana ihsanda bulunsun, benim de üzüntülerim sona ersin. 
UkuÅŸluÄŸ biliglig beg ermiÅŸ amul, tiler ermiÅŸ erdem idilerin olO akıllı, bilgili, yumuÅŸak huylu bir bey imiÅŸ ve faziletli insanları ararmış. 
UkuÅŸ kadrini hem ukuÅŸluÄŸ bilir, bilig satsa bilge biliglig alırAklın kıymetini yine akıllı bilir; âlimin sattığı bilgiyi de bilgili alır. 
Sözin aydı şâir muÅ‹ar meÅ‹zetü, tili lafz birle aÅ‹ar yaÅ‹zatuŞâirin söylemiÅŸ olduÄŸu ÅŸu söz de bu mealdedir ve aynı fikri ifâde eder: 
Bilig kıymetini biliglig bilir, ukuÅŸka ağırlık biligdin kelirBilginin kıymetini bilgili bilir, akıla hürmet bilgiden gelir. 
Negü bilge telve bilig kadrini, bilig kayda bulsa biliglig alırBilginin kıymetini deli nereden bilecek; bilgiyi, nerede bulursa, bilgili alır. 
Bu ay toldı itti kör at ton tolum, ayur köndüreyin tapuÄŸka yolumBu Ay-Toldı böylece atını, esvabını ve silâhını hazırladı : — Onun hizmetine doÄŸru yola çıkayım— dedi. 
ÖziÅ‹e kerekin itindi itig, eligke yüz urdı bu bilge tetigBu âlim ve zeki insan lüzumlu hazırlıklarını tamamladı ve hükümdara doÄŸru yöneldi. 
Yana aydı mundın barurmen turup, ilig tapğıŋa bu özüm yüz urupBir de düşündü : — Hükümdarın hizmerine girmek üzere buradan kalkıp, gidiyorum. 
Äžariblık yerinde kerek bolÄŸa neÅ‹, bu elgim tarusa sarığ kılÄŸa eÅ‹Gurbet elde insana mal lâzım olur; elim daralırsa, bu benim yüzümü sarartır. 
İdi ked katığ bu ÄŸariblık iÅŸi, ÄŸariblıkta yaÅ‹lur talu er başıBu gurbet hâli insana çok ağır gelir, gurbette çok meziyetli insanlar dahi ne yapacaklarını ÅŸaşırırlar. 
Seziksiz kerek bolÄŸa altun kümüş, özüm iÅŸleteyin tesemen üküşKendime bir muhit edinebilmem için, bana, şüphesiz, çok altın ve gümüş lâzım olacak. 
Negü ter eÅŸit emdi bilgi teÅ‹iz, sözin yaÅ‹zatur körse kızÄŸu meÅ‹izDinle, ÅŸimdi bilgisi deryalar gibi derin olan ne der; dikkat edersen, hayatından memnun insan bu sözü buna benzetir. 
Kim erse tapuÄŸka kireyin tese, iki neÅ‹ kerek bil söz aydım keseHizmete girmek isteyen kimse için, hiç şüphesiz, ÅŸu iki ÅŸey elzemdir. 
Tiriglik kerek bir tuçı igsizin, tapınsa kıyıksız yarutsa yüzinDoÄŸruluk ile hizmet edip, yüzünü aÄŸartmak için, insana lâzım olan ÅŸeylerden biri, hastalıksız geçen hayattır. 
Takı bir sav altun kerek ay tetig, anı iÅŸletip etse özke itigEy zeki insan, bunlardan biri de, yerinde kullanmak ve sarfetmek için elde bulunması icap eden som altındır. 
Anıŋda basala yarar bu tapuÄŸ, munı bilse bolmaz bu beklig kapuÄŸHizmet ancak o zaman bir iÅŸe yarar t insan bunu bilirse, bu kapı ona kilitli kalmaz. 
Kötürdi sav altun kümüş neÅ‹ tavar, ayur öz muÅ‹adsa maÅ‹a bu yararAy-Toldı : — Başım darda kalırsa, bana lâzım olur — diye, yanına som altın; gümüş, eÅŸya ve mal aldı. 
Evindin turup çıktı keldi berü, bir ança yorıyu bir ança turuKalkıp, evinden çıktı; kâh yürüyüp, kâh konaklayarak, yoluna devam etti. 
Kelip tegdi iligturur orduka, ögi köŋli kolmış tilek ârzûkaNihayet hükümdarın bulunduÄŸu ÅŸehre vâsıl oldu, can ve gönülden istediÄŸi arzusuna kavuÅŸtu. 
Kirip kend içinde tiledi tüşün, tüşün bulmadı kör tarudı ajunÅžehrin içine girip, inecek bir yer aradı; arayıp-bulamaytnca da dünya ona dar geldi. 
MuÅ‹adtı muyanlıkta tüşti barıp, keçe yattı anda tünedi seripCanı sıkıldı; nihayet gidip, bir imarethaneye indi ve orada yatarak, sabırla geceyi geçirdi. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluk bilip, saÅ‹a sözledi söz biligdin alıpDinle, ÅŸimdi akıllı ne der; bu sözü sana bilerek ve bilgiden elde ederek söylemiÅŸtir. 
İdi ters bolur kör biliÅŸmez kiÅŸi, kalın yat ara kirse yalÅ‹uz başıYalnız başına yabancı bir kalabalık arasına giren ve tanıdığı olmayan insanın hâli çok fena olur. 
İdi sarp bolur bu yaŋı kelgüçi, biliÅŸi yok erse muÅ‹adsa tuçıTanıdığı olmayan kimse, yabancı bir yerde dâima can sıkıntısı içinde kalır ve çok güç bir duruma düşer. 
BiliÅŸmez kiÅŸiler karaÄŸu sanı, karaÄŸu yorık yazsa sökme anıTanıdığı olmayan insan kör gibidir; kör yolunu ÅŸaşırırsa, onu ayıplama. 
KiÅŸi kirmedük ilke kirse kalı, kelin teg bolur er ağın teg tiliînsan bilmediÄŸi bir memlekete girince, gelin gibi olur ve dili tutulur. 
Yatığ yarlıkağıl içür ber yegü, ümeg edgü tutğıl ay bilge bügüYabancının kusurunu bağışla, onu yedir ve içir; ey âlim hakîm, misafire iyi muamele et. 
Yatığ edgü tutsa yarur er közi, ümeg edgü tutsa yadıldı söziYabancıya karşı iyi davranan kimsenin yüzü güler; misafire iyi muamele edenin şöhreti yayılır. 
KiÅŸike kerek tegme yerde biliÅŸ, biliÅŸ birle itlür kamuÄŸ törlüg iÅŸinsana her yerde tanıdık lâzımdır; her türlü iÅŸ tanıdık vâsıtası ile yoluna girer. 
Bu ay toldı ança yorıdı bu yaÅ‹, ÄŸariblık sakınçı sarığ kıldı eÅ‹Ay-Toldı bir müddet böyle vakit geçirdi; gariplik içinde düşünedüşüne yüzü sarardı. 
BiliÅŸti yeme ol kiÅŸiler bile, otaÄŸ tuttı özke yarudı küleO da nihayet bâzı kimseler ile tanıştı; kendisine bir oda tuttu ve yüzü gülmeÄŸe baÅŸladı. 
Yeme tuttı iÅŸ tuÅŸ yakın kıldı öz, uluÄŸka kiçigke açuk tuttı yüzEÅŸ, dost edindi, onlara yaklaÅŸtı; büyüğe ve küçüğe güler yüz gösterdi. 
Bu ay toldı özke kör itti iÅŸig, adaÅŸ tutdı anda bir atlığ kiÅŸigAy-Toldı bir gün ileri-gelen biri ile ahbap oldu; onu dost edindi ve iÅŸlerini o na danıştı. 
AdaÅŸ tuttı ay toldı edgü kiÅŸi, küsemiÅŸ atı erdi edgü iÅŸiAy-Toldı’nın bu dostunun adı KüsemiÅŸ idi; insanlara iyilik etmeÄŸi kendisine iÅŸ edinmiÅŸti. 
AÅ‹ar açtı ay toldı köŋli sözi, ne ermiÅŸ tileki kim ermiÅŸ öziAy-Toldı ona sırrını açtı, kendisinin kim ve dileÄŸinin ne olduÄŸunu söyledi. 
Yerindin bu elke nelük kelmiÅŸin, ayu berdi barça özi bilmiÅŸinMemleketinden kalkıp, buraya niçin geldiÄŸini, kendisinin neler bildiÄŸini, hepsini ona anlattı. 
İligke yakın hâs hâcib erdi bir, atı ersig ilig bile sözke sırHükümdara yakın bir has hâcib var idi; çok merd bir insandı ve hükümdarın mahrem-i esrarı idi. 
KüsemiÅŸ aÅ‹ar bardı bir kün turup, sözin sözledi sözke ul tüp urupKüsemiÅŸ bir gün kalkıp, ona gitti ve münâsip bir giriÅŸ yaparak, meseleden bahsetti. 
Ayıttı bu hâcib sözin yetrürek, tileki ne ermiÅŸ takı bütrürekBu hâcib onun sözünü dikkatle dinledi ve ahbabının ne istediÄŸini iyice soruÅŸturdu. 
KüsemiÅŸ ayu berdi barça sözin, ne erdi tileki kim ermiÅŸ özinKüsemiÅŸ onun bütün söylediklerini, dileÄŸinin ne ve kendisinin kim olduÄŸunu bir-bir anlattı. 
Hacib cevabı KüsemiÅŸkeHÂCİBİN KÜSEMİŞ’E CEVABI 
Hâcib aydı aÅŸnu maÅ‹a kelsüni, köreyin anı men meni körsüniHâcib:—Önce o bana gelsin; ben onu bir göreyim, o da beni görsün — dedi. 
Yana ukturayın iligke bu söz, kayu kün körüŋü kaçan kelgü özSonra ben bu meseleyi hükümdara arzedeyim; ne vakit geleceÄŸi ve hangi gün huzura çıkacağı tâyin edilsin. 
KüsemiÅŸ sözi AytoldıkaKÜSEMİŞ’İN AY-TOLDI’YA SÖZÜ 
KüsemiÅŸ turup çıktı andın yana, kelip aydı ay toldı tuÄŸdı küneKüsemiÅŸ oradan kalkıp, dışarı çıktı ve gelip. : —Ey Ay-Toldı, sana gün doÄŸdu — dedi — 
Yorı bar biliÅŸ emdi hâcib bile, tilekiÅ‹ negü erse andın tileSen ÅŸimdi hâcibin yanına gidip, onunla tanış, dileÄŸin ne ise, kendisinden iste. 
Seni körsü bilsü eÅŸitsü sözüŋ, tilekiÅ‹ ne erse tilin ay özüŋSeni görsün, tanısın, sözünü dinlesin; ne istediÄŸini sen ona kendin bildir. 
AÅ‹ar sözledim men sözüŋni neçe, takı mende yegrek sen ayğıl açaHer ne kadar ben ona senin söylediklerini anlattım ise de, kendin bunu benden daha iyi izah eder ve anlatırsın. 
İdi yakşı aymış tili köŋli tüz, körü barsa yetrü köni ök bu sözIçi-dışı bir olan insan çok yerinde söylemiÅŸ; iyice dikkat edilirse, bu söz pek doÄŸrudur; 
KiÅŸi sözler ök kör kiÅŸiniÅ‹ sözi, kiÅŸide bağırsak öz iÅŸke öziBir kimsenin arzusunu anlatmaÄŸa bir baÅŸkası da tavassut edebilir, fakat insanın kendisi kendi iÅŸine baÅŸkasından daha yakındır. 
Neçe ked kiÅŸi bolsa özke yakın, özinde bağırsak bolurmu sakınNe kadar iyi ve yakın bir insan olursa-olsun, düşün, insana baÅŸkası kendisinden daha candan olabilir mi. 
Bağırsak tilese özüŋke özüŋ, özüŋde bağırsak yok ol kes sözüŋEÄŸer kendine candan baÄŸlı birini arıyorsan, sözün kısası, kendinden daha candan birini bulamazsın. 
Tonın kedti ay toldı turdı örü, küsemiÅŸ bile çıktı bardı naruAy-Toldı yerinden kalktı ve elbisesini giydi; çıkıp, KüsemiÅŸ ile birlikte oraya gitti. 
KapuÄŸka tegip tüşti kirdi yorıp, körü aldı hâcib kiÅŸisi kelipKapıya gelip, attan indiler ve yürüyerek, içeri girdiler; hâcibin adamı gelip, onları karşıladı. 
Küsemış kirip tuÅŸtı yandru çıkıp, alıp kirdi hâcib taparu okıpKüsemiÅŸ içeri girip, hâcib ile görüştü; sonra çıkıp, onu alarak, hâcıbin yanına götürdü. 
Körü aldı hâcib orun berdi tör, isig sözledi söz tilin yakşı körHâcib karşıladı ve baÅŸ-köşede ona yer gösterdi; güzel ve samimî sözler söyledi. 
Hacib suali AytoldıkaHÂCİBİN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Ayıttı hâcib emdi köŋlüŋ neteg, kelip kayda tüştüŋ ne ornuÅ‹ netegHâcib sordu : — Nasılsın, gönlün hoÅŸ mu; burada nereye indin, yerin nasıl? 
BiliÅŸiÅ‹ ne barmu adaÅŸ ya kadaÅŸ, körügli ne barmu yegü içgü aÅŸAkraban, dostun veya tanıdığın var mı; yiyeceÄŸin, içeceÄŸin ve bakanın varmı? 
Yana ma ayıttı tilekiÅ‹ ne ol, negü iÅŸ kılur sen kerekiÅ‹ ne olYine tekrar sordu : — DileÄŸin nedir; ne iÅŸ yaparsın, bir ÅŸeye ihtiyâcın varmı ? 
Aytoldı cevabı HacibkaAY-TOLDI’NIN HÂCİBE CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay hâcib kutı, eÅŸittim bu kün toÄŸdı ilig atıAy-Toldı cevap verdi:-— Ey devletli hâcip, ben bu hükümdar Kün-ToÄŸdı’nın adını duydum. 
EÅŸittim yıraktın anıŋ çavını, biligin ukuşın silig savınıUzaktan onun şöhretini, bilgisini, aklını ve mülayim sözler ile gönül aldığını iÅŸittim. 
Özüm ârzûladı anıŋ tapğıŋa, tapınÄŸalı keldim anıŋ kapğıŋaOna hizmet etmeÄŸi arzuladım, kapısında hizmet için buraya geldim. 
Tilek bu iligke tapınsa özüm, yaraÄŸ körse hâcib ötünse sözümDileÄŸim hükümdara hizmet etmektir; hâcib münâsip görürse, sözlerimin hükümdara arzedilmesini rica ederim. 
Körüp sevdi hâcib bu ay toldını, tilinde yorıttı kamuÄŸ ögdiniHâcib bu Ay-Toldı’yi gördü ve sevdi; onu çok medih ve sena etti. 
Yüzi körki kılkı kılınçı özi, kamuÄŸ yakşı kördi tili uz söziYüzünü, kıyafetini, tavır ve hareketini, ÅŸahsını, sözünü, konuÅŸmasını, hepsini iyi ve güzel buldu. 
İdi sevdi köŋlün anı tapladı, ilig tapğıŋa bu yaraÄŸay tediOnu çok ve gönülden sevdi, LeÄŸendi; onu hükümdarın hizmetine lâyık gördü. 
Negü ter eÅŸitgil sevitmiÅŸ kiÅŸi, sevitse kiÅŸi kör mün erdem başıDinle, kendisini sevdiren insan ne der; insan kendisini sevdirirse, onun kusuru en büyük fazilet telâkki edilir. 
Kimi sevse aybı kör erdem bolur, kimi sevmese erdem öktem bolurinsan kimi severse, onun kusuru fazilet olur; kimi sevmezse, onun fazileti kusur görünür. 
Bu sözke tanukı munu keldi söz, okığıl munı sen ayâ edgü özÅžu söz buna ÅŸahit olarak gelmiÅŸtir; ey iyi insan, sen bunu oku. 
Köŋül kimni sevse mün erdem bolur, kamuÄŸ tetrüsi oÅ‹ kokuzı tolurGönül kimi severse, onun kusuru fazilet olur; bütün ters iÅŸleri doÄŸru ve eksikleri tam görünür. 
Köŋül kimni sevse kamuğı sevüg, körür közke ursa körünmez bolurGönül kimi severse, onun her ÅŸeyi sevimli olur; gören göze vursa, o bile kötü görülmez. 
Hacib cevabı AytoldıkaHÂCİBİN AY-TOLDI’YA CEVABI 
Yanut berdi hâcib kör ay toldıka, ayur emdi ivme maÅ‹a tur bakaHâcip Ay-Toldı’ya cevap verdi ve dedi:—Şimdi acele etme, bu iÅŸi bana bırak. 
Men aÅŸnu ayayın iligke sözüŋ, ne ermiÅŸ tilekiÅ‹ kim ermiÅŸ özüŋBen önce senin sözünü, dileÄŸinin ne olduÄŸunu, kim olduÄŸunu hükümdara arzedeyim. 
Seni bilsü ötrü yüzüŋ körsüni, uçuz tutmasunı ağır tutsunıSeni tanısın, bir de yüzünü görsün ve sana lâyık olduÄŸun kıymeti versin. 
SaÅ‹a men kerekiÅ‹ baka turÄŸamen, kamuÄŸ iÅŸleriÅ‹ni seve kılÄŸamenSenin için gerekli olan ÅŸeyleri ben takip edeceÄŸim ve bütün iÅŸlerini severek yapacağım. 
Üküş edgü sözler tilin sözledi, iÅŸiÅ‹ itgemen tep katığ kur badıPek çok iyi sözler söyledi ve : — iÅŸini yapacağım — diye kat’î söz verdi. 
Bu yaÅ‹lığ bolur bu kiÅŸi edgüsi, kiÅŸi edgüsi ol bodun yüdgüsiinsanların iyisi böyle olur; halkın yükünü hafifleten kimse insanların iyisidir. 
Negü ter eÅŸitgil bodun baÅŸlar er, kamuÄŸ iÅŸni yetrü körüp iÅŸler erDinle, halkı idare eden ve her iÅŸi iyice araÅŸtırdıktan sonra yapan insan ne der. 
KimiÅ‹ devleti baÅŸ kötürse örü, kamuÄŸ edgü kılÄŸu bodunka törüHalkın içinde yükselip, ikbâle eren insan halka hep iyi kanunlar tatbik etmelidir. 
KimiÅ‹ elgi bolsa bodunka uzun, silig bolÄŸu kılkı kılınçı tüzünKim halka hâkim olursa, onun tabiati yumuÅŸak, tavır ve hareketi asîlâne olmalıdır. 
Yorık bolsa kimiÅ‹ bodunka sözi, süçig tutÄŸu til söz me kodkı öziHalk içinde kim nüfuz sahibi olursa, onun dili ve sözü tatlı olmalı, kendisi tevâzû göstermelidir. 
Yayığ ol bu devlet eter hem buzar, ne irselturur terk irikse tezerBu devlet dönektir, hem yapar, hem bozar; o kararsızdır da; bıkarsa, çabuk kaçar. 
Bu kutka ınanma usa edgü kıl, bu kün munda erse yarın anda bilBu ikbâle inanma; elinden gelirse iyilik et; bil ki, ikbâl bugün sende ise, yarın baÅŸkasındadır. 
Bu kutka küvenme ay kut bulÄŸuçı, keligliturur kut yana barÄŸuçıEy ikbâl bulan, bu ikbâle güvenme; gelen ikbâl, bir gün olur, gider. 
Ay devlet idisi bu devlet bile, turayın tese tur sen edgü tileEy devlet sahibi, sen İkbâlinin devamını istersen, onun devamı müddetince sen de iyilik etmekte devam et. 
SaÅ‹a tegse beglik uluÄŸluk ok a, kiçiglik anuk tut özüŋ bolÄŸukaSana beylik ve büyüklük eriÅŸirse, bu devlet içinde saç ve sakalının aÄŸarması için, kendini küçük tut ve mütevâzi ol. 
Yana aydı hâcib sen emdi yorı, sevinçin tirilgil badıŋ kut kurıHâcib sözüne şöyle devam etti: — Sen imdi gönlünü hoÅŸ tut, artık devlet kuÅŸağını kuÅŸandın. 
Sen az ivme iÅŸler üdiÅ‹e tutuÄŸ, üdi kelse açlur bu beklig kapuÄŸSen bir az sabret, her iÅŸin müsait bir zamanı vardır; vakti gelince, kapalı kapılar açılır. 
Yeme yakşı aymış biliglig sözi, biliglig sözi körse barçın töziYine bilgili ne güzel söylemiÅŸ; bilen insanın sözü, dikkat edersen, deÄŸerli bir metâa benzer. 
Kayu iÅŸke ivse uzar keç kalur, ive kılmış iÅŸler ökünçlüg bolurHangi iÅŸte acele edilirse, o iÅŸ uzar ve gecikir; acele yapılan iÅŸler peÅŸimanlık ile neticelenir. 
ÜdiÅ‹e küdezgü iÅŸig ivmegü, kamuÄŸ iÅŸ üdinde bolur ay bügüAcele etmemek ve iÅŸin zamanını beklemek lâzımdır; ey hakîm, her iÅŸ zamanı gelince olur. 
Aytoldı cevabı HacibkaAY-TOLDI’NIN HÂCİBE CEVABI 
EÅŸitti bu ay toldı barça sözüg, ayur serneyin men tutayın özüŋAy-Toldı bütün bu sözleri dinledi ve dedi:— O hâlde ben sabır edeyim ve bekleyeyim. 
Meni kördi hâcib sözüm tıŋladı, yarağı körü tursu vaktı üdiHâcib beni gördü ve sözlerimi dinledi; ne yapmak lâzım geldiÄŸini ve ne zaman yapılacağını kendisi tâyin etsin. 
Kayu üdte hâcib tilese meni, ol üdte keleyin tedi söz küniHâcib beni ne zaman isterse, ben onun tâyin edeceÄŸi gün ve saatte geleyim. 
Turup çıktı ay toldı andın yana, eviÅ‹e kelip kirdi yazdı ton aAy-Toldı kalkıp, oradan çıktı; evine döndü ve içeri girip, soyundu. 
Hâcib kördi ay toldı kılkı yaŋı, erende adınsığ kiÅŸide öŋiHâcib Ay-Toldı’nın baÅŸka insanlardan farklı olduÄŸunu ve bir baÅŸka hâl ve tavra sahip bulunduÄŸunu gördü. 
Ayur körmiÅŸim yok bu yaÅ‹lığ kiÅŸi, biliglig ukuÅŸluÄŸ bodunda başıKendi-kendisine dedi:— Ben böyle bilgili, akıllı ve halk arasında bu kadar seçkin bir insan görmedim. 
Bu mundaÄŸ kiÅŸiler bolur idi kız, bu kız kızlıkı kıldı kız atı kızBu gibi insanlar çok nâdir olur; nâdirliÄŸinden dolayıdır ki, nâdire kız adı verilmiÅŸtir. 
Kayu neÅ‹ kız erse uÅŸ ol neÅ‹ küsüş, küsüş neÅ‹ tilep bulmaz emger üküşHangi ÅŸey nâdir ise, o ÅŸey azizdir; insan aziz olan bir ÅŸeye mâlik olmak için çok zahmet çeker de onu yine elde edemez. 
Bu mundaÄŸ kiÅŸiler iligke kerek, iligke kerek neÅ‹ kör ilke kerekHükümdar için bu gibi insanlar lâzımdır; hükümdara lâzım olan, memleket için de elzemdir. 
KamuÄŸka tusulur kör erdemlig er, bu erdem bile er tilek ârzû yerBak, meziyetli insanın her kese faydası dokunur; bu meziyet ile insan bütün arzularına nail olur. 
Üdi boldı hâcib iligke sözin, aça aydı ay toldı kılkı tözünZamanı geldi, hâcib hükümdara meseleyi açarak, Ay-Toldı’nın hâlini tavrını ve asaletini arzetti. 
Ayu berdi kılkın kılınçı yaŋın, sayu berdi bilgin ukuşı teÅ‹inOnun hâl ve tavrını, tabiatini birer-birer anlattı; akılı ile mütenâsip olan bilgisini bir-bir saydı. 
İlig cevabı HacibkaHÜKÜMDARIN HÂCİBE CEVABI 
EÅŸitti ilig aydı keldür kanı, kayudaturur bir köreyin anıHükümdar bunu duydu ve : — Getir, hani; nerededir, onu bir göreyim — dedi — 
Tiler erdim emdi bu yaÅ‹lığ kiÅŸig, udu barsa kılsa bu beglik iÅŸigBu devlet iÅŸini görecek ve takip edecek tam böyle bir insanı ben de ÅŸimdi arıyordum. 
Tilek barça buldum bu ol bir sözüm, bu yaÅ‹lığ kiÅŸike muÅ‹adur özümBütün istediklerimi elde ettim; tek bir arzum kalmıştı; böyle bir insana çok ihtiyacım vardır. 
Yorı bar okığıl anı sen maÅ‹a, tapuÄŸka köründür ay ersig toÅ‹aHaydi arslanım, yürü, git; sen onu bana çağır, huzuruma getir. 
Turup çıktı hâcib kapuÄŸka tegip, bir oÄŸlan yügürtti tilin söz ıdıpHâcip kalkıp, çıktı; kapıya gelip, bir iç-oÄŸlanı koÅŸturarak, haber saldı. 
Bu oÄŸlan yügürdi tegürdi sözi, tonın kedti turdı sevinçin öziOÄŸlan koÅŸtu ve sözü ona ulaÅŸtırdı; Ay-Toldı sevinçle kalktı, giyindi. 
Atın mindi keldi kapuÄŸka tüşüp, yorıp utru hâcib okıdı tuÅŸupAtına bindi; gelip, kapıya indi; hâcip karşı çıkıp, onu içeri aldı. 
Ağırladı hâcib orun berdi tör, edeb birle ay toldı oldurdı körHâcib ona saygı gösterdi ve baÅŸ-köşede yer verdi; Ay-Toldı edep ile yerine oturdu. 
Hâcib kirdi ilig tapa yüz urup, iligke ötündi adakın turupHâcib dönüp, hükümdarın huzuruna girdi ve ayakta durarak, keyfiyeti ona arzetti. 
İlig cevabı HacibkaHÜKÜMDARIN HÂCİBE CEVÂBI 
İlig aydı ünde maÅ‹a kirsüni, köreyin anı men meni körsüniHükümdar : — Onu bana çağır, gelsin; beni görsün, ben de onu göreyim — dedi. 
Hâcib çıktı aydı ay ay toldı tur, tapuÄŸka körüngil kutuÅ‹ badı kurHâcib çıktı ve:—Ey Ay-Toldı, buyur hükümdarın huzuruna gir; artık talihin yaver oldu — dedi. 
Aytoldı KüntoÄŸdı İlig Tapuğıŋa KörünmiÅŸin AyurAy-Toldı’nın Hükümdar Kün-ToÄŸdı’nın Huzuruna Çıktığını Söyler 
Bu ay toldı kirdi köründi söküp, açıldı ilig köŋli ol yüz körüpBu Ay-Toldı huzura girip, diz çöktü; onun yüzünü görünce, hükümdarın gönlü açıldı. 
Yükündi iligke kör açtı sözin, süçitti sözi hem sevitti özinHükümdarın huzurunda eÄŸildi ve söze baÅŸladı; tatlı-tatlı sözleri ile kendisini sevdirdi. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı kim sen negü ol atıŋ, kayudın kelir sen negü ol yatıŋHükümdar sordu: — Sen kimsin, adın nedir; nereden geliyorsun, memleketin neresidir? 
Amulluk bile açtı ay toldı til, siliglik bile öz sözin aydı bilAy-Toldı sâkin-sâkin söze baÅŸladı, mülâyemet ve zarafetle devam etti. 
Amulluk siliglik ukuÅŸ kılkı ol, ukuÅŸsuz kiÅŸiler kamuÄŸ yılkı olSükûnet ve zarafet aklın vasfıdır; akılsız insanlar hayvan sürüsüne benzer. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu beyt, iÅŸiÅ‹ tüşse ivme sabır birle aytŞâir buna benzer ÅŸu beyti söylemiÅŸtir; birine iÅŸin düşerse, acele etme, sabır ile söyle. 
İve kirme iÅŸke sabır kıl serin, ive kılmış iÅŸler ökünçi yarıniÅŸe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et; acele yapılmış olan iÅŸler yarın peÅŸimanlık getirir. 
KamuÄŸ iÅŸte ivme serin öz tutun, serinse bulur kul bu beglik kurınHiç bir iÅŸde acele etme, sabret, kendini tut; kul sabırlı olursa, beylik mertebesini bulur. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, tapuÄŸ birle hôş boldı kulluk atıAy-Toldı dedi : — Ey devletli hükümdar, kulluk adı hizmet etmekle güzelleÅŸir. 
Atım kul tapuğçı kör ornum kapuÄŸ, kılınçım könilik me kılkım tapuÄŸBenim adım kul ve hizmetkârdır, bak, yerim kapıdır; ÅŸiarım — doÄŸruluk ve tıynetim — hizmettir. 
SaÅ‹a keldim oÄŸrap uzun yol yorıp, tilekke bu kün tegdim ârzûm kanıpBen sana gelmek maksadı ile uzun yollar yürüdüm; bugün arzuma kavuÅŸup, muradıma erdim. 
Tilekim bu ol sen meni yermedin, tapuÄŸka yakın tut maÅ‹a ermedinDileÄŸim ÅŸudur: sen beni yermeden ve benden usanmadan, dâima hizmetinde bulundur. 
EÅŸitti bu söz kör sevindi ilig, tilek teg bululdı sınadı erigBu sözü duyunca, hükümdar sevindi; onu tecrübe etti ve dilediÄŸi gibi buldu. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı ay toldı kördüm seni, sevitti bu körküŋ bu kılkıŋ meniHükümdar dedi : — Ay-Toldı, seni gördüm; senin bu görünüşün, tavır ve hareketin beni sevindirdi. 
Tapın öz oÄŸurluÄŸ bağırsaklıkın, tapuÄŸda esüngil maÅ‹a bol yakınSen uÄŸurlu bir sadâkatle bana hizmet et; dâima kapımda bulunarak, bana yakın ol. 
MeniÅ‹din açığ bolsu sendin tapuÄŸ, tapuÄŸ bolsa ötrü açar kut kapuÄŸSenden hizmet olsun, benden ihsan; hizmet yerinde olursa, ikbâl kapılarını açar. 
Bu künde naru sen kıyılma tapın, tapınsa öter beg tapuğçı hakınBugünden itibaren sen dürüstlükle hizmete baÅŸla; elbette bey hizmet edenin hakkını öder. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yer öpti kör ay toldı aydı ilig, yarutsa közin berdi devlet eligAy-Toldı yer öptü ve dedi :— Hükümdarın gözü sevinç ile parlarsa, devlet ona hizmet edene elini uzatır. 
Tapınmak üçün keldim evdin turup, uzun yol yorıdım saÅ‹a yüz urupEvimden kalkıp, hizmet etmek için, buraya geldim; sana gelmek için uzun yollar yürüdüm. 
Bayat bersü küç bu tapuÄŸ kılÄŸuka, küdezsü saÅ‹ar öz tapuÄŸ yazÄŸukaBu hizmeti baÅŸarmak için, Tanrı bana kuvvet versin; hizmetinde hatâ etmekten Allah beni korusun. 
Turup çıktı sevnü kapuÄŸka küle, ögi köŋli açlıp yarudı yulaAy-Toldı kalkıp, sevinerek ve gülerek, huzurdan çıktı; akılı ve gönlü açılıp, yolunu meÅŸ’aleler aydınlattı. 
Negü ter eÅŸit bu kutun kopmış er, kutı birle ârzû tilek bulmış erİkbâl ile yükselmiÅŸ ve istediÄŸine-dileÄŸine kavuÅŸmuÅŸ olan insan ne der, dinle. 
Küle baksa begler kiÅŸike közün, ögi köŋli tirlür küvenür özünBeyler kime çözleri ile gülerek bakarlarsa, onun akılı ve gönlü yerinde olur ve kendisine güven gelir. 
Yaruk tutsa begler kiÅŸike yüzi, yarur er közi hem yarayur söziBeyler kime güler yüz gösterirse, o insan itibar bulur ve sözü dinlenir. 
Kimi tutsa begler öziÅ‹e yakın, kamuÄŸ neÅ‹ yakınlık kılur kör bakınBeyler kimi kendilerine yakın tutarlarsa, bak ve dikkat et, her kes ona yakınlık gösterir. 
Kut ol beg yakın bolsa kutka kiÅŸi, tilekin bulur barça etlür iÅŸiBey — ikbâldir; ikbâle yakın olan insan dileÄŸine kavuÅŸur; onun bütün iÅŸleri yoluna girer. 
Tapındı bu ay toldı anda naru, tapuÄŸda kıyılmadı erte turuBu Ay-Toldı o günden itibaren hizmete baÅŸladı; her gün erkenden kalktı ve hizmette kusur etmedi. 
Künün turdı turÄŸak tünün yatÄŸakın, tapındı kıyıksız bağırsaklıkınGündüz kapıcılar ve gece muhafızlar ile birlikte bulundu; dürüstlük ve baÄŸlılıkla hizmet etti. 
İligke kirü hem çıka törçidi, ilig edgü közün baka törçidiHükümdarın yanına girip-çıkmakta ve hükümdar da ona karşı teveccüh ve itimat göstermekte devam etti. 
TapuÄŸ arturu bardı künde yaŋı, ağırladı ilig küniÅ‹e öŋiO günden-güne hizmetini arttırmakta ve hükümdar da onu günden güne yükseltmekte idi. 
TapuÄŸ birle begler ağırlar kuluÄŸ, tapuÄŸ siÅ‹se boldı kiçig öz uluÄŸBeyler kulu hizmetlerinden dolayı yükseltirler; hizmetleri makbule geçtikçe, küçükler yükselir. 
TapuÄŸ kıl tapuÄŸ birle kul beg bolur, tapuÄŸ siÅ‹meginçe tilek kim bulurHizmet et, kul hizmeti sayesinde bey olur; hizmeti makbule geçmeyen insan dileÄŸine kavuÅŸurmu? 
EÅŸit emdi bilge sözi ne teyür, sözin yaÅ‹zatur sözke yinçge ayurİmdi dinle, âlim ne der; onun bu mealdeki sözü bu fikri ne kadar ince ifâde eder. 
Tegimsiz tapuÄŸ birle törke tegir, yaraÄŸsız yaransa kör elke tegirikbâle bir türlü eriÅŸemeyen insan hizmeti sayesinde baÅŸ-köşeye geçer; liyakatsiz kimse, ne kadar yaranmaÄŸa çalışsa da, kapı eÅŸiÄŸini boylar. 
TapınÄŸu kıyıksız tapuÄŸ kılÄŸuçı, tapuÄŸ siÅ‹se ötrü tilekke tegirHizmet eden dürüstlükle hizmet etmelidir; hizmeti makbule geçerse, hizmetkâr dileÄŸine eriÅŸir. 
Bu ay toldı künde yetürdi tapuÄŸ, ilig me açığ birle açtı kapuÄŸBu Ay-Toldı her gün kusursuz hizmet etti; hükümdar da ihsanı ile ona kapıları açtı. 
KüniÅ‹e örü bardı içrek bolu, kokuz boldı kadÄŸu sevinçi toluO günden-güne hükümdara daha fazla yakalaÅŸarak, yükselmekte devam etti; kaygısı gittikçe azaldı, sevinci gittikçe arttı. 
TapuÄŸka süçindi bu ay toldı ked, ilig me açındı barı arttı edAy-Toldı vazifesini büyük bir ÅŸevkle ifâ etti; hükümdar da ona ihsanda bulundu, yardımcıları ve malı çoÄŸaldı. 
KamuÄŸ törlüg iÅŸke sınadı ilig, tilek teg tükel buldı tapnur erigHükümdar onu her türlü İşte denedi; hizmetkârını kendi istediÄŸi gibi buldu. 
Aytoldı İligke Özi Devlet Erdükin AyurAy-Toldı Hükümdara Kendisinin Saadet OlduÄŸunu Söyler 
İlig bir kün oldrup özi yalÅ‹uzun, okıp kirdi ay toldı sevnür özünHükümdar bir gün yalnız başına otururken, onu çağırttı; Ay-Toldı, içten sevinerek yanına girdi. 
Kirip turdı ay toldı utru örü, ilig imledi kelgil oldur berüAy-Toldı girip, karşısında ayakta durdu; hükümdar:—Gel, buraya otur — diye iÅŸaret etti. 
Çıkardı topık kodtı ay toldı kör, anı yastanıp ötrü oldurdı körAy-Toldı cebinden bir top çıkarıp, yere koydu ve onu altına çekip, üzerine oturdu. 
Ayıttı ilig tegme törlüg bilig, yanut berdi ay toldı açtı tiligHükümdar bir çok ÅŸeyler hakkında onun fikrini sordu, Ay-Toldı onlara cevap verdi ve bildiklerini söyledi. 
Sevindi ilig kör yaruttı yüzin, anı kördi ay toldı yumdı közinHükümdar sevindi, tekrar yüzü güldü; Ay-Toldı bunu görünce, gözünü yumdu. 
Sözin kesti ilig hiç ündemedi, közin yumdı ay toldı hiç açmadıHükümdar bir müddet sustu ve hiç ses çıkarmadı; Ay-Toldı da gözünü yumdu ve hiç açmadı. 
Yana aytu kirdi ilig öz sözin, yanut berdi ay toldı tügdi yüzinHükümdar, bir az sonra, tekrar söze baÅŸladı; Ay-Toldı cevap verdi ve yüzünü buruÅŸturdu. 
Baka kördi ilig kamuÄŸ törlügün, tükel buldı bilgi ukuşı ögünHükümdar ona her bakımdan dikkat etti; onun bilgisini, aklını ve anlayışını tam buldu. 
Seve baktı ilig avıttı özin, bu ay toldı terkin evürdi yüzinHükümdar ona sevgi ile baktı ve gönülü rahat etti, fakat Ay-Toldı hemen başını çevirdi. 
İlig sözi AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SÖZÜ 
İlig buÅŸtı artuk kararttı meÅ‹iz, ayur ay iveklik kiÅŸike isizHükümdar çok hiddetlendi ve yüzünü ekÅŸiterek, dedi : —Hey, acele ile hareket etmek insan için kötü bir ÅŸeydir. 
Yaŋıldı bu tüşte meniÅ‹ bu özüm, negü teg açayın kiÅŸike sözümBu sefer kabahat kendimde oldu; nasıl oldu da baÅŸkasına sırrımı hemen açıverdim. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig tilin, ive kılmış iÅŸler ökünçi yılınDinle, bak, bilgili insan ne der; acele ile yapılan bir iÅŸin peÅŸimanlığı yıllarca sürer. 
İve kılmış iÅŸler neçe yeg bolur, ive bışmış aÅŸnı yese ig bolurAcele ile yapılan iÅŸler dâima çiÄŸ kalır; acele ile piÅŸirilen yemeÄŸi yiyen insan hasta olur. 
İveklikturur barça yaÅ‹luk başı, amullukturur barça edgü iÅŸiBütün yanlışlıkların başı aceleciliktir; bütün iyi iÅŸler dâima teenni ile yapılan iÅŸlerdir. 
İveklik bu erdi seni bilmedin, yakın tuttum özke tapındurmadınAcelecilik ÅŸurada oldu ki, seni tanımadan ve kâfi derecede denemeden, kendime yakın tuttum. 
Kayu erse begler tapuğçı kulın, tapındurÄŸu ötrü açınsa yolınHangi kul olursa-olsun, önce ona hizmet gördürmeli; ondan sonra usûlü dâiresinde ihsanda bulunmalıdır. 
BışurÄŸu tapuÄŸda sınaÄŸu körü, ağırlasa ötrü kötürgü örüKulu önce hizmette piÅŸirmeli ve iyice denemeli, ondan sonra kendisini yükseltmeli ve taltif etmelidir. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, negüke buÅŸar erki toldı otıAy-Toldı :—Ey devletli hükümdar, acaba neye hiddet buyuruldu da böyle âteÅŸ kesildin. 
Yazukum ne erki bilümez özüm, ayu bersü evre eÅŸitsü sözümAcaba günâhım nedir, kendim bilmiyorum; bana bunu söyle, sonra bir de benim sözümü dinle. 
Bar erse yazukum kına erk saÅ‹a, yok erse yüzüŋni karartma maÅ‹aKusurum varsa, cezalandır, kudret senindir; kusurum yok ise, bana muÄŸber olma. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸ meÅ‹zetü, kıyâs mani birle aÅ‹ar yaÅ‹zatuAkıl, bu mânayı kasdederek, böyle bir hâdise hakkında ne der, dinle. 
Tapuğçı yaŋılsa okıtÄŸu kerek, negüke yaŋılmış ayıtÄŸu kerekEÄŸer hizmetkâr yanılırsa, onu çağırtmak ve neden yanılmış olduÄŸunu sormak lâzımdır. 
Yazukı bar erse kınaÄŸu tutup, yok erse miÅ‹ edgün avıtÄŸu kerekGünâhı varsa, cezalandırmak, eÄŸer yok ise, iyilik ile onun gönlünü almak lâzımdır. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
Yana ok buÅŸup aydı ilig sözi, ayur ay biligsiz kiÅŸi munduzıHükümdar aynı ÅŸekilde hiddetle konuÅŸmaÄŸa devam etti ve dedi: — Ey bilgisiz, ey ahmak insan ! 
Özüŋke baka kör kim erdiÅ‹ maÅ‹a, kayudın kelir bu fuzûlluk saÅ‹aKendine bir bak, sen benim için kim idin; sana bu küstahlık nereden geliyor. 
TapuÄŸluÄŸ tesemen özüŋ tapğı yok, tusuÄŸluÄŸ tesemen yana asğı yokBana hizmetin geçti desem, henüz bir hizmetin yok; faydan dokundu desem, henüz bir faydan da olmadı. 
TapuÄŸsuz ağırlap açındım seni, orun berdim erse basındıŋ meniHizmetin dokunmadığı hâlde seni taltif edip, ihsanda bulundum; sana mevki verdim, fakat sen bana tahakküme kalkıştın. 
Topık yastadıŋ emdi oldurÄŸuka, ne oldruÄŸ yeri bu ma köŋlün ukaOtururken, altına bir top koyup, üstüne oturdun; böyle bir ÅŸeyin üzerine oturulurmu, bir düşün. 
SaÅ‹a sözledim men sözüg tıŋladım, közüŋ yumduÅ‹ erse özüm taÅ‹ladımBen sana söz söyledim, senin sözünü dinledim; sen gözünü yumunca, ÅŸaÅŸtım-kaldım. 
Keçürdüm yana sözledim söz saÅ‹a, nelük yüz evürdüŋ ayu ber maÅ‹aBunu affettim, sana tekrar hitap ettim; bu sefer de neden yüzünü çevirdin; izah edermisin ? 
EÅŸitmezmü erdiÅ‹ bügüdin bu söz, yakın bolsa begke küdezgü ked özHakimlerin ÅŸu sözünü duymadınmı:—Beye yakın olursan, kendini iyice kolla! 
Ayu bermedimü ataÅ‹ ya anaÅ‹, ay oÄŸlum begiÅ‹ke özüŋ kılma teÅ‹Sana baban yahut annen:— Ey oÄŸlum, kendini efendin ile bir tutma ! — demediler mi? 
Tutuzmadımu kör saÅ‹a hıl başıŋ, basınma begiÅ‹ni küdezgil başıŋSana takım-başın : —Beyine karşı kafa tutma, başını gözet ! —diye emir vermedimi ? 
Bu begler ot ol otka barma yaÄŸuk, kalı bardıŋ erse küyürmek anukBu beyler âteÅŸtir, âteÅŸe yaklaÅŸma; yaklaşırsan, yanmak muhakkaktır. 
Osal bolma begler küyer otturur, küyer otka yaksa aÅ‹ar yuttururİhmalci olma, beyler yanar âteÅŸtir; yanar âteÅŸ, ona yaklaÅŸan için bir felâkettir. 
Baka körse begler küyer ot sanı, basınsa üzer baÅŸ sorar öz kanıDikkat edersen, beyler gerçekten yanar âteÅŸ gibidir; kafa tutanın başını koparır ve kanını emer. 
Baka tursa artuk anın korku tur, kalı korkmasa sen küçün korkıturSana fazla bakarsa, onun bakışından kork; eÄŸer korkmazsan, o seni korkmaÄŸa mecbur eder. 
Aytoldı İligke Devlet Sıfatın AyurAy-Toldı Hükümdara Devlet Sıfatını Söyler 
Küle aydı ay toldı uktı özüm, ayıttıŋ munı sen eÅŸitgil sözümAy-Toldı gülerek, dedi : — Evet, neyi sorduÄŸunu anladım, izah edeyim. 
Ukup kıldım emdi bu iÅŸlerni men, kerek erdi sen me munı uksa senBütün bu iÅŸleri ben ÅŸimdi bilerek yaptım; çünkü senin de bu hareketlerimi anlaman lâzımdı. 
Munu men me emdi saÅ‹a keldüküm, meniÅ‹ kılkım erdi bu körkittükümİşte, benim de ÅŸimii sana geliÅŸim ve bu yaptığım hareketler benim yaradılışım icâbıdır. 
Orun berdiÅ‹ aÅŸnu men oldurmadım, orun yok maÅ‹a sen munı uk tedimSen önce bana yer gösterdin, ben oraya oturmadım. — Benim için yer yoktur, sen bunu anla ! — demek istedim. 
Topık yerde urdum bu söz berkitü, özüm yaÅ‹zağını saÅ‹a körkitüSöylediÄŸimi teyit etmek ve neye benzediÄŸimi sana göstermek için, yere bir top koydum. 
Neteg kim orunsuz topık yuvlunur, anı teg me devlet özüm tegzinürDüm-düz yerde top nasıl kendi kendisine yuvarlanırsa, saadet de öyledir; ben sıyrılıp, giderim. 
Seve baktıŋ erse közüm yümdüküm, saÅ‹a körkitürmen negü erdükümSen sevgi ile bakınca, ben gözümü yummak suretiyle, sana nasıl olduÄŸumu göstermek istedim. 
Bu kün men me devlet karaÄŸu sanı, maÅ‹a kim ilinse tutarmen anıBugün ben bir devletim, ben bir topa benzerim; kim bana yaklaşırsa, ben onu yakalarım. 
Yana sözlediÅ‹ sen yeme sözledim, seve baktıŋ erse yüzüm kizledimSen tekrar konuÅŸtun, ben de cevap verdim; sevgi ile bakınca, yüzümü sakladım. 
Özüm körkitür öz kılınçın saÅ‹a, ayur kılkım irsel ınanma maÅ‹aBununla sana kendi tabiatimi göstermek ve : — Tabiatım kararsızdır, bana inanma : — demek istedim. 
Negü ter eÅŸit emdi türkçe mesel, başında keçürmiÅŸ bu kökçin sakalÅžimdi dinle, türkçe bir ata-sözü, başından çok ÅŸeyler geçmiÅŸ olan bu ak sakallı ne der. 
Küvenme kıvı kutka kutluÄŸ kiÅŸi, ınanma özüŋ kutka atlığ kiÅŸiEy devletli, sen bu boÅŸ devlete güvenme; ey namlı, sen bu devlete inanma. 
Akar suv yorık til bu kut turmadı, ajun tezginürler yorıp tınmadıAkar su, güzel söz ve devlet, bunlar durmadan, yorulup-dinlenmeden, dünyayı dolaşırlar. 
İnançsızturur kut vefâsız yayığ, yorırda uçar terk adakı tayığSaadete inanılmaz, o vefasız ve dönektir; yürürken, hemen uçar, ayağı kaygandır. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum açıldı sözüg, yazuk udri kolduÅ‹ kutuldı özüŋHükümdar şöyle dedi:—Anladım, sözün açıklandı: günâhının affını istedin ve kurtuldun. 
MaÅ‹a ayğıl emdi ne ol erdemiÅ‹, bedük sözledi söz bu öktem tiliŋŞimdi bana söyle, senin meziyetin nedir; bu pervasız dilin büyük sözler söyledi. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı kör erdem üküş, meniÅ‹din tegir tegse erke ülüşAy-Toldı cevap verdi : — Meziyetim çoktur; insanlara kısmet gelirse, benden gelir. 
Kılınçım oÅ‹ay körse yaşım kiçig, kamuÄŸ beg bedükke meniÅ‹din keçigTabiatım yumuÅŸak, dikkat edersen, yaşım da küçüktür; fakat bütün bey ve büyüklere giden yollar benden geçer. 
Yüzüm körki körklüg ne kılkım silig, tilemiÅŸ tilekke yetürdüm eligYüzüm güzel, huyum mülayimdir; arzu edilen her ÅŸey benim elimin altındadır. 
Özüm kayda bolsa kamuÄŸ ârzûlar, meniÅ‹ birle yügrür maÅ‹a öz ularNerede olursam-olayım, bütün arzular benimle beraber yürür ve bana baÄŸlanır. 
Erej minde emgek meniÅ‹din tezer, sevinç minde sakınç maÅ‹a yol azarHuzur bendedir; mihnet benden kaçar; sevinç bendedir, üzüntü bana yol bulmaz. 
MaÅ‹a öznese kim üzelip ölür, maÅ‹a kim boyun egse ârzû bulurKim bana kafa tutarsa, ıstırap içinde mahvolur; kim bana boyun eÄŸerse, arzusuna kavuÅŸur. 
Urayın tegüçi özi ursukar, basayın tegüçi özi bassıkarBeni vurmak isteyenin kendisi vurulur; beni ezmek isteyenin kendisi ezilir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi emdi bu söz, munı eÅŸtip uksu biliglig ked özÅžu söz ÅŸimdi buna uygun düştü; bilgili ve iyi insan bunu dinlesin ve anlasın. 
Bu kut kayda bolsa boyun bir yaraÅŸ, kalı öznese kutka kadÄŸun küreÅŸSaadet nerede ise, ona boyun eÄŸ ve kendini beÄŸendir; devlete kafa tutarsan, üzüntü ile boÄŸuÅŸursun. 
Bu kut kelse yalÅ‹uk kutadur köni, tümen ârzû birle talulap yer aÅŸSaadet gelirse, insan hakikaten mesut olur; bütün arzularına kavuÅŸur huzur içinde yaÅŸar. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum bu erdemleriÅ‹, münüŋ barmu ayğıl bileyin seniÅ‹Hükümdar şöyle dedi:—Bu meziyetlerini anladım; senin kusurun var mı; söyle, onu da bileyim. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı maÅ‹a yas kılur, münüm yok velikin kiÅŸiler ayurAy-Toldı şöyle cevap verdi : — Bana iftira ederler; kusurum yokken, kusurumun olduÄŸunu söylerler. 
Münüm bu meni yalÅ‹uk irsel teyü, ayığlap yorırlar kiÅŸike ayuKusurum varsa, ÅŸudur: insanlar, kendi aralarında, beni dönek diye kötüler, dururlar. 
Mün ermez maÅ‹a kör bu irsellikim, yaŋı neÅ‹ talular ma özke begimHalbuki dönekliÄŸim benim için bir kusur deÄŸildir; ben kendime dâima yeni ve taze ÅŸeyler seçerim. 
KamuÄŸ eski neÅ‹ler irinçig bolur, irinçig yüki kör yirinçig bolurBütün eskimiÅŸ ÅŸeyler yıpranmış olur; yıpranmış ÅŸeylere tahammül etmek insana sıkıntı ve tiksinti verir. 
Yaŋı neÅ‹ bolurda bu eski nerek, talu neÅ‹ bolurda yavuz ne kerekYeni ÅŸey varken, eskiye ne lüzum var; güzel ÅŸey varken, kötüye ne lüzum var. 
Yaŋıda bolur körse barça tatığ, tatığnı tilep er kör emger katığDikkat edersen, bütün zevkler yenide bulunur, zevk için de insan her zahmete katlanır. 
Yayığ tep sökerler bu kılkım üçün, maÅ‹a mün ururlar bu atım üçünîşte bu tabiatım, için, dönek diye, bana söğerler ve bundan dolayı bana kusur isnat ederler. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı alp er açuk, anıŋ manisi kör bu sözke tanukBir kahramanın buna benzer ap-açık bir sözü vardır, onun mânası bu söylediklerime ÅŸahittir. 
TörümiÅŸ neÅ‹ erse yokalÄŸuturur, törütügli hâlik ne kolsa kılurYoktan var olan her ÅŸey tekrar yok olacaktır; yaratan Tanrı ne isterse, onu yapar. 
Tiriglik tedüküŋ bu yel teg keçer, kaçar tutsa bolmaz anı kim bulurBu hayat dediÄŸin yel gibi geçer; tutmak olmaz, kaçar; onu kim bulabilir. 
Küvenme bu kutka kelir hem barır, ınanma bu devlet berür hem alırBu saadete güvenme, geldiÄŸi gibi gider; bu devlete inanma, verdiÄŸi gibi alır. 
Yayığ ermez erse bu devlet özi, ne edgü neÅ‹ erdi bu kut ay kozıEy kuzum, bu ikbâl ne güzel ÅŸey olurdu, eÄŸer devlet dönek olmasa idi. 
Kelip barmaz erse bu devlet yana, tünermegey erdi yarumış küneDevlet gelip, tekrar gitmese idi, bu aydınlanmış olan gün tekrar kararmazdı. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum bu irsellikiÅ‹, erip kitgü yerde bolurmu bekiÅ‹Hükümdar sordu : — Sebatsızlığının sebebini anladım; artık bırakıp gittiÄŸin zaman seni alıkoymanın bir çâresi var mı? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı meniÅ‹ bu özüm, keyik tegturur kılkı kestim sözümAy-Toldı şöyle cevap verdi : — Kısaca benim kendim ve tabiatim bir geyiÄŸe benzer. 
Meni terk bulumaz tilegli seve, kalı bulsa tutmaz kılur terk yavaSeven ve isteyen beni kolay bulamaz; bulsa bile, tutamaz ve çabuk kaybeder. 
Meni buldaçı er tutup beklese, kaçumazmen andın söz aydım keseEÄŸer beni bulan kimse tutup, baÄŸlamağı bilirse, ben ondan kaçamam, bu muhakkatır. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Elig aydı ayğıl bu berkiÅ‹ kayu, negü teg kiÅŸen ol seni berklegüHükümdar şöyle dedi: — Bağın nedir, söyle; seni nasıl bir köstek ile baÄŸlamalıdır ? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NİN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı maÅ‹a berk kiÅŸen, bu bir kaç neÅ‹ ol kör bereyin nişânAy-Toldı dedi : — Benim için baÄŸ ve köstek olacak bir kaç ÅŸey vardır; bak, onları belirteyim. 
Meni bulÄŸuçı kılkı alçak kerek, köŋül kodkı til sözde yumÅŸak kerekBeni bulan kimse mütevâzi tabiatli, alçak gönüllü ve tatlı dilli olmalıdır. 
Özini küdezse ayı ertmese, yavuz yunçığ iÅŸke yakın turmasaKendisini gözetmeli ve hiç bir zaman ifrata gitmemeli, kötü ve çirkin iÅŸlere yaklaÅŸmamalıdır. 
TeÅ‹i birle tutsa tirilmiÅŸ neÅ‹in, yorık tüzse kılkı kılınçı yaŋınToplamış olan malı yerine sarfetmeli; hayatını, iÅŸini, tavır ve hareketini düzenlemelidir. 
Özinde uluÄŸka tapuÄŸ kılsa öz, özinde kiçigke süçig tutsa sözKendinden büyüğe saygı göstermeli; kendinden küçüğe ise, rifk ve ÅŸefkatle muamele etmelidir. 
KiÅŸig satÄŸamasa küvezlik bile, basıtmasa özde kiçigke küleKibir ve gurur ile baÅŸkalarını incitmemeli, kendisini küçüklerin eÄŸlence ve tahakkümüne bırakmamalıdır. 
Yavalık bile borka baÅŸ sokmasa, yavalıkka boÅŸlaÄŸ neÅ‹in saçmasaBoÅŸu-boÅŸuna kendisini içkiye vermemeli, boÅŸ yere malını saçıp, heba etmemelidir. 
Oyunka katılmasa elgin tilin, könilik öze tutsa kılkı yaŋınEli ve dili ile oyuna karışmamalı, tavır ve hareketlerinde dürüst olmalıdır. 
Yayığ kut kiÅŸeni bu neÅ‹lerturur, bu yaÅ‹lığ basa kutnı kaçmaz kalurDönek saadetin kösteÄŸi bunlardır; saadet bu ÅŸekilde baÄŸlanırsa, kaçamaz, kalır. 
Bu sözke tanukı bu şâir sözi, bu şâir sözi sözke kattı tuzıŞâirin ÅŸu sözü buna ÅŸahittir; şâir sözü söze tuz katmıştır. 
Keyik sanı devlet kiÅŸike tezig, kalı kelse bekle tuÅŸa hem tizigSaadeti insan için, ürkek bir geyik farzet; eÄŸer gelirse, sıkı tut, ayağına köstek vur. 
Tuta bilse devlet tezümezturur, kalı tezse tegmez yana terk kezigİnsan tutabilirse, saadet kaçamaz, kalır; eÄŸer kaçarsa, sana sıra tekrar çabuk gelmez. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı uktum ayâ kut seni, katığ sevdim erdi irer sen meniHükümdar:—Ey saadet, seni anladım; seni çok sevmiÅŸtim, fakat sen benden ayrılmak istiyorsun — dedi — 
Yayığlık yok erse bu irsellikiÅ‹, ne edgü iÅŸ erdi seniÅ‹ kelmekiÅ‹Bu karasızlığın ve bu hercâyiliÄŸin olmasa idi, senin gelmen ne iyi bir iÅŸ olurdu. 
Velikin yayığ sen özüŋ bivefâ, vefâ körkitür sen kılur sen cefâFakat sen kararsız ve vefasızsın; kendini vefalı gösterir, fakat cefâ edersin. 
Anada atada bağırsak bolup, ayada tutar sen küler yüz urupGün olur, anneden-babadan daha merhametli olursun; güler yüz göstererek, insanı el üstünde taşırsın. 
Ara körmedük teg yüz evrer özüŋ, adınsığ bolur barça kılkıŋ sözügGün olur, görmezlikten gelirsin, yüzünü çevirirsin; bütün tavrın ve sözün bir anda deÄŸiÅŸiverir. 
Tirer sen yumıtsa saçar sen kamuÄŸ, okır sen yüz ursa yapar sen kapuÄŸYığarsın; toplanınca, tekrar hepsini dağıtırsın; önce çağırırsın; fakat gelince, kapını kaparsın. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, münüm erdemim barça aydım atıAy-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — kusur ve meziyetlerimin ne olduÄŸunu hep söyledim. 
Meni kim bulup berk tutayın tese, ayu berdim ol neÅ‹ni tutsun usaBeni kim bulup, elinde sıkı tutmak isterse, gereken ÅŸeylerin hepsini saydım; elinden gelirse, tutsun. 
MaÅ‹a urmasa örk meni tuttaçı, keyik teg kaçarmen kim ol yetteçiBeni tutan bana yular vurmazsa, ben geyik gibi kaçarım; bana kim yetiÅŸebilir. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış karı, sınamış karılar sözi söz korıDinle, tecrübeli ihtiyar ne der; tecrübeli ihtiyarların sözü sözlerin mayasıdır. 
Kelir kut tuta bilmese sen barır, berür neÅ‹ yeyü bilmese sen alırSaadet gelir; tutmasını bilmezsen, gider; mal verir; yemesini bilmezsen, alır. 
Yayığ kutnı bulsa idi bekrü tut, kalı beklemese yana bardı bütKararsız saadeti bulursan, çok sıkı tut; eÄŸer muhafaza altına almazsan, tekrar gideceÄŸinden şüphe etme. 
Kutadmış kiÅŸi kör sakınmış kerek, kamuÄŸ teÅ‹siz iÅŸtin yıramış kerekSaadete ermiÅŸ olan insanın ihtiyatlı olması ve bütün yakışıksız iÅŸlerden uzak durması gerektir. 
Arığ bolsa özi yorısa köni, munıŋ bağı mundaÄŸ biliŋü munıKendisi temiz olmalı ve doÄŸru yolda yürümeli; bunun bağı böyledir, bunu bilmelidir. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum münüŋ erdemiÅ‹, bu ay toldı atıŋ ne ol bu seniÅ‹Hükümdar : — Senin kusurunu ve meziyetini anladım, — dedi — senin bu Ay-Toldı adın ne demektir? 
Negü ol munıŋ manisi ay maÅ‹a, bileyin ukayın büteyin saÅ‹aBunun mânası nedir, bana söyle; ben de bileyim, anlayayım ve sana güveneyim. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı meniÅ‹ atımı, bügü meÅ‹zetür ayka bu kılkımıAy-Toldı: — Benim adımı ve bu tabiatimi hakimler bir aya benzetirler — dedi — 
Bu ay tuÄŸsa aÅŸnu idi az tuÄŸar, küniÅ‹e bedüyür yokaru aÄŸarAy doÄŸarken, önce çok küçük doÄŸar; sonra gün geçtikçe büyür ve yükselir. 
Tolun bolsa tolsa ajunka yarur, ajun halkı andın yarukluk bulurBüyüyüp, dolun ay hâline gelince, dünyaya ışık saçar ve dünya halkı onun aydınlığından faydalanır. 
Tükel bolsa kör ay bu aÄŸsa ediz, yana irlü törçir kiter körk meÅ‹izAy büyüyüp, tamamlanarak, en yüksek noktaya çıkınca, tekrar eksilmeÄŸe baÅŸlar ve güzelliÄŸi gider. 
Yaruklukı eksür yana yok bolur, tuÄŸar keçe azın yana ok tolurOnun parlaklığı azalır ve sonunda kaybolur; sonra tekrar, küçük olarak, doÄŸar ve yine büyür. 
MeniÅ‹ bu özüm me bu yaÅ‹lığturur, ara bar bolur ma ara yok bolurBenim de tabiatım bunun gibidir; bâzan var, bâzan da yok olurum. 
Neçe yunçığ özke yüz ursa özüm, baru körki artar kesermen sözümNe kadar düşkün olursa-olsun, ben bir kimseye teveccüh edersem, onun ahvâli, muhakkak, gittikçe düzelir ve güzelleÅŸir. 
Bayusa bedüse yadılsa çavı, kitermen anıŋdın kiter yüz suvıZenginleÅŸip, büyüyerek, şöhreti yayılınca, ben ondan uzaklaşırım; onun da itibarı gider. 
Yana saçlur andın tirilmiÅŸ neÅ‹i, söki teg bolur yandru kılkı yaŋıTopladığı malı tekrar dağılır; onun ahvâli yine eskisi gibi olur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi şâir sözi, bu şâir sözi ol biligsiz köziBuna benzer bir şâir sözü vardır; bu şâir sözü bilgisiz için bir gözdür. 
Kelir kut kiÅŸike atı çavlanur, yaŋı ay teg artar yarukı tolurİnsana saadet gelir, meÅŸhur olur; yeni ay gibi, büyür ve parlaklığı artar. 
Yayığ telve devlet köŋül bamağıl, tolun teg bu devlet yana irilürDönek ve deli saadete gönül baÄŸlama; saadet dolun ay gibidir, tekrar küçülür. 
Takı bir bu mani ayayın saÅ‹a, eÅŸitgil anı sen munu büt maÅ‹aAdımın baÅŸka bir mânasını daha söyleyeyim; ÅŸimdi bunu da dinle ve bana inan. 
Bu ay ornı boldı evi münkalib, orunsuz bolur münkalib neÅ‹ kılıpBu ay hep yerini, evini deÄŸiÅŸtirir; dâima yer deÄŸiÅŸtiren, ne yapsan, bir yere ısınmaz. 
Bu ay burcı sertân bu ev evrilür, evi evrilür hem özi çevrilürAyın burcu Seretân’dır, bu ev döner; evi dönünce, kendisi de döner. 
Kayu evke kirse bu ay terk çıkar, çıkarı üçün terk yatarın yıkarBu ay hangi eve girerse, oradan çabucak çıkar; çabuk çıkabilmek için de, yattığı yeri yıkar. 
MeniÅ‹ me özüm kör aÅ‹ar okÅŸadı, ara kılkım ildi ara yokladıBen kendim de iÅŸte ona benzerim; gidiÅŸim kâh aÅŸağıya, kâh yukarıya doÄŸrudur. 
Kelirmen barırmen yorırmen burun, ajunuÄŸ kezermen maÅ‹a yok orunGelirim, giderim; ileriye doÄŸru yürürüm; dünyayı dolaşırım, benim için yer-yurt yoktur. 
Bu mani üçün atım ay toldı tep, atadı biliglig sözin yinçge yıpBundan dolayı âlim, ince bir nükte ile, bana Ay-Toldı adını vermiÅŸtir. 
Munu men me devlet münüm erdemim, ayu berdim emdi igim hem emimiÅŸte ben de saadetim ve ÅŸimdi bütün kusur ve meziyetlerimi, hastalığı ve ilâcını izah ettim. 
Aça sözledim söz maÅ‹a emdi büt, ıdayın tese ıd kalı tutsa tutSözümü açıkça söyledim, imdi bana inan; beni elden kaçırmak istersen, bırak; eÄŸer tutmak istersen, tut. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı barça eÅŸittim sözüg, yaruttı sözüg hem yaradı özüŋHükümdar : — Bütün sözlerini dinledim — dedi— sözün beni aydınlattığı kadar, seni de beÄŸendim. 
Tiler erdim emdi seni teg kiÅŸi, bayat berdi ârzû ay erde başıBen de ÅŸimdi senin gibi bir insan arıyordum; ey insanların ileri geleni, Tanrı dilediÄŸimi verdi. 
Bayat kimke berse tilek ârzûsı, anıŋ şükri boldı yanut kılÄŸusıTanrı birini dilek ve arzusuna kavuÅŸturunca, karşılığında -onun da Tanrıya şükür etmesi gerekir. 
Bu künde naru bu özüm tınmadın, munıŋ şükri kılÄŸu kerek ermedinBugünden itibaren ben de durmadan, usanmadan, bunun şükrünü yerine getireyim. 
Negü ter eÅŸit emdi bilge tetig, özi bardı kodtı biziÅ‹e bitigÅžimdi dinle, kendisi gitmiÅŸ, fakat bize eserini bırakmış olan zeki ve âlim insan ne der. 
Şükür kıl ay nimet idisi unur, şükür kılsa nimet bayat artururEy nimet sahibi olan muktedir kimse, şükür et; şükür edersen, Tanrı nimetini arttırır. 
Bu nimet idisi unıtur özin, munıŋ şükri bilse evürmez yüzinBu nimet sahibi çok defa kendisini unutur; fakat şükür ederse, nimet ondan yüz çevirmez. 
Az edgüke artuk üküş şükri kıl, üküş bolsa nimet anıŋ kadri bilAz bir iyiliÄŸe karşı çok şükür et; nimet çok olursa, onun kıymetini bil. 
Şükür kılsa nimet biri on bolur, biri on bolup kör evi neÅ‹ tolurînsan şükür ederse, nimetin biri on olur; biri on olur ve evi mal ile dolar. 
İlig berdi alkış kör ay toldıka, ayur tünle kündüz maÅ‹a tur bakaHükümdar Ay-Toldı’yi öğdü ve : — Sen gece-gündüz benim hizmetimde bulun — dedi. 
Telim neÅ‹ tavar berdi ögdi üküş, ağırladı berdi kör altun kümüşÇok mal, mülk verdi; onu çok öğdü; ona ihsanda bulundu, altın ve gümüş verdi. 
AÅ‹ar sözledi sözni barça ilig, anıŋdın tiledi kamuÄŸ ög biligHükümdar her iÅŸini ona danıştı, her iÅŸte onun fikrine ve bilgisine baÅŸ vurdu. 
Kör ay toldı ma bu ağırlık bulup, tapındı bütün çın bağırsak bolupAy-Toldı da, bu itibâra lâyık olmak için, ona doÄŸruluk ve dürüstlük ile candan hizmet etti. 
Bir ança yorıdı sınadı ilig, kamuÄŸdın tükel buldı bulmış erigHükümdar onu daha bir müddet tecrübe etti ve bulduÄŸu insanın her keÅŸten daha mükemmel olduÄŸunu gördü. 
KüntoÄŸdı İlig Aytoldıka Adil Sıfatın AyurHükümdar Kün-ToÄŸdı Ay-Toldı’ya Adalet Vasfını Söyler 
İlig bir kün oldrup özi yalÅ‹uzun, evin kıldı hâli irikti özünBir gün hükümdarın çok canı sıkıldı; halvet emri verip, yalnız başına kaldı. 
Okıdı kör ay toldıka kıldı yol, bu ay toldı kirdi kavuÅŸturdı kolAy-Toldı’yi huzuruna çağırttı; Ay-Toldı gu-di ve ellerini kavuÅŸturdu. 
İlig ötrü turdı adakın örü, ilig sözlemedi bir ança turuHükümdarın karşısında ayakta durdu; hükümdar ona bir müddet hiç bir ÅŸey söylemedi. 
Bakıp kördi ilig közin imledi, işâret bile kelgil oldur tediSonra başını kaldırıp, ona baktı ve gözü ile, — Gel, otur ! — diye iÅŸaret etti. 
Bu ay toldı oldurdı akru amul, közin yerke tikti yaruttı köŋülAy-Toldı gözlerini yere dikmiÅŸ ve içi müsterih bir hâlde, yavaşça ve sükûnetle oturdu. 
İligke baka kördi yaÅŸru közin, kaşı közi tügmiÅŸ açıtmış yüzinGöz ucu ile gizlice hükümdara baktı; o kaşını çatmış ve yüzünü buruÅŸturmuÅŸ idi. 
Kümüş kürsi urmış öze oldurur, bu kürsi adakı üç adrıtururBir gümüş taht üzerine oturmuÅŸtu; bu tahtın birbirine baÄŸlanmamış üç ayağı vardı. 
Bedük bir biçekig eligde tutar, solındın urâğûn oŋındın ÅŸekerElinde büyük bir bıçak tutuyordu; solunda bir acı-ot ve sağında ÅŸeker bulunuyordu. 
Anı kördi erse bu ay toldı çın, katığ korktı özke kodı aldı tınBunu görünce, Ay-Toldı, gerçekten, çok korktu ve nefesi kesildi. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Bir ança turup baÅŸ kötürdi ilig, bu ay toldıka aydı tepret tiligBir müddet durduktan sonra, hükümdar başını kaldırdı ve Ay-Toldı’ya dedi : — 
Nelük sözlemez sen ağın teg bolup, meni munda yalÅ‹uz bu yaÅ‹lığ bulupBeni burada tek başınma ve bu hâlde görünce, neye dilsiz gibi susuyorsun. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, meniÅ‹ sözlegüke özüm yok ÅŸatıAy-Toldı cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, benim konuÅŸmaÄŸa cesaretim yok. 
Adınsığ körürmen bu kün kılk itig, aÅ‹ar eymenürmen ay bilge tetigBugün sende baÅŸka bir hâl görüyorum, onun için çekiniyorum, ey zeki, âlım insan. 
Karaka bilig berdi bilgi açuk, buÅŸar üdte beglerke barma yaÄŸukBilgisi her keşçe müsellem olan âlim halka ÅŸunu bildirmiÅŸtir: kızdıkları zaman beylere yaklaÅŸma. 
Takı yakşı aymış biliglig bügü, buÅŸar üdte begler bolur ot aÄŸuBilgili hakîm daha iyi söylemiÅŸ; beyler hiddetlendikleri zaman âteÅŸ ve zehir gibi olurlar. 
Kalı bolsa begler buÅŸup övkelig, yakın turma anda ay kılkı siligEÄŸer beyler hiddetlenir ve öfkeli olurlar ise, ey halîm, selîm insan, onlara yakın durma. 
BuÅŸar bolsa begler kelip övkesi, yırak turğıl anda tegürgey yasıBeyler öfkeleri tutup, hiddetlenirlerse, onlardan uzak dur; yoksa zararları dokunur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi emdi bu söz, köŋülke alınğıl küdezgil ked özBuna benzer şöyle bir söz vardır, bunu hatırında tut ve kendini iyi gözet. 
BuÅŸar üdte beglerke barma yaÄŸuk, kalı bardıŋ erse uçuzluk anukHiddetlendikleri zaman beylere yaklaÅŸma; eÄŸer yaklaşırsan, gözden düştüğün gündür. 
Kür arslanka okÅŸar bu begler özi, buÅŸursa keser baÅŸ ay bilgi yarukBeyler arslana benzerler; hiddetlendirirsen, başını koparırlar, ey parlak bilgili. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı keldür maÅ‹a ay sözüg, negüni taŋırkadı emdi özüŋHükümdar dedi : — Bana söyle, bakayım, ÅŸimdi neye hayret ettin. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVÂBI 
Bu ay toldı aydı taŋım bu meniÅ‹, kümüş kürsi ornuÅ‹ ne ol bu seniÅ‹Ay-Toldı dedi : — Ben ÅŸuna hayret ediyorum; bu senin oturduÄŸun gümüş taht ne oluyor. 
Bu oldruÄŸ ne kürsi yeri ol saÅ‹a, bu mani ukayın ayu ber maÅ‹aBu oturduÄŸun ne biçim bir tahttır; bunun mânasını anlayayım, bana söyle. 
İkinçi eligde ne ol bu biçek, munı ma özüm yetrü bilgü kerekİkincisi — elindeki bu bıçak nedir; benim bunu da iyice bilmem lâzım. 
Üçünçi oÅ‹uÅ‹dın negü ol ÅŸeker, soluÅ‹dın urâğûn ne ol bu saÅ‹arÜçüncüsü — niçin sağında ÅŸeker var, solundaki bu acı-ot nedir. 
Baka kördüm erse özüŋ övkelig, munı kördüm erse yitürdüm biligSana bakınca, öfkeli olduÄŸunu gördüm; bunları görünce de, ne diyeceÄŸimi ÅŸarşırdım. 
Bu yaÅ‹lığ körüp bu özüm eymenip, ötüg ötnümezmen tilimni yazıpBu hâli görünce, korkudan, aÄŸzımı açıp, bir söz söyleyemedim. 
KüntoÄŸdı İlig Aytoldıka Adil Sıfatı Neteg Erdükin AyurHükümdar Kün-ToÄŸdı Ay-Toldı’ya Adalet Vasfının Nasıl OlduÄŸunu Söyler 
İlig aydı uktum sözüg belgülep, açayın sözümni saÅ‹a ülgülepHükümdar dedi : — Ne demek istediÄŸini anladım; bunların ne demek olduÄŸunu sana anlatayım. 
Seni men okıdım eÅ‹ aÅŸnukı kün, ağırlık bile berdim ol kün orunGeçen gün ben seni çağırdım, sana gösterdim ve yer verdim. 
Bu taÅ‹ taÅ‹suk iÅŸler maÅ‹a körkitip, buÅŸurduÅ‹ meni sen iÅŸiÅ‹ berkitipO acayip iÅŸleri bana göstererek, beni hiddetlendirdin; fakat kendini iyi müdâfaa ettin. 
Körüp buÅŸtum erse ilendi özüŋ, sarıldım saÅ‹a men töküldi sözügSana hiddetlenince, beni tekdir ettin; buna tahammül ettim, fakat tekrar yüzünü buruÅŸturdun. 
Sen aydıŋ maÅ‹a kutmen bilgil meni, saÅ‹a ukturu kıldım ukğıl munıSen bana : —Ben saadetim, beni tanı; sana anlatmak için, böyle yaptım, bunu anla — dedin. 
Negü kılmışıŋnı sen adra seçe, yora berdiÅ‹ uktum kamuÄŸnı açaNiçin yaptığını sen birer-birer izah ettin; ben de her ÅŸeyini açıkça anladım. 
Keçürdüm men anda seniÅ‹ üdrüŋi, ağırladım ötrü ol erdem teÅ‹iO zaman ben senin kusurunu affettim ve sana meziyetin nisbetinde saygı gösterdim. 
Bu kün me meniÅ‹ bu özüm kılkların, saÅ‹a körkitür barça erdemlerinBugün de ben kendi tabiatimi ve bütün meziyetlerimi sana gösteriyorum. 
Munu men me körgil könilik törü, törü kılkları bu baka tur körüiÅŸte bak, ben de doÄŸruluk ve kanunum; kanunum vasıfları bunlardır, dikkat et. 
Bu kürsi özele öz oldurdukı, adakı üç ol kör ay köŋlüm tokıBak, bu üzerinde oturduÄŸum tahtın üç ayağı vardır; ey gönlümü doyuran. 
KamuÄŸ üç adaklığ emitmez bolur, üçegüturur tüz kamıtmaz bolurÜç ayak üzerinde olan hiç bir ÅŸey bir tarafa meyletmez; her üçü düz durdukça, taht sallanmaz. 
Kalı üç adakta emitse biri, ikisi kamıtar uçar ol eriEÄŸer üç ayaktan biri yana yatarsa, diÄŸer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. 
KamuÄŸ üç adaklığ köni tüzturur, kalı bolsa tört kör bir egri bolurÜç ayaklı olan her ÅŸey doÄŸru ve düz durur; eÄŸer dört ayaklı olursa, biri eÄŸri olabilir. 
Kayu neÅ‹ tüz erse kamuğı uz ol, kamuÄŸ uz körü barsa kılkı tüz olDüz olan bir ÅŸeyin her tarafı, iyidir; her iyinin, dikkat edersen, tavır ve hareketi düzgündür. 
Kayu neÅ‹ emitse kör egri bolur, kamuÄŸ egriler isiz urğı bulurHangi ÅŸey yana yatarsa, eÄŸri olur; her eÄŸrilikte bir kötülüğün tohumu vardır. 
Kayu tüz emitse turumaz tüşer, kayu neÅ‹ köni bolsa tüşmez sererDüz olan yana yatarsa, duramaz, düşer; hangi ÅŸey doÄŸru ise, düşmez, yerinde durur. 
MeniÅ‹ kılkım ol kör emitmez köni, köni egri bolsa könilik küniBak, benim tabiatim de yana yatmaz, doÄŸrudur; eÄŸer doÄŸru eÄŸrilirse, kıyamet kopar. 
Könilik özele kesermen iÅŸig, adırmazmen begsig ya kulsığ kiÅŸigBen iÅŸleri doÄŸruluk ile hallederim; insanları, bey veya kul olarak, ayırmam. 
Bu bögde biçek kim eligdeturur, bıçığlı kesigliturur ay unurEy becerikli insan, elimdeki bu bıçak biçen ve kesen bir âlettir. 
Biçek teg bıçarmen kesermen iÅŸig, uzatmazmen davi kılığlı kiÅŸigBen iÅŸleri bıçak gibi keser, atarım; hak arayan kimsenin iÅŸini uzatmam. 
Åžeker ol kiÅŸi yer aÅ‹ar küç tegip, törü bulsa mendin kapuÄŸka kelipÅžekere gelince, o zulüme uÄŸrayarak, benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan içindir. 
Åžeker teg süçiyü barır ol kiÅŸi, sevinçlig bolur anda yazlur kaşıO insan benden ÅŸeker gibi tatlı-tatlı ayrılır; sevinir ve yüzü güler. 
Urâğûn yeme ol kiÅŸiler içer, özi küçkey erse könidin kaçarZehir gibi acı olan bu Hind otunu ise, zorbalar ve doÄŸruluktan kaçan kimseler içer. 
MaÅ‹a kelse tütşü törü bersemen, urâğûn içer teg açır körsemenBunlar kavga edip, bana gelirler ve ben hüküm verince, bakarsın, acı Hind ilâcı içmiÅŸ gibi, yüzlerini ekÅŸitirler. 
Bu kaşım tügüki bu körksüzlüküm, küçemçi kelirke bu yüzsüzlükümBenim bu sertliÄŸim, kaÅŸlarımın bu çatıklığı ve bu asık suratım bana gelen zâlimler içindir. 
Kerek oÄŸlum erse yakın ya yaÄŸuk, kerek barkın erse keçigli konukister oÄŸlum, ister yakınım veya hısımım olsun; ister yolcu, geçici, ister misafir olsun; 
Törüde ikigü maÅ‹a bir sanı, keserde adın bulmaÄŸay ol meniKanun karşısında benim için bunların hepsi birdir; hüküm verirken, hiç biri beni farklı bulmaz. 
Bu beglik ulı kör könilikturur, köni bolsa begler tiriglik bolurBu beyliÄŸin temeli doÄŸruluktur; beyler doÄŸru olursa, dünya huzura kavuÅŸur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözler öglüg kiÅŸi, kim öglüg sözin tutsa itlür iÅŸiAkıllı insan buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; kim akıllı insanın sözünü tutarsa, iÅŸ yoluna girer. 
Könilik öze boldı beglik ulı, bu beglik köki ol könilik yolıBeyliÄŸin temeli doÄŸruluk üzerine kurulmuÅŸtur; doÄŸruluk yolu beyliÄŸin esâsıdır. 
Törü kılsa elke köni bolsa beg, tilek ârzû bulÄŸay bu kolsa kalıBey doÄŸru olur ve ülkeye böyle hüküm ederse, bütün dileklerine kavuÅŸur. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLIDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Yana aydı ay toldı ilig kutı, nelük boldı kün toÄŸdı ilig at(isim)ıAy-Toldı şöyle dedi : — Ey devletli hükümdar, efendimizin adı niçin Kün-ToÄŸdı olmuÅŸtur. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLIDI’YA CEVABI 
İlig aydı bilge meniÅ‹ kılkımı, körüp meÅ‹zetü urdı bu atımıHükümdar cevap verdi : — Alim benim tabiatimi güneÅŸe benzeterek, bu adı verdi. 
Künüg kör irilmez tolu okturur, yaruklukı bir teg talu oktururGüneÅŸe bak, küçülmez, bütünlüğünü dâima muhafaza eder; parlaklığı hep aynı ÅŸekilde kuvvetlidir. 
MeniÅ‹ me kılınçım aÅ‹ar okÅŸadı, könilik bile toldı eksümediBenim tabiatim de ona benzer, doÄŸruluk ile doludur ve hiç bir vakit eksilmez. 
İkinçi tuÄŸar kün yarur bu ajun, tüzü halkka tegrür yokalmaz özünikincisi — güneÅŸ doÄŸar ve bu dünya aydınlanır; aydınlığını bütün halka eriÅŸtirir, kendinden bir ÅŸey eksilmez. 
MeniÅ‹ me törüm bu yokalmaz özüm, kamuÄŸ halkka bir teg ne kılkım sözümBenim de hükmüm böyledir, ben ortadan kaybolmam: hareketim ve sözüm bütün halk için aynıdır. 
Üçünçi bu kün tuÄŸsa yerke isig, çeçek yazlur anda tümen miÅ‹ tüsigÜçüncüsü — bu güneÅŸ doÄŸunca, yere sıcaklık gelir; o zaman binlerce renkli çiçekler açılır. 
Kayu elke tegse meniÅ‹ bu törüm, ol el barça itlür taÅŸ erse korumBenim bu kanunum hangi memlekete eriÅŸirse, o memleket baÅŸtan baÅŸa taÅŸlık ve kayalık dahi olsa, hep düzene girer. 
TuÄŸar kün arığ ya arığsız temez, kamuÄŸka yarukluk berür eksümezGüneÅŸ doÄŸar, temiz veya kirli demeden, her, ÅŸeye aydınlık verir; kendisinden bir ÅŸey eksilmez. 
MeniÅ‹ me kılınçım bu ol belgülüg, tözüke tegir barça mendin ülügBenim de hareketim tıpkı böyledir; her kes benden nasibini alır. 
Yana ma bu kün burcı sâbitturur, bu sâbit tedüküm tüpi berk bolurBir de güneÅŸin burcu sabittir; bu sabit dediÄŸim, temeli saÄŸlam olduÄŸu içindir. 
Bu kün burcı arslan bu burc tepremez, evi tepremezi üçün artamazGüneÅŸin burcu Arslan’dır ve bu burç yerinden kımıldamaz; yerinden kımıldamadığı için de evi bozulmaz. 
MeniÅ‹ kılkımı kör yeme bir yaŋın, özüm tegşürülmez yarukta öŋinBenim tavır ve hareketime bir bak, benim de parlaklığım katiyen deÄŸiÅŸmez. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, aÅŸasu ajun el yadılsu atıAy-Toldı dedi : — Ey devletli hükümdar, ülkelere hâkim ol, iyi adın dünyaya yayılsın. 
MeniÅ‹ me özüm bu uzun yol yorıp, saÅ‹a keldi emgep hem artuk arıpBen de bu uzun yolu yürüyüp ve çok zahmet çekip, yorularak, sana geldim. 
Bu kılkıŋ bu erdemleriÅ‹ bar üçün, küsep keldim emdi tapuÄŸka küçünBu tabiat ve faziletlerinden dolayı, büyük bir arzu ile senin hizmetine geldim. 
Ayu ber maÅ‹a sen neteg tapnayın, sevinçiÅ‹ kayu ol anı tutnayınSen bana söyle, nasıl hizmet edeyim; seni memnun etmek için, nasıl davranayım. 
TapuÄŸ beg tapısı öze bolmasa, yaramaz bu tapğı neçe emgeseHizmet beyin arzusuna göre olmadıkça, ne kadar zahmet çekilmiÅŸ olursa-olsun, makbule geçmez. 
Negü ter eÅŸitgil ıla atlığı, tapuÄŸun bedümiÅŸ kiÅŸi kutluğıila ülkesinin hizmet ederek, ikbâle ermiÅŸ şöhret kazanmış kudretli ÅŸahsiyeti ne der, dinle. 
Tapınsa tapuğçı begiÅ‹e kalı, katığ tutÄŸu begler sevinçi yolıHizmetkâr hizmet ederken, dâima beyleri memnun edecek yoldan yürümelidir. 
Bu begler tapısı öze kıl tapuÄŸ, begi taplasa tapğı açtı kapuÄŸBeyleri memnun edecek ÅŸekilde hizmet et; bey memnun olursa, bu hizmet ikbâl kapılarını açar. 
Tapuğçı tapuÄŸ bilse törke tegir, tapuÄŸ bilmese tördin elke kelirHizmetkâr hizmet etmesini bilirse, baÅŸ-köşeye eriÅŸir; hizmet etmesini bilmezse, baÅŸ-köşeden eÅŸiÄŸe düşer. 
Begin ked sevindürse tapnur kulı, açıldı bu kulka ağırlık yolıHizmet eden kul beyini çok memnun ederse, bu kul için itibar ve ihsan kapıları açılmış olur. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı uktum men emdi sözüg, sevinçim tile ked küdezgil özüŋHükümdar dedi : — Söylediklerini anladım; beni memnun etmeÄŸe çalış ve çok dikkatli hareket et. 
SaÅ‹a men ayayın yaraÄŸsızlarığ, yaraÄŸsızka yakma yorığıl arığBen hoÅŸlaÅŸmadığım ÅŸeyleri sana söyleyeyim; sen onlara yaklaÅŸma, temiz olmaÄŸa çalış. 
Özüm taplamaz neÅ‹ biri yalÄŸan ol, munıŋda basası bu küç kılÄŸan olBenim beÄŸenmediÄŸim ÅŸeylerden biri — yalandır; ondan sonra zulüm edenler gelir. 
Suk erse kılınçı yeg erse özi, ivek erse kılkı uvutsuz köziSonra da haris tabiatli ve olgun olmayan insanlar ile aceleci huylu ve gözü doymaz olanlar. 
Buşı erse iÅŸte yeme övkelig, yava erse borçı ya kıyÄŸan eligHer iÅŸte hiddet gösterenler, içkiye düşkünler veya çalıp-çırpanlar. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸiler yaramaz maÅ‹a, ayu berdim emdi açukluÄŸ saÅ‹aBu gibi insanlar bana yaramaz; iÅŸte saha bunları açıkça döküp-saydım. 
Yarayın tese sen maÅ‹a belgülüg, bu kaç neÅ‹ özüŋdin yırat ay(ünlem) külügSen benim gerçekten iÅŸime yaramak istiyorsan, bu bir kaç ÅŸeyi kendinden uzak tut; ey namlı insan. 
Yakın bolÄŸa sen künde ötrü maÅ‹a, ağırlık açığ artÄŸa mendin saÅ‹aBöylece sen her gün bana daha yakın olacaksın ve benden sana karşı itibar ve ihsan artacaktır. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Bu ay toldı aydı eÅŸittim munı, takı bir sözüm bar ayu ber anıAy-Toldı dedi : — Bunları iÅŸittim; bir suâlim daha var, onu da arzedeyim. 
Bu edgü kayu ol neteg ol özi, negü teg bolur edgü kılkı töziİyilik nasıl ve ne gibi bir ÅŸeydir; iyinin hâli tavrı ve tıyneti nasıl olur. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı edgü bu kılkı yaŋı, tusulur bolur halkka asğı oŋıHükümdar dedi: — iyinin vasfı faydalı olmaktır; onun halka çok faydaları dokunur. 
Tüzü halkka barça kılur edgülük, yana minnet urmaz kiÅŸike kölükO bütün halka hep iyilik eder, fakat yaptığını insanın başına kakmaz. 
Öz asğın tilemez kiÅŸike asığ, berür ol asığdın bu kolmaz yanığKendi istifâdesini düşünmez, baÅŸkasına fayda temin eder ve buna mukabil, bir karşılık beklemez. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Yana aydı ay toldı uktum bu söz, takı bir tilekimni aytur bu özAy-Toldı tekrar dedi : —Bu sözü anladım; bir ÅŸey daha sormak istiyorum. 
MaÅ‹a ay könilik kayu ol köni, anıŋ birle yalÅ‹uk yarutsa küniBana doÄŸruluÄŸu anlat, hangi ÅŸey doÄŸrudur; insan onunla gününü nasıl aydınlatır. 
Kayunı ayurlar könilik yolı, negü teg bolur bu könilik ulıHangi yola doÄŸruluk yolu derler; bu doÄŸruluÄŸun mâhiyeti nedir. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı körgil köni er özi, tili köŋli birle biriker söziHükümdar : — Bak, kimin düşündüğü ile söylediÄŸi bir olursa, iÅŸte doÄŸru insan odur — dedi— 
Taşı teg içi ol içi teg taşı, bu yaÅ‹lığ bolur ol köni çın kiÅŸiOnun içi dışı gibi, dışı da içi gibidir; doÄŸru ve dürüst insan böyle olur. 
Köŋlin çıkarsa ayada urup, yorısa uyadmasa yalÅ‹uk körüpinsan gönlünü çıkarıp, avucuna koyarak, baÅŸkaları önünde, mahcup olmadan, dolaÅŸabilmelidir. 
Könilik kerek erke kopsa kutun, könilik atı ol kiÅŸilik bütünSaaâdette yükselmek için, insana doÄŸruluk lâzımdır; insanlık doÄŸruluÄŸun adıdır, inan. 
Kız ermez bu yalÅ‹uk kiÅŸilik kız ol, az ermez bu yalÅ‹uk könilik az olinsan nâdir deÄŸil, insanlık nâdirdir; insan az deÄŸil, doÄŸruluk azdır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu söz, saÅ‹a sözledi emdi körgil bu özBak, ÅŸimdi benim sana söylediÄŸim söze benzer bir sözü de şâir söylemiÅŸtir. 
Yorığlı bu yalÅ‹uk idi ök üküş, köni çın bütün er maÅ‹a ked küsüşGezip-dolaÅŸan insan pek çoktur; fakat benim için aziz olan doÄŸru, dürüst ve güvenilebilecek bir insandır. 
Kız ermez kiÅŸi kör kiÅŸilik kız ol, köni çın kiÅŸilerni ögdi ukuÅŸinsan nâdir deÄŸil, insanlık nâdirdir; akıl doÄŸru ve dürüst insanları öğmüştür. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Yana aydı ay toldı ilig kutı, maÅ‹a açsu emdi bu söz bük katıAy-Toldı tekrar dedi : — Devletli hükümdar ÅŸimdi bana ÅŸu sözün sırrını çözsün. 
Bu edgü kiÅŸiler bolurmu isiz, isiz me ururmu kör edgüke izBu iyi insanlar kötü olabilirlerini ve kötü insan da bir gün iyilik yoluna girebilirini? 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı edgü iki törlüg ol, munıŋda biri çın tutar edgü yolHükümdar : — iyi insan iki türlü olur — dedi-; bunlardan biri doÄŸrudan doÄŸruya iyilik yolunu tutar. 
Bir edgü bolur kör anadın tuÄŸup, yorır ol köni çın kör edgü bolupBiri anadan doÄŸma iyi olur; iyi bir insan doÄŸru ve dürüst bir hayat sürer. 
Takı biri edgü kör ötkünç bolur, isizke katılsa ol isiz kılurBiri de taklit yolu ile iyi olur; kötüye uyarsa, kötülük yapar. 
İki törlüg ol kör bu isiz yeme, ikigüni bir tep isizke samaKötü insan da iki türlü olur; bunların ikisini de aynı derecede kötü sayma. 
ToÄŸa isiz ol kör munıŋda biri, bu er ölmeginçe arımaz kiriBunlardan biri doÄŸuÅŸtan kötüdür; bu insanın lekesi ölünceye kadar temizlenmez. 
Takı biri ötkünç bolur bu isiz, iÅŸi edgü bolsa tüzer bu ma izDiÄŸeri ise, taklit yolu ile kötü olur; arkadaşı iyi olursa, o da iyi yola gider. 
ToÄŸa edgüdin tutçı edgü kelir, ajun bodnı andın asığlar alırDoÄŸuÅŸtan iyi olandan dâima iyilik gelir; dünya halkı ondan istifâde eder. 
ToÄŸa isiz erse aÅ‹ar yok otı, ajunka belâ ol bodunka yutıDoÄŸuÅŸtan kötü olanın ıslâhına çâre yoktur; o dünya için belâ ve halk için felâkettir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı türkçe mesel, eÅŸitgil munı sen ukup özke alBuna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; bunu dinle ve sırrına ererek, ona göre hareket et. 
Ürüŋ süt bile kirse edgü kılık, ölüm tutmağınça evürmez yorıkEÄŸer iyilik ananın ak sütü ile insanın ruhuna girerse, o ölünceye kadar doÄŸru yoldan çıkmaz. 
Tadu birle katlıp törümiÅŸ kılınç, ölüm buzmağınça buzulmaz erinçİnsanın tıynetine sinmiÅŸ olan ahlâk, ölüm bozmadıkça, katiyyen bozulmaz. 
Karında törümiÅŸ kılınç ögretig, yağız yer katında kiter ay tetigAna karnında teÅŸekkül eden tabiat ve terbiye ancak kara toprak altında insanı terkedip gider; ey zeki insan. 
Kalı edgüke bolsa isiz iÅŸi, isiz boldı kılkı ol isiz tuşıEÄŸer iyiye kötü biri arkadaÅŸ olursa, onun tabiatı de, arkadaşınınki gibi, kötü olur. 
İsiz me katılsa kör edgü bile, kamuÄŸ edgülükke bu buldı yol aKötü de iyi ile düşüp-kalkarsa, bütün iyiliklere ulaÅŸmak için, bir meÅŸale bulmuÅŸ olur. 
Takı bir sebeb kör bu edgü isiz, yakınlık yolındın tüzer tüzse izİyi veya kötü insanların bu yollara girmelerinin sebeplerinden biri iyi veya kötü arkadaÅŸ edinmiÅŸ olmalarıdır. 
Begi edgü bolsa bodun barça tüz, bolur kılkı edgü yorıkları uzBey iyi olursa, halk da dâin.â ona itaat eder, iyi ve güzel tavır ve harekete sahip olur. 
Yakın tutsa begler kör edgü kiÅŸig, isiz barça edgü kılur ol iÅŸigBeyler iyi insanları kendilerine yakın tutarlarsa, kötüler de iÅŸlerinde iyi hareket etmeÄŸe mecbur olurlar. 
İsizler yakın bolsa begler tapa, uzadı isiz elgi ilke tüp eBeylerin etrafını kötüler çevirirse, memlekete tamamen kötüler hâkim olur. 
İsiz baÅŸ kötürse kör edgü yiter, bu edgü elig bulsa isiz kiterKötü serbest kalırsa, iyi ortadan kaybolur; iyi hâkim vaziyette olursa, kötü ortadan kalkar. 
Kalı edgü bolsa bu begler kutun, kamuÄŸ edgü boldı karası bütünEÄŸer beyler, bir talih eseri olarak, iyi olurlarsa, onların halkı da, şüphesiz, iyi olur. 
Bu begler isiz bolmağınça isiz, ol ilde sevinçin kızartmaz meÅ‹izBeyler kötü olmadıkça, o memlekette kötülerin yüzü sevinçle parlamaz. 
Ne edgü törü urdı begler begi, isizke bu kın berge zindân yegiBeylerin beyi ne iyi bir kanun vaz’etmiÅŸ; kötü için en iyi çâre sopa ve zindandır. 
Kalı edgü bolsa bodun başçısı, kamuÄŸ edgü boldı anıŋ işçisiEÄŸer halkın başında bulunan kimse iyi olursa, onun bütün memurları da iyi olur. 
ApaÅ‹ edgü bolsa bu begler özün, bayur bodnı barça kör itlür ajunEÄŸer bu beylerin kendileri iyi olurlarsa, onların halkı da zenginleÅŸir ve dünya düzelir. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLİ 
Yana aydı ay toldı uktum munı, ilig yarlıkadı bu sözler köniAy-Toldı tekrar dedi : — Bunları anladım, hükümdar bu sözleri doÄŸru buyurdu. 
Bu edgüg bilir ol kiÅŸi edgü tep, asığlığ erürin munı kılÄŸu tepBu iyiyi insan iyi olarak tanır ve faydalı olduÄŸu için, yapılmasını ister. 
Sever barça yalÅ‹uk tiler ârzûlar, anı koldaçılar nelük buldılarOnu bütün insanlar sever, diler ve arzularlar; fakat isteyenler bu iyiyi nasıl elde ederler? 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı edgü talu neÅ‹turur, talu neÅ‹i tutçı talular kolurHükümdar : — iyi mümtaz bir ÅŸeydir — dedi — mümtaz bir ÅŸeyi ise, dâima bü vasfı hâiz olanlar ister. 
Kayu neÅ‹ talu bolsa üdrüm ağır, anıŋ kılmakı barça özke ağırHangi ÅŸey mümtaz, nâdir ve deÄŸerli ise, onu gerçekleÅŸtirmek de hiç kolay deÄŸildir. 
İsizlik uçuz ol anı kıldaçı, yavuz iÅŸ uçuz ol isiz boldaçıKötülük deÄŸersiz bir ÅŸey olduÄŸu için, onu yapan da deÄŸersizdir; fena iÅŸ deÄŸersizdir ve dâima- kötü olacaktır. 
Kayu neÅ‹ uçuz bolsa yerde yatur, ağı çuz ağır boldı törde yaturHangi ÅŸey deÄŸersiz ise, ona kimse bakmaz bile; ipekli ve ağır çin kumaÅŸları, deÄŸerli olduÄŸu için, baÅŸ-köşede yer alır. 
Bu edgü ağış teg ağır aÄŸÄŸuka, yavuz neÅ‹ eiÅŸ ol uçuz bulÄŸukaîyi — yokuÅŸ tırmanmak gibidir, güçtür; kötü ÅŸey — iniÅŸ gibidir, kolayca elde edilir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözledi kör ukuÅŸ, ukuÅŸluÄŸ sözi tutsa asğı üküşBak, akıl buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; akıllının sözü tutulursa faydası çoktur. 
Ağış teg bu edgü aÄŸumaz kiÅŸi, tegip tegme yalÅ‹uk kılumaz iÅŸiiyi — yokuÅŸa çıkmak gibidir, her kes yükselemez; uÄŸraÅŸmakla deÄŸme insan bu iÅŸi yapamaz. 
Ağır neÅ‹ kamuğı ağır kılÄŸuka, kılumaz bu iÅŸni biligsiz buşıDeÄŸerli olan her ÅŸeyin yapılması güçtür; bilgisiz ve deÄŸersiz kimse bu iÅŸi yapamaz. 
Aytoldı suali İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA SUÂLl 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, bu ögdi bile munça edgü atıAy-Toldı :— Ey devletli hükümdar — dedi— iyi bu derece nâm ve şöhret kazanmıştır. 
Müni barmu yalÅ‹uk anı sözlegü, ukuÅŸluÄŸ ukarmu bilirmü negüOnda insanların bulabileceÄŸi bir kusur varmı; akıllı bunu anlar ve ne olduÄŸunu bilirmi? 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı edgü tuçı ögdilür, müni bu isizler ara savlanurHükümdar dedi : — iyi dâima öğülür; kötüler onda ÅŸu kusurları bulurlar. 
Yakınlık kılur er kiÅŸike tuşı, yavuz bolmasa kılmaz edgü iÅŸiinsan insana dâima yakın yaÅŸar; kötü olmasa, iyi yapacak iÅŸ bulmaz. 
Bu satÄŸaÄŸ basınçak üçün edgüni, isizler yerip kör yarutmaz küniBu çatışmada zayıf kaldıklarından dolayı, kötüler her yerde iyinin gününü gölgelemek isterler. 
Kim edgü tiler erse edgü kılur, basınçak ya satÄŸaÄŸka bakmaz bolurKim iyilik dilerse, iyilik eder; çatışmaya veya zayıflığa bakmaz. 
Kim erse bu künlük tilese sevinç, isizlik kılur ol yarın yer sakınçKim sâdece bugünlük rahatını düşünürse, o kötülük yapar; fakat yarın kaygı çeker. 
Bu edgü tilegli negü ter eÅŸit, kamuÄŸ edgülük kıl özüŋke iÅŸ itiyilik dileyen insan ne der, dinle; dâima iyilik et; o senden ayrılmayan bir arkadaşın olsun. 
Yas ermez bu edgü bu künlük saÅ‹a, yarın bolÄŸa asğıŋ bu kün büt muÅ‹aiyiliÄŸin sana bugün hiç bir zararı yoktur;’fakat bugün inan ki, yarın onun faydasını göreceksin. 
Asığ körnür erse isizlik bu kün, yarın yas kılur anda ukğıl ögünKötülük bugün faydalı görünse bile, yarın orada bunun zararını görürsün; bunu düşünüp, idrâk et. 
Bu edgü oÅ‹ ol kör isizlik bu sol, soluÅ‹dın tamu ornı uÅŸtmah oÅ‹ oliyilik saÄŸ ve kötülük soldur; senin solunda cehennem vardır; cennet ise, saÄŸdadır. 
Neçe me erejlense isiz bu kün, ökünç birle emger yarınkı kününBugün kötü ne kadar huzur içinde olursa-olsun, yarın peÅŸiman olur, azap çeker. 
Neçe satÄŸaÄŸ erse bu edgü kiÅŸi, ökünmez yarın anda itlür iÅŸiiyi insan ne kadar maÄŸdur olursa-olsun, yarın orada peÅŸiman olmaz ve huzura erer. 
Hakikat munı bil ay ay toldı sen, ökünçsüzmen edgü atın ölsemenEy Ay-Toldı, sen bunu hakikat bil; dünyada iyi ad bırakıp da göçersem, peÅŸiman olmam. 
Ne edgü söz aymış köni er tili, köni er tili urdı sözke ulıDoÄŸru insan ne kadar güzel söz söylemiÅŸ; deÄŸerli söze temel atan doÄŸru insanların dilidir. 
Kim edgüg yerer erse isiz bolup, tilermen ay edgü seni men kolupEy iyi, kötü seni istediÄŸi kadar hakîr görsün, ben seni isteyerek ararım. 
Ay edgü saÅ‹ar kim todar ay maÅ‹a, berü kelgil emdi men açmen saÅ‹aEy iyi, bana söyle, sana kim doyar; ben ise, tamamen açım, ÅŸimdi bana gel. 
Neçe satÄŸaÄŸ erse bu edgü kiÅŸi, tapı men bolayın bu edgü iÅŸiiyi insan ne kadar düşkün olursa-olsun, râziyim; yeter ki, ben bir iyinin arkadaşı olayım. 
İsizlik bile erse beglik maÅ‹a, kerekmez bu beglik kodurmen saÅ‹aBeylik bana kötülük ile birlikte gelecekse, istemem; o beylik senin olsun. 
KiÅŸi kılkı isiz körürmen közün, ereji az ol kör ökünçi uzuninsanın tabiati kötüdür, bunu gözümle görüyorum; huzuru kısa fakat peÅŸimanlığı uzun sürer. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu söz, okısa açılÄŸay yiti kıl bu közŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; okursan, mânası anlaşılır; görüşünü keskinleÅŸtir. 
Kayu edgü öknür kör edgü üçün, atıkmış isiz âhır öknür küçünBak, hangi iyi iyiliÄŸinden dolayı peÅŸiman olmuÅŸtur; kötü ne kadar şöhret sahibi olursa-olsun, sonunda peÅŸiman olur. 
İsiz kılsa isiz yanutı ökünç, usa edgülük kıl isizke öçünKötülük edersen, kötülüğün karşılığı peÅŸimanlıktır; elinden gelirse, kötülüğün ınâdma, iyilik yap. 
Negü teg ögeyin bu isiz kiÅŸig, negü teg tileyin bu isiz iÅŸigKötü insanı nasıl öğeyim; bu kötü iÅŸi nasıl arzu edeyim. 
Otunluk bıvalık yavalık kamuÄŸ, isizler kılınçı bolur ay uluÄŸKüstahlık, kabalık, aksilik hep kötülerin harektidir; ey büyük! 
Belâ mihnet emgek ökünçün sığıt, isizlik yanutı bolur ay yegitBelâ, mihnet, zahmet, peÅŸimanlık ve keder hep kötülüğün karşılığıdır, ey yiÄŸit ! 
Kalı sevmeyin kör bu edgü kiÅŸig, kalı ögmeyin men bu edgü iÅŸigBu iyi insanı nasıl sevmeyeyim; bu iyi iÅŸi nasıl öğmeyeyım. 
Akılık kiÅŸilik asığ edgülük, bu edgü kiÅŸidin kelir belgülügCömertlik, insanlık, fayda ve iyiliÄŸin hep iyi insandan geldiÄŸi şüphesizdir. 
Bu edgü kiÅŸi barça iÅŸ edgüsi, bu edgü iÅŸ ol barça iÅŸ edgüsiİyi insan arkadaÅŸların en iyisidir; iyi iÅŸ iÅŸlerin en iyisidir. 
İşiÅ‹ edgü bolsa negü kolsa kol, iÅŸ edgü kerek ol özüŋ bulsa yolArkadaşın iyi ise, ne istersen iste; yolunun açık olması için iyi arkadaÅŸ lâzımdır. 
Erej ârzû nimet küvençin avınç, bu edgü yanutı bolur bu sevinçHuzur, arzu, nimet, emniyet, rahat ve bu neÅŸ’e, sevinç, hep iyiliÄŸin karşılığıdır. 
İlig aydı ay toldı ukğıl bu söz, ayıtmış sözüŋke yanut kıldı özHükümdar ilâve etti: — Ey Ay-Toldı, senin sorduÄŸun suâle cevâbım iÅŸte bunlardır—dedi. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yer öpti kör ay toldı turdı örü, ayur ay ıduk kut ay edgü törüAy-Toldı yer öptü, ayaÄŸa kalktı ve:— Ey aziz ikbâl, ey iyi kanun dedi. 
Ajun erki buldur uzun bolsu yaÅŸ, erej edgü birle esen bolsu baÅŸDünya kudretini elde ettin, ömrün uzun olsun; huzur ve iyilik içinde başın esen olsun. 
Buzulmasu beglik bedüklük bile, avınçın tirilgil sevinçin küleBeyliÄŸin ve ihtiÅŸamın zeval bulmasın; ömrün rahatlık ve sevinç içinde geçsin. 
UluÄŸluk bile bul üküş ilke erk, bu erk birle beglik ulı bolsu berkKudret ve azametle bir çok illere hâkim ol; beyliÄŸinin temeli, bu kuvvet sayesinde, saÄŸlam olsun. 
Aka kelsü ârzû kurımaz bolup, kapuÄŸ tutsu devlet karımaz bolupArzun, kurumayan ırmak gibi, akıp-gelsin; saadetin, ihtiyarlamayan bir hizmetkâr gibi, daimî kapında dursun. 
Sevinç barça yumğı saÅ‹a kelsüni, sakınç birle düşman sızıp ölsüniBütün sevinçlerin hepsi sana gelsin; düşmanın endiÅŸe içinde, eriyip bitsin. 
Sezâ ol saÅ‹a kim tapınsa tapuÄŸ, sezâka tapınsa açar kut kapuÄŸSen her kesin hizmetine lâyıksın; lâyık olana hizmet edilirse, saadet kapısı açılır. 
Negü ter eÅŸitgil tapuÄŸ kılmış er, tapuÄŸ birle ârzû tilek bulmış erHizmet etmiÅŸ ve hizmet ile arzu ve dileÄŸine kavuÅŸmuÅŸ olan insan ne der, dinle. 
TapuÄŸ kılma kılsa sezâka tapın, sezâ beg bilir ol tapuğçı hakınHizmet etme, edersen, lâyık olana hizmet et; lâyık olan bey hizmetkârın hakkını bilir. 
Tapınma tapınsa akı tapğı kıl, akı evi altun kümüş kapğı bilHizmet etme, edersen, cömerd olana hizmet et; bil ki, cömerdin evi altın, kapısı gümüştür. 
Saranka tapınma ay tapnur kiÅŸi, tiriglik yava bolÄŸa isiz başıHasise hizmet etme, ey hizmet eden insan; yoksa, hayatın boÅŸ geçmiÅŸ olur ve kendin de kötü olursun. 
ÖziÅ‹e esirker saran öz neÅ‹in, kiÅŸike kaçan berge ayğıl teÅ‹inHasîs kendi malını kendisinden esirger; nasıl olurda baÅŸkasının hakkını verir, söyle! 
Sözin kesti ay toldı çıktı turup, eviÅ‹e yüz urdı sevinçlig bolupAy-Toldı burada sözünü kesti, Halktı ve huzurdan çıktı; sevinç içinde evine yöneldi. 
Kıyıksız tapuÄŸ kıldı anda naru, tüni yattı yatÄŸakta kündüz örüO günden itibaren, gündüzleri oturmadan ve geceleri uyumadan, ona hizmette kusur etmedi. 
Hakikat tapındı bağırsaklıkın, ilig tuttı künde öziÅ‹e yakınDoÄŸruluk ve samimiyetle çalıştı; hükümdar da onu günden güne kendisine yaklaÅŸtırdı. 
Yeme keçti üdler bir ança bu yaÅ‹, bu ay toldı tapÄŸun kızıl kıldı eÅ‹Böylece bir müddet geçti; Ay-Toldı hizmeti ile her keÅŸi memnun etti. 
Aytoldı İligke Til Erdemin Söz Asığların AyurAy-Toldı Hükümdara Dilln Fazîletini Ve Sözün Faydalarını Söyler 
İlig bir kün ay toldını ündedi, orun berdi oldur teyü imlediHükümdar bir gün Ay-Toldı’yı çağırdı; ona yer gösterdi ve oturması için iÅŸaret etti. 
Bu ay toldı oldurdı akru silig, közin yerke tikti bekütti tiligAy-Toldı yavaşça ve edeple oturdu; gözlerini yere dikti, sesini çıkarmadı. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı ay toldı sözle sözüg, nelük şük turur sen ne boldı özüŋHükümdar dedi : — Ay-Toldı, konuÅŸ; niçin susuyorsun, sana ne oldu? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay begler begi, kulı beg yüzin körse yitrür ögiAy-Toldı dedi : — Ey beylerin beyi, kul beyin yüzünü görünce, ne diyeceÄŸini ÅŸaşırır. 
İlig yarlıkamaz negü sözleyin, ayıtmazda aÅŸnu negü ötneyinHükümdar ne “söyleyeceÄŸimi henüz buyurmadı; sormadan, neyi arzedeyim. 
Biliglig sözin sen eÅŸit özneme, ayıtmazda aÅŸnu sözüg sözlemeBilgilinin sözünü dinle, itiraz etme; sana sorulmadan da söz söyleme. 
KiÅŸig kim okısa kereklep tilep, olok sözlegü aÅŸnu sözni ulapBirini kim, lüzum görerek, ister ve çağırırsa, söze de ilk önce o baÅŸlar. 
Ayıtmazda aÅŸnu sözüg sözlese, köni sözledi kim ay yılkı teseKendisine bir ÅŸey sorulmadan, söze baÅŸlayana biri “hayvan” derse, doÄŸru söylemiÅŸ olur. 
Takı telve munduz kiÅŸi bu bilin, ayıtmadı beglerke açsa tilinYine bil ki, kendisine bir ÅŸey sorulmadan, beylerin huzurunda konuÅŸan adam da deli ve ahmaktır. 
Kızıl til kılur kısÄŸa yaÅŸlığ seni, esenlik tilese katığ ba anıKırmızı dil senin ömrünü kısaltır; selâmet dilersen, onu sıkı tut. 
Negü ter eÅŸitgil özin kısÄŸan er, esen tirlür inçin özin basÄŸan erDiline hâkim olan insan ne der, dinle; kendisine hâkim olan insan rahat ve huzur içinde yaÅŸar. 
Kara baÅŸ yağısı kızıl tilturur, neçe baÅŸ yedi bu takı ma yeyürKara başın düşmanı kırmızı dildir; o ne kadar baÅŸ yemiÅŸtir ve yine de yemektedir. 
Başıŋnı tilese tiliÅ‹ni küdez, tiliÅ‹ tegme künde başıŋnı yanurBaşını kurtarmak istersen, dilini gözet; dilin her gün senin başını tehdit eder. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı uktum sözüŋni tükel, tirig sözlemese idi ök muhâlHükümdar dedi : — Sözünü tamamen anladım, fakat yaÅŸa yan birinin hiç konuÅŸmaması imkânsızdır. 
Meger iki törlüg kiÅŸi ol bilin, birisi biligsiz birisi ağınBil ki, ancak iki türlü insan konuÅŸmaz : biri — bilgisiz, biri de — dilsiz. 
Ağın kendü berklig tili sözlemez, biligsiz tili ol sözin kizlemezDilsizin dili konuÅŸmaz, bilgisizin dili de sözünü saklayamaz. 
Biligsiz tili tutçı berklig kerek, biliglig kiÅŸi tilke erklig kerekBilgisizin dili dâima kilitli olmalı ve bilgili insan da diline hâkim bulunmalıdır. 
Biliglig sözi yerke suv tegturur, akıtsa suvuÄŸ yerde nimet önürBilgilinin sözü toprak için su gibidir; su verilince, yerden nimet çıkar. 
Biliglig kiÅŸiniÅ‹ savı eksümez, akığlı süzük yul suvı eksümezBilgili insanın sözü eksilmez; akan duru pınarın suyu kesilmez. 
Öyük çim osuÄŸluÄŸ bolur bilgeler, çıkar suv kayuda adak tepselerAlimler sulak yerlere benzerler; nereye ayak vururlarsa, oradan su çıkar. 
Biligsiz kiÅŸi köŋli kum tegturur, ögüz kirse tolmaz ap ot yem önürBilgisiz insanın gönlü kumsal gibidir; nehir aksa, dolmaz; orada ot ve yem bitmez. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yana aydı ay toldı ilig ukar, bu til yası tegse tiriglik tükerAy-Toldı yine dedi : — Hükümdar bilir ki, bu dilin zararı insanın hayatına bile mal olur. 
Tirig bolsa yalÅ‹uk kalı sözlemez, kerekligni sözler kiÅŸi kizlemezinsan, yaÅŸadığı müddetçe, söz söylemez olurmu; lâkin gerekeni söyler, saklamaz. 
AyıtÄŸu kerek söz kiÅŸi sözlese, ayıtmasa sözni katığ kizleseinsanın konuÅŸması için kendisine bir ÅŸey sorulmuÅŸ olmalı; sorulmadığı takdirde, aÄŸzını açmamalıdır. 
Ayıtmaklık erkekturur ay ilig, cevâbı tiÅŸi ol yetürse biligEy hükümdar, iyice düşünürsen, sormak — erkektir; cevap vermekde — diÅŸidir. 
TiÅŸike bir erkek bolur kör eri, anıŋdın tuÄŸar tuÄŸsa iki urıDiÅŸi için bir erkek koca olur; eÄŸer doÄŸarsa, bunlardan iki çocuk doÄŸar. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum sözüg barça çın, ayıtÄŸu sözüm bar takı bir adınHükümdar:—Anladım —dedi—sözlerinin hepsi doÄŸru; yine soracağım bir baÅŸka sözüm daha var. 
Bu til yasın aydıŋ eÅŸittim anı, anıŋ asğı barmu ayu ber köniDilin zararını söyledin, iÅŸittim; onun faydası varmı?, bunu da doÄŸruca söyle. 
Bu til yasıŋa korksa emdi özüŋ, yatu kalÄŸa barça asığlığ sözügÅžimdi sen sâaece dilin zararından korkar ve konuÅŸmazsan, bütün faydalı sözlerin olduÄŸu yerde kalır ve bir fayda temin etmez. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı söz asğı telim, kalı sözleyü bilse uÅŸ bu tilimAy-Toldı dedi : — EÄŸer bu dilim dönerse, söyleyeyim; sözün faydası çoktur. 
Yava söz biligsiz tilindin çıkar, biligsiz kiÅŸig bilge yılkı atarBoÅŸ söz bilgisizin aÄŸzından çıkar; bilgisiz adama âlim hayvan der. 
Kara kılkı teÅ‹siz yava sözlegen, yava sözturur bu kara baÅŸ yegenBoÅŸ ve densiz konuÅŸan — ayak takımıdır; onun başını yiyen de bu boÅŸ sözlerdir. 
Yava sözlese söz neçe yas kılur, eger sözleyü bilse asğı bolurSöz boÅŸ yere söylenirse, çok zarar getirir; söz yerinde söylenirse, faydalı olur. 
Kara karnı todsa kör ud teg yatur, yava sözke avnur özin semritürAvamın karnı doyarsa, bak, öküz gibi yatar; boÅŸ sözler ile avunur ve vücûdunu besler. 
Yese todsa yatsa bu yılkıturur, bu yılkı tedüküm bu kılkıtururSâdece yiyen, doyan ve yatan — hayvandır; bu hayvan dediÄŸim, onun tabiatidir. 
Biliglig kiÅŸiler et öz yavrıtur, bilig birle avnur cânın semritürBilgili insanlar vücûtlarını yıpratırlar; bilgi ile avunurlar ve ruhlarını beslerler. 
Et öz ülgi barça boÄŸuzdın kirür, bu cân ülgi çın söz kulaktın kirürVücûdun nasibi hep ağızdan girer; ruhun nasibi ise, doÄŸru sözdür ve kulaktan girer. 
Bilig belgüsi kör iki neÅ‹turur, bu iki bile er kızıl eÅ‹ ururBak, bilginin iki alâmeti vardır; bu iki ÅŸey ile insan bahtiyar olur. 
Biri tilturur kör birisi boÄŸuz, bu iki basa tutsa asğı ögüzBunlardan biri dildir, biri boÄŸazdır; insan bu ikisine hâkim olursa, çok fayda görür. 
Biliglig boÄŸuz tilke erklig kerek, boÄŸuz til küdezgen biliglig kerekBilgilinin boÄŸazına ve diline hâkim olması lâzımdır; boÄŸazını ve dilini gözeten bilgililere ihtiyaç vardır. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum bu söz belgülüg, söz aslı neçe ol negü ol ülügHükümdar: —Anladım, bu böyledir—-dedi—sözün esâsı nedir ve söz kaç kısma ayrılır? 
Kayudın çıkar söz kayuka barır, munı ma ayu ber maÅ‹a ay(ünlem) bilirSöz nereden çıkar ve nereye varır; ey bilgili, bana bunu da izah et. 
Neçe sözlemegü neçe sözlegü, negü ter biliglig ukuÅŸluÄŸ bügüSözün ne kadarını söylemeli, ne kadarını. söylememeli; bilgili ve akıllı hakîm bu hususta ne der? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı söz ornı sır ol, söz ülgi on ol sözlegüsi bir olAy-Toldı cevap verdi : — Sözün yeri sırdır; söz ondur, fakat biri söylenmelidir. 
Biri sözlegü ol tokuzı tıdığ, tıdığ söz tüpi aslı barça yıdığBiri söylenebilir, dokuzunun söylenmesi yasaktır; yasak sözler aslında esâsında hep fenadır. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Yana aydı ilig söz asğı neçe, yası ma neçe ol maÅ‹a ay açaHükümdar tekrar dedi: — Sözün ne kadar faydası ve ne kadar zararı vardır; bana izah et. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı söz asğı uluÄŸ, yerinçe tüşürse bedütür kuluÄŸAy-Toldı dedi : — Sözün faydası büyüktür; söz yerinde kullanılırsa, kulu yükseltir. 
Söz asğı bile kör yağız yerdeki, yaşıl kökke yoklar bolur tördekiSöz sayesinde kara yerdeki mavi göğe yükselir ve baÅŸ-köşeye geçenlerden olur. 
Kalı sözleyü bilmese til sözüg, yaşıl kökte erse kör endrür özüŋEÄŸer dil söz söylemesini bilmezse, mavi gökte olanı yere indirir. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Yana aydı söznüŋ üküşi neçe, azı ma neçe ol maÅ‹a ay açaHükümdar yine dedi : — Söz ne zaman çok ve ne zaman az addedilir; bunu da bana izah et. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı üküş söz ol ol, ayıtmadı sözlep irikse köŋülAy-Toldı dedi:—Fazla söz, sormadan söylenip, insanı usandıran sözdür. 
Bu az söz ol ol kim ayıtmışka öz, cevâb berse sözke yanut kılsa sözAz söz ise, sorulduÄŸu zaman söylenen ve bir ihtiyâcı karşılayan sözdür. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir sözin, tilin söz bile tüzdi açtı yüzinDilini güzel sözle süsleyen ve onun yüzünü açan şâir bu vadide şöyle bir söz söylemiÅŸtir: 
Sözüg yakşı sözle idi saknu öz, ayıttukta sözle yana terkin üzSözü güzel ve iyice düşünerek söyle; ancak sorulduÄŸu zaman söyle ve kısa kes. 
Üküş söz eÅŸitgil telim sözleme, ukuÅŸ birle sözle bilig birle tüzÇok dinle, fakat az konuÅŸ; sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
İlig aydı uktum bu sözni yeme, takı bir sözüm bar sen ay kizlemeHükümdar dedi:— Bu sözü de anladım; bir suâlim daha var, onu da saklama, söyle. 
KimiÅ‹din eÅŸitgü kerek söz çını, sözüg kimke ayÄŸu maÅ‹a ay munıSözün doÄŸrusunu kimden dinlemeli ve sözü kime söylemeli; bunu bana anlat. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı sözüg bilgedin, eÅŸitgü biligsizke aysa kedinAy-Toldı dedi:—Sözü bilenden dinlemeliye sonra bilmeyene söylemelidir. 
UluÄŸdın eÅŸitgü kereklig sözüg, kiçigke ayu bergü tutsa özüŋLüzumlu sözü büyüklerden dinlemeli ve ona göre hareket etmeleri için, küçüklere söylemelidir. 
Üküş tıŋlaÄŸu söz birer sözlegü, maÅ‹a mundaÄŸ aydı biliglig bügüÇok dinlemeli, fakat sözü birer-birer söylemeli; bilgili hakîm bana böyle dedi. 
Üküş sözleyü bilge bolmaz kiÅŸi, üküş eÅŸtü bilge bulur tör başıÇok söylemekle insan âlim olmaz; çok dinlemekle âlim baÅŸ-köşeyi bulur. 
Ağın bolsa yalÅ‹uk bilir hem bilig, tuÅ‹u bolsa tegmez biligke eliginsan, dilsiz de olsa, bilgili olabilir; fakat sağır olursa, bilgiyi elde edemez. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Yana aydı ilig ukuldı bu söz, takı bir sözüm bar anı aysun özHükümdar tekrar dedi:—Bu da anlaşıldı; bir suâlim daha var, onu da sorayım. 
Tilig şükmü tutÄŸu azu sözlese, sözüg açsamu yeg azu kizleseDili susturmalımı, yoksa söyletmelimi; sözü açmakmı daha iyi, yoksa saklamak mı? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı eÅŸitsü ilig, tilin sözlemese kalur bu biligAy-Toldı dedi : — Hükümdara arzedeyim; dil ile söylenmezse, bilgi öylece kalır. 
Tilig sökse bolmaz telim öggüsi, sözüg öggüsi bar yeme sökgüsiDile yalnız söğmek olmaz, öğülecek tarafı da çoktur; sözün de öğülecek ve söğülecek tarafları vardır. 
KamuÄŸ teprenigli bu sansız kalın, tanukluk berür bir bayatığ tilinBütün canlılar, bütün bu sayısız mevcudat Tanrının birliÄŸine dil ile ÅŸehâdet getirir. 
Törütti tümen miÅ‹ halâyıklarığ, tili birle teÅ‹rig ögerler arığTanrı yüz binlerce mahlûku yarattı; onların hepsi Tanrıyı dilleri ile öğerler. 
Et özlüg kiÅŸike kereki bu ol, birisi tilin söz birisi köŋülVücût sahibi insana lâzım olan ÅŸeylerden biri — dil ve söz, biri de — gönüldür. 
Köŋül til törütti köni söz üçün, sözi egri bolsa küyer ol küçünTanrı gönülü ve dili doÄŸru söz için yarattı; sözü eÄŸri olanları zorla âteÅŸe atarlar. 
Köni sözlese söz kör asğı üküş, kalı sözlese egri barça söküşSöz doÄŸru söylenirse, faydası çoktur; eÄŸri söz dâima mezmûmdur. 
Köni sözler erse tiliÅ‹ tepresü, sözüg egri erse özüŋ kizlesüDoÄŸru söyleyecekse, dilin kımıldasın; sözün eÄŸri ise, onu saklamalısın. 
Tilin sözlemese ağın ter kiÅŸi, üküş sözlese atı yaŋşak başıKonuÅŸmayan kimseye dilsiz derler; çok söyleyenin adı ise, gevezebaşıdır. 
KiÅŸide uçuzı kiÅŸi yaŋşakı, kiÅŸide ağırı kiÅŸi ol akıinsanların itibarsızı geveze olanıdır; insanların itibarlısı cömert olanıdır. 
Bu sözler eÅŸitti sevindi elig, közin kökke tikti kötürdi eligHükümdar bu sözleri iÅŸitti ve sevindi; gözlerini göğe dikti, elini kaldırdı. 
Bayatka şükür kıldı ögdi üküş, ayur ay idim sen bağırsak küsüşTanrıya şükür etti, onu çok öğdü ve dedi:— Ey rabbim, sen merhametli ve azizsin. 
KamuÄŸ edgülük tegdi sendin maÅ‹a, tapuÄŸsuz kuluÅ‹men yazukluÄŸ saÅ‹aBana bütün iyilik senden geldi; ben senin günahkâr ve kusurlu bir kulunum. 
Tilekimni berdiÅ‹ kamuÄŸ ârzûlar, erej dünyâ devlet üküş edgülerHuzur, dünya, devlet ve her türlü iyilikleri, hâsılı bütün dileklerimi verdin. 
Bu şükruÄŸ negü teg ötey öz özün, munıŋ şükrı sen kıl saÅ‹a ay tüzünBu ihsanlara şükürden ben âcizim; ey asıl, bunun şükürünü sana karşı yine sen edâ et. 
Sözin kesti açtı ağı kaznakı, üledi öküç neÅ‹ çığaylar hakıSözlerini burada kesti, hazinelerini açtı; fakir-fukaraya çok mal dağıttı. 
Ağırladı ilig bu ay toldını, açığ berdi elgin tilin ögdiniHükümdar Ay-Toldı’yı taltif etti; ona karşı dili ile medihte ve eli ile ihsanda bulundu. 
Vezirlık aÅ‹ar berdi tamÄŸa ayaÄŸ, tuğı kövrügi birle berdi kuyaÄŸOna vezirlik, unvan ve mührü ile tuÄŸ, davul ve zırh verdi. 
KamuÄŸ elke kıldı kör elgi uzun, boyun egdi düşmân kiterdi özünBütün memleket üzerinde ona nüfuz verdi; düşmanı boynunu büküp, ordadan kayboldu. 
Bu ay toldı süzdi kamuÄŸ iÅŸ küdüg, küvenç kıldı özke bu bulmış üdügAy-Toldı bütün iÅŸleri yoluna koydu; bu ikbâl devresinden istifâde ederek, bir çok iÅŸler yaptı. 
Bayudı bodun hem itildi eli, iligke duâ kıldı bodnı tiliHalk zenginleÅŸti ve memleket nizâma girdi; halk hükümdara dualar etti. 
Kutuldı bodun kitti emgekleri, kozı birle katlıp yorıdı böriHalk kurtuldu ve zahmet denilen ÅŸey ortadan kalktı; kuzu ile kurt birlikte yaÅŸamaÄŸa baÅŸladı. 
İtildi eli hem tüzüldi törü, ilig devleti boldı künde örüMemleketi tanzim edildi, idaresi düzeldi; hükümdarın saadeti günden-güne arttı. 
Yorıdı bir ança bu yaÅ‹lığ kutun, tüzüldi eli bodnı barça bütünBir müddet böyle huzur ve âsâyiÅŸ içinde geçti; halkın ve memleketin her iÅŸi yoluna girdi. 
Telim arttı ilde yaŋı kend uluÅŸ, ilig kaznakı toldı altun kümüşMemlekette yeni ÅŸehir ve kasabalar çoÄŸaldı; hükümdarın hazinesi altın ve gümüş ile doldu. 
Sevindi ilig inçke tegdi özi, ajunda yadıldı kör atı söziHükümdar rahat etti ve huzura kavuÅŸtu; şöhreti ve nüfuzu dünyaya yayıldı. 
Kut Kıvılkın Devlet İrsellikin AyurSaadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin DönekliÄŸini Söyler 
Tükel buldı ay toldı ârzû tilek, kıvı kut karıp yıktı arka yölekAy-Toldı arzu ve dileÄŸini tam elde ettiÄŸi zamanda, süreksiz saadet ihtiyarladı; ona arka ve destek olan ÅŸeyleri birer-birer yıktı. 
Yeme yakşı aymış biliglig bügü, tükel bolsa nimet bulumaz yegüBilgili hakîm de buna uygun bir söz söylemiÅŸtir : —Nimet tam olunca, insan yiyecek bir ÅŸey bulamaz. 
Takı munda yegrek bilig sözlemiÅŸ, tükel bolsa nimet tüker yaÅŸ temiÅŸYine bu hususta bilgilinin daha iyi bir sözü vardır : — Nimet tam olursa, insanın ömrü tükenir — der. 
İdi yakşı aymış biliglig sözi, bu bilge sözi ol biligsiz köziBilgili çok iyi bir söz söylemiÅŸ; âlimin sözü, bilgisiz için, göz olur. 
Enigli aÄŸar ol ağığlı ener, yaruÄŸlı tunar ol yorığlı tınarinen yükselir, yükselen iner; parlayan söner ve yürüyen durur. 
Ne kim iÅŸler erse tükelin küder, tükegli tükese eniÅŸke yanarHer ÅŸey kendi kemâlini bekler; tam kemâle eriÅŸince, tekrar zevale baÅŸlar. 
Bu ay toldı buldı tilekin tükel, tüketti tiriglig turu kaldı mâlBu Ay-Toldı her isteÄŸine kavuÅŸtu; ömrünü tamamladı, malı-mülkü kaldı. 
Yana irlü kirdi bu tolmış ayı, kadır kışka yandı yarumış yayıDolun ayı tekrar küçülmeÄŸe baÅŸladı; parlak yazı sert kışa döndü. 
Yaraşık tadular karıştı için, küçendi biri tuttı bastı üçinAhenk içinde bulunan unsurlar arasında fesat.baÅŸ gösterdi; biri tahakküm etti, diÄŸerlerini bastırdı. 
Tadu tegşürüldi aşı boldı yeg, ağır boldı köŋli katığ tuttı igUnsurların durumu deÄŸiÅŸti; yiyeceÄŸi çiÄŸ geldi, gönülünü bir sıkıntı kapladı ve ağır bir hastalığa tutuldu. 
Tadu artadı kör küçi eksüdi, kağıl teg köni bod egildi kodıUnsurlar bozuldu, kuvveti azaldı; dik vücûdu, yaÅŸ söğüt dalı gibi, büküldü. 
Tutup çaldı yerke ağır ig kelip, töşekke kirip yattı muÅ‹luÄŸ ulıpAğır hastalık geldi; onu tutup, yere vurdu; acılar içinde inleyerek, yataÄŸa düştü. 
Otaçı tirildi tamur kördiler, ol ig kem ne ermiÅŸ ayu berdilerEtrafına tabipler toplandı, nabzına baktılar; bu hastalık ve rahatsızlığın ne olduÄŸu hakkında fikirlerini söylediler. 
Kayu aydı kan tutmış emdi munı, aça bergü ekhel akıtÄŸu kanıBiri:—Şimdi bunu kan tutmuÅŸ, damarını açmak ve kan akıtmak lâzımdır — dedi. 
Kayu aydı ötrüm içürgü kerek, özi katmış emdi boÅŸutÄŸu kerekBiri:— Müshil içirmeli; kabız olmuÅŸ, ÅŸimdi onu boÅŸaltmak gerek — dedi. 
Kayusı soğık itti kattı cülâb, kayu kıldı berdi kereklig ÅŸerâbBiri ÅŸerbet hazırladı ve gül-suyu kattı; biri lüzumlu gördüğü bir içki yapıp verdi. 
Ot em kalmadı kör neçe kıldılar, yaraşık ne erse anı berdilerYapmadıkları tedavi, vermedikleri ilâç kalmadı; faydalı gördükleri her ÅŸeyi verdiler. 
Asığ kılmadı künde arttı igi, koradı küçi künde yetti ögiFakat hiç bir fayda etmedi; hastalığı günden-güne arttı, kuvveti günden-güne azaldı ve gittikçe ÅŸuurunu kaybetti. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk kiÅŸi, sakınuk kiÅŸi ol kiÅŸiler başıTakva sahibi insan ne der, dinle; takva sahibi olanlar, dâima ileri gelen insanlardır. 
Kerek kat ÅŸeliÅŸe kerek tiryâk et, kerek matrıdus kat ya çurnı ögitister selise kat, ister tiryak yap; ister matrıdus karıştır, ister müshil ver. 
Kerek tut otaçı kerek erse kam, ölüglike hergiz asığ kılmaz emİster tabip getir, ister kam; ölmekte olana hiç bir ilâç fayda vermez. 
Osal bolmağıl ay tirig boldaçı, tirig bolduÅ‹ erse özüŋ öldeçiEy hayatta olan, gafil olma; bugün dirisin, fakat bir gün muhakkak öleceksin. 
Bu ay toldı hâlin eÅŸitti ilig, ölüm tutÄŸakı ig tegürmiÅŸ eligHükümdar Ay-Toldı’nın hâlini iÅŸitti; ölümün öncüsü olan hastalık onu eline geçirmiÅŸti. 
İlig aytu keldi bu ay toldını, kelip kördi ilig yatur hâliniHâlini sormak için, hükümdar Ay-Toldı’ya geldi; onun yataktaki hâlini gördü. 
İlig suali AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
Ayıttı ilig emdi köŋlüŋ neteg, negü ol igiÅ‹ emdi udkuÅ‹ netegHükümdar sordu : — Nasılsın, bu hastalığın nedir; uykun nasıl ? 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, meni tuttı ol ig aÅ‹ar yok otıAy-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — beni devası olmayan bir hastalık yakaladı. 
Tolu erdi ayım irildi tolu, talu erdi kılkım barır bu taluAyım dolun ay idi, küçüldü; güzel bir ÅŸekil ve ÅŸemâyilim vardı, o güzellik ÅŸimdi elden gidiyor. 
Sevinçin tuÄŸar erdi toÄŸmış künüm, künüm batÄŸalır teg yarumaz tünümGüneÅŸim sevinç içinde doÄŸardı, ÅŸimdi batmak üzeredir; gecem artık aydınlanmayacak. 
Küvençlik tiriglik kötürdi özin, yayığ dünyâ mendin evürdi yüzinGüvendiÄŸim hayat ortadan kayboldu, kararsız dünya benden yüzünü çevirdi. 
Sevinç ârzû nimet turu kalÄŸalır, sakınç kadÄŸu mihnet maÅ‹a kelgelirSevinç, arzu ve nimetleri geride bırakıp, endiÅŸe, kaygı ve mihnetlere doÄŸru gitmek üzereyim. 
Munu adrılurmen seniÅ‹din bu kün, ulıyu barırmen ökünçün muÅ‹uniÅŸte bugün senden ayrılıyorum; peÅŸimanlıkla ve ıstırapla inleyerek, gidiyorum. 
Negü ter eÅŸitgil bügü el begi, bodun baÅŸlaÄŸuçı kiÅŸide yegiHalkın başında bulunan ve insanların iyisi olan, hakîm il beyi ne der, dinle. 
Ne edgü neÅ‹ erdi bu devlet kelip, yana barmaz erse tilekçe yelipGelen devlet insanların istedikleri gibi hareket etse ve tekrar geçip gitmese idi, ne iyi olurdu. 
Ne yakşı neÅ‹ erdi bu beglik iÅŸi, ölüm tutmaz erse yorısa kiÅŸiÖlüm olmasa ve insan baki kalsa idi, beylik ne güzel bir ÅŸey olurdu. 
Ne körklüg kün erdi yegitlik küni, karılık yok erse yorısa köniinsan ihtiyarlamayıp dâima aynı kalsa idi, bu gençlik günleri ne hoÅŸ olurdu. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı ay toldı kodğıl bu söz, bu söz sözlemegil ayâ köŋli tüzHükümdar : — Ay-Toldı, bu sözleri bırak — dedi— ey temiz kalpli, böyle sözler söyleme. 
KiÅŸi barça igler kör edgü bolur, saÅ‹a yalÅ‹uz ermez bu ig ay unurHer kes hastalanır, bakarsın, tekrar iyileÅŸir; ey kudretli insan, bu hastalık yalnız senin için deÄŸildir. 
Nelük tilde körksüz yorır bu sözüg, nelük köŋlüŋi artatur sen özüŋNiçin böyle nahoÅŸ ÅŸeyler söylüyorsun; niçin böyle maneviyâtını bozuyorsun. 
SaÅ‹a emdi avnıp yorır erdi öz, maÅ‹a titgü teg sen adın boldı sözBen hayatımda seninle teselli buluyordum, ÅŸimdi sözün deÄŸiÅŸti; bu sözlerin bana üzüntü veriyor. 
Bayat edgü kılÄŸay bu söz sözleme, tügün urma otun meniÅ‹ köŋlümeinÅŸallah Tanrı seni iyi edecektir; böyle sözler ile yüreÄŸimi daÄŸlama. 
Aytoldı cevabı İligkeAY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, bu igke emi yok tileme otıAy-Toldı dedi:—Ey devletli hükümdar, bu hastalığa deva yoktur, ilâcını arama. 
Kayu kim tuÄŸar erse ölgü kerek, kayu neÅ‹ aÄŸar erse ilgü kerekDoÄŸan her kes ölmeÄŸe, yükselen her ÅŸey düşmeÄŸe mahkûmdur. 
Ağışka eniÅŸ ol edizke batığ, sevinçke sakınç ol açığka tatığHer yokuÅŸun bir iniÅŸi, her tepenin bir çukuru, her sevincin bir kederi ve her acıya karşı bir lezzet vardır. 
Yana ma saÅ‹a aydım uÅŸ bu sözüm, kılınçım yayığ tep ne irsel özümBenim dönek huylu ve kararsız olduÄŸumu ben sana vaktiyle söylemiÅŸtim. 
MeniÅ‹ kılkımı aydım erdi saÅ‹a, köŋül bamaÄŸu erdiÅ‹ emdi maÅ‹aBununla da sana kendi mâhiyetimi anlatmıştım; bana gönül baÄŸlamamalı idin. 
Barırmen muÅ‹ar sen sizik tutmağıl, toÄŸuÄŸlı kim ölmez tese bütmegilBen gidiyorum, sen bundan hiç şüphe etme; doÄŸan bir kimsenin ölmeyeceÄŸini söylerlerse, inanma. 
İnançsız teme emdi sökme meni, ınanç kılmaÄŸa dünyâ kodÄŸa seniSana güvenilmez —diye, ÅŸimdi bana söğme; dünyaya da güvenme, o da seni bırakacaktır. 
Cefâ kıldı tep sen ilenme maÅ‹a, meniÅ‹de cefâçı bu dünyâ saÅ‹aCefa etti— diye, sen beni ayıplama; sana benden daha çok cefa eden bu dünyadır. 
Usanma ölür sen meniÅ‹de basa, ınanma bu dünyâka bütme usbaGafil olma, benden sonra sen de öleceksin, bu dünyaya inanma, elinden gelirse, ona güvenme. 
Ağırladıŋ erdi tapuÄŸsuz meni, tapuÄŸ yetrümedim ay ilig kanbıEy sultanım, sana daha hizmet etmeden, sen beni ağırlamıştın; fakat ben bu hizmeti nerede yerine getirebildım. 
Tilek ârzûn ermez meniÅ‹ ölmekim, bu kün bolmış ermez kelip barmakımBenim ölümüm kendi isteÄŸim ile deÄŸildir; gelip-gıtme bugün olan bir ÅŸey deÄŸildir. 
Üzelü barırmen öz erksiz bolup, kutulÄŸu yerim yok tiriglik bulupBen, elimde olmayarak ve istemeyerek, gidiyorum; çünkü ölümden kaçıp-sığınacak bir yerim yoktur. 
Yok erdim törütti igidti meni, kiçig oÄŸlan erdim bedütti meniYok idim, Tanrı beni yarattı ve yetiÅŸtirdi; küçük çocuk idim, o beni büyüttü. 
Yalıŋ yüzlüg erdim bütürdi sakal, kara kuzÄŸun erdim kuÄŸu kıldı çalTüysüz idim, sakal bitirdi; kuzgun gibi kara idim, kuÄŸu gibi beyaz yaptı. 
Bodum erdi ok teg egildi bodum, tiriglik tükedi yetildi üdümBoyum ok gibi idi, büküldü; ömür tükendi, vaktim geldi. 
Yine yakşı aymış bügü bilgi keÅ‹, eÅŸitgil munı sen ayâ kızÄŸu eÅ‹Bilgisi geniÅŸ hakîm yine iyi söylemiÅŸ; ey mes’ûd insan, sen bunu dinle. 
Kayu baÅŸka kirse kuÄŸu kırtışı, kuÄŸu teg ürüŋ kılÄŸu köŋlin kiÅŸiArtık başında kuÄŸu rengi beliren insan gayret etmelidir ki, gönülü de kuÄŸu gibi ak olsun. 
KimiÅ‹ egri bolsa köni tal bodı, köni kılÄŸu köŋlin yetildi üdiKimin düz fidan gibi boyu bükülürse, artık onun gönülünü doÄŸrultma vakti gelmiÅŸtir. 
Ürüŋ boldı erse kara saç sakal, anunÄŸu busuğçı ölümke tükelKara saç ve sakal aÄŸarınca pusuda yatan ölüme iyice hazırlanmak lâzımdır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu söz, eÅŸitgil munı sen ayâ edgü özŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; ey iyi insan, sen bunu dinle. 
Kara saç ürüŋi ölümdin yumuÅŸ, kılur ol tirigke tiriglik küsüşKara saçın aÄŸarması ölümün iÅŸaretidir; o yaÅŸayana hayatın kıymetini arttırır. 
Tü nimet yediÅ‹ me tiriglik yediÅ‹, ölüm yer seni sen usanma üküşÇok nimete nail oldun ve hayatı tattın; unutma ki, yakında seni de ölüm yiyecektir. 
İlig cevabı AytoldıkaHÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA CEVABI 
İlig aydı ay toldı ivme serin, ig ol bu yazuklarka yulğı yarınHükümdar dedi:—Ey Ay-Toldı, acele etme, sabırlı ol; hastalık yarın günahların kefareti olacaktır. 
Ölür erdi erse kamuÄŸ iglegen, kiÅŸi kalmaÄŸay erdi rûzi yegenBütün hasta olanlar ökelerdi, dünyada rızık yiyecek insan kalmazdı. 
Bayat edgü kılÄŸay bu igdin seni, köŋülüŋ çökürme sen inç yat köniTanrı bu hastalıktan seni kurtaracaktır; gönlünü çökertme, müsterih ol. 
Duâ kıldı ilig kör açtı tilig, ÅŸifâ koldı rabdın kötürdi eligHükümdar duâ etti; elini kaldırarak, Tanrıdan ÅŸifâ diledi. 
Turup çıktı andın sakınçın tügük, kelip karşıka kirdi köŋli tüşükHükümdar kaygı ve üzüntü ile kalkıp, oradan çıktı; üzgün-üzgün dönüp, saraya girdi. 
Çığayka üledi üküş neÅ‹ tavar, asığ kılÄŸamu tep sakındı aÅ‹arBelki ona faydası olur — diye düşündü ve fakirlere sadaka olarak, çok eÅŸya ve mal dağıttı. 
Asığ kıldı erse ölümke kümüş, kümüş kılÄŸay erdi er özke yuluşÖlüme karşı gümüş fayda etse idi, insan gümüşü kendisine fidye yapardı. 
Ölümke yuluÅŸ kıldı erse kiÅŸi, yulup ölmegey erdi elçi başıinsan ölüme karşı fidye verebilse idi, hükümdarlar fidye verir ve ölümden kurtulurlardı. 
Bu ay toldınıŋ kör igi aÄŸrudı, umınçsız bolup cândın elgin yudıAy-Toldı’nın hastalığı ağırlaÅŸtı ve ümidini keserek, canından elini yudu. 
Ökündi ayur ay tiriglik isiz, yavalıkka ıdtım isiz körk bedizPeÅŸiman oldu ve:— Ey hayat, ey güzellik, ne yazık ki, sizi boÅŸuna harcadım — dedi — 
Tiriglik keçürdüm osallık bile, yegitlikni ıdtım yavalık bileömrümü gafletle geçirdim, gençliÄŸimi boÅŸu-boÅŸuna sarfettım. 
KüremiÅŸ kürek erdi uÅŸ bu özüm, ecel tuttı eltür ne asğı sözümBen hayata kaçmış bir kaçak idim; ÅŸimdi ecel beni yakaladı ve geri gönderiyor; sözün ne faydası var. 
Ajun mâlı terdi özüm suklukun, kalır neÅ‹ barırmen bu kün yoklukunAç gözlüllük ile dünya malını topladım; mal kalıyor, ben ise, bugün her ÅŸeyi bırakıp, yokluk içinde gidiyorum. 
Elig til uzun kıldım erdi üküş, ölüm keldi tuttı tınım kıstı uşÇok defa baÅŸkalarına elimi ve dilimi uzattım; iÅŸte ölüm geldi, yakaladı ve nefesimi kesti. 
Bu yaÅ‹lığ ökündi üküş yığladı, ökünçi ölümke asığ kılmadıBöylece çok nedamet getirdi ve çok aÄŸladı; fakat peşımanlığı ölüm karşısında fayda etmedi. 
Ne muÅ‹luÄŸturur bu apa oÄŸlanı, tilek teg bulumaz tiriglik küniBu insan oÄŸlu ne kadar âcizdir; ömrünü dilediÄŸi gibi geçiremez. 
Tilek bulsa bolmaz tiriglik yegü, tirig bolsa bulmaz tilek ay bügüînsan dileÄŸine kavuÅŸsa, yaÅŸamasını bilmez; yaÅŸasa da, dileÄŸine kavuÅŸamaz, ey hakîm. 
Az edgüke tegse unıtur özin, yaşıl kökte üstün yorıtur sözinBir ara rahata kavuÅŸsa, kendisini unutur; emrinin mâvî göklerin üstünde hüküm sürdüğünü zanneder. 
Ağırlıkka tegse küvez kür bolur, ölüm tutsa odlur ökünçün ölürBir az itibar kazanırsa, maÄŸrur ve kabadayı olur; ölüm yakaladığı zaman da, süklüm-püklüm onun arkasından gider ve peÅŸimanlık içinde ölür. 
Yese todsa kılkı bolur buÄŸraÄŸu, kalı karnı açsa bilip yer aÄŸuYiyip, karnı doydumu, deve aygırı kesilir; eÄŸer karnı acıkırsa, bile-bile zehir yer. 
Sakınçka sızar kör erejke irer, severin bulur bulsa terkin yirerKederden zayıflar, rahattan usanır; sevdiÄŸini bulur, bulunca, çabuk yerer. 
Ökündi bu ay toldı tındı uluÄŸ, ayurmen yitürdüm könilik yoluÄŸBu Ay-Toldı da peÅŸiman oldu, uzun müddet sustu; sonra şöyle dedi: — Ben doÄŸru yolu kaybetmiÅŸim. 
Nelük tirdim erdi bu altun kümüş, nelük kılmadım men çığayka ülüşNiçin bu altın-gümüşü topladım, niçin bunları yoksullara dağıtmadım. 
Nelük kodtum erki bu edgü iÅŸig, nelük söktüm erki yazuksuz kiÅŸigAh, sanki niçin bu iyi iÅŸi bıraktım; sanki niçin bu günahsız insanlara kötü sözler söyledim. 
Burun ıdÄŸum erdi kamuÄŸ edgülüg, asığ kılÄŸay erdi yarın belgülügBütün iyiliklerimi önceden göndermeli idim; bunlar bana yarın muhakkak faydalı olurdu. 
Negü asğı bar bu ökünçüm bu kün, ölüm tuttı kesti bu söz birle ünBugün bu peÅŸimanlığımın ne faydası var; ölüm yakaladı, sözümü ve sesimi kesti. 
Negü ter eÅŸitgil yiti közlüg er, kiÅŸike bağırsak köni sözlüg erBak, keskin gözlü, doÄŸru sözlü ve merhametli insan ne der. 
Tüzü tın tokırka ölüm bir kapuÄŸ, kirür bu kapuÄŸka yorığlı kamuÄŸBütün canlılar için ölüm bir kapıdır; yürüyenlerin hepsi bu kapıdan geçer. 
Negü ol tiriglik negü ol ölüm, kayudın kelirmen kayuka yolumHayat nedir, ölüm nedir; nereden geliyorum, nereye gidiyorum? 
Nelük toÄŸdum erki yana ölgeli, nelük küldüm erki sığıt körgeliÖlecek olduktan sonra, sanki niye doÄŸdum; aÄŸlayacak olduktan sonra, sanki niye güldüm. 
Ajunda ölümdin katığrak kayu, toÄŸuÄŸlı kiÅŸi öldi mundaÄŸ ayuDünyada ölümden daha güç ne var ! — Her doÄŸan insan böyle diyerek ölür. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir sözi, munıŋ manisi uksa açlur köziŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; bunun mânasını anlayan kimsenin gözü açılır. 
Negü bar ajunda ölümdin katığ, ölümüg sakınsa kiter miÅ‹ tatığDünyada ölümden daha ağır ne var; ölümü düşünürsen, bütün zevkler kaybolur, gider. 
Ölüm bir teÅ‹iz ol uçı yok tüpi, baka körse yetrü tüpi yok batığölüm uçsuz-bucaksız bir denizdir; iyice dikkat edersen, dipsiz bir çukurdur. 
Ölümni biligli usansa özün, ölüm tutsa asğı bulunmaz sözünÖlümü bilen onu bilmezlikten gelirse, ölüm yakalayınca, bunu söylemekten bir fayda çıkmaz. 
Erejlerke avnıp osal bolÄŸuçı, ölüm tutsa odlur yetilmez küçiDünya zevkleri ile oyalanarak, gaflet edenler, ölüm yakalayınca, uyanırlar; fakat artık ellerinden bir ÅŸey gelmez. 
Üküş neÅ‹ke todmaz közi suk kiÅŸi, ecel tutsa öknür itümez iÅŸiÇok mal aç gözlüyü doyurmaz; ecel gelince, peÅŸiman olur, fakat artık iÅŸini yoluna koyamaz. 
Yayığ kutka avnıp küvenür kür er, yağız yer katında yürekin yererMaÄŸrur insan dönek devletle avunarak, ona güvenir; fakat kara toprak altında peÅŸimanlıkla yüreÄŸini parçalar. 
Sevinçlerke avnıp üküş külgüçi, sığıtka anuÅ‹u ayâ ölgüçiEy fâni insan, dâima sevinç içinde avunup-gülen kimseler aÄŸlamalara hazır olmalıdırlar. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ bilir, bu söz iÅŸke tutsa kör asğı alırAkıllı ve bilgili insan ne der, dinle; buna göre hareket edenler bundan istifâde ederler. 
Yarınlık orun edgü kolsa özün, isiz kılmasunı bu iki ajunKim âhiretini mâmur etmek isterse, her iki dünyayı harap etmesin. 
İsiz kılmağıl sen ay kılkı tüzün, bu kün edgü kılğıl kılınçın sözünEy yumuÅŸak huylu insan, kötülük etme; hem hareketin, hem de sözün ile bugün iyilik et. 
Bu ay toldı öknüp üküş yığladı, ökünçi bu yerde asığ kılmadıAy-Toldı peÅŸiman olup, çok aÄŸladı, fakat bu hâlinde peÅŸimanlığı fayda etmedi. 
Çığayka üledi kör altun kümüş, kadaÅŸlarka kıldı kumaru üküşFakirlere altın-gümüş dağıttı; akrabalarına çok öğüt ve nasihatlerde bulundu. 
Közin kökke tikti ayur ay idim, seniÅ‹de adın men idi bilmedimGözünü göğe dikti ve : — Ey rabbim, ben senden baÅŸka bir tanrı tanımadım — dedi — 
Törüttüŋ igidtiÅ‹ bedüttüŋ meni, seniÅ‹ fazlıŋ erdi bilirmen munıYarattın, yetiÅŸtirdin ve beni büyüttün; biliyorum ki, bu senin fazıl ve keremin ile oldu. 
SaÅ‹a tapnur erdi meniÅ‹ bu özüm, munukı ecel tuttı kesti sözümBen sana bütün bu varlığım ile tapınıyordum; iÅŸte ecel geldi, sözümü kesti. 
KutulÄŸu yerim yok yetürdüm bilig, seniÅ‹ rahmetiÅ‹ tutsu emdi eligSığınacak yerim yok, artık bir ÅŸey bilmiyorum; senin rahmetin benim yardımcım olsun. 
Otunluk bile kıldım isiz üküş, tüzünlük bile sen keçür ay küsüşKüstahlıkla bir çok kötülükler yaptım; ey aziz olan rabbim, sen beni rahmet ve ÅŸefkatin ile af ve maÄŸfiret et. 
Yavalıkta keçti tiriglik isiz, süre ıdtım üd kün bu beglik isizHayatım, yazık ki, beyhude geçti; vaktimi ve beylik zamanımı, yazık ki, boÅŸuna harcadım. 
Sözin kesti ança sakındı turup, akıttı közün yaÅŸ kör oÄŸlın körüpSözünü kesti ve bir müddet durup, düşündü; fakat oÄŸlunu görünce, tekrar gözünü yaÅŸ bürüdü. 
Aytoldı OÄŸlı ÖğdülmiÅŸke Pend BermiÅŸin AyurAy-Toldı’nın OÄŸlu ÖğdülmiÅŸ’e Nasihat VerdiÄŸini Söyler 
Bir ök oÄŸlı erdi bu ay toldınıŋ, kiçig erdi yaşı uÅŸ ol oÄŸlınıŋBu Ay-Toldı’nın bir tek oÄŸlu vardı bu çocuÄŸun yaşı henüz küçük idi. 
Atı erdi ögdülmiÅŸ aslı arığ, yüzi körklüg erdi me kılkı arığAdı ÖgdilmiÅŸ idi; soyu temiz, yüzü güzel ve huyu iyi idi. 
Okıdı bu oÄŸlın öziÅ‹e yakın, tutup kuçtı közde akıttı akınOÄŸlunu yanına çağırdı; tutup kucakladı ve gözünden sel gibi yaÅŸ akıttı. 
Ayur emdi oÄŸlum barırmen munu, saÅ‹a kaldı ornum barı neÅ‹ unuiÅŸte, oÄŸlum—dedi—şimdi ben gidiyorum; bak, evim-barkım, malım-mülküm sana kalıyor. 
Sen erdiÅ‹ maÅ‹a köz yarukı tükel, barırmen seniÅ‹din esen edgü kalSen benim gözümün nuru idin, ÅŸimdi senden ayrılıyorum, sen saÄŸ ve esen kal. 
Yeme yakşı aymış bu türk buyrukı, körür köz yarukı oÄŸul kız okıBir türk veziri de çok güzel söylemiÅŸ:— OÄŸul-kız, hakikatte, gören gözün nurudur — demiÅŸtir. 
OÄŸul kız sakınçı bu tüpsüz teÅ‹iz, oÄŸul kız sarığ kıldı kızÄŸu meÅ‹izOÄŸul-kız derdi dipsiz bir denizdir; oÄŸul-kız al yanağı soldurur. 
KimiÅ‹ boldı erse oÄŸul kız kisi, negü teg kelir ol kiÅŸiniÅ‹ usıBir kimsenin karısı ve oÄŸlu-kızı varsa, o adam nasıl rahat uyuyabilir. 
OÄŸul kızda ötrü ata yer etin, oÄŸul kız atamaz atası atınOÄŸul-kızdan dolayı baba dâima eziyet çeker; fakat oÄŸul-kız babasının adını dahi anmaz. 
Bu ay toldı aydı eÅŸit ay oÄŸul, sözümni unıtma maÅ‹a tut köŋülAy-Toldı dedi :— Ey oÄŸul, sözümü unutma, bunu can kulağı ile dinle. 
Meni kör ata erdim emdi saÅ‹a, atım erdi ay toldı bak kör maÅ‹aDikkat et, ben senin baban idim, adım Ay-Toldı idi; ÅŸimdi hâlime bak. 
Tirigliki toldı bu ay toldınıŋ, ökünçün ulır kör asığ yok anıŋAy-Toldı’nın artık hayatı doldu; bak, ÅŸimdi nedametle inliyor, fakat bunun faydası yoktur. 
Süçig bu tiriglik açığ bu ölüm, anundı kanı emdi kaçğu yolumBu hayat tatlı idi, ölüm acıdır; ölüm yakaladı, bundan kaçış yolu nerede. 
Avındım bu dünyâka köŋlüm berip, vefâ kılmadı kör meniÅ‹din iripBu dünyaya gönülümü vererek, avundum; bak, o benden usandı, bana vefa göstermedi. 
Meni ardı dünyâ okıdı seve, köŋül berdim erse irikti iveDünya beni aldattı; severek, yanına çağırdı; ona gönül verdim, fakat benden çabuk bıktı. 
Cefâ kıldı dünyâ karıdı bu kut, seni armasunı munu sözke bütDünya cefa etti, bu saadet ihtiyarladı; bu söze inan, seni de aldatmasın, 
Kereklig iÅŸim barça yerde kodup, kereksizni kıldım havâka udupBütün lüzumlu iÅŸleri olduÄŸu yerde bıraktım; nefse uyarak, lüzumsuz iÅŸler ile uÄŸraÅŸtım. 
Tüpi yel keçer teg tiriglik keçip, asığsız ulırmen özümke açıpHayat, bir kasırga gibi, geçti, gitti; ÅŸimdi hâlime acıyarak, boÅŸ yere inliyorum. 
Orunçun ya mâlın itilmez iÅŸim, elig tuttaçı yok bu kün bir kiÅŸimRüşvet veya mal ile iÅŸim düzeltilemez, bugün elimden tutacak kimsem yoktur. 
Negü ter eÅŸitgil odulmış kiÅŸi, ölümüg ukup yetrü bilmiÅŸ kiÅŸiGaflet uykusundan uyanmış ve ölümün ne olduÄŸunu iyice anlamış olan insan ne der, dinle. 
Bügü bilgi kitti ölümüg körüp, ukuÅŸluÄŸ ögi yitti ögsüz bolupÖlümü görünce, hakimin bilgisi gitti, akr Ilının aklı kayboldu ve akılsız kaldı. 
Ne yavlak neÅ‹ ol bu ölüm tarmakı, ne yavlak erür bu kiÅŸig urmakıBu ölüm pençesi ne kötü bir ÅŸeydir; onun insana çarpması ne kadar fena oluyor. 
İtiglig sarâyığ buzuÄŸlı ölüm, kamuÄŸ yumğılarığ saçığlı ölümSüslü ve mâmur sarayları viraneye çeviren ölümdür; bütün cemiyetleri darma-dağın eden ölümdür. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı ÅŸir ayÄŸuçı, okığıl munı sen ayâ bilgüçiŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; ey anlayan insan, sen bunu oku. 
Negü bar ajunda aÅ‹ar hilesiz, negü hile bar kim aÅ‹ar çâresizDünyada ne var ki, ona karşı bir tedbir bulunmasın; ne tedbir var ki, ona karşı bir çâre bulunmasın. 
KamuÄŸ neÅ‹ke hile itig çâre bar, meger bu ölümke ölüm hilesizHer ÅŸey için bir tedbir, usûl ve çâre vardır; fakat ölüme karşı yoktur, ölüm çaresizdir. 
ÖğdülmiÅŸ suali AytoldıkaÖĞDÜLMİŞ’İN AY-TOLDI’YA SUÂLİ 
EÅŸitti oÄŸul kör atası sözin, til açtı ataka evürdi yüzinOÄŸlu babasının sözünü dinledikten sonra, yüzünü ona doÄŸru çevirerek, söze baÅŸladı. 
Ayur ay atam bir sözüm bar saÅ‹a, anı aytayın men ayu ber maÅ‹aEy baba — dedi—sana bir suâlim var; onu sorayım, sen cevâbını bana ver. 
Bu dünyâ içinde tirildiÅ‹ üküş, bilig bildiÅ‹ erdem okıdıŋ ukuÅŸBu dünyada çok yaÅŸadın, bir çok bilgi edindin; fazilet ve meziyetler elde ettin. 
AyıttuÅ‹ eÅŸittiÅ‹ yeme ögrenü, sınayu tirildiÅ‹ kamuÄŸnı körüSordun, öğrendin; her ÅŸeyi görüp anlayarak, tecrübe ederek yaÅŸadın. 
Negü erse barmu ölümke itig, anı utru tutğıl ay bılge tetigÖlüme karşı her hangi bir çâre var mı? eÄŸer varsa, ey zeki âlim, ölüme karşı o çâreye baÅŸ vur. 
Eger hile çâre yok erse adın, kamuÄŸ neÅ‹ hazine ülegil barınEÄŸer baÅŸka bir tedbir ve çâre yoksa, bütün malını ve hazîneni, hepsini dağıt. 
Hazine bu neÅ‹ bola baÅŸka yuluÅŸ, esen bol yana bolÄŸa altun kümüşHazîne ve mal baÅŸ için fidye olabiliyorsa, sen saÄŸ ol, altın-gümüş tekrar yerine gelir. 
Negü ter eÅŸitgil közi tok kiÅŸi, tuz etmek idisi akı er başıGözü tok, baÅŸkaları üzerinde tuz-ekmek hakkı olan, cömertlerin namlısı ne der, dinle. 
Üle neÅ‹ kiÅŸike yitür hem içür, seni neÅ‹ keçürgey sen anı keçürMalını insanlara dağıt, yedir ve içir; mal seni kullanacağına, sen onu kullan. 
Esenlik kerek erke neÅ‹ eksümez, tiriglik kerek kuÅŸka meÅ‹ eksümezİnsana esenlik gerek, mal eksik olmaz; kuÅŸ için hayat gerek, yem eksik olmaz. 
Tirig bolsa yalÅ‹uk tileki anuk, et öz baÅŸ esen bolsa ârzû yaÄŸukinsan hayatta oldukça, dileÄŸini elde edebilir; başı, vücûdu saÄŸ oldukça, her isteÄŸine kavuÅŸabilir. 
Aytoldı cevabı ÖğdülmiÅŸkeAY-TOLDI’NIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi ay toldı aydı oÄŸul, eÅŸitgil sözümni bu iÅŸtin tüŋülAy-Toldı cevap verdi:— Ey oÄŸul, sözümü dinle bu iÅŸten vaz geç. 
Ölümke asığ kılmaz altun kümüş, ölümüg tıdumaz bilig ya ukuşÖlüme karşı altın-gümüş fayda etmez; ölüme bilgi ve akıl da mâni olamaz. 
Ölümüg tıdar erse dünyâ neÅ‹i, yulup ölmegey erdi begler begiÖlümü dünya malı önleyebilse idi, beylerin beyi ölmez idi. 
Hakimlerke hikmet asığ kılmadı, bügülerke bilgi elig tutmadıHakimlere hikmetleri fayda etmedi; bilginlere bilgileri yardım etmedi. 
Ölümke asığ kıldı erse ot em, otaçı turu kalÄŸay erdi ulamÖlüme karşı ilâç ve deva fayda etse idi, tabipler ebediyen hayatta kalırlardı. 
Ölüm yüz kılur erdi erse körüp, ağır savcılar kalay erdi turupÖlüm karşısındakilere göre muamele etse idi, mübarek peygamberler ölmemiÅŸ olurlardı. 
ToÄŸuÄŸlı tirigler ölümke sanı, ölümke toÄŸuÄŸlı tirig kim kanıDoÄŸan her canlıyı ölecek bil; ölmek için doÄŸanlardan diri kalan hani, kim var. 
Tüşün ol bu dünyâ keligli keçer, yegen yel büke teg yer erken açarBu dünya bir konak yeridir, gelen geçer; o her ÅŸeyi yiyen büyük bir ejderha gibi, yedikçe acıkır. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı AytoldıkaÖĞDÜLMİŞ’İN AY-TOLDI’YA CEVABI 
EÅŸitti kör ögdülmiÅŸ aydı ata, idi ked ukulmış ölümüg yeteÖğdülmiÅŸ dinledi ve : — Ey baba — dedi — ölümün dâima seni takip ettiÄŸini iyice bildiÄŸin hâlde, 
Negülük usandıŋ tiriglik ıdıp, negüke ilenür sen emdi ulıpNiçin ona göre hareket etmedin ve neden ÅŸimdi inleyerek, onu çekiÅŸtiriyorsun ? 
Nelük tirdiÅ‹ erdi bu kalÄŸu neÅ‹iÅ‹, negüke ülemediÅ‹ artÄŸu neÅ‹iÅ‹Geride kalması mukadder olan malı niçin topladın; ihtiyacından artan malı niçin baÅŸkalarına dağıtmadın? 
Tirilse osal bolsa yalÅ‹uk özün, ökünsü öziÅ‹e ilensü sözünînsan gaflet içinde yaÅŸarsa, peşıman olması ve kendisini suçlu bulması lâzımdır. 
Bu kün öknüp asğı negü ay ata, başın yerke çalsa ulıp miÅ‹ kataEy baba, bugün peÅŸiman olmanın ve inleyerek, başını yerden-yere vurmanın ne faydası var? 
Aytoldı cevabı ÖğdülmiÅŸkeAY-TOLDI’NIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Bu ay toldı aydı ay oÄŸlum eÅŸit, meni kör usanma yarınlık iÅŸ etAy-Toldı dedi : — Ey oÄŸlum, dinle; bana bak, sen gafil davranma, âhiret iÅŸini yoluna koy. 
Osallık meni alktı öknür özüm, odunğıl osal bolma körklüg yüzümGaflet beni mahvetti, ben peÅŸimanım; sen uyanık dur, gafil olma, ey güzel yüzlüm! 
ToÄŸuÄŸlı neçe tuÄŸdı ölgü üçün, neçe barmasa eltür âhır küçünNe kadar doÄŸan varsa, ölmek için doÄŸmuÅŸtur; ne kadar dirense de, sonunda zorla götürürler. 
Ölügli kiÅŸi barça üdke tutuÄŸ, yetilse üdi kör maŋıtmaz butuğÖlecek insanların hepsi zamana rehindir; vakti gelince, bak, bir adım bile atamaz. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir tili, tükel sözturur bu ukulsa kalıŞâirin buna benzer bir sözü vardır; eÄŸer anlaşılırsa, mükemmel bir sözdür. 
KamuÄŸ neÅ‹ke vakt ol küni belgülüg, nefes tın tokırka sanı belgülügHer ÅŸeyin bir vakti vardır, günü bellidir; nefes alıp-vermenin sayısı bellidir. 
Yıl ay kün keçer teg tiriglik keçer, keçer kün keçürgey seni belgülügYıl, ay ve gün nasıl geçiyorsa, hayat da öyle geçer; geçip-giden günler seni de muhakkak alıp-götürecektir. 
Yana aydı ay toldı kör ay oÄŸul, ne hâlin barırmen meni kör odulAy-Toldı sözüne devam etti ve: — Ey oÄŸul — dedi — ben ne hâlde gidiyorum, beni gör ve uyan. 
Sen ök sen sakınçım barırmen muÅ‹un, kiçiglikte minsiz kalır sen bu künTek düşüncem sensin, bu endiÅŸe ile gidiyorum; sen bugün küçük yaÅŸta, bensiz kalıyorsun. 
Negü teg bolur sen meniÅ‹de kedin, meniÅ‹ yok sakınçım munıŋda adınBenden sonra ne olacaksın; benim bundan baÅŸka bir düşüncem yoktur. 
Ata emgeki bolsa oÄŸlı öze, ol oÄŸlı bilir ötrü kılk yaÅ‹ tüzeBaba oÄŸlunun yetiÅŸmesi için emek sarfederse, oÄŸlu o terbiye altında, iyi olarak yetiÅŸebilir. 
Kısa tutsa oÄŸlın kör edgü bolur, atası anası yaruÄŸu bolurBaba çocuÄŸunu sıkı bir terbiye altında yetiÅŸtirirse, annesi ve babası bundan dolayı saadet duyar. 
Kalı kıstaçı bolmasa ol oÄŸul, yava boldı sen ol oÄŸuldın tüŋülEÄŸer onu sıkı bir terbiye altında yetiÅŸtirecek biri bulunmazsa, o çocuk heder olur; sen artık ondan ümidini kes. 
OÄŸulluk ata bolsa bilge tetig, kısa tutÄŸu tutçı emi bu itigÇocuk babası âlim ve zeki ise, oÄŸluna dâima sıkı bir terbiye vermelidir; bunun usûlü, çâresi budur. 
Negü ter eÅŸitgil oÄŸulluÄŸ kiÅŸi, başında keçürmiÅŸ yetilmiÅŸ yaşıTecrübeli, yaşını başını almış ve çocuk sahibi insan ne der, dinle. 
KimiÅ‹ oÄŸlaÄŸu bolsa oÄŸlı kızı, aÅ‹ar yığlaÄŸu boldı muÅ‹luÄŸ öziKimin çocukları nâz içinde yetiÅŸtirilirse, o kimseye aÄŸlamak düşer; keder ona mukadderdir. 
Kiçigde ata ıdsa oÄŸlın yava, oÄŸuldın yazuk yok atadın cefâBaba çocuÄŸunu küçüklüğünde başı-boÅŸ bırakırsa, kabahat ve suç çocukta deÄŸil, babadadır. 
OÄŸul kız isiz bolsa kılkı yaŋı, ol isiz ata kıldı ıdtı oŋıÇocukların tavrı, hareketi kötü ise, o kötülüğü baba yapmıştır; çocuÄŸu iyi olmaktan mahrum eden odur. 
Kısa tutsa oÄŸlın ata ögretü, uluÄŸ bolsa sevnür oÄŸul kız yetüBaba çocuÄŸunu sıkı bir terbiye altına alıp, ona her ÅŸeyi öğretirse, çocuÄŸu yetiÅŸip-büyüyünce, sevinir. 
OÄŸuluÄŸ kısa tut ata bolÄŸuçı, saÅ‹a külmesüni kedin kelgüçiEy baba olan, çocuÄŸunu sıkı terbiye et; arkadan gelenler sana gülmesinler. 
OÄŸul kızka ögretgü erdem bilig, bu erdem bile bolsu kılkı siligÇocuklara fazîlet ve bilgi öğretmeli ki, onlar iyi ve güzel yetiÅŸsinler. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı AytoldıkaÖĞDÜLMİŞ’İN AY-TOLDI’YA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ata, seniÅ‹ kadÄŸuŋı yep küyermen tüteÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Ey baba, senin kaygım ile yanıp- tutuÅŸuyorum — dedi — 
SeniÅ‹de kedin men tirig turmayın, seniÅ‹ kadÄŸularıŋ közün körmeyinNe olurdu, senden sonra yaÅŸamasa idim ve senin bu ıstıraplarına ÅŸahit olmasa idim. 
SeniÅ‹ cânıŋı bir bağırsak idi, maÅ‹a bersü kadÄŸun meni kodmadıBir de merhametli rabbim, senin yerine, benim canımı alsa idi de, bana bu acıyı göstermese idi. 
Kalı bermez erse yetilse ecel, bitilmiÅŸ bolur bu ecelke ezelEÄŸer senin yerine benim canımı almaz ve ecel sana gelirse, demek bu ecel ezelden mukaddermiÅŸ. 
Nerek kadÄŸurar sen nerek bu sığıt, bayat hükmi keldi sığıtnı ağıtNiçin kederleniyorsun, bu aÄŸlama niçin; gelen Tanrı emridir, aÄŸlamağı bırak. 
Kalı dünyâ devlet kalırı üçün, sığıt kılsa kılma bu bolmaz küçünEÄŸer dünya ve devlet arkada kaldığı için aÄŸlıyorsan, aÄŸlama; zorla bunun önüne geçilmez. 
Kalı bu tü nimet kalırka yeme, özüŋ yığlar erse yorı yığlamaEÄŸer sen bu çeÅŸitli mimetler arkada kadığı için aÄŸlıyorsan, bırak; bunlar da aÄŸlamaÄŸa deÄŸmez. 
Telim dünyâ yegli seniÅ‹de oza, kodup bardı barça bu ınçık özeSenden önce dünyanın zevkini tadan çok kimse, ah-vah ederek, onu bırakıp gitti. 
Bilir erdiÅ‹ emdi cefâçı ajun, cefâ kılÄŸusın sen usandıŋ özünSen ÅŸimdi bu zâlim dünyanın sana cefa edeceÄŸini biliyordun, kendin gafil davrandın. 
KamuÄŸ dünyâ bolsa biregüke tüz, kalır dünyâ ülgi tegir iki bözBir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, sonunda dünya kalır; onun kısmetine ancak iki bez düşer. 
Tiriglik üçün öknür erse özüŋ, ökün tutçı yığla kurıtma közüŋEÄŸer sen geçirdiÄŸin hayat için peÅŸiman oluyorsan, haklısın; durmadan aÄŸla, göz yaşın kurumasın. 
Yana yaÅ‹u ermez keçürmiÅŸ künüŋ, negü kıldıŋ erse anundı tünüŋFakat geçirdiÄŸin günler bir daha geri gelmez; ne yaptınsa-yaptın, artık karanlık âlemi seni bekliyor. 
MaÅ‹a erse emdi bu kadÄŸu sakınç, sakınç kılma kılğıl sen emdi sevinçBu kaygı ve endiÅŸe benim için ise, hiç endiÅŸe etme; bilâkis, müsterih ol. 
TörütülmiÅŸ erdiÅ‹ törügli ölür, törügli ölür ol törütgen kalurSen yaratılmış idin, her yaratılan ölür; yaratılan ölür, ama yaratan kalır. 
Atam erdiÅ‹ artuk bağırsak akı, seniÅ‹de bağırsak törütgen takıSen benim için çok merhametli ve cömert bir baba idin; fakat yaratan senden daha merhametlidir. 
Seni ol törütti saÅ‹a berdi kut, maÅ‹a bermegeymü munu sözke bütSeni o yarattı, o sana saadet verdi; bana da vermeyecekmi; buna iman et. 
Uçuzka ağırlık anıŋdın tegir, kiçigke uluÄŸluk ol ıdsa kelirDeÄŸersize deÄŸer ondan gelir; küçük büyüklüğü onun ihsanı ile bulur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zeyür körse öglüg sözi, bu öglüg sözi ol kör ögsüz köziDikkat edersen, akıllı insanın buna uygun bir sözü vardır; akıllı insanın sözü akılsız için gözdür. 
Aziz ol aziz kim azizlarka iz, anıŋdın tegir iz aziz emdi kızGerçek aziz o azizdir ki,.azizlere izzet ondan gelir; izzet ve aziz ÅŸimdi nâdirdir. 
Uçuzka ağır ol kiçigke uluÄŸ, yavuzka yöleki bedükke edizDeÄŸersize kıymet, küçüğe büyüklük, büyüğe yükseklik ve ikbâl veren odur; kötüler ona sığınırlar. 
EÅŸitti kör ay toldı oÄŸlı sözin, kötürdi elig kökke tikti közinAy-Toldı oÄŸlunun sözlerini dinledi; elini kaldırdı, gözünü göğe dikti. 
Bayatka şükür kıldı artuk üküş, bayat bermiÅŸiÅ‹e oÄŸulka ukuÅŸOÄŸluna akıl verdiÄŸi için, Tanrıya çok-çok şükür etti. 
Aytoldı cevabı ÖğdülmiÅŸkeAY-TOLDI’NIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Ayur oÄŸluma boldı köŋlüm bütün, bayat fazlı birle tirilgil kutunAy-Toldı dedi: —Ey oÄŸlum, ÅŸimdi içim rahat etti; Tanrının fazlı ve keremi ile, saadet içinde yaÅŸa. 
Çın aymış ukuÅŸluÄŸ körü bar bu söz, anıŋ manisi bil yiti kıl bu közAkıllı bir insan, dikkat edersen, ÅŸu sözü çok doÄŸru söylemiÅŸ; onun mânasını bil ve iyice dikkat et. 
Bayat kimke berse ukuÅŸ ög bilig, kamuÄŸ ârzûlarka yetildi eligTanrı kime akıl, anlayış ve bilgi verirse, o bütün arzularına nail olur. 
KimiÅ‹ kılkı edgü kılınçı oÅ‹ay, tilek buldı barça yaruttı kün ayKimin tavrı iyi ve hareketi uslu-baÅŸlı olursa, o bütün dileklerine kavuÅŸur, güneÅŸi ve ayı parlak olur. 
KamuÄŸ edgüke mün bu edgü kılınç, kılınç edgü bolsa bolur miÅ‹ sevinçBu iyi davranış bütün iyilikler için bir sermâyedir; hareketi iyi olursa, insan bin türlü sevince kavuÅŸur. 
Bu ay toldı elgin kötürdi yana, bayatığ üküş ögdi kıldı senâAy-Toldı tekrar elini kaldırdı, Tanrıya çok hamd ve sena etti. 
Ayur ay idim sen törüttüŋ tözüg, yemi birle igdür sen sansız özüŋ-Ey rabbim, sen her ÅŸeyi yarattın; sayısız mahlûkların rızkını ihsan edersin — dedi — 
Törüttüŋ meni sen kötürdüŋ kutun, yazukluÄŸ kuluÅ‹ men tapuÄŸsuz otunBeni yarattın ve saadet içinde yükselttin; ben senin kusurlu, günahkâr ve âsî bir kulunum. 
İdi edgü tuttuÅ‹ bu üdke tegi, kamuÄŸ ârzû berdiÅ‹ bu dünyâ yegiBu zamana kadar sen bana çok lütuf ve ihsanda bulundun; bütün arzularımı yerine getirdin, dünyanın en iyi nimetlerini bana verdin. 
Tüzü ârzû nimet tükel men yedim, sevinçlig men sendin ay edgü idimBütün arzu ve nimetlere tamamen nâil oldum; ey iyi rabbim, sen beni her bakımdan sevindirdin. 
MaÅ‹a tegdi hükmüŋ barurmen munu, bir ök oÄŸlum erdi kodurmen unuHükmün bugün bana ulaÅŸtı, iÅŸte gidiyorum; bir tek oÄŸlum vardı, onu da ÅŸimdi bırakıyorum. 
Ata erdim emdi ölür bu ata, idim sen tirig sen aÅ‹ar bir kut aBaba idim, ÅŸimdi bu baba ölüyor; ey rabbim, sen dirisin, ona saadet ver. 
Erejke yakın tut yırak tut belâ, ikigün ajunda munı sen yul aOnu refaha yakın ve belâdan uzak tut; her iki dünyada onun yardımcısı ol. 
İsizdin küdezgil ula edgüke, muÅ‹adturmağıl sen yegü kedgükeKötülükten koru, iyiliÄŸe ulaÅŸtır; onu yiyecek ve giyeceÄŸe muhtaç etme. 
Köŋüldin berü kıldı edgü duâ, ay edgü duâ sen belânı yığaGönülden gelen iyi dualar etti; ey iyi duâ, sen bütün belâları defet. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk kiÅŸi, sakınuk kiÅŸi ol kiÅŸiler başıDinle, takva sahibi ne der; takva sahibi olan kimse insanların başıdır. 
Bayat kimke kılsa inâyet basut, ikigü ajunda bu er buldı kutTanrı kime inayet ve yardım ederse, o kimse her iki dünyada mes’ûd olur. 
Kayu kulka bolsa bayattın yölek, bu buldı ikigün ajunda tilekTanrı hangi kula muzaheret ederse, o her iki dünyada dileÄŸine kavuÅŸur. 
Bayat fazlı bolsa kim erse öze, kamuÄŸ ârzû nimetke tegdi tüzeTanrının fazlı kimin üzerine olursa, o bütün arzu ve nimetlere eriÅŸir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı öglüg kiÅŸi, kim öglüg sözi tutsa itlür iÅŸiAkıllı insan buna uygun bir söz söylemiÅŸtir; kim akıllı insanın sözünü tutarsa, iÅŸi iyi gider. 
Küdezildi kimni küdezse idi, tilek buldı nimet talusın yediTanrı kimi gözetirse, o gözetilir, dileÄŸini bulur ve nimetin iyisine nâil olur. 
Kayu kul bayatka ınansa turup, belâ kadÄŸu kapğın öziÅ‹e tudıHangi kul Tanrıya inanırsa, kendisine belâ ve kaygı kapılarını kapamış olur. 
Yana aydı ay toldı uk ay oÄŸul, ölümüg unıtma öyü tur odulAy-Toldı devam etti ve:— Ey oÄŸul, anla— dedi— ölümü unutma, onu dâima düşün ve uyanık bulun. 
İnanma tiriglikke yil teg keçer, usanma bu dünyâdın öz terk köçerHayata inanma, yel gibi geçer; gafil olma, bu dünyadan çabuk göçersin. 
Bayatka tutuzdum seni men katığ, tilese küdezgey yitürgey tatığBen seni tamamiyle Tanrıya emânet ettim; o dilerse, gözetir ve nimetini tattırır. 
Munu adrılurmen seniÅ‹din bu kün, ökünçün sığıt birle yığlap ögünBu düşünceler içinde peÅŸimanlıkla aÄŸlayıp-sızlayarak, iÅŸte bugün senden ayrılıyorum. 
MeniÅ‹de kedin sen negü kılÄŸuŋı, ayayın eÅŸitgil ukulmış teÅ‹iBenden sonra ne yapacağını sana anlatabildiÄŸim kadar söyleyeyim, dinle. 
Aytoldı OÄŸlı ÖğdülmiÅŸke ÖtlemiÅŸin AyurAy-Toldı’nın OÄŸlu ÖğdülmiÅŸ’e Öğüt VerdiÄŸini Söyler 
Köŋül til köni tut bayatka tapın, usanma yarınlık iÅŸiÅ‹ni itinGönlünü ve dilini doÄŸru tut, Tanrı’ya kulluk et; gafil olma, yarınki iÅŸini ÅŸimdiden düzene koy. 
KamuÄŸ edgü isiz bayat hükmi bil, bayatka ınanğıl anıŋ tapğı kılHer türlü iyiliÄŸi ve kötülüğü Tanrı hükmü bil; Tanrıya inan ve ona kulluk et. 
Negü kim kerekiÅ‹ anıŋdın tile, anıŋda adın yok saÅ‹a küç bileNeye ihtiyacın varsa, ondan dile; bil ki sana yardım edecek ondan baÅŸka bir kuvvet yoktur. 
Ağır tut negü erse yarlığların, ağır kılÄŸa teÅ‹ri bu kün hem yarınOnun bütün emirlerine itaat et, Tanrı seni bugün de yarın da aziz eder. 
Yorıkıŋ köni tut yaŋılma özüŋ, köŋül til kiçig tut bedütme sözügTavır ve hareketin doÄŸru olsun, doÄŸru yoldan sapma, alçak gönüllü ol, tevazu ile söz söyle, büyük söz söyleme. 
Tirildim bir ança barırmen sakın, negü kıldı dünyâ maÅ‹a kör bakınBen bu dünyada bir müddet yaÅŸadım, ÅŸimdi gidiyorum; düşün, iyice bak, dünya bana ne yaptı, gör. 
Özüŋ otka atma bu dünyâ üçün, kiÅŸi neÅ‹in alma küçeme küçünBu dünya için kendini ateÅŸe atma; baÅŸkasının malını alma, kimseye zulüm etme. 
Tire bildi bu öz yeyü bilmedi, künüm keçti öknüp asığ kılmadıBen toplamasını bildim, fakat yemesini bilemedim; günüm geçti, son peÅŸimanlık da fayda etmedi. 
SaÅ‹a kaldı mâlım maÅ‹a boldı yük, erej birle yep yat sevinç birle bök /şük/Malım sana kaldı, bana ancak yük oldu; huzur içinde yemekte devam et, güle-güle kullan. 
Tuta bilse tap bu tirilmiÅŸ neÅ‹iÅ‹, ikigün ajunda kızartÄŸay eÅ‹iÅ‹Bu toplanmış olan mal, tutmasını bilirsen, sana kâfidir; her iki dünyada yüzünü güldürür. 
Tuta bilmese sen adın munça neÅ‹, saÅ‹a yetmegey kör sarığ kılÄŸa eÅ‹Tutmasını bilmezsen, bir bu kadar mal daha olsa, sana yetmez; görürsün, yüzünü sarartır. 
Köni bol bütünlük bile tut kılınç, könilik içindeturur bu sevinçDoÄŸru ol, dürüst hareket et; doÄŸruluk insanı mes’ûd eder. 
Negü ter eÅŸit bu köni kılklığ er, bu iki ajunuÄŸ köni kılklığ yerHareketi doÄŸru olan insan ne der, dinle; doÄŸru insan her iki dünyayı kazanır. 
Erejlig tilese kiÅŸi öz künin, könilik içinde tilegü eminînsan gününün .mes’ûd geçmesini isterse, bunun çâresini doÄŸrulukta aramalıdır. 
Özüŋ bay bolayın tese belgülüg, könilikte buldı bu baylar ülügSen muhakkak zengin olmak istersen, bil ki, asıl zenginler kısmeti doÄŸrulukta bulmuÅŸlardır. 
Bedüklük tilese bodunka uluÄŸ, ödürke açuk tut könilik yoluÄŸBüyük ve halka baÅŸ olmak istersen, doÄŸru yoldan ÅŸaÅŸma. 
OÅ‹ay bolsa yalÅ‹uk kılınçı köni, ikigün ajunda yaruyur küniînsan uslu-baÅŸlı, tavrı ve hareketi doÄŸru olursa, her iki dünyada güneÅŸi parlar. 
Yana aydı ay toldı oÄŸlum eÅŸit, özüŋ edgü birle tamudın köşitAy-Toldı devamla:— OÄŸlum, dinle; cehennem azabına karşı iyiliÄŸi kendine siper edin — dedi — 
KamuÄŸ edgülük kıl isizdin yıra, kamuÄŸ edgü kelgey sen oldur tur aDâima iyilik yap, kötülükten uzak dur; ister otur-ister kalk, bundan sana hep iyilik gelir. 
İsiz iÅŸke yakma saÅ‹a kılÄŸa kor, isizlik yılan ol seni tikge körKötü arkadaÅŸa yaklaÅŸma, sana zarar getirir; kötülük yılandır, dikkat et, seni sokar. 
İki yüzlüg erke sözüg sözleme, yadılÄŸay sözüg sır açılÄŸay yemeİki yüzlü adama sır verme; sözün yayılır, sırrın ortaya çıkar. 
EviÅ‹ke yaÄŸutma uÅŸakçı kiÅŸig, bütün ilke yadÄŸay körüp bilmiÅŸigDedi-kodu yapanları evine yaklaÅŸtırma, görüp-öğrendiklerini bütün halka yayarlar. 
Sınamış bütülmiÅŸ kiÅŸig tut katığ, saÅ‹a teggey andın tümen miÅ‹ tatığTecrübe edilmiÅŸ ve güvenilir insana iyice yapış; böyle insandan sen zevk duyarsın. 
Sözüg barça tıŋla yeme bütme terk, köŋül sırrı açma katığ kizle berkHer sözü dinle, fakat hemen inanma; gönül sırrını açma, onu sımsıkı sakla. 
KiÅŸig tepsemegil yeme içme soÅ‹, bu iki kılınçlığ bulur tutçı muÅ‹BaÅŸkasını kıskanma, çok fazla yiyip-içme; bu iki iÅŸi yapan insanın başı derdden kurtulmaz. 
TiÅŸig boÅŸlaÄŸ ıdma yapa tut kapuÄŸ, tiÅŸidin tegir erke teÅ‹siz kamuÄŸKadını başı-boÅŸ bırakma, kapıyı kapalı tut; insana her türlü uygunsuzluk kadından gelir. 
Yatığ evke ıdma çıkarma tiÅŸig, katılmazda aÅŸnu sınağıl kiÅŸigYabancıyı eve sokma, kadım çıkarma; içli-dışlı olmadan önce, insanı tecrübe et. 
Kılınç edgü tut neÅ‹ke kadÄŸurmağıl, kılınç edgü bolsa kelir neÅ‹ tegilİyi hareket et, mal için kaygılanma; iyi hareket edersen, mal kendiliÄŸinden gelir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu sözni eÅŸit, bu söz iÅŸke tutğıl özüŋke iÅŸ etÅžimdi buna uygun ÅŸu sözü dinle; onu dâima aklında tut ve ona göre hareket et. 
Nerek neÅ‹ kiÅŸike kerek edgü yaÅ‹, kerek bolsa bulÄŸay kamuÄŸ edgü neŋİnsana mal neye lâzım, lâzım olan iyi huydur; böyle olan insan, gerekirse, bütün iyi ÅŸeyleri elde eder. 
İsizke negülük kerek neÅ‹ tavar, neçe kirse bolÄŸay çığay birle teÅ‹Mal ve servet kötünün ne iÅŸine yarar; ne kadar mal elde ederse-etsin, o fakir ile birdir. 
Uvutsuz kiÅŸidin yırak tur teze, meniÅ‹din miÅ‹ alkış uvutluÄŸ özeHayasız adamdan kaç, uzak dur; haya sahibine benden binlerce selâm. 
KamuÄŸ iÅŸte ivme serin öz buka, serimlig kiÅŸiler tegir ârzûkaHiç bir iÅŸte acele etme, sabırlı ol, kendini tut; sabırlı insanlar arzularına eriÅŸirler. 
Kayu iÅŸte bolsa yorık utru tut, yorık utru tutsa saÅ‹a örge kutHangi iÅŸ olursa-olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her iÅŸte tatlı dil kullanırsan, saadet sana baÄŸlanır. 
TiliÅ‹ni küdezgil közüŋni küdez, boÄŸuzuÅ‹ küdezgil halâl yegil azDilini ve gözünü gözet, boÄŸazına dikkat et; az ye, fakat halâl ye. 
Bodun munka bolsa yırak tur seçe, kara bulÄŸakıŋa katılma kaç aHalk serkeÅŸlik ederse, ondan uzak dur; avamın kargaÅŸalığına karışma, ondan kaç. 
TiliÅ‹de yorımasu begler sözi, meger edgülükte adın ay kozıEy kuzum, iyilikten baÅŸka bir maksatla, ancak beylerin kullanabileceÄŸi sözleri aÄŸzına alma. 
KiÅŸi yası kolma özüŋ kılma yas, neçe edgülük kıl havâ ârzû basBaÅŸkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi hava ve hevesine hâkim ol. 
Kayu iÅŸke kirse çıkışıŋnı kör, çıkış körmese iÅŸ bolur erke korHangi iÅŸe girersen, önce sonunu düşün; sonu düşünülmeyen iÅŸler insana zarar getirir. 
Kalı kelse övkeÅ‹ katığlan serin, serimlig kiÅŸiniÅ‹ sevinçi yarınEÄŸer öfkelenirsen, kendini tut, sabırlı ol; sabırlı insan sonunda sevince kavuÅŸur. 
Negü ter eÅŸitgil seriÅ‹en kiÅŸi, serinse iter er buzulmış iÅŸiSabreden insan ne der, dinle; insan sabrederse, bozulmuÅŸ olan iÅŸler düzelir. 
Serinse kiÅŸi öz tilekin tapar, serip turdaçı er ürüŋ kuÅŸ tutarİnsan sabrederse, dileÄŸine kavuÅŸur; sabredip-bekleyen avcı ak-kuÅŸ tutar. 
Kalı tegse emgek ya kadÄŸu sakınç, serinse kelir ötrü kayra sevinçEÄŸer zahmet, kaygı veya endiÅŸeye düşen kimse sabrederse, kaybettiÄŸi huzuru tekrar elde eder. 
ApaÅ‹ irse devlet yapulsa kapuÄŸ, serinse yana iÅŸi itlür kamuÄŸEÄŸer devlet gider ve kapısı kapanırsa, insan sabfetmeli; onun bütün iÅŸleri tekrar yoluna girer. 
Seringil serinmek eren kılkı ol, serinse bulur er mesel kökke yolSabırlı ol, sabretmek er kiÅŸi iÅŸidir; insan sabrederse, göğe bile yol bulur. 
Ölümüg unıtma anuk tur sakın, özüŋni unıtma tüp üŋke bakınÖlümü unutma, dâima hazır ol, onu hiç bir zaman hatırından çıkarma; kendini unutma, aslını dâima göz önünde tut. 
Kalınka katılsa sen bekle sözüg, kiÅŸiler evinde küdezgil közüŋToplantılarda bulunursan, ihtiyatla söz söyle; baÅŸkalarının evinde gözüne dikkat et. 
KiriÅŸke körü sen çıkış kıl neÅ‹iÅ‹, sözüg sözlemegil meger öz teÅ‹iÅ‹Giderini gelirine göre ayarla; ancak sana yakışacak sözleri sarfet. 
TiliÅ‹de çıkarma bu yalÄŸan sözüg, bu yalÄŸan sözün er uçuzlar özüŋAÄŸzından yalan söz çıkarma; yalan söz ile insan kendi itibârını düşürür. 
KadaÅŸ yak yaÄŸukka yakınlık ula, uluÄŸka kiçigke sevüg bol küleKardeÅŸ ve akrabaya yakınlık göster; güler yüzle büyüğün ve küçüğün gönlünü al. 
Tuz etmekni keÅ‹ tut kiÅŸike yetür, kiÅŸi aybı körse sen açma yetürTuzu, ekmeÄŸi bol tut, baÅŸkalarına ikram et; bir kimsenin aybını görürsen, açma, üstünü ört. 
TapuÄŸka erig bol bayatka tapın, yazuktın yırak tur özüŋni sakınİbâdette gayretli ol, Tanrıya kulluk et; günahtan uzak dur, kendini koru. 
Bolu berse devlet küvezlenmegil, usa edgülük kıl isiz kılmağılSaadete kavuÅŸursan, kibirlenme; kötülük etme, elinden geldiÄŸi kadar iyilik yap. 
Avınma bu dünyâka erter barır, ınanma bu devletka terkin karırBu dünya ile oyalanma, geçer, gider; bu devlete inanma, çabuk ihtiyarlar. 
Tayanma tiriglikke tüş teg keçer, küvenme kıvı kutka kuÅŸ teg uçarHayata bel baÄŸlama, rüya gibi geçer; boÅŸ saadete güvenme, kuÅŸ gibi uçar. 
Tiriglik yava kılma edgü kılın, keçer kün içinde kerekiÅ‹ alınHayatı boÅŸuna geçirme, iyilik yap; geçip-gidenlerden ibret al. 
Bor içme fesâdka katılma yıra, zinâ kılma fâsık atanma karaÅžarap içme, fesada karışma, uzak dur; zina yapma, fisk ve fücur ile kara yüzlü olma. 
Bu iki kılıktın ıduk kut kaçar, ol erke çığaylık yolını açarBu iki hareketten mübarek saadet kaçar, bunlar insana fakirlik yolunu açar. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış kiÅŸi, sınamış kiÅŸiler bilir iÅŸ başıTecrübeli kimse ne der, dinle; tecrübeli insanlar iÅŸin aslını bilirler. 
Bor içme zinâka katılma hader, bu iki çığaylık tonını kederÅžarap içme, zina etme, kendini koru; ikisi de insana yoksulluk elbisesini giydirir. 
Bu bordın kopar miÅ‹ yazukka yürek, zinâdın kaçar kut yüzüŋke sudariçki insanın bin türlü günâha teÅŸvik eder; saadet zinadan kaçar ve zânînin yüzüne tükürür. 
Sözin kesti ay toldı aydı oÄŸul, unıtma saÅ‹a söz kereki bu olAy-Toldı şöyle diyerek, sözünü kesti:— OÄŸlum, unutma, sana lâzım olan sözler bunlardır. 
Tükel sözledim men muÅ‹a bütse sen, sevinç eksümegey sözüm tutsa senHer ÅŸeyi söyledim; buna inanır ve sözümü tutarsan, dâima mes’ûd olursun. 
SaÅ‹a sözledim söz kumaru atı, unıtma bu sözler köŋülke bitiSana söylediÄŸim sözün adı vasiyettir;’bu sözleri unutma, gönlüne yaz. 
Aytoldı KüntoÄŸdı İligke Kumaru Bitig BitimliÅŸin AyurAy-Toldı’nın Hükümdar Kün-ToÄŸdı’ya Vaslyet-Nâme Yazdığını Söyler 
Bitigü bile koldı kâğıd tetig, bayat atı birle bitidi bitigBu zeki insan kağıt-kalem istedi; Tanrı adı ile baÅŸlayarak, bir yazı yazdı. 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladı, törütgen igidgen keçürgen idiSözüne Tanrı adı ile baÅŸladı:—Yaratan, yetiÅŸtiren ve göçüren Tanrı — dedi — 
Törütti tümen miÅ‹ bu sansız tirig, tirilgü berür kodmaz açın birigBu yüz binlerce, sayısız mahlûku o yarattı; hepsine rızık verir ve hiç birini aç bırakmaz. 
Yorıtur kamuÄŸka tilemiÅŸ tilek, kerek bolmaz anda kör arka yölekO her ÅŸeye ve her kese hükmünü geçirir; hiç bir desteÄŸe ve yardımcıya muhtaç deÄŸildir. 
Tilese törütür bolur kolmışı, tilep boldı barça anıŋ kılmışıDilerse, yaratır ve her istediÄŸi olur; yaptıkları hep onun isteÄŸi ile vücûda gelmiÅŸtir. 
Ölümke törütti bu sansız konum, tirig barça ölgü aÅ‹ar yok ölümBu sayısız mahlûkları ölüm için yarattı; diri olan her ÅŸey ölecektir; yalnız kendisi için ölüm yoktur. 
Sevüg savçıkamiÅ‹ meniÅ‹din selâm, tegürsün bayatım kesüksüz ulamTanrı benden sevgili Peygambere, devamlı olarak, binlerce selâm eriÅŸtirsin. 
Tüzü eÅŸleriÅ‹e yeme ök adın, tegürsün selâmım idim kesmedinDiÄŸer bütün ashabına da rabbim sonsuz selâmlarımı ulaÅŸtırsın. 
Uzun keç yaÅŸağıl ay elig kutı, üküş el aÅŸağıl bu beglik atıEy devletli hükümdar, çok uzun yaÅŸa; bu saltanat ile çok illere hüküm et. 
Atım erdi ay toldı kılkım tolu, erildi toluluk tüker öz ölüAdım Ay-Toldı, tavır ve hareketim dolun ay ÅŸeklinde idi; bu dolunluk eksildi, varlığım ölümle bitiyor. 
Ölüm tutÄŸakı keldi tuttı katığ, kutulÄŸu yerim yok kiterdi tatığölüm meleÄŸi geldi ve beni sım-sıkı baÄŸladı; kurtulacak yerim yok, hayatın tadı kalmadı. 
Meni edgü tuttuÅ‹ açındıŋ üküş, saÅ‹a tapnumadın barır bu öz uÅŸBana iyilik ettin ve çok ihsanda bulundun; ben ise, sana karşı vazifemi ifâ edemeden gidiyorum. 
Bu edgü yanutı kumaru bitig, bitip kodtum emdi saÅ‹a ay tetigBu iyiliÄŸin karşılığı olarak, ey zeki insan, ÅŸimdi sana vasiyetname yazıp bırakıyorum. 
Bu dünyâ iÅŸiÅ‹e iÅŸ erdim bile, iÅŸiÅ‹ni yorıttım könilik bileSenin bu dünya iÅŸlerinde ben sana arkadaÅŸ idim; iÅŸlerini doÄŸrulukla yerine getirmeÄŸe çalıştım. 
Munu emdi artuk bağırsaklıkın, bitip kodtum öt sav kumaru okıniÅŸte ÅŸimdi, büyük bir baÄŸlılıkla, sana vasiyetim olan öğütlerimi yazıp bıraktım, oku. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak kiÅŸi, bağırsaklık ol kör kiÅŸilik başıiçten baÄŸlı olan samimî insan ne der, dinle; insanlığın başı bu samimiyettir. 
Bağırsak kiÅŸiniÅ‹ sözi tut savı, bu söz sav saÅ‹a bolÄŸa devlet avıSamimî insanın sözünü ve öğüdünü tut; bu söz ve öğüt sana bir devlet ağı olsun. 
Bağırsak kiÅŸi ol kiÅŸide çını, bağırsak sözi tut bedütgey seniinsanların hakikîsi sadakatli insandır; sadakatli insanın sözünü tut, o seni büyütür. 
Ay ilig munu men bağırsak saÅ‹a, sözüm iÅŸke tutğıl ay ersig toÅ‹aEy hükümdar, iÅŸte ben sana sadâkatle baÄŸlı insanım; sözüme göre hareket et, ey merd insan. 
Ölüm utru keldi ökündi özüm, asığ kılmadı bu ökünçüm sözümÖlüm karşıma çıktı, ben peÅŸiman oldum; fakat bu sözlerim ve peÅŸimanlığım bir fayda vermedi. 
Kerek boldı emdi bu kılmış tapuÄŸ, ökünç boldı kılmış isizlik kamuÄŸÅžimdi bana edâ edilmiÅŸ ibâdetler lâzım oldu; yapılmış kötülüklerin hepsi ancak peÅŸimanlık getirir. 
Yatu kaldı termiÅŸ bu altun kümüş, maÅ‹a tegdi sakış anıŋdın ülüşToplanmış olan altın-gümüşüm olduÄŸu’gibi kaldı; onlardan benim hisseme ancak hesap vermek düştü. 
Ulırmen ökünüp asığ yok ökünç, idim rahmetinde adın yok umunçPeÅŸimanlık içinde feryâd ediyorum, fakat peÅŸimanlık fayda vermiyor; rabbin rahmetinden baÅŸka bir ümidim kalmadı. 
Bu kün men barırmen munu erksizin, yarın sen kelir sen udu ÅŸeksizinİşte bugün ben, elimde olmadan, ölüp gidiyorum; yarın sen de, şüphesiz, arkamdan geleceksin. 
Ölüm tutmaz erken odun ay ilig, iÅŸiÅ‹ni itiÅ‹il yetürgil biligEy hükümdar, ölüm henüz yaklaÅŸmadan, uyan; bilgini kullan, iÅŸini tanzim et. 
Belâ küç yerinde sen edgü kılın, bodunuÄŸ sevindürgil elgin tilinSen halkı belâdan-zulümden koru, iyilik yap; elinle ve dilinle onu sevindir. 
Esenlik üdinde sen edgü yetür, tavar neÅ‹ barında üle hem yetürSaÄŸlığında her ÅŸeyi iyilikle karşıla; malın ve servetin varken, onları dağıt ve yedir. 
Negü ter eÅŸitgil köni sözlüg er, kiçigde odunmış yiti közlüg erKüçüklüğünde uyanmış, keskin gözlü ve doÄŸru sözlü insan ne der, dinle. 
Ölüm kelmez erken ölümke itin, tiriglik üdinde tapuÄŸ kıl tapınÖlüm gelmeden, sen ölüme hazırlan; hayatta iken, Tanrının emirlerini yerine getir; ibâdette kusur etme. 
Ölüm kelse tutsa ökünç asğı yok, neçe me ulısa kara yer katınÖlüm gelip-çatınca, peÅŸimanlık fayda etmez; kara toprak altında istediÄŸin kadar feryat er. 
Ay ilig katılan meniÅ‹de kedin, yava kılma üd kün tapuÄŸda adınEy hükümdar gayret et, benden sonra ömrünü boÅŸuna harcama; ibâdetle meÅŸgul ol. 
Seni armasun dünyâ devlet bile, kamuÄŸ iÅŸ içinde könilik tileBu dünya ve devlet seni aldatmasın, bütün iÅŸlerde dâima doÄŸruluÄŸu göz önünde bulundur. 
Törü tüz yorıtğıl bodunka köni, künüŋ edgü bolÄŸay könilik küniHalka kanunu doÄŸru ve dürüst tatbik et ki, kıyamet gününde bahtiyar olasın. 
Özüŋ otka atma bu dünyâ üçün, havâ boynı biçgil et özke öçünBu dünya için kendini ateÅŸe atma; vücûddan öcünü al, nefsin boynunu kopar. 
Bu dünyâ begi sen aÅ‹a bolma kul, seni kodmaz erken anı kodÄŸu tulSen bu dünyanın beyisin, ona kul olma; o seni bırakmadan, sen onu dul bırak. 
Küvezlenme artuk kötürme köŋül, ınanç kılÄŸu ermez bu dünyâ tüŋülFazla kibir ve gurura kapılma; bu dünyaya güven olmaz, sen ondan vaz geç. 
Yakın tut özüŋke kiÅŸi edgüsi, isizdin yırak tur tokığay yasıîyi insanları kendine yakın tut; kötülerden uzak dur; zararları dokunur. 
KiÅŸi sukıŋa bermegil sen iÅŸiÅ‹, vefâsız kiÅŸike yitürme aşıŋîşini insanların harisine tevdi etme, yemeÄŸini nankör insanlara yedirme. 
TapuÄŸka erig bol yazukta tıdın, saÅ‹a teggü ermez tapuÄŸda adınİbâdette gayretli ol, günahtan sakın; sana âhirette ancak ibâdetin faydası dokunur. 
Ölümüg unıtma aÅ‹ar yok tolum, busuÄŸdın çıkar teg çıkar bu ölümÖlümü unutma, ona karşı hiç bir silâh yoktur; ölüm, pusudan çıkar gibi, bir gün karşına çıkar. 
Neçe kaçsa âhır ölüm tutÄŸusı, neçe kalsa âhır ölüm yetgüsiNe kadar kaçarsan-kaç, ölüm nihayet seni yakalayacaktır; ne kadar kalırsan-kal, nihayet ölüm seni alıp-götürecektir. 
Ölümke usanma köŋül tut tirig, neçe keç tirilse töşeŋü yerigÖlüme gafil avlanma, gönlünü diri tut; ne kadar çok yaÅŸarsan-yaÅŸa, bir gün topraÄŸa gireceksin. 
Kanı kim kutuldı ölümdin kaçıp, kanı kim aÅŸundı üdindin keçipHani, kim ölümden kaçıp kurtulmuÅŸtur; hani, kim ecelini geciktirmiÅŸ ve vaktini aÅŸmıştır. 
İdi yakşı sözler bilig yaÅ‹zatu, bu üd kün tirigliklerig meÅ‹zetüÂlim bu zamanı ve hayatı, bir yakıştırma ile, çok güzel anlatmıştır. 
Apa oÄŸlanı körse arkış sanı, örüg turÄŸu bolmaz örügler kanıinsan oÄŸlu, bakarsan, bir kervana benzer, konak yerinde devamlı kalınmaz, menziller nerede? 
Ata arkasmdın tuÄŸulsa oÄŸul, ana karnı menzil kaç aylık amulÇocuk babasının sulbünden çıktıktan sonra, ana karnı onun için, bir kaç aylık istirahat menzilidir. 
Anasında tuÄŸsa atansa atı, musâfir bolup mindi üdlek atıAnasından doÄŸup, adı verilince yolcu olarak, zamane atına biner. 
Küni bir maŋım ol tüni bir maŋım, iletür ölümke kurıtur eÅ‹imGündüzü bir adım, gecesi bir adım; bu at onu ölüme götürür ve benzini soldurur. 
Ajun bir tüşün ol gûrüŋ bir tüşün, bu tüş tün kopursa tüş tün ol ajunBu dünya—bir konak, mezarın—ikinci bir konaktır; bundan sonraki ilk konak — öteki dünyadır. 
Küder ol ajunda saÅ‹a iki yol, bu iki yoluÅ‹da kayu erki yolO dünyada seni iki yol bekler; bu iki yoldan, acabl, hangisi sana nasip olacaktır. 
YoluÅ‹ oŋça kelse itildi iÅŸiÅ‹, kalı solça kelse ulıp çal başıŋYolun saÄŸa doÄŸru ise, iÅŸin yolundadır; eÄŸer sola doÄŸru ise, inleyerek, başını yerden-yere çal. 
TarığlaÄŸ erür dünyâ ilig kutı, tarısa orar er tirilgü otıEy devletli hükümdar, dünya bir tarladır; insan bu tarlayı ekerse, hayat ekinini biçer. 
Negü ekse yerke yana ol önür, negü berse evre anı ok alurYere ne ekilirse, yine o biter; ne verilirse, karşılığında aynı ÅŸey alınır. 
KiÅŸi neÅ‹i alma yeme tökme kan, bu iki yazukka ulır çıksa cânBaÅŸkasının malını alma ve kan dökme; ölüm döşeÄŸinde insan bu iki günah yüzünden inler. 
Bu tüş teg tiriglik keçer belgüsüz, kerek beg kerek kul barır kelgüsüzBu rüyaya benzeyen hayat, farkına varılmadan geçer; gerek bey, gerek kul, bir daha gelmemek üzere gider. 
Kanı tüş sanı boldı keçmiÅŸ künüŋ, ökünçte adın yok bu kalmış künüŋHani, geçen günlerin, rüya gibi oldu; kalan günlerinde de peÅŸimanlıktan baÅŸka bir ÅŸey yoktur. 
Negü ter eÅŸitgil odunmış kiÅŸi, odunmış ta kedin ökünmiÅŸ kiÅŸiUyanmış ve uyandıktan sonra peÅŸiman olmuÅŸ insan ne der, dinle. 
Tüşüŋ teg keçürdüŋ tiriglik oduÄŸ, kanı asğı körkit maÅ‹a bir boduÄŸUyanık olduÄŸun hâlde, hayatını rüya gibi geçirdin; faydası hani bana bundan bir iz göster. 
Künüŋni keçürdüŋ tilek ârzûka, tiriglik tükedi ökünç ol yoduÄŸHeves ve arzuların için ömrünü harcadın, hayat tükendi; elde ettiÄŸin sâdece peÅŸimanlıktır. 
Usanma tiriglikke artuk sakın, tiriglik ölümke idi ök yakınHayatta pek gafil davranma, dikkat et; hayat ölümle çok yakındır. 
Saran bolma ilig akı bol akı, kalır meŋü ölmez akılık atıEy hükümdar, hasis olma, cömert ol, cömert; cömertliÄŸin adı ebedî kalır, ölmez. 
Er at sü bu neÅ‹ke küvenme üküş, asığ kılmaÄŸay sü bu altun kümüşAskere, orduya ve mala güvenme; ordu ve bu altın-gümüşün sana bir faydası olmayacaktır. 
YuluÄŸ kılma özni adınlar üçün, suyurka özüŋni küyürme küçünBaÅŸkaları için kendini feda etme; kendine acı da zorla ateÅŸe atma. 
Seninde ozakı ajun begleri, ajun kodtı bardı yatur kör gûriSenden önceki dünya beyleri de dünyayı bırakıp gittiler; iÅŸte mezarları, yatıyorlar. 
SaÅ‹a ma anunmışturur bu ölüm, üdiÅ‹e küder ay yarumış künümEy benim parlak güneÅŸim, bu ölüm senin için de hazırlanmıştır; ancak vaktim bekliyor. 
Negü ter eÅŸit dünyâ aybın bilip, saÅ‹a sözlegüçi ukuÅŸtın alıpDünyanın eksik ve kusurlu taraflarını bilen ve üzerinde düşünmüş olan insan sana ne der, dinle. 
Açığ suv teg ol kör bu dünyâ neÅ‹i, neçe içse kanmaz ölimez eÅ‹iBu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içerse-içsin, kanmaz; onun dili bile ıslanmaz. 
Kölike teg ol kör bu dünyâ toÅ‹a, ederse kaçar kaçsa yapçur saÅ‹aEy yiÄŸit, bu dünya bir gölge gibidir; onun peÅŸine düşersen, kaçar; sen kaçarsan, o sana koÅŸar. 
Sakığ ol körü barsa dünyâ iÅŸi, tutayın teyü sunsa yitrür kiÅŸiDikkat edersen, dünya iÅŸi bir seraptır; insan tutmak için elini uzattıkça, onu kaybeder. 
Ay ilig katığlan özüŋ edgü bol, begi edgü bolsa bodun edgü olEy hükümdar, gayret et, kendin iyi ol; beyi iyi olursa, halk da iyi olur. 
Bodun koy sanı ol begi koyçısı, bağırsak kerek koyka koy kütçisiHalk koyun gibidir; bey onun çobanıdır; çoban koyunlara karşı merhametli olmalıdır. 
KapuÄŸda tirildi kalın aç böri, ay ilig koyuÄŸ ked küdezip yorıKapıda bir çok aç kurt toplanmıştır; ey hükümdar, koyunları iyice muhafaza altına al. 
Buşı bolma iÅŸte sen övke yığın, buşı bolsa begler buzar beglikiniÅŸinde hiddetli olma, öfkene hâkim ol; beyler hiddetli olurlarsa, mülk ve saltanat haleldar olur. 
İrig sözlemegil kiÅŸike tilin, irig til ot ol kör küyer teg yalınİnsanlara kaba söz söyleme; kaba söz alev-alev yanan bir âteÅŸtir. 
Örüg bol amul bol tüzün bol silig, kamuÄŸ edgülükke tegürgil eligSakin, halîm-selîm ve yumuÅŸak huylu ol ve böylelikle bütün iyiliklere elini uzat. 
Yüz utruturur bu uzun yol sefer, ukuÅŸluÄŸ bu yolka azuk ked eterÖnünde uzun bir yol, bir sefer vardır; akıllı olan bu yol için azığını iyice hazırlar. 
Sarây karşı itme ay ilig kutı, anundı saÅ‹a ev kara yer katıEy devletli hükümdar, sen saray ve köşkler yaptırma; kara toprak altında senin evin hazırdır. 
Ediz keÅ‹ bedizlig sarâyıŋ kalıp, karaÅ‹ku yer evde yatur sen ulıpYüksek, geniÅŸ ve süslü sarayların burada kalacak, sen de inleyerek, karanlık toprak evde yatacaksın. 
Nerek kenç urur sen bu altun kümüş, saÅ‹a teggüsi ol iki böz ülüşNiçin bu altın-gümüşten hazîne topluyorsun; senin hissene düşecek ÅŸey iki parça bezden ibarettir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir tili, bu şâir sözi kör açar söz yolıŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; şâirin bu sözü, bak, söze yol açar. 
Osal yalÅ‹uk oÄŸlı üküş neÅ‹ tirer, yegüke tegirmü sakınmaz birerGafil insan-oÄŸlu çok mal toplar; kendisine yemek nasip olacakını, bunu düşünmez bile. 
Bayusa tileki bulunsa tükel, tüketür tiriglik uçup cân yırarZenginleÅŸip, bütün dileklerine kavuÅŸunca, ömrü de sona erer ve canı uçar gider, ondan uzaklaşır. 
Avınma erejke küvenme ay beg, avınçıŋ küvençiÅ‹ udığa ot tegEy hükümdar, avunma ve huzura güvenme; bu avunman ve güvenmen seni gaflet uykusuna düşürür. 
Tiriglik yava kılma dünyâ üçün, keçigliturur bolÄŸa emgek küçünDünya uÄŸrunda hayatı boÅŸuna harcama, dünya geçicidir; sonra sana zorla zahmet çektirirler. 
Ağı çuz töşenür özüŋ oÄŸlaÄŸu, kara yer töşeŋüturur ay bügüîpek sırma ile örtülen vücûdun kara topraÄŸa serilecektir, ey hakîm. 
Avınçu sevügler bile avnur öz, kara yer katında yaşıp yatÄŸu tüzSeni avutan zevklerinle avunan vücûdun kara toprak altında gizlenip, sırt-üstü yatacaktır. 
Yayılmaz yorığa keveldin tüşüp, edersiz yığaç miŋü muÅ‹luÄŸ bolupSarsmayan, rahvan küheylan attan inip, aciz içinde, eyersiz bir aÄŸaca bineceksin. 
Bularnı sakınğıl ölümke itin, ökünme yarın bu kara yer katınBunları düşün ve ölüme hazırlan; yarın bu kara yer altında peÅŸiman olma. 
KamuÄŸ iÅŸke tevfik bayattın tile, bayat birge ÅŸeksiz saÅ‹a küç bileHer iÅŸe Tanrıdan tevfik dile; bil ki, sana ancak Tanrı yardım edebilir. 
Negü kelse tapla kör edgü isiz, boyun bir kazâka köni tut ağıziyi veya kötü, ne gelirse, ona razı ol; kazaya boyun eÄŸ, aÄŸzım bozma. 
Özüŋ kolsa iki ajun begliki, bu beÅŸ iÅŸke yakma bu ol yeglikiEÄŸer her iki dünya beyliÄŸini istiyorsan, en iyisi budur, sen ÅŸu beÅŸ iÅŸe yaklaÅŸma. 
Harâmka katılma yeme kılma küç, kiÅŸi kanı tökme hasım kılma öçHarama karışma, zulüm etme, insan kanı dökme, düşmanlık besleme ve kin gütme. 
Bor içme fesâddın yırak tur tez e, bu kaç neÅ‹ yorır tutçı beglik buzaÅžarâp içme, fesattan uzak dur, ondan kaç; bunlar dâima mülke ve saltanata halel veren ÅŸeylerdir. 
Özüŋ meŋü beglik tilese tuçı, törü kıl bodundın kötürgil küçiEÄŸer devamlı ve ebedî beylik istiyorsan, adaletten ayrılma ve halk üzerinden zulmü kaldır. 
Bodunka başı sen ay ilig bu kün, bodunuÄŸ küdezgil oduÄŸ tur ögünEy hükümdar, sen bugün halkın başında bulunuyorsun; halkı gözet, aklın başında ve uyanık ol. 
UluÄŸ yük boyunka yüdürdi ilig, osal bolma saklan ay kılkı siligHükümdarların omuzlarına ağır yük yüklenmiÅŸtir; ey iyi huylu insan, ihmalkâr olma, tedbirli davran. 
Et öz ârzû sürgen havâka bulun, bulun bolma bolsa özüŋni yulunVücût arzusuna tâbi olan insan nefsinin esiridir; onun esiri olma, olursan da kendini kurtarmaÄŸa bak. 
KeçürmiÅŸ tiriglik tüpi boldı yel, bu kalmış tiriglik neçe berge elGeçirdiÄŸin hayat rüzgâr ve tipi gibi geçti; kalan hayatın daha ne kadar saltanat temin eder. 
Yava kılma emdi bu kalmış künüŋ, özüŋdin arıtğıl yazukuÅ‹ münüŋKalan ömrünü artık boÅŸuna geçirme; kendini günah ve kusurlardan temizle. 
Vefâ kılÄŸu ermez bu dünyâ bilin, keçer dünyâda öz azukuÅ‹ alınBil ki, dünya sana vefa edecek deÄŸildir; bu geçici dünyadan sana lâzım olan azığı al. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk kiÅŸi, sakınuk kiÅŸi ol ajunda başıTakva sahibi ne der, dinle; dünyada takva sahibi insanlar muvaffak olurlar. 
Bu ajun tüşün ol sen arkış sanı, tüşünde neçe bolÄŸa arkış küniBu dünya bir konaktır, sen kendini kervan say; bir kervan konakta ne kadar kalabilir. 
Sarây ol ajun kör bu kazÄŸanç yeri, negü bulsa munda naru ıd yorıDünya bir saraydır, bir kazanç yeridir; buradan oraya götürebileceÄŸin ne varsa, götür. 
Özüŋ köçgü mundın köçüŋ aÅŸnu ıd, kerekligni alğıl kereksizni tıdSen buradan göç edeceksin, göç yükünü önceden gönder; ancak lüzumlu olanları al, lüzumsuzları bırak. 
Munu men barurmen meni kör odun, katığlan özüŋke at edgü koduniÅŸte ben gidiyorum, bana bak ve ibret al; burada kendin için iyi bir ad bırakmaÄŸa gayret et. 
Negü ter eÅŸitgil ölügli tirig, ölürde berip bardı öt sav erigÖlmek üzere bulunan, intizar hâlinde öğüt ve nasihat vererek ölen insan ne der, dinle. 
Ölügli tirigke berür pend tilin, eÅŸitgil anı sen köŋülke alınÖlmekte olan insan yaÅŸayanlara nasihat eder, sen onu dinle ve gönlüne yerleÅŸtir. 
Ayur ay tirig sen usanma odun, usandım ökünçün yaturmen yılınO der ki : — Ey diri, sen gafil olma, uyan; ben gaflet ettim, ÅŸimdi yıllarca peÅŸimanlık içinde yatacağım. 
Ay ilig bu beglik uzun kolsa sen, kaç iÅŸ kıl kaç iÅŸ kod kılur erse senEy hükümdar, bu saltanatın uzun sürmesini istersen, ÅŸu bir kaç iÅŸi yap, ÅŸu bir kaç ÅŸeyi de bırak. 
Törü kıl katığlan yulup kılma küç, tapuÄŸ kıl bayatka anır kapğı kuçAdaletle iÅŸ gör, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Tanrıya kulluk et ve onun kapısına yüz sür. 
İkinçi osal bolma sak tur oduÄŸ, saÅ‹a tegmesün bir müfâca yoduÄŸikincisi — gafil olma, dikkatli ol, uyanık dur; sana baÅŸkasının yüzünden, ansızın, bir suç isnat edilmesin. 
İki üdte kılma kayu erse iÅŸ, havâ övke kelse serip kısÄŸu tiÅŸHeves ve öfke ânında hiç bir iÅŸ yapma; her iki hâlde de diÅŸini sık, sabret. 
Bu kaç neÅ‹ küdezgil küdezildi el, uzun turÄŸa beglik saÅ‹a berge elBu bir kaç ÅŸeye dikkat edersen, memleket gözetilmiÅŸ olur; saltanat uzun sürer ve sana sulh ve sükûn te’min eder. 
KamuÄŸ edgülerig ağır tut kötür, isizlerni tutma iligdin koturBütün iyilere hürmet göster ve onları yükselt; kötülere yüz verme, onları kapına dahi yanaÅŸtırma. 
İsiz öŋdi urma törü edgü ur, künüŋ edgü bolÄŸay kutuÅ‹ baÄŸa kurKötü teamül kurma, iyi kanun koy; ömrün iyi geçer ve saadet sana yâr olur. 
Negü ter eÅŸitgil ay bilge külüg, bu sözdin kötürgil özüŋke ülügEy hükümdar, meÅŸhur âlim ne der, dinle; bu sözden sen kendine hisse çıkar. 
Törü edgü ur ay törü bergüçi, turu öldi isiz törü urÄŸuçıEy kanun yapan, iyi kanun koy; kötü kanun yapan kimse, daha hayatta iken, ölmüş demektir. 
İsiz öŋdi urma ay ilçi bügü, isiz bolsa bolmaz ajunuÄŸ yegüEy hakîm devlet adamı, kötü teamül koyma; kötü kanunlarla dünyaya hüküm edilmez. 
İsiz öŋdi ursa özi öz üdin, isiz kodtı atın özinde kedinBir kimse kendi zamanında kötü teamül vaz’ederse, kendisinden sonra kötü bir nâm bırakmış demektir. 
Kim erse urup kodsa edgü törü, anın tikti atın adakın örüBir kimse iyi kanun vaz’edip bıraktı mı, adının ayakta durmasını saÄŸlamış demektir. 
Özüŋni yarılma ay ilig bakın, tüp üŋni unıtma öyü tur sakınEy hükümdar, dikkat et, kendini ÅŸaşırma; aslını unutma, bunu dâima hatırında tut ve düşün. 
İsiz kılkı tutma ay elgi uzun, isiz kılk ulıtur ikigün ajunEy iktidar sahibi kötü hareketleri benimseme; kötü hareket seni her iki dünyada inletir. 
Uzun boldı elgiÅ‹ bodunka yakın, füsûsun keçer bu tiriglik bakıniktidara geldin ve halka yakın oldun; dikkat et, sonra bu ömür efsûsla geçer. 
Keçigliturur dünyâ keçti sakın, keligli ölüm utru keldi sakınBu dünya geçicidir, sen onu ÅŸimdiden geçti bil; ölüm muhakkak gelecektir, sen onu karşına artık geldi bil. 
Meni kör meniÅ‹din kötür öt erig, ökünme yarın sen bu kün sen tirigBenim hâlime bak, benden öğüt ve nasihat al; yarın peÅŸiman olma, sen bugün henüz dirisin. 
KiÅŸi ölse andın kumaru kalır, munukı kumarum saÅ‹a ay bilirİnsan ölünce, ondan bir miras kalır; ey bilgin, benim sana mirasım da iÅŸte budur. 
Severim sen erdiÅ‹ ay ilig maÅ‹a, asığlığ kumarumnı kodtum saÅ‹aEy hükümdar, benim en çok sevdiÄŸim insan sendin; faydalı mirasımı sana bırakıyorum. 
Asığlığ kumaru kiÅŸike söz ol, kumaru sözüg tutsa asğı yüz olinsan için faydalı miras sözdür; miras olarak kalan sözü tutmanın yüz türlü faydası vardır. 
Munu söz bitip kodtum emdi çını, unıtma bu sözni unıtma meniiÅŸte ÅŸimdi sözün doÄŸrusunu yazıp, bıraktım; beni hatırla ve bu sözlerimi unutma. 
Neçe keç yaÅŸap öz tirig tursa sen, ölüm boldı âhır yanış körse senNe kadar çok yaÅŸarsan-yaÅŸa ve ne kadar hayatta kahrsan kal, dikkat edersen, en son karşılaÅŸacağın ÅŸey ölümdür. 
Seziksiz ölüm bir kün âhır kelir, tirilmiÅŸ bu cânlığ cânın alÄŸalırŞüphesiz, bir gün nihayet ölüm gelecektir ve bütün canlıların canını alacaktır. 
Okığçı kelürke anunÄŸu kerek, uzun yol yorırka itiŋü kerekDâvetçinin gelmesine hazırlanmak ve uzun yol yürümek için, hazırlık yapmak gerektir. 
Ölümdin kutulu yeri yok bilin, ölümke itiÅ‹il kerekiÅ‹ alınÖlümden kurtulmak için bir çâre yoktur; bunu bil; ölüme hazırlan ve ancak bunun için lâzım olanları al. 
Negü ter eÅŸitgil ögi yetmiÅŸ er, ölümüg ölürde oza ukmış erAlalı eren ve ölümü, ölmeden önce, anlamış olan insan ne der, dinle. 
Kezigçe kelir bu ölümnüŋ kurı, ölümke özüŋ çın anuklap yorıÖlümün sırası nöbetle gelir; ölüme her an kendini hazır bulundur. 
Kümüş kur baÄŸuçı munu men teyü, ölüm tuttı erse üzüldi kurıGümüş kuÅŸak baÄŸlayarak,— “îşteben!”— diyenin kuÅŸağı, ölüm tutunca, kopar. 
Ay ilig munu men ötedim hakıŋ, tükel kıldım emdi bağırsaklıkıŋEy hükümdar, iÅŸte ben senin hakkını ödedim; bana gösterdiÄŸin yakınlığın karşılığını yerine getirdim. 
Bayat bersü tevfik kamuÄŸ edgüke, kutadsu bu edgü yegü kedgükeBütün iyilikler için Tanrı sana tevfik ihsan etsin; yiyecek ve giyecek hususunda da bu iyiliklerin sana hayrı dokunsun. 
Esenin tirilgil üküş yıl yaÅŸa, sevinçin avınçın üküş el aÅŸaÖmrünü sıhhatle geçir, çok seneler yaÅŸa; saltanatın sevinç ve huzur içinde geçsin. 
Bağırsaklık erdi meniÅ‹ bu sözüm, esen kal selâmet ay körklüg yüzümBu sözlerim sana karşı içten bir baÄŸlılığın nişânesidir; ey güzel yüzlüm, saÄŸ ve esen kal. 
Munu men barırmen ay ilig kutı, turu kaldı oÄŸlum bu baÄŸrım otıEy devletli hükümdar, iÅŸte ben gidiyorum; oÄŸlum, bu ciÄŸer-pârem, burada kalıyor. 
Bayatka tutuzdum munı yalvara, tilese küdezgey küyer ot araOnu yalvararak, Tanrıya emânet ettim; o isterse, yanar âteÅŸ içinde de olsa, onu korur. 
SaÅ‹a hâcetim bu körü ber munı, süre ıdma bolÄŸay yavalar sanıSenden dileÄŸim ÅŸudur: ona nezâret et, kendinden uzaklaÅŸtırma; yoksa, o yabanî bir diken gibi olur. 
KamuÄŸ neÅ‹ke teÅ‹ri kılur ol sebeb, kamuÄŸ edgü isiz aÅ‹ar öz ulapTanrı her ÅŸeye bir sebep yaratır; iyi ve kötü, her ÅŸeyi o nasîb eder. 
OÄŸul kız sebebi ata ol ana, kılınç artasa ya itilse yanaÇocukların iyi veya kötü olmalarına anne ve babalan sebep olur. 
Munu men atası ölürmen bu kün, kiçig kaldı oÄŸlum yetim ögsüzünîşte onun babası olan ben bugün ölüyorum; oÄŸlum küçük yaÅŸta yetim ve öksüz kalıyor. 
Bar erse kalı bu tapuğçı hakı, sebeb bol munı edgü yolka okıEÄŸer bu hizmetkârın sende bir hakkı varsa, sebep ol ve onu iyi yola ÅŸevket. 
Körü ıdma ögretgil erdem bilig, bilig erdemin bulsu ilke eligGözden uzak bulundurma, ona fazilet ve bilgi öğret; bilgi ve fazilet ile memlekette mevki sahibi olsun. 
İtilsü kılınçı tüzülsü yorık, tusulsu tapuÄŸka alınsu alıkTavır ve hareketi mâkul, muntazam ve iyi ahlâklı, hizmete lâyık ve meziyet sahibi olsun. 
Yava ıdma boÅŸlaÄŸ yığa tut kısa, yığa tutsa oÄŸlan bulur kut basaSerbest ve başı-boÅŸ bırakma, sıkı tut ve kötü hareketlerine mâni ol; çocuk sıkı bir terbiye altında bulundurulursa, sonunda bahtiyar olur. 
Negü ter eÅŸitgil karı köklemiÅŸ, sınamış ukup hem bilip sözlemiÅŸTecrübe ile anlayarak, bilerek söyleyen ve iÅŸin künhüne vâkıf olan pîr ne der, dinle. 
Kiçig erken ögret oÄŸulka bilig, kiçigde bilig bilse kötrür eligOÄŸula bilgiyi henüz küçük iken öğret; küçüklüğünde bilgi öğrenirse, hayatta muvaffak olur. 
Ayama oÄŸul kızka berge yetür, oÄŸul kızka berge bilig ögretürGerekirse, oÄŸula-kıza acımadan dayak at; dayak oÄŸula-kıza bilgi öğretir. 
Kiçiglikte bilse oÄŸul kız neni, karıp ölmeginçe unıtmaz anıOÄŸul-kız küçüklükte ne öğrenirse, yaÅŸlanıp, ölünceye kadar onu unutmaz. 
Tüketti bitig türdi badı türe, alıp oÄŸlıŋa berdi elgin sunupMektubu tamamladı, dürüp baÄŸladı; eli ile uzatarak, oÄŸluna verdi. 
Ayur bu bitig tut yitürme oÄŸul, iligke tegürgil kumarum bu olOÄŸlum —dedi—bu mektubu sakla, kaybetme; hükümdara götür, ona mirasım budur. 
Bitigim okısun sözüm tutsunı, ölümke anunsun iÅŸin itsüniMektubumu okusun, sözümü tutsun; ölüme hazırlansın ve iÅŸini ona göre tanzim etsin 
UluÄŸ tındı ötrü oÄŸulka baka, ayur sen munı uk könike yakaUzun bir müddet sustu, sonra oÄŸluna bakarak, dedi:—Sen bunu anla, doÄŸruluktan ayrılma. 
Yana aldı oÄŸlın koyıŋa kuça, öpüp yığladı barnu yaşın saçaOÄŸlunu kucaklayarak, tekrar baÄŸrına bastı; öpüp aÄŸladı, yüzü göz yaÅŸları ile kaplandı. 
Ayur ay oÄŸul kördüŋ emdi meni, ne hâlin barırmen unıtma munıEy oÄŸlum;— dedi— iÅŸte beni görüyorsun; ben ne hâlde gidiyorum, bunu hatırından çıkarma. 
SaÅ‹a ma seziksiz bu üd kelgü ol, osal bolma âhır özüŋ ölgü olSana da, şüphesiz, bu an gelecektir; gafil olma, bir gün sen de öleceksin. 
Kereklig sözüg men tutuzdum saÅ‹a, sözümni unıtma duâ kıl maÅ‹aBen sana gereken sözleri söyledim; sözümü unutma ve bana duâ et. 
Kalı ilig üdlep tilese seni, yorık tüz tapuÄŸ kıl basınma anıEÄŸer gün gelir de hükümdar seni isterse, tavır ve hareketini düzelt, ona hizmet ve hürmette kusur etme. 
Yava bolma boÅŸlaÄŸ yügürme özün, köni bol silig bol kılınçın sözünAylak olma ve başı-boÅŸ dolaÅŸma, kendi-kendine koÅŸma; iÅŸinde ve sözünde dürüst ve mülayim ol. 
Keçe yatsa keç yat yana erte tur, yatıp erte kopÄŸan kutın artururGece geç yat, yine de^ erken kalk; yataktan erken kalkan saadetini arttırır. 
Bayat yarlığın sen ağır tut ağır, iligke tapuÄŸ kıl isiÅ‹il bağırTanrı buyruÄŸuna çok itaat et; hükümdara hizmet et ve ona gönülden baÄŸlan. 
İsizke yaÄŸuma yırak tur teze, yorı edgülük kıl yorık yol tüzeKötüye yaklaÅŸma, ondan uzak dur; kaç; dâima iylik yap, tavır ve hareketini düzelt. 
Sözüŋni küdezgil selâmet yorı, özüŋni küdezgil esenin karıSözünü gözet, emniyet içinde yaÅŸa; kendini gözet, esenlik ile ihtiyarla. 
Sözin kesti oÄŸlın kuçup yığladı, olındı yana ol ökünçler yediSustu, oÄŸlunu kucaklayıp, aÄŸladı; tekrar ah-vah etti ve peÅŸimanlıklar getirdi. 
Ayur ay ınançsız ajun bivefâ, nelük kıldıŋ emdi maÅ‹a sen cefâEy vefasız, güvenilmez dünya, — dedi—niçin ÅŸimdi baha cefa ediyorsun. 
Tü nimet bile bu igidmiÅŸ özüm, kirür bu kara yerke körklüg yüzümBol nimet içinde beslenmiÅŸ olan bu vücudum ve bu güzel yüzüm kara topraÄŸa giriyor. 
Anadın neteg toÄŸdum erse bu kün, anıŋ teg barırmen yalıŋın muÅ‹unAnadan nasıl doÄŸdum ise, bugün o ÅŸekilde ve aciz içinde gidiyorum. 
Negü ter eÅŸitgil ölügli ök er, ölümke ökünüp ulığlı bek erÖlmek üzere bulunan ve ölürken peÅŸiman olarak, inleyen kuvvetli insan ne der, dinle. 
Karındın çıkardıŋ karınka kirür, ÅŸekerdin igidtiÅ‹ yılanka berürKarından çıkardın, tekrar karına giriyorum; ÅŸeker ile beslediÄŸin bu vücûdu yılana veriyorum. 
İsizim yegitlik tiriglik isiz, ökünçün sığıt birle gûrke kirürBana yazık oldu, gençliÄŸime ve hayatıma yazık oldu; peÅŸimanlıkla ve aÄŸlayarak, mezara giriyorum. 
Sığıt kodtı ay toldı yetrüp ögin, kumaru üledi kiÅŸike neÅ‹inAy-Toldı başına aklını topladı, aÄŸlamağı bıraktı; malını, miras olarak, baÅŸkalarına dağıttı. 
Bahil koldı barça kadaÅŸlarka ol, tiler boldı cânı yaşıl kökke yolBütün akrabaları ile helâllaÅŸtı; canı mâvî göğe doÄŸru yol almak istedi. 
Közin kökke tikti kötürdi elig, ÅŸahâdet bile kesti teprer tiligGözünü göğe dikti, elini kaldırdı; son sözü kelime-i ÅŸehâdet oldu. 
Yaruk cân üzüldi tünerdi küni, bayat atı birle kesildi tınıNurlu can ayrıldı, günü karardı; Tanrı adı ile son nefesini verdi. 
Edizlik tiledi süzük cân turuÄŸ, uçup bardı cân kaldı kalbüd kuruÄŸSaf ve temiz ruhu yükselmek diledi; ruhu uçtu, gitti, boÅŸ bir kalıp kaldı. 
Bolup toÄŸmaduk teg yitip bardı cân, ajunda atı kaldı belgü nişânRûh, hiç doÄŸmamış gibi, kayboldu, gitti; dünyada alâmet ve niÅŸan olarak, yalnız adı kaldı. 
Negü ter eÅŸit emdi köŋli köni, osallık usındın odunmış küniÅžimdi dürüst gönüllü ve gaflet uykusundan uyanmış insan ne der, dinle. 
Et öznüŋ evi ol bedizlig eviÅ‹, süzük cân evi ol bediz teg teniÅ‹Bu süslü evin vücûdun evidir; o heykel gibi vücûdun temiz ruhun evidir. 
KuruÄŸ kaldı kalbüd uçup barsa cân, bayat bildi kança barır erse cânRûh uçup gidince, vücût boÅŸ kalır; ruhun nereye gittiÄŸini ancak Tanrı bilir. 
Ediz boldı ornı ay kutluÄŸ kuta, töŋitse kodı ense boldı yutaEy devletli, onun yeri yükseklerdedir; onun yükselmesi saadet, aÅŸağı inmesi felâkettir. 
İkide biri boldı ÅŸeksiz ülüg, tirildi ölümsüz uzun meÅ‹lügŞüphesiz, ona ikisinden biri nasip olur; o ölümsüz, uzun, ebedî bir hayat sürmeÄŸe baÅŸlar 
Ne muÅ‹luÄŸturur körse yalÅ‹uk özi, yorırda yiter atı keslür söziDikkat edersen, insan ne kadar âciz bir mahlûktur; yürürken, yere serilir ve sesi kesilir. 
Kayudın kelir erki kança barır, kayudaturur erki kayda yorırNereden gelir, nereye gider; nerede durur, nerede yürür. 
Biligli bilirmü negü ter negü, ukuÄŸlı ukarmu negü ter bügüBunu bilen varını, ne der, ne; akıllı anlarmı, hakîm buna ne der? 
Biligli bayat ol bilir bu iÅŸig, ukuÄŸlı uÄŸan ol ukar bu iÅŸigBu iÅŸi bilen, ancak her ÅŸeyi bilen Tanrıdır; bu iÅŸin hikmetini ve sırrını bilen, ancak hüküm eden Allahtır. 
Ara yer içer kör yorır belgüsüz, ara köz körürde bolur belgüsüzBâzan kaybolur, kendisini göstermeden dolaşır; bâzan daha göz önünde iken, silinip gider. 
İdi kısÄŸa özlüg bu yalÅ‹uk özi, sakınçı uzun hem bedük til söziBu insanın kendisi çok kısa ömürlüdür; fakat emeli uzun, dili ve sözü büyüktür. 
Körü barsa yalÅ‹uk bu erksizlikin, nelük munça yavlak kötürdi eginİnsanın bu aczine dikkatle bakarsan, kötülerin niçin bu kadar gurur getirdiklerine hayret edersin. 
İki künlük erter ajunuÄŸ bulup, nelük kerdi kögsin kaya teg bolupİki günlük bu geçici dünyayı bulunca, niçin kaya gibi, göğüs kabartırlar. 
Negü ter eÅŸitgil odunmış kiÅŸi, ölümüg ukup yolka könmiÅŸ kiÅŸiUyanmış ve ölümü anlayarak, doÄŸru yola girmiÅŸ olan insan ne der, dinle. 
Ne teÅ‹siz ölüm sen ay yavlak ölüm, tusulmaz saÅ‹a itse tük miÅ‹ tolumEy kötü ölüm, sen ne eÅŸi-benzeri olmayan bir ÅŸeysin ki, yüz binlerce silâhın sana karşı bir tek faydası yoktur. 
Tözüke tegir sen kutulmaz biri, isiz edgü neÅ‹ke sen ök sen turıHer kese gelirsin, hiç kimse senden kurtulamaz, iyi ve kötü ÅŸeylerin hepsini tuzağına düşürürsün. 
Kerek erdi bilge tirilse kutun, kamuÄŸ ölsün erdi biligsiz otunAlimlerin saadet içinde ömür sürmeleri lâzımdı, bütün câhil küstahlar hep ölmeli idiler. 
İsiz edgü kalmaz neçe tüz ölür, uluÄŸ ya kiçig tut kara yer boluriyi veya kötü, hiç biri kalmaz, hepsi de ölür; büyük veya küçük, hepsi kara toprak olur. 
Ölümtin keçig yok tirig buldaçı, nece keç tirilse ölüm keldeçiÖlümden kurtuluÅŸ yoktur; insan ne kadar çok yaÅŸarsa-yaÅŸasın, ölüm gelecektir. 
Ne yakşı ayur bu bodun baÅŸlar er, biligin ukuÅŸun iÅŸin iÅŸler erHalkın başında bulunan, bilgi ve anlayış ile iÅŸini gören insan ne güzel söylemiÅŸtir. 
Ne edgü iÅŸ erdi ölüm bolmasa, ne körklüg iÅŸ erdi kiÅŸi ölmeseÖlüm olmasa idi, ne iyi olurdu; insan ölmese idi, ne güzel olurdu. 
Erinçke tegürdi meni bu ölüm, ölüm ol buzuÄŸlı tüp üm hem ulumBana zevk ve saadet veren bu hayatımdır; benim esas ve temelimi bozan ölümdür. 
Ölümke taÅ‹ ermez toÄŸuÄŸlı ölür, toÄŸuÄŸlı ölür kör kara yer bolurÖlüme hayret edilmez, her doÄŸan ölür; doÄŸan ölür ve kara toprak olur. 
KiÅŸi isiz ermez kiÅŸilik isiz, eren isiz ermez könilik isizİnsana yazık deÄŸil, insanlığa yazıktır; ferdlere yazık deÄŸil, doÄŸruluÄŸa yazıktır. 
Bu kurtÄŸa kılınçı bu ol öŋdisi, kerek öŋdi tutğıl kerek tüŋdisiBu dünya acuzesinin huyu ve âdeti budur; ister beÄŸen, ister beÄŸenme. 
KüntoÄŸdı İlig ÖgdilmiÅŸni OkimiÅŸin AyurHükümdar Kün-ToÄŸdı’nın ÖğdülmiÅŸ’i Çağırdığını Söyler 
Bu ay toldı yasın keçürdi ilig, okıp oÄŸlıŋa berdi öt sav erigHükümdar, Ay-Toldı’nın yası sona erince, onun oÄŸlunu çağırtarak, ona öğüt ve nasihatte bulundu. 
Ayur ay oÄŸu kılma artuk sakınç, sakınç keçse âhır tüp inde sevinçDedi : — Ey oÄŸul, fazla üzülme; keder geçer ve arkasından sevinç gelir. 
SaÅ‹a tegmedi bu sakınç yalÅ‹uzun, maÅ‹a tegdi kadÄŸu sakınçlar uzunBu keder yalnız sana dokunmadı; bu benim için de sonsuz kaygı ve üzühtü oldu. 
Köŋülni çökürme özüŋni avıt, baka tur maÅ‹a öz tapuÄŸka ivitGönlünü çökertme, kendini avut; benim yanıma gel ve hizmetimde bulun. 
AtaÅ‹ öldi erse ata men saÅ‹a, atalık kılayın oÄŸul bol maÅ‹aBaban öldü ise, ben de sana bir babayım; ben sana babalık edeyim, sen de bana oÄŸul ol. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yer öpti kör ögdülmiÅŸ aydı ilig, uzun keç yaÅŸağıl aÅŸayu iligÖğdülmiÅŸ yer öptü ve dedi : — Ey hükümdar, Allah sana devletin başında uzun ömürler versin. 
Men igdiÅŸ kuluÅ‹ men tapuğçı seniÅ‹, yuluÄŸ bolsu cânım iligke meniÅ‹Ben senin himaye ettiÄŸin bir kulunum, senin hizmetkârınım; hükümdar için canım feda olsun. 
Atam cânı boldı iligke yuluÄŸ, yuluÄŸ kılsu teÅ‹ri saÅ‹a bu kuluÄŸBabamın canı hükümdarın hizmetinde feda oldu; Tanrı sana bu kulu da feda etsin. 
Çıkardı atası bitigin oÄŸul, iligke ötündi kör akru amulÇocuk babasının mektubunu çıkardı, edep ve hürmetle hükümdara takdim etti. 
İlig aldı açtı okıdı bitig, sözin uktı aydı isiz ay tetigHükümdar mektubu aldı ve açıp okudu; ne demek istediÄŸini anladı ve dedi : — Ne yazık, ey akıllı insan. 
Ayur ay bağırsak kiÅŸide burun, kapuÄŸum kurıttıŋ kor ittiÅ‹ orunEy merhametli insan, ey insanların ileri geleni, kapımı kimsesiz ve yerini boÅŸ bıraktın. 
Tirigle tapındıŋ ötediÅ‹ hakım, ölürde muÅ‹adıp yidiÅ‹ hem ÄŸamımHayatta iken, hizmet ettin ve hakkımı ödedin; ölürken de beni düşündün ve benim için üzüldün. 
Hakıŋnı öteyümedim men seniÅ‹, bayat ok ötesün seniÅ‹ haklarıŋBen senin hakkını ödeyemedim; senin hakkını bizzat Tanrı ödesin. 
Neteg kim sevinçlig men sendin bu kün, bayat bersüni miÅ‹ sevinçiÅ‹ kutunSen beni bugün nasıl memnun ettin ise, Tanrı da seni öyle memnun etsin. 
Sözin kesti ilig közi yaÅŸ saça, turup çıktı andın sakınçığ kuçaHükümdar süzünü kesti, gözünden yaÅŸlar akıttı; ÖğdülmiÅŸ keder iyinde, oradan kalkıp, çıktı. 
EviÅ‹e kelip kirdi köŋli tüşük, kapuÄŸ yaptı kaç kün sakınçın tügükGönlü sıkıntı içinde, gelip evine girdi; bir kaç gün her kese kapısını kapalı tutup, kederi ile baÅŸ-baÅŸa kaldı. 
Bu ay toldınıŋ kıldı oÄŸlı yoğı, çığayka üledi kümüş hem ağıOÄŸlu, Ay-Toldı için, ölüm aşı yaptı; fakirlere gümüş ve ipekli kumaÅŸlar dağıttı. 
Keçürdi yeme ök ata kadÄŸusın, yakın kıldı özke kiÅŸi edgüsinBabasının matemini böyle hayırlı iÅŸler yaparak geçirdi; iyi insanları kendisine ahbap edindi. 
Ata pendi tuttı yorıdı köni, kutı künde arttı yarudı küniBaba öğüdünü tuttu ve doÄŸruluktan ayrılmadı, saadeti günden güne arttı, güneÅŸi parladı. 
Negü ter eÅŸit emdi öglüg kiÅŸi, başında keçürmiÅŸ bilir el iÅŸiÅžimdi akıllı, görmüş-geçirmiÅŸ ve memleket ışını bilen insan ne der dinle. 
Ata pendini sen katığ tut katığ, kutadÄŸay künüŋ berge künde tatığBaba nasihatini sen sıkı tut, sıkı; günün kutlu olur ve sana her gün bir sevinç getirir. 
AtaÅ‹nı anaÅ‹nı sevindür tapın, yanut berge tapÄŸuÅ‹ tümen miÅ‹ asığBabanı, anneni hoÅŸnut eyle, onlara hizmet et; bu hizmet karşılığı binlerce fayda elde edersin. 
İlig me katığlandı anda naru, küniÅ‹e uru bardı edgü törüHükümdar da o günden itibaren gayretle çalıştı, günden-güne iyi kanunlar vaz’etti. 
Bayudı bodun hem itildi ili, iligke duâ kıldı bodnı tiliHalk zenginleÅŸti, memlekette nizam kuvvetlendi; halk hükümdara duâ etti. 
İlig bir kün oldurdı yalÅ‹uz özün, kemiÅŸti kitâb ötrü baktı uzunHükümdar bir gün tek-başına oturuyordu; elindeki kitabı bıraktı uzun uzun düşündü. 
Tügüldi ögi köŋli yetlümedi, tiledi ayıtÄŸu kiÅŸi bulmadıBir yere aklı takılmıştı, anlayamadı; sormak için biriniara di, fakat bulamadı. 
Sakındı kör ay toldı erdemleri, ayur ay diriğâ ol erde eriO zaman Ay-Toldı’nın faziletlerini hatırladı ve : — Ah yazık, o erler eri idi — dedi — 
KapuÄŸ körki erdi maÅ‹a edgü iÅŸ, bodun asğı erdi aÅ‹ar tegse iÅŸO bana ıyı arkadaÅŸ idi ve bârgâhımın süsü idi; o her iÅŸinde halkın faydasını düşünürdü. 
KuruÄŸ kaldı ornı irildi iÅŸim, irükler bütürgü kanı bir kiÅŸimArkadaşım kayboldu, yeri boÅŸ kaldı; hani bu boÅŸluÄŸu dolduracak bir insan. 
Yana saknu aldı kör ögdülmiÅŸig, ayurmen unıtmışmen edgü iÅŸigSonra birden-bire ÖğdülmiÅŸ’i hatırladı ve dedi : — Ben bu iyi iÅŸi unutmuÅŸtum. 
Ölürde ol ay toldı oÄŸlın maÅ‹a, tutuzdı anı men unıttım taÅ‹aAy-Toldı ölürken, oÄŸlunu bana emânet etmiÅŸti; hayret, ben onu nasıl unuttum. 
Ata öldi erse oÄŸul bar tirig, birisin yitürdüm tutayın birigBabası öldü ise, oÄŸlu hayattadır; birini kaybettim, bari birini tutayım. 
KiÅŸi ıdtı terkin kör ögdülmiÅŸig, okıdı öziÅ‹e bekitti iÅŸigDerhâl adam gönderdi, ÖğdülmiÅŸ’i huzuruna çağırttı ve bu iÅŸi de böylece yerine getirdi. 
ÖğdülmiÅŸ KüntoÄŸdı İlig Tapuğıŋa KörünmiÅŸin AyurÖğdülmiÅŸ’in Hükümdar Kün-ToÄŸdı’nın Huzuruna Çıktığını Söyler 
Yorıp kirdi ögdülmiÅŸ utru turup, iligke köründi sevinçlig bolupÖğdülmiÅŸ yürüyüp, içeri girdi ve huzura kabul edilerek, hükümdarın karşısında sevinçle durdu. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig kördi terkin okıdı anı, ayıttı negü kıldı üdlek seniHükümdar onu görünce, hemen yanma çağırdı ve sordu: —Felek sana neler yaptı? 
Negü teg keçer bu keçigli künüŋ, könimü yorır sen ya egri yoluÅ‹Günlerin nasıl geçiyor; doÄŸrumu yürüyorsun, eÄŸri yoldamısın? 
Negü kıldı üdlek ataÅ‹da kedin, sevinçmü berür ya sakınç kadÄŸudınBabandan sonra felek sana neler yaptı; sem sevındirdimı, yoksa yerindirdi mi? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’lN HÜKÜMDARA CEVABI 
Ötündi bu ögdülmiÅŸ ilig kutı, uzun keç tirilsü yadılsu atıÖğdülmiÅŸ arzetti : — Ey devletli hükümdar, Allah uzun ömürler versin, şöhretin dünyaya yayılsın. 
Yırak boldum ilig tapuğında taÅŸ, iriglendi üdlek maÅ‹a tügdi kaÅŸFelek bana gadretti ve kaşını çattı; hükümdarın hizmetinden uzakta ve dışarda kaldım. 
Büte boldı ilig yüzin körmedim, sakınç kadÄŸu birle yorıp külmedimÇok zaman geçti, hükümdarın yüzünü görmedim, üzüntü ve kaygı içinde idim; yüzüm gülmedi. 
Bu kün edlep ilig meni ündedi, umınçlığka devlet maÅ‹a kur badıBugün hükümdar beni hatırlayarak, çağırttı; ÅŸimdi ümitli olabilirim, çünkü saadet bana yâr olmaÄŸa baÅŸladı. 
İlig yarlığını eÅŸitti özüm, künüm edgü boldı yarudı közümHükümdarın emrini duyunca, gözüm parladı ve bana gün doÄŸdu. 
İlig tegme törlüg ayıttı bilig, ötündi bu ögdülmiÅŸ açtı tiligHükümdar türlü suâller ile bilgisini denedi ve ÖğdülmiÅŸ bunların hepsine uygun cevaplar verdi. 
ÖğdülmiÅŸ KüntoÄŸdı İlig TapuÄŸiÅ‹a KirmiÅŸin AyurÖğdülmiÅŸ’in Hükümdar Kün-ToÄŸdi’nin Hizmetine GirdiÄŸini Söyler 
İlig aydı munda naru ay oÄŸul, maÅ‹a tapnu turğıl çökürme köŋülHükümdar:— Ey oÄŸlum —dedi— bundan sonra benim hizmetimde bulun; artık gönlünü ferah tut. 
AtaÅ‹ tapğı bar erdi artuk telim, öteyümedim bardı kaldı birimSenin babanın çok büyük hizmeti vardı; hakkını ödeyememiÅŸ ve ona borçlu kalmıştım. 
Ötegü kerek men bu haklar saÅ‹a, kiÅŸiler tili bolmasa ber maÅ‹aTöhmet altında kalmamak için, bu borcu ÅŸimdi sana ödemem gerektir. 
Negü ter eÅŸitgil uç ordu begi, bilip sözlemiÅŸ sözke yetrüp ögiSözü bilerek ve anlayarak söylemiÅŸ olan Uç-Ordu beyi ne der, dinle. 
KiÅŸi emgek ıdsa saÅ‹a belgülüg, unıtma ol emgekni bolma ölügSana bir kimsenin gerçekten emeÄŸi geçmiÅŸ ise, bu emeÄŸi unutma ve ona karşı, ölü gibi hareketsiz kalma. 
KiÅŸilikni kodma ay aslı kiÅŸi, kiÅŸilik kılu tur kiÅŸike tuşıEy asîl insan, insanlığı bırakma; insanlara karşı dâima insaniyet ile muamele et. 
KimiÅ‹ emgeki kirse kimke birer, yanutın üküş kıl sen ötrü aÅ‹arKimin sana bir az emeÄŸi geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın. 
KiÅŸi emgekini bilümez kiÅŸi, tükel ud bolur bu ay ilçi başıBaÅŸkasının emeÄŸini takdir etmeyen kimse, tam mânası ile, bir öküz olur; ey devlet adamı. 
Yorı ud atanma kiÅŸilik kıl a, kiÅŸike kiÅŸi bol kiÅŸilik bileYürü, adın öküze çıkmasın, insanlık yap; insanlara karşı insaniyetle hareket ederek, insan ol. 
KiÅŸilik üçün at urundı kiÅŸi, kiÅŸilik bile at kötürdi kiÅŸiinsana insanlığından dolayı bu ad verilmiÅŸtir; insan insanlık ile adını yükseltir. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yer öpti kör ögdülmiÅŸ aydı ilig, ilel köz yarutsa maÅ‹a buldum igÖğdülmiÅŸ yer öptü ve dedi:—Ey hükümdar, hükümdarın memnuniyeti bana her ÅŸeyden üstündür. 
Tapuğçı kuluÅ‹men begim sen uluÄŸ, uluÄŸ beg ağırlar tapuğçı kuluÄŸBen hizmetkâr kulunum, sen benim büyük beyimsin; büyük bey hizmetkâr kulunu deÄŸerlendirir. 
Tilese ağır tut tilese uçuz, yuluÄŸ kıldım emdi saÅ‹a men bu özİstersen deÄŸer ver, istersen deÄŸersiz bul, ben kendimi artık senin hizmetine vakfettim. 
Turup çıktı akru kapuÄŸka kelip, bir ança yorıp bardı evke tegipKalktı, kapıya gelip, yavaşça çıktı; bir az dolaÅŸtıktan sonra, evine döndü. 
Kurın badı ögdülmiÅŸ anda naru, kıyıksız tapuÄŸ kıldı ilde turuBundan sonra ÖğdülmiÅŸ kollarını sıvadı; kapıdan ayrılmayarak, saadetle hizmete baÅŸladı. 
Tapındı keçe taÅ‹da tepremedi, tünin yattı yatÄŸak aÅŸ anda yediSabah-akÅŸam aralıksız hizmet etti; yemeÄŸini orada yedi ve geceleyin de muhafızlık etti. 
İlig köŋliÅ‹e sığdı erse tapuÄŸ, elig berdi devlet açıldı kapuÄŸHükümdar hizmetinden memnun kaldıkça, saadet ona el verdi ve kapılar açıldı. 
Negü ter eÅŸit bu tapuÄŸ kılÄŸuçı, tapuÄŸ birle devlet atın miŋüçiHizmet eden ve hizmetinden dolayı saadet atına binen insan ne der, dinle. 
Ay begler sevinçi tilegli kiÅŸi, kamuÄŸ beg tileki öze kıl iÅŸiEy beyleri memnun etmek isteyen kimse, her iÅŸi beylerin arzusuna göre yap. 
Begi taplamaz iÅŸni kılsa kulı, ilenç özke kılÄŸu sarılsa kalıKul beyinin hoÅŸuna gitmeyen bir iÅŸi yapar da nikbete uÄŸrarsa, kabahati kendinde aramalıdır. 
Kalı kılsa begler tapısız tapuÄŸ, yava kıldı tapmış tiriglik kamuÄŸEÄŸer beylerin beÄŸenmeyeceÄŸi ÅŸekilde hizmet ederse, o hizmette geçirdiÄŸi bütün hayatını boÅŸuna harcamış olur. 
Yakın tuttı ilig kör ögdülmiÅŸig, törüçe ayu berdi tegme iÅŸigHükümdar ÖğdülmiÅŸ’i günden-güne kendisine yakın tuttu, her iÅŸin nasıl yapılacağını ona anlattı. 
Yana bir kün oldrup muÅ‹adtı ilig, ayur ay diriğâ yitürdüm erigYine bir gün hükümdar üzüntü içinde kendi-kendine : — Ne yazık, o mükemmel insanı kaybettim — dedi — 
KapuÄŸda kalın bod terildi tolu, kanı bir iÅŸimke yaraÄŸlı taluHizmetimde bir çok insanlar var, fakat hani iÅŸime yarayan, seçkin biri. 
İşim barça sındı yok ol bildeçi, kanı bir bağırsak iÅŸim kıldaçıBütün iÅŸlerim bozuldu, iÅŸ bilen yok; bana yardım edecek, candan baÄŸlı bir insan nerede? 
Negü ter eÅŸitgil sınamış kiÅŸi, sınap edgü isizni bilmiÅŸ kiÅŸiTecrübeli ve tecrübesi ile iyiyi ve kötüyü tefrik eden insan ne der, dinle. 
Tilese bulur barça ârzû kiÅŸi, tilek teg kiÅŸi bulmaz edgü başıİsterse, insan bütün arzularına kavuÅŸur, fakat istediÄŸi gibi ve iyilerin başı olan bir insan bulamaz. 
Bu bod sın yoÅ‹lı kara baÅŸ kalın, kiÅŸi tep ınanÄŸu kiÅŸi yok bilinBu insan kılığında dolaÅŸan hizmetkâr takımı kalabalıktır; fakat bil ki, içlerinde insan diye güvenilecek kimse yoktur. 
KiÅŸide kereki yaraÄŸlısı ol, yarap hem tusulup yorığlısı olLâzım olan insan, iÅŸe yarayan insandır; iÅŸe yarayan insan da, faydalı olan insandır. 
Negü ter eÅŸitgil bu ÅŸir ayÄŸuçı, sözüg mani birle tizip kodÄŸuçıŞiir söyleyen ve sözü mâna ile birlikte dizip, bize bırakan insan ne der, dinle. 
Yorığlı körürmen yaraÄŸlısı yok, yaraÄŸlı bulunsa yorığlısı yokEtrafımda dolaÅŸanları görüyorum, fakat iÅŸe yarayanı yok; iÅŸe yarayanı da bulunursa, benim etrafımda dolaÅŸmaz. 
Kalın bod kara baÅŸ yorığlı telim, telimde tilese tusuÄŸlısı yokHizmetkâr kılığında dolaÅŸan kalabalık çok; bu kalabalık arasında, istediÄŸim zaman, bir faydalısı bulunmaz. 
Yana aydı ilig meselde kelir, uruÄŸluÄŸ kiÅŸi ölse urğı kalırHükümdar devam etti : — Şöyle bir mesel vardır, asîl insan ölse dahi soyu kalır — dedi — 
Negü ekse yerke yana ol önür, oÄŸul tuÄŸsa kılkı ataka barurYere ne ekilirse, yine o biter; oÄŸlunun tabiatı da babasına çeker. 
Bu ay toldı oÄŸlı ata yurnı ol, ata barsa oını oÄŸul ornı olAy-Toldı’nın oÄŸlu da babasından bir parçadır; baba giderse, yerine oÄŸlu kalır. 
Ata bardı ornı kuruÄŸ hem kokuz, kokuz tolÄŸuka kördüm oÄŸlın ked uzBaba gitti, yeri boÅŸ ve açık kaldı; bu boÅŸluÄŸu doldurmak için, oÄŸlunu çok el-veriÅŸli gördüm. 
Munı edleyin men bu bolsun kiÅŸi, kiÅŸi bolmış asğın tusulÄŸay tuşıBen onu yetiÅŸtireyim, adam olsun; adam olan her vakit faydalı olur. 
BoluÄŸluÄŸ körürmen yaraÄŸu munı, kiçiglikte taÅŸtın adın yok müniBen onun iÅŸe yarayacağını ve yetiÅŸeceÄŸini görüyorum; yaşının küçüklüğünden baÅŸka bir kusuru yoktur. 
İdi yakşı aymışıla atlığı, bodunda bedüki kiÅŸi kutluğıİnsanların büyüğü ve kutlusu olan, Ha’nın mâruf ÅŸahsiyeti çok yerinde söylemiÅŸ. 
Elig ursa begler kimi edlese, yakur baÅŸ bolur bu beginde basaBeyler kime el uzatıp, yetiÅŸtirırlerse, sonunda beye yakın olur ve sırada beyden sonra o gelir. 
Kimi tutsa begler öziÅ‹e yakın, yaÄŸudı tileki kereki bakınBeyler kimi kendilerine yakın tutarlarsa, onun dilek ve arzusu eli altında bulunur. 
Küle baksa begler kiÅŸike turup, aÅ‹a yığlu tirlür er at yüz urupBeyler kime güler yüz gösterırlerse, hükümdarın hizmetinde bulunanlar onun aÄŸzına bakar ve onun etrafında toplanırlar. 
İlig aydı emdi maÅ‹a çâre yok, munı edlesemen kiÅŸi bolÄŸu okHükümdar devam etti : — Åžimdi benim için baÅŸka bir çâre yok; onu yetiÅŸtirirsem, o muhakkak adam olur. 
ÖtemiÅŸ bolayın atası hakın, kılayın kiÅŸilik bağırsaklıkınOna ÅŸefkatle insanlık göstereyim, böylece babasının hakkını da ödemiÅŸ olurum. 
Bu ay toldı tapğı telim erdi kör, kiÅŸilik kılayın anıŋ yaŋı kürAy-Toldı’nın hizmeti çok idi; ona karşılık merdce hareket edeyim ve insaniyet göstereyim. 
KiÅŸilik tidüküm bolur edgülük, bu edgü bolur ol yegü kedgülükİnsaniyet dediÄŸim, iyiliktir; bu iyilik, baÅŸkalarını yedirmek ve giydirmektir. 
KiÅŸi aslı edgüg unıtmaz bolur, kiÅŸi urğı köŋlin emitmez bolurİnsanın asılı iyiliÄŸi unutmaz olur; insanın soylusu gönlünü baÅŸka tarafa kaydırmaz olur. 
Negü ter eÅŸitgil avıçğa sözi, avıçğa sözin tut unıtma kozıAtalar sözü ne der, dinle; atalar sözünü tut, ey kuzum, bunu unutma. 
Bu edgü kılu tur ay edgü kiÅŸi, karımaz bolur edgü meŋü yaşıEy iyi insan, iyilik yapmakta devam et; iyilik ihtiyarlamaz, onun ömrü ebedîdir. 
Bu edgü karımaz yeme opramaz, yaşı ked uzun ol atı artamazİyilik ihtiyarlamaz ve yıpranmaz; onun ömrü çok uzundur; iyiliÄŸin kötü olmak ihtimâli yoktur. 
Ağırladı ilig kör ögdülmiÅŸig, aÅ‹ar aydı edgü isiz öz iÅŸigHükümdar ÖğdülmiÅŸ’i takdir etti; iyi ve kötü, bütün iÅŸlerini ona danıştı. 
Açındı ilig kör kötürdi örü, bolu berdi evren emitti naruHükümdar ona ihsanlarda bulundu ve onu yükseltti; bir gün geldi, devlet idaresine âit bütün kanunlara vâkıf oldu. 
OÅ‹ardı törü hem toku iç tapuÄŸ, açıldı tapuÄŸdın tilemiÅŸ kapuÄŸKanun, erkân ve iç-hizmeti muvaffakiyetle yerine getirdi; bu hizmetinden dolayı, kendisine arzu ettiÄŸi kapılar açıldı. 
Müni boldı erdem sözi boldı söz, ilig turdı erse aÅ‹ar açtı közKusuru fazilet oldu, sözü söz oldu; hükümdar uyanır-uyanmaz, ilk defa onu görür idi. 
İlig aydı emdi tilemiÅŸ iÅŸim, tüzü itlü barÄŸay içim hem taşımHükümdar : — içeride ve dışarıda arzu ettiÄŸim iÅŸler ÅŸimdi yoluna girecektir — dedi — 
Boluğı bar erdi munuÅ‹ belgülüg, anın edledim kıldım açığ ülügBunun, belli ki, bir mayası vardı; onun için onu yetiÅŸtirdim ve ona ihsanlarda bulundum. 
Munu boldı emdi tilek teg kiÅŸi, takı bolÄŸusı bar yetilse yaşıîşte ÅŸimdi, arzu ettiÄŸim gibi, bir adam oldu; yaşı büyüdükçe, daha da inkiÅŸaf edecektir. 
UluÄŸ bolÄŸu olan ne ersig toÄŸan, kiçigde bolur barça belgü nişânDoÄŸuÅŸtan merd ve insan olup, yükselecek olan çocuÄŸun daha küçükken bütün alâmetleri belirir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu beytig okı, uka barsa mani açılÄŸay takıŞimdi buna benzeyen ÅŸu beyti oku; düşününce, mânası da anlaşılır. 
KamuÄŸ bolÄŸu neÅ‹ke bolur belgü teÅ‹, kiçigde bedüginçe ol bolÄŸu teÅ‹Bütün olacak ÅŸeylerin olacağını gösteren bir belirtisi vardır; küçüklükten itibaren büyüyünceye kadar belirti hep kendisini gösterir. 
YimiÅŸ yegü nimet çeçekinde kör, kamuÄŸ neÅ‹ke yaÅ‹zaÄŸ munı bilgü teÅ‹Meyveyi, yiyecek nimetleri, çiçekte iken, görmeli; her iÅŸte misâl olarak, bunu örnek tutmalı. 
Tapındı bu ögdülmiÅŸ utru turup, kıyılmadı taÅ‹da keçe üd bolupÖğdülmiÅŸ hükümdarın huzurunda hizmet etti; sabah-akÅŸam dâima hizmette bulundu, hiç bir kusur göstermedi. 
Kiterdi özindin yaraÄŸsız muhâl, tusuldı kamuÄŸ törlüg iÅŸke tükelUygunsuz ve lüzumsuz hareketlerini terkettı, her türlü iÅŸte tam istifade edilecek hâle geldi. 
Kutuldı ilig kitti emgekleri, bodun asğı arttı yenip yükleriHükümdar bir çok zahmetlerden kurtuldu; halkın üzerindeki yük hafifledi ve kazancı arttı. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig ündedi bir kün ögdülmiÅŸig, aÅ‹ar sözledi söz ukup bilmiÅŸigHükümdar bir gün ÖğdülmiÅŸ’i çağırdı, düşündükleri ve bildikleri hakkında onunla konuÅŸtu. 
İlig aydı emdi eÅŸit ay oÄŸul, söz aytur özüm sen maÅ‹a tut köŋülHükümdar : — Ey oÄŸlum — dedi — ÅŸimdi dikkat et, sana soracaklarım var, beni can ve gönülden dinle. 
Ayu ber kiÅŸike tusulur kayu, kayu ol tususı maÅ‹a ay sayuSöyle, bakalım, insan için faydalı olan ÅŸeyler nedir, faydaları nelerdir; bana bunları birer-birer anlat. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ay beg, bilig ordusı ay kiÅŸilerde yegÖgdilmiÅŸ cevap verdi :—Ey beyim, ey bilgi hazinesi, ey insanların iyisi — dedi — 
KiÅŸike tusulÄŸu ikigü ajun, kılınç edgüsi ol ay kılkı tüzünEy asîl tabiatli, her iki dünyada insanlara faydalı olan ÅŸey, iyilik yapmaktır. 
İkinçi uvut ol üçünçi köni, bu üç neÅ‹ bile er bulur kut küniikincisi — haya, üçüncüsü — doÄŸruluktur; insan bu üç ÅŸey ile saadet güneÅŸine erer. 
Kılınç edgü bolsa kamuÄŸ halk sever, kılıkı köni bolsa törke aÄŸarîyı hareket eden kimseyi her kes sever, dürüst tabiatli olan insan baÅŸ köşeye çıkar. 
Uvut ol tıdığlı kamuÄŸ teÅ‹sizig, uvutsuzluk erke idi teÅ‹siz igHer türlü densizliÄŸe haya mâni olur; hayâsızlık insan için çok fena bir hastalıktır. 
Takı bir siliglik kılınçı köni, ikigü ajunda kutadur küniBir de yumuÅŸak huylu olan ve doÄŸru hareket eden insanın her iki dünyada günü kutlu olur. 
Könilik uvut hem bu edgü kılınç, üçegün birikse bu buldı sevinçDoÄŸruluk, haya ve iyi hareket — bu üçü kimde bileÅŸirse, o insan mes’ûd olur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig eÅŸittim bu söz, tusulmaz kayu ol kiÅŸike yavuzHükümdar tekrar sordu:—Bu sözleri dinledim; peki, insan için kötü ve faydasız olan ÅŸeyler nedir? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, bügülep bu sözke yetürsü biligÖgdilmiÅŸ cevap verdi : — Hükümdar kendi feraseti ile bunun cevabını bulabilir — dedi — 
KiÅŸike tusulmaz tükel yas kılur, bu üç neÅ‹turur kör ay ilçi unurEy kudretli devlet adamı, faydasız olan ve insana dâima zarar veren ÅŸu üç ÅŸeydir. 
Biri arkuk erse bu kılkı yavuz, takı biri yalÄŸan tüzer erse sözBiri—kötü tabiatli ve inatçı olmak, biri — yalan söylemektir. 
Takı bir saran ol kiÅŸide eli, bu üç neÅ‹ üçegü biligsiz yolıBiri de — insanları aÅŸağılık eden hasisliktir; bunların üçü de bilgisizlikten ileri gelir. 
KimiÅ‹ bolsa arkuk kılınçı otun, iÅŸi barça tetrü bolur tuÄŸsa künKim haşîn tabiatli ve inatçı olursa, onun iÅŸi her zaman ters gider. 
Çavıksa kim erse bu yalÄŸan tilin, savı bardı yalÅ‹uk ara sen bilinEÄŸer bir kimse yalan söylemekle şöhret bulmuÅŸsa, bil ki, o insanlar arasında dâima bu şöhretle anılır. 
Saranlıkta ınÄŸa negü bar adın, terer neÅ‹ yeyümez kalır neÅ‹ kedinHasislikten daha kötü baÅŸka ne var; hasis toplar, yiyemez ve malı arkada kalır. 
Negü ter eÅŸitgil saranığ bilig, ay çırÄŸuy ay muÅ‹luÄŸ ay tügmiÅŸ eligBilgi hasis hakkında ne der, dinle : —Ey zavallı, ey biçâre, ey sıkı el. 
Tere bildiÅ‹ altun yeyü bilmediÅ‹, bu altun yığıp bir nelük bermediÅ‹Altın toplamasını bildin, fakat yemesini bilmedin, bu altını yığdın da, bir tanesini olsun, neden baÅŸkasına vermedin. 
Ay dünyâ terip sen yeyümez kiÅŸi, yegüçi anundı anuk tut aşıEy bu dünyayı toplayıp, yiyemeyen kimse, yiyiciler hazırlandı, sen yiyeceÄŸi hazırla. 
Ol üç neÅ‹ kimiÅ‹ bolsa keldi kutı, bu üç neÅ‹ kimiÅ‹ bolsa yitti atıO üç ÅŸey kimde varsa, saadet onundur; bu üç ÅŸey kimde varsa, onun adı mahvolur gider. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig eÅŸittim munı, takı bir sözüm bar ayu ber anıHükümdar yine dedi : —Bunları dinledim, bir sözüm daha var, ona da cevap ver. 
Anadınmu bilge tuÄŸar bu kiÅŸi, azu ögrenürmü yetilse yaşıinsan anadanmı âlim olarak doÄŸar, yoksa yaşı ileriledikçemi öğrenir? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ ilig kutı, bilig hem ukuÅŸ ol bu erdem atıÖğdülmiÅŸ cevâp verdi : — Ey devletli hükümdar, bu faziletin bir adı da bilgi ve akıldır. 
Biligsiz tuÄŸar ol turu ögrenür, bilig bilse ötrü kamuÄŸ iÅŸ unarİnsan bilgisiz doÄŸar ve yaÅŸadıkça öğrenir; bilgi sahibi olunca, her iÅŸinde muvaffak olur. 
Anadın toÄŸuÄŸlı biligsiz tuÄŸar, bilig ögrenür ötrü törke aÄŸarAnadan doÄŸan bilgisiz doÄŸar, bilgi öğrenir ve böylelikle itibar kazanır. 
UkuÅŸ ol anı yalÅ‹uk ögrenmedi, tadu birle katlıp törütür idiÇalışmakla elde edilemeyen ÅŸey akıldır; Tanrı onu insanın hamuruna katar. 
UkuÅŸta adın barça erdemlerig, kiÅŸi ögrenür ötrü yetlür biliginsan akıldan baÅŸka bütün faziletleri öğrenir ve böylece bilgisi geliÅŸir. 
Sevindi ilig kör eÅŸitti bu söz, ayur öz tilekini buldı bu özHükümdar bu sözleri iÅŸitti ve sevindi : — Ben istediÄŸimi buldum — dedi — 
Atasın yitürdüm munukı oÄŸul, ata ornı tutlı bulup edgü yolBabasını kaybettim, fakat iÅŸte oÄŸlu, doÄŸru yolda yürüyerek, babasının yerini aldı. 
Bayatka şükür kılÄŸu emdi üküş, bodunka törü kılğı edgü ülüşŞimdi halika şükür ve halka da hakkı olan iyi nizam ile hüküm etmeliyim. 
Bağırsak körürmen bu ögdülmiÅŸig, bütünlük bile kıldı barça iÅŸigBen bu ÖgdilmiÅŸ’i bana sadâkatle baÄŸlı görüyorum; her iÅŸi dürüstlük ile yerine getiriyor. 
AÅ‹ar ma bu kün kılÄŸu edgü yanut, ol edgü yanutın bu bulsu anutOna da bugün iyilik ile mukabele etmeliyim; iyiliÄŸinin karşılığını o hazır bulsun. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi üdrümi, kiÅŸi üdrümi hem bodun ködrümiHalk arasında temayüz etmiÅŸ olan seçkin insan ne der, dinle. 
KiÅŸilik kılurka kiÅŸilik anut, kiÅŸilik teÅ‹inçe törü kıl yanutinsanlık edene karşı insanlık göster, insana insanlığı nisbetinde mukabele et. 
Vefâka vefâ ol kiÅŸilik hakı, vefâ kıl kiÅŸi bol atıŋnı bedütVefaya karşı vefa göstermek insanlık vazifesidir; vefakârlik et, insan ol, ve adını yükselt. 
KüniÅ‹e ağırladı ilig anı, kamuÄŸ ilke toldı kör atı üniHükümdar onu günden-güne yükseltti; adı ve şöhreti bütün ülkeye yayıldı. 
Bodunda bedük boldı belgü nişân, ajunda çavı bardı edgü duânDerecesi ve mevkii halk arasında yükseldi; hayır-duâlar aldı ve şöhreti dünyaya yayıldı. 
UluÄŸ boldı iÅŸ tuÅŸ ara belgülüg, bedük boldı begler ara bu külügEÅŸi-akrânı arasında yükselmiÅŸ olduÄŸu gibi, bu şöhreti ile beyler arasında da büyüklerden oldu. 
Köŋül til kiçig tuttı kılkı oÅ‹ay, yaraÅŸtı kamuÄŸ birle keçti kün ayHer kese karşı tevâzû gösterdi, mülayim davrandı; her keÅŸle iyi geçindi; böylece günler ve aylar geçti. 
Köŋül kodkı tuttı tilin söz süçig, bodunuÄŸ iÅŸitti taşığ hem içigAlçak gönüllü ve tatlı dilli idi; içten ve dıştan halkı kendisine ısındırdı. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ tutundı kalın, adaÅŸ koldaÅŸ ol erke arka bilinBir çok dost ve arkadaÅŸ edindi; dost ve arkadaÅŸ insan için bir destektir. 
KimiÅ‹ bolsa koldaÅŸ adaşı telim, anıŋ arkası bek kaya ol yalımKimin arkadaşı ve dostu çok ise, o arkasını saÄŸlam ve yalçın bir kayaya dayamış demektir. 
KimiÅ‹ arkası bolsa küçlüg bolur, bu küçlüg kiÅŸi kutka tüplüg bolurKimin arkası varsa, kuvvetli olur; kudretli insanın saadeti temelli olur. 
Ne edgü bolur kutka kodkı köŋül, ne körklüg bolur bilge bolsa amulSaadete alçak gönüllülük ne kadar uyar; âlim bir insana hilm ve ÅŸefkat ne kadar yakışır. 
Yeme yakşı aymış bu öglüg kiÅŸi, kim öglüg sözin tutsa itlür iÅŸiAkıllı insanda ne güzel söylemiÅŸ; kim akıllı insanın sözünü tutarsa, iÅŸi yoluna girer. 
KimiÅ‹ birle devlet yaraÅŸsa kelip, köŋül kodkı tutÄŸu kiçiglik kılıpSaadet gelip, kiminle baÄŸdaşırsa, o kimse tevâzû göstermeli ve alçak gönüllü olmalıdır. 
Kelir erse devlet kiÅŸike küle, tutup berklegüsi kiçiglik bileSaadet gelir ve insanın yüzüne gülerse, bil ki, onun devamını saÄŸlayacak ÅŸey tevâzûdur. 
Köçüt teg bolur kut tüpi hem tözi, köŋül kodkısı ol anıŋ yıldızıSaadet aslında göç atı gibidir, göçer-gider; onu bulunduÄŸu yerde tutan kök, alçak gönüllülüktür. 
Ne edgü bolur kodkı alçak kiÅŸi, ne körklüg bulur künde itlür iÅŸiAlçak gönüllü insan ne kadar iyi ve güzel olur; onun iÅŸi dâima yolunda gider. 
UluÄŸsığ küvez kür kiÅŸi ol turı, küniÅ‹e kodı ol küvezlik kurıBüyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam tatsız ve sevimsiz olur; kibirli insanın itibârı günden-güne azalır. 
KamuÄŸka yaraÅŸur bu kut ursa yüz, ukuÅŸluÄŸka artuk yaraÅŸur ked uzSaadet gelirse, her kese yakışır; fakat akıllı insanlar ile daha çok baÄŸdaşır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu beytig okı, okığıl uka bar ay elgi akıEy iyi ve cömert insan, ÅŸimdi bu mealde olan ÅŸu beyti oku da mânasına iyice nüfuz et. 
Biligsizke devlet yaraÅŸsa kelip, biligligke artuk yaraÅŸur bilipSaadet bilgisize de gelir ve yakışırsa da, bunun mâhiyetini daha iyi bildiÄŸi için, bilgiliye daha çok yakışır. 
Biligsiz bile tursa devlet kalı, biliglig bile turÄŸa tüp lüg eripMademki saadet bilgisiz ile birlikte yaÅŸayabiliyor, bilgili ile elbette daha esaslı surette baÄŸdaÅŸacaktır. 
Biligsiz bedük bolsa devlet bile, biliglig bedükrek kü çav at bileSaadet bilgisizi yükseltirse, elbette bilgiliyi, şöhret ve nâm ile, ondan daha çok yükseltecektir. 
Biligsizke devlet kelir erse kut, turumaz bu devlet anıŋ birle bütBilgisize saadet ve ikbâl gelirse de, bil ki, bu sâadet onda devamlı olmaz. 
Munukı bu sözke tanuk keldi söz, okığıl munı sen ayâ köŋlin tüzİşte buna ÅŸu söz şâhiddir; ey kalbi temiz, sen bunu oku. 
Kelir kut kiÅŸike ağırlar anı, siÅ‹er ol ağırlık yorısa köniSaadet insana gelir ve onu yükseltir; insan doÄŸru hareket erderse, bu itibâr ona yâr olur. 
Bolumsuzka devlet kelü berse kut, teper devletin ol keçürmez küniOlmayacak himseye devlet ve saadet gelirse, o ayağına gelen bu devleti derhâl teper. 
Sınadı kör ilig bu ögdülmiÅŸig, könilik öze buldı barça iÅŸigHükümdar bu ÖğdülmiÅŸ’i tecrübe etti ve bütün iÅŸlerini sadâkatle ifâ ettiÄŸini gördü. 
Ağırladı ança kötürdi örü, uçuzladı ança yavuzrak körüBâzan itibar gösterdi, onu yükseltti; bâzan sert muamele ile, onun itibarını kırdı. 
Ağırlık üdinde kiÅŸig sermedi, uçuzluk üdinde tapuÄŸ kesmediİtibarda iken, o baÅŸkalarına kaba muamele etmedi, itibardan düştüğü zaman da iÅŸini aksatmadı. 
İligke yışığ boldı köŋlin bütüp, ağı kaznakı berdi edgü tutupHükümdara sadâkatle baÄŸlanarak, ona bir siper oldu; hazineyi ve malı iyi idare etti. 
Emanet yüdürdi boyunka uluÄŸ, emanet yüder erke cânım yuluÄŸBoynuna büyük bir emânet yüklendi; emânet yüklenen insana canım feda olsun. 
İşin sürdi ögdülmiÅŸ artuk köni, küniÅ‹e yakın tuttı ilig anıÖğdülmiÅŸ büyük bir sadâkatle iÅŸine devam etti; hükümdar onu günden-güne kendisine yaklaÅŸtırdı. 
Aça adra tuttı kamuÄŸ iÅŸlerin, sakışlığ bitip kodtı barça barınBütün iÅŸlerini açık olarak ve yerli-yerinde yaptı; her birinin hesabını ayrı-ayrı kaydetti. 
Küdezdi öziÅ‹ neÅ‹ke suklanmadı, tapundı bu kılça kıyık kılmadıHükümdarın malını iyi idare etti, kendi çıkarını düşünmedi; hizmette kıl kadar eÄŸrilik göstermedi. 
Negü ter eÅŸitgil yetilmiÅŸ yaşı, tiriglikte kızrak bütün çın kiÅŸiYaşını-baÅŸmı almış, hayatta nâdir bulunan, doÄŸru ve dürüst insanlardan biri ne der, dinle. 
Ağır neÅ‹ kiÅŸike bu altun kümüş, özin tutÄŸuçı er kümüşte küsüşinsan için altın-gümüş kıymetli bir ÅŸeydir; fakat kendisine hâkim olan kimse, gümüşten daha kıymetlidir. 
Kümüşke ilinmegli yalÅ‹uk bütün, tegir çın tükel bu ajunka kutunGümüşe kapılmayan, doÄŸru insan saadet içinde tam ve gerçek dünyaya eriÅŸir. 
Biliglig bilig berdi bilgin kör e, köni çın kiÅŸi bolsa közke süreBilgili insan bilgisi ile ÅŸu öğüdü vermiÅŸtir: doÄŸru ve dürüst insan bulursan, onu sürme gibi, gözüne çek. 
Takı munda yegrek ayur kör ukuÅŸ, bağırsakka cân berse ermez üküşBak, akıl bundan daha iyi söyler: ÅŸefkatli bir insana canını dahi feda etsen çok deÄŸildir. 
Köni tep ayurlar kayu ol köni, könilik kılığlı emânet küniDoÄŸru diye söylerler; emânete hiyânet etmeyen doÄŸru nerede? 
Erende kayu ol tükel irtegü, köni erse kılkı anı er tigüİnsanlar arasında hangisi mükemmeldir; aramalı, tavır ve hareketi doÄŸru ise, ona er demeli. 
KiÅŸide kayu ol kiÅŸi öggüsi, akı öggüsi ol saran sökgüsiİnsanlar arasında öğülmeÄŸe deÄŸer kimdir; cömert öğülmeÄŸe ve hasis ise, söğülmeÄŸe lâyıktır. 
Apa oÄŸlanın körse muÅ‹luÄŸ tigü, bütün kün tirer neÅ‹ bulumaz yegüİnsan oÄŸlu ne kadar zavallıdır, o bütün gün toplar, fakat yiyecek bir ÅŸey bulamaz. 
Kayu yügrü tınmaz ajun tezginür, kayu cân yuluÄŸlar teÅ‹izke kirürKimi durmadan koÅŸar, dünyayı dolaşır; kimi canını feda eder, denize dalar. 
Kayu taÄŸ kazar körse toplur kayaÄŸ, kayu yer kulaçlayu yügrür yadaÄŸKimi daÄŸ kazar, bakarsın, kayaların dibine iner; kimi yeri kulaçlayarak, yaya koÅŸar. 
Kayu art aÅŸar kör ögüzler keçer, kayu yer kazar suv kuduÄŸda içerKimi, bak, tepeler aÅŸar, dereler geçer; kimi yer kazar ve suyu kuyudan içer. 
Kayusı çerigde kılıç baldu yer, kayusı turada yuluÄŸda karırKimi orduda kılıç ve balta yer; kimi kaleyi muhafazaya memur olur, orada ihtiyarlar. 
Kayu oÄŸrı tevlig karakçı kunuk, kayusı basımçı ölütçi kırukKimi hırsız, sahtekâr, yan-kesici, dolandırıcı; kimi zâlim olur, kimi öldürücü ve yıkıcı olur. 
Bu emgek neçe boÄŸuzı egni üçün, tirer neÅ‹ yemez ölse emger küçüninsanın bunca zahmet çekmesi hep boÄŸazı ve sırtı içindir; mal toplar, yiyemez; öldükten sonra da vebali altında kalır. 
Bu barça biligsiz kiÅŸi kılkı ol, biligsiz kiÅŸiler tükel yılkı olBunlar hep bilgisiz insanların iÅŸidir; bilgisiz insanlar tam bir hayvan sürüsüdür. 
Bayatka bütügli biliglig kiÅŸi, tegürmiÅŸ üdinde tükel yer aşıTanrıya inanan bilgili insan, kısmetinde ne varsa, onunla iktifa eder. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ amul, yorığlı tınığlı küdezçisi olHayatın bu tecellilerini iyi gören akıllı ve sakin insan ne der, dinle. 
Kerek yat kerek dünyâ tezgin yügür, negü erse kısmet saÅ‹a ol tegürister yat, ister dünyayı dolaÅŸ, koÅŸ; kısmetin ne ise, sana o nasip olur. 
Köŋül til köni tut ay bilge bügü, saÅ‹a eksümegey üdinde yegüEy âlim hakim, gönül ve dilini doÄŸru tut; vakti gelince, yiyeceÄŸin eksik olmaz. 
Bu baylık tilese ajun edgüsi, könilik bile ol anıŋ bulÄŸusıZenginlik ve dünya nimetleri istersen, bunlar doÄŸruluk ile elde edilir. 
Takı bir ajunuÄŸ bulayın tese, könilik bütünlük bile kol usaÂhiretini de mâmur etmek istersen, elinden gelirse, bunun çâresini doÄŸrulukta ve imanda ara. 
Yeme yakşı aymış ögi yetmiÅŸ er, könilik bile bu ajun tutmış erAklı eren ve doÄŸruluk ile dünyayı elde eden insan da iyi söylemiÅŸ. 
Bu dünyâda baylık tilese özüŋ, köni bol könilik öze tut sözügBu dünyada zenginlik dilersen, özünle ve sözünle doÄŸru ol. 
Takı bir ajunuÄŸ tutayın tese, könilik bile tut köŋül til özüŋÂhireti kazanmak istersen, özünü, sözünü ve gönlünü dâima temiz tut. 
Ay ilig körü bar kiÅŸiler küni, ne körklüg keçer ol yorısa köniEv hükümdar, dikkat et, doÄŸru hareket ederlerse, insanların hayatı ne kadar güzel geçer. 
Könilik bütünlük bile kıl bu iÅŸ, kiÅŸilik bile kıl kamuÄŸ törlüg iÅŸBunu doÄŸruluk ve imanla kendine eÅŸ edin, her türlü iÅŸi insanlık ile yap. 
Kopurdı kutı künde ögdülmiÅŸig, sav aydı bodunka eÅŸitti kiÅŸigÖğdülmiÅŸ’i saadeti günden-güne yükseltti; halka emirler verdiÄŸi gibi, onların dileklerini dinlemeÄŸi de ihmâl etmedi. 
İlig me sınadı kamuÄŸ törlügün, bütünlük bile buldı baktı ögünHükümdar da onu her ÅŸekilde denedi, iyice tetkik etti, onun doÄŸru ve dürüst hareket ettiÄŸini gördü. 
Bütün buldı ilig kör ögdülmiÅŸi, seziksiz köni tep negü kılmışıBütün yaptıklarının şüphesiz, doÄŸru olduÄŸunu gören hükümdar öğdülmiÅŸ’in sadâkatine inandı. 
Negü ter eÅŸit emdi bilge öge, biligsiz ukup emdi boynuÅ‹ egeHükümdara her hususta yol-iz gösteren âlim müşavir ne der, dinle; ey bilgisiz, bunu anla ve itiraz etme. 
Körü barÄŸu begler tapuğçı kulın, tapındurÄŸu kulnı sınayu ulınBeyler hizmetkârlarına dikkat ve hizmete girecekleri de esaslı bir ÅŸekilde tecrübe etmelidir. 
BegiÅ‹e yaraÄŸlığ körünse kulı, aÅ‹ar ötrü açğu ağırlık yolıAncak kulun iÅŸin ehli olduÄŸu görüldükten sonra, bey ona izzet ve ihsan kapısını açmalıdır. 
Tilekçe bolur iÅŸ tapuğçı bedür, tapuğçı bedüse beg atı bedürİşi beyin arzu ettiÄŸi ÅŸekilde olursa, hizmetkâr büyür; hizmetkâr büyüyünce, beyin de şöhreti artar. 
İdi yakşı aymış bu yaÄŸma begi, kamuÄŸ iÅŸke bilgi yetilmiÅŸ ögiHer iÅŸe bilgisi ve aklı ermiÅŸ olan YaÄŸma beyi çok iyi söylemiÅŸ. 
Ayâ beg iÅŸig iÅŸ biliglike ber, yaraÄŸlığ köni tüz yorığlıka berEy bey, iÅŸi iÅŸin ehline, iÅŸe yarayana, hareketi doÄŸru ve dürüst olana ver. 
Kayu beg yaraÄŸsızka berse iÅŸi, yaraÄŸsız özi kıldı kılmaz kiÅŸiEÄŸer bir bey iÅŸi ehliyetsiz bir kimseye verirse, ehliyetsizliÄŸi baÅŸkası deÄŸil, kendisi göstermiÅŸ olur. 
Bayat kimni erse kötürse kutun, aÅ‹ar işçi berür yaraÄŸlığ bütünTanrı bir kimseyi mes’ûd etmek ve yükseltmek isterse, ona ehliyetli ve dürüst hizmetkârlar verir. 
KötürmiÅŸni ilmek tilese yana, aÅ‹ar işçi berür yarutmaz küneEÄŸer yükselttiÄŸini tekrar düşürmek isterse, ona gün göstermeyen hizmetkâr verir. 
Yeter ol biligsiz barır bu otun, iÅŸi barça buzlur kopar kök tütünO bilgisiz idare dizginini eline alır ve bu odun onu takip eder; böylece bütün iÅŸi bozulur ve toz-dumana katılır. 
Ağırladı ilig kör ögdülmiÅŸig, ınandı aÅ‹ar berdi yumğı iÅŸigHükümdar ÖğdülmiÅŸ’i yükseltti; ona inandı ve bütün iÅŸleri onun eline verdi. 
KamuÄŸ ilke kıldı kör elgi uzun, uzun boldı elgi yorık til sözünBütün memlekete onu hâkim kıldı; o her iÅŸte kudret ve nüfuz sahibi oldu. 
AyaÄŸ berdi tamÄŸa at üstem kedüt, ağırladı aÅŸru tükel boldı kutOna unvan, mühür, at, koÅŸum ve hil’at verdi; çok itibar gösterdi; o ikbâlin son derecesine vâsıl oldu. 
Üküş edgü yarlığ tümen edgü söz, ilig yarlıkadı yakın boldı özHükümdar ona verdiÄŸi beratlarda kendisinden büyük bir sitayiÅŸle bahsetti ve o hükümdarın yakınlarından oldu. 
KapuÄŸdakı er at kiçig ya uluÄŸ, taÅ‹uk tuttı barça kılıp cân yuluÄŸKapıda hizmet eden büyük-küçük, her kes, ona candan fedaya hazır olduklarını bildirdiler. 
KamuÄŸ işçi barça köründi kelip, tapuÄŸ tozÄŸu birle neÅ‹ artut kılıpHizmetinde bulunanların hepsi gelip, tebrik ettiler; hediye olarak, yiyecek ve giyecek bir çok ÅŸeyler takdim ettiler. 
Uru bardı ögdülmiÅŸ edgü törü, aÄŸrladı tegme kiÅŸisin körüÖğdülmiÅŸ iyi kanunlar vaz’etmekte devam etti; her keÅŸi, derecesine göre, taltif etti. 
Bodundın kötürdi kamuÄŸ küç basınç, özindin kiterdi yaraÄŸsız kılınçHalk üzerinden bütün zor ve tazyiki kaldırdı;- kendisinden hiç bir uygunsuz hareket sâdir olmuyordu. 
Tüzüldi törü hem itildi eli, ilig inçke tegdi bekip el ulıKanunlar vaz’edildi ve memleket düzene girdi; ülkenin temeli saÄŸlamlaÅŸtı ve hükümdar huzura kavuÅŸtu. 
Sevigli telim boldı sevmez yağı, ilin kodtı kaçtı süzüldi toğıOnu sevenler çoÄŸaldı, sevmeyen ve düşman olanlar ülkesini bırakıp, kaçtı; artık meydanda toz-duman nâmına bir zerre kalmadı. 
Kutuldı ilig kıldı inçin sevinç, tatıldı tirigük bu buldı avınçHükümdar sıkıntıdan kurtuldu, huzur ve sevince kavuÅŸtu; iÅŸleri görüldü, kendisi rahat etti. 
Bu yaÅ‹lığ asığlar biligdin kelir, ukuÅŸluÄŸ biliglig siligdin kelirBu gibi faydalar bilgiden gelir; akıllı, bilgili ve iyi huylu kimseden gelir. 
Kalı ögmegü ol ukuÅŸluÄŸ kiÅŸig, neteg yirmegü bu ukuÅŸsuz iÅŸigAkıllı insan nasıl öğülmez, akılsız kimsenin iÅŸi nasıl yerilmez. 
UÄŸuÅŸluÄŸ iÅŸi barça ülgülüg ol, biligsiz iÅŸi barça telgülüg olAkıllının iÅŸi hep ölçüye göre biçilir; bilgisizin iÅŸi ise, hep geliÅŸi güzel kesilir. 
Ne edgü yaraÅŸur ukuÅŸluÄŸka kut, ya edgü kılınçlığ biligligke bütAkıllıya saadet ne güzel yakışır; akıllıya veya iyi hareket eden bilgiliye saadet ne iyi uyar, düşün. 
Negü ter eÅŸitgil ıla beg sözi, sözi manisi ol sözüŋke töziIla beyi ne der dinle; bu sözün mânası senin sözlerine temel olsun. 
Biligsizke devlet kelür erse kut, bodun barça buzlur bolur elke yutBilgisize devlet ve saadet gelirse, halkın arasına fesat girer ve bu, memleket için, öldürücü bir felâket olur. 
UkuÅŸuÄŸka tegse adın begliki, ilin inçke tegrür bu bir sözke bütEÄŸer beylik akıllı bir insanın eline geçerse, o ülkesini huzura kavuÅŸturur; sen bu söze inan. 
Bilig inçke tegdi yarudı küni, bayatka şükür kıldı ögdi anıHükümdar huzura kavuÅŸtu, günü aydınlandı; Tanrıya şükür, hamd ve sena etti. 
Közin kökke tikti kötürdi elig, ayur ay idim sen birigli biligGözünü göğe dikti, elini kaldırdı ve:— Ey rabbim—dedi — bilgi veren sensin. 
Bilig berdiÅ‹ ilke elig berdiÅ‹ erk, könilik öze tut köŋül bolsu berkBilgi verdin ve kuvvetle beni ülkenin hâkimi kıldın; gönlüme kuvvet ver ve beni doÄŸru yoldan ayırma. 
Sen ök bir maÅ‹a küç kamuÄŸ edgüke, elig asrakılar yükin yüdgükeEy rabbim, bana kuvvet ihsan et; bütün iyiliklere muvaffak olayım ve tebeamın yükünü cesaretle yükleneyim. 
Çığayka üledi ökü neÅ‹ tavar, köŋül tüzdi rabka kamuÄŸdın sıŋarFakirlere çok eÅŸya ve mal dağıttı; her hususta Tanrı’ya gönül baÄŸladı. 
Tirildi bu yaÅ‹lığ sevinçin kün ay, tüzü el karası tükel boldı bayGünler ve aylar böyle sevinç içinde geçti; bütün memleket halkı hep zenginleÅŸti. 
KiÅŸi üdrümi kör bu yaÅ‹lığ bolur, isizim bu yaÅ‹lığ kiÅŸiler ölürSeçkin insan, bak, böyle olur; ne yazık ki, böyle insanlar da fânidir. 
MeÅ‹ilig bodun kim bu yaÅ‹lığ begi, meÅ‹elig beg ol kolsa bodnı yegiBöyle bir beye sahip olan halk bahtiyardır; halkının iyiliÄŸini isteyen bey, dirayetli bir beydir. 
İsiz edgüler ölse toprak bolur isiz, neçe bolsa toprak kör atı kalurîyi veya kötü, ölünce, hep toprak olur; fakat ne kadar toprak olsalar bile, adları kalır. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig bir kün oldurdı yalÅ‹uz özi, bu ögdülmiÅŸig ündep aydı söziHükümdar bir gün tek başına oturuyordı; ÖğdülmiÅŸ’i çağırdı ve konuÅŸmaÄŸa baÅŸladı. 
Ayur ay ögdülmiÅŸ bak emdi maÅ‹a, ataÅ‹ emgeki kirmedi bir saÅ‹aEy Öğdülmiş— dedi— ÅŸimdi bana bak, sana babanın hiç bir emeÄŸi geçmedi. 
AtaÅ‹ öldi kaldıŋ sen oÄŸlan kiçig, kiçigke bedüktin bolur yol keçigBaban öldüğü zaman sen bir çocuk idin; küçüklere yolu-izi büyükler gösterir. 
AtaÅ‹ ögretümedi erdem bilig, tegümedi mendin yeme ök eligBaban sana fazilet ve bilgi öğretmedi; ben de bu hususa sana. pek yardım edemedim. 
Neteg met yumıttı bu erdem saÅ‹a, ayu bergil emdi munı sen maÅ‹aNasıl oldu da bunca fazilet sende toplandı; ÅŸimdi sen bana bunu söyle. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, uzun keç yaÅŸasu bu üsteÅ‹ eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Hükümdarın ömrü ve devleti uzun olsun — dedi — 
Bayat kimke berse inâyet ülüg, tilekke tegir boldı atlığ külügTanrı kime inayet eder ve kısmet verirse, o dileÄŸine kavuÅŸur, şöhret sahibi olur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı türkçe mesel, başında keçürmiÅŸ bu kökçin sakalGörmüş-geçirmiÅŸ ÅŸu ak-sakal, ÅŸu türkçe mesel, bu hususta, bak, ne der : 
Bayat fazlı birle bedür ol kiÅŸi, tilekin bulur künde itlür iÅŸiİnsan Tanrı fazlı ile büyür ve dileÄŸine kavuÅŸur; onun iÅŸi günden güne yoluna girer. 
Bayat bermiÅŸin halk tıdumaz küçün, yağız yer yaşıl kök tirilse öçünKara toprak ile mavi gök, öç almak için, birleÅŸse bile, Tanrı’nın verdiÄŸine insan mâni olamaz. 
Bayattın kerek barça iÅŸke yölek, anın bulsa ötrü kiÅŸi öz tilekHer iÅŸte Tanrının yardımı ÅŸarttır; insan ancak onunla dileÄŸine kavuÅŸabilir. 
Yana ma ay ilig ata alkışı, oÄŸulka tegir ol sevinçi tuşıBir de, ey hükümdar, çocuk ne kadar babasının rızasını alırsa, o kadar onun duasına nail olur. 
Atam kıldı erdi kör edgü duâ, duâ birle tegdim bu yerke aÄŸaBabam bana hayır-duâ etmiÅŸ idi; ben o duâ ile yükselerek, bu mevkie ulaÅŸtım. 
İligni sebeb kıldı erklig idim, bu erdem biligdin turu kalmadımKadir rabbim hükümdarı da sebep kıldı, ben de bu fazilet ve bilgiden hâlî kalmadım. 
Elig urdı ilig meni edledi, bolu berdi evren özüm yokladıHükümdar beni tuttu ve beni deÄŸerlendirdi; felek de müsait davrandı ve ben yükseldim. 
Küle baksa begler kimi edlese, ava yığlur ârzû kerek ol yeseBeyler kime gülerek bakar ve kimi deÄŸerlen dirirlerse, istediÄŸi ÅŸeyler ona doÄŸru koÅŸar ve etrafına üşüşür; yeter ki, o bundan faydalanmasını bilsin. 
KiÅŸi köŋli baÄŸ ol yaÅŸarÄŸu suvı, bu begler sözü birle edgü savıİnsanın gönlü bir bahçedir; onu yetiÅŸtiren su, beylerin sözleri ve nasihatleridir. 
Kayu baÄŸka tegse suv eksümedin, çeçek yazlur anda tümen tü yıdınHangi bahçe devamlı sulanırsa, orada binlerce renkli ve kokulu çiçek açılır. 
Begi yarlığı bolsa edgü söze, kulı köŋli yükser yazar kaÅŸ közeBey onun hakkında iyi sözler sarfederse, kulun gönlü açılır ve yüzü güler. 
Kalı bolmasa edgü yarlığ tilin, yaÅŸarmış çeçekler kurır terk bilinEÄŸer bey ona karşı lütuf kâr davranmazsa, yeÅŸeren çiçek çabuk kurur; bunu böyle bil. 
Bayat fazlı kolÄŸu kerek kul kamuÄŸ, bayat fazlı bolsa açıldı kapuÄŸKul dâima Tanrının fazıl ve inayetini istemelidir; .Tanrının fazıl ve inayeti olursa, kapılar açılır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu söz, munı ukğıl emdi ayâ edgü özŞâir bu mânada ÅŸu sözü söylemiÅŸtir; ey iyi insan, ÅŸimdi bunu dinle ve anla. 
Bayat fazlı birle ağırlar kuluÄŸ, bilig kapğı açlur oÅ‹arur yoluÄŸTanrı kulunu fazıl ve inayeti ile yükseltir; ona bilgi kapısı açılır ve isteÄŸi rast gider. 
Bilig bilse künde kutadur küni, neçe me kiçig erse bolur uluÄŸinsan bilgi bilirse, hayatta günden-güne saadeti artar; kendisi ne kadar küçük olsa bile, yeri büyük olur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸe, bilig bilgüçiler neteg bilmiÅŸeHükümdar tekrar dedi:—Ey ÖğdülmiÅŸ, peki, bilgi sahibi olanlar bunu nasıl elde ederler. 
KiÅŸi ögrenipmü bolur ol bügü, azu tadu birle tuÄŸarmu tigüİnsan öğrenerekmi hakîm olur, yoksa doÄŸuÅŸtanını böyle doÄŸar? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ açtı tilin, ayurmen urayın bu sözke ulınÖğdülmiÅŸ cevap verdi; söze baÅŸladı ve : — Bunun esâsını izah edeyim — dedi — 
Törütürde berse bayat ög köŋül, tükel mâye buldı biligke oÄŸulTanrı yaratırken, akıl ve gönül ihsan ederse, çocuk bilgi için tam bir sermâye elde etmiÅŸ olur. 
KüniÅ‹e neÅ‹edür turu öglenür, negüni tilese bilür ögrenürO günden-güne geliÅŸir, gittikçe aklı tekâmül eder ve her istediÄŸini öğrenir, bilir. 
Biligke tegir ötrü bilge bolur, bu bilgi bile asğı ilke tolurBöylece bilgiye eriÅŸir ve bir gün âlim olur; bu bilgi ile memlekete çok faydası dokunur. 
Törütür üdinde köŋül bermese, tilekke tegümez bu anda basaTanrı yaratırken, gönül vermezse, insan hiçbir dileÄŸine eriÅŸemez. 
Takı bir sebeb kolsa oÄŸlan bilig, kiçigde tegürgü biligke eligBir ÅŸart daha var; çocuk bilgi isterse, öğrenmeÄŸe küçük yaÅŸtan baÅŸlamalıdır. 
Kiçig oÄŸlan erken bilig ögrenür, uluÄŸ bolsa ötrü tilekke tegürînsan, küçük çocuk iken, bilgi öğrenir ve büyüyünce, dileÄŸine kavuÅŸur. 
Bilig erdem edgü kılınç ya kılık, kiÅŸi ögrenür ötrü tüzlür yorıkBilgi, fazilet, iyi tavır ve hareketi insan öğrenir ve böylece gidiÅŸi düzelir. 
Bilig tut ya erdem kiÅŸi ögrenür, meger bu ukuÅŸ ol tadudın önürBilgiyi olsun, fazileti olsun, insan öğrenebilir; fakat akıl ise, insan ile birlikte doÄŸar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi türkçe mesel, okığıl munı sen asığ özke alBuna benzer türkçe bir ata-sözü vardır; bunu oku ve istifâde et. 
KiÅŸi ögrenür bilgi artar üküş, neçe ögrenip uksa bolmaz ukuşİnsan çok ÅŸeyler öğrenir ve bilgisi artar; fakat ne kadar öğrense ve anlasa bile, yine aklı elde edemez. 
Bayattın erür bu ukuÅŸ bolÄŸusı, tadu birle kirse bolur belgüsiAkıllı olmak Tanrı vergisidir; ancak buna doÄŸuÅŸtan sahip olursa, aklın emareleri kendisini gösterir. 
Bayattın atâ ol ukuÅŸ belgülüg, ukuÅŸtın bulur er miÅ‹ edgü ülügAkıl, şüphesiz, Tanrının ihsanıdır; insan akıl ile bin türlü iyi kısmet ve nimete nail olur. 
KiÅŸide uluÄŸrak ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi, ukuÅŸ boldı erke miÅ‹ erdem başıAkıllı insan insanların büyüğüdür; akıl insan için bin türlü faziletin başıdır. 
UkuÅŸsuz kiÅŸini kiÅŸi temegü, neçe sözlese söz yeme bütmegülAkılsız insana insan dememeli; ne kadar söylerse-söylesin, ona inanmamalı. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig eÅŸittim bu söz, takı bir sözüm bar ayıtÄŸu bu özHükümdar yine dedi: — Bu sözleri dinledim, soracak bir sözüm daha var. 
UkuÅŸuÄŸ adırtu biligde öŋi, negü tegturur ay sözüŋnüŋ oŋıAklı bilgiden baÅŸka bir ÅŸey olarak ayırdın, bununla ne demek istiyorsun, doÄŸrusunu söyle. 
Negü ol ukuÅŸ ornı kaydaturur, kayudın kopar kopsa kayda barurAklın yeri neresidir, o nerede bulunur; nereden çıkar ve çıkınca, nereye gider? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ukuÅŸ, ağır neÅ‹turur ol kiÅŸike küsüşÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve:—Akıl insan için aziz ve kıymetli bir ÅŸeydir — dedi — 
UkuÅŸ ornı üstün meÅ‹edeturur, ağır neÅ‹ üçün ornı baÅŸta erürAklın yeri üstte, beyindedir; kıymetli bir ÅŸey olduÄŸu için, onun yeri baÅŸtadır. 
KiÅŸen ol kiÅŸike ukuÅŸ belgülüg, kılınçı köni ol iÅŸi ülgülügAkıl insan için, şüphesiz, bir köstektir; hareketi doÄŸru ve iÅŸi ölçülüdür. 
Bağırsak bayat kör üdürmiÅŸ kulın, kiÅŸedi ukuÅŸ birle kılkın tilinMerhametli Tanrı seçmiÅŸ olduÄŸu kulunun hareketini ve dilini akıl ile kösteklemiÅŸtır. 
UkuÅŸsuz ölüg ol ukuÅŸluÄŸ tirig, ukuÅŸ munça teÅ‹lig adırtlar erigAkılsız ölüdür, akıllı ise, diridir; akıl insanları bu ÅŸekilde bir birinden ayırt eder. 
KarartÄŸku ev ol bu kiÅŸi tün sanı, ukuÅŸ bir yula teg yarutur anıinsan, gece gibi, karanlık bir evdir; akıl, bir meÅŸ’ale gibi, onu aydınlatır. 
UkuÅŸtın kelür kör kamuÄŸ edgülük, biligin bedür er bolur belgülükHer türlü iyilik akıldan gelir; insan bilgi ile büyür ve temayüz eder. 
Bu iki bile boldı yalÅ‹uk uluÄŸ, bu ikin oÅ‹arur könilik yoluğînsan-oÄŸlu bu ikisi ile yükselmiÅŸtir; o doÄŸruluk yolunda bu iki ÅŸey ile muvaffak olur. 
Biligin seçildi kiÅŸi yılkıdın, biligde bedükrek negü bar adınİnsan hayvandan bilgisi ile ayrılmıştır; bilgiden daha büyük baÅŸka ne vardır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözledi kör ukuÅŸ, ukuÅŸ iÅŸke tutsa kör asğı üküşAklın buna benzer bir sözü vardır; akıl yerinde kullanılırsa, faydası çoktur. 
KiÅŸi yılkı birle adırtı bilig, bilig birle yalıŋuk kötürdi eligİnsanı hayvandan ayıran ÅŸey bilgidir; insan-oÄŸlu bilgi ile hâkim vaziyete geçmiÅŸtir. 
Yorı yılkı bolma bilig ukuÅŸ, bilig birle sözle yorık tut tiligYürü, hayvan olma; akıllı ol ve bilgi öğren; bilgi ile söyle, sözün muteber olsun. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig takı bir sözüm, erür bu ayurmen ay körklüg yüzümHükümdar tekrar dedi:— Ey benim güzel yüzüm, sormak istediÄŸim bir ÅŸey daha var. 
MaÅ‹a ayğıl emdi ukuÅŸ sûreti, negü teg bolur ol yörügi atıŞimdi bana aklı tarif et, onun mâhiyeti nasıldır ve adı nedir? 
Yüzi körki kılkı kılınçı ne ol, yaşı kurı bod sın avınçı ne olYüzü, görünüşü, tavır ve hareketi nasıldır; yaşı, derecesi, boyu posu nasıldır ve ne ile avunur? 
ÖğdülmiÅŸ İligke UkuÅŸ Sûretin AyurOÄŸdülmiÅŸ Hükümdara Aklın Tarifini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ukuÅŸ, kılınçı köni kör küvençi üküşÖgdilmiÅŸ cevap verdi ve : — Aklın hareketi doÄŸru ve itibarı büyüktür — dedi — 
Yüzi körki körklü ne yaşı kiçig, kamuÄŸ edgülükke anıŋdın keçigYüzü, ÅŸekli güzel ve dâima genç ve dinçtir; her türlü iyiliÄŸe geçit veren odur. 
Örüg hem silig ol ne kılkı amul, kamuÄŸ teprenürke bağırsak köŋülHalîm, selîm ve sakin tabiatlıdır; o bütün canlılar için ÅŸefkat dolu bir gönüldür. 
Kayuka elig ursa itlü barır, kayuka sözi tegse yetlü barırNereye eli dokunursa, orası düzelir; sözü nereye eriÅŸirse, orası o söze uyar. 
İsig yüzlüg ol kör kamuÄŸka sevüg, kiÅŸilerke andın asığlar ülügSıcak yüzlü, her kes için sevimlidir; insanlar ondan fayda görürler. 
Yiti közlüg ol kör bakışı yırak, kayu iÅŸke tegse bekitür adakKeskin gözlü ve uzak görüşlüdür; hangi iÅŸe el uzatırsa, ayağını saÄŸlam basar. 
Neçe bulÄŸanuk iÅŸke tegse süzer, neçe ters tügün erse baksa yazarEl sürdüğü iÅŸ ne kadar bulanık olursa-olsun, süzülmüş, sâf bir hâle gelir; ne kadar ters düğüm varsa, bir bakışla onu çözer. 
Bakar soldın oÅ‹dın hem öŋdün kedin, kamuÄŸ iÅŸ yarağın bilir hem üdinİşlere saÄŸdan, soldan, önden, arkadan, her cephesinden bakar; hall çâresini ve zamanını bilir. 
Kaçığlığ yeter ol uçuÄŸlığ tutar, sınukuÄŸ sapar ol buzukuÄŸ iterKaçana yetiÅŸir, uçanı yakalar, kırığı sarar ve bozuÄŸu düzeltir. 
UkuÅŸsuz ökündi ayur ay ukuÅŸ, seniÅ‹siz muÅ‹adurmen artuk üküşAkılsız hayıflandı ve dedi:— Ey akıl, sensiz ben çok bunalıyorum. 
MaÅ‹a tegmedi bir seniÅ‹din ülüg, seniÅ‹siz kiÅŸi köŋli boldı ölügBana senden bir parça nasip olmadı; sensiz insanın gönülü ölü sayılır. 
Yula ol ukuÅŸ kör karaÄŸuka köz, ölüg tenke cân ol ağın tilke sözAkıl bir meÅŸ’aledir, kör için gözdür; ölü vücût için can, dilsiz için sözdür. 
UkuÅŸluÄŸ ukuÅŸka ayur ay iÅŸim, ne edgü iÅŸim sen itigli iÅŸimAkıllı akıla der:— Ey arkadaşım, sen benim iÅŸlerimi düzelten ne iyi bir arkadaÅŸsın. 
Kılınç oÅ‹ tutar hiç solı yok ukuÅŸ, bütün çınturur hiç alı yok ukuÅŸAkıl dâima saÄŸdan hareket eder, onun hiç solu yoktur; o doÄŸru ve dürüsttür, hiç bir hilesi yoktur. 
UkuÅŸ kimde bolsa bu ol belgüsi, bu belgü bile ol ukuÅŸ bilgüsiAkıl kimde ise, belirtileri şöyle olur ve akıl bu belirtilerden anlaşılır. 
UkuÅŸnuÅ‹ eÅ‹ aÅŸnu kılıkı oÅ‹ay, könilik bile ol yorıkı yıl ayHer ÅŸeyden önce aklın tavır ve hareketi mâkuldür; aylar ve yıllar geçse dahi, gidiÅŸi aynı doÄŸru yoldan taÅŸmaz. 
UkuÅŸluÄŸ köni hem silig til sözi, bütünlük bile boldı kılkı töziAkıllı doÄŸrudur, dili ve sözü yumuÅŸaktır; hareketinin esâsı doÄŸruluk üzerine kurulmuÅŸtur. 
Örüg ol amul ked serimlig sabûr, körüp iÅŸni yetrü ol akru tegürO halım, sakin, çok mütehammil ve sabırlıdır; iÅŸe dikkatle bakar ve sükûn ile ele alır. 
Kılınçı karı körse yaşı yegit, aÅ‹ar muÅ‹luÄŸ ârzûn öge ya tegitTavır ve hareketi ihtiyarlara benzer; fakat dikkat edilirse, yaşı gençtir; ister hükümdarın has müşaviri, ister en âdî bir köle olsun, onu iÅŸtiyakla ararlar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu sözni okı, uka tursa mani açılÄŸay takıŞimdi buna benzer ÅŸu sözü oku; nufûz edersen, mânası da aydınlanır. 
Kılınçı karı oÄŸlan özlüg ukuÅŸ, ukuÅŸ kayda bolsa aÅ‹ar bar yapuÅŸAkim hareketi ihtiyardır, fakat kendisi gençtir; akıl nerede ise, ona git, yapış. 
Kiçigi seviglig karısı amul, özi tüzün alçak kör asğı üküşKüçüklüğü sevimli, ihtiyarlığı sakin, kendisi halîm, alçak gönüllü ve çok faydalıdır. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Bu sözler eÅŸitti sevindi ilig, ayur ay odunmış sözi ög biligHükümdar bu sözleri iÅŸitti, sevindi ve şöyle dedi: — Ey sözü akıl ve bilgiden ibaret olan, uyanık adam. 
Bayat berdi barça tükel edgülük, bayattın atâ sen maÅ‹a belgülügTanrı bana her nimeti eksiksiz ihsan etti; şüphesiz, sen de bana Tanrının bir ihsanısın. 
Bu emgek yük ol bir ağır yüdgüke, anı yüdse ötrü tegir edgükeBu zahmet, yüklenmesi güç olan bir yüktür, fakat insan bunu yüklenmekle iyiliÄŸe eriÅŸebilir. 
Kim edgü tilese ağır yük yüder, ağır yük yüdügli tilekin küderKim iyilik dilerse, ağır yük yüklenir; ağır yük yüklenen dileÄŸine ulaÅŸmak ister. 
Yükümni yüder sen tilek iÅŸ yorır, meni tındurur sen saÅ‹a yük tegirYükümü yükleniyorsun, dilek ve iÅŸ oluyor; beni rahat ettiriyorsun, fakat sana zahmet oluyor. 
Bayat bersü tevfik maÅ‹a emdi küç, hakıŋnı öteyin yanut birke üçTanrı bana ÅŸimdi tevfik ve kudret versin, senin hakkını bire karşı üç olarak ödeyeyim. 
Bilirmen bu yaÅ‹lığ tapuÄŸ kıldukuÅ‹, bağırsaklık ol bu meni koldukuÅ‹Senin nasıl hizmet ettiÄŸini biliyorum; beni düşünmen, senin bana candan baÄŸlılığından ileri geliyor. 
Bağırsak tapuğçı tükel ol bolur, öz asğın kodup kör beg asğın kolurSâdık ve tam hizmetkâr kendi nefsini deÄŸil, beyin menfaatini gözetendir. 
Negü ter eÅŸit bu tapuğçı tili, begin inçke tegrür tapuÄŸsak kulıHizmetkârın dili ne der, dinle; severek hizmet eden kul beyini huzura kavuÅŸturur. 
MeÅ‹ilig bolur beg tükel kut başı, bağırsak kulı bolsa kılsa iÅŸiKulu candan baÄŸlı olur ve iÅŸini yaparsa, bey memnun olur ve tam bir saadete kavuÅŸur. 
Tapuğçı bile beg kötürdi egin, tilek teg tapuÄŸ kılsa tındrur beginBey hizmetkârı sayesinde göğüsünü kabartır; o arzu edildiÄŸi ÅŸekilde hizmet ederse, beyini rahat ettirir. 
BaÅŸ aÄŸrığ yük emgek kötürse kulı, begiÅ‹ge aça berse ârzû yolıKul sıkıntı, yük ve zahmetleri ortadan kaldırmalı, beyine arzu ettiÄŸi yolları açmalıdır. 
Kayu beg bulur erse mundaÄŸ kuluÄŸ, bayattın atâ ol arığar ked uluÄŸHangi bey böyle bir kulu bulursa, bu ona Tanrının büyük bir ihsanıdır. 
Ajun begleri öldi bizde oza, üküşreki bardı bu ârzû özeBizden önce ölen dünya hâkimlerinden büyük bir kısmı da bunun hasreti ile ölüp gitmiÅŸtir. 
Ajun bodnı tındı avınçın kutun, iligke duâ kıldı bodnı bütünDünya halkı huzur ve saadet içinde rahata kavuÅŸtu; bütün halk hükümdara duâ etti. 
Adın el kiÅŸisi eÅŸitti munı, yüzin körgüke ârzûladı anıBaÅŸka memleketlerin halkı da bunu iÅŸitti ve onun yüzünü görmeÄŸi arzu etti. 
Keçürdi yıl ay kün bu ârzû öze, ilin itti edgü törüsin tüzeBöylece aylar ve yıllar geçti; hükümdar iyi kanunlar vaz’ederek memleketini idare etti. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig bir kün ündedi ögdülmiÅŸig, ayur aytayın söz sen ay bilmiÅŸigHükümdar bir gün ÖğdülmiÅŸ’i yanına çağırdı ve : — Sana bir ÅŸey soracağım, bu hususta bildiÄŸini söyle — dedi — 
Et öz yeti endâmka baksa kör er, tatığ buldı barça öz ülgin tererİnsan kendi vücûduna, yedi endama bakarsa, bunlarda zevk bulur; bunların her biri kendi kısmetini toplar. 
Köŋül tatğı ne ol bu köz tatğı ne, bu iki tatığdın özüm ülgi neGönül zevki nedir, göz zevki ne; bu iki zevkten benim kısmetim nedir? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı tatığ, köŋül ârzû kolsa bekürtse katığÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve:— Gönlün arzu ettiÄŸi ve kuvvetle özlediÄŸi ÅŸey zevktir — dedi — 
SevitmiÅŸ yüzin körse közke tatığ, köŋül ârzûsın bulsa özke tatlÄŸGöz için, sevdiÄŸi yüzü görmek zevktir; gönül için arzusuna kavuÅŸmak zevktir. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸ ay, seviglig nişânı negü ermiÅŸ ayHükümdar tekrar sordu : — Ey ÖğdülmiÅŸ, söyle; sevgilinin niÅŸanesi nedir? 
Severmen teyü barça davi kılur, bu davika mani negü teg bolurHer kes sevdiÄŸini iddia eder; bu iddianın mânası nedir? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bolur, sevüg yüzke baksa severin bilürÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — BaÅŸ-üstüne; insan sevgilinin yüzüne bakınca, sevdiÄŸini anlar — dedi — 
KamuÄŸ neÅ‹ke örtüg bolur baksa köz, köŋülke yok örtüg munı bilgü özGöz için, bakarken, her ÅŸey örtülü olabilir; fakat gönül için örtü yoktur; bunu bilmelisin. 
Sever sevmezin öz bileyin tese, köŋülke baka körgü bilgey basaSevip-sevmediÄŸini anlamak isterse, insan gönüle bakmalı; bu gönülden anlaşılır. 
Sevügler yüzinde bolur belgü neÅ‹, közin közke tikse anı bilgü teÅ‹Sevgililerin yüzünde bunu belirten bir alâmet bulunur; göz-göze gelince, onlar birbirlerini anlarlar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir sözi, ukup tırlayu al kiÅŸi erbüziŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; dinleyip, anlamaÄŸa çalış; ey insanların karpuzu. 
Sevigli kiÅŸiniÅ‹ yüzi belgülüg, tili açsa mani sözi belgülügSeven insan yüzünden bellidir; aÄŸzını açsa, sözünün mânasında sevgi kendisini gösterir. 
Sever sevmezin öz bileyin tese, saÅ‹a tetrü baksa közi belgülügBirinin sevip-sevmediÄŸini bilmek istersen, gözüne dikkat et; sana doÄŸru bakınca, gözünden belli olur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig aydı uktum eÅŸittim bu söz, takı bir sözüm bar anı aysu özHükümdar tekrar dedi : — Bu sözü dinledim, anladım; daha bir sözüm var, onu da bana söyle. 
Kereklig söz ayturmen emdi saÅ‹a, idi ked bakıp sözleyü ber maÅ‹aÅžimdi sana çok mühim bir ÅŸey soracağım; bana iyice düşünerek, cevap ver. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ ilig kutı, bilig birle begler bedütti atıÖğdülmiÅŸ cevap verdi:— Ey devletli hükümdar, beyler adlarını bilgi ile yükseltmiÅŸlerdir. 
Bilig ordusı ol bu begler özi, biligsiz bolur kul nerek kul söziBeylerin kendileri bilgi sarayıdır, kul bilgisiz olur; kul sözünün ne kıymeti var. 
Ayıtmak oÅ‹ay boldı tersi cevâb, cevâbka ilig bilgi bolÄŸay savâbSormak kolay, fakat cevabı güçtür; vereceÄŸim cevap esasen hükümdarın bilgisi dahilindedir 
OÅ‹ayın ilig tuttı tersi maÅ‹a, kemiÅŸmegil emdi ay ersig toÅ‹aKolayını hükümdar aldı; ey yiÄŸit kahraman, güç olanı ÅŸimdi bana bırakma. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı aytığlı muÅ‹luÄŸ bolur, özi bilmedükin anıŋdın kolurHükümdar: — Soran muhtacdır; kendisi bilmediÄŸi için, bunu karşısındakine sorar — dedi — 
Kalı mundaÄŸ erse seviŋü kerek, ayıtmış sözümni sen ayÄŸu kerekBu böyle olunca, senin buna sevinmen ve sorduÄŸum söze cevap vermen gerekir. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi aydı ay edgü törü, eÅŸitmek ked ol sözlemekte körüÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve:—Ey iyi nizam sahibi, dinlemek söylemekten daha iyidir — dedi — 
Sözüg sözlegüçi bu cân yavrıtur, eÅŸitgüçi avnur et öz semritürSöz söyleyen canını üzer; dinleyen ise, rahat eder ve vücûdunu semirtir. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış bügü, sözüg sözlemegü eÅŸitgü ögüTecrübesi olan hakîm ne der, dinle; çok söz söylememeli, daha çok dinlemeli ve düşünmelidir. 
EÅŸitmek bile boldı bilge kiÅŸi, bu söz sözlemektin barır er başıinsan dinlemekle âlim olur : çok söz söylemekten insanın başı gider. 
EÅŸitse bolur ol kulakka tatığ, telim sözlemiÅŸ sözde bolmaz asığDinlemek kulak için bir zevktir; çok söz söylemekte fayda yoktur. 
Sözüg sözlemese sav altun sanı, bakır boldı tildin çıkarsa anıSöylenmeyen söz som altın sayılır; ağızdan çıkınca, bakır olur. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı emdi köni sözlediÅ‹, sen emdi öziÅ‹ke kutun kur badıŋHükümdar şöyle dedi : — Åžimdi doÄŸru söyledin, sen kendine saadet kuÅŸağını baÄŸladın. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ ilig kutı, özüm yegledüki bu kulluk atıÖğdülmiÅŸ cevap verdi:—Ey devletli hükümdar, ben kul olmağı tercih ettim — dedi — 
Kulı cân sızurÄŸu avınsa begi, kalı yetlür erse bu kulnuÅ‹ ögiEÄŸer aklı eriyorsa, beyinin rahat etmesi için, kul kendi canını eritmelidir. 
EÅŸitsü ayayın özüm bilmiÅŸin, ilig me keçürsün hatâ bolmışınBen kendi bildiÄŸimi söylerim; hükümdar dinlesin ve yanlış bulduklarını affetsin. 
Beglikke Sezâ BolÄŸu Teg Beg Negü Teg Kerekin AyurBeyliÄŸe Lâyık Bir Beyin Nasıl Olması GerektiÄŸini Söyler 
İlig aydı emdi ayıtÄŸu sözüm, bu erdi munu emdi aytur özümHükümdar bunun üzerine şöyle dedi : — Sormak istediÄŸim ÅŸey iÅŸte ÅŸudur. 
Törütti apa oÄŸlanın bir bayat, uığ bar kiçig bar isiz edgü atBir olan Tanrı insan-oÄŸlunu yarattı; bunlar arasında büyük var, küçük var; kötü ve iyi adlı olanları var. 
Biliglig biligsiz çığay bar ya bay, ukuÅŸluÄŸ ukuÅŸsuz otun bar ked ayBilgili, bilgisiz, fakir ve zengin var; akıllı, akılsız ve küstah var. İyi söyle, 
Negü teg kerek beg munı baÅŸlasa, çavı barsa atı iÅŸin iÅŸleseBeyin nasıl olması gerek ki, o bunların başına geçsin, iÅŸini görsün, nâm ve şöhreti dünyaya yayılsın. 
İtilse eli hem bayusa bodun, atı edgü bolsa ol erter üdünMemleketi düzene girsin, halk zenginleÅŸsin; göçtüğü zamanda, iyi nâm bıraksın. 
Hazine o urunsa kümüş hem ağı, yağı boynı yençse kiterse çoğıGümüş ve sırmalar ile hazinesi dolsun; düşman boyun eÄŸsin ve kargaÅŸalık ortadan kalksın. 
Yumıtsa er at bolsa küçlüg elig, yorıtsa törü tüz yetürse biligAsker toplansın, kudretli bir ele sahip olsun; yeter bilgi ile memleketi idare etsin. 
Çavıksa ajunda yadılsa atı, bedüse küniÅ‹e kötürse kutıŞöhret kazansın, adı dünyaya yayılsın; günden-güne yükselsin ve saadeti artsın. 
Erejin avınsa yese el uzun, bütün cân üzülse yese ol ajunHuzur içinde ömür sürsün, uzun zaman hükümran olsun; bütün canlar feda olsun, tek o yaÅŸasın. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, idi ters ayıttı maÅ‹a bu biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Hükümdar bana çok zor bir ÅŸey sordu — dedi — 
Bu beglik iÅŸin barça begler bilir, törü öŋdı kılk yaÅ‹ olardın kelirBu beylik iÅŸini hep beyler bilir; kanun ve nizam, örf ve âdet onlardan gelir. 
Anasında tuÄŸsa tuÄŸar beglikin, körü ögrenür iÅŸ bilür yeglikinBey doÄŸarken, beylikle doÄŸar; görerek öğrenir ve böylece iÅŸlerin hangisinin daha iyi olduÄŸunu bilir. 
Bayat kimke berse bu beglik iÅŸi, berür ög köŋül kör ol iÅŸke tuşıTanrı kime bu beylik iÅŸini verirse, ona iÅŸi ile mütenâsip akıl ve gönül de verir. 
Kimi beg törütmek tilese bayat, berür aÅŸnu kılk yaÅ‹ ukuÅŸ yüg kanatTanrı kimi bey olarak yaratmak isterse, ona önce münâsip tavır ve hareket ile akıl ve kol kanat verir. 
Bu beglik iÅŸi boldı begler iÅŸi, bu begler iÅŸin bildi beglik kiÅŸiBu beylik iÅŸi beylerin iÅŸidir; beylerin iÅŸini bey olan kimse bilir. 
Bu iÅŸni ilig mende yegrek bilür, atası beg erdi özi begtururBu iÅŸi hükümdar benden daha iyi bilir; babası bey idi, kendisi de beydir. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı uktum bu söz barça çın, köni sözlediÅ‹ söz yıpar burdı kinHükümdar dedi : — Anladım, bunların hepsi doÄŸrudur; bu sözü doÄŸru söyledin, sözün misk gibi koktu. 
Bu iÅŸ kılÄŸuçı kılur öz iÅŸi, mün erdem biligli körügli kiÅŸiİşi yapan adam kendi vazifesini yapar; bunun kusur veya fazilet olduÄŸunu gören insan takdir eder. 
Men iÅŸ kılÄŸuçımen sen iÅŸ körgüçi, iÅŸig körgüçidin bilür kılÄŸuçıBen iÅŸ yapan insanım, sen ise, onu gören insansın; yapan adam iÅŸinin nasıl olduÄŸunu görenden öğrenir. 
Bayat berdi emdi saÅ‹a ög köŋül, ukuÅŸ hem bilig birle bolduÅ‹ amulÅžimdi Tanrı sana akıl ve gönül verdi; akıl ve bilgi sayesinde sen iÅŸleri sükûnetle ele alıyorsun. 
MaÅ‹a ok tapındıŋ kiçigde berü, körü ögrenü bildiÅ‹ edgü törüKüçüklüğünden beri hep benim hizmetimde bulundun; görüp öğrenerek, iyi kanunlar elde ettin. 
KamuÄŸ iÅŸni uktuÅ‹ ma bildiÅ‹ özün, maÅ‹a ma bağırsak sen kılkın sözünBütün iÅŸleri artık sen anladın ve kavradın; bana da iÅŸin ve sözlerinle candan baÄŸlısın. 
Bağırsakka aytur kiÅŸi öz sözin, bağırsak yuluÄŸlar kiÅŸike özininsan iÅŸini kendisine candan baÄŸlı olana danışır; sâdık insan kendisini baÅŸkası için feda eder. 
Bağırsak üçün sen bütermen saÅ‹a, bağırsaklıkın ay bu sözler maÅ‹aBana içten baÄŸlı olduÄŸun için, sana inanıyorum; sözlerime samimiyetle cevap ver. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak kiÅŸi, bağırsaklık ol kör kiÅŸilik başıDinle, ÅŸefkatli insan ne der; insanl-ığın başı merhamettir. 
Bağırsaknı ögdi ukuÅŸluÄŸ üküş, bağırsak kiÅŸiler kiÅŸike küsüşMerhametli insanı akıllı çok öğdü; merhametli kimse insan için azizdir. 
Bağırsaknı bulsa bağırka urun, maÅ‹a mundaÄŸ aydı bilig hem ukuÅŸMerhametli birini bulursan, baÄŸrına bas; bilgi ve akıl bana böyle dedi. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, esen inç tirilgil ay üsteÅ‹ eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve: — Ey hükümdar, ey üstün el, saÄŸ ol ve huzur içinde yaÅŸa — dedi — 
Bu beglikke aÅŸnu tüp aslı kerek, atım alp katığ kurç yana toÅ‹ yürekBeylik için insanın ilk önce asîl soydan gelmesi gerektir; bey cesur, kahraman, kuvvetli ve pek yürekli olmalıdır. 
Atası beg erse oÄŸul tuÄŸdı beg, oÄŸul tuÄŸsa beg hem ataları tegBabası bey ise, oÄŸul bey doÄŸar; o da babaları gibi, bey olur. 
UkuÅŸluÄŸ kerek hem biliglig kerek, akılık kerek hem siliglik kerekBey bilgili ve akıllı olmalıdır; cömert ve yumuÅŸak huylu olmak da lâzımdır. 
Bilig birle begler bodun baÅŸladı, ukuÅŸ birle el kün iÅŸin iÅŸlediBeyler bilgi ile halka baÅŸ oldular ve akıl ile memleket ve halkın iÅŸini gördüler. 
Beg atı bilig birle baÄŸlığturur, bilig lâmı kitse beg atı kalurBey adı bilig kelimesi ile ilgilidir; bilig’in lamı giderse, beg adı kalır. 
Ked öglüg kerek hem biligli ukuÅŸ, biliglig kiÅŸiniÅ‹ yağısı üküşBey çok akıllı olmalı ve aklın kıymetini bilmelidir; bilgili insanın düşmanı çok olur. 
Negü ter eÅŸitgil bilig bilmiÅŸ er, başında keçürmiÅŸ üküş yilmiÅŸ erBilgiyi takdir eden, görmüş-geçirmiÅŸ ve çok gezmiÅŸ insan ne der, dinle. 
Biliglig kerek beg ukuÅŸluÄŸ oduÄŸ, aÅ‹ar tegmese bir müfâcâ yoduÄŸAnsızın bir iftiraya uÄŸramaması için, beyin bilgili, akıllı ve uyanık olması lâzımdır, 
Kılınç edgü erdem kerek miÅ‹ tümen, atı edgü bolsa tutunsa boduÄŸAdının iyiye çıkması ve boyanın tutması için, iyi tavır ve hareket ile binlerce fazilet lâzımdır. 
Apa oÄŸlanı barça açlı bedük, bilig birle boldı kör ödrüm ked ökBütün insan-oÄŸullarının menÅŸei büyüktür; seçkinler ise, bilgi ile temayüz etmiÅŸtir. 
UruÄŸ edgü bolsa er edgü tuÄŸar, er edgü bolup ötrü törke aÄŸarUyruÄŸu iyi ise, insan iyi olarak doÄŸar ve iyi olduÄŸu için baÅŸ-köşeye geçer. 
Iduk ol bu beglik arığlık tiler, arığlık bile ilde saklık tilerBu beylik mukaddestir, temizlik ister; halkın da temiz ve uyanık olması lâzımdır. 
Bodunka talusı kerek alp atım, bedük iÅŸke ötrü bu bolsa titimHalk için beyin cesur ve kahraman olması iyidir; büyük iÅŸleri ancak bu meziyetler ile karşılamak mümkündür. 
Negü ter eÅŸitgil ötüken begi, sınap sözlemiÅŸ sözni yetrüp ögiTecrübeli, sözünü düşünerek söylemiÅŸ olan Ötüken beyi ne der, dinle. 
Bodunka begi artuk üdrüm kerek, köŋül til köni kılkı ködrüm kerekHalk için beyin çok seçkin olması lâzımdır; özü, sözü doÄŸru ve tabiatı güzide olmalıdır. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ bodunka talu, akı hem közi tok ne köŋli toluBilgili, akıllı, halka muamelesi iyi, cömert, gözü tok ve gönülü zengin olmalıdır. 
KamuÄŸ edgüke bolsa elgi uzun, uvutluÄŸ silig hem kılınçı tüzünHer türlü iyiliÄŸe el uzatmalı; haya sahibi, yumuÅŸak huylu ve asil tabiatlı olmalıdır. 
Sezâ beg bolur bu bodunka uluÄŸ, munıŋdın kelir ötrü edgü uruÄŸBöyle bir bey halka lâyık, büyük bir bey olur ve bu beyden de iyi bir hanedan yetiÅŸir. 
Bilig birle baÅŸlar kiÅŸi iÅŸ başın, ukuÅŸ birle uksa oÅ‹arur iÅŸininsan her iÅŸe baÅŸlarken, bilgi ile baÅŸlar ve akıl ile sona erdirir. 
BodunuÄŸ bilig birle bastı begi, bilig bolmasa iÅŸke yakmaz ögiBey halkı bilgi ile elinde tutar; bilgisi olmazsa, aklı iÅŸe yaramaz. 
Yaŋılsa bu begler ay ilig kutı, anıŋ begligi igler itgü otıBeyler iÅŸlerinde yanılırlarsa, ey devletli hükümdar, onların beyliÄŸi hastalanmış demektir; tedavi etmelidir. 
Bu beglik igiÅ‹e otı ög bilig, ukuÅŸ birle emle ay kılkı siligBeylik hastalığının ilâcı akıl ve bilgidir; ey yumuÅŸak huylu, onu akıl ile tedavi et. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ kerek beg tetig, anın kılsa ötrü igiÅ‹e itigBey bilgili, akıllı ve zeki olmalıdır; beyliÄŸin hastalığına ancak bunlar ile bir çâre bulunabilir. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ bügü ilçi beg, ikigün ajunda bolur ornı yegBilgili, akıllı ve hakîm hükümdarın her iki dünyada da makamı yüksek olur. 
İkigün ajunuÄŸ buluÄŸlı kiÅŸi, idi kutluÄŸ ol bu tükel kut başıHer iki dünyayı bulan insan çok mes’ûd olur ve bütün saadetlerin başında bulunur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı şâir bu söz, körü barsa mani biligsizke közŞâir ÅŸu sözü buna benzeterek söylemiÅŸtir; dikkat edersen, mânası bilgisiz için gözdür. 
MeÅ‹ilig kayu ol maÅ‹a ay yora, kiÅŸi kutluğı kim kiÅŸiler araSaadet nedir; bana tarif et; insanlar arasında mes’ûd olan kimdir. 
Yese berse dünyâ tirilse kutun, takı bir ajunda bu buldı töreKendisi yaÅŸar, baÅŸkalarını da yaÅŸatır ve ömrünü saadet içinde geçirirse, böyle bir insan âhirette de baÅŸ-köşeyi bulur. 
Kılınçı oÅ‹ay bolsa kılkı köni, sevinçin keçer kör uÅŸ ol beg küniTabiatı iyi ve hareketi doÄŸru ise, bak, o beyin hayatı sevinç içinde geçer. 
Bayat kimke berse bu edgü kılık, bu edgü kılık birle edgü yorıkTanrı kime bu iyi tabiatı ve bu iyi tabiat ile birlikte iyi gidiÅŸi kısmet ederse, 
Anıŋ boldı dünyâ tü nimet bile, tilese özüŋ ye tilese üleBu dünya, her türlü nimeti ile birlikte, onun olur; isterse, kendisi kullansın, isterse, baÅŸkalarına dağıtsın. 
Bayat berse fazlı kulıŋa kutun, bolur kılkı edgü kılınçı bütünTanrı kuluna saadet ile fazileti nasîp ederse, onun tabiatı iyi ve hareketi mükemmel olur. 
Kılınç edgü erdem kerek miÅ‹ tümen, anın tutsa el kend kötürse tumanII ve ÅŸehirleri idare, sulh ve sükûneti te’min etmek için, hükümdarın iyi tabiat ve binlerce fazilet sahibi olması lâzımdır. 
Ne edgüturur bu kılınç edgüsi, kılınç edgü erke yegü kedgüsiBu iyi tabiat ne güzel ÅŸeydir; tabiatı iyi olan insanın hayatı da güzeldir. 
Bayat kimke berse kılınç arkukı, anı emgetür bu zamane okıTanrı kime kötü bir tabiat vermiÅŸ ise, bu felek oku ona eziyet çektirir. 
Kayu begde bolsa bu arkuk kılınç, iÅŸi barça tetrü sevinçi sakınçHangi bey kötü bir tabiata sahip olursa, her iÅŸi ters gider; sevinç yüzü görmez, dâima keder içinde yaÅŸar. 
Sakınuk kerek beg ne kılkı arığ, arığlık tiler tutçı urğı arığBey takva sahibi ve temiz olmalıdır; aslı temiz olan dâima temizlik ister. 
Sakınuk kiÅŸi köŋli korklık bolur, köŋül korksa begler iÅŸig tüz kılurTakva sahibi, hataya düşmemek için, dâima titiz davranır; böyle titiz hareket eden beyler doÄŸru iÅŸ görürler. 
Kalı bolmasa beg sakınuk süzük, arığsız bolur barça kılkı üzükEÄŸer bey takva sahibi ve temiz kalpli olmazsa, hiç bir vakit temiz ve isabetli hareket edemez. 
Örüglük amulluk bolur begke körk, bu beglik iÅŸiÅ‹e bu ol baÄŸu örkSabır ve sükûnet bey için bir ziynettir; bunlar beyliÄŸin baÅŸta gelen meziyetleridir. 
Ked ögüg kerek beg oÅ‹arsa iÅŸin, bilip baÅŸlasa ötrü iÅŸler başınJ$e bilerek baÅŸlamak ve baÅŸarı ile tamamlamak için, beyin çok akıllı olması gerektir. 
Bu öglüg kiÅŸiler oÅ‹arur iÅŸig, yırak tutÄŸu iÅŸte bu ögsüz kiÅŸigîşi akıllı insanlar baÅŸarırlar; akılsız kimseleri iÅŸten uzak tutmalıdır. 
Köŋül bolmasa er közi asğı yok, ögi bolmasa er köŋül osğı yokGönül olmazsa, insan gözünün faydası yoktur; akıl olmazsa, insan gönülünden layıkı ile istifade edemez. 
Negü ter eÅŸitgil ay ilçi başı, örüg ked köŋüllüg sınamış kiÅŸiEy hükümdar, dinle, sakin, iyi gönüllü ve tecrübeli insan ne der. 
Kayu erde bolsa ukuÅŸ birle ög, anı er atağıl neçe ögse ögHangi insanda akıl ve anlayış varsa, ona insan de, onu ne kadar öğersen öğ. 
UkuÅŸ ög bilig kimde bolsa tükel, yavuz erse ked te kiçig erse ögAkıl, anlayış ve bilgi tam olarak kimde bulunursa, kötü ise, onu iyi, küçük ise, büyük bil. 
Ne edgüturur bu kiÅŸike öge, ögi bolsa ötrü ataÄŸu ögeînsan için akıl ne iyi ÅŸeydir; akıllı insanlara müşavir nazarı ile bakmalı. 
İveklik beliÅ‹ ol kamuÄŸka yavuz, kalı bolsa begke yüzi boldı bozAcelecilik her kes için fenadır ve derûnî bir korku neticesidir; eÄŸer bu beyde olursa, onun yüzü kül renkli olur. 
İvek kurÄŸu kılkı kılınçı buşı, biligsizke belgü bolur bu iÅŸiAcelecilik, zevzeklik ve hiddetli mizaç — bunlar bilgisizlik alâmetleridir. 
İve kılmış iÅŸler neçe yeg bolur, ive yese aÅŸ suv neçe ig bolurAcele yapılan iÅŸler acı olur; acele yemek-içmek yüzünden hastalık gelir. 
KamuÄŸ iÅŸ içinde amulluk üdür, meger tâat erse iviŋü yügürHer iÅŸte sükûneti tercih et; yalnız ibâdette acele et, çabuk davran. 
Közi tok kerek hem uvutluÄŸ tüzün, açuk hem yaruk bolsa kılkın sözünBey tok gözlü, haya sahibi ve yumuÅŸak tabiatlı olmalı, sözünde ve hareketinde açık ve vazıh davranmalıdır. 
Todumsuz bolur ol közi suk kiÅŸi, közi sukka yetmez bu dünyâ aşıGözü aç adam hiç bir ÅŸey ile doymaz; gözü aç olana, bütün dünya nimeti kâfi gelmez. 
Bu sukluk ig ol bir otı yok emi, anı emleyümez bu dünyâ kamıAç gözlülük, ilâcı ve devası bulunmayan bir hastalıktır; onu, bütün dünya kâhinleri bir araya gelse, yine tedavi edemezler. 
KamuÄŸ aç yese içse âhır todur, közi aç kiÅŸi ölse açlık kodurBütün açlar yer ve içerlerse, nihayet doyarlar; aç gözlü adamın açlığı ancak ölümle nihayete erer. 
Közi suk kiÅŸi neÅ‹ke bolmaz bu bay, kamuÄŸ dünyâ bulsa âhır suk çığayAç gözlü adamı mal doyurmaz; bütün dünyaya sahip olsa bile,o yine dâima aç gözlü ve fakirdir. 
UvutluÄŸ kerek beg kiÅŸide talu, uvutluÄŸ kılınçı irilmez toluBey haya sahibi ve insanların seçkini olmalı; haya sahibinin tavır ve hareketi eksilmeyen bir bütündür. 
KimiÅ‹de uvut bolsa kılkı silig, kamuÄŸ tersiz iÅŸke tegürmez eligHaya sahibi kimse yumuÅŸak tabiatlı olur; kendisine yakışmayan hiç bir iÅŸe el sürmez. 
Bayat kimke berse uvut köz suvı, aÅ‹ar berdi devlet tükel yüz suvıTanrı kime haya ve iz’ân vermiÅŸse, ona devlet ile birlikte bütün ÅŸerefleri vermiÅŸ demektir. 
KamuÄŸ teÅ‹siz iÅŸtin yığığlı uvut, kamuÄŸ edgü iÅŸke ulaÄŸlı uvutBütün uygunsuz iÅŸlere mânı olan hayadır; bütün iyi iÅŸlere ulaÅŸtıran da hayadır. 
Ne edgü neÅ‹ ol bu uvut erke körk, kamuÄŸ edgü iÅŸke uvut boldı örkBu haya ne kadar iyi ÅŸeydir ve insan için ne büyük bir zînettir; haya insanı her iyi iÅŸe sevkeden bir vâsıtadır. 
Tili çın kerek bolsa köŋli köni, bodunka asığ kılsa tuÄŸsa küniBeyin dili dürüst ve kalbi doÄŸru olmalı ki, halka faydalı olsun ve güneÅŸi doÄŸsun. 
Kalı bolsa begler hiyânet köŋül, bodınka asığ bolmaz andın tüŋülEÄŸer beylerin gönülünde hiyânet bulunursa, halka faydaları dokunmaz; onlardan vaz geç. 
Köŋül til oÅ‹ay bolmasa kör kılık, ol ildin kaçar kut tapulmaz yorıkBeyin gönülü, dili ve tabiatı düzgün olmazsa, saadet o memlekette dolaÅŸamaz, kaçar. 
Sözin kıyÄŸuçı begke tutma umunç, tiriglik yava bolÄŸa kılÄŸay ökünçSözünde durmayan beye ümit baÄŸlama, ömrün boÅŸuna geçer ve peÅŸiman olursun. 
İdi sak kerek beg yana ked oduÄŸ, usat bolsa begler tokınur yoduÄŸBey çok ihtiyatlı ve çok da uyanık olmalı; beyler ihmalkâr olurlarsa, bunun cezasını baÅŸkaları çeker. 
İki neÅ‹ tuıur ilke bağı beki, biri saklık ol bir törü el kökiBir memleketin bağı ve kilidi iki ÅŸeyden ibarettir; biri— ihtiyatlılık, biri — kanun; bunlar esastır. 
Kayu beg sak erse ilin bekledi, yağı boynı yençti öze irklediHangi bey ihtiyatlı ise, o memleketini muhafaza eder; düşmana boyun eÄŸdirir ve onu sım-sıkı baÄŸlar. 
Kayu beg törü berse elde köni, ilin itti kodtı yaruttı küniHangi bey memlekette doÄŸru kanun koydu ise, o memleketini tanzim etmiÅŸ ve gününü aydınlatmıştır. 
Bu beglik bağı kör bu iki bolur, bu iki tükel bolsa beglik tururBeyliÄŸin başı iÅŸte bu iki ÅŸeydir; bu ikisi tam olursa, bey beylik yapar. 
Negü ter eÅŸitgil yağıçı kür er, bu saklık bile öz yağısın urarİhtiyat ile hareket edip, düşmanını yenen, cesur muharip ne der, dinle. 
Ayâ ilçi begler ilig kolsa sak, bu saklık bile sen tüzü ilke bakEy ülke beyi, memleketin korunmasını istersen, memleketin her tarafında ihtiyat tedbirleri al. 
Bu saklık bile arttı begler eli, osallık körü buzdı beglik ulıIhtiyatlılık beylerin ülkesini geniÅŸletir; ihmalkârlık ise, beyliÄŸin temelini göz göre-göre sarsar. 
Bu saklık bile sen yağı boynı yenç, bodunka törü kıl tiril keÅ‹rü inçBu ihtiyat ile sen düşmanın boynunu vur, halka hüküm et, rahat ve huzur içinde yaÅŸa. 
İki neÅ‹ bile ilçi beglik buzar, kirür egri yolka könidin azarBey iki ÅŸey ile kendi beyliÄŸini bozar, eÄŸri yola girer ve doÄŸru yoldan ÅŸaÅŸar. 
Biri küç birisi osallık kılur, bu iki bile beg ilin artaturBunlardan biri zulüm, biri ihmalkârlıktır; bu ikisi ile bey memleketini harap eder. 
Yağı boynı yençmek tiler erse sen, kulak köz kerek sak kılıp tursa senDüşmanın boynunu kırmak istersen, gözünü, kulağını tetikte bulundurmalısın. 
Bu saklık bile sançtı begler yağı, osallık bile buzdı beglik bağıBeyler düşmanı ihtiyat ile vurmuÅŸlar ve ihmalkârlık ile beyliÄŸin baÄŸlarını çözmüşlerdir. 
Osal bolsa begler iÅŸin bütrümez, osal beg bütün bilgü beglik yemezBeyler ihmalkâr olurlarsa, iÅŸlerini baÅŸaramazlar; bey iyice bilmelidir ki, ihmalkârlık ederse, beyliÄŸi devam edemez. 
Sak er tutçı itnip osalığ busar, osal bolmağınça yağığ kim basarihtiyatlı insan dâima hazırlıklı bulunur ve ıhmâlkâre pusu kurar. 
Sak erse begi ilke tegmez elig, kalı tegse yetrür ukuÅŸ ög biligBey ihtiyatlı olursa, memleketine el dokundurmaz; eÄŸer dokunursa, o bu tecâvüzü akıl, fikir ve bilgisi ile karşılar. 
Bu küçkey kiÅŸi kendü beglik yemez, bu küçkey küçini bodun kötrümezZâlim adam üzün müddet beyliÄŸe sahip olamaz; zâlimin zulmüne halk uzun müddet dayanamaz. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig sözün, yeyümedi küçkey ilin keç uzunBilgili bunu nasıl ifâde eder, dinle; zâlim memleketine uzun müddet hüküm edemez. 
Köyer otturur küç yaÄŸusa küyer, törü suvturur aksa nimet önerZulüm yanar âteÅŸtir, yaklaÅŸanı yakar; kanun— sudur; akarsa, nimet yetiÅŸir. 
Uzun el yiyeyin tese ay bügü, törü tüz yorıtÄŸu bodunuÄŸ kögüEy hakîm, memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doÄŸru yürütmeli ve halkı korumalısın. 
El artar törü birle itlür ajun, el eksür bu küç birle buzlur ajunKanun ile ülke geniÅŸler ve dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur. 
Telim ordular buzdı küçkey küçin, toru öldi âhır bu küçkey açınZâlim zulmü ile bir çok sarayları harap etmiÅŸ ve sonunda kendisi açlıktan ölmüştür. 
Köŋül tüzse begler yorıtsa törü, bu beglik buzulmaz turur keç örüBeyler gönüllerini temiz tutar ve kanunu tatbik ederlerse, beylik bozulmaz ve uzun müddet ayakta durur. 
KamuÄŸda yarasız ay ilig kutı, bu begler öze kopsa yalÄŸan atıEy devletli hükümdar, en kötüsü beylerin adının yalancıya çıkmasıdır. 
Sözi çın kerek beg ne kılkı bütün, ınansa aÅ‹ar halk tirilse kutunBeyin sözü doÄŸru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaÅŸasın. 
Bu yalÄŸan kiÅŸiler vefâsız bolur, vefâsız kiÅŸi halkka teÅ‹siz kılurYalancı insanlar vefasız olur; vefasız kimseler halkın hayrına uygun olmayan iÅŸler yaparlar. 
Negü ter eÅŸitgil vefâlığ kiÅŸi, vefâ ol kiÅŸike kiÅŸilik başıVefalı insan ne der, dinle; insan için insanlığın başı vefadır. 
Tili yalÄŸan erniÅ‹ cefâ kılkı ol, cefâ kimde erse uÅŸ ol yılkı olSözü yalan olan kimsenin tavır ve hareketi cefâdır; cefâ kimde ise, o kimse hayvandır. 
KiÅŸi yalÄŸanmda tileme vefâ, bu bir söz sınanmış üküş yılkı olYalancı adamdan vefa bekleme; bu uzun yıllardan beri tecrübe edilmiÅŸ bir sözdür. 
Yüreklig kerek beg yeme alp atım, yürek birle boldı yağıka titimBey cesur, kahraman ve atılgan olmalı; bey cesareti ile düşmana karşı koyar. 
Sü baÅŸlar eren kür yüreklig kerek, yüreksiz er at alsa andın yürekKorkak askerin cesaret alması için, kumandanın kahraman ve cesur olması lâzımdır. 
Yüreklig yüreksizke bolsa başı, yüreklig bolur ötrü tegme kiÅŸiCesur insan korkakların başına geçer ve her kes ondan cesaret alır. 
Bu sözke tanukı bu beytig okı, bu sözke anuk tut köŋül ög takıBu söze ÅŸahit olarak, ÅŸu beyti oku; bu sözü gönülüne al ve aklına koy. 
Kür arslan bolu berse ıtka başı, bu ıt barça arslan bolur öz tuşıArslan köpeklere baÅŸ olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine arslan kesilir. 
Kalı bolsu arslanka ıt başçısı, ol arslan bolur barça ıt sakışıEÄŸer arslanlara köpek baÅŸ olursa, o arslanların hepsi köpek gibi olur. 
Akılık kerek begke kodkı köŋül, bu kodkı köŋül birle kılkı amulBeye cömertlik ve alçak gönüllülük lâzımdır; alçak gönllülük ile birlikte tabiatı da sakin olmalıdır. 
Akı bolsa begler atı çavlanur, atı çavı birle ajun beklenürBeyler cömert olursa, adları dünyaya yayılır; bunların nâm ve şöhretim üc dünya korunur. 
Ava yığlu tirlür er at sü bolur, er at sü bile er tilekin bulurEtrafına üşüşerek, asker toplanır ve ordu olur; asker ve ordu ile insan dileÄŸine kavuÅŸur. 
Negü ter eÅŸitgil urup yegli er, urup al ay alp er yana erke berHarp eden ve hayatını bununla kazanan insan ne der, dinle : ey kahraman, vur al ve aldıklarını tekrar yiÄŸitlere ver. 
Akı bol bağışla içür hem yetür, kalı eksüse ur yana al yetürCömert ol, bağışla, yedir ve içir; eÄŸer malın eksilirse, tekrar vur, al ve eksileni tamamla. 
Azığlığ kür erke bu neÅ‹ eksümez, tutuÄŸlı ürüŋ kuÅŸka meÅ‹ eksümezCesur, gözü pek olan insan için mal eksik olmaz; ak doÄŸan için derem eksik olmaz. 
Kılıç baldu ok ya kavi küç yürek, bar erken ked er neÅ‹ke korkmaz kerekKılıç, balta, ok, yay ile kuvvet ve cesaret varken, yiÄŸit adam mal için endiÅŸe etmemelidir. 
Ajunçı bügü beg nelük kenç urur, er at kayda bolsa anuk kenç alurDünya hâkimi hakîm bey niçin hazîne toplar; asker nerede ise, oradan hazır hazîne alır. 
Bu el tutÄŸuka köp er at sü kerek, er at tutÄŸuka neÅ‹ tavar tü kerekMemleket tutmak için, çok asker ve ordu lâzımdır; askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır. 
Bu neÅ‹ alÄŸuka bir kerek bay bodun, bodun baylıkıŋa törü tüz kodunBu malı elde etmek için, halkın zengin olması gerektir; halkın zengin olması için de, doÄŸru kanunlar konulmalıdır. 
Bularda biri kalsa törti kalur, bu törti yeme kalsa beglik ulurBunlardan bin ihmâl edilirse, dördü de kalır; dördü birden ihmâl edilirse, beylik çözülmeÄŸe yüz tutar 
Adın ma bu beÅŸ neÅ‹ yırak tutÄŸu beg, atı edgü bolsa kü çav bolÄŸu tegiyi nâm ve şöhretle adının yayılmasını isterse, bey bir de ÅŸu beÅŸ ÅŸeyi kendinden uzak tutmalıdır. 
Birisi iveklik birisi saran, üçünçi buşılık serin öz tirenBiri acelecilik, ikincisi cimrilik ve üçüncüsü hiddettir; bunlara karşı mukavemet et, maÄŸlûp olma. 
Bu törtünç yavuz begke arkuk kılınç, beÅŸinçi yaraÄŸsız bu yalÄŸan erinçBir bey için fena olan ÅŸeylerin dördüncüsü inatçılıktır; yakışmayan bu ÅŸeylerin beÅŸincisi, şüphesiz, yalancılıktır. 
Bu kaç neÅ‹de begler yırak tutÄŸu öz, atı artamasa yorık bolsa sözAdının kötüye çıkmaması ve sözünün itibârını kaybetmemesi için, beyler bunlardan kendilerini uzak tutmalıdır. 
Bularda eÅ‹ ınÄŸa bu arkuk kılınç, bu arkuk kılınçlığ ne muÅ‹luÄŸ erinçBunların en kötüsü bu inatçılıktır; inatçı kimse, hiç şüphesiz, çok sıkıntı çeker. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözni şâir ayur, bu şâir sözi tutsa sözke bayurŞâir buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; şâir sözüne deÄŸer veren insanın ifâdesi zenginleÅŸir. 
Ağır yük kiÅŸike kılınç arkukı, kılınç arkuk erse bulun at okıİnatçılık insan ıçm ağır bir yüktür; inatçılıktan kendini kurtar ve onunla savaÅŸ. 
Yağı kılmaÄŸusın kılınçı kılur, yağı bu yağıda negü adrukıDüşmanın yapamadığı fenalığı onun kendi hareketi kendisine yapar; bunun düşmandan farkı nedir, bu da düşmandır. 
Üküş el tutayın tese ay ilig, üç iÅŸ kılÄŸu ötrü yetilse eligEy hükümdar, bir çok memleketleri elde etmek istersen, yapabilirden, ÅŸu üç iÅŸi yap. 
OÅ‹ elgin kılıç tutsa ursa salıp, sol elgi bile neÅ‹ ülese alıpSaÄŸ elin ile kılıç sallar ve vururken, sol elin ile mal dağıt. 
Tilin sözlese söz ÅŸekerde süçig, boyun berdi beg kul uluÄŸ ya kiçigAÄŸzından çıkan sözler ÅŸekerden daha tatlı olsun; böylece bey-kul, büyük-küçük, hepsi sana boyun eÄŸer. 
Ay ilig bu kaç ner kerek begke kör, bodunka sevülse orun bolsa törHalk tarafından sevilmesi ve itibar görmesi için, ey hükümdar, beyin ÅŸu bir ÅŸeye sahip olması lâzımdır. 
Küler yüz süçig söz silig öz kerek, kılınçı bularka tükel tüz kerekO güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuÅŸak huylu olmalı ve bütün hareketlerinde de bunkra uygun davranmalıdır. 
Köŋül tutsa kodkı hem elgi akı, bularka yaraşı bağırsaklıkıBey gönülünü alçak tutrralı, eli açık olmalı, merhameti de bunlarla mütenâsip bulunmalıdır. 
KamuÄŸ törlüg erdem bu bilse tükel, yırak erse andın yaraÄŸsız muhâlHer türlü fazileti tam olarak elde etmeli; uygunsuz ve olmayacak ÅŸeylerden uzak durmalıdır. 
KiÅŸi üdrümi bu bodunda talu, talu üdrüm ol bu irüksüz toluBöyle bir bey insanların seçkini ve halkın iyisidir; seçkin ve iyi olan kimse eksilmeyen bir aya benzer. 
Ajun bodnı barça aÅ‹ar kul bolur, ajun yer bu begler tilekin bulurBütün dünya halkı ona kul olur; bu gibi beyler dünyaya hâkim olurlar ve bütün dileklerine kavuÅŸurlar. 
Tügük yüz irig söz küvez kür kılık, kiÅŸig yirgürür köndrü bilmez yorıkAsık suratlı, kaba sözlü, kibirli ve maÄŸrur insan her keÅŸi kendisinden nefret ettirir ve iÅŸini yoluna koyamaz. 
Otunluk iveklik yinik kurÄŸuluk, kara kılkı ol bu yırak turÄŸulukKüstahlık, acelecilik, zevzeklik, bunlar avam tabiatıdır; bey bunlardan uzak bulunmalıdır. 
Kara kılkı begke kereksiz yaÄŸuk, yaÄŸuk bolsa begke uçuzluk anukAvam tabiatının beye yakın olması uygun düşmez; bu tabiat yaklaşırsa, bey itibârını derhâl kaybeder. 
Kara kul karası bolur beg ürüŋ, karalı ürüŋli adırttı körüŋSiyah — kul rengidir, bey — beyaz olur; siyah ve beyaz renkleri ayırt edilmiÅŸtir. 
Talu beg bolayın tese belgülüg, talu tutÄŸu erdem ay atlığ külügSeçkin bir bey olabilmek için, fazilete kıymet verilmelidir, ey namlı meÅŸhur. 
Atı beg bolur bolsa kılkı kara, karada bu ınÄŸa bolur halk araBir kimsenin adı bey, fakat tabiatı avamınki gibi olursa, o halk arasında avamdan daha aÅŸağı görülür. 
Yüzi körki körklüg kerek beg yülüg, bodı ortu bolsa ne çavluÄŸ külügBey güzel yüzlü, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve orta boylu olmalı; aynı zamanda nâm ve şöhret sahibi bulunmalıdır. 
Köŋli yüzin körse sevse körüp, eli bodnı baksa küvense turupYüzünü gören her kes, bakınca, onu sevmeli; memleketi ve halkı ona bakıp, güvenle yaÅŸamalıdır. 
Yağıka katığ bolsa ersigliki, körür közke suv berse körklüglükiDüşmana karşı cesur ve mert olmalı; güzelliÄŸi bakan gözü sevgi ile parlatmalıdır. 
Ayı bod uzun bolsa ögmez bilig, ayı ma çöküt bolsa bolmaz siligBilgi nazarında boyunun çok uzun olması makbul deÄŸildir; onun çok bodur olması da güzel düşmez. 
Kalı mundaÄŸ erse bod ortu kerek, bodı ortu bolsa bolur edgürekOnun için bey orta boylu olmalıdır; orta boylu olması daha iyidir. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış kiÅŸi, başında keçürmiÅŸ yaÅŸamış kiÅŸiÇok yaÅŸamış ve başından çok ÅŸeyler geçirmiÅŸ, tecrübeli insan ne der, dinle. 
Bodı kısÄŸa yunçığ kılınçı buşı, buşı kayda bolsa tütüşke başıKısa boylu, bodur kimseler hırçın tabiatlı olurlar; hırçın nereye giderse, orada kavga baÅŸlar. 
Bod ortu kerek hem teÅ‹inçe yaraÄŸ, iÅŸiÅ‹ ortu tut ay biliglig kiÅŸiBoy orta ve her ÅŸey bununla mütenâsip olmalı; ey bilgili insan, her iÅŸte itidalden ayrılma. 
Bor içmez kerek beg fesâd kılmasa, bu iki kılıktın kaçar kut basaBey içki içmemeli ve fesatlık yapmamalıdır; bu iki hareket yüzünden, sonunda ikbâl elden gider. 
Süçigke süçinse ajun begleri, açığ boldı el kün bodun igleriDünya beyleri ÅŸarabın tadına alışırlarsa, memleketin ve halkın bundan çekeceÄŸi zahmet çok acı olur. 
Oyunka avınsa ajun tutÄŸuçı, ilin buzdı boldı özi koltÄŸuçıDünyaya sahip olan vaktini kumara verirse, memleketin bozar ve kendisi de muhtaç duruma düşer. 
Üdinde keçürse bu beglik iÅŸin, anı yetse bolmaz ederse kuşınDevlet iÅŸleri ihmâl edilir ve vakfında yapılmazsa, arkasından avcı kuÅŸla takip etsen bile, bir daha ele geçmez. 
Negü ter eÅŸitgil bilig bergüçi, biligsizni bordın söküp tıdÄŸuçıBilgi veren ve bilgisizi yererek, içkiden men’eden insan ne der, dinle. 
Bor içme ayâ borçı boÄŸuzı kulı, bor içse açıldı çığaylık yolıEy içki düşkünü, boÄŸazının esiri, içki içme; içki içersen, sana fakirlik yolu açıldı demektir. 
Kara borçı boldı neÅ‹i boldı yel, begi borçı bolsa kaçan turÄŸa elAvam içkiye müptelâ oldu, malı rüzgâr gibi uçtu; bey içkiye müptelâ olursa, memleketi nasıl durur. 
Yağı ol bu bor timçi eltür kümüş, kılınçı tütüş boldı kılkı uruÅŸBu içki ve meyhaneci düşmandır, insanın parasını alır; içki içen hırçın ve kavgacı olur. 
Esürse kiÅŸi telve munduz bolur, bu telve iÅŸi kör kaçan tüz bolurinsan sarhoÅŸ olursa, deli olur ve aklını kaybeder; deli hiç doÄŸru iÅŸ yapar mı. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk tili, bu söz iÅŸke tutğıl ay boÄŸuzı kulıTakva sahibi insan ne der, dinle; ey boÄŸazının kulu, bu söze göre hareket et. 
Neçe kılÄŸu iÅŸler bor içse kalur, neçe kılmaÄŸu iÅŸ esürse kelürYapılacak nice iÅŸler içki yüzünden yapılamaz; yapılmaması gereken nice iÅŸler de sarhoÅŸken yapılır. 
Neçe teÅ‹siz iÅŸler bor içse bolur, neçe edgü iÅŸler esürse kalurNice uygunsuz iÅŸler içki yüzünden iÅŸlenir; nice iyi iÅŸler sarhoÅŸluk yüzünden geri kalır. 
Bor içse oyunka avınsa begi, kaçan yetgey el kün iÅŸiÅ‹e ögiBey içki içer ve oyunla vakit geçirirse, memleket iÅŸini düşünmeÄŸe ne zaman fırsat bulur. 
Fesâd kayda bolsa kaçar kut teze, fesâd çın yorır tutçı beglik buzaNerede fesat olursa, oradan saadet kaçar, gider; fesat, şüphesiz, her yerde dâima beyliÄŸe halel getirir. 
Arığ ol bu kut kıv arığlık tiler, süzük ol bu devlet süzükni yülerSaadet ve ikbâl temizdir, her yerde temizlik arar; bu saadet durudur ve ancak saf olanı destekler. 
Begi içgüçi bolsa mufsid otun, kamuÄŸ içgüçi boldı bodnı bütünBey içkiye müptelâ, müfsit ve kaba: olursa, onun bütün halkı da ayyaÅŸ olur. 
Kara teÅ‹sizin barça begler iter, begi kılsa ternsiz anı kim yeterHalkın bütün uygunsuzluklarını beyler düzeltir; bey uygunsuzluk ederse, onu kim yola getirir. 
Arığsıznı yalÅ‹uk suvun yup arır, kalı artasa suv negün yup arırinsan temiz olmayan ÅŸeyleri su ile yıkayıp, temizler; eÄŸer su kirlenirse, o ne ile ve nasıl temizlenir. 
KiÅŸi iglese ot otaçı berür, otaçı igiÅ‹e otın kim kılurİnsan hastalanırsa, tabip bunun ilâcını verir; eÄŸer tabip hastalanırsa, onu kim tedavi eder. 
Arığ tutÄŸu begler köni kılk kılık, bodun beg yolındın tüzer yol yorıkBeyler tavır ve hareketlerini temiz ve doÄŸru tutmalıdırlar; halk yolunu ve gidiÅŸini beyin yoluna uydurur. 
Neteg tutsa begler kör öŋdi törü, bodun boldı andaÄŸ ol öŋdi körüBeyler örf ve kanuna nasıl riâyet ederlerse, halk da aynı ÅŸekilde örf ve kanuna itaat eder. 
Bu sözke tanukı munu bu söz ol, söziÅ‹e baka körse mani tuz olİşte ÅŸu söz de buna ÅŸahittir; bu sözün, dikkat edersen, mânası buna uygundur. 
Bu begler ne yolça yorısa kalı, uÅŸ ol beg yorıkı bu kulnuÅ‹ yolıBeyler hangi yoldan giderlerse, beylerin bu gidiÅŸi kulun da yoludur. 
Begi edgü bolsa yorıkı köni, takı artuk edgü yorığay kulıBeyi iyi ve gidiÅŸi doÄŸru ise, kulu da daha iyi yürüyecektir. 
Küvez kür kereksiz ne köŋli uluÄŸ, küvezlik azıtur könilik yoluÄŸBey maÄŸrur, kabadayı ve kibirli olmamalı; gurur insanı doÄŸru yoldan çıkarır. 
UluÄŸ boldı begler kutun belgülüg, kiçig tutÄŸu köŋlin kötürse ülügBeyler, şüphesiz, saadetle büyük olurlar; bundan nasip alabilmeleri için gönüllerini küçük tutmalıdırlar. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ yeg er, bodunda talusı biliglig beg erAkıllı, insanların iyisi, halk arasında seçkin ve bilgili bey ne der, dinle. 
UluÄŸsığ bedük tutsa begler köŋül, seziksiz uçuzluk körür ay oÄŸulBeyler büyüklük taslar ve kibirli olurlarsa, ey oÄŸul, onlar, şüphesiz, itibar görmezler. 
Küvezlik bile kökke aÄŸmaz kiÅŸi, kalı kodkı bolsa buzulmaz iÅŸiGurur ile insan göğe yükselmez; alçak gönüllü olmakla da iÅŸi bozulmaz. 
Küvezlik asığsız köŋül tumlıtur, köŋül kodkı bolsa kiÅŸig yoklaturGurur faydasızdır, o insanları kendinden soÄŸutur; alçak gönüllülük insanı yükseltir. 
Beg alçak kerek bolsa kodkı köŋül, munı teg yok erse sen andın tüŋülBey mütevazı ve alçak gönüllü olmalıdır; eÄŸer böyle deÄŸil ise, sen ondan elini çek. 
Beg alçak kerek bolsa köŋli açuk, yazukluÄŸ kiÅŸidin keçürse yazukBey mütevazı ve alçak gönüllü olmalı, suçlu kimselerin de suçunu affetmelidir. 
İsinür er at terk bağırsak bolur, bağırsak kiÅŸiler tapuÄŸsak bolurHizmetinde bulunanlar ona çabuk ısınırlar ve gönülden baÄŸlı olurlar; gönülden baÄŸlı olan, candan adamlar severek hizmet ederler. 
Bodun başçı begke bu himmet kerek, bu himmet bile hem mürüvvet kerekHalka baÅŸ olan beye himmet lâzımdır; bu himmet ile birlikte mürüvvet de bulunmalıdır. 
Bu himmet mürüvvet bile barsa çav, bolur beg tileki yorır ötrü avBey himmet ve mürüvvet ile şöhret bulursa, dileÄŸine eriÅŸir ve av ayağına gelir. 
KimiÅ‹ himmeti bolmasa ol ölüg, ikigün ajunda bu bulmaz ülügHimmet sahibi olmayan kimse ölüdür; o her iki dünyada da mahrum kalır. 
Bu himmet bile hem siyâset kerek, siyâsetka beglik riyâset kerekHimmeti ile beraber, bir de siyâset lâzımdır; siyâset için de beylik ÅŸartlarını hâiz bir beyin riyaseti lâzımdır. 
Siyâset bile beg tüzer el törü, kara kılkı itlür siyâset körüBey memleket ve kanunu siyâset ile düzene koyar; halk hareketini onun siyâsetine bakarak, tanzim eder. 
Bu sözke yanutı bu beyt ol tanuk, tanuk kayda bolsa bu huccet anukÅžu beyitler bu söze cevap ve ÅŸahittir; ÅŸahit nerede ise, hüccet de oradadır. 
Bu begler kapuğın siyâset bezer, siyâset bile beg ilini tüzerBeylerin kapısını siyâset süsler; bey siyâset ile memleketini düzene koyar. 
İsizke siyâset yorıtÄŸu kerek, bodun bulÄŸanukın siyâset süzerKötü insanlara karşı siyâset yürütmeli; halk arasında kargaÅŸalığı siyâset yatıştırır. 
Bu el tutrukı hem tüpi bekliki, iki neÅ‹turur aslı yıldız kökiMemleketin direÄŸi, temeli, saÄŸlamlığı, esâsı ve kökü iki ÅŸeye baÄŸlıdır. 
Birisi bodunka törü ol ülüş, birisi er atka ülese kümüşBunlardan biri halkın hakkı olan kanun, diÄŸeri de hizmette bulunanlara dağıtılan gümüştür. 
Törü birle bodnı sevinse turup, kümüş bolsa er at yarunsa körüpKanun himayesinde halk sevinç içinde yaÅŸamalı ve parayı görerek, hizmet edenlerin de yüzleri gülmelidir. 
Bu iki kotu bulsa begdin sevinç, eli kapı itlür bulur beg avınçBu iki zümre beyden memnun olursa, memleketi ve idaresi düzene girer; bey huzura kavuÅŸur. 
Kayu beg bodunka törü bermese, küdezmese bodnın yegüçi yeseHer hangi bir bey halka kanun vermez, halkı korumaz ve halkın serveti kapanın elinde kalırsa, 
Ot ıdtı bodunka buzuldı eli, yıkıldı seziksiz bu beglik ulıO halkın içine ateÅŸ atmış olur; memleketi bozulur ve hiç şüphesiz, beyliÄŸin temeli yıkılır. 
Kayu beg er atnı sevindürmese, kılıç kında çıkmaz anuÅ‹da basaHangi bey askerini memnun etmezse, kılıç da kınından çıkmaz. 
Kılıç birle begler uzatur elig, kılıçsız osal beg basumaz iligBeyler kılıç ile memleketlerine hâkim olurlar; kılıçsız, gafil bey memleketine sahip olamaz. 
Kılıç baldu boldı bu el sakçısı, kılıçın alır el bodun başçısıKılıç ile balta memleketin bekçisidir; halkın başında bulunan, kılıç sayesinde memleketler ele geçirir. 
Negü ter eÅŸitgil ajun tutÄŸuçı, kılıç baldu birle yağığ utÄŸuçıDünyayı elinde tutan, kılıç ve balta ile düşmanını yenmiÅŸ olan ne der, dinle : 
Ayâ el tutuÄŸlı ilig saklaÄŸu, osallık bile yer yegüçi aÄŸuEy memlekete hâkim olan, onu muhafaza etmeli; zehir yiyen kimse bunu gaflet yüzünden yer. 
Kılıç baldu sakçı tutun ay unur, kılıç sakçı bolsa beg inçlik bulurEy kudretli, kılıç ve baltayı kendine muhafız yap; kılıç bekçi olursa, bey rahata kavuÅŸur. 
Kılıç teprer erken yağı tepremez, kılıç kınka kirse beg inçlik yemezKılıç kımıldadığı müddetçe düşman kımıldayamaz; kılıç kınına girerse, beyin huzuru kaçar. 
Sevinçlig tut ay beg kılıç urÄŸuçığ, sevinçin tiril tutçı körme açığEy bey, kılıç kullananı her vakit memnun et ve böylece kendin de dâima sevinç içinde yaÅŸa ve zahmet yüzü görme. 
Yana aydı ögdülmiÅŸ ilig kutı, bu el iÅŸleri ters uluÄŸ kör atıÖğdülmiÅŸ tekrar dedi : — Ey devletli hükümdar, memleket iÅŸleri çok ağır, fakat ÅŸerefi büyüktür. 
Bedük iÅŸ bodun baÅŸlamakı ağır, baÅŸ aÄŸrığ bile tutçı emgek tegirHalka baÅŸ olmak büyük ve ağır bir iÅŸtir; o dâima baÅŸa dert olur ve insana eziyet verir. 
Sevinçi az ol körse kadÄŸu üküş, az ol öggüçisi telimrek söküşDikkat edersen, sevinci az, kaygısı çoktur; öğeni az, fakat söğeni daha çoktur. 
Kayuka baka körse korkınçturur, sevinçin sora körse azrak erürNereye bakarsan, orada bir tehlike vardır; sevincini sorarsan, o daha azdır. 
Üküş sevmegüçi severi az ol, keriÅŸi telimrek ereji az olSevmeyeni çok, seveni nâdirdir; didinmesi çok, rahatı azdır. 
Bütünsüz bolur tegme yerde köŋül, köŋül bütmese erke artuk muÅ‹ olHiç bir yerde gönülü emin olmaz; gönülün emin olmaması, insan için, büyük bir ıstıraptır. 
Körü barsa tegme iÅŸinde hatar, hatarlığ iÅŸig körse tatığ kiterDikkat edersen, onun her iÅŸinde bir tehlike vardır; tehlikeli iÅŸin tadı kaçar. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ sözi, ukuÅŸluÄŸ sözi körse yinçü töziDinle, akıllı sözü ne der; akıllının sözü, dikkat edersen, tamamen bir inciye benzer. 
İlig boynı kılça ükekçe başı, aÅ‹ar ked ınanmaz ukuÅŸluÄŸ kiÅŸiHükümdarın boynu kıl gibi, başı ise, burç kadardır; akıllı insan ona pek inanmaz. 
Kılıç baÅŸ özele mesel beglik ol, küniÅ‹e aÅ‹ar miÅ‹ hafarlığ iÅŸiBeylik baÅŸ üzerinde bir kılıç gibidir; her gün onun için tehlikeli bin iÅŸ vardır. 
Bu yaÅ‹lığturur barça beglik iÅŸi, kayusı erej yer kayu öz başıHer beylik iÅŸi böyledir; bazısı huzura kavuÅŸur, bâzısı ise, kendi başını yer. 
Özüŋ dünyâ ukbi bulayın tese, bu kaç iÅŸni kodma katığlan usaDünya ve âhireti, bunların her ikisini birden bulmak istersen, ÅŸu bir kaç ışı bırakma; muktedirsen, bunları yerine getir. 
Köŋül til köni tut bayatka sığın, idi yarlığın sen ağır tut tapınGönül ve dilini doÄŸru tut, Tanrıya sığın; Allanın emrine itaatsizlik etme. 
Negü kelse rabdın tapı bol tapı, özüŋ kullukı ol tapılık tüpiTanrıdan ne gelirse, ona razı ol; her ÅŸeye razı olmak kulluk icâbıdır. 
Tüzü halkka köŋlün bağırsak bulun, tuçı edgülük kıl sen edgü bulunBütün halka içten gelen bir merhamet göster; dâima iyilik yap ve kendin iyilik bul. 
Bodunka asığ kıl yulıp kılma yas, kılınç edgü tutğıl isiz yası basHalka faydalı ol, ona zarar verme; ıyı hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır. 
SeniÅ‹ boldı dünyâ tiÅ‹lik bile, tiÅ‹lik bulunsa yatıp ye küleDünya ve hayat senin oldu; hayatta iken, ondan sevinçle istifâde et. 
Bütün cân üzülse umunç tut uluÄŸ, bayat birge edgüke edgü yoluÄŸCan çıksa dahi, ümidini kesme; inan ki, Tanrı iyiye iyi yol gösterir. 
Munukı men aydım eÅŸitti ilig, bu yaÅ‹lığ kerek begke erdem biligİşte benim bu söylediklerimi hükümdar iÅŸitti; bey için böyle bir fazilet ve bilgi lâzımdır. 
Kayu erde bolsa bu erdem törü, anı beg atap ilke tikgü örüHangi insanda bu fazilet ve bu terbiye bulunursa, onu, bey olarak, memlekette yükseltmelidir. 
Tükel beg bolur bu bodunka başı, anıŋdın bulur tegme edgü kiÅŸiBöylesi mükemmel bir bey ve halka baÅŸ olur; insan ondan her türlü iyilik bulur. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig tetig, biliglig tetig bilgi ilke itigBilgili ve zeki insan ne der, dinle; bilgili ve zeki insanın bilgisi memleket için bir zînettir. 
Biliglig kerek beg ukuÅŸluÄŸ köni, yüreklig hem öglüg bedüse üniBey bilgili, akıllı ve âdil olmalı; şöhretinin yayılması için de cesur ve tedbirli davranmalıdır. 
Akı hem tüzün hem uvutluÄŸ silig, bağırsak bolup ked küdezse iligBey, memleketini iyice koruyabilmesi için, bir de asıl, haya sahibi, yumuÅŸak huylu ve merhametli olmalıdır. 
Közi tok serimlig ne kodkı köŋül, suyurkap keçürgen ne kılkı amulO gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü, ÅŸefkatli ve sakin tabiatlı olmalıdır. 
KamuÄŸ erdemi bolsa erde örü, bodunka berür bolsa edgü törüBütün faziletlerde her keÅŸten üstün olmalı; halka karşı adaletle muamele etmelidir. 
Kayu ilke bolsa bu yaÅ‹lığ begi, kutuldı ol el bodnı kitti igiHangi memleketin beyi böyle olursa, o memleket halkı kurtulur; derdi kalmaz. 
TuÄŸar kut küni ilke inçlik bolur, diriÄŸa bu yaÅ‹lığ kiÅŸiler ölürOrada saadet güneÅŸi doÄŸar ve memleket huzura kavuÅŸur; fakat ne yazık ki, bu gibi insanlar çok yaÅŸamazlar. 
Bu erdi ay ilig meniÅ‹ bilmiÅŸim, munukı ötündüm saÅ‹a ukmışımEy hükümdar, benim bildiÄŸim bunlardır; aklımın erdiklerini iÅŸte sana arzettim. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı uktum köni sözlediÅ‹, kereki bu erdi bilig yazmadıŋHükümdar : — Anladım, doÄŸru söyledin, bana lâzım olan bunlar idi, bilgide yanılmadın— dedi — 
Takı bir ayıtÄŸu sözüm bar saÅ‹a, anı ma açukluÄŸ ayu ber maÅ‹aSana soracak bir sözüm daha var, onu aa bana açık olarak, söyle. 
Bu yaÅ‹lığ begi bolsa erdem tolu, veziri negü teg kerek ay taluBeyi böyle her türlü fazilet sahibi olursa, ey seçkin insan, veziri nasıl olmalıdır ki, 
Kalın kaznak ursa bu altun kümüş, itilse eli artsa ol kend uluÅŸAltın ve gümüşten zengin bir hazine toplasın; memleket düzene konsun, ÅŸehir ve eyâletler çoÄŸalsın. 
İlin itse bassa tüz öŋdi urup, isinse er at köŋli edgü bulupMemleketi tanzim eyleyerek, doÄŸru kanun ile idare etsin; hizme tinde bulunanlar iyilik görerek, ona ısınsın, 
Bodun inçke tegse ilig tegmese, begi atı edgün yadılsa basaHalk huzura kavuÅŸsun, kimse ona el uzatmasın; beyin adı iyilik ile dünyaya yayılsın. 
ÖğdülmiÅŸ Beglerke Vezir BolÄŸu Ne Teg Er Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Beylere Vezir Olacak İnsanın Nasıl Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, vezir boldı beglerke sunÄŸu eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi: — Ey hükümdar, vezir beylerin eli demektir; onlar iÅŸleri bu eller ile görürler — dedi — 
Seziksiz kerek boldı begke vezir, vezir edgü bolsa beg inçin udırHiç şüphe yok, bey için vezir çok lüzumludur; vezir iyi olursa, bey rahat uyur. 
Vezir ol yüdügli bu begler yükin, vezir ol bekütügli beglik kökinBeylerin yükünü yüklenen vezirdir; beyliÄŸin temelini saÄŸlamlaÅŸtıran da vezirdir. 
İdi artuk üdrüm talu er kerek, ögi köŋli yetse urunsa yürekBu iÅŸe halk içinde çok temayüz etmiÅŸ, seçkin insan lâzımdır; aklı, gönlü ermeli ve iÅŸe yürekten baÄŸlanmalıdır. 
Ukuşı üküş bolsa bilgi teÅ‹iz, kamuÄŸ iÅŸ bütürse kızartsa meÅ‹izAklı çok ve bilgisi deniz gibi derin ve geniÅŸ olmalı, her iÅŸ elinden gelmeli ve beyin yüzünü güldürmelidir. 
UruÄŸluÄŸ kerek hem sakınuk köni, könilik öze keçse ötrü küniAsîl bir aileden gelmeli, takva sahibi ve dürüst olmalı, hayatını da dürüstlük ile geçirmelidir. 
UluÄŸ iÅŸ bu iÅŸke er üdrüm kerek, bütünlük bile kılkı ködrüm kerekVezirlik mühim bir iÅŸtir; bu iÅŸ için seçkin insan lâzımdır; o doÄŸru ve asîl tabiatlı olmalıdır. 
UkuÅŸluÄŸ kerek hem biliglig kerek, tetiglik kerek hem siliglik kerekVezir akıllı ve bilgili olmalıdır; bu iÅŸ için zekâ ve yumuÅŸak huylu olmak lâzımdır. 
UkuÅŸluÄŸ kiÅŸi urğı edgü uruÄŸ, kopar kayda bolsa bu kalmaz kuruÄŸSoyu iyi olan akıllı insan her yerde yükselir ve hiç bir ÅŸeyden mahrum kalmaz. 
Sakınuk kerek din idisi arığ, imin bolsa el bodnı andın arığVezir imanlı, takva sahibi ve temiz olmalı, memleket ve halk ondan her bakımdan emin bulunmalıdır. 
Sakınuk kiÅŸi ol kiÅŸi üdrümi, muÅ‹admışka barça bu ol ot emiinsanların seçkini takva sahibi olan kimsedir; o bütün muhtaçlara ilâç ve devadır. 
Sakınuk kiÅŸi iÅŸte saklık kılur, yaraÄŸsızka yakmaz iÅŸ uÄŸrın bilürTakva sahibi insan iÅŸte tedbirli davranır; yakışıksız iÅŸlere yaklaÅŸmaz ve iÅŸin vaktim bilir. 
Beginde basa ilke elgi uzun, vezir ol iligke kılınçın sözünBeyden sonra, onun yerine, hareket ve söz ile memlekete hükmeden insan vezirdir. 
UruÄŸsuz kiÅŸiler arığsız bolur, arığsız vezirka yaraÄŸsız bolurSoysuz adamlar temiz olmazlar; temiz olmayan kimse vezirliÄŸe yakışmaz. 
Vefâlığ bolur bu uruÄŸluÄŸ kiÅŸi, cefâçı bolur ol arığsız iÅŸiSoylu insan vefalı olur, temiz olmayanın iÅŸi dâima cefâdır. 
Negü ter eÅŸitgil törülüg kiÅŸi, törülüg kiÅŸi boldı el tör başıKanun adamı ne der, dinle; kanun adamı her yerde itibar görür. 
UruÄŸluÄŸ kiÅŸiler kılınçı silig, vefâ birle halkka yadığlı eligSoylu insanların hareketi zarif olur; onlar ellerini halk üzerine vefa ile uzatırlar. 
Arığsız kılınçı vefâsız cefâ, neçe me yitürse ÅŸeker hem yiligNe kadar ÅŸeker ve ilik ile beslesen dahi, temiz olmayanın hareketi vefasız ve cefalı olur. 
UvutluÄŸ kerek hem közi tok bütün, uvutsuz kiÅŸi ol kiÅŸide otunVezir haya sahibi, gözü tok ve itimat edilir bir insan olmalıdır; insanların kabası hayâsız adamdır. 
Közi tok kerek neÅ‹ke suklanmasa, közi aç todumaz bu dünyâ yeseOnun gözü tok olmalı ve onda mal hırsı bulunmamalıdır; gözü aç olan kimse, bütün dünyaya nail olsa bile, doymaz. 
KiÅŸide talusı uvutluÄŸ kiÅŸi, uvutluÄŸ kiÅŸi ol kiÅŸide başıİnsanların seçkini haya sahibi olanıdır; haya sahibi olan kimse, insanların başıdır. 
Uvut kimde bolsa kamuÄŸ iÅŸni ur, uvut birle yalÅ‹uk otun kapğı turKimde haya varsa, ona her iÅŸi teslim et; insan haya ile küstahın yolunu tıkar. 
Uvutsuz kiÅŸi ol kiÅŸide eli, köni sözlemez söz uvutsuz tiliİnsanların aÅŸağısı — hayâsız adamdır; hayâsızın dili doÄŸru söz söylemez. 
Negü ter eÅŸitgil uvutluÄŸ tüzün, saÅ‹a ötler emdi bağırsak özünHaya sahibi, yumuÅŸak huylu insan ne der, dinle; bak, acıdığı için, sana nasihat verir. 
Uvutsuz kiÅŸide yırak tur yırak, uvutsuz bolur üsteÅ‹li karakHayâsız adamdan uzak dur, uzak; hayâsız inkâr eden gözdür. 
Uvutsuz yüzi körse etsiz süŋük, uvutsuz özi körse bütmez irükHayâsızın yüzü, dikkat edersen, etsiz bir kemiktir; hayâsızın özü ise, kapanmaz bir gediktir. 
Uvut birle yalÅ‹uk yüzi suvlanur, uvut bolsa ötrü közi suvlanurHava ile insanın ÅŸerefi artar; haya sahibinin bundan dolayı gözü parlar. 
Yüzi körki körklüg kerek hem yülüg, kılınçı köni tegse halkka ülügVezirin yüzü güzel ve düzgün, kendisi de, halkın hakkını alabilmesi için, âdil olmalıdır. 
Kılınçı köni bolsa kılkı oÅ‹ay, munıŋdın tegir halkka edgü yıl ayDoÄŸru hareketli ve mülayim tabiatlı olursa, ondan halka her vakit iyilik gelir. 
Köni bolmasa iÅŸte işçi başı, kamuÄŸ egri boldı bu begler iÅŸiHizmetkârların başı olan vezir doÄŸru hizmet etmezse, beylerin iÅŸi hep eÄŸri olur. 
Könilik bütünlük kerek işçike, anın bütse begler iÅŸin bergükeHizmetkârın doÄŸru ve dürüst olması lâzımdır ki, beyler inanıp, iÅŸlerini emniyetle ona tevdi etsinler. 
Bu körklüg kiÅŸi kılkı körklüg bolur, kılınç bolsa körklüg el asğı tolurGüzel insanın tabiatı da güzel olur; hareketi de güzel olursa, memlekete faydası dokunur. 
KimiÅ‹ bolsa körklüg yüzi taÅŸ özi, taşı teg yeme körklüg ol iç yüziKimin yüzü ve dış görünüşü güzel ise, dışı gibi, onun içi de güzel olur. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış kiÅŸi, sınap edgü isizni bilmiÅŸ kiÅŸiTecrübe etmiÅŸ ve tecrübe ile iyiyi, kötüyü ayırt etmiÅŸ insan ne der, dinle. 
KiÅŸi körkiÅ‹e iç kılıkı iÅŸ ol, yüzi körki birle kılınçı tuÅŸ olinsanın iç tabiatı onun dış görünüşüne eÅŸtir; yüzü ve kıyafeti ile hareketi birbirine denktir. 
Taşı körse tap tut içiÅ‹e tanuk, taşı teg içi ol içi teg taÅŸ olDışını görürsen, bunu içi içm yeter şâhıt say; insanın içi dışı gibi ve dışı »da içi gibidir. 
Yülüg bolsa kaşığ bolur ol vezir, vezir bolsa kaşığ iÅŸi ked yorırSaçı-sakalı düzgün olan vezir heybetli olur; vezir heybetli olursa, iÅŸi yolunda gider. 
Sakışçı kerek bolsa bilge tetig, bilig birle bilse bu törlüg bitigVezir hesap bilir, âlim ve zeki olmalıdır; bilgili olmalı ve çeÅŸitli yazıları bilmelidir. 
Vezir iÅŸi barça sakışlar bolur, sakış bilmese işçi iÅŸi kalurVezirin iÅŸi hep hesapla döner; hesap bilmezse, hizmetkârın iÅŸi kalır. 
Sakış birle saklar kiÅŸi iÅŸ küdüg, sakışın seçer er yıl ay kün üdügİnsan iÅŸini-gücünü hesap ile yapar; yıl, ay, gün ve zamanı hesap ile tâyin eder. 
Sakış saklıkın boldı atı sakış, körü barsa sakış idi ök sak iÅŸHesabın adı hesaplı davranmaktan hesap olmuÅŸtur; dikkat edilirse, hesap çok hesaplı bir iÅŸtir. 
Tetig bolmasa iÅŸ oÅ‹armaz kiÅŸi, tetiglik bile kıldı yalÅ‹uk iÅŸiİnsan zeki olmazsa, iÅŸi baÅŸaramaz; insan iÅŸini zekâ ile yapar. 
Bitig birle yalÅ‹uk bitir bilmiÅŸin, bitise bilür er negü kılmışınİnsan bildiklerini yazı ile yazar; yazarsa, ne yapmış olduÄŸunu bilir. 
Tetiglik nişânıturur bu bitig, bitig bilgüçi er bolur ked tetigBu yazı zekâ niÅŸanıdır; yazı bilen insan çok zeki olur. 
Bitig bilmez erse apa oÄŸlanı, negü bilgey erdi yıl ay kün sanıİnsan-oÄŸlu yazı bilmese idi, yıl, ay ve günün sayısını nasıl bilirdi. 
Bitip kodmasa erdi bilge bitig, sakışka negü erdi al yaÅ‹ itigAlimler kitap yazıp bırakmamış olsalar idi, hesap yapmaÄŸa nasıl bir çâre ve imkân bulunurdu. 
Törütmezde aÅŸnu bayat bu âlem, törütti yorıttı bu levhu kalemTanrı bu âlemi yaratmadan önce, levh ile kalemi yaratmıştır. 
FeriÅŸte bitir kul negü kılmışın, idi ötrü aydur yarın ol iÅŸinKulun neler yaptığını melek yazar, sonra Tanrı yarın o iÅŸi sorar. 
Kerek köŋli kodkı ma yumÅŸak tili, bu ol kör kiÅŸike sevitür yolıVezirin gönülü alçak ve dili yumuÅŸak olmalıdır; böylelikle insan kendisini baÅŸkalarına sevdirir. 
Köŋül kodkı bolsa sevitür kiÅŸig, sevitmiÅŸ kiÅŸiler avıtur iÅŸigAlçak gönüllülük insanı sevdirir; kendisini sevdiren kimseler arkadaÅŸlarını da memnun ederler. 
Negü ter eÅŸitgil kör alçak amul, ne edgü bolur erke kodkı köŋülAlçak gönüllü ve sakin tabiatlı insan ne der, dinle; insan için alçak gönüllü olmak ne iyi ÅŸeydir. 
Bodunda sevüg boldı kodkı kiÅŸi, sevügsüz bolur köŋli katkı kiÅŸiAlçak gönüllü insan halk arasında sevimli olur; haÅŸin ve kibirli adam ise, sevimsiz olur. 
UluÄŸluk uzun yer kiÅŸi kodkısı, bedüklükke tegmez bodun katkısıAlçak gönüllü insan uzun müddet itibarda kalır; haÅŸin ve kibirli insanlar büyüklüğe ulaÅŸamazlar. 
Vezirlıkka artuk bütün er kerek, okığlı bitigli ked öglüg kerekVezirliÄŸe çok olgun bir insan lâzımdır; o okuyan-yazan ve çok anlayışlı bir insan olmalıdır. 
Tili köŋli bir hem kılınçı köni, uvutluÄŸ bağırsak bodunda çınıSözü, gönülü bir, hareketi doÄŸru, haya sahibi, merhametli ve halk arasında dürüst olarak tanınmış olmalıdır. 
Közi tok oduÄŸ sak biligli iÅŸig, adırÄŸan yaraÄŸlığ yaraÄŸsız kiÅŸigGözü tok, uyanık, ihtiyatlı ve iÅŸinin ehli olmalı; iÅŸe yarayan ve yaramayan kimseleri ayırt edebilmelidir. 
TapuÄŸsak ne özkey yine eymenük, emânet bile bolsa köŋli süzükHizmete hâzır, vefalı, emânete karşı titiz ve bir de temiz gönüllü olmalıdır. 
Tükel kimde bolsa bu erdem bilig, vezirlık aÅ‹ar berse bolÄŸay iligBu fazilet ve bilgiler kimde tam olarak bulunursa, hükümdar vezirliÄŸi ona verebilir. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸi bolsa begke vezir, begi birle bodnı tüz inçke tegirBeye böyle bir kimse vezir olursa, bey ve halk, her ikisi de huzura kavuÅŸur. 
Tilekçe tükel bolÄŸa ilig iÅŸi, itilgey eli hem bayuÄŸay kiÅŸiHükümdarın iÅŸi, dilediÄŸi gibi, tam olur; memleketi düzene girer ve insanlar zenginleÅŸir. 
Vezir bolsa ilke yaraÄŸsız yavuz, ol el bodnı buzlur çığay bayı tüzİşe yaramayan, fena biri memlekete vezir olursa, o memleket halkı, fakiri ve zengini, hepsi bozulur. 
Vezir edgü bolsa bodunka asığ, bodun asğı birle iligke tatığVezirin iyi olması halk için faydalıdır; halka faydalı olduÄŸu gibi, hükümdar için de zevklidir. 
Negü ter eÅŸitgil ay bilgi ögüz, bilig birle köŋli yarunmış kögüzBilgisi deniz gibi derin, bilgi ile gönülü ve göğüsü aydınlanmış olan insan ne der, dinle. 
Begi edgü bolsa ne köŋli tili, tutar işçileri könilik yolıBeyin sözü ve gönülü iyi olursa, onun hizmetinde bulunanlar doÄŸruluk yolunu tutarlar. 
Kalı bolsa begler bu küçkey isiz, anıŋ işçileri buzar edgü izEÄŸer beyler zâlim ve kötü olurlarsa, onların hizmetinde bulunanlar iyi izden ayrılırlar. 
Begi edgü bolsa anığ işçisi, bolur kılkı edgü tegürmez yasıBey iyi olursa, onun hizmetinde bulunanların hareketi iyi olur ve zararları dokunmaz. 
İsiz bolmağınça bu begler bakın, isizig yakurmaz öziÅ‹e yakınBeyler kendileri kötü olmadıkça, dikkat et, kötü kimseleri yanlarına yaklaÅŸtırmazlar. 
İsiz kayda bolsa isizler bile, ay edgü yorı sen iÅŸ edgü tileKötülük nerede ise, kötüler de beraberdir; ey iyi insan, sen yürü ve iyi arkadaÅŸ ara. 
İsiz edgü birle yaraÅŸmaz bolur, köni egri birle küreÅŸmez bolurKötü iyi ile hiç bir zaman anlaÅŸamaz; doÄŸru eÄŸri ile hiç bir zaman baÅŸa çıkamaz. 
Kara tün yaruk künke yakmaz yaÄŸuk, yaşıl suv kızıl otka bolmaz konukKaranlık gece aydınlık güne yaklaÅŸmaz, yeÅŸil su kırmızı ateÅŸe konuk olmaz. 
BiliÅŸmez kiÅŸig sen bileyin tese, biliÅŸin ayıtğıl ukulÄŸay basaTanımadığın adamı tanımak istersen, onun tanıdıklarını sor, o zaman anlarsın. 
KamuÄŸ neÅ‹ katıldı öz ügri bile, köni tur katılma sen egri bileHer ÅŸey kendisi gibi olanlar arasına katılır; sen doÄŸrulukla yaÅŸa, eÄŸrilere katılma. 
Bu sözke tanukı bu beyt ol okı, bu beytig okı sen köŋülke tokıBu söze ÅŸahit olan ÅŸu beyti oku; bu beyti oku ve onu gönlüne yerleÅŸtir. 
Yorığlı uçuÄŸlı kamuÄŸ neÅ‹ni kör, tutar özke iÅŸ tuÅŸ özi teÅ‹ni körYürüyen, uçan her ÅŸeye bak; her biri kendi dengini kendisine eÅŸ ve akran seçer. 
İsiz edgü birle katılmaz kaçar, kamuÄŸ neÅ‹ke yaÅ‹zaÄŸ bu bir yaÅ‹nı körKötü iyiye katılmaz, kaçar; her ÅŸeye tatbik edilebilen bu kaideye dikkat et. 
Vezir begke tutçı keÅ‹eşçi bolur, keÅ‹eşçi kiÅŸiler teÅ‹eşçi bolurVezir bey için dâima bir müşavirdir, müşavirler her iÅŸte kıyasla hareket ederler. 
İsizke katılma kara edgüsi, isiz boldı kılkı ağır yüdgüsiKötüye katılma, onun iÅŸi kara ve tabiatı fena olur; bu ağır yükü kolay yüklenemezsin. 
Bu begler yakın tutsa edgü kiÅŸi, atı edgü kaldı hem el kün iÅŸiBeyler iyi insanları kendilerine yakın tutarlarsa, memleketin iÅŸi yoluna girer ve iyi ad bırakırlar. 
Yana beg yakın tutsa isiz kiÅŸi, isiz kıldı atın hem el kün iÅŸiEÄŸer bey kötü adamları kendisine yakın tutarsa, adını lekeler ve memleket iÅŸini bozar. 
Bu yaÅ‹lığ bulunsa ay(!) ilig vezir, begin inçke tegrür karası udırEy hükümdar, böyle bir vezir bulunursa, o beyini huzura kavuÅŸturur ve halkı rahat uyur. 
Bolur beg tileki anıŋdın tükel, iÅŸi barça itlür kayu erse hâlBey onun vâsıtası ile bütün arzularını elde eder; durum ne olursa olsun, bütün iÅŸi düzene girer. 
Bayur ötrü bodnı hem itlür eli, hazine köpedür kutadur yılıHalkı zenginleÅŸir, memleketi de tanzim edilir; hazine çoÄŸalır, beyin hayatı saadet içinde geçer. 
Bolur atı meŋü karımaz bolup, bolur ornı edgü karısa ulupAdı, şöhreti tazeliÄŸini hiç bir vakit kaybetmez, ebedî kalır; kendisi yıpranarak ihtiyarlasa bile, yeri saÄŸlamlığını muhafaza eder. 
Yedi bu ajunuÄŸ yegey ol ajun, tirilgey kutun tutçı meŋü uzunO bu dünya saadetini elde ettiÄŸi gibi, öbür dünya saadetine de nail olur; uzun uzaman hep devlet ve ikbâl içinde yaÅŸar. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig aydı uktum bu sözler ögün, idi edgü sözler yorıdı bu künHükümdar:—Bu sözleri iyice anladım — dedi—bugün çok güzel ÅŸeyler konuÅŸuldu. 
MaÅ‹a ayğıl emdi sü baÅŸlar kiÅŸi, negü teg kerek kılsa begler iÅŸiÅžimdi bana söyle, beylerin iÅŸini iyi görmesi için, kumandan nasıl olmalıdır ki, 
Süsin baÅŸlasa hem iÅŸin iÅŸlese, iÅŸin baÅŸka eltse hatâ tüşmeseOrdunun başına geçsin ve iÅŸini baÅŸarı ile yapsın ve hataya düşmesin. 
Ayu ber maÅ‹a sen kayusı yarar, çerigin sögüp ol yağısın tararBana söyle, kim bu iÅŸe yarar ve düşmanın ordusunu bozarak, onu darmadağın eder? 
ÖğdülmiÅŸ İligke Sü BaÅŸlar Er Negü Teg Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Kumandanın Nasıl Olması Lâzim GeldiÄŸini Söyler 
Yahut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, yağıka tuçı bolsu üsteÅ‹ eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve;— Ey hükümdar, düşmana karşı her vakit üstün ol — dedi— 
Seziksiz kerek begke sü başçısı, yaraÅŸmaz yağıdın kötürse usıAnlaÅŸmak istemeyen düşmanın uykusunu kaçırmak için, şüphesiz, beye bir ordu kumandanı lâzımdır. 
Bu iÅŸke idi kurç katığ er kerek, başında keçürmiÅŸ tükel toÅ‹ yürekBu iÅŸe çok çevik, sert, tecrübeli, tam ve pek yürekli bir adam lâzımdır, 
İdi ök uluÄŸ iÅŸ bu sü baÅŸlamak, çerig tüzmeki hem yağını sımakOrduya kumanda, asken idare etmek ve düşmanı kırmak çok büyük bir iÅŸtir. 
Talu er kerek sak bu iÅŸke oduÄŸ, aÅ‹ar tegmese bir osalın yoduÄŸBu iÅŸ için seçkin insan lâzımdır; ihmalkârlık yüzünden töhmet altında kalmaması için, o ihtiyatlı ve uyanık olmalıdır. 
Akı alp atım bolsa alçak köŋül, tuzı etmeki keÅ‹ ne kılkı amulCömert, cesur, alçak gönüllü, sofrası açık ve soÄŸuk kanlı olmalıdır. 
Akı bolÄŸu artuk sü baÅŸlar kiÅŸi, tirilse aÅ‹ar ötrü üdrüm başıEtrafına en seçkin kimselerin toplanması için, ordu başında bulunan insanın çok cömert olması lâzımdır. 
Ülese er atka kamuÄŸ bar mâlın, adaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ tutunsa kalınO bütün malını askere dağıtmalı ve bir çok kimseleri dost ve silâh arkadaşı edinmelidir. 
ÖziÅ‹e bir at ton tolum kodsa tap, çavıksa ajunda atın yadsa tapKendisine bir at, giyim ve silâh ayırması kâfidir; meÅŸhur olup, dünyaya nâm salmak ona yeter. 
OÄŸul kız kiÅŸim tep neÅ‹in irkmese, ya yer suv bağım tep kümüş termeseÇoluk-çocuk ve karım diye, mal toplamamak veya mülk ve baÄŸbahçe edineceÄŸim diye, gümüş yığmamalıdır. 
Kılıçın tilese kamuÄŸ ârzûsın, urup alsa berse bedütse küsinO bütün arzusunu kılıcı ile istemelidir; vurmalı, almalı, vermeli ve böylelikle şöhretini büyütmelidir. 
Yetürse içürse kedürse kedim, at üstem kız oÄŸlan bu berse telimSilâh arkadaÅŸlarını yedirıp-içirmeli ve giydirip-kuÅŸatmalı; onlara çok at-koÅŸum, köle ve câriye ihsan etmelidir. 
AÅ‹ar tirlür ötrü kür ersig eren, sevüg cân yuluÄŸlap yatur taÄŸ kayanBöyle olursa, onun etrafına mert yiÄŸitler toplanır ve tatlı canlarını feda ederek, cesetlerinden daÄŸlar ve kayalar meydana getirirler. 
Yüreklig kerek artuk öglüg kerek, kögüzlüg kerek hem köŋüllüg kerekO çok cesur, zeki ve aynı zamanda da mert ve geniÅŸ yürekli olmalıdır. 
Yağıda kereksiz yüreksiz kiÅŸi, yüreksiz kiÅŸi ol tiÅŸiler iÅŸiHarpte korkak kimselere lüzum yoktur; korkak insanlar kadınlara benzerler. 
Yüreksiz kiÅŸiler çerig artatur, çerig artasa er erig artaturKorkak kimseler orduyu bozarlar; ordu bozulursa, askerler birbirini ifsat ederler. 
Yağıda yüreklig seringü kerek, yağı at kemiÅŸse tirengü kerekHarpte cesur yiÄŸitler dayanmalı, düşman at salarsa, hemen toplanmalıdır. 
Ayıklığturur bu ölüm belgülüg, üdi kelmeginçe er ölmez külügÖlüm için, hiç şüphesiz, ecelin gelmesi lâzımdır; eceli gelmeden, hiç bir yiÄŸit ölmez. 
Negü ter eÅŸitgil azığlığ kür er, ölümüg unıtsa yağısın urarÖlümü hatırına getirmeyerek, düşmanını vuran, yaman ve pek yürekli adam ne der, dinle. 
KiÅŸi üdsüz ölmez anadın tuÄŸup, nelük korkar özüŋ yağını körüpAnadan doÄŸan hiç kimse ecelsiz ölmez; düşmanı görünce, neden korkarsın? 
Yağıka yaluç teg eren teg uruÅŸ, ecelsiz ölüm bolmaz özke bolupDüşmana yalın hücum et, erkekler gibi vuruÅŸ; eceli gelmeyince, insan kat’iyen ölmez. 
UvutluÄŸ kerek er uvutı üçün, yağı birle karÅŸur kadıtmaz öçünKumandan haysiyet sahibi olmalıdır; o ÅŸerefi için düşmana karşı koyar ve intikamını almadan, ondan yüz çevirmez. 
Uvut birle yalÅ‹uk yağısın saçar, yağıda eÅ‹ aÅŸnu uvutsuz kaçarÅžeref duygusu ile insan düşmanını darma – dağın eder; harpte ilk önce ÅŸerefsiz kimseler kaçar. 
Uvutka bolup korklık alplık kılur, ögünçke bolup er özin öldürürKorkak kimse dahi haysiyetini korumak için, kahramanlık gösterir; öğülmesi için insan kendisini ölüme atar. 
Yüreklig tegüçi uvutluÄŸ bolur, uvutluÄŸ kiÅŸi ölse urÅŸu ölürCesur dediÄŸin haysiyet sahibi olur; haysiyetli insan ölürken, vuruÅŸarak ölür. 
Kılınçı oÅ‹ay bolsa kodkı köŋül, bodunka sevitür özin bu yaÅ‹ olKumandan iyi tabiatlı ve alçak gönüllü olmalıdır; o böylelikle kendisini halka sevdirir. 
İsitür kiÅŸi körlin alçak kiÅŸ, yıratur erenig tili el buşıAlçak gönüllü kimse insanların kalbini kendisine ısındırır; kötü dilli ve hiddetli kimseler insanları kendisinden uzaklaÅŸtırırlar. 
Bedük tutsa köŋlin bu sü baÅŸlar er, seziksiz yağıdın bu er berge yerOrdu kumandanı maÄŸrur olursa, şüphesiz, düşmandan dayak yer. 
Bu köŋli bedük er osallık kılur, osal er ya buzlur ya üdsüz ölürMaÄŸrur adam ihmalkârlık eder; ihmalkâr adam ya bozulur yahut vakitsiz ölür. 
Kür ersig kerek bolsa kaşığ yülüg, yadılsa atı bolsa çavluÄŸ külügNamlı ve şöhretli olması ve adının yayılması için, onun cesur, heybetli, saçı-sakalı düzgün ve mert insan olması lâzımdır. 
İsizlerke kaşığ kerek korksalar, yavaÅŸlarka edgü kerek sevselerKendisinden korkmaları için,- onun kötülere karşı heybetli görünmesi, sevmeleri için de, yumuÅŸak huylu kimselere iyi davranması lâzımdır. 
Siyâset yorıtÄŸu kerek sü başı, siyâsetka aÅŸlığ bolur sü iÅŸiOrdu kumandanı siyâset etmesini bilmeli; ordu ışı siyâsete baÄŸlı olur. 
Siyâset yorıtsa sü baÅŸlığ bolur, süsi baÅŸlığ erse er aÅŸlığ bolurSiyâset tatbik edilirse, ordu baÅŸsız kalmaz; ordu baÅŸlı olursa, asker birbirine baÄŸlı kalır. 
Kayu sü bolur bolsa baÅŸsız tuÅŸaÅ‹, uÅŸ ol sü buzuldı ilig keç yaÅŸaÅ‹Hangi ordu baÅŸsız kalırsa, onu bırak; o ordu bozulur; ey hükümdar sen çok yaÅŸa. 
İsizlerke hışmet siyâset kerek, yana edgüke tutçı hürmet kerekKötülere haÅŸmet ve siyâset, iyilere ise, dâima hürmet lâzımdır. 
Tegür edgülerke tükel edgülük, sevinçin tilegü yüdürmegü yükiyi insanlara her türlü iyilikleri ver; onları memnun etmeli ve onlara yük yükletmemelıdir. 
Bu edgüg tiler barça yalÅ‹uk turup, kiÅŸi kul bolur erke edgü bulupBütün insanlar bu iyilikleri ararlar; insan iyiliÄŸini gördüğü adama kul olur. 
Negü ter eÅŸitgil ay kılkı tüzün, bu beytig okığıl avınğıl özünYumuÅŸak huylu insan ne der, dinle; bu beyti oku ve kendini teselli et. 
BoÅŸ âzâd kiÅŸi barça edgü kulı, sen edgü kılu aç könilik yolıHür ve serbest insanların hepsi iyilik kuludur; sen iyilik yaparak, doÄŸruluk yolunu aç. 
KiÅŸilik kılurka kiÅŸi bol tuşı, kiÅŸi mundaÄŸ urdı kiÅŸilik ulıinsanca hareket etmek için, sen dâima insan ol; insan insanlığın temelini böyle tesbit etmiÅŸtir. 
Kerek sü başıŋa bu bir kaç kılık, yağıka yüz ursa bu tüzse yorıkDüşmana karşı sefere çıkmak ve ordunun hareketini idare edebilmek için, kumandanın ÅŸu bir kaç vasfa sahip olması gerekir. 
Yağıda kür arslan yüreki kerek, karıştukta esri bileki kerekOnun yüreÄŸi harpte arslan yüreÄŸi gibi ve dövüşürken de bileÄŸi kaplan pençesi gibi olmalıdır. 
ToÅ‹uz teg titimlig böri teg küçi, adığlayu azğın kotoz teg öçiO domuz gibi inatçı, kurt gibi kuvvetli, ayı gibi azılı ve yaban sığırı gibi kinci olmalıdır. 
Yana alçı bolsa kızıl tilkü teg, titir buÄŸrası teg kör öç sürse kekAynı zamanda, kırmızı tilki gibi, hîlekâr olmalı; deve aygırı gibi, kin ve öç gütmelidir. 
SağızÄŸanda sakrak kerek tutsa öz, kaya kuzunı teg yırak tutsa közKendisini saksaÄŸandan daha ihtiyatlı tutmalı; gözünü, kaya kuzgunu gibi, uzaklara çevirmelidir. 
UluÄŸ tutsa hamyet kür arslanlayu, ügi teg usuz bolsa tünle sayuArslan gibi, hamiyeti yüksek tutmalı; baykuÅŸ gibi, geceleri uykusuz geçirmelidir. 
Bu yaÅ‹lar bile er yağıçı bolur, yağıçı bolur hem yarağçı bolurinsan bu vasıflar ile harpçi olur; harpçi olur ve iÅŸinin ehli olur. 
Yağıçı yarağçı kiÅŸi ol tuçı, yağı sançğuçı hem yetürgen öçiHarpçi her vakit silâh taşıyan kimsedir; o düşmanı vurur ve zafer kazanır. 
Tuzı etmeki hem aşı keÅ‹ kerek, atı ton tolumı aÅ‹ar teÅ‹ kerekOnun tuzu-ekmeÄŸi ve yemeÄŸi bol, atı, elbisesi ve silâhı da buna denk olmalıdır. 
AÅŸ içgü tuz etmek yadar er atı, aÅŸ içgüturur bu tiriglik otıînsanın adını tuz-ekmek, yiyecek ve içecek dünyaya yayar; bu hayatın devası yiyecek ve içecektir. 
Negü ter eÅŸitgil ıla atlığı, tuz etmek keŋüt ay kiÅŸi kutluğıHa’nın meÅŸhur ÅŸahsiyeti ne der, dinle; ey insanların kutlusu, tuzun ekmeÄŸin bol olsun. 
Kü çav at tilese tuz etmek yitür, tiriglik tilese anı ok yetürAdının namlı ve şöhretli olmasını dilersen, baÅŸkalarına tuz-ekmek yedir; yaÅŸamak dilersen, yine aynı ÅŸeyi yap. 
KiÅŸilik kılığlı ınançlığ akı, tuz etmek hakı tep öter er hakıİnsanlık yapan, itimat kazanan ve cömert olan insana, tuz-ekmek hakkı diye, askerler bunun hakkını öderler. 
UluÄŸluk tilese aÅŸ içgü üle, uzun yaÅŸ tilese bulur aÅŸ bileBüyüklük dilersen, yiyecek ve içecek dağıt; uzun ömür istersen, o da bununla bulunur. 
Kerek hayl başıŋa bu bir kaç kılık, itilse iÅŸi ötrü tüzse yorıkiÅŸinde muvaffak olması ve gidiÅŸinin düzenlenmesi için, kumandanda ÅŸu bir kaç vasıf bulunmalıdır. 
Sözi çın kerek bolsa kavli bütün, uluÄŸ bolsa yalÄŸan ınanmaz bodunSöyledikleri doÄŸru olmalı ve sözüne emniyet edilmelidir; büyükler yalancı olursa, halkın itimâdı kalmaz. 
İkinçi akılık kerek berse neÅ‹, saranka yumıtmaz kiÅŸi alÄŸu yaŋİkincisi—cömert olmalı ve ihsanlarda bulunmalıdır; bir ÅŸeyler almağı âdet edinen hiç bir kimse hasisin etrafında toplanmaz. 
Üçünçi yüreklig kerek kögsi kür, yüreksiz yağı körse iglep yaturÜçüncüsü—cesur ve göğsü pek olmalıdır; korkan kimse düşmanı görünce, hastalanarak, yataÄŸa düşer. 
Bu törtünç kerek alçı hile bilir, bu hile bilir erke arslan ulırDördüncüsü—hîle ve kurnazlık yollarını bilmelidir; çâresini bulan kimseye arslan bile baÅŸ eÄŸer. 
Titimlig kerek hem topulsa çerig, yitilik kerek ked komıtsa erigOrduları yarıp-delmek için, sebatlı bulunmalı, askeri coÅŸturmak için de kesin kararlı olmalıdır. 
Bu erdem bile bolsa sü başçısı, yağı sançğa yadÄŸa yağınıŋ küsiOrdu kumandanı bu faziletlere sâhıp olursa, düşmanını vurur ve onun şöhretini yere serer. 
Bu yaÅ‹lığ sü başçı bu sü baÅŸlasa, elig bulÄŸa düşmân öze iÅŸleseBöyle bir kumandan askerin başına geçerse, düşmana karşı her vakit muvaffak olur. 
Yüz ursa yağıka bu sü başçısı, oduÄŸ turÄŸu tün kün kiterse usıOrdu kumandanı düşmanla karşılaşınca, gece-gündüz uyanık bulunmalı ve uykuyu bırakmalıdır. 
Üküş er kereksiz er üdrüm kerek, er üdrüm bulunsa tolum tüm kerekÇok adama lüzum yoktur, fakat asker seçme olmalı; asker seçme olduÄŸu gibi, onun silâhı da tam olmalıdır. 
Üküş sü çerig erse baÅŸsız bolur, bu baÅŸsız çerig sü yüreksiz bolurKalabalık asker ve ordu baÅŸsız olur; bu baÅŸsız asker ve ordu cesaretsiz olur. 
Sınamış yağıçı kiÅŸi teÅ‹lemiÅŸ, on iki miÅ‹ er sü üküş sü timiÅŸTecrübeli harp adamı kıyas etmiÅŸ ve on iki binlik ordunun büyük bir kuvvet olduÄŸunu söylemiÅŸtir. 
Çerig sançmış alp er tutuzmış ayu, maÅ‹a tört miÅ‹ er sü tükel sü teyüOrdular maÄŸlûp etmiÅŸ olan kahraman adam: — Benim için dört bin asker tam bir ordudur — demiÅŸtir. 
Kalın sü yayılsa için bulÄŸaÅŸur, anı itse bolmaz yaraÄŸsız tuÅŸurKalabalık ordu yayılınca, içinden karışır; nizâma sokulamaz, kötü bir durum hâsıl olur. 
Çavıkmış kür alp er yeme sözlemiÅŸ, er üdrüm kerek sü tolumluÄŸ temişŞöhretli, cesur ve kahraman yiÄŸit: —Orduda seçme ve ıyı silâhlı yiÄŸitler lâzımdır— demiÅŸtir. 
Negü ter atıkmış yağıçı eÅŸit, bu söz eÅŸtip ötrü özüŋke iÅŸ etAdı dünyaya yayılmış meÅŸhur harp adamı ne der, dinle; bu sözü dinle ve ona göre hareket et. 
Üküş sü tileme er üdrüm tile, er üdrüm tile hem tolum tüm bileÇok asker isteme, seçme asker iste; askerin seçkm ve tam techizatlı olmasını iste. 
İtiglig az edgü üküşte körü, telim tuÅŸtı artak üküş sü bileAz sayıda ve muntazam bir ordu. çoÄŸa nisbetle, daha iyidir; çok kimseler çok askerle bozguna uÄŸradılar. 
Yağıka kalı yortsa sü baÅŸlar er, yakın tutÄŸu özke yağığ iÅŸler erOrdu kumandanı düşmana karşı harekete geçerken, düşmana karşı koyacak esas kuvvetleri etrafında bulundurmalıdır. 
AdırÄŸu üdürgü yezek tutÄŸakı, yırak tutÄŸu saklap közi kulÄŸakıÖncü ve keÅŸif kollarını seçip ayırmalı; ihtiyatlı olmalı, göz ve kulağını uzaklara çevirmelidir. 
Yezek hem telim yetse tutÄŸak kitip, yağığ basÄŸu bolsa urunsa kayıpKeÅŸif kolu gidip, düşmanın kalabalık öncü kuvvetleri ile karşılaşınca, eÄŸer düşmana saldırmak icap ederse, geri dönüp hücum etmelidir. 
Süsin itse yapsa ma yortuÄŸ tüzüp, kedin kalmasa er ya öŋdün ozupAskerî tanzim ve tertip ile muhafız alayını teÅŸkil etmeli ve hiç kimse geride kalmamalı veya öne geçmemelidir. 
Tüşün bilse yortuÄŸ tüze bilse ked, er at tutsa sakçı oduÄŸ tursa kedKonak yerlerini ve muhafız alayını düzenlemesini iyice bilmeli; askerden nöbetçiler tâyin etmeli ve bunlar da çok uyanık durmalıdır. 
Yorıkın küdezse alem baÅŸlar er, öŋi turmasa bir yağığ iÅŸler erAlemdar harekâtı iyice takip etmeli, düşmana hücum edecek askerlerden kimse hâriç kalmamalıdır. 
Tüşürse toyuÄŸ ked körüp berk yirig, yırak ıdmasa tıdsa yığsa erigKarargâh kurarken, çok dikkat etmeli ve mahfuz bir yer seçmeli; askeri toplu bir hâlde bulundurarak, uzaklaÅŸmasına mâni olmalıdır. 
Usa bolmasa bolsa artuk oduÄŸ, osal bolsa tegrür basımçı yoduÄŸKumandan ihmalkâr olmamalı ve çok uyanık bulunmalıdır; o ihmalkâr olursa, düşmanın baskınından zarar görür. 
Yağıka yaÄŸusa yezekin alu, tüşürse toyuÄŸ körse ot suv taluÖncü kuvveti ile düşmanın yakınlarına sokulmalı; otuna ve suyuna iyice dikkat ederek, karargâh kurmalıdır. 
Süsin ked küdezse til ıçğınmasa, süsi az üküşin yağı bilmeseAskerini çok ıyı gözetmeli ve dil yakalatmamalıdır; askerinin az veya çok olduÄŸundan düşman haberdar olmamalıdır. 
KatığlaÅ‹u aÅŸnu til alÄŸu kerek, bu tildin yağı kılkı bilgü kerekDaha önce dil yakalamaÄŸa gayret etmeli ve bu dilden düşmanın durumunu öğrenmeÄŸe çalışmalıdır. 
AÅ‹ar teÅ‹lese ötrü itse iÅŸin, yağı boynı yençse kiterse başınSonra iÅŸini, alınan malûmata göre, tanzim etmelidir; ya düşmanın boynu kesilir yahut başı ezilir. 
Bu saklık bolur hem oduÄŸluk bolur, yağıda kayusı sak erse unurBöyle hareket etmek ıhtıyatlılık ve uyanıklık olur; harpte kim ihtiyatlı davranırsa, o muvaffak olur. 
OduÄŸ beg süsi kör böke yolçılığ, kür arslan münügli kılıç kamçılığUyanık beyin askeri, bak, ejderha kumandasında arslana binmiÅŸ, kılıç kamçılı orduya benzer. 
Yağı sançğuka tutÄŸu iki tolum, bu iki tolumdın yağı yer ölümDüşmanı vurmak için, ÅŸu iki silâh kullanılmalıdır; bu iki silâh düşmana ölüm getirir. 
Erig aÅŸnu yağıka kerek hile al, bu hile bile kıl yağı meÅ‹zi alHer ÅŸeyden önce düşmana karşı hîle ve hud’aya baÅŸ vurulmalıdır; bu hîle ağına düştüğü için, utancından düşman yüzünü kızartsın. 
İkinçi bu saklık oduÄŸlukturur, kayusı sak erse ol üsteÅ‹ bolurİkincisi — ihtiyatlılık ve uyanıklıktır; harpte kim ihtiyatlı davranırsa, o galip gelir. 
Kayusı sak erse yağıda oduÄŸ, seziksiz yağıka bu tegrür yoduÄŸHarpte kim ihtiyatlı ve uyanık bulunursa, hiç şüphesiz, düşmanı o felâkete uÄŸratır. 
Yağıŋ sü telim tutsa azrak seniÅ‹, tokışka ivinme yaraÄŸ kör anıŋEÄŸer düşmanın askeri çok ve seninki daha az ise, savaÅŸa acele etme ve ona göre tedbir al. 
YaraÅŸÄŸu yarağı bar erse yaraÅŸ, yok erse yarıklan bil alşıp küreÅŸAnlaÅŸmak imkânı varsa, onunla anlaÅŸ; yok ise, zırhını giy, düşmana sıkı-sıkı yapış ve güreÅŸ. 
Katığlan usandur usa bas keçe, keçe az üküşüg ne bilgey açaGayret et, düşmanı rahat bırakma, mümkün ise, gece baskını yap; gece karanlığı içinde kuvvetinin az veya çok olduÄŸunun kim farkına varacak. 
Kalı basÄŸuka bulmasa sen yarı, yalavaç ıdıp sen bar illeÅŸ yorıEÄŸer sen galebe çalmak için imkân bulamazsan, elçi göndererek, sulh yapmaÄŸa çalış. 
Tilin arsık el bol küdezgil özüŋ, tokışka ivinmegü kesgil sözügSözle oyala, sulh ol, kendini koru ve savaÅŸa acele etme; iÅŸte bu kadar. 
Takı bolmaz erse yağı oÄŸrasa, tokışmak tilese köŋül bermeseBöyle olmazsa ve düşman anlaÅŸmak istemeyip, savaÅŸmakta ısrar ederse, 
Uzatma iÅŸiÅ‹ sen çerig ter tokış, üle neÅ‹ eÅ‹ ög tokış at okışİşi uzatma, askeri topla ve savaÅŸ; askere mal dağıt, onların kahramanlık duygularını okÅŸa ve her vâsıtaya baÅŸ vur. 
Tokışığ uzatsa yağı öglenür, üküş körse erniÅ‹ közi ögrenürSavaşı uzatırsan, düşmanın aklı başına gelir; iÅŸ uzadıkça, kuvvetinin derecesini anlar. 
Negü ter eÅŸitgil yağı sançmış er, başında keçürmiÅŸ közün körmiÅŸ erDüşmanlarını maÄŸlûp etmiÅŸ, görmüş-geçirmiÅŸ, tecrübeli yiÄŸit ne der, dinle. 
Körüşmez yağınıŋ küsi ked yırak, körüşse basınur körügli karakGörünmeyen düşmanın şöhreti uzaktan büyük görünür; meydana çıkınca, onunla karşılaÅŸanlar nazarında bu şöhret küçülür. 
Yağıka yalu teg neÅ‹iÅ‹ almasu, uzatsa basıttıŋ yiti kıl adakDüşmana yalın hücum et, ağırlığın düşmanın eline geçmesin; iÅŸi uzatırsan, maÄŸlûp oldun demektir; ayağını çevik tut. 
Çerigde bir ança busuÄŸka kigür, yadaÄŸ okçı tüşrüp sen öŋdün yügürAskerin bir kısmını pusuya yatır, yaya okçuları harekete geçirerek, kendin önden koÅŸ. 
Yağıçı ürüŋ kırğıl ersiglerig, yağıka alın kıl kötürsü çerigDüşmanın karşısına yaÅŸlı-baÅŸlı yiÄŸitler koy; askeri onlar götürsünler. 
Ürüŋ kırğıl artuk yağıçı bolur, yağıçı bolur hem yarağçı bolurHarpte saç-sakal aÄŸartmış insanlar daha iyi savaşırlar; bunlar harpçidirler ve bu iÅŸi çok iyi bilirler. 
Kiçig kur yegitler bolur ked yiti, kalı yüz evürse udıtur otıGenç ve toy yiÄŸitler çok ateÅŸli olurlar; fakat bir yüz çevirdiler mi, bu ateÅŸten eser kalmaz. 
İnanur erig kılğıl öŋdün kedin, oÅ‹uÅ‹dın soluÅ‹dın bir ança adınÖne ve arkaya emin kimseleri koy; bir kısmını da saÄŸa ve sola yerleÅŸtir. 
YaÄŸusa çerigke iliÅŸse eri, tuşınça tegiÅŸgü kemiÅŸse urıAskerler yaklaşıp, erler birbirleri ile harbe tutuÅŸunca, her kes kendi karşısındaki ile harp etmeli ve nâra atmalıdır. 
Erig aÅŸnu yıraktın tegiÅŸgü okun, yaÄŸusa süŋün teggü berse boyunİlk önce uzaktan oklar ile vuruÅŸmalı; yaklaşınca ve yüz-yüze gelince de, süngü ile hücum etmelidir. 
Katılsa kılıç baldu birle tegiÅŸ, tiÅŸin tırÅ‹akın teg yaka tut iliÅŸSaflar karışınca, kılıç ve balta ile vuruÅŸ; diÅŸle, tırnakla saldır, yakasından tut, yapış. 
Tiren arka berme yağıka bolup, yağığ sanç yok erse uruÅŸ yat ölüpDayan, düşmana hiç bir suretle arka verme; düşmanı vur veya vuruÅŸarak, orada öl. 
Negü ter eÅŸitgil karışğan kür er, seriÅ‹il seriÅ‹en yağısın urarDinle, düşmanın içine giren cesur asker ne der; dayan, dayanan asker düşmanını ezer. 
Kelin kız sevinçi küden tünleri, kür alp er küvençi çerig künleriGelin kızların sevinçli anları zifaf geceleridir; cesur ve kahraman erkeÄŸin iftihar edeceÄŸi zamanlar da harp günleridir. 
Küvez alp sekirtıp çerig sürse bat, laçın kuÅŸ kovar teg töker kanlarıMaÄŸrur kahraman seyirterek, sür’atle ordusunu sürer; ÅŸahinin kuÅŸlara saldırması gibi, hücum eder ve kanlar döker. 
Yağı körse alp er köpirtür izig, bu karÅŸur adınlarka tegmez kezigKahraman yiÄŸit düşmanı görünce, tozu dumana katar; her yere o atılır, baÅŸkalarına sıra gelmez. 
Çerig körse alp er kür arslan bolur, sekirtür ya öldrür ya urÅŸu ölürKahraman yiÄŸit asker görünce, arslan kesilir; seyirtir, ya öldürür veya vuruÅŸarak ölür. 
Yağı körse alp er kızartur meÅ‹iz, karışsa bodulur kızıl hem yağızKahraman yiÄŸitin, düşmanı görünce yüzü güler; düşmanla kapışınca, kızıl kana boyanır. 
At üstem yarıklar bolur kıp kızıl, ğızıl kızÄŸu eÅ‹ler bolur yap yaşılAt, koÅŸum ve zırhlar kıp-kırmızı olur; kırmızı ateÅŸ gibi yanan yanaklar mos-mor kesilir. 
Yağı at kemiÅŸse saÅ‹a oÄŸrasa, serin arka berme saçılsa basaDüşman at salar ve senin üzerine yürürse, dayan, arka verme; kendiliÄŸinden dağılır. 
YaÄŸ teprese sen udu tepregil, ite ud adakın yorı turmağılDüşman harekete geçerse, sen de ona göre hareket et; durma, hazır durumda onun her hareketini karşıla. 
Kalı kaçsa sendin yağı turmasa, erig yetgü tutÄŸu bulun tutmasaEÄŸer düşman karşı duramayıp, senden kaçarsa, onu takip et ve esir almaÄŸa çalış; böyle yapmazsan, 
Yağı sançmış ersig eren bulnukup, yana evre sançtı yağısın utupDüşmanı maÄŸlûp eden kahraman yiÄŸitlerin safı karışınca, düşman dönüp, tekrar hücum eder ve galip gelir. 
Yağı kaçsa tap kıl ederme yırak, kalı yandru yansa kaçumaz adakDüşman kaçarsa, onu ölçülü takip et, pek uzaklara gitme; eÄŸer düşman geri dönerse, sonra kaçamazsın. 
MuÅ‹uksa yağı yüz ölümke urur, ölümke yüz ursa kim utrutururDüşman ümitsizliÄŸe düşerse, ölümü göze alır; ölümü göze alan kimse, çok ÅŸiddetle karşı koyar. 
Bu yerge özüŋni küdezgil oÄŸul, küdezgil yok erse özüŋdin tüŋülEy oÄŸul, böyle durumlarda kendini iyi koru; kendini koru yahut her ÅŸeyi göze al. 
Osal bolsa er kör yorırda ölür, osal bolmasa er tilekin bulurinsan ihmalkâr olursa, yürürken ölür; ihmalkâr olmazsa, dileÄŸine erer. 
MaÅ‹a mundaÄŸ aydı sınamış kiÅŸi, sınamış kiÅŸiler sözi söz başıBana tecrübeli insan böyle dedi; tecrübeli insanların sözü sözlerin başıdır. 
Yağı kaçsa tap kıl ederme udu, edertçi yedi körse berge toduDüşman kaçarsa, ölçülü takip et; arkasından pek ileri gitme, çok ileri giden doyuncaya kadar kamçı yer. 
Yağığ bir saçıtsa yana tirlümez, otuÄŸ suv udıtsa yana tirlümezSu ateÅŸi söndürünce, ateÅŸ nasıl tekrar alevlenmezse, düşman da dağılınca, bir daha toplanamaz. 
MuÅ‹ukmış kiÅŸiler ölümüg kolur, ölümüg koluÄŸlı er öldrü ölürÜmitsizliÄŸe düşen insanlar ölümü ararlar; ölümü isteyen kimse evvelâ öldürür, sonra ölür. 
Kim iÅŸ kılsa terkin aÅ‹ar bergü neÅ‹, uÅŸ ol neÅ‹ bile er kızıl kılsa eÅ‹Bir kimse bir yararlık gösterirse, ona derhal mükâfatını vermeli ve bununla onun yüzünü güldürmelidır.- 
Kim er tutsa öggü açınÄŸu kerek, ol açığ bile er urunsa yürekKim bir esir yakalarsa, onu öğmeli ve ihsanda bulunmalı ki, o da bu ihsan ile öğünsün. 
Yavuz ögdi bulsa idi ked bolur, kedig ögse kendü kaçan kin kalurKötü insan öğmekle çok iyi olur; iyiyi öğersen, bu ondan hiç geri kalır mı? 
Eri ögse elgin kür arslan tutar, atığ ögse yügrür uçarığ yeterAskeri öğersen, eli ile arslan tutar; atı okÅŸarsan, koÅŸar ve uçan kuÅŸa yetiÅŸir. 
Balıkmış bar erse sen emlet körü, bulun bolmış erse yulup ol kirüYaralanan varsa, sen bakıp, tedavi ettir; esir olan varsa, kurtar, geri al. 
Kalı ölmiÅŸ erse ağırlap kötür, oÄŸul kız bar erse aÅ‹ar hak yitürEÄŸer ölen olursa, hürmetle kaldır; çoluk-çocuÄŸu varsa, onlara haklarını ver. 
Er at körse ötrü sevinçlig bolur, yağı oÄŸrı bolsa sevüg cân berürAskerler bunu görünce, sevinirler; savaÅŸ günlerinde de sevgili canlarını feda ederler. 
İsig söz küler yüz bile bergü neÅ‹, bu üç neÅ‹ kiÅŸike bolur edgü yaÅ‹Tatlı söz ve güler yüz ile onlara mal vermelidir; bu üç ÅŸey insan için ıyı bir an’ane olur. 
BoÅŸ âzâd kiÅŸiler muÅ‹ar kul bolur, bu kul cân yuluÄŸlar sevinçin kolurSerbest ve hür insanlar ona kul olur; bu kul, onu memnun etmek için, canını feda eder. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu söz ay bügü, körü barsa yetrü çın aymış tigüEy hakim, buna benzer bir söz vardır; iyice dikkat edersen, bunun doÄŸru olduÄŸunu tasdik edersin. 
Küler yüz isig söz üle neÅ‹ tavar, boÅŸ âzâd kiÅŸiler bu üçke avarOnlara güler yüz göster, tatlı söz söyle, mal ve mülk dağıt; serbest ve hür insanlar bu üç ÅŸeyin etrafına toplanır. 
Sen altun kümüş birle alma kuluÄŸ, bu üç neÅ‹ yulu kıl karnuÄŸnı yavarSen kulu altın ve gümüş ile alma; bu üç ÅŸeyi feda et, o her keÅŸi sana getirir. 
Sü baÅŸlar kiÅŸi bolsa mundaÄŸ kerek, anın baÅŸlasa sü bolur edgürekOrdu kumandanı böyle olmalıdır; böyle bir adam orduya baÅŸ olursa, çok iyi olur. 
Sen altun kümüşni ülegil neÅ‹in, yuluÄŸ kılÄŸa cânın sav altun teÅ‹iÅ‹Sen altınını, çümüşünü ve malını dağıt; sen ne kadar som altın verirsen, onlar da o kadar canlarından fedakârlık ederler. 
Bu üç neÅ‹ke bolur tapuğçı kulı, munı tutsa begler kamuÄŸ neÅ‹ ulıHizmetkârlar bu üç ÅŸey için ona kul olurlar; beyler buna göre hareket etmeli, bu her ÅŸeyin temelidir. 
Bu yarÅ‹lığ sü başçı bulur erse beg, iÅŸi baÅŸka barÄŸay küvenç bolÄŸu tegBey böyle bir ordu kumandanı bulursa, iÅŸim emniyetle sona erdirir. 
Bu yaÅ‹lığ bolur erse sü baÅŸlar er, iÅŸi barça itlıp küvençke tegerOrdu kumandanı, böyle olursa, bütün iÅŸi yoluna girer ve kendisi takdire mazhar olur. 
YaraÄŸlığ vezir kolsa andaÄŸ kerek, sü başçı tiler erse mundaÄŸ kerekEhliyetli bir vezir istersen, öyle oJmaJı; ehliyetli bir kumandan dilersen, böyle olmalıdır. 
AÅ‹ar ötrü begler ınansa bolur, tilemiÅŸ tilekin beg andın bulurBöyle bir adama beyler inanabilirler; bey onun vâsıtası ile arzu ettiÄŸi ÅŸeyi bulur. 
Yana aydı ögdülmiÅŸ ilig kutı, iki iÅŸ bedük iÅŸ uluÄŸluk atıÖğdülmiÅŸ tekrar dedi : — Ey devletli hükümdar, ÅŸu iki vazife büyük vazifelerdir; büyüklüğün atıdır. 
Vezir bir ikinçi sü baÅŸlar alem, birisi kılıç tuttı biri kalemBiri vezirlik, ikincisi ordu kumandanlığıdır; bunlardan biri kılıç tutar, biri kalem. 
Bu el bağı örki bu iki tüzer, bu iki birikse anı kim üzerMemleketin nizâmını ve dizginini bu ikisi ellerinde tutar; bu ikisi el-ele verirse, onu kim koparır. 
İdi artuk öçirüm kerek bu kiÅŸi, kalı öznese begke eltür başıBunların pek seçkin insanlar olması lâzımdır; eÄŸer beye karşı baÅŸ kaldırırlarsa, baÅŸlan gider. 
Tusulsa idi ök tususı üküş, kalı öznese yası el kend uluÅŸFaydalı da olurlarsa, memlekete çok faydalı olurlar; eÄŸer baÅŸ kaldırırlarsa, memleket bunların çok zararını çeker. 
Begi bolsa edgü kiÅŸi üdrümi, bu iki tapuğçı bodun ködrümiBey iyi ve insanların seçkini olduÄŸu gibi, bu iki hizmetkârı da halk arasında ileri gelen kimseler olmalıdır. 
Bulardın bolur ötrü ilke asığ, bu asğı bile ötrü begke tatığBunlardan memlekete fayda gelir ve bundan dolayı bey de huzura kavuÅŸur. 
Negü ter eÅŸitgil kör ilçi bügü, bügü sözlerin bulsa aÅŸ teg yegüMemleketi idare eden, hakîm insan ne der, dinle; hakimlerin sözünü bulunca, nefis bir yemek gibi yemelidir. 
Kılıç birle aldı kör el alÄŸuçı, kalem birle bastı ol el basÄŸuçıMemleketi alan onu kılıç ile almıştır, memleketi tutan onu kalem ile tutmuÅŸtur. 
Kılıç birle alsa bolur terk ilig, kalem bolmağınça basumaz eligBir memleketi kılıç ile derhâl ele geçirmek mümkündür; fakat kalem olmayınca, insan onu elinde tutamaz. 
Kılıç birle alsa kayu el küçün, anı sürse bolmaz üküş yıl öçünHer hangi bir memleket kılıç ve kuvvetle alınabilir; fakat bu hâkimiyet ÅŸiddet ve intikam ile uzun yıllar devam ettirilemez. 
Kalem birle tutsa kayu kend uluÅŸ, tilek tegrür anda tözüke ülüşHangi ÅŸehir ve eyâlet kalem ile idare edilirse, orada her kes kendi arzu ve nasibini bulur. 
Bu erdi ay ilig özüm bilmiÅŸi, munukı ötündüm ayıtmış tuşıEy hükümdar, benim bildiklerim bunlardır; sorulduÄŸu için, iÅŸte arzettim. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig aydı uktum munı belgülüg, takı bir sözüm bar anı ay külügHükümdar : — Bunu açıkça anladım; daha bir sözüm var, onu da söyle, ey şöhretli insan — dedi — 
MaÅ‹a sözle emdi körüp edgürek, uluÄŸ hâcibığ ay neteg er kerekÅžimdi bana, iyice düşünerek söyle; ulu hâcib nasıl bir insan olmalı ki, 
Hâciblar özele bu bolsa uluÄŸ, bağırsaklıkın kılsa cânın yuluÄŸO diÄŸer hâciblere baÅŸ olsun ve sadâkatle beye canını feda etsin. 
Küvense begi hem özi hem eli, olarka duâ kılsa bodnı tiliGerek beyin kendisi, gerek memleketi ona güvensin; halk da onlara duâ etsin. 
İlig aydı sözle yeme bu sözüg, munı ma ayu ber yarut bu közügHükümdar: — Bu sözüme de cevap ver; bunu da izah ederek, beni sevindir— dedi. 
ÖğdülmiÅŸ İligke UluÄŸ Haciblıkka Negü Teg Er Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Ulu Hâcibin Nasıl Bir İnsan Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ açtı tilin, ayur inç tirilsü ilig miÅ‹ yılınÖğdülmiÅŸ cevap verdi, söze baÅŸladı ve : — Hükümdar huzur içinde çok yıllar yaÅŸasın — dedi. 
UluÄŸ hâcib artuk bütün çın kerek, bu çınlık bile ked bütün din kerekUlu hâcib çok emniyetli, dürüst ve bu doÄŸrulukla birlikte de iyi ve dini bütün bir insan olmalıdır. 
Tüp aslı kerek edgü kılkı oÅ‹ay, tusulsa bodunka toÄŸursa kün ayHalka faydalı olması ve bununla halkın başına güneÅŸ ve ay doÄŸması için, onun soyu-sopu temiz ve tabiatı iyi olmalıdır. 
Tüpi edgü bolsa er edgü bolur, bu edgü kiÅŸi halkka edgü kolurSoyu iyi olan insan iyi olur; bu iyi insan halk için de iyilik ister. 
KiÅŸi edgüsindin kelir edgülük, yegü içgü miŋü takı kedgülükiyi insanlardan yiyecek, içecek, giyecek ve binecek hususunda ancak iyilik gelir. 
Kılınçı oÅ‹ay bolsa teÅ‹ler söz ök, sözüg teÅ‹ler erniÅ‹ iÅŸi ked süzükTabiatı iyi olursa, sözlerini tartarak söyler; sözleri tartan insanın iÅŸi çok temiz olur. 
Közi tok kerek hem uvutluÄŸ silig, tetiglik kerek hem tümen tü biligGözü tok, haya sahibi ve nâzik olmalıdır; zeki ve bin türlü bilgiye sahip bulunmalıdır. 
Közi tok kiÅŸi iÅŸte almaz orunç, orunç alsa hâcib bolur beg külünçGözü tok olan insan vazife başında rüşvet almaz; hâcip rüşvet alırsa, bey gülünç duruma düşer. 
Orunç ol buzuÄŸlı oÅ‹ulmış iÅŸig, orunç yeg kılur ol bütürmiÅŸ iÅŸigYoluna girmiÅŸ iÅŸi bozan rüşvettir; olgunlaÅŸan iÅŸi çiÄŸ bırakan da rüşvettir. 
UvutluÄŸ silig bolsa kılkı tüzün, kelir andın edgü kılınçın sözünHâcip haya sahibi, temiz ve nâzik bir insan olursa, ondan iÅŸte ve sözde ancak iyilik gelir. 
UvutluÄŸ kiÅŸi kılmaz isiz iÅŸig, yaraÄŸsızka yakmaz bu sermez kiÅŸigHaya sahibi olan insan kötü iÅŸ yapmaz, münâsip olmayan ÅŸeylere yaklaÅŸmaz ve baÅŸkalarına kabalık etmez. 
Silig erke devlet siÅ‹imlig bolur, silig bolsa kutka tegimlig bolurNâzik insan saadeti hazmeder; insan nâzik olursa, devlete lâyık olur. 
Tetig bolsa mâlka muÅ‹admaz bolur, bilig bilse iÅŸte yaŋılmaz bolurinsan zeki olursa, hiç bir vakit mala muhtaç olmaz; bilgili olursa, iÅŸinde hiç bir vakit yanılmaz. 
Yeme yakşı aymış biliglig bedük, biligligke tegdi öz ülgi ked ökBilgili ve büyük insan da çok güzel söylemiÅŸ; kısmetine en çok kavuÅŸan bilgili insandır. 
Biliglig kerek kılsa begler iÅŸi, kamuÄŸka yaramaz biligsiz kiÅŸiBeylerin iÅŸini görmek için, bilgili insan lâzımdır; bilgisiz adam hiç bir iÅŸe yaramaz. 
Bilig tegmese kimke erse ülüg, tirig tese bolmaz anı tut ölügBir kimse bilgiden nasibini alamamış ise, ona diri demek doÄŸru olmaz; sen onu ölü bil. 
Bilig birle yalÅ‹uk bedüp çavlanur, kiÅŸilerde üster kamuÄŸ iÅŸ unurinsan bilgi ile büyür ve şöhret bulur; her keÅŸten üstün olur ve her iÅŸi baÅŸarır. 
Biligsiz kiÅŸi ol kuruÄŸ sır bediz, biliglig kiÅŸi ornı kökte edizBilgisiz adam boÅŸ bir kalıptan ibarettir; bilgili kimsenin yeri gökten daha yüksektir. 
UkuÅŸluÄŸ kerek iÅŸte artuk oduÄŸ, oduÄŸluÄŸ bile iÅŸte tutnur boduÄŸHâcib vazifede çok uyanık ve anlayışlı olmalı; insan iÅŸinde uyanıklık ile boya tutturur. 
UkuÅŸ bolsa asğı idi ök üküş, kamuÄŸ edgülük ülgi ol bu ukuÅŸAkıllı olmak çok faydalıdır; bütün iyiliklerde aklın hissesi vardır. 
UkuÅŸsuz kiÅŸi ol yemiÅŸsiz yığaç, yemiÅŸsiz yığaçığ negü kılsun açAkılsız adam meyvasız aÄŸaç gibidir; aç kimse meyvasız aÄŸacı ne yapsın. 
UkuÅŸluÄŸ yese yer ikigün ajun, ukuÅŸluÄŸ atanur atansa tüzünAncak akıllı kimse her iki dünyayı elde eder; asîl vasfını ancak akıllı insan alır. 
UkuÅŸluÄŸ biliglig kiÅŸi ol kiÅŸi, kiÅŸide talusı bodunda başıAkıllı ve bilgili adam — adamdır; o insanların seçkini ve halkın ileri gelenidir. 
Yüzi körki körklüg kerek hem yülüg, toÄŸan ersig ünlüg sözi belgülügHâcibin yüzü ve kıyafeti güzel, saçı-sakalı düzgün, erkek sesli ve açık sözlü olmalıdır. 
Sevitür yüzi körki körklüglüki, yaraÅŸur kirip çıksa ersiglikiYüzü ve kıyafetinin güzelliÄŸi onu sevdirir; huzura girip-çıkarken, merdâne tavrı iyi tesir yapar. 
Yülüg ersig erniÅ‹ bolur hışmeti, bu hışmet bile ol kiÅŸi hürmetiSaçı-sakalı düzgün erkek haÅŸmetli olur; insan bu haÅŸmet ile hürmet bulur. 
Sakınuk kerek din idisi arığ, bolsa kılkı kılınçı arığHâcib takva sahibi ve dindar olmalıdır; tabiatı temiz olursa, hareketi de temiz olur. 
Sakınuk arığ din idisi kiÅŸi, irinmez kılur barça yalÅ‹uk iÅŸiTakva sahibi, temiz ve dindar insan üşenmez, dâima baÅŸkalarına hizmet eder. 
Sakınuk kiÅŸi yer kiÅŸi kadÄŸusı, sakınuk kiÅŸi ol kiÅŸi edgüsiTakva sahibi insan baÅŸkalarının kaygısını çeker; insanların iyisi takva sahibi olan insandır. 
Yüz utru bolur tutçı hâcib özi, körür közke körklüg kerek ol yüziHâcib dâima her kesin gözü önünde bulunduÄŸu için, onun yüzü göze güzel görünmelidir. 
Bu körklüg yüzüg körse köz suvlanur, köŋül açlur anda bu cân yemlenürBu güzel yüzü görünce, insanın yüzü güler; içi açılır ve canı zevk bulur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aytur emdi bilig, biliglig sözi tut ay kılkı siligBilgili iÅŸte buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; bilgilinin sözünü tut, ey yumuÅŸak huylu insan. 
İdi edgü neÅ‹ bu kiÅŸi körki yüz, bu yüz körkiÅ‹e suv içer iki közinsanda bu yüz güzelliÄŸi çok iyi bir ÅŸeydir; yüz güzelliÄŸi karşısında gözler parlar. 
Kupa körklügüg kör kılın özke fâl, iÅŸiÅ‹ edgü bolÄŸay kamuÄŸ sözni üzKumral güzeline bak ve onu kendine uÄŸur tut, iÅŸin iyi olur; baÅŸka sözü bırak. 
Köŋüllüg kerek hem ked öglüg kerek, amul bolsa kılkı takı edgürekHâcib gönül sahibi ve çok akıllı insan olmalıdır; bir de sakin tabiatlı olursa, daha iyi olur. 
Köŋüllüg kiÅŸi söz unıtmaz bolur, köŋülsüz sözüg ked tutumaz bolurGönül sahibi olan insan verdiÄŸi sözü unutmaz; gönül sahibi olmayan insan ise, sözünü tutmaz. 
Köŋül bolmasa er körümez iÅŸig, ögi bolmasa er itümez iÅŸigGönül olmazsa, insan arkadaşını seçemez; aklı olmazsa, iÅŸini yapamaz. 
Köŋülsüz kiÅŸiler kuruÄŸ kep bolur, köŋül birle yalÅ‹uk kamuÄŸ iÅŸ kılurGönülsüz insanlar kuru bir kalıp olur; insan her iÅŸi gönül ile yapar. 
Ögi ked kerek köŋli alçak amul, çığay tul yetimke bağırsak köŋülO çok akıllı, alçak gönüllü olmalı; fakir, dul ve yetimlere karşı ÅŸefkatli gönül lâzımdır. 
Tetiglik kerek hem törü ked bilir, ajun körki barça tetigdin kelirZeki olmalı ve kanunu iyi bilmelidir; dünyayı süsleyen ÅŸeyler hep zekâ mahsûlüdür. 
Köŋül kodkı bolsa kamuÄŸka kiçig, tili bolsa yumÅŸak ÅŸekerde süçigHer kese karşı küçük ve alçak gönüllü davranmalı; dili yumuÅŸak ve ÅŸekerden daha tatlı olmalıdır. 
Yaruk tutsa yüz köz kiÅŸike küle, kılınç edgü tutsa kiÅŸilik bileİnsanlara açık ve güler yüz göstermeli; baÅŸkalarına karşı insaniyet dâiresinde ve iyi muamele etmelidir. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi alçakı, köŋül til kiçig tut ay er kıvçakıAlçak günüllü insan ne der, dinle; ey boÅŸ insan, gönülünü alçak ve dilini kısa tut. 
Köŋül kodkı tutsa bulur kut erig, küler yüz isig sözke tirlür tirigînsan gönlünü alçak tutarsa, saadet gelip, onu bulur; hayatta herkes güler yüz ve tatlı söz etrafında toplanır. 
Küler yüz ısığ sözke yalÅ‹uk isir, isinse bu yalÅ‹uk bolur kul esirGüler yüz ve tatlı söze insan ısınır; insan kime ısınırsa, ona kul-köle olur. 
Serimlig kerek hem tuta bilse öz, közin ked küdezse tilin tıdsa sözSabırlı ve kendisine hâkim olmalıdır; gözünü iyi gözetmeli ve dilini sakınmalıdır. 
Kulakı sak erse ögi bilgi keÅ‹, yorıkı tüz erse tili köŋli teÅ‹Kulağı delik, aklı ve bilgisi geniÅŸ, tavrı ve hareketi doÄŸru, sözü ve özü bir olmalıdır. 
Tükel bilse erdem bitise bitig, kamuÄŸ iÅŸke bilgin bu kılsa itigBütün faziletlere sahip olmalı ve kalem sahibi bulunmalıdır; her türlü iÅŸi bilgisi ile yürütmelidir 
Bu erdem bilig kör kerek barça tüz, uluÄŸ hâcib ötrü kızıl kılsa yüzUlu hâcib, iÅŸinde muvaffak olabilmesi için, bu fazilet ve bilgilerin hepsine birden sâhıp bulunmalıdır. 
TapuÄŸlarda artuk bu yinçge tapuÄŸ, hâciblıkturur baksa yetrü kamuÄŸDikkat edersen, hizmetler arasında en ince hizmet hâcibliktir. 
Bu kaç neÅ‹ kerek kim atansa hâcib, kiÅŸi baÅŸlasa yolka öŋdün keçipHâcıb olmak ve öne geçip, insanlara yol göstermek için, ÅŸu bir kaç ÅŸey lâzımdır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu şâir sözi, bu şâir sözi ol biligsiz köziBuna benzer şöyle bir şâir sözü vardır; şâir sözü bilgisize gözdür. 
Hâciblıkka aÅŸnu bu on neÅ‹ kerek, yiti köz kulak sak köŋül keÅ‹ kerekHâciblik için önce ÅŸu on ÅŸey lâzımdır; keskin göz, delik kulak, geniÅŸ, gönül. 
Yüzi körki bod til ukuÅŸ ög bilig, kılınçı bularka tükel teÅ‹ kerekYüz, kıyafet, boy, dil, anlayış, akıl, bilgi; tavır ve hareketi de bunlara tam denk olmalıdır. 
Uzun keç yaÅŸasunı ilig özi, uluÄŸ hâcib ol begke körgü köziHükümdar çok yaÅŸasın; fakat bir beyin gören gözü ulu hâcibdir. 
Törü hem toku öıedi yinçge tapuÄŸ, uluÄŸ hâcib itse açar yol kapuÄŸKanun, usûl ve örfü yerine getirmek ince bir iÅŸtir; ulu hâcib bunu tanzim ederek, yol ve kapıları açar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi bilge sözi, eÅŸitse köŋül bersü alsu öziBir âlimin buna benzer bir sözü vardır; duyan bu söze gönül versin ve benimsesin. 
UluÄŸ iÅŸturur bu hâciblık iÅŸi, munı baÅŸka eltmez meger ked kiÅŸiBu hâciblik iÅŸi büyük iÅŸtir, bunu ancak çok ehil insan baÅŸarabilir. 
Hâciblar iÅŸi tut ya begler iÅŸi, uluÄŸ ya kiçig tut ötügçi kiÅŸiister hâciblerin, ister beylerin iÅŸi olsun, büyük veya küçük, o bütün mâruzâtta bulunmak isteyenleri kabul eder. 
Açğıçı bitigçi ya iÅŸ tutÄŸuçı, ya tonçı etükçi âmil bolÄŸuçıHazinedar veya kâtip gibi memurlar ve elbiseci veya ayakkabıcı gibi san’atkârlar ile münâsabettedır. 
Ya yat baz yalavaç keliÅŸ ya barış, boÅŸuÄŸ bergü açığ olarka tegiÅŸYat-yabancı elçilerin geliÅŸ ve gidiÅŸine, onların istihkakları olan ihsan ve hediyelerin verilmesine o bakar. 
Konukları körgü ya boÄŸuzı yemi, açığlığ açığsızka kılsa emiO bunların kalacakları yeri ve yiyecekleri yemeÄŸi tâyin eder, hediyeli veya hedıyesizlerin usûl ve çâresine bakar. 
UÄŸrında erse kiÅŸi baÅŸlaÄŸu, törüsin tokusın yazım kılmaÄŸuYol aÄŸzında ise, insanlara rehberlik eder; merasim, örf ve âdetin yanlış yapılmamasına dikkat eder. 
Çığay tul yetim kıssa berse ötüg, anı barça tıŋlap ötünse ötügFakir, dul, öksüz ve yetim dileklerini dinler ve bunları beye arzeder. 
Mezâlim üdinde ötügçilerig, körü alsa yol kılsa bolsa erigHaksızlığa uÄŸrayarak, hak talebinde bulunanları kabul etmeli, yol göstermeli ve onlara karşı haÅŸin davranmamalıdır. 
Yana körse iç taÅŸ yaraÄŸsızlarığ, ayu berse tıdsa kötürse arığYine içte ve dışta uygunsuzları görürse, onları ikaz ederek, hareketlerine mâni olmalı ve bunlara meydan vermemelidir. 
Bu yaÅ‹lığ tü iÅŸler neçe ülgülüg, uluÄŸ hâcib elgi tegir belgülügBu çeÅŸit bir çok ölçülü iÅŸleri, şüphesiz, ulu hâcib halleder. 
Bu iÅŸke basut barça andın kelir, kalı artasa kalsa andın kalırBu iÅŸlere her türlü yardım ondan gelir; eÄŸer iÅŸler bozulur veya yapılmazsa, yine onun yüzünden kalır. 
Ay ilig hâciblarka saklaÅ‹u ol, bu kaç yerde artuk katığlaÅ‹u olEy hükümdar, hâcibler bir kaç yerde ihtiyatlı olmalı ve bu hususlarda çok gayret etmelidirler. 
Biri beg sözini katığ tutsa berk, ikinçi havâka ukuÅŸ kılsa örkBiri—hâcib beyin sözünden kat’iyen dışarı çıkmamalı; ikincisi hava ve heveslerine aklını yular yapmalıdır. 
Üçünçi körürde küdezse özin, tilinde çıkarmasa tegme sözinÜçüncüsü—huzurda müteyakkız olmalı ve aÄŸzına gelen her sözü söylememelidir. 
Orunç almasa kılsa barça iÅŸig, yaÄŸutsa begiÅ‹e yıramış kiÅŸigRüşvet almamalı, üzerine düşen bütün iÅŸleri yapmalı ve uzaklaÅŸmış olan insanları beyine yaklaÅŸtırmalıdır. 
İki neÅ‹ kiÅŸide bulunsa ilig, aÅ‹ar bermegil iÅŸ uzatma eligEy hükümdar, bir insanda ÅŸu iki ÅŸey varsa, ona iÅŸ verme ve yakınlık gösterme. 
Biri tilde yalÄŸan çıkarsa sözin, biri egrilik ol sikirtse özinBunlardan biri yalancılık ve diÄŸeri de insanı doÄŸru yoldan saptıran kötü huydur. 
Bu iki kılınç kimde bolsa köni, özüŋke yakurma ay ilig anıBu iki tabiat gerçekten kimde bulunursa, ey hükümdar, onu kendine yaklaÅŸtırma. 
Adın üç iÅŸ ol kör tapuğçı iÅŸi, küdezmese andın özi yer başıBak, daha ÅŸu üç ÅŸey vardır ki, hizmetkâr bunlardan korunmazsa, kendi başını yer. 
Biri söz eÅŸitse katığ tutsa berk, biri körse teÅ‹siz közin yumsa terkBiri—her duyduÄŸu ÅŸeyi ifÅŸa etmemeli; ikincisi—görmemesi icap eden uygunsuz ÅŸeyleri görünce göz yummasını bilmelidir. 
Üçünçi özin tutsa tursa köni, sevinçin keçürgey bu bulmış küniÜçüncüsü —kendisine hâkim olmalı ve doÄŸrulukla yaÅŸamalıdır; böylelikle hayatını sevinç içinde geçirir. 
Negü ter eÅŸitgil bügü bilge beg, bu söz iÅŸke tutsa saÅ‹a bolÄŸa yegHakîm ve âlım bey ne der, dinle; bu söze göre hareket edersen, senin için çok iyi olur. 
Başıŋ kolsa begler sözin sözleme, yana ilke yazma başıŋnı yemeBaşını korumak istersen, beylerin söylemesi icap eden sözleri sen söyleme ve memlekete karşı suç iÅŸleyerek, kendi başını yeme. 
Kara ilke yazsa kurıtur başın, tili sözde yazsa uÅŸatur tiÅŸinAvam memlekete karşı suç iÅŸlerse, başı gider; konuÅŸurken dili suç iÅŸlerse, diÅŸi kırılır. 
Telim körmiÅŸim bar tegimsiz kiÅŸi, turup ilke yazdı kesildi başıÇok görmüşümdür, liyakatsiz kimseler günün birinde memlekete karşı suç iÅŸlemiÅŸler ve baÅŸları kesilmiÅŸtir. 
Üküş me eÅŸittim bu til sözlemiÅŸ, köŋül sırrı açlıp erin baÅŸlamışSonra çok okudum, dil ihtiyatsız konuÅŸurken, gönül sırrını ifÅŸa etmiÅŸ ve o kimseyi yaralamıştır. 
Yana aydı bilge bügü sözledi, özin tutnumaz er başın yer tediAlim ve hakimler de : — Kendisine hâkim olmayan insan kendi başını yer —demiÅŸlerdir. 
Hâciblarka artuk küdezgü özüg, körürde közüg hem ötügde sözügHâcibler kendilerini çok gözetmeli, huzurda gözlerine ve mâruzâtta bulunurken de, sözlerine dikkat etmelidirler. 
Üdi bolmağınça özi kirmese, ayıtmazda aÅŸnu ötüg bermeseVakti gelmeden içeri girmemeli ve kendilerine sorulmadan da mâruzâtta bulunmamalıdırlar. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ tili, ukuÅŸluÄŸ tili açtı mani yolıAkıllı insan ne der, dinle; akıllının dili mâna yolunu açmıştır. 
Üdi bolsa körkit meliklerke yüz, ayıttukta sözle tilin sözke sözMeliklere vakti gelince yüzünü göster, sordukları vakit söyle ve ancak sorduklarına cevap ver. 
KamuÄŸ neÅ‹ke vakt ol üdi belgülüg, üdi boldı erse körür iki közHer ÅŸeyin muayyen bir vakti ve zamanı vardır; vakti geldi ise, bunu iki göz görür. 
Bu yaÅ‹lığ kerek barça erdem bilig, uluÄŸ hâcib ötrü uzatsa eligBütün fazilet ve bilgilerinin böyle olması lâzımdır; bu vasıfları hâiz olan ulu hâcıb vazifesine baÅŸlayabilir. 
Bu erdi ay ilig özüm bilmiÅŸi, munukı ötündüm ayıtmış tuşıEy hükümdar, benim bildiklerim bunlardır; iÅŸte sorulduÄŸu için arzettım. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig aydı uktum eÅŸittim bu söz, takı bir söz aytur seniÅ‹din bu özHükümdar: — Bunları dinledim, anladım — dedi—sana bir ÅŸey daha soracağım. 
MaÅ‹a ayğıl emdi kapuÄŸ baÅŸlar er, negü teg kerek ay bu iÅŸ iÅŸler erÅžimdi gelelim kapıcı-başına; bu vazifeyi üzerine alan insan nasıl olmalıdır? 
ÖğdülmiÅŸ İligke KapuÄŸ BaÅŸlar Er Negü Teg Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Kapıcı-Başının Nasıl Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, esen inç tirilgil ay kılkı siligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve:-—Ey hükümdar, huzur içinde uzun seneler yaÅŸa; ey yumuÅŸak huylu — dedi — 
KapuÄŸ baÅŸlar er ked bağırsak kerek, teni cânı birle tapuÄŸsak kerekKaptcı-başı olan insan çok sâdık olmalı ve bu hizmeti canla baÅŸla benimsemiÅŸ bulunmalıdır. 
KapuÄŸda yarutsa karaÅ‹ku tünüg, kapuÄŸda batursa yarumış künügO karanlık geceyi hizmet kapısında aÄŸartmak ve parlak güneÅŸi de aynı kapıda batırmalıdır. 
Törü hem toku bilse kılsa tapuÄŸ, oÅ‹ay bolsa kılkı kılınçı kamuÄŸHizmet ederken, usûl ve erkânı bilmeli; tabiatı, bütün tavır ve hareketi mülayim olmalıdır. 
Tuzı etmeki keÅ‹ akı bolsa ked, kümüş berse altun er at terse kedTuzu-ekmeÄŸi bol ve kendisi çok cömert olmalı; gümüş ve altın vererek, etrafına çok insan toplamalıdır. 
Keçe bolsa yatÄŸak bu yatsa burun, ayu berse tegme kiÅŸike orunGece olunca, daha yatmadan, saray nöbetçilerini lüzumlu yerlere dikmelidir. 
Azak yat baz erse ayıtÄŸu kerek, oduÄŸrak kim erse yaÄŸutÄŸu kerekNereden geldiÄŸi belli olmayan yat ve yabancı varsa, onları soruÅŸturmak ve aralarında en gözü açık olanları hizmete almalıdır. 
Körü bekletip çıksa karşı kapuÄŸ, tükel boldı ol künki barça tapuÄŸSaray kapısını gözü önünde kapatıp çıkınca, o günün bütün hizmeti tamamlanmış olur. 
Yana erte tursa kapuÄŸ baÅŸlasa, keçe taÅ‹da turÄŸaknı tepretmeseSabahleyin kalkınca, kapıdaki vazifesinin başına geçmeli; sabah akÅŸam nöbetçileri yerinde tutmalıdır. 
Kalı yol üdi bolsa baÅŸlap kirip, körünse hılın barça yumğı teripKabul zamanı gelince, o bütün takımını toplayarak, onların başında huzura çıkmalıdır. 
Özi çıksa körnüp üküş turmasa, kapuda kiÅŸi kolsa özde basaHuzurda çok kalmamalı, şöyle bir görünüp çıkmalı; kapıda da kendi yerine bir adam bırakmalıdır. 
Er at kirse hılça körünse tüzü, bu körse yaraÄŸlı yaraÄŸsız azuHizmetkârlar takım hâlinde, birden huzura çıkarken, o buna lâyık olan ve olmayanları gözden geçirmelidir. 
Kalı yol kesilse kapuÄŸ başçısı, yana kirgü bolsa er at sözçisiKabul zamanı sona erince, kapıcı-başı hizmetkârlardan mâruzâtta bulunacak kimse varsa, onunla tekrar huzura girmelidir. 
Ötünse er at ötgi kolsa tilek, muÅ‹admış kiÅŸike bu bolsa yölekOnların isteklerini arzetmeli, arzularını desteklemeli ve onlara yardım etmelidir. 
Alu berse açı kör altun kümüş, kayuka at alsa kayuka yumuÅŸOnlara hükümdardan altın-gümüş, ihsanlar koparmalı; bâzılarına unvan ve bâzılarına da vazife verilmesi hakkında tavassutta bulunmalıdır. 
Erig tapnurı kim bağırsak seve, tapınmaz kayusı yorığlı yavaKim gönülden, severek hizmete gayret ediyor, kim hizmet görmeyerek, boÅŸuna geziyor. 
YaraÄŸlığ kayu ol asığlığ kayu, boluÄŸluÄŸ kayu ol tusuluÄŸ kayuUygun ve faydalı olanı kim; ileride faydalı olacak bir istidada sahip bulunanı kim. 
Ötünse begiÅ‹e bu tegme birig, aça adra berse kötürse erigBunları hep beyine arzetmeli ve birer-birer açıklayarak, lâyık olanı yükseltmelidir. 
Çıkıp edgü yarlığ tegürse tilin, er at köŋli mundaÄŸ isitse alınÇıkınca, hükümdarın taltif ve takdir hakkındaki fermanlarını bizzat tebliÄŸ etmeli ve hizmette bulunanların gönlünü böyle tedbirler ile ısındırmalıdır. 
KapuÄŸda ite tursa oldruÄŸ turuÄŸ, tüzülse orun kalmasa bir kurukKapıda oturacak ve duracak yerleri dâima nizam altında bulundurmalı ve öyle tertip etmeli ki, hiç kimse açıkta ka-lmasın. 
Körü alsa yat baz keligli kiÅŸig, ağır tutsa koldaÅŸ kılınmış iÅŸigGelen yat ve yabancı kimseleri karşılamak ve arkadaÅŸ edindiÄŸi kimselere de hürmet göstermelidir. 
Liv aÅŸ tirki kirse körü ıdsa köz, yaraÄŸsıznı körse anı tıdsa özYemek tepsisi girdiÄŸi vakit, onu göz altında bulundurmalı ve münâsip olmayan ÅŸeyleri görürse, buna mâni olmalıdır. 
Åžireni çıkarda körüp saklasa, aÅ‹ar toÄŸru yolda elig tegmeseŞıra çıkarken, onu nezâret altına almalı ve yolda her hangi bir elin ona dokunmamasına dikkat etmelidir. 
KapuÄŸda çıkarsa liv aÅŸ tirkini, körü tüz ületse begi körkiniKapıdan yemek çıkarken, tepsilere nezâretle bunun, beyin ÅŸanına lâyık bir ÅŸekilde, her kese dağıtılmasına dikkat etmelidir. 
Neçe ka tegürgü kerek bu aşığ, kuruÄŸ kodmasa bir içig hem taşığiçte ve dışta hiç kimseyi açıkta bırakmamak için, kaç kap yemek dağıtmak lâzım geldiÄŸini bilmelidir. 
İki neÅ‹ bedütür bu begler çavı, ilinde tuğı kör törinde liviBeylerin şöhretini iki ÅŸey büyütür: eÅŸiÄŸinde— tuÄŸu ve baÅŸ köşesinde — sofrası. 
Adın ma iki neÅ‹ kapuÄŸ körki ol, bedütür beg atın açar kutka yolÅžu iki ÅŸey de kapının süsüdür; bunlar beyin adını büyütür ve saadete yol açar. 
UluÄŸ hâcibı bolsa âzâd kiÅŸi, takı bir yaraÄŸlığ kapuÄŸ el başıBunlardan biri — hür insan olan ulu hâcıb, biri de— iÅŸinin ehli olan bir kapıcı-başıdır. 
Bu iki kiÅŸi birle itlür kapuÄŸ, uluÄŸluk bile atı yadlur kamuÄŸBu iki kimse ile kapı tanzim edilir ve beyin adı büyüklükle her tarafa yayılır. 
İdişçi töşekçi yeme aşçıka, tüzü köz kemiÅŸse yeme tuğçıkaKapıcı-başı ÅŸarapçı, döşekçi, aşçı ve tuÄŸcuları hep göz önünde tutmalıdır. 
Yeme kuşçı kişçi yeme ok yaçı, anuk tutsa künde kapuÄŸda tuçıDoÄŸancı, avcı ve okçuları da her gün ve her an kapıda hâzır bulundurmalıdır. 
Turup barsa evke hılın koldaşın, özi birle eltse yetürse aşınOradan kalkıp, evine giderken, yardımcı ve arkadaÅŸlarını birlikte götürerek, onlara yemek ikram etmelidir. 
Yetürse içürse todursa karın, kuruÄŸ ıdmasa berse özde barınYedırip-içırerek, karınlarını doyurduktan sonra da, boÅŸ göndermemeli; neyi varsa, onlara ihsanda bulunmalıdır. 
ÖziÅ‹e bir at ton tolum kılsa tap, adının ülese bir az kodsa tapO bir at, bir kat elbise ve silâh ile yetinmelidir; kendisine az bir ÅŸey kalsa yeter; kalanı baÅŸkalarına dağıtmalıdır. 
TapuÄŸka kelir erse yat baz kiÅŸi, körü alsa itse otağı iÅŸiYat-yabancı bir kimse hizmete gelirse, onu karşılayıp, kalacağı yeri ve arkadaÅŸlarını tâyin etmelidir. 
TapuÄŸka körüŋinçe körse anı, aşı boÄŸuzı ornı atı hem tonıHuzura çıkmadan önce, onu görmeli; yiyeceÄŸine-içeceÄŸine, yerine, atına-elbisesine dikkat etmelidir. 
Yeme aytu tursa er at hâllerin, açı hem tokı ya tonın oprakınHizmetkârların hâllerini sormalı, açmıdırlar-tokmudurlar, yiyecekleri varmı; bunlar ile dâima ilgilenmelidir. 
MuÅ‹adığlı barmu elig tarlıkın, muŋıŋa yarasa ötese hakınEli darda kalan varsa, onun ihtiyâcını karşılamak ve hakkını vermelidir. 
Kim erse kapuÄŸka birer kelmese, ayıtsa tilese ne bolmış teseBir kimse bir müddet kapıya gelmezse, ne olduÄŸunu sormalı ve sebebini araÅŸtırmalıdır. 
Kalı iglig erse ayıtÄŸu kerek, yavalık kılur erse tıdÄŸu kerekEÄŸer hasta ise, hâlini sormalı; haylazlık ediyorsa, buna mâni olmalıdır. 
Bu barça begiÅ‹e bağırsaklık ol, sevinçin tilep bu tapuÄŸsaklık olBütün bunlar beye karşı içten baÄŸlılık ifâde eder; bu onu memnun etmek için, candan yapılması lâzım gelen bir iÅŸtir. 
Negü ter eÅŸitgil tapu kılmış er, tapuÄŸ birle begde ağır bolmış erHizmet etmiÅŸ ve hizmeti ile beyden takdir görmüş insan ne der, dinle. 
Tapuğçı begiÅ‹e bağırsak kerek, bağırsak tegüçi tapuÄŸsak kerekHizmetkârın beyine içten baÄŸlı olması lâzımdır; içten baÄŸlı olanında candan hizmet etmesi lâzımdır. 
TapuÄŸsak bir özkey bağırsak kulı, bekütür yarı künde beglik ulıCandan hizmet eden sâdık ve candan baÄŸlı bir kulun hizmeti beyliÄŸin temelini günden-güne saÄŸlamlaÅŸtırır. 
Öz asğı tilemez bağırsak bolup, beg asğı tiler künde edgü kolupCandan hizmet eden kimse kendi faydasını düşünmez; o her gün iyi niyetle beyin menfaati için çalışır. 
Asığ kılsa azÄŸan anıŋ men kulı, çeçek yaslığ erse biçermen ulıYaban çiçeÄŸi faydalı ise, ben onun kuluyum; eÄŸer özenilerek yetiÅŸtirilmiÅŸ çiçek zararlı ise, onun kökünü keserim. 
Bağırsız tusulmaz oÄŸulda körü, bağırsak tapuğçı tususı örüCandan baÄŸlı hizmetkârın kıymeti merhametsiz ve hayırsız evlâttan, daha yüksektir. 
Asığsız tusulmaz kadaÅŸ erse kod, tusulur adaÅŸ tut asığ birle todFaydasız ve deÄŸersiz ise, kardeÅŸ olsa bile onu bırak; istifâde edebileceÄŸin insanı arkadaÅŸ edin ve onun bol-bol hayrını gör. 
Tili birle yumÅŸak süçig tutÄŸu söz, köŋül tutsa alçak yaruk tutsa yüzKapıcı-başı yumuÅŸak ve tatlı sözlü olmalı; gönülünü alçak tutmalı ve her vakit güler yüz göstermelidir. 
Tügük yüz açığ söz kiÅŸig tumlıtur, tiriglikte kitmez köŋülde yaturÇatık yüz, acı söz insanı soÄŸutur ve bunun tesiri bütün hayat boyunca devam eder, insanın gönlünden çıkmaz. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu beytig okı, sözi mani birle ukulÄŸay takıŞimdi buna benzeyen ÅŸu beyti oku; sözü ile birlikte mânası da anlaşılır. 
Sözün sökse yalÅ‹uk açıtsa tilin, süŋükke sızığ ol köŋülke yalıninsan sözü ile söğer ve dili ile acıtırsa, bu kemiÄŸe sızı ve gönüle ateÅŸ olur. 
Urup berge başı büter terk söner, tilin sökse bütmez açığı yılınVurulan kamçı yarası kapanır ve çabuk geçer; dil acısı ise, yıllarca dinmez. 
Kalı atlanur bolsa begler süke, ya kuÅŸka çögenke ya el körgükeBeyler sefere, ava, cirit oyununa veya memleket gezisine çıktıkları vakit, 
İdi sak küdezgü bu yerde begin, yoduÄŸ tegmese anda teÅ‹sizlikinBeyini çek dikkatle gözetmeli; başına kötü bir hâdise, bir felâket gelmesini önlemelidir. 
Kalı tuÅŸsa beglerke yaÅ‹luk hatâ, tuÅŸar at öze kuÅŸta avda südeEÄŸer beylere bir felâket ve belâ gelirse, bu avda, kuÅŸ avında veya seferde hareket esnasında gelir. 
Bütünsüz bar erse yıratÄŸu anı, siziklig bar erse sakıŋu anıİtimat edilemeyecek kimseleri onun yanından uzaklaÅŸtırmalı, şüpheli kimselere karşı ihtiyat tedbirleri almalıdır. 
Bütün çın sevigli bağırsak kiÅŸi, yakın yortsa begke küdezse başıOnun başını korumak için, itimatlı, doÄŸru, onu seven ve ona gönülden baÄŸlı insanları beyin etrafında bulundurmalıdır. 
Sü başçı tüze tursa yortuÄŸ kurın, eriglerni yığsa yetürse soŋınKumandan beyin muhafız alayını tanzim ederken, kimsenin ileri gitmemesine ve geri de kalmamasına dikkat etmelidir. 
Kiçig kur uluÄŸlar ara kirmese, yırak taÅŸ yorığlı yakın yortmasaKüçük rütbeli kimseler büyükler arasına girmemeli; uzak ve dışarıda bulunması icap edenler de yakın gelmemelidir. 
KapuÄŸda neteg erse oldruÄŸ turuÄŸ, bu yortuÄŸda andaÄŸ kerek ay uluÄŸHer kesin saray kapısındaki mevkii ve yeri ne ise, bu hareket esnasında da olduÄŸu gibi muhafaza edilmelidir; ey büyük. 
KapuÄŸ baÅŸlar erniÅ‹ bağırsaklıkı, bu yaÅ‹lığ kerek ay ajunçı akıKapıcı-başı olan kimse böyle içten baÄŸlı olmalı, ey cömert hükümdar. 
Bu yaÅ‹lığ kerek bu kapuÄŸ baÅŸlar er, begi etmeki yep iÅŸin iÅŸler erKapıyı bekleyen ve beyinin ekmeÄŸini yiyip, iÅŸini gören insan böyle omalıdır. 
Munukı men aydım eÅŸitti ilig, talu er tilese üdürsü biligiÅŸte ben söyledim ve hükümdar dinledi; eÄŸer seçkin insan dilerse, bilgiyi tercih etsin. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUALİ 
İlig aydı uktum munı belgülüg, takı bir sözüg ay maÅ‹a ülgülügHükümdar:—Bunu iyice anladım; bir ÅŸey daha soracağım, buna da düşünerek, cevap ver — dedi — 
Bilir sen seziksiz ajun begleri, yalavaç ıdur ildin ilke eriŞüphesiz, bilirsin ki, dünya beyleri memleketten memlekete elçi gönderirler. 
Ayu ber maÅ‹a bir bilig söz uzı, yalavaç ıdur ildin ilke öziBana mühim bir söz söyle, bir bilgi daha ver; bir memleketten bir memlekete elçi gönderirken, 
Negü teg kerek bu yalavaçlık er, aÅ‹ar bütse begler karılatsa yerBeylerin ona inanması ve onu yollaması için, bu elçiliÄŸe nasıl bir insan lâzımdır? 
ÖğdülmiÅŸ İligke Yalavaç IdÄŸuka Negü Teg Er Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Elçi Göndermek ıçin Nasıl Blr İnsan Lâzım OlduÄŸunu Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, bu iÅŸke idi ked yetürsü biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve — Hükümdar bu meseleyi çok iyi düşünmelidir — dedi — 
KamuÄŸ erde üdrüm yalavaç kerek, biliglig ukuÅŸluÄŸ talu ked yürekElçi insanlar arasında mümtaz, akıllı, bilgili, seçkin ve çok cesur bir kimse olmalıdır. 
Bayat kullarında eÅ‹ üdründüsi, yalavaçlar erdi kiÅŸi edgüsiTanrının kulları arasında en seçkinleri ve insanların en iyileri onun elçileri idi. 
Yalavaçtın itlür telim törlüg iÅŸ, yalavaçtın ötrü kelür körklüg iÅŸPek çok iÅŸler elçiler ile görülür; iyi neticeler elçiler vâsıtası ile elde edilir. 
UkuÅŸluÄŸ kerek ked yalavaç örüg, biliglig kerek sözke bilse yörügElçi çok akıllı, temkinli ve sözünü ifâde edebilmesi için de bilgili olmalıdır. 
Yana bilse söznüŋ içi hem taşı, itilse anıŋ ötrü tüzmiÅŸ iÅŸiVazifesinde muvaffak olabilmesi için, elçinin bir de sözün içini ve dışını bilmesi lâzımdır. 
Negü ter eÅŸitgil ajunçı beg er, bodun baÅŸlaÄŸuçı biliglig yeg erDünya beyi, halkı idare eden, bilgili ve iyi insan ne der, dinle. 
Öküşte talu er ukuÅŸluÄŸnı bil, bodunda bedüki biligligni kılinsanların en seçkini, akıllı ve tam bilgili insanı halka âmir tâyin et. 
Kayu iÅŸte aÅŸnu aÅŸunsa ukuÅŸ, ol iÅŸ baçka bardı sınadım üküşHangi iÅŸte akıl ön-ayak olursa,.o iÅŸ baÅŸarı ile neticelenir; bunu çok tecrübe ettim. 
Kayu iÅŸke bilge yetürdi bilig, anı yetti tuttı tegürdi eligAlim hangi iÅŸte bilgisini kullanırsa, ona ulaşır; onu tutar ve elde eder. 
UkuÅŸ iÅŸke tutsa bilig baÅŸlasa, üküş iÅŸler itlür kiÅŸi iÅŸleseinsan aklını kullanır ve iÅŸine bilgi ile baÅŸlarsa, giriÅŸtiÄŸi her iÅŸte muvaffak olur. 
Bağırsak kerek hem közi köŋli tok, bütün çın kılıkı köni bolsa okElçi gözü, gönülü tok, içten baÄŸlı, itimat edilir, doÄŸru ve dürüst tabiatlı bir insan olmalıdır. 
Bağırsak tapuğçı beg asğın tiler, beg asğın tilegli begin çın severCandan baÄŸlı olan hizmetkâr beyin faydasını ister, beyin faydasını isteyen — beyini gerçekten sever. 
BegiÅ‹e asığçı bağırsaknı bil, bağırsaknı bulsa özüŋ baÄŸrı kılBil ki, beyine faydalı olan, ona gönülden baÄŸlı kimsedir; içten baÄŸlı birini bulursan, onu baÄŸrına bas. 
Bağırsak tapuğçı bağır sanı teg, bağırda yakınrak yürek kanı tegiçten baÄŸlı hizmetkâr insanın bağın gibidir; belki de bağırından daha yakın, yürek kanı gibidir. 
Közi suk kiÅŸi özke erksiz bolur, bu suklar yalavaçka teÅ‹siz bolurAç gözlü adam kendisine hâkim olamaz; haris olanlar elçiliÄŸe lâyık deÄŸildirler. 
Közi tok çığay erse bayka sanur, serinse kiÅŸi tegme iÅŸte unurGözü tok insan, fakir olsa dahi, zengin sayılır; insan sebat ederse, her iÅŸte muvaffak olur. 
Suk er umduçı ol yavuz umduçı, kiÅŸi umduçısı atı koltÄŸuçıHaris kimse tamahkâr olur, tamahkârlık fenadır; tamahkâr insanlara dilenci derler. 
Negü ter eÅŸitgil közi tok kiÅŸi, közi tok kiÅŸi boldı baylar başıGözü tok insan ne der, dinle; gözü tok insan en zengin insandır. 
Çığay kılsa kimni közi suklukı, bayutmaz anı bu ajun toklukıAç gözlülük kimi fakir yapmış ise, bu dünya onu ne kadar doyursa, yine zenginleÅŸtiremez. 
Kimi erse umdu kılur erse kul, anıŋ boÅŸlukı kör ölüm birle olKim tamahkârlığın esiri olur ise, ondan ancak ölümle kurtulabilir. 
Takı yakşı aymış bilig bergüçi, közi sukka öt sav erig bergüçiBilgi veren, aç gözlü olana öğüt ve nasihat veren insan çok güzel söylemiÅŸ. 
Tükel bay bolayın tese belgülüg, köŋül baylıkı kol ay ersig külügTam mânası ile zengin olmak istersen, hiç şüphesiz, gönül zenginliÄŸi dile, ey ÅŸanlı yiÄŸit. 
Neçe me kul erse közi tok beg ol, suk öz beglikindin bu kulluk yeg olGözü tok olan, kul olsa bile, beydir; haris kimsenin beyliÄŸinden bu kulluk daha iyidir. 
Kayu beg suk erse çığay ol çığay, kayu kul közi tok beg ol köŋli bayHangi bey haris ise, o fakirdir, fakir; hangi kulun gözü tok ise, o gönülü zengin bir beydir. 
UvutluÄŸ kerek ked amul hem silig, siliglik bile bilse törlüg biligElçi haya sahibi, çok sakin ve nâzik bir insan olmalı; hilm ile beraber, her türlü bilgiye de sahip bulunmalıdır. 
Uvut bolmasa er otun el bolur, uvut birle yalÅ‹uk bütünlük kılurHaya olmazsa, insan küstah ve âdi olur; haya sahibi insan dürüst hareket eder. 
Amul bolsa ötrü atanur tüzün, silig bolsa kılkı sevitür özüninsan sakin tabiatlı olursa, ona halım denilir; nâzik kimse, kendisini her kese sevdirir. 
Tetiglik bile bolsa erke bilig, tüzü iÅŸke tegrür bu bilgi eligİnsanda zekâ ile birlikte bilgi de bulunursa, o bu bilgisi ile her iÅŸte muvaffak olur. 
Bu beytig okığıl negü ter eÅŸit, bilig birle baÅŸlap özüŋke iÅŸ itÅžu beyti oku, ne der, dinle; her iÅŸe bilgi, ile baÅŸla ve ona göre hareket et. 
UkuÅŸ birle uk iÅŸ bilig birle bil, künüŋ bolsu kutluÄŸ kutadsunı yılİşi akıl ile anla, bilgi ile bil; günün kutlu olsun, hayatın mesûd geçsin. 
Tetiglik bile er tilekke tegir, bilig bil ukuÅŸ uk iÅŸiÅ‹ ötrü kılİnsan dileÄŸine zekâ ile ulaşır; önce bilgi edin, iyice kavra, sonra iÅŸe giriÅŸ. 
Tetiglik bile bilse törlüg bitig, bitig bilse ötrü bolur er tetigElçi zekâ ile birlikte bir de inÅŸanın nev’ine vâkıf olmalı; inÅŸa bilen insan zâten zeki olur. 
Bitise okısa eÅŸitse sözüg, anın ötrü bilge kılur er özüŋYazmalı, okumalı ve baÅŸkalarının sözünden de istifâde etmelidir; insan bu suretle âlim olur. 
KamuÄŸ törlüg erdem bu bilse tükel, bu erdem bile er meÅ‹iz kılsa alO her türlü faziletleri tam olarak bilmelidir; bu faziletler ile insan yüzünü aÄŸartır. 
Kitâblar okır hem bilir erse söz, ukar erse ÅŸir hem koÅŸar erse özÇok kitap okumalı, söz söylemesini bilmeli; ÅŸiirden anlamalı ve kendisi de ÅŸiir yazmalıdır. 
Nücûm bilse tıb hem yora bilse tüş, anıŋ yormışı teg sözi kelse tuÅŸHey’et ilminden ve tıptan anlamalı; rüya yormasını bilmeli ve sözü yorduÄŸu gibi çıkmalıdır. 
Bilir erse sakış yeme hendese, aded cedri kılsa misâhat basaHesaba, bir de hendeseye vâkıf olmalı; cezir ile mesaha ilmini de bilmelidir. 
Yana nerd ü ÅŸatranc bilir erse ked, harifleri andın ulır erse kedBundan baÅŸka, bir de çok iyi tavla ve satranç oynamasını bilmeli ve rakiplerini iyice sıkıştırmalıdır. 
Çögenke ked erse atar erse ok, yeme kuşçı avçı ajunda ozukCirit oyununda mahir olmalı ve ok atmasını iyi bilmeli; kuşçuluk ve avcılıkta da baÅŸkalarına üstün gelmelidir. 
KamuÄŸ til bilir erse açsa tilig, kamuÄŸ hatnı bilse bitise eligKonuÅŸurken, bütün dilleri konuÅŸmalı; yazarken, bütün yazıları, yazmalıdır. 
Bu yaÅ‹lığ kerek barça erdem bilir, bu yaÅ‹lığ yalavaç tilekke tegirElçilik için bütün bu faziletleri bilen bir insan lâzımdır; böyle elçi iÅŸinde muvaffak olur. 
Yalavaç tetig bolsa bilge oduÄŸ, beg asğı bolur anda tutnur boduÄŸElçi zeki, âlim ve uyanık olursa, her yerde hoÅŸ karşılanır ve beyine faydalı olur. 
Yalavaç yavuz bolsa kıvçak kovı, seziksiz tüker anda begler suvıElçi kötü, kof ve boÅŸ olursa, onun gittiÄŸi yerde, şüphesiz, beylerin itibârı kaybolur. 
Yalavaç barır er idi ked kerek, kamuÄŸ törlüg iÅŸke bu tutsa yürekHer iÅŸte emniyetle hareket edebilmesi için, elçi olarak gidecek kimsenin çok iyi bir insan olması lâzımdır. 
Kayu törlüg erdem aÅ‹ar satsalar, anı utsa ötrü ağır tutsalarKarşısına ne gibi meziyetler ile çıkarlarsa-çıksınlar, o rakiplerini yenmeli ve kendisini saydırmalıdır. 
Kayu törlüg er me sözin sözlese, anı uksa bilse yana kizleseO her çeÅŸit insanın sözünü dinlemeli, anlayıp bilmeli, fakat bunu açığa vurmamalıdır. 
Yalavaç bilir bolsa erdem kamuÄŸ, bedüyür begi atı ilde uluÄŸElçi her türlü fazilete sahip olursa, beyi büyür ve adı o memlekette yükselir. 
Negü ter eÅŸitgil bilir kök ayuk, bu söz ukmasa er anıŋ ögi yokBu iÅŸleri bilen kök-ayuk ne der, dinle; bu sözü anlamayan insanın aklı yoktur. 
KimiÅ‹ erdemi bolsa atı yorır, kalı bolmasa erdem atsız karırKim faziletli ise, onun adı her tarafa yayılır; eÄŸer bir kimsenin fazileti yoksa, adı anılmadan, ihtiyarlar, gider. 
KiÅŸi erdemi birle erdin keçer, üküş bolsa erdem er örlep uçarinsan fazileti ile baÅŸkalarına üstün olur; kimin fazileti çok ise, o uçar gibi yükselir. 
Elig sunsa erdem bile er tegip, uluÄŸ taÄŸ başın yere ildrür egipKim fazilet ile elini uzatırsa, yüce daÄŸların başını eÄŸerek, yere indirir. 
Söz ukÄŸan kerek bolsa hâzır cevâb, cevâb kılsa bermiÅŸ söziÅ‹e savâbSorulan suâle doÄŸru cevap verebilmesi için, onun sözden anlar ve hazır cevap bir kimse olması lâzımdır. 
Bor içmez kerek ked özin tutÄŸuçı, özin tutÄŸuçı er bulur kut küçiO ÅŸarap içmemeli ve nefsine çok hâkim olmalıdır; nefsine hâkim olan insan, kendisini saadete erdirecek kudrete sahip olur. 
Biliglig bor içse biligsiz bolur, biligsiz esürse adın ne kalurBilgili kimse içki içerse, bilgisiz olur; bilgisiz sarhoÅŸ olursa, geriye ne kalır. 
Bor ol bu biligke ukuÅŸka yağı, bor atı hakikat tütüş ol çoğıiçki bilginin ve aklın düşmanıdır; içkinin adı, hakikatte, kavga ve gürültüdür. 
Neçe me biliglig ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi, başın borka soksa buzar öz iÅŸiNe kadar bilgili ve akıllı insan olursa-olsun, kendisini içkiye verirse, iÅŸini bozar. 
Neçe me uvutluÄŸ silig kılkı uz, bor içse otunluk kılur barça özNe kadar haya sahibi, nâzik ve iyi tabiatlı olursa-olsunlar, içki içince, insanlar kabalık ederler. 
İsizim uvut ya ukuÅŸ ög bilig, arığsız bu borka berür ay siligEy nâzik insan, ne yazık ki, insan hayasını ve aklını, idrâkini, bilgisini bu pis içkiye verir. 
Bor içme bor içse barır er kutı, bor içse bolur tilve munduz atıîçki içme, içki içen insanın saadeti elden gider;.içki içenin adı deli ve budalaya çıkar. 
Karınka süçig kirse çıkrur sözüg, bu çıkmış söz ök yandru örter özügÅžarap mideye girerse, sözü dışarı çıkarır; bu çıkan söz de tekrar kendisini yakar. 
Negü ter eÅŸitgil bu beyt ayÄŸuçı, okığıl açılÄŸay taşı hem içiÅžu beyti söyleyen ne der, dinle; okursan, onun içini ve dışını anlarsın. 
Kalı içtiÅ‹ erse esürgü süçig, köŋül sırrı açtı çıkardı içigEÄŸer sarhoÅŸ eden ÅŸarâbı içersen, gönülün sırrını açmış ve içindekileri dışarı dökmüş olursun. 
Biliglig bor içse biligsiz bolur, biligsiz bor içse bolur kenç kiçigBilgili, içki içerse, bilgisiz olur; bilgisiz kimse içki içerse, kimse küçük çocuÄŸa döner. 
Tili uz kerek hem köŋüllüg kerek, sözi uz kerek hem ked öglüg kerekElçi fasîh dilli ve gönül sahibi bir kimse olmalı; sözde usta ve akılda üstün bulunmalıdır. 
SiÅ‹imlig bolur ol tili uz kiÅŸi, sözi uz yorısa yarar er iÅŸiHoÅŸ-sohbet insanlar her yerde iyi kabûl görürler; sözde usta kimse iÅŸte de muvaffak olur. 
Köŋüllüg kerek ked unıtmasa söz, negü söz eÅŸitse katığ tutsa özO kuvvetli bir hafızaya sahip olmalı ve sözü unutmamalı; ne gibi söz duyarsa-duysun, onu sıkı tutmalıdır. 
Yüzi körki körklüg kerek hem bodı, yülüg bolsa bod sın kiÅŸide kediYüzü güzel, kendisi yakışıklı ve saçı-sakalı düzgün olmalı ve boy posça da insanlar arasında temayüz etmelidir. 
Özi ersig erse bedük himmeti, bu iki bile ol kiÅŸi kıymetiElçi büyük himmet sahibi ve merd. bir insan olmalıdır; insanın kıymeti bu iki ÅŸey ile ölçülür. 
Sözi bolsa yumÅŸak ÅŸeker teg süçig, süçig sözke yumÅŸar uluÄŸ hem kiçigSözü yumuÅŸak ve ÅŸeker gibi tatlı olmalı; tatlı söze karşı, büyük küçük, her kes yumuÅŸar. 
Yalavaç iÅŸi kör neçe söz bolur, sözi yakşı bolsa tilekin bulurElçinin iÅŸi hep sözle olur; sözü iyi olursa, dileÄŸine kavuÅŸur. 
Bu yarlığ kiÅŸi bulsa ilig kutı, aÅ‹ar berse bolÄŸay yalavaç atıDevletli hükümdar böyle bir insan bulursa, onu elçi olarak seçebilir. 
Anı ıdsa bolÄŸay yalavaçlıkın, yırak erse yat baz öz erse yakınİster uzakta yat-yabancılara, ister yakındaki kendi adamlarına olsun, onu elçilikle gönderebilir. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLl 
İlig aydı uktum eÅŸittim munı, takı bir sözüm bar ayu ber anıHükümdar : — Dinledim ve bunu anladım — dedi — bir sözüm daha var, onu da söyleyiver. 
SeniÅ‹din ötelsün maÅ‹a söz takı, meniÅ‹din ötelsün saÅ‹a söz hakıSen bana fikrini söyle, ben de sana sözünün hakkını ödeyeyim. 
Bitigçi negü teg kerek ay tetig, aÅ‹ar beg ınanıp bititse bitigEy akıllı, kâtip nasıl olmalıdır, ki, bey ona itimat ederek, yazılarını yazdırabilsin. 
ÖğdülmiÅŸ İligke Bitigçi IlımÄŸa Negü Teg Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Kâtibin Nasıl Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, bu iÅŸke idi ked yetürsü biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Hükümdar bu husus hakkında çok düşünmelidir — dedi. 
Ötüg berdi ögdülmiÅŸ aydı ay beg, yorayın bu sözni köŋülteki tegÖğdülmiÅŸ devamla ÅŸunları arzetti :— Ey bey, bu sözü düşündüğüm gibi izah edeyim — dedi — 
Neçe me bilig bilse begler özi, bitigçi kerek ol bitise söziBeyler kendileri ne kadar bilgili olurlarsa-olsunlar, sözlerini yazmak için, onlara yine de kâtip lâzımdır. 
Bitigçike ayÄŸu kerek iç sözin, küdezse bitigçi üküş ya azınKâtibe sırları söylemek icap edecektir; kâtip, az veya çok olsun, bunları gizli tutmalıdır. 
Bu iç söz tutuÄŸlı bütün çın kerek, bütünlükke artuk bütün din kerekBu sırlara vâkıf olan kimse itimat edilir, dürüst bir insan ve itimat kazanmak için de, dini bütün olmalıdır. 
Kalı tutmasa bu bitigçi sözüg, begi sırrı açlur bu örter özüŋEÄŸer kâtip sır saklamasını bilmezse, beyinin sırrı fâş olur ve bu da kâtibi yakar, mahveder. 
Neçe me bu begler sözin kizlese, bu iki kiÅŸike kerek sözleseBeyler sözlerini ne kadar gizlerlerse-gizlesinler, onu ÅŸu iki kimseye açmak zorundadırlar. 
Birisi bitigçi birisi vezir, bu iki kiÅŸike söz açmak tegirBunlardan biri — kâtip, biri — vezirdir; bu iki ÅŸahsa sırrı tevdi etmek icap eder. 
Bu iki kiÅŸike söz açğu kerek, söz açsa avaÄŸları yüdgü kerekBu iki kiÅŸiye sırrı açmak ve sırrı açınca da nazlarını çekmek lâzımdır. 
Bu iki kiÅŸide bolur barça söz, bu söz tutmasa öz iÅŸin buzdı özBütün sırlar bu iki insanda bulunur; bu sırları saklamazlarsa, kendi iÅŸlerini kendileri bozmuÅŸ olurlar. 
İdi yakşı aymış ötüken begi, tilin tutzu bermiÅŸ saÅ‹a söz yegiÖtüken beyi çok iyi söylemiÅŸ, sözlerin iyisini sana dili ile ulaÅŸtırmıştır. 
Ay begler ınançı sözüg kizle berk, sözüg kizlemese başıŋ barÄŸa terkEy beylerin itimâdını kazanan insan, sırrı iyi sakla; sırrı saklayamazsan, derhâl başın gider. 
Bu aÄŸzıŋ misâli üŋür sanı teg, sözüg çıksa andın sehar tanı tegBu ağız bir in gibidir; sözün oradan çıkarsa, seher yeli gibi olur; 
Yazıldı ajunka anı tirgüsüz, eÅŸitti tüzü halk anı örtgüsüzDünyaya yayılır ve artık toplanmaz; onu bütün halk duyar ve artık örtülemez. 
Ağızdın ara ot ara suv çıkar, birisi itigli birisi yıkarAğızdan bâzan ateÅŸ, bâzan da su çıkar; bunların biri yapar, biri de yıkar. 
Küyer ot teg ol bu kereksiz sözüg, ağızdın çıkarmaÄŸu küygey özüŋLüzumsuz söz yanan ateÅŸ gibidir; onu ağızdan çıkarmamalısın, sonra kendin yanarsın. 
Akar suv teg ol bu tilin edgü söz, kayuka bu aksa çeçek öndi tüzDilin söylediÄŸi iyi söz ise, akar su gibidir; nereye akarsa, orada çiçek açar. 
Ayâ er atanmış biliglig bügü, köŋül sırrı artuk katığ kizlegüEy merd tanınmış bilgili hakîm, gönül sırrını çok sıkı saklamalıdır. 
Negü ter eÅŸitgil bu beytig okı, köŋül sırrı kizle ay köŋlüm tokıŞu beyti oku, bak, ne der; ey gönülümü doyuran, gönül sırrını gizli tut. 
Köŋül sırrı berk tut sen ayma tilin, kalı aydıŋ erse ökünçi yılınGönül sırrını iyi muhafaza et, sen onu söyleme; eÄŸer söylersen, peÅŸimanlığı yıllarca sürer. 
Kızıl til kara baÅŸka yavlak yağı, bu yavlak yağığ bekle inçin salınKırmızı dil kara başın amansız düşmanıdır; bu kötü düşmanı sıkı tut ve huzur içinde yaÅŸa. 
Bitigçi biliglig ukuÅŸluÄŸ kerek, hatı uz belâğat takı edgürekKâtip bilgili ve akıllı olmalı, güzel bir hatta ve üstün bir belâgate sahip bulunmalıdır. 
Bitigde hat uz bolsa açlur köŋül, okığu kelir baksa avnur köŋülMektubun hattı güzel olursa, gönül açılır; onu görünce, insan okumak ister, gönül avunur. 
Belâğat bile hat teÅ‹eÅŸse kalı, idi edgü til bu bitig söz tiliHattın güzelliÄŸi eÄŸer belagat ile de bırleşırse, yazılı söz mükemmel bir ifâde bulmuÅŸ olur. 
Negü ter eÅŸitgil ıla sır teÅ‹i, idi edgü yaÅ‹ bu bitig söz yaŋıila kâtibi ne der, dinle; yazılı söz usûlü mükemmel bir usûldür. 
KamuÄŸ edgü sözler bitigde bolur, bitinmiÅŸ üçün söz unıtmaz kalurHer türlü iyi söz kitaplarda bulunur; yazılmış olan söz unutulmaz, kalır. 
Bitimedi erse bitigli bitig, negü bilgey erdiÅ‹e bu hikmet biligYazanlar kitapları yazmamış olsalar idi, bu hikmet ve bilgileri biz nasıl öğrenebilecektik. 
Bitip kodmasa erdi bilge bügü, biziÅ‹de ozakığ kim erdi tigüAlim ve hakimler yazıp bırakmamış olsalardı, bizden evvel gelenlerden kim bahsedebilirdi. 
Yok erse bitig bu kiÅŸiler ara, tilin sözke kim bütgey erdi kör eİnsanlar arasında yazı olmasa idi, dille söylenen söze kim inanırdı. 
KiÅŸi ildin ilke söz ıdÄŸu bolur, bitig bolmasa söz neçe sözleyürİnsan bir yerden baÅŸka bir yere her vakit haber gönderir; yazı olmasa, fikrini nasıl ifâde eder. 
İdi ked kerekligturur bu bitig, bitig birle begler iter el itigYazı çok lüzumlu bir ÅŸeydir; beyler memleket iÅŸlerini yazı ile tanzim ederler. 
Bu begler iÅŸiÅ‹e tusulur kiÅŸi, bu üç törlüg ol kör ay ilçi başıBeylerin iÅŸine yarayan kimseler ÅŸu üç türlü insanlardır, ey hükümdar. 
Birisi biliglig ukuÅŸluÄŸ bügü, takı bir bitigçiturur sözlegüBiri — bilgili, akıllı ve hakîm kimse, biri — kendisine sırlar tevdi edilen kâtip, 
Üçünçi kür ersig er ol toÅ‹ yürek, yağıka börike bu ersig kerekÜçüncüsü cesur, merd ve pek yürekli yiÄŸittir; düşmana ve kurda karşı böyle bir yiÄŸit lâzımdır. 
UkuÅŸluÄŸ biliglig bu öglüg bügü, keÅ‹eÅŸke tusulur aÅ‹ar ne tigüAnlayışlı, bilgili, akıllı ve hakîm kimse istiÅŸare için faydalı olur; ona söz yok. 
KamuÄŸ el iÅŸin barça itgen bitig, bitigin tutar el kiriÅŸin tetigBütün memleket iÅŸlerini tanzim eden hep yazıdır; zeki insan memleketin gelirini yazı ile zapteder. 
Kılıç alsa ersig eren iÅŸlese, yağı boynı yençse öze igleseYiÄŸit adam ise, eline kılıç alır ve onu kullanarak, düşmanın boynunu vurur ve onu ayak altına alır. 
Yumıtsa kayuda bu üç törlüg er, tilekin bulur er tümen ârzû yerBu üçü nerede bir araya gelirse, insan orada dileÄŸine kavuÅŸur ve bütünarzularına nâıl olur. 
Bularda narukı kalın bu kotu, bu üçke udu bardaçı ol botuBunların dışında kalan bir sürü insan, bu üçüne uyarak yürüyen köşeklerdir. 
Kılıç birle tutlur kalı tutsa el, kalem birle baslur kalı bassa elEÄŸer memleket tutulursa, kılıç ile tutulur; eÄŸer memlekete hüküm etmek icap ederse, kalem ile edilir. 
Biligin ukuÅŸun tegip el tüzer, bu üç neÅ‹ bile er ajunuÄŸ süzerİnsan bilgi ve akıl ile memleketi tanzim eder; bu üç ÅŸey ile insan dünyayı duru bir hâle getirir. 
Bilig birle baÅŸlar begi el törü, ukuÅŸ birle iÅŸler kamuÄŸ iÅŸ körüBey memleket ve kanunları bilgi ile ele alır; bütün iÅŸleri akıl ile görür. 
Kılıç el tutar hem bodun kazÄŸanur, kalem el tüzer hem hazine ururKılıç memleket zapteder ve zafer kazanır; kalem de memleket tanzim eder ve hazine toplar. 
Kılıç kan tamuzsa begi el alır, kalemde kara tamsa altun kelirKılıç kan damlatırsa, memleket alır; kalemden mürekkep damlarsa, altın gelir. 
Bu ikiturur bu ajun tutrukı, oza keçmiÅŸ iÅŸ hem kelir utrukıGerek geçmiÅŸte, gerek gelecekte bu dünyanın bize verip-vereceÄŸi bu iki ÅŸeydir. 
Ayâ beg bu iki uluÄŸ erdem ol, bügü ilçi begler munı tutÄŸu yolEy bey, bu iki ÅŸey büyük bir fazilettir; hakîm hükümdarlar bunu kendilerine düstûr edinmelidirler. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi emdi bu söz, eÅŸitgil munı sen ayâ edgü özÅžimdi buna benzer bir söz vardır; ey iyi insan, sen bunu dinle. 
İdi edgü erdem bilig bilse er, takı artuk erdem kılıç ursa erinsanın bilgili olması çok iyi bir fazilettir; insanın kılıç kullanması daha üstün bir fazilettir. 
Kılıç birle tutlur talu edgü el, kalem birle itlür tilek ârzû yerGüzel ve iyi bir memleket kılıç ile zapt ve kalem ile tanzim edilir; her kes dilek ve arzusuna kavuÅŸur. 
Közi tok kerek hem özi umdusuz, bağırsak kerek çın özi koltÄŸusuzKâtibin gözü tok olmalı ve tamahkâr olmamalıdır; doÄŸru, içten baÄŸlı ve gönülü gani olmalıdır. 
Közi tok kiÅŸi neÅ‹ke suklanmaz ol, kiÅŸi neÅ‹ bile bolsa arsıkmaz olGözü tok insanda mala karşı hırs olmaz; böyle kimse mal ile aldatılmaz. 
KiÅŸi umduçı bolsa boldı bulun, suyurka anı sen ay körki toluninsan tamahkâr olursa, nefsinin esîri olur; ey dolun ay gibi güzel yüzlüm, sen onu bağışla. 
Neçe me beg erse kul ol umduçı, kiÅŸide eli umduçı ol tuçıTamahkâr, ne kadar bey olursa-olsun, kuldur; tamahkâr her vakit aÅŸağılık bir insan olarak kalır. 
Suk erse bitigçi bilig artatur, bitir umdu birle bitig artaturKâtip haris olursa, bilgisini kötüye kullanır; tamah ederek yazar ve yazıyı tahrif eder. 
Kümüş körse altun aÅ‹ar arsıkar, idisi başın yer ya baÅŸ alsıkarAltın ve gümüş görünce, ona aldanır; efendisinin başını yer yahut kendi başını kaybeder. 
Bağırsak tapuğçı eÅŸik yastanur, tiledükte tutçı kapuÄŸdatururSâdık hizmetkâr eÅŸiÄŸi yastık yapar ve her istenildiÄŸi zaman kapıda hazır bulunur. 
Bağırsak tapuğçı beg asğın tiler, teni cânı mâlın begiÅ‹e ularVefalı hizmetkâr beyin faydasını ister; tenini, canını ve malını beyine feda eder. 
Bor içmez kerek bolsa kılkı arığ, yaraÄŸsız kılınçığ yıratsa arığKâtip içki içmemeli ve temiz tabiatlı olmalı; yakışık olmayan bütün hareketleri kendisinden uzaklaÅŸtırmalıdır. 
Bitigçi bor içse biligdin tezer, biligdin tezigli bitigdin azarKâtip içki içerse, bilgiden uzaklaşır; bilgiden uzaklaÅŸan yazıda ÅŸaşırır. 
Bitigçi keçe taÅ‹da elde kerek, neçede kerek bolsa anda kerekKâtip sabah-akÅŸam kapıda durmalı, lâzım olduÄŸu zaman hazır bulunmalıdır. 
KiÅŸide talula bu iki kiÅŸig, aÅ‹ar ötrü bergil bu iki eÅŸigİnsanlar arasında ÅŸu iki kiÅŸiyi seç ve onlara ÅŸu iki iÅŸi ver. 
Birisi bitigçi hatı belgülüg, birisi yalavaç tili ülgülügBiri — yazmasını bilen kâtip, biri — konuÅŸmasını bilen elçi. 
Yakında yaÄŸukta ya yat baz ara, tuÅŸar erse övke bulardın kör eGerek yakın-akraba, gerek yat-yabancılar arasında kırgınlıklar hâsıl olursa, bil ki, bunlar yüzündendir. 
Bu iki kiÅŸidin tuÅŸar tuÅŸsa iÅŸ, bu iki kiÅŸiler iter itse iÅŸNe iÅŸ gelirse, bu iki kiÅŸiden gelir; iÅŸleri yoluna koyarsa, bu iki kiÅŸi koyar. 
Birisi bitigde yaŋılsa sözüg, birisi tili birle etse sözügBiri yazıda sözü yanlış yazarsa, ikincisi dili ile bunu tashih etmelidir. 
Bitigçi bu yaÅ‹lığ kerek ay elig, ınansa aÅ‹ar berse bolÄŸay eligEy hükümdar, kâtip böyle olmalıdır; böylesine inanılır ve itimat edilebilir. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸike ınansa bolur, kiÅŸilik tilese anıŋdın kelürBöyle bir insana inanmak mümkündür; insanlık istersen, onda bulursun. 
Bu erdi ay elig meniÅ‹ bilmiÅŸim, ötündüm eligke tükendi iÅŸimEy hükümdar, benim bildiÄŸim bu kadardır; iÅŸte hükümdara arzettim, baÅŸka bir diyeceÄŸim yoktur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖGDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Elig aydı uktum munı ma ögün, takı bir sözüm bar anı ay bu künHükümdar : — Bunu da iyice anladım — dedi — bir sözüm daha var, bugün ona da cevap ver, 
Ağıçı negü teg kerek ay maÅ‹a, aÅ‹ar bütse begler yitürse neÅ‹ eBana söyle, hazinedar nasıl olmalı ki, ona beyler itimat etsin ve hazineyi eline teslim edebilsin. 
Ağı kaznakı tutsa altun kümüş, ol er baÅŸka eltse bu aymış yumuÅŸHazinede altın, gümüşü muhafaza etsin ve kendisine verilen iÅŸleri baÅŸarabilsin. 
ÖğdülmiÅŸ İligke AÄŸiçi Negü Teg Er Kerekin AyurÖgdilmiÅŸ Hükümdara Hazinedarın Nasıl Blr İnsan Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ elig kutı, sevüg neÅ‹ bu altun kümüş cân otıÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, altın ve gümüş sevinilecek ÅŸeydir ve cana ilâcdır — dedi — 
İdi çın bütün ked kerek er köni, köŋül yaymasa ötrü tutsa munıBeyin gönülüne şüphe girmemesi ve onu hizmette tutması için, hazinedarın çok doÄŸru, itimat edilir, iyi ve dürüst bir insan olması lâzımdır. 
Negü ter eÅŸitgil bu ÅŸartlar başı, ajun tezginip neÅ‹eke tegmiÅŸ kiÅŸiDünyayı dolaÅŸan ve böylece servet sahibi olan tüccar-başı ne der, dinle, 
Sevüg neÅ‹e bu cân cânda yegrek sevüg, kümüş altun ol cânda kedrek sevügBu can sevilecek bir ÅŸeydir, ondan daha çok sevilecek ÅŸey, altın ve gümüştür; o candan çok daha kıymetlidir. 
İtilmez köŋülüg iter bu kümüş, egilmez kiÅŸini eger bu kümüşPeriÅŸan olan gönülleri bu gümüş huzura kavuÅŸturur; eÄŸilmeyen baÅŸları bu gümüş eÄŸer. 
Kümüş körse yalÅ‹uk köŋül tutmasa, yaraÄŸay anı çın firiÅŸte teseinsan gümüşü görür ve ona gönül baÄŸlamazsa, ona hakikî bir melek demek daha doÄŸru olur. 
Kür er kördi altun özi yumÅŸadı, irig sözlüg erniÅ‹ sözi yumÅŸadıAltın görünce, pek yürekli insanlar bile yumuÅŸar; kaba sözlü insanların da sözü nâzikleÅŸir. 
Közi tok kerek hem kılınçı bütün, barı arta barsa küniÅ‹e kutunServetin günden-güne ve saadet içinde artmakta devam etmesi için, hazinedarın gözü tok olmalı, tavır ve hareketi de güven telkin etmelidir. 
Üküş neÅ‹e körü todmış erse közi, yana korkar erse bayatka öziÇok mal görerek, gözü doymuÅŸ olmalı ve kalbinde Allah korkusu bulunmalıdır. 
Halâl hem harâm adrar erse aça, yaraÄŸlığ yaraÄŸsıznı bilse seçeHelâl ve haramı iyice ayırt etmeli; yarayan ve yaramayanı iyice seçebilmelidir. 
Közi tok kiÅŸiler neÅ‹iÅ‹ edlemez, bütün çın kiÅŸiler özin yeglemezGözü tok kimseler senin servetini kendi menfaatları için kullanmazlar; doÄŸru ve dürüst insanlar kendilerini lekelemezler. 
Kiçigde körü kalsa altun kümüş, anıŋ suklukı bolmaz ança üküşKüçüklüğünde altın ve gümüş görmüş olan kimse kendisini pek fazla mal hırsına kaptırmaz. 
Özi korkar erse bayatka kalı, bu er tutÄŸa ÅŸeksiz könilik yolıEÄŸer kendisinde üstelik Allah korkusu da varsa, bu kimse, şüphesiz, doÄŸruluk yolunu tutar. 
Könilik mün ol barça edgü asığ, bu asğı bile buldı meŋü tatığDoÄŸruluk bir sermâyedir ve bütün iyilikler bu sermâyenin kârıdır; bu kâr ile insan ebedî tadı bulmuÅŸtur. 
Köni bolsa yalÅ‹uk küni edgü ol, küni edgü bolsa kutı meŋü olinsan doÄŸru olursa, günü iyi olur; günü iyi olursa, ebedî saadete kavuÅŸur. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak sözi, bu söz iÅŸke tutğıl ay ajun töziSamimî insan ne der, dinle; ey dünyanın temeli, bu söze göre hareket et. 
Köŋül til köni tut kılınçıŋ bütün, saÅ‹a kelge devlet bu dünyâ bütünDüşüncen ve sözlerin doÄŸru, hareketin güvenilir olsun, saadet ve bütün bu dünya nimetleri sana gelir. 
Köni bolduÅ‹ erse kutadÄŸay künüŋ, selâmet tirilgil sevinçin kulunDoÄŸru olursan, günün kutlu olur; sevinç ve saadet içinde, selâmetle ömür sür. 
Bağırsak kerek hem oduÄŸ sak tetig, tetiglik bile er kılur miÅ‹ itigHazinedar gönülden baÄŸlı, uyanık, ihtiyatlı ve zeki olmalıdır; insan zekâ ile her iÅŸinde muvaffak olur. 
UvutluÄŸ kerek hem yeme ög köŋül, uvutsuz kiÅŸide yırak tur tüŋülO akıllı ve tedbirli olduÄŸu gibi, haya sahibi de olmalıdır; hayâsız adamdan uzak dur, ondan vaz geç. 
Uvut ol tıdığlı yaraÄŸsız iÅŸig, uvut ol iter kılkı artak kiÅŸigİnsanı yakışıksız iÅŸlerden alıkoyan hayadır; kötü tabiatlı insanları düzelten de yine hayadır. 
Bor içmez kerek hem özin tutÄŸuçı, özin tutÄŸuçı er kutuÄŸ tapÄŸuçıO içki içmemeli ve nefsine hâkim olmalıdır; nefsine hâkim olan insan saadeti bulur. 
Bor içse akılık kılur ol neÅ‹in, kiÅŸike üler neÅ‹ alumaz teÅ‹iniçki içerse, mal ile cömertliÄŸe kalkışır; malı etrafına dağıtır, fakat karşılığını alamaz. 
Bu iÅŸke ağıçı saran edgürek, saranlık bile neÅ‹ küdezgü kerekBu iÅŸ için eli sıkı bir hazinedar daha iyidir; hazinenin malı hasisçe gözetilmelidir. 
Bağırsak tapuğçı kör özkey bolur, bu özkey tapuğçı begin bay kılurSâdık hizmetkâr sâdık olur; sâdık hizmetkâr beyini zengin eder. 
Bağırsak kiÅŸi ol kiÅŸi üdrümi, bağırsaknı bek tut ay er ködrümiiçten baÄŸlı kimse insanların seçkinidir; içten baÄŸlı olan kimseyi sıkı tut, ey insanların ileri geleni. 
Ağıçı oduÄŸ bolsa iÅŸ artamaz, sakışlığ tutar neÅ‹ özin örtemezHazinedar uyanık olursa, iÅŸler bozulmaz; malı hesaplı tutar ve kendisini de yakmaz. 
Ögi bolsa yalÅ‹uk unıtmaz bolur, sanu saknu iÅŸler yaŋılmaz bolurAkıllı olan insan hiç bir ÅŸeyi unutmaz; iÅŸini hesaplı ve düşünerek görür ve hiç bir vakit yanılmaz. 
UnıtÄŸan bolur körse ögsüz kiÅŸi, bu ögsüz ağıçı buzar öz iÅŸiAkılsız adam, dikkat edersen, unutkan olur; akılsız hazinedar kendi iÅŸini bozar. 
Tetiglik kerek kılsa törlüg sakış, tetig bolmağınça kalı adrar iÅŸHer türlü hesabı yapmak için, zekâ lâzımdır; zekâ olmayınca, insan hesap iÅŸlerini karıştırır. 
Bitigçi kerek uz kamuÄŸ hat bilir, sakışığ bitigin küdezse kalırOnun usta bir muhasebeci olması ve her çeÅŸit kaydı bilmesi lâzımdır; hesabın iyice tutulması için, dikkatle kayda geçmesi gerektir. 
Bitigçi küdezgü kiriÅŸ hem çıkış, bitigin küdezgü kamuÄŸ törlüg iÅŸMuhasebeci gelir ve giderleri yazı ile tesbit etmeli; her türlü muamele kayda geçirilmelidir. 
Yıl ay öd bitise küni belgülüg, açukluÄŸ adırtlığ sanı belgülügYıl, ay ve günü yazılırsa, tarihi belli olur ve sayılar açık ve vazıh olarak bilinir. 
Sakış saklıkı çın bitig birle ol, bitip kodsa sakış kapuÄŸ açtı yolHesapta emniyet, şüphesiz, kaydetmekle temin edilir; hesap muntazam kaydedilirse, iÅŸler aksamaz. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak kiÅŸi, sakış birle bek tutÄŸu işçi iÅŸiCandan baÄŸlı insan ne der, dinle; hizmetkâr iÅŸinin hesabını saÄŸlam tutmalıdır. 
Bitigsiz iÅŸig bek tutumaz köŋül, köŋülke ışanma biti ay oÄŸulKayda geçmeyen iÅŸleri insan gönlünde iyice tatamaz; gönüle inanma, yaz, ey oÄŸul. 
Bitise kalır söz usansa barır, osal bolsa işçi sakışta ulırSöz yazılırsa, kalır; ihmâl edilirse, gider; ihmalci hizmetkâr hesap verirken, çok zahmet çeker. 
Bilir bolsa tegme bu törlüg bitig, anın saklasa ötrü kılsa itigHazinedar bütün bu çeÅŸit kayıt usûllerini bilmeli ve böylece iÅŸini emniyetle tanzim etmelidir. 
Sakışta usansa kayu işçiler, sakış berdükinde ulır baÅŸ çalarHangi hizmetkâr hesapta ihmalkâr davranırsa, hesap verirken inler ve başını yerden-yere vurur. 
Elig sakışın bilse artuk yete, bışursa ögi köŋli sakış tutaHazinedarın kara-cümlesi çok iyi olmalı; aklını ve gönlünü hesap tutmaÄŸa iyice alıştırmalıdır. 
Elig sakışında keçer erse sen, kerek hendese sakışı tutsa senKara-cümleden sonra, hendese hesabını ele alması lâzımdır. 
Körü barsa yinçge sakış hendese, munı birle yer kök bolur ol sasaDikkat edersen, hendese ince hesaptır; bununla yer ve gök hesapları yapılabilir. 
Negü ter eÅŸitgil ay bilge bügü, biliglig sözi bolsa aÅŸ teg yegüAlim hakîm insan ne der, dinle; bilgili insanın sözü yemek gibi yenilmelidir. 
İdi me batığ hendese sakışı, anın tezginür kör hakimler başıHendese hesabı çok derin bir hesaptır; bu hesap hakimlerin bile başını döndürür. 
Evin teg yarır bu yeti kat köküg, adırttı biçim teg yer erse kaşıO yedi kat göğü bir tane gibi yarar; ova ve tepeleri ise, saçma tanesi gibi, birbirinden ayırır. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ kerek kılkı tüz, ukuÅŸluÄŸ kiÅŸiler iÅŸi barça uzBilgili, akıllı, tavır ve hareketi doÄŸru olmalıdır; akıllı insanların iÅŸi dâima iyi olur. 
Biliglig kiÅŸiler bolur çın köni, köni kayda bolsa yaruyur küniBilgili insanlar doÄŸru ve dürüst olurlar; doÄŸru insanın her yerde güneÅŸi parlar. 
UkuÅŸ bolmasa er özin tutnumaz, bilig bolmasa er iÅŸin itnümezAkıl olmazsa, insan kendisim tutamaz; bilgi olmazsa, insan iÅŸini yapamaz. 
Bolur karşı içre ağıçı iÅŸi, özin ked küdezgü bu yaÅ‹lığ kiÅŸiHazinedarın iÅŸi saray içinde olur; hükümdarın yakınında çalışan kimseler kendilerine çok dikkat etmelidirler. 
Köŋül til köni tutsa kılkı bütün, aÅ‹ar tegmese ot yalını tütünAteÅŸin alevi ve dumanı dokunmaması için, onun gönülü ve dili doÄŸru, hareketi ve tabiatı uygun olmalıdır. 
Közin ked küdezse tilin beklese, ukuÅŸ birle ârzû havâğ örkleseGözünü iyi gözetmeli ve dilini muhafaza etmeli; aklı ile arzu ve heveslerine gem vurmalıdır. 
Közün körse ötrü köŋül ârzûlar, köŋül ârzû kolsa anı kim yığarGözün gördüğü ÅŸeyi gönül arzular; gönül arzu edince, ona kim karşı koyabilir. 
Köŋül begturur yeti endam öze, begi baÅŸlasa bodnı yügrür tüzeGönül yedi endam üzerine beydir; bey yol gösterince, halk tereddütsüz onu takip eder. 
İdi yakşı aymış biliglig sözüg, ay ersig küdezgil köŋülüg közügBilgili çok yerinde bir söz söylemiÅŸtir; ey yiÄŸit, gönülü ve gözü gözet. 
Et öz yeti endâm köŋülke udar, köŋül birle yalÅ‹uk ağır yük yüderVücût, yedi endam, gönüle uyar; insan gönülü ile ağır yük yüklenir. 
Tükel sır bediz ol köŋülsüz kiÅŸi, köŋülsüz kiÅŸi bilge atın yodarGönülsüz insan yalnız bir ÅŸekil ve kalıptan ibarettir; gönülsüz insan âlim adını kaybeder. 
Kerek elgi berk sak kereksiz akı, saçılmasa ötrü ağı kaznakıHazine ve servetin israf edilmemesi için, hazinedar eli sıkı ve ihtiyatlı olmalıdır; cömertliÄŸe lüzum yoktur. 
Akılık idi ked unı kodmaÄŸu, kiÅŸi neÅ‹i birle akı bolmaÄŸuCömertlik çok iyi bir ÅŸeydir, onu elden bırakmamalı; fakat el kesesinden cömertlik olmaz. 
Satığçı kerek bilse törlüg satığ, satığ bilmese er kılumaz asığO tüccar olmalı ve her türlü ticâretten anlamalıdır; insan ticâretten anlamazsa, kâr edemez. 
KamuÄŸ neÅ‹ tavarığ biligli kerek, ağırın uçuzun ukuÄŸlı kerekBütün eÅŸya ve malları bilen, her ÅŸeyin pahalısını ucuzunu tanıyan bir insan olmalıdır. 
Bilir bolsa kıymet ol arsıkmasa, satığda tavığda neÅ‹ alsıkmasaHer ÅŸeyin deÄŸerini bilmeli, alış-veriÅŸte malca zararlı çıkmamalıdır. 
Alımka berimke oÅ‹ay bolsa öz, uluÄŸka kiçigke süçig tutsa sözAlış-veriÅŸte muamelesi mülayim olmalı; büyüğüe, küçüğe karşı tatlı dil kullanmalıdır. 
Negü ötnü alsa yana berse terk, aÅ‹ar bergeler neÅ‹ kaçan kolsa terkÖdünç aldığı ÅŸeyleri zamanında öderse, ona da istediÄŸi malı derhâl verirler. 
Satığka oÅ‹ay bolsa kılkı köni, aÅ‹ar eksümez neÅ‹ kereklig küniTicârette mülayim, tavır ve hareketi doÄŸru olursa, lâzım olduÄŸu vakit onun için mal eksik olmaz. 
Kalı berse begler er atka açığ, tegürse anı bolmasa yüz açığEÄŸer beyler askere ihsanda bulunurlarsa, o bunu, yüzünü ekÅŸitmeden, verine getirmelidir. 
Açığ tıdsa işçi er at köŋli sır, er at köŋli sınsa alır begke kirHizmetkâr ihsana mâni olursa, askerin gönülü kırılır; askerin gönülü kınhrsa, beyin adı lekelenir. 
Negü ter eÅŸitgil akılar başı, köŋülke alıŋıl ay çırÄŸuy kiÅŸiCömertlerin başı ne der, dinle; ey cimri insan, bunu hatırında tut. 
Severig sevügsüz kılayın tese, tilin ayÄŸu neÅ‹ni tıdıp bermeseSevilen kimseyi gözden düşürmek ve onu sevimsiz yapmak istenilirse, va’d edilen ÅŸeye mâni olmak ve vermemek kâfidir. 
Ayıp bermegü neÅ‹ tilin aymaÄŸu, tilin aydıŋ erse anı tıdmaÄŸuVerilmeyecek ÅŸeyi va’d etmemeli; bir kerre de va’d edıldımı, ona mânı olmamalıdır. 
Sözin kıysa begler umınç kötrülür, umınç kitti erse neÅ‹iÅ‹ kotrulurBeyler sözlerinde durmazlarsa, itimâdı kaybederler, itimat kaybolunca, mal da gider. 
OduÄŸ sak kerek ked kereksiz azak, azak bolsa işçi bolur iÅŸ uzakHazinedar çok uyanık ve dikkatli olmalıdır; savsaklamaÄŸa lüzum yoktur; hizmetkâr savsaklayıcı olursa, iÅŸler sürüncemede kalır. 
Bu beglerke tapnur tapuğçı kamuÄŸ, muÅ‹adıp kelip tuttı tapÄŸun kapuğİdlerin yanındaki bütün bu hizmetkârlar, ihtiyaçlarından dolayı girmiÅŸ ve kapılanmışlardır. 
MuÅ‹adsa tapuğçı elig tarlıkın, begi eÅŸtip ıdsa açığ yarlığınHizmetkâr darlıkta kalır ve muhtaç duruma düşerse, onun sıkıntısını duyan bey ihsan fermanını göndermelidir. 
Uzatsa ağıçı bu neÅ‹ bermese, muÅ‹admış tapuğçı tüŋülgey basaHazinedar iÅŸi uzatır ve ihsan edileni vermezse, muhtaç duruma düşen hizmetkâr sonra ondan yüz çevirir. 
Kerekinde bulsa kiÅŸi öz muŋı, yam erse yaÅ‹ança bolur ol teÅ‹iinsan muhtaç olduÄŸu ÅŸeyi zamanında bulursa, bu çöp olsa dahi, ona fil kadar gözükür. 
Negü ter eÅŸitgil bu kökçin saÅ‹a, muÅ‹admış muŋıŋa yara ay toÅ‹aBu ak saçlı sana ne der, dinle; ey kahraman, muhtaç olanın ihtiyâcını karşılamaÄŸa çalış. 
TilemiÅŸte bulsa tilegli neÅ‹in, yanut kılsa bolmaz cânında öŋinisteyen istediÄŸini zamanında bulursa, buna karşılık icâbında canını feda eder. 
Kerek üdte bir yam yaÅ‹ança bolur, kamuÄŸ neÅ‹ke yaÅ‹zaÄŸ munu bu teÅ‹inLâzım olduÄŸu zaman bir çöp fil kadar olur; her ÅŸey bunun gibidir. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸi bulsa emdi elig, ukuÅŸluÄŸ biliglig uvutluÄŸ siligiÅŸte hükümdar böyle akıllı, bilgili, haya sahibi ve yumuÅŸak huylu bir insan bulursa, 
AÅ‹ar berse bolÄŸay ağı kaznakı, ınansa yaraÄŸay küdezse hakıHazine ve serveti ona tevdi edebilir; ona itimat eder ve onun hakkını gözetirse, yerinde olur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Elig aydı uktum yaruttuÅ‹ meni, takı bir sözüm bar ayu ber anıHükümdar: — Anladım, beni aydınlattın—dedi—daha bir sözüm var, onu da söyleyiver. 
Ayak tirki baÅŸlar bu aÅŸ başçısı, negü teg kerek ayğıl aÅŸ işçisiAşçı-başı kaplan ve sofrayı idare eder; bu aşçı-başı nasıl olmalıdır ki, 
Seziksiz yese beg anıŋdın aşığ, ınansa aÅ‹ar beg küdezse başığBey, şüphe etmeden, onun elinden yemeÄŸini yesin; ona itimat etsin ve hayatı tehlikeye düşmesin. 
İdi tersturur bu aÅŸ içgü yegü, siziklig kiÅŸidin yese ay bügüEy hakîm, şüpheli insanın elinde bulunursa, bu yemek-içmek iÅŸi çok güç bir mesele hâlini alır. 
Munı ma ayu bergil emdi maÅ‹a, bileyin ukayın ay ersig toÅ‹aÅžimdi bana bunu da söyleyiver; ey merd kahraman, bunu da bileyim ve anlayayım 
ÖğdülmiÅŸ İligke AÅŸ Başçi H V Ân Sâlâr Negü Teg Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Aşçı-Başının Nasıl Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı elig, bu iÅŸke bütün er kerek ked siligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Ey hükümdar, bu iÅŸe mükemmel ve temiz ruhlu bir insan lâzımdır — dedi — 
KiÅŸide talusı köni çın kiÅŸi, üdürgü aÅ‹ar bergü aÅŸ suv iÅŸiİnsanlar arasında doÄŸru, dürüst ve seçkin bir kimse bulmalı ve yemek içmek iÅŸini onun eline bırakmalıdır. 
Bu iÅŸke idi çın bütün er tile, bağırsak tapuÄŸsak uvutı bileBu iÅŸ için çok dürüst ve doÄŸru bir insan ara; o ÅŸefkatli, iÅŸine gönülden baÄŸlı ve haya sahibi bir kimse olmalıdır. 
Bağırsak tapuğçı bütün çın kiÅŸi, begiÅ‹e yuluÄŸlar et öz cân başıİçten baÄŸlı olan hizmetkâr, doÄŸru ve dürüst insan tenini, canını ve başını beyine feda eder. 
BoÄŸuzdın bolur barça begke hatar, iÅŸin kılsa aşçı anı kim yeterBey için her türlü tehlike boÄŸazdan gelir; aşçı iÅŸini yaparken, onu kim sevk ve idare eder. 
KamuÄŸ yerde begler küdezgü özin, yigü içgüde açğu saklık közinBeyler her yerde kendilerini gözetmelidirler; yemek-içmekte ise, bilhassa ihtiyat gözünü açmalıdırlar. 
Bodun baÅŸlar erke bolur miÅ‹ yağı, yağı bolsa kimke yadığlığ ağıHalkın başında bulunan kimsenin bir çok düşmanı olur; kimin düşmanı varsa, ona karşı aÄŸ hazırlanmış demektir. 
Bütün çın bışığ bolmasa bu kiÅŸi, hatarlığ bolur aÅŸta begler iÅŸiAşçı güvenilir, doÄŸru ve olgun bir kimse olmazsa, yemek-içmekte beylerin durumu tehlikeye girer. 
MuÅ‹ar kiçki eski tapuğçı kerek, açınu süçinü aşın berse terkBu iÅŸ için çok eski ve emektar bir hizmetkâr lâzımdır ki, beyi esirgeyerek, yemeÄŸi zevkle ve vaktında hazırlasın. 
Telim tapğı erse üküş emgeki, aÅ‹ar bütse bolÄŸay açınmış begiİhsanını esirgemeyen bey hizmeti uzun ve emeÄŸi çok olan kimseye güvenebilir. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi edgüsi, kalı teÅ‹lemiÅŸ teg ukuÅŸ belgüsiZekâsı bu vasıfları hâiz olan, insanların iyisi ne der, dinle. 
Kayu neÅ‹e emgek katılsa üküş, sevüg boldı ol neÅ‹ kamuÄŸda küsüşHangi iÅŸe çok emek sarfedilmiÅŸ ise, insan onu sever ve onu her ÅŸeyden tutar. 
Kayu neÅ‹ke ıdsa tiriglik kiÅŸi, sevüg boldı ol neÅ‹ sevüg cân tuşıinsan ömrünü hangi ÅŸeye sarfederse, o ÅŸey sevimli can kadar kıymetli olur. 
Tiriglik isiz ermez emgek isiz, bu emgekke bermez tiriglik isizÖmür aziz deÄŸil, emek azizdir; bu emeÄŸe sarfedilmeyen hayata yazıktır. 
Tiriglik barır er açımaz tilin, yava bolsa emgek açır kiç yılınHayat gider, insan buna acıdığını itiraf etmez; emek boÅŸa giderse, bunun acısı uzun seneler unutulmaz. 
Közi tok kerek ked yeme köŋli bay, arığlık kerek hem yüzi körki ayAşçı-başının gözü çok tok ve gönlü zengin olmalı; temiz olduÄŸu gibi, yüzü ve kıyafeti de ay gibi parlamalıdır. 
Sakınuk kerek din ÅŸeriat bilir, bu mundaÄŸ kiÅŸidin bütünlük kelirTakva sahibi, din ve ÅŸeriatı tanır bir insan olmalıdır; böyle insandan doÄŸruluk gelir, 
Arığ boldı begler tadusı özi, arığ bolmasa aÅŸ kaçan yer kozıBeylerin kendileri ve onları vücûda getiren dört unsur temizdir; yemek temiz olmazsa, onu nasıl iÅŸtihâ ile yiyebilirler. 
Arığ bolsa aşçı arığ aÅŸ berür, arığ bolsa aÅŸ suv seve ked yelürAşçı temiz olursa, temiz yemek verir; yemek temiz olursa, seve-seve yenilir. 
Közi suk kiÅŸi aÅŸka sukluk kılur, elig tegrür aÅŸka aşığ artaturAç gözlü kimse yemeÄŸe karşı haris davranır, yemeÄŸe elini sokar ve onu berbat eder. 
Közi suk kiÅŸiniÅ‹ kılınçı yeg ol, kılınç yegliki erke teÅ‹siz ig olAç gözlü adam çiÄŸ tavırlı olur; çiÄŸ tavırlı olmak insana yakışmayan bir hastalıktır. 
Neçe me bütün çın er erse köni, anıŋda bütün çın özüŋ bil munıNe kadar güvenilir, doÄŸru ve dürüst bir insan bulsan bile, bil ki, senin için en güvenilir ve doÄŸru kimse yine kendinsin. 
Bütün tutÄŸu barça kiÅŸig çın bışığ, özüŋ ked sakıŋu küdezgü başığBütün doÄŸru ve olgun insanlara güvenmeli; fakat insan daha çok kendi-kendisini korumalı ve başını gözetmelidir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü keldi emdi bu söz, unıtma bu sözni ayâ edgü özBuna benzer şöyle bir söz vardır; ey iyi insan, bu sözü unutma. 
KamuÄŸnı bütün tut küdezgil özüŋ, özüŋke bağırsak seniÅ‹ öz közüŋHer kese güven, fakat kendini gözet; sana karşı ÅŸefkatli olan, senin kendi gözündür. 
KamuÄŸda azizrek bu cânıŋ aziz, aziz cânnı bek tut uzatma sözügHer ÅŸeyden daha fazla bu canın azizdir; azız canı koru ve sözü uzatma. 
Yüzi körki körklüg kerek kılkı uz, yülüg bolsa bodluÄŸ tili köŋli tüzOnun yüzü, kıyafeti güzel, tavrı iyi, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve özü-sözü bir olmalıdır. 
Bu körklüg kiÅŸi közke körnür arığ, arığ bolmasa aÅŸ boÄŸuzka karığBöyle güzel bir kimse göze temiz görünür; yemek temiz olmazsa, insanın boÄŸazında kalır. 
Arığlıknı sevmiÅŸturur bir bayat, arığlık bile er bulur edgü atTanrı temizliÄŸi sever, temizlik ile insan iyi ad kazanır. 
Arığlıknı barça kiÅŸiler tiler, arığ bolsa aÅŸ suv kiÅŸi ârzûlarTemizliÄŸi bütün insanlar ister; yemek temiz olursa, insan ona arzu duyar. 
Yırak tutÄŸu aÅŸta arığsız kiÅŸi, arığsız kiÅŸiniÅ‹ arığsız iÅŸiTemiz olmayan kimseyi yemekten uzak tutmalı; temiz olmayan insanın iÅŸi de temiz deÄŸildir. 
Könilik kerek hem bülün çın kılık, köni bolmasa er tüzümez yorıkÂşçı-başı doÄŸru, dürüst ve itimat edilir bir kimse olmalıdır; doÄŸru olmayan insan gidiÅŸini düzeltemez. 
Kalı egri bolsa bu aÅŸ başçısı, kamuÄŸ egri boldı anıŋ işçisiEÄŸer aşçı-başı eÄŸri olursa, onun bütün yamakları da eÄŸri olur. 
Yumıtsa kalın yeg bu aÅŸ oÄŸrısı, kaçan körki kelgey begi tirkisiBu ham insan sürüsü, yemek hırsızları, mutbahta toplanırsa, beyin safrası nasıl güzel olur. 
Könilik kerek erke edgü kılınç, anın bulsa ötrü tilemiÅŸ sevinçİnsana doÄŸruluk ve iyi hareket lâzımdır; insan bunlar ile arzu ettiÄŸi sevinci bulur. 
Negü ter eÅŸitgil köni kılklığ er, köni kılkı bolsa ajun bütrü yerDoÄŸru hareketli insan ne der, dinle; doÄŸru hareket eden insan dünyanın bütün nimetlerine nail olur. 
Köni kayda bolsa kutadur küni, tünermez küni er yorısa köniDoÄŸru insan nerede olursa-olsun, onun günü kutlu olur; doÄŸru hareket eden insanın gündüzü geceye dönmez. 
Hıyânet kayu yerde ursa adak, asığ bergü barça kaçar ked yırakHıyanet nereye ayak basarsa, faydalı olan her ÅŸey oradan çok uzaklara kaçar. 
Hıyânet kiÅŸi kayda sunsa elig, teÅ‹iz erse suÄŸlur kurıtur yerigHıyanet eden adam bir yere el attımı, deniz bile olsa, kurutur. 
Bağırsak kerek ked begini sever, uvutluÄŸ kerek ked özini yığarAşçı-başı sâdık olmalı ve beyini çok sevmeli; nefsine hâkim ve haya sahibi bir kimse olmalıdır. 
UkuÅŸluÄŸ kerek hem biliglig kerek, üdi bolsa aÅŸka eriglig kerekAşçı-başı akıllı ve bilgili olmalı; yemek vakti gelince, elini çabuk tutmalıdır. 
Törüçe yorısa tapuÄŸ kılsa öz, kirürde çıkarda köni tutsa közUsûl ve erkânı dâiresinde hareket ile hizmet etmeli ve girip-çıkarken, dâima önüne bakmalıdır. 
UkuÅŸ iÅŸke tutsa küdezse özin, bilig iÅŸke tutsa tıdusa közinAklını kullanarak, kendisini gözetmeli; bilgisini kullanarak, gözüne olmalıdır. 
Vefâ kılsa begke tilep edgü at, ol at birle edgü kalır meŋü atİyi ad dileyerek, beye vefalı olmalı; bu iyi ad ile onun adı da ebedîleÅŸmiÅŸ olur. 
UkuÅŸluÄŸ kiÅŸiler at edgü kolur, biliglig kiÅŸiler ınançlığ bolurAkıllı insanlar iyi ad isterler; bilgili insanlar itimâda lâyık olurlar. 
UkuÅŸluÄŸ kiÅŸidin kiÅŸilik kelür, biliglig kiÅŸiler kiÅŸisi bolurAkıllı insandan İnsanlık gelir; bilgili kimse insanların insanı olur. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi, ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi ol kiÅŸide başıAkıllı insan ne der, dinle; insanların başı akıllı insandır. 
UkuÅŸluÄŸ vefâlığ kiÅŸi tüzüni, yuluÄŸlar kiÅŸike kamuÄŸ öziniAkıllı, vefalı kimse insanların asilidir; o baÅŸkaları için her vakit kendisini feda edebilir. 
Arığsız cefâlığ kılınçı otun, kalı aydı erser kıyar söziniTemiz olmayan, cefakâr ve küstah kimse, söz vermiÅŸ olsa dahi, sözünden döner. 
Munu aydım emdi ay elig kiÅŸi, bu yaÅ‹lığ kerek bolsa aşçı başıEy hükümdar, Åžte söyledim; aşçıbaşı olacak insan böyle olmalıdır. 
Kirip ötrü tirki ayak baÅŸlasa, anıŋdın begi aÅŸ seziksiz yeseBöyle bir kimse sofra ve kapları idare eder ve beyi de, ondan şüphe etmeden, yemeÄŸini yiyebilir. 
Bu erdi ay elig özüm bilmiÅŸin, ayu berdim emdi köŋül bulmışınEy hükümdar, benim bildiÄŸim bunlardır; hatırıma gelenleri iÅŸte arzettim. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Elig aydı uktum eÅŸittim munı, takı bir sözüm bar ayu ber anıHükümdar : — Bunu dinledim ve anladım — dedi — bir sözüm daha var, onu da soyleyiver. 
MaÅ‹a ayğıl emdi idişçi başı, negü teg kerek kılsa içgü iÅŸiÅžimdi bana içkici-başını anlat; içki iÅŸine bakan insan nasıl olmalıdır ki, 
İnansa aÅ‹ar beg ne köŋli bütüp, alıp içse içgü anı çın tutupBey ona inansın ve iç huzuru ile onu doÄŸru bilerek, elinden içki içsin. 
ÖğdülmiÅŸ İligke İdişçi Başı Negü Teg Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara İçkici-Başının Nasıl Olması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı elig, muÅ‹ar ma idi ked yetürsü biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve: — Hükümdar bu hususu da çok iyi düşünmelidir — dedi — 
Öz igdiÅŸ kerek ked sınamış yılın, köŋül basmış erse könitmiÅŸ yolınÖz kardeÅŸlerinden veya uzun yıllar iyice tecrübe edilmiÅŸ, nefsine hâkim ve doÄŸru yolda yürüyen biri olmalıdır. 
Bütün çın bağırsak közi köŋli tok, köni bolsa kılkı mesel atÄŸu okGüvenilir, doÄŸru, sâdık, gözü ve gönülü tok, tabiatı da atılan ok gibi doÄŸru olmalıdır. 
Anın ötrü bolsa idiÅŸ tutÄŸuçı, yaraÄŸay bu iÅŸke yetilgey küçiBu iÅŸe içkiyi iyi muhafaza eden ve bunu hazırlamaÄŸa muktedir böyle biri münâsip olur. 
KamuÄŸ törlüg otlar idişçi tutar, güvâriÅŸ ya macûn ya çurnı katarIçkici-başı her türlü otları hazır bulundurur; hazım, kuvvet veya müshil ilâcı, hazırlar. 
Telim törlüg otlar anıŋda bolur, yegü yalÄŸaÄŸu ot ya içgü kolurOnun elinde yenilen, yalanan veya içilen, arzu edilen her türlü ilâç bulunur. 
KuruÄŸ öl yemiÅŸ tut ya içgü süçig, anıŋdın bolur bu boÄŸuzka keçigKuru veya yaÅŸ meyva yahut içki ve ÅŸarap, bunlar boÄŸaza hep onun elinden girer. 
BoÄŸuzdın bolur barça begke hatar, boÄŸuz tatğı aşçı idişçi tutarBey için her türlü tehlike boÄŸazdan gelir; boÄŸazın tadı aşçı ve içkicinın elindedir. 
Bu aşçı idişçi bütün bolmasa, idi sarp bolur begke içse yeseAşçı ve içkici itimat edilir kimseler olmazsa, beyin emniyetle yiyip içmesi çok güç olur. 
Negü ter eÅŸit ay biliglig bügü, boÄŸuz ked küdezgü aÅŸ akru yegüBilgili ve hakîm insan ne der, dinle; boÄŸaza çok dikkat etmeli ve yavaÅŸ-yavaÅŸ yemelidir. 
BoÄŸuzuÄŸ küdezse başıŋa asığ, aşığ az yese bu ağızka tatığBoÄŸazı gözetmek, baÅŸ için faydalıdır; az yemek, ağıza tatlı gelir. 
Üküş kördüm erni yava kıldı baÅŸ, küdezmedi boÄŸuzın kovı kıldı yaşÇok insan gördüm; boÄŸazını gözetmediÄŸinden, beyhude yere başına kıydı ve hayatını heder etti. 
BoÄŸuzdın kirür ig kiÅŸike kemi, boÄŸuzdın bolur hem aÅ‹ar ot emiHastalık ve rahatsızlık insana boÄŸazdan gelir; tedavi ve ilâç da boÄŸazdan olur. 
UkuÅŸluÄŸ kerek hem bilig ked bilir, ukuÅŸluÄŸ kiÅŸidin kiÅŸilik kelirO akıllı ve çok bilgili olmalıdır; akıllı insandan insanlık gelir. 
İsizke katılmaz ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi, bütün çın bolur bu biliglig iÅŸiAkıllı insan kötüye karışmaz; bilgili insan da doÄŸru ve dürüst hareket eder. 
Köni ermese küygey erdi ulun, köni turmasa kör bolur er bulunOk düz olmasa idi; doÄŸru gitmezdi; insan doÄŸru hareket etmezse, baÅŸkalarının esîri olur. 
Köni bol sen iÅŸ kıl ay ersig begim, könilikte taÅŸtın yok ermiÅŸ yegimEy kahraman beyim, sen doÄŸruluk ile çalış; bence doÄŸruluktan daha iyi bir ÅŸey yoktur. 
İdişçi başı ked koyuÄŸ er kerek, köni tutsa ötrü köŋül ög yürekîçkici-başılık için çok titiz insan lâzımdır; o gönlünü, aklını ve yüreÄŸini doÄŸru tutmalıdır. 
Könilik öze iÅŸlese iÅŸ bütün, yakurmasa özke yaraÄŸsız otunBütün iÅŸleri doÄŸruluk ile yapmalı; uygunsuz ve küstah kimseleri kendisine yaklaÅŸtırmamalıdır. 
Öz elgi bile katsa içgü körüp, özi beklese kodsa tamÄŸa urupİçkiyi bizzat kendi eli ile karıştırmalı; kendisi mühürleyerek, muhafaza altına almalıdır. 
Yegü içgü katmış kamuÄŸ otlarığ, öz elgi bile katsa tutsa arığYemek ve içkiye karıştırılan bütün otları kendi eli ile katmalı ve bunların temizliÄŸine dikkat etmelidir. 
KuruÄŸ öl yemiÅŸ ya cülengbin cülâb, özi katÄŸu tutÄŸu bu barça ÅŸerâbKuru, yaÅŸ meyva veya gül-balı, gül-ÅŸurûbu, bütün bu içkileri kendisi yapmalı ve muhafaza etmelidir. 
Açınu süçinü bağırsaklıkın, idiÅŸin küdezse ötese hakınÅžefkat, sevgi ve sadâkatle beyin içkisini gözeterek, onun hakkını ödemelidir. 
Kirür otrü emgek begi tapğıŋa, ol emgek tusulur kulı asğıŋaBöylece beyinin hizmetine onun emeÄŸi geçer ve bu emek kulun faydasını te’min eder. 
Kayu neÅ‹ke kirse kiÅŸi emgeki, uÅŸ ol neÅ‹de boldı cânınıŋ kökiİnsanın hangi ÅŸeye emeÄŸi geçerse, onun canı o ÅŸeye baÄŸlanmış olur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözledi söz silig, siligler sözi körse barça biligİyi tabiatlı insan buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; böyle insanların sözü, dikkat edersen, hep bilgidir. 
Kayu neÅ‹ke kirse kiÅŸi emgeki, sevüg boldı ol neÅ‹ sevüg cân kökiİnsanın hangi ÅŸeye emeÄŸi geçerse, o ÅŸey sevgili can kökü gibi sevilir. 
KiÅŸi emgek ıdsa tiriglik ıdıp, anı sevgü yüdgü yüdürse yükiİnsanın ömür boyunca emek verdiÄŸini sevmeli ve yüklenince de onun külfetine katlanmalıdır. 
Bu yaÅ‹lığ bulunsa idişçi başı, aÅ‹ar berse bolÄŸay idişçi iÅŸiBöyle bir içkici-başı bulunursa, içki iÅŸi ona verilebilir. 
Bu iÅŸke munı teg silig er kerek, munıŋ tapğı körki yarutsa yürekHizmetinin iyiliÄŸi ile içten memnun kalmak için, bu iÅŸe böyle temiz tabiatlı bir insan lâzımdır. 
Munıŋda basakı bu boÅŸÄŸutları, sakalsız kerek barça körki yarıİçkici-başının sakileri de hep genç ve güzel yüzlü olmalıdırlar. 
Yalıŋ yüzlüg oÄŸlan tolun teg yüzi, bodı tal kara saç bediz teg öziYüzünde henüz tüy belirmemiÅŸ bu oÄŸlanların yüzü dolun ay, boyu fidan, saçı kara ve görünüşleri tasvir gibi güzel olmalıdır. 
Beli bolsa yılmık yana yarnı keÅ‹, ürüŋ bolsa kırtış kızıl kızÄŸu eÅ‹Belleri ince, omuzları geniÅŸ, teni beyaz ve yanakları al-kırmızı olmalıdır. 
Yaşıl kök sarığ al ağı ton kedip, aÅŸaÄŸu kötürse yaraÅŸur yorıpOnların yeÅŸil, mavi, san ve pembe ipek elbiseler giyip dolaÅŸmaları ve yemek taşımaları hoÅŸ olur. 
Sakalsız kerek bu idişçi arığ, küdezilse içgüde kıl tü yamığİçkinin kıl, tüy ve çer-çöpten korunması için, içkici sakalsız ve temiz bir insan olmalıdır. 
İdiÅŸte tü bolsa yaraÄŸsız bolur, tü aÅŸ suvka tüşse tatığsız bolurİçkide kıl bulunursa, yakışık almaz; kılın yemeÄŸe ve içkiye düşmesi tatsız bir ÅŸeydir. 
Munın aydı bolÄŸay bilig bergüçi, sakalsız kerek tep idiÅŸ tutÄŸuçıBilgi veren bundan dolayı — “Kadeh sunanlar sakalsız olmalıdır” — demiÅŸ olacaktır. 
İdişçi arığ bolsa körklüg yüzi, anıŋdın siÅ‹er içse içgü kozıKadehçi temiz ve güzel yüzlü olursa, içilen içki iÅŸtiha ile içilir ve insanın içine siner. 
Negü tutsa körklüg kiÅŸi kılkı uz, yaraÅŸur alır kör bu cân ülgi közGüzel yüzlü, tavır ve hareketi zarif olan kimse ne sunsa, yakışır; bak, göz ondan canın hissesini alır. 
Negü ter eÅŸitgil bu beyt ayÄŸuçı, eÅŸitgil munı sen ayâ bilgüçiÅžu beyti söyleyen ne der, dinle; ey bilen insan, bunu sen dinle. 
Yüzi körki körglüg kerek kılkı uz, negü tutsa andın tamar barça tuzYüzü-gözü güzel, tavır ve hareketi zarif olmalıdır; o ne sunarsa sunsun, zevkle içilir. 
Karın açmış erke yüzi körse aÅŸ, usup susamış ka körüp kanÄŸusuzKarnı acıkmış insana onun yüzünü görmek bir yemektir; susamış insan için, o bakıp kanılmaz bir içkidir. 
İdişçi başı kör uÅŸ andaÄŸ kerek, idiÅŸ tutÄŸuçılar bu mundaÄŸ kerekİçkıci-başı iÅŸte böyle, sâkîler de öyle olmalıdır. 
İnansa aÅ‹ar ötrü begler bütüp, yakın tutsa bolÄŸay bütün çın tutupBeyler onlara itimât ederek, inanır ve doÄŸru-dürüst insan olarak, onları kendilerine yakın tutabilirler. 
Ay elig kaç iÅŸke er üdrüm tile, bağırsak közi tok uvutı bileEy hükümdar, ÅŸu bir kaç iÅŸe sâdık, gözü tok ve haya sahibi, seçkin insanlar ara. 
Birisi yalavaç bitigçi biri, takı bir idişçi kör aşçı biriBunlardan biri — elçi, biri — kâtip, biri — içkici-başı ve biri de — aşçı-başıdır. 
Bularığ idi ked talula birin, kalı tuÅŸsa teÅ‹siz ökünme yarınBunların her birini çok iyi seç; eÄŸer uygunsuz kimseler seçilirse, sonra peÅŸiman olma. 
Yalavaç bitigçi kalı bolsa yig, anıŋ yası elke tokır ay tetigEÄŸer elçi ile kâtip olgun kimseler olmazsa, ey zeki insan, bunun zararı memlekete dokunur. 
İdişçi ya aşçı yeg erse kalı, anıŋ yası cân kör tiriglik ulıEÄŸer içkici ve aşçı-başılar çiÄŸ olurlarsa, bunların zararı hayatın esası olan cana dokunur. 
Katığlan ay elig bu bir kaç kiÅŸig, talulayu üdrü tutuzğıl iÅŸigEy hükümdar, gayret et, bu birkaç insanı iyi seç, sonra iÅŸleri onların ellerine bırak. 
Yana aydı ögdülmiÅŸ elig kutı, bedük boldı begler iÅŸi teg atıÖğdülmiÅŸ devamla : — Ey devletli hükümdar, beylerin iÅŸi gibi, adı da büyük olur — dedi — 
Bedük iÅŸte teÅ‹siz baÅŸ aÄŸrığ bolur, baÅŸ aÄŸrığ kötürmese beglik kalurBüyük iÅŸin her türlü derdi olur; bu derdler ortadan kaldırılmazsa, beylik ortadan kalkar. 
Negü ter eÅŸitgil keÅ‹eşçi öge, keÅ‹eÅŸte töker begke yünçü ükeDinle, istiÅŸarede beyin önüne yığınla inci döken has-müşâvir ne der. 
Ayâ beg erej kolma emgek kötür, erej birle emgek adakÅŸu yaturEy beyim, rahat arama, zahmeti ortadan kaldır; rahat ile zahmet bir arada bulunur. 
Beg emgep el itse bodun şük bayur, bayusa bodun beg tileki bolurBey zahmet çekip, memleketi tanzim ederse, halk kendi-kendine zenginleÅŸir; halk zenginleÅŸirse, beyin her arzusu yerine gelir. 
Sevinme ked artuk erejlig kiÅŸi, bolur âhır emgek erejke tuşıEy huzur içinde yaÅŸayan bey, buna fazla sevinme; sonunda huzuru zahmet takip eder. 
Neçe me bu aşçı idişçi saÅ‹a, bütün erse artuk ay ersig toÅ‹aEy cesur kahraman, aşçı ve içkici-başılar sana ne kadar çok itimat telkin ederlerse-etsinler, 
Olarda bağırsak özüŋe özüŋ, adın bolmaÄŸay sen uzatma sözügSeni onlardan daha çok esirgeyecek olan yine kendinsin; sözün kısası, bu baÅŸka bir kimse olamaz. 
Negü ter eÅŸitgil öge buyrukı, unıtma munı sen biti hem okıHas-müşâvir ne tavsiye eder, dinle; bunu unutma, yaz ve dâima oku. 
Sevüg cân özele iminde imin, kolup bulmadım men özümde öŋinAradım, aziz can için kendimden daha emin baÅŸka bir kimse bulamadım. 
Katığlan küdezgil katığ tut anı, kalı bardı erse tileme eminGayret et, gözet, onu saÄŸlam tut; eÄŸer giderse, ona çâre bulunmaz. 
Ayıtmış nı aydım ay elig kutı, negü teg kerekin emi hem otıEy devletli hükümdar sorulanlara cevap verdim; onun nasıl olması lâzım geldiÄŸini, çâre ve tedbirini bildirdim. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸi birle begler bedür, yağı boynı yençer kü çavın ıdurBeyler böyle insanlar ile yükselir, düşmanın boynunu ezer, kendilerinin nâm ve şöhretini yayarlar. 
Munu sözledim men saÅ‹a belgülüg, takı bir sözüm bar adın ülgülügİşte sana açıkça söyledim, fakat üzerinde durulacak baÅŸka bir sözüm daha var. 
Elig tıŋlar erse anı sözleyin, yok erse bu sözni özüm kizleyinHükümdar dinlemek lutfunda bulunursa, onu da söyleyeyim; eÄŸer münâsip görmezse, sözüm bana kalsın. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yanut berdi elig ayur ay bügü. negü ol maÅ‹a ay sözüg sözlegüHükümdar cevap verdi ve : —Ey hakim, diyeceÄŸin nedir, bana söyle —dedi— . 
SeniÅ‹din eÅŸitgü kerek barça söz, biligke teriz sen ukuÅŸka ögüzSenden her sözü dinlemek icap eder; sen bilgi denizi ve akıl deryâsısı. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı elig, eligdin tegir elke törlüg biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Ey hükümdar, memlekete her türlü bilgi hükümdardan gelir — dedi— 
Eligke ötündüm tapuğçı yolı, negü teg tapınÄŸu begiÅ‹e kulıHizmetkârların yolunu ve kulun beyine nasıl hizmet etmesi lâzım geldiÄŸini hükümdara arzettim. 
Yeme bilgü begler tapuğçı kulın, negü teg açınÄŸu tapınsa yılınBeyler de hizmetkâr kullarına ve yıllarca hizmet edenlere nasıl ihsanda bulunmak lâzım geldiÄŸini bilmelidirler. 
Neçe beg hakı erse kullar öze, yeme kul hakı yokmu begler özeKullar üzerinde beyin o kadar hakkı var da, beyler üzerinde kulların hakkı yokmudur. 
Kalı beg hakın körse kullar turup, kerek kul hakın körse tapğın körüpEÄŸer kullar beyin karşısında hizmet ile, onun hakkını yerıne getirirlerse beyin de, hizmetlerine göre, kullarının hakknı vermesi lâzımdır. 
Tapuğçı tapuÄŸ kılsa dünyâ üçün, kalı bulmasa dünyâ emger küçünHizmetkâr dünyalığı için hizmet eder; eÄŸer, dünyalığını bulamazsa, gadre uÄŸramış olur. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Elig aydı keldür maÅ‹a ay aça, negü ol tapuğçı hakı ay seçeHükümdar : — Haydi, bana açık söyle ve bir-bir anlat; hizmetkâr hakkı ne demektir — dedi. 
ÖğdülmiÅŸ İligke Tapuğçilar Haki Begler Öze Negü Teg Erdükin AyurÖğdülmiÅŸ Hükümdara Hizmetkârların Beyler Üzerindeki Haklarının Neler OlduÄŸunu Söyler 
Bu ögdülmiÅŸ aydı bu begler öze, tapuğçı hakı bar tapuÄŸda ozaÖğdülmiÅŸ dedi: — Beyler üzerinde hizmetkârın, daha hizmete baÅŸlamadan evvel, bir alacağı vardır. 
EÅ‹ aÅŸnu yegü içgü bergü kerek, tapınÄŸu itiglerin itgü kerekOna ilk önce yiyecek ve içecek vermek ve onun hizmet esbabını hazır: lamak lâzımdır. 
TapuÄŸ kılmak emgek katığ iÅŸ bolur, munı bilse begler tapuÄŸ tiÅŸ kılurHizmet etmek zahmetli ve ağır bir iÅŸtir; beyler bunu takdir ederlerse, hizmetkâr daha çok gayret eder. 
Et öz cân yuluÄŸlar tapuÄŸ kılÄŸuçı, tiler beg sevinçi bu kul bolÄŸuçıHizmet eden insan tenini ve canını feda eder; kulluk eden beyini memnun etmek ister. 
İsig tumlığ aç tok yadaÄŸ hem yalıŋ, kılıç baldu ok yer ay elig biliÅ‹Onlar sıcakta, soÄŸukta, aç, tok, yaya ve çıplak hâlde, kılıç, balta ve ok darbelerine mâruz kalırlar; ey hükümdar, bunu bil. 
Kedin öŋdün oÅ‹ sol bolur bu turup, begin inçke tegrür bu emgek körüpOnlar öne, arkaya, saÄŸa ve sola giderler; oralarda beylerini huzura kavuÅŸturmak için, zahmet çekerler. 
Yağıka bu öŋdün bolur bek tolum, tiriglik tiler begke özke ölümOnlar düşmana karşı ön safta bir silâh vazifesi görürler; beyin yaÅŸaması için kendilerini ölüme atarlar. 
Bu yaÅ‹lığ beginiÅ‹ sevinçin tilep, özin emgetür tünni künke ulapBu ÅŸekilde beyinin huzurunu diler ve geceyi gündüze katarak, zahmet çekerler. 
Bu tapğı üçün beg ötegü hakın, anı edgü tutÄŸu bağırsaklıkınBu hizmetleri için bey onların hakkını ödemeli; onlara ÅŸefkatle muamele etmelidir. 
Negü ter eÅŸitgil uç ordu hanı, bodunda talusı kiÅŸide çınıHalk arasında seçkin ve insanların doÄŸrusu olan Üç-Ordu hanı ne der, dinle. 
Ayâ beg boluÄŸlı bodunka uluÄŸ, bedüt edgü tutğıl tapuğçı kuluÄŸEy halkın büyüğü ve bey olan kimse, hizmetkâr kullarına iyi muamele et ve onları yükselt. 
Tapuğçı bile begler elgi uzar, tapuğçı bile erklig el kend tüzerBeyler hâkimiyetlerini hizmetkârlar vâsıtası ile elde ederler; hükümdar hizmetkârlar ile memleketini düzene koyar. 
Neçe beg uluÄŸ bolsa aslı bedük, tapuğçı bile boldı atı bedükBeyin aslı ne kadar ulu ve kendisi ne kadar büyük olursa-olsun, onun adı hizmetkârları ile yükselir. 
Ay elig kiÅŸilik mürüvvet bolur, mürüvvet kiÅŸike tarikat bolurEy hükümdar, insanlık— mürüvvettir; mürüvvet— insan için, bir tarikattır. 
Mürüvvet tarikat bu ol belgülüg, kiÅŸi emgeki bilse kılsa ülügMürüvvet ve tarikat, hiç şüphesiz, insanın emeÄŸini takdir ile hakkını vermektir. 
Tapuğçı kapuÄŸda umınçka turur, umınç bermese beg mürüvvet barurHizmetkâr kapıda ümit ile hizmet eder; bey onun umduÄŸunu vermezse, mürüvvet gider. 
Körü barÄŸu begler tapuğçı neçe, tusulur neçe ol tusulmaz neçeBeyler hizmetkârın nasıl olduÄŸuna ve iÅŸe yarayıp-yaramadığma her vakit dikkat etmelidirler. 
Tusulur teÅ‹inçe açıŋu kerek, tapınmış teÅ‹i hak tegürgü kerekiÅŸe yaradığı nisbette ona ihsanda bulunmak ve hizmeti nisbetinde onun hakkını ödemek lâzımdır. 
KiÅŸi yılkıda ınÄŸa ermez ay beg, munı teÅ‹lese iÅŸ bolur ülgü tegEy hükümdar, insan hayvandan daha aÅŸağı bir mahlûk deÄŸildir; bunu kıyâs tutarsan, iÅŸ ölçüsüne göre olur. 
BoÄŸuz todrur aÅŸnu kiÅŸi yılkınıŋ, basa asğı kötrür bu yalÅ‹uk anıŋinsan önce hayvanın karnını doyurur; sonra bu insan ondan istifâde eder. 
Açığ berse begler tilin edgü söz, tapuğçı yuluÄŸlar begiÅ‹e et özBeyler ihsanda bulunur ve iyi sözle onu takdir ederlerse, hizmetkâr beyine kendisini feda eder. 
İsinür tapuğçı bağırsak bolur, özin emgetür beg sevinçin kolurHizmetkâr böylece onu sever, ona candan baÄŸlanır; beyinin huzûrunu temin için, kendisi zahmet çeker. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözlemiÅŸ söz tetig, bilig birle yalÅ‹uk uzatur eligZeki bir insan buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; insan bilgi ile etrafına hâkim olur. 
KiÅŸi edgülükke sevüg cân berür, bir edgü yanutı on edgü kılurinsan, iyiliÄŸe karşılık, aziz canını verir; bir iyiliÄŸe karşı on iyilik yapar. 
Asığ bolsa yalÅ‹uk özin kul kılur, aÅ‹ar kul bolur özke emgek ururMenfaati olursa, insan kendisini kul yapar; baÅŸkasının kölesi olur ve zahmete katlanır 
TapuÄŸka körü bergü edgü açığ, yalıŋnı bütürgü todurÄŸu açığOna, hizmetine göre, bol ihsanlarda bulunmalı; çıplak ise, giydirmeli; aç ise, doyurmalıdır. 
Negü beg bolur ol ay elig kutı, kitermese kuldın çığaylık atıEy devletli hükümdar, eÄŸer kuldan fakir adını kaldıramazsa, o nasıl bir bey olur? 
Negü ter eÅŸitgil avuçğa sözi, avuçğa sözi ol yegitler köziİhtiyarlar ne derler, dinle; onların sözü gençlerin gözüdür. 
KiÅŸi emgek ıdsa kiÅŸi yurnıŋa, yanutı kiÅŸilik kılur ornıŋaBir kimsenin bir insan parçasına emeÄŸi geçerse, o buna karşılık ona insanlık yapar. 
KiÅŸi emgeki bilmegüçi kiÅŸi, kiÅŸi tep atamaÄŸu yılkı tuşıînsan emeÄŸini takdir etmeyen kimseye insan dememelidir; o hayvana benzer. 
İki törlüg ol bu tapuÄŸ kılÄŸuçı, biri boÅŸ biri kul umınç tutÄŸuçıHizmette bulunan kimseler iki türlü olur; biri — hür, biri — kul. 
Bu kul kendü erksiz tapuğçı bolur, tapuÄŸ kılmasa begde berge bulurKul kendi ihtiyarı dışında hizmet eder; iÅŸi görmezse, beyden dayak yer. 
BoÅŸuÄŸ kör bu tapnur özin kul kılıp, munıŋ emgekin yulÄŸu tapğın bilipHür insana bak, o kendisini kul edip, hizmet eder; onun hizmetini takdir etmek ve emeÄŸini karşılamak lâzımdır. 
BoÅŸ âzâd kiÅŸi barça edgü kulı, bularka aça bergü edgü yolıHür ve serbest insanlar hep iyiliÄŸin kuludurlar; bunlara her vakit iyilik yolunu açık bulundurmalıdır. 
BoÅŸuÄŸ kul bile tutsa bolmaz bu tüz, boÅŸuÄŸ boÅŸ teÅ‹i tut kuluÄŸ kulça üzHür insanı kul ile bir tutmak olmaz; hür insana hür muamelesi yap, kulu da kul gibi kullan. 
Bu begler kapuğı erej kapğı ol, erej kapğı tutmak özüŋ asğı olBeylerin kapısı huzur kapısıdır; huzur kapısına kapılanmak, kendi menfaati icâbıdır. 
Tapuğçı bayusa beg atı bolur, bu atı duâ birle meŋü kalurHizmetkâr zenginleÅŸirse, bey nâm kazanır ve bu nâmı duâ ile ebedî kalır. 
Ay elig tapuğçı bile beg mesel, satığçı osuÄŸluÄŸ bolur çın tükelEy hükümdar, hizmetkâr ile bey arasındaki münâsebet, gerçekten, tam bir alıcı-satıcı münasebeti gibidir. 
Satığçı berür neÅ‹ aÅ‹ar mün sanı, alığlı alır elde evrer anıSatıcı mal verir ve bu ona sermâye olur; alıcı da bunu alır ve bunu memleketten-memlekete dolaÅŸtırır. 
Yıl ay kün tükese asığ yomdarur, yüz utru ulaÅŸur öz asğı alurYıl, ay ve günler geçince, kâr birikir; tekrar karşılaşırlar ve her biri kendi kârını alır. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi tapuğçı kiÅŸi, begi birle ortuk sakışlığ iÅŸiiÅŸte bunun- gibi, hizmetkârın iÅŸi de beyi ile ortak hesaba baÄŸlıdır. 
Begi neÅ‹ berür kulka edgü sözün, tapuğçı et öz birle tapnur özünBey kula mal verir ve iyi sözle onu teÅŸvik eder; hizmetkâr ise, kendi vücûdu ile ona hizmet eder. 
Urur cân yuluÄŸlap tapuğçı kılıç, anıŋ asğı el kend uluÅŸlar erinçHizmetkâr canını feda ederek, kılıç sallar; bunun kârı, şüphesiz, ildeki memleket ve ÅŸehirlerdir. 
Yağı boynı yençer hazine urur, tilek ârzû nimet ulaÅŸu kelürDüşmanın başını ezer ve hazine toplar; dilek, arzu ve nîmet birbiri ardınca gelir. 
Bu barça asığ sanı boldı tegim, asığ kılÄŸuçığ edgü tutÄŸu begimBunların hepsi gelir ve kâr gibidir, ey beyim, kâr getiren hoÅŸ tutulmalıdır. 
Negü ter eÅŸitgil bu sartlar başı, öz asğın tilep dünyâ kezgen kiÅŸiTüccar-başı, kendi kârı uÄŸurunda dünyayı dolaÅŸan insan, ne der, dinle. 
Asığlığ kul erse oÄŸulda yakın, asığsız oÄŸulnı yağı bil sakınFaydalı olan kimse, kul bile olsa, oÄŸuldan daha yakındır; faydasız oÄŸulu düşman bil ve ondan sakın. 
KamuÄŸ teprenigli asığka yorır, asığ bolmasa avçı evde karırBütün uÄŸraÅŸan insanlar menfaatleri uÄŸrunda koÅŸarlar; bir menfaati olmasa idi, avcı evinde ihtiyarlayıp giderdi. 
Er at boldı begler kanatı yügi, kanatsız kuÅŸ uçmaz ay begler begiAsker beylerin kanat tüyüdür; ey beyler-beyi, kanatsız kuÅŸ uçamaz. 
Er at birle begler küçi belgürer, er at birle begler tügünler yörerBeylerin kuvvet ve kudreti asker ile belli olur; beyler asker ile düğümleri çözerler. 
Yumıtsa kayu begke ersig eren, ajunka bu beg boldı sâhibkırânHangi beyin etrafında cesur asker toplanırsa, o dünyaya sâhip-kıran bir bey olur. 
Kayu begde erdem yumıtsa tükel, aÅ‹ar yığlur ârzû ne kolsa tükelHangi beyde bütün faziletler birleÅŸirse, bütün istedikleri ÅŸeyler onun etrafında toplanır. 
Ajunçıkaerdem kerek miÅ‹ tümen, bu erdem bile yer ajunçı cihânDünya hâkimine binlerce fazilet lâzımdır; dünya hâkimi bu faziletler ile cihanı elde eder. 
Uçuz tutma erdemni ögren oÄŸul, bu erdem yorıkı ürüŋ kuÅŸ teg olEy oÄŸul fazileti kıymetsiz sayma, öğren; bu faziletin tabiatı ak kuÅŸa benzer. 
Ürüŋ kuÅŸ kutı teg bu erdem kutı, yorı kuÅŸ atağıl sen erdem atıBu faziletin saadeti ak kuÅŸunki gibidir; haydi, sen fazilete kuÅŸ adını ver. 
Negü ter eÅŸitgil ürüŋ baÅŸlığ er, ajunuÄŸ karıtmış uzun yaÅŸlığ erDünyayı ihtiyarlatmış, çok yaÅŸamış, ak saçlı insan ne der, dinle. 
Bilig erdem ögren ağır tut anı, ağır kılÄŸay âhır ol erdem seniBilgi ve fazilet öğren, ona hürmet et; bu fazilet sonra sana da hürmet te’min eder. 
Bilig bil ukuÅŸ uk yorıma yava, üdi kelse edgü berür ol küniBilgi edin, anlayış sahibi ol, vaktini boÅŸ geçirme; vakti gelince, o sana iyilik getirir. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Bu sözler eÅŸitti sevindi elig, ayur ay ukuÅŸluÄŸ uruğı siligHükümdar bu sözleri dinledi, sevindi ve: — Ey akıllı, ey nesebi temiz — dedi — 
İdi yakşı urduÅ‹ kiÅŸilik ulı, bu ol çın vefâlığ kiÅŸiler yolıİnsanlığın temelini çok iyi tesbit ettin; gerçekten vefalı insanların yolu budur. 
Bodun erki boldı meniÅ‹ bu özüm, uzun boldı elgim yorık til sözümBen kendim halk üzerine hâkim oldum; her ÅŸeye muktedir oldum ve sözüm her yerde geçer oldu. 
Küvenmez men emdi bu beglik bulup, öz inçlik tilep me tiriglik bulupÅžimdi ne bu beyliÄŸe nail olduÄŸum ve ne de bu hayatta kendi huzurumu dilediÄŸim için öğünüyorum. 
Tilekim bu ol kim maÅ‹a kelgüçi, bayusa meniÅ‹din bedüse küçiAsıl dileÄŸim ÅŸudur : bana gelen kimse zenginleÅŸsin, benim sayemde kudret ve nüfuzu artsın. 
Bu begler sevinçi yarınkı asığ, duâ tap maÅ‹a edgü atın yanığBu beylerin sevinci yarının kârıdır; buna karşılık hayır-duâ ve iyi adla zikredilmem bana yeter. 
Bu barı hazine bu altun kümüş, er atka ülegüke tirdim üküşBütün bu hazineyi, bu bir çok altın, gümüşü askere dağıtmak için biriktirdim. 
KiÅŸike berürmen tilep edgü at, duâ artsu atım yorıtsu bayatİyi nâm kazanmak arzusu ile, bunları baÅŸkalarına veriyorum; çok duâ kazanayım ve Tanrı adımı dünyaya yaysın. 
Tilekim bu ol kim maÅ‹a tapÄŸuçı, bayup kalsa minde kedin kalÄŸuçıDileÄŸim ÅŸudur: bana hizmet edenler ve bundan sonra yaÅŸayacak olan hizmetkârlarım sıkıntı çekmesinler. 
Özüm köçse barsa kalır bu bodun, duâ birle tapsa maÅ‹a ol üdünBen göçüp giderim, bu halk kalır; o zaman beni diıâ ile anmalarını isterim. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı elig, yetürdi bu iÅŸke tükel ög biligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve:— Hükümdar bu iÅŸi akıl ve bilgi ile çok ıyi kavradı — dedi — 
Ölügli kiÅŸike negü bar adın, meger edgü atı yorısa kedinÖlen insan için, kendisinden sonra iyi adının Jcalmasından daha baÅŸka ne olabilir. 
Bu dünyâ tilese ülegü kümüş, kalı ukbi kolsa bu ol hem yuluÅŸBu dünyayı isteyen insan gümüş dağıtmalıdır; ukbâ isteyen için de kurtuluÅŸ yolu budur. 
Bu altun kümüşüg üle ay elig, kayu el tilese yetilgey eligEy hükümdar, altın ve gümüş dağıt; hangi memleketi istersen, oraya hâkim olursun. 
Negü ter eÅŸitgil bügü beg tili, bu beglik iÅŸiÅ‹e ol urmış ulıHâkim bey ne der, dinle; bu devler iÅŸinin temelini o atmıştır. 
Ülegü neÅ‹ er tutÄŸu begler kalın, kaçan kolsa tutÄŸay yağısı elinBeyler mal dağıtmalı ve çok asker tutmalıdır; ne zaman isterse, düşmanının memleketini ele geçirir. 
Hazine nerek köp er at çok kerek, begi bay kereksiz bodun tok kerekHazine neye gerek, çok asker lâzım; beyin zenginliÄŸine lüzum yok, halk tok olmalıdır. 
Er at bolsa begler eli eksümez, er at bolmasa beg elin keç yemezAsker bulundukça, beylerde memleket eksik olmaz; asker olmasa, bey memleketine uzun müddet hâkim kalamaz. 
Er at bolsa begdin sevinçlig yaruk, kayu el tilese bulur beg anukAsker beyden memnun oidumu, bey hangi memleketi isterse, onu elinde bulur. 
Akı bolsa elgi ajun begleri, ikigü ajunnuÅ‹ bu buldı töriDünya beylerinin eli açık olursa, onlar her iki dünyada baÅŸ-köşeye otururlar. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig tilin, saranlık bile beg yeyümez elinBilgili ne der, dinle; hasis bir bey memleketine hâkim olamaz. 
İki neÅ‹ karıştı yakışmaz kaçar, saranka yaÄŸumaz akığ berk kuçarBu iki ÅŸey birbirine zıddır, onlar birbirlerinden kaçarlar; insan hasise yanaÅŸmaz, cömerde sıkıca yapışır. 
Sarandın kaçar barça erdemlig er, akıka yumıtur tilek ârzû yerBütün faziletli insanlar hasisten kaçarlar ve cömerdin etrafında toplanarak, dilek ve arzularına kavuÅŸurlar. 
Saranlık bile boldı beglik yağı, saranka kopar tegme yerde çoğıHasislik ile beylik birbirine düşmandır; hasise karşı her yerde isyanedilir. 
Adın iki neÅ‹ ol bu el tutrukı, birisi sav altun kılıç bir takıMemleketi ayakta tutan daha iki ÅŸey vardır : biri — som altın, biri de — kılıçtır. 
Akılık bile beklegü ol elig, akılık bile beg bedür ay eligMemleketi cömerdlikle muhafaza etmelidir; ey hükümdar, bey cömerdlikle büyür. 
Kür alp er kötürse yaşın teg temür, azığlığ erenlerde teÅŸlür tamurCesur, kahraman adam, yıldırım gibi kılıç sallarsa, azılı muhariplerin damarı patlar. 
Sav altun bile türtse begler elig, kılıçsız tili birle evrer eligAltın vere-vere eli nasır tutan beyler memleketi kılıç kullanmadan, söz ile idare ederler. 
Bu iki bile itgü uÅŸ bu elig, bu iki bile er bedür ay eligMemleketi ÅŸu iki ÅŸey ile tanzim etmeli; ey hükümdar, insan bu iki ÅŸey ile büyür. 
Sav altun yazar ol tügülmiÅŸ kiÅŸig, sav altun iter ol buzulmış iÅŸigÇatılan yüzleri som altın güldürür, bozulmuÅŸ iÅŸlen som altın yoluna koyar. 
Kılıç kayda erse kümüş anda ol, kümüş kayda erse kılıç tuttı yolKılıç nerede ise, gümüş oradadır; gümüş nerede ise, kılıç oraya yönelir. 
Ayâ beg kümüş saç tirilsü ked er, kümüş yığsa saçlur kılıçlığ kur erEy hükümdar, gümüş saç, yiÄŸit kimseler toplansın; kendin için gümüş toplarsan, etrafındaki kılıçlı yiÄŸitler dağılır. 
Kılıçlığ kür er kör kümüşke tutuÄŸ, yumıtmış sav altun kılıçka yuluÄŸKılıçlı, cesur yiÄŸit, bak, gümüşe rehindir; toplanmış som altın kılıca feda olsun. 
Saran beg tirer neÅ‹ hazine urur, akı beg kılıç birle artlap alurHasis bey mal toplar ve hazine yapar, cömert bey bunu kılıç ile vuravura alır. 
Bu yaÅ‹lığturur bu ajun öŋdisi, saranka söküşi akı öŋdisiBu dünyada böyle âdet olmuÅŸtur: hasise söğerler, cömerdi öğerler. 
Sözin kesti ögdülmiÅŸ öpti yerig, eligke duâ kıldı ögdi birigÖğdülmiÅŸ sözünü bitirdi, yer öptü; hükümdara duâ etti ve Tanrıyı öğdü. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Bu sözler eÅŸitti sevindi elig, duâ kıldı rabka kötürdi eligHükümdar bu sözleri dinledi ve sevindi; ellerini kaldırarak, Tanrı’ya duâ etti. 
Ayur ay bağırsak ınanÄŸu idim, katığlık yerinde sığıŋu idimSonra dedi: — Ey inandığım, merhametli rabbim; ey müşkül anlarda sığındığım rabbim. 
SeniÅ‹de adın yok yölekim maÅ‹a, küvençim sen ök sen umınçım saÅ‹aBenim senden baÅŸka istinatgahım yoktur; güvendiÄŸim bizzat sensin, ümidim sendedir. 
Kayu edgü kaldı maÅ‹a kılmadıŋ, negü ârzû kaldı maÅ‹a bermediÅ‹Bana yapmadığın hangi iyilik var; yerine getirmediÄŸin hangi arzum kaldı. 
Neteg tapnuÄŸaymen bu ol çın sözüm, ayâ meŋü muÅ‹suz bu muÅ‹luÄŸ özümEy ebedî ve ganî Tanrım, doÄŸrusunu söylüyorum, benim bu âciz varlığım sana nasıl lâyıkı ile kulluk edebilir. 
SeniÅ‹din kolurmen basut küç bile, köni yol öze tut meni sen yöleSana niyaz ederim, yardımın ve kudretin ile doÄŸru yola yönelt, bana destek ol. 
KamuÄŸ edgülükte takı artukı, bu ögdülmiÅŸ ol emdi köŋlüm tokıBütün bu iyilikler arasında en iyisi, ÅŸimdi ruhumu doyuran bu ÖğdülmiÅŸ’tir. 
Munı berdiÅ‹ emdi maÅ‹a sen atâ, kılurmen munıŋ şükri yüz miÅ‹ kataOnu sen bana ihsan ettin; bunun için sana yüz bin defa şükür ederim. 
Et öz cân yuluÄŸlar meniÅ‹ iÅŸime, duâ arturur bu keçer yaşımaBenim iÅŸim uÄŸrunda tenini, canını feda ediyor ve bu fâni hayatımda bana çok duâ kazandırıyor. 
MaÅ‹a küç ber emdi öteyin hakın, sevinsü maÅ‹a bolsu köŋli yakınÅžimdi bana kuvvet ver, onun hakkını ödeyeyim; memnun olsun ve bana kalpten baÄŸlansın. 
Yana aydı elig ay ögdülmiÅŸe, ukuÅŸluÄŸ biliglig seni ögmiÅŸeHükümdar yine söyle dedi: — Ey öğdülmiÅŸ, akıllı ve bilgili her kes seni medhetmiÅŸtir. 
UkuÅŸluÄŸ tilese ukuÅŸ sen tükel, biliglig tilese bilig sen kemâlAkıllı biri lâzım olursa, sen aklın kendisisin; bilgili biri lâzım olursa, sen bilginin kendisisin. 
İnançlığ bağırsak bütün sen silig, könilik bile sen kötürdüŋ eligGüvenilir, içten baÄŸlı doÄŸru ve temizsin; senin bütün hareketlerin dâima doÄŸruluk yolunda olmuÅŸtur. 
TapınduÅ‹ açığda aÅŸundı tapuÄŸ, tapuÄŸ kalmadı sen yetürdüŋ kamuÄŸHizmet ettin, senin hizmetin benim ihsanımı aÅŸtı; yerine getirmediÄŸin hizmet kalmadı. 
MeniÅ‹din kerek emdi edgü yanut, saÅ‹a hak öteyin tiriglik anutBenden ÅŸimdi iyi bir karşılık görmelisin; sana hakkını ödeyeyim, sen hayatını ona göre tanzim et. 
Neteg kim sevindi seniÅ‹din köŋül, bayat bersü andaÄŸ sevinç ay oÄŸulBenim gönlüm senden nasıl hoÅŸnut ise, ey oÄŸul, Tanrı seni de öyle sevindirsin. 
Sözüg kesti elig serindi turu, yer öpti tapuğçısı koptı örüHükümdar sözünü bitirdi ve bir müddet sustu, durdu; hizmetkârı yer öptü ve ayaÄŸa kalktı. 
Turup çıktı andın sevinçlig bolup, atın mindi keldi eviÅ‹e turupOradan memnun ve mesrur olarak çıktı; bir az sonra atına binip, evine döndü. 
Kıyıksız keçe taÅ‹da kıldı tapuÄŸ, yaradı tapuÄŸ açtı devlet kapuÄŸYine sadâkatle, sabah-akÅŸam hizmet etti; hizmeti takdir edildi ve saadet kapıları açıldı. 
Tirildi ögi hem koyuldı bilig, bolu berdi evren uzadı eligFelek dönüp, kudreti artınca, aklı derlenip toplandı, bilgisi derinleÅŸti. 
Negü ter eÅŸitgil kutı belgülüg, kutı birle elde çavıkmış külügSaadete eren ve bu suretle memlekete adını yayan ve şöhreti bulunan insan ne der, dinle. 
KimiÅ‹ birle devlet yaraÅŸsa kelip, başın kökke tegrür yokaru kılıpKime saadet gelip, onunla uyuÅŸursa, onun başını yükselterek, göğe erdirir. 
Kelü berse devlet yumıtsa bu neÅ‹, kiÅŸi körli tirlür bolur kızÄŸu eÅ‹Saadet gelir ve servet toplanırsa, insanın gönülü huzura kavuÅŸur, yüzü sevinçle parlar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı kökçin saÅ‹a, bu söz yakşı tıŋla ay ersig toÅ‹aKır saçlı sana buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; ey kahraman yiÄŸit, bu sözü iyice dinle. 
KimiÅ‹ bolsa devlet uzadı elig, kamuÄŸ tetrüsi öŋ sözi ög biligKim devlete ererse, onun kudreti artar; bütün eÄŸrisi — doÄŸru, her söylediÄŸi — hikmetin tâ kendisi olur. 
Ajun feylesûfı neÅ‹i bolmasa, neçe tıldam erse kiÅŸedi tiligDünya feylesufu ne kadar natuk olursa-olsun, serveti yoksa, dili kösteklidir. 
Bu yaÅ‹lığturur bu ajun öŋdüsi, yayığ dünyâ devlet çavıkar küsiDünyanın âdeti böyledir; dönek dünya ve devletin adı böyle çıkmıştır. 
Yavuzka yüz ursa yüzi suvlanur, kiçigke köz açsa bedüklük bulurEÄŸer o kötü birine teveccüh ederse, o kimse ÅŸeref kazanır; eÄŸer küçüğe bakarsa, o büyüklük bulur. 
Tegir erse kimke bu devlet kelip, tüzer iç taşını bu barça itipBu devlet kime nasip olursa, onun içini-dışmı düzeltir ve her ÅŸeyini tanzim eder. 
Kalı kelse keldrür kamuÄŸ ârzûlar, ajunda çavıkar atı belgürerDevlet kime gelirse, bütün istenilen ÅŸeyleri beraber getirir; o insan dünyada meÅŸhur olur, adı her tarafa yayılır. 
Kalı barsa eltür bu keldürmiÅŸin, yağız yerke ildrür kötürmiÅŸ başınEÄŸer giderse, bu getirdiklerini de beraber götürür; yükselttiÄŸi başı tekrar kara topraÄŸa indirir. 
Ayâ ög köŋüllüg ukuÅŸluÄŸ oduÄŸ, ayı sevme dünyâ tokığay yoduÄŸEy akıl ve gönül sahihi, anlayışlı ve uyanık olan insan, bu dünyaya hiç gönül verme, onun beklenmedik yerlerde sana zararı dokunur. 
Nerek bu karaÅ‹ku tünerig orun, süzük meŋü elke aÅŸunğıl burunBu karanlık zulmet yeri neye gerek, durulmuÅŸ ebedî ülke için önceden hazırlan. 
Tünek ol bu dünyâ kötürgil köŋül, ediz ordu el kol sen amrul amulBu dünya bir zindandır, ona gönül baÄŸlama; sen yüsek saray ve ülke iste, huzur ve sükûna kavuÅŸ. 
Negü ter eÅŸitgil ay köŋli süzük, kamuÄŸ iÅŸ içinde ay köŋli tüzükGönülü durulmuÅŸ ve her iÅŸinde gönülü dürüst olan insan ne der, dinle. 
Ay himmet idisi ajun kol talu, talu koldaçı er kutı top toluEy himmet sahibi, güzel bir dünya iste; güzel olanı isteyen insanın saadeti eksiksiz olur. 
Keçer dünyâ kodğıl tile ukbini, kodu bermese dünyâ kodÄŸay seniBu fâni dünyayı bırak, ukbâyı dile; sen dünyayı bırakmazsan, o seni bırakır. 
Cefâçı bu dünyâ cefâ kıl aÅ‹ar, cefâ kılsa ötrü yaraÅŸur saÅ‹arBu dünya cefakârdır, sen de ona cefâ et; ona ne kadar cefâ edersen, o da sana o kadar râm olur. 
Ayâ yolda azmış başı tezginük, ayı sevme dünyâğ tüpi ol öyükEy yoldan azmış, başı dönmüş adam, bu dünyaya hiç gönül verme, onun dibi bataklıktır. 
Öyükke kirigli üyüldi kodı, örü kelmedi ol sevinç bulmadıBataklığa giren dibe batar, oradan kimse bir daha çıkamaz; orada sevinç arama. 
Örü tartğıl özni öyüktin kutul, özüŋ kullukın sen tapuÄŸ birle yulKendini yukarı çek, bataklıktan kurtul; ibâdet ile kulluk vazifelerini yerine getir. 
Yana yanğıl emdi tilek birge öz, tiliÅ‹ evre yandur turu kaldı sözBugün tekrar ona dön, senin dileÄŸini o verecektir; artık aksini söyle, baÅŸkaca söylenecek söz kalmadı. 
Köŋül tüzdi ilig kör anda naru, bodunka berü turdı edgü törüBundan sonra hükümdar gönlünü doÄŸrulttu; halka iyi kanunlar vaz’etmekte devam etti. 
Bodun inçke tegdi turuk semridi, severi bedüdi yağı yavrıdıHalk huzura kavuÅŸtu, zayıflar kuvvetlendi; onu sevenler yükseldi, düşmanları zayıfladı. 
Keçürdi küvençin sevinçin küni, ajunka yadıldı atı çav üniGününü sevinç içinde güvençle geçirdi; adı, şöhreti ve nâmı dünyaya yayıldı. 
Tirildi bir ança yorıdı bu yaÅ‹, böri toklı birle kozı boldı teÅ‹Bir müddet böyle yaÅŸadı ve böyle hareket etti; kurt ile kuzu müsavi oldu. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig bir kün oldrup kör ögdülmiÅŸig, okıdı ayıttı keçer kün iÅŸigHükümdar bir gün yalnız otururken, ÖğdülmiÅŸ’i yanına çağırttı; günlerin nasıl geçtiÄŸini ve iÅŸleri sordu. — 
Negü teg keçer kün ay ögdülmiÅŸ ay, çığaymu telim boldı ilde ya bayEy ÖğdülmiÅŸ, söyle, gün ve aylar nasıl geçiyor; memlekette yoksul mu çoÄŸaldı, yoksa zenginmi. 
El içre negü bar yaraÄŸsız yavuz, bodun hâli açğıl maÅ‹a örtme sözMemleket içinde kötü, uygunsuz neler var; bana halkın vaziyetini anlat, benden bir ÅŸey gizleme. 
Bodun tillerinde negü söz yorır, söküşmü telimrek ya ögdi kelirHalk arasında ne gibi sözler dolaşıyor, öğenleri mi daha çok, yoksa, zammedenleri mi. 
Münümmü üküşrek azu erdemim, ayu ber maÅ‹a sen kılayın emimKusurummu daha çok, yoksa fazîletimmi; bana söyle, ben de ona göre tedbirler alayım. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, tilek keldi tuttı tegürdi eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve: — Ey hükümdar, memlekette herkes arzu ettiÄŸi ÅŸeyleri bulmaktadır — dedi — 
İlig devletinde itildi ajun, sakınç kısÄŸa boldı sevinçler uzunHükümdarın devleti sayesinde dünya düzeldi; keder kısa ve sevinçler uzun oldu. 
Bayudı bodun inçke tegdi yatur, uluÅŸ kend bezendi köŋül yilgütürHalk zenginleÅŸti ve huzura kavuÅŸtu; memleket ve ÅŸehirler süslendi, gönüller ferahladı. 
Erej birle erter bodun künleri, sevinçin keçer kör bütün tünleriHalk günlerini huzur içinde, gecelerini de hep sevinç içinde geçiriyor. 
Tilin sözledi barça edgü senâ, duâ birle tınmaz tınığlı tınaHer kesin dilinde medih ve senan dolaşıyor, nefes alan her canlı durmadan sana duâ ediyor. 
Törü suv teg ol küç kör ot teg yoduÄŸ, süzük suv akıttıŋ udıttı otuÄŸKanun su gibidir; zulüm ise, ateÅŸ gibi her ÅŸeyi mahveder; sen berrak su akıttın ve ateÅŸ söndü. 
Törü tüz yorıttıŋ itildi ajun, kim erse küçek ilde körmez közünKanunu doÄŸru tatbik ettin, dünya düzene girdi; hiç kimse memlekette artık bir zorbaya rastlamıyor. 
Ay ilig üç iÅŸtin tegir küç basınç, biri beg osal bolsa tegse irinçEy hükümdar, ÅŸu üç ÅŸey zulüm ve tazyıka sebep olur; biri— beyin ihmalkârlığı ki, bundan musibet gelir. 
İkinçi basınçak bodun baÅŸlar er, üçünçi suk erse bodun baÄŸrı yerikincisi — halkın başında bulunan insanın zayıf olması; üçüncüsü de — halkın baÄŸrını yiyen tamahkârlıktır. 
SeniÅ‹de yok emdi bu üçte biri, kayudın tegir ilke küçkey eriÅžimdi bu üçünden hiç biri sende bulunmadığından, memleketin neresinde bir zorba zuhur edebilir. 
Ay edgü törülüg arığ beg silig, bayat berdi erdem saÅ‹a ög biligEy âdil, temiz ve halîm bey, Tanrı sana akıl, bilgi ve bir çok faziletler verdi. 
Özüŋ buldı tevfik kamuÄŸ edgüke, bodun todtı bütti yegü kedgükeHer türlü iyilik için Allah sana tevfik verdi; halkın karnı tok ve sırtı pek oldu. 
Şükür kıl bayatka tapuÄŸ kıl sevin, erej kıl bir ança sen inçin avınTanrıya şükür et, ibâdet kıl ve sevin; müsterih ol, bir az huzur ve rahat içinde yaÅŸa. 
Taşırtın negü tuÅŸsa yaÅ‹luk yazuk, munu men yügürdeçi kulmen anukDışarıda yanlış veya yersiz ne olursa, iÅŸte senin hizmetine koÅŸan kulun ben varım. 
Şükür kıldı artuk sevindi ilig, senâ kıldı rabka kötürdi eligHükümdar şükür etti ve çok sevindi; elini kaldırdı ve Tanrıya sena etti. 
Ayur ay bağırsak idim sen uluÄŸ, ağır kıldıŋ ilde bu yunçığ kuluÄŸEy merhametli rabbim — dedi — sen büyüksün; bu zayıf kulunun memlekette itibârını yükselttin. 
Tegürdüŋ maÅ‹a sen kamuÄŸ edgülük, munıŋ şükri boynum öze boldı yükSen bana her türlü iyilikleri ihsan ettin; şükür etmek boynumun borcudur. 
Bu şükrüğ kaçan kılÄŸa özüm yete, munıŋ şükri mendin saÅ‹a sen öteBen sana bu şükrü ne zaman hakkı ile ödeyebilirim; benim şükür borcumu sana sen öde. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸim, bayat fazlı erdi seni bulmışımHükümdar devam etti:— Ey ÖğdülmiÅŸim, seni bulmam bana Tanrının bir lutfu idi. 
Sebeb sen sen emdi kamuÄŸ edgüke, küçüg tıdÄŸuka hem törü bergükeZulme mâni olmama, adaleti yerine getirmeme ve her türlü iyiliÄŸe sebep ÅŸimdi sen oldun. 
Bayat berdi emdi kamuÄŸ edgülük, seni berdi artuk adın on ülügTanrı bana bugün bütün iyilikleri ihsan etti; bir de bunlardan on misli fazla deÄŸerde olan seni verdi. 
Neçe beg katığlansa yalÅ‹uz özün, bolu bermese kul itümez uzunBey yalnız, tek başına ne kadar gayret ederse-etÅ¡in, kulun yardımı olmazsa, bunu uzun zaman devam ettiremez. 
Beg içtin bolur körgü taÅŸtın közi, bağırsak kulı ol közi hem söziBey içeridedir, onun dışarıdaki gözü, sâdık kuludur; o beyin hem gözü, hem sözüdür. 
Közüm sen tilim sen elim sen maÅ‹a, anın edgü boldı atım ay toÅ‹aSen de benim gözüm, dilim ve elimsin; ey mert yiÄŸit, ben bu sayede iyi nâm kazandım. 
Negü ter eÅŸit emdi hakan tili, ajun baÅŸlamış bütrü basmış eliDünya hâkimi ve bütün memleketleri idaresi altına almış olan hakan ne der, dinle. 
Bağırsak kuluÄŸ bulsa begler tilep, anı tutÄŸu altun kümüşke kalapBeyler arayıp, sâdık bir kul bulurlarsa, onu altın ve gümüş mahfaza içinde tutmalıdırlar. 
Köni çın kiÅŸi bulsa begler bütün, özi inçke tegdi tirildi kutunBeyler doÄŸru, dürüst ve itimat edilir bir insan bulurlarsa, kendileri huzura kavuÅŸurlar ve hayatları saadet içinde geçer. 
Tapuğçı talusı bağırsak bolur, bağırsak tapuğçığ tilep kim bulurHizmetkârın seçkini içten baÄŸlı olur; böyle bir hizmetkârı kim arayıp bulabilir. 
Bağırsak yok erse ajunda talu, kiÅŸilik kaçan turÄŸay erdi toluDünyada seçkin ve içten baÄŸlı kimseler bulunmasa idi; insanlık nasıl kemâle eriÅŸirdi. 
Esirkermen emdi ay ögdülmiÅŸ e, bir ök sen ataÅ‹dın maÅ‹a kalmış aBana babandan yadigâr olarak yalnız senin kalmana çok teessüf ediyorum. 
Takı bir bar erse seni teg adın, uda bergey erdi kör öŋdün kedinSenin gibi daha baÅŸka biri bulunmuÅŸ olsa idi, senden önce veya senden sonra aynı yolu takip etmiÅŸ olurdu. 
Bir ök sen maÅ‹a kör ay kılkı köni, seni öz yetürse adın bir kanıEy dürüst tabiatlı, benim yanımda ÅŸimdiden teksin; seni kaybedersem, baÅŸka birini nerede bulurum. 
Bu yalÅ‹uzlukuÅ‹ka özüm eymenür, takı bir iÅŸ erse saÅ‹a ay unurBen senin böyle tek olmandan korkuyorum, ey kudretli insan; kâşki senin bir eÅŸin daha bulunsa idi. 
SaÅ‹a tegmegey erdi emgek üküş, maÅ‹a ma duâ teggey erdi ülüşBütün bu zahmet senin üzerinde kalmazdı; ben de daha çok duâ kazanmış olurdum. 
Tile barmu körgil kadaÅŸlar ara, saÅ‹a udÄŸu teg bir ayıtğıl köreAra, akrabaların arasında senin yolunu takıp edebilecek bir kimse var mı, soruÅŸtur. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, esen bolsu iÅŸke yetilgey eligÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Hükümdar saÄŸ olsun, iÅŸ yapacak kimseler her vakit bulunur — dedi — 
Erejlensü ilig tuçı inçrünü, tilek ârzû kelsü özi tınçrunuHükümdar her vakit rahat ve huzur içinde bulunsun; sükûn içinde bütün dilek ve arzuları yerine gelsin. 
MeniÅ‹ emgerimke ilig altunı, ağır kılmasu köŋli tutsu köniBenim zahmetime karşılık hükümdarın altını var; hiç endiÅŸe etmesin ve gönülünü ferah tutsun. 
MaÅ‹a tegse emgek erej me tegir, erej birle emgek yanaÅŸu yorırBen zahmet çekiyorsam, rahat da ediyorum; huzur ile zahmet yan yana yürür. 
Kalı el iÅŸiÅ‹e tusulÄŸu kiÅŸi, tiler erse ilig bodun el başıEÄŸer hükümdar memleket iÅŸinde faydalı ve halkın başında bulunacak bir insan istiyorsa, 
Negü ter eÅŸitgil ay ilçi bügü, bügülep kılur ilçi künde ögüBak, hikmeti ile her gün yeni bir tedbir arayan hakîm devlet adamı ne der, dinle. 
Üküş bolsa ilke basutçı tile, el itlür bedük beg yatıp yer küleNe kadar çok olursa-olsun, memleket iÅŸine yardımcılar ara; memleket böyle tanzim edilir ve büyük bey huzur içinde bütün arzularına kavuÅŸur. 
Telim bolsa ilde tusulur tetig, begig inçke tegrür kılur bu itigMemlekette faydalı ve zeki insanlar ne kadar çok olursa, iÅŸleri bunlar görürler, bey de o kadar rahat eder. 
Yok ermez kadaÅŸlar ara bar meniÅ‹, bu yaÅ‹lığ kiÅŸi bilgi artuk anıŋYok deÄŸil, benim akrabalarım arasında da çok geniÅŸ bilgili böyle bir insan vardır. 
KamuÄŸ erdemi bar sakınuk oduÄŸ, kayu iÅŸke tegse bodur tü boduÄŸKendisi her türlü fazilet ve takva sahibi olup, uyanıktır ve elinden her türlü iÅŸ gelir. 
Kılınçı köni atı odÄŸurmış ol, kamuÄŸ edgülükke elig urmış olHareketi doÄŸru ve adı Odgurmış’tır; o her türlü iyiliÄŸe el vurmuÅŸtur. 
Velikin evürdi bu dünyâda yüz, turup taÄŸka kirdi köŋül kıldı tüzFakat o bu dünyadan yüzünü çevirdi; kalkıp daÄŸa çıktı, dünya endiÅŸelerini gönlünden uzaklaÅŸtırdı. 
Bayat tapğı birle özin emgetür, tapuÄŸ birle yazuk igin emletürTanrıya ibâdet ederek, kendisini zahmete veriyor ve ibâdetle günah hastalığını tedavi ediyor. 
MeniÅ‹de yüz üsteÅ‹ anıŋ erdemi, bodunda talusı kiÅŸi ködrümiOnun fazileti benimkinden yüz misli fazladır; o halkın ileri geleni ve insanların seçkinidir. 
Meni birle bolsa meniÅ‹ ol kadaÅŸ, kamuÄŸ iÅŸke bolÄŸay anıŋ bilgi baÅŸBenim bu akrabam burada yanımda bulunsa idi, o bize her iÅŸte bilgisi ile rehberlik ederdi. 
İlig altunı tınÄŸa köŋli bütüp, sevinçin tirilgey ajunuÄŸ tutupHükümdar, altınına lüzum kalmadan, ona gönülden inanarak, dünyayı idare eder ve sevinç içindeyaÅŸardı. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
İlig aydı ârzûm tilekim bu ol, anı bulsa ötrü tayanÄŸay köŋülHükümdar:—Arzum ve dileÄŸim budur — dedi— onu bulursam, her iÅŸte ona emniyet edebilirim. 
Negü teg kılur sen bu iÅŸke itig, maÅ‹a yakru ber sen anı ay tetigBu iÅŸin çâresi ne ise, bak; ey zeki, sen onu muhakkak benim yanıma getir. 
Negü teg okılım anı ay berü, kimi ıdsa bolÄŸay okıtçı naruOnu buraya nasıl davet edelim, onu çağırmak üzere kimi gönderelim. 
Bitigmü kerek ya söz ıdsa tilin, yarağı negü teg sen andaÄŸ kılınMektûpmu lâzım yahut ağızdan sözmü ulaÅŸtırmak; sen nasıl münâsip görürsen, öyle yap. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu söz, ayıtmış ka ilig cevâb kıldı özÖğdülmiÅŸ cevap verdi: —Hükümdarın suâline cevabım ÅŸudur — dedi — 
Kadaşım barını ötündi özüm, kelirmü ya kelmez açılmaz sözümBöyle bir akrabamın bulunduÄŸunu arzettim, fakat gelip-gelmeyeceÄŸi hakkında bir ÅŸey söyleyemem. 
Kalı kelse edgü ağırladı söz, apaÅ‹ kelmese bolÄŸa yarlığ uçuzEÄŸer gelirse, çok iyi, emrinize hürmet gösterdi demektir; eÄŸer gelmezse, fermanınıza ehemmiyet vermemiÅŸ olur. 
SarılÄŸaymu erki ilig altunı, ileÅ‹eymü erki maÅ‹a ol köniHükümdarın altını acaba ona tesir ederrñi; o doÄŸru insan acaba beni tekdir mi eder. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı men söz ayıttım saÅ‹a, sen öz bilmiÅŸiÅ‹ sözni aydıŋ maÅ‹aHükümdar : — Ben sana bir ÅŸey sordum, sen de kendi bildiÄŸini bana söyledin — dedi— 
Okı kelse kelgey kalı kelmese, negüke ileŋü sözüm tutmasaÇağır gelirse-gelir; eÄŸer gelmezse ve benim sözümü dinlemezse, senin ne kabahatin var. 
Sen ögdüŋ anıŋ törlüg erdemlerin, ol erdem üçün men tilermen erinSen onun her türlü faziletlerini öğdün, bu faziletlerinden dolayı ben onu istiyorum. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ tidüküŋ üçün, anı ârzûladım havâka öçünHava ve hevese düşman olduÄŸundan, sen de bilgili ve akıllı dediÄŸin için, onu arzuladım. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi ol kiÅŸi, anıŋda naru barça yılkı tuşıinsan dediÄŸin bilgili ve akıllı insandır; onun dışındakilerin hepsi de hayvan gibidir. 
Biliglig ukuÅŸluÄŸ bilir bilse iÅŸ, biliglig ukuÅŸluÄŸ kılur kılsa iÅŸiÅŸ bilirse, bilgili ve akıllı insan bilir; iÅŸ yaparsa, bilgili ve akıllı insan yapar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu söz belgülüg, eÅŸitgil munı sen ay ersig külügBu gerçekten ÅŸuna benzer; ey merd kahraman bunu dinle. 
Bilig birle yazlur kamuÄŸ ters tügün, bilig bil ukuÅŸ uk tirilgil ögünBütün kör düğümler bilgi ile çözülür; bilgi bil, anlayışlı ol, akıl ile yaÅŸa. 
Bilig iÅŸke tutğıl takı til köni, takı ögrenü tur usanma bu künBilgi ile iÅŸ gör, sözün doÄŸru olsun; öğrenmekte devam et, bu günü boÅŸ geçirme. 
MaÅ‹a yalÅ‹uz ermez anıŋdın asığ, saÅ‹a ma kadaÅŸtın asığ hem tatığBu akrabandan yalnız ben deÄŸil, sen de istifâde edeceksin ve hoÅŸnut olacaksın. 
KadaÅŸlığ bolur sen kerek bu kadaÅŸ, kadaÅŸ bolmasa tutÄŸu erke adaÅŸinsanın akrabası varsa, yanında bulunmalı; akrabası yoksa, insan ahbap edinmelidir. 
İdi yakşı aymış kör ilçi başı, kamuÄŸda küçi bek kadaÅŸlığ kiÅŸiDinle, memleket hâkimi çok yerinde söylemiÅŸ; akrabaları olan kimse her keÅŸten daha kuvvetlidir. 
KadaÅŸlığ kiÅŸi küsi çavı bedük, adaÅŸlığ kiÅŸi atı savı bedükAkrabaları olan kimsenin nâm ve şöhreti büyüktür; arkadaÅŸları olan insanın adı ve sözü muteberdir. 
Kadaşıŋ yok erse yorı tut adaÅŸ, adaÅŸ edgü bolsa bu boldı kadaÅŸAkraban yoksa, arkadaÅŸ ve ahbap edin, iyi arkadaÅŸ akraba gibi olur. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ ilig kutı, anı çın tilese iteyin otıÖğdülmiÅŸ cevap verdi:— Ey devletli hükümdar, onu sen gerçekten arzu ediyorsan, çâresine bakayım —dedi— 
İlig yarlıkasa barayın özüm, okıyın anı men açayın sözümHükümdar emir buyurursa, kendim gideyim; meseleyi açarak, onu buraya davet edeyim. 
Tilin sözleyin men tükel törlügün, biligdin ukuÅŸtın söz üdrüp ögünBilgi, akıl ve zekâmı kullanarak, türlü dil döküp, onu iknaya çalışayım. 
İlig me bitisü öz elgin bitig, okısu ılığ yarlığın ol tetigHükümdar da kendi eli ile mektup yazsın ve o zeki insan da hükümdarın fermanını bizzat okusun. 
MaÅ‹a bütsü mendin teyü bilmesü, yeme yarlığ eÅŸtip kite turmasuBana itimat etsin ve bunun yalnız benim arzum olduÄŸunu sanmasın; fermanı da duysun ve arzuya muhalefet etmesin. 
Neçe me özüm sözlese söz tilin, üilig yarlığı bu bitig söz adınBen ağızdan ne kadar söz söylesem dahi, hükümdarın fermanı, yazılı sözü baÅŸkadır. 
Negü ter eÅŸitgil ay aslı ağı, kara köŋlin avlar begi yarlığıDinle, aslı sırmalı ipek gibi temiz ve kıymetli olan ne der : —Beyin fermanı halkın gönlünü avlar. 
Takı yakşı aymış biliglig özi, tügülmiÅŸ köŋülni yazar beg söziBilgili ne kadar güzel söylemiÅŸ : — Beyin sözü kapalı gönülleri açar. 
İsig sözlese kulka begler tilin, unıtmaz anı kul tirilse yılınBeyler kula iltifat ederlerse, kul bunu hayatı boyunca unutmaz. 
Kalı beg tili yumÅŸak erse süçig, anı sevdi bodnı uluÄŸ tut kiçigEÄŸer beyin dili yumuÅŸak ve tatlı ise, onu, büyük-küçük, bütün halk sever. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E GEVABI 
İlig aydı emdi bu erse yaraÄŸ, bitiyin bitigim aÅ‹ar bolsu aÄŸHükümdar:— Münâsip görüyorsan, ÅŸimdi mektubu yazayım, bu onu avlayacak bir aÄŸ olsun — dedi — 
SaÅ‹a barÄŸu erse itiÅ‹il itig, munu men özümdin bitiyin bitigSenin gitmen lâzım ise, hazırlan; ben de bir mektup yazıp, sana vereyim. 
KüntoÄŸdı İlig Odgurmışka Bitig Bitip Idmışın AyurHükümdar Kün-ToÄŸdı’nın Odgurmış’a Mektup Yazıp GönderdiÄŸini Söyler 
Devât koldı kâğıd bitidi bitig, bitig birle itti iÅŸiÅ‹e itigHükümdar hokka ve kâğıt istedi, mektup yazdı; mektup ile iÅŸini düzene koydu. 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladı, törütgen igidgen keçürgen tediTanrı adı ile baÅŸladı: — Yaratan, besleyen ve göçüren odur— dedi. 
Ayurmen bitidim bayatım atı, bu at ol kamuÄŸ törlüg igke otıSonra devam etti : — Tanrının adını yazdım, bu ad her türlü derde devadır. 
Üküş ögdi artuk telim miÅ‹ senâ, kılurmen bayatka aÅ‹ar yok fenâTanrıya pek çok hamd ve binlerce sena ederim, onun için fânilik yoktur. 
Tiledi törütti kamuÄŸ teprerig, tirilgü berür yem tutar ol tirigBütün hareket edenleri o diledi ve yarattı; onlara rızık ve hayat veren odur. 
UÄŸan ol köni çın törü bergüçi, törümiÅŸ kamuÄŸ halkka yetrür küçiKadirdir, âdildir, hak kanunları koyan odur; yarattığı bütün mahlûklara gücü yeter. 
Yaşıl kök yarattı yaruttı kün ay, kara tün yaruk kün sakışlığ yıl ayMavi göğü yarattı, güneÅŸ ve ayı aydınlattı; karanlık gece ve aydın gün yıl ve ay hesabını bulmak içindir. 
Törütti bu evren tuçı evrülür, bayat hükmi takdir bile tezginürBu feleÄŸi yarattı, durmadan döner; Tanrının hükmü ve takdiri ile hareket eder. 
Törütmezde aÅŸnu yorıttı kazâ, kazâka tapı bol boyun eg udaYaratmadan önce, kaza tâyin etti; kazaya razı ol, boyun eÄŸ ve ona uy. 
Negü kolsa kıldı ne kolsa kılur, negü aysa boldı ne aysa bolurNe istedi ise, yaptı ve ne isterse, yapar; ne dedi ise, oldu ve ne derse, olur. 
İligdin selâm köŋül aytu bitig, bitidim esenlik öze ay tetigBu hükümdardan selâm ve hatır sorma mektubudur; ey zeki insan, bunu sana saÄŸlık dileÄŸi ile yazdım. 
Esen barmu erki et öz inçlikin, negü teg yüder erki üdlek yükinVücûdun saÄŸ ve sıhhattemidir; devran yükünü acaba nasıl yükleniyor. 
EÅŸittim seniÅ‹ edgü kılkıŋ yaŋıŋ, bu üdte yok ol tep saÅ‹a tuÅŸ teÅ‹iÅ‹Senin iyi tavır ve hareketini duydum; bu devirde sana denk ve eÅŸ bulunmadığını iÅŸittim. 
Bayat kılmış emdi saÅ‹a edgülük, bilig bermiÅŸ erdem ukuÅŸ ög ülügTanrı sana ÅŸimdi lütfetmiÅŸ, bilgi vermiÅŸ; fazilet, akıl ve anlayış nasip etmiÅŸtir. 
Bu yaÅ‹lığ kılınçıŋ eÅŸitti özüm, sini ârzûladı ay körklüg yüzümSenin böyle olduÄŸunu iÅŸittim, ey güzel yüzlüm, gönülüm seni arzuladı. 
Kadaşıŋnı ıdtım bu ögdülmiÅŸig, sözümni tegürgey ukup bilmiÅŸigAkrabanı, ÖğdülmiÅŸ’i gönderdim; sözümü ve anlayıp, bildiklerini sana eriÅŸtirecektir. 
Yakın ka kadaÅŸtın yitürmiÅŸ sen öz, uluÅŸ kend bodundın evürmiÅŸ sen yüzSen yakın akraba ve kardeÅŸlerden uzaklaÅŸmışsın; köy, kasaba ve ÅŸehir halkından yüz çevirmiÅŸsin. 
Turup taÄŸka kirmiÅŸ özüŋ yalÅ‹uzun, tapuÄŸ kılÄŸuka bu tapuÄŸ ked uzunİbâdet etmek için, kalkıp, tek başına daÄŸa çıkmışsın; fakat bu ibâdet çok uzun sürmüş. 
Negü kıldı erdi kadaÅŸlar saÅ‹a, nelük yüz evürdüŋ aça ay maÅ‹aAkrabaların sana ne yaptı, niçin onlardan yüz çevirdin; bunu bana izah et. 
Kalı tegdi erse saÅ‹a küç basınç, berü kel maÅ‹a ay bu kadÄŸu sakınçEÄŸer zulüm görmüş isen, bana gel; bu dert ve endiÅŸeni bana anlat. 
SaÅ‹a men bereyin törü küç bile, bu yerde tirilgil sevinçin küleBen kudretimle senin hakkını te’min edeyim; neÅŸ’e ve sevinç içinde burada yaÅŸa. 
KadaÅŸtın kadaÅŸka asığlar bolur, asığ birle yalÅ‹uk tatığlar bulurAkraba akrabadan istifâde eder; insan bu suretle zevka kavuÅŸur. 
Barışğu kerek ka kadaÅŸlar bile, katılÄŸu kerek iÅŸ adaÅŸlar bileAkraba ve kardeÅŸler ile barışmak, eÅŸ ve dostlar ile kaynaÅŸmak lâzımdır. 
Kayuda yaraşıklık erse yakın, ol iÅŸte bolur asğı köŋlün bakınNerede yakınlık ve uygunluk varsa, o iÅŸte fayda vardır; bunu iyice düşün. 
Negü ter eÅŸitgil bu ÅŸir ayÄŸuçı, ikigü yaraÅŸsa asığ yer tuçıŞâir ne der, dinle; iki insan birbirine uygun düşerse, bu dâima onların faydalarına olur. 
Yağız yer yaşıl suv yaraÅŸtı bile, ara miÅ‹ çeçekler yazıldı küleKara toprak, mavi su birbiri ile uyuÅŸtu; ortada binlerce çiçek gülerek, açıldı. 
Yaraşık yorısa kadaÅŸ ya adaÅŸ, olardın bolur kap kadaÅŸka bileAkraba veya arkadaÅŸlar birbirlerine uygun hareket ederlerse, bunlardan yeni akraba ve ahbaplıklar meydana gelir. 
Kalı bardıŋ erse tapuÄŸ kılÄŸalı, tapuÄŸ kendte kılğıl bu ol din yolıEÄŸer ibâdet etmek için oraya gittin ise, ibâdeti ÅŸehirde kıl; din yolu budur. 
UluÅŸ kendte tâat telim bar ıduk, uÅŸ ol yerde yetrü körü barsa yokiyice düşünürsen, Allanın büyük emirlerini yerine getirmek fırsatı, oraya nisbetle, burada daha çoktur. 
Bilig ögren aÅŸnu tapuÄŸka üküş, biligsiz tapuÄŸ asğı bolmaz ülüşibâdet etmek için, önce çok bilgi edin, bilgisiz ettiÄŸin ibâdet fayda gelmez. 
KiÅŸi iki törlüg kiÅŸi atanur, biri ögretigli biri ögrenüriki türlü insana insan derler: biri —öğreten, biri— öğrenen. 
İkide naru barça yılkı sanı, tilese munı tut tilese anıBu ikisinden baÅŸkasını hep hayvan olarak kabul et; hangisini istersen, onu seç. 
İlig pendi OdgurmışkaHÜKÜMDARIN ODGURMIÅž’A NASİHATİ 
Sen emdi kayu sen maÅ‹a ay aça, ikide biri bol üçünçte kaçaÅžimdi sen hangisisin, bana açıkça söyle; ikisinden biri ol, üçüncüsünden kaçın. 
Bilig bildiÅ‹ erse tükel ögrenip, anı iÅŸlet emdi kör emgek ıdıpZahmetle öğrenerek, bütün bilgilere sahip oldun; ÅŸimdi bunları, zahmet çekmeden, iÅŸlet. 
Kalı bilmediÅ‹ erse ögren bilig, tapuÄŸlarka ötrü tegürgil eligEÄŸer henüz öğrenmedin ise, bilgi öğren ve ibâdetlere de ondan sonra baÅŸla. 
Negü ter eÅŸitgil bilig bergüçi, bilig birle tâat tapuÄŸ kılÄŸuçıBilgi veren ve bilgi ile tâat ve ibâdet eden ne der, dinle. 
Bilig birle yakğıl bayat tapğıŋa, bilig tamÄŸa bolur tamu kapğıŋaTanrı ibâdetine bilgi ile yaklaÅŸ; bilgi cehennem kapısını mühürler. 
Bilig birle tâat muyanı tümen, biligsiz tapuÄŸ kılsa bulmaz muyanBilgi ile yapılan ibâdetin sevabı çoktur; bilgisiz kimse ibâdet ederse, sevap kazanamaz. 
Biligsiz tapuÄŸ kılmışında körü, biliglig udımış muyanı örüBilgisizin ibâdet ile meÅŸgul olmasından, bilgilinin uyumasının sevabı daha çoktur. 
UluÅŸ kend içinde tapuÄŸ bar telim, uÅŸ ol yerde kılsa bulumaz yarımKöy ve ÅŸehir içinde yapılacak çok ibâdet vardır; orada bunun yarısı bile bulunmaz. 
SeniÅ‹ anda tapÄŸuÅ‹ namâz ol biri, takı biri rûza tutar sen urıSenin oradaki ibâdetinin biri namaz, biri de tuttuÄŸun oruçtur, ey oÄŸul. 
Munıŋda adın anda tâat kayu, maÅ‹a körkitü ber tilin sözleyüBunlardan baÅŸka orada hangi ibâdet var; söyle, göster. 
Atandı özüŋ emdi zâhid atı, bu atıŋ saÅ‹a boldı tâat yutıSen ÅŸimdi zahit adını aldın; bu adın ibâdetin için sana büyük bir felâket oldu. 
MuÅ‹ar arsıkar erse emdi özüŋ, bu tâat yava boldı kesgil sözügBununla ÅŸimdi kendini aldatıyorsun, bu ibâdet boÅŸunadır; sözünü kes. 
TapuÄŸ kılÄŸu halktın anı kizlegü, üküş tâat erse anı azlaÄŸuibâdet kılmalı, fakat onu halktan gizlemeli; ibâdet ne kadar çok olsa dahi, onu azımsamalıdır. 
KiÅŸi edgüsi kılsa tâat tapuÄŸ, anı halkta kizler yapar bu kapuÄŸinsanların iyisi tâat ve ibâdet ederken, onu halktan gizler ve kapısını kapatıı. 
Negü ter eÅŸit emdi mani bu söz, bu söz iÅŸke tutğıl ayâ edgü özÅžimdi bu sözün mânası nedir, dinle; ey iyi insan, bu söze göre hareket et. 
Eren er katında özin kizledi, tapuÄŸ kıldı yüz yıl anı azladıGerçek insan baÅŸkalarının yanında kendisini gizlemiÅŸ; yüz yıl ibâdet kılmış ve bunu da azımsamıştır. 
TapuÄŸ kizlegü kıl kiÅŸi körmesü, bu söz sırrım erdi özüm sözlediİbâdeti gizlemeli; yap, fakat insanlar görmesin; bu sözüm bir sır idi; iste ÅŸimdi açığa vurdum. 
Berü kel uluÅŸ kendte kılğıl tapuÄŸ, kamuÄŸ edgülükke açılsu kapuÄŸBuraya gel, köy veya ÅŸehir içinde ibâdet et; sana her türlü iyilik kapıları açılsın. 
Bodunka tusulğıl muŋıŋa yara, kadaÅŸka bağır ber yakınlık ulaHalka faydalı ol, muhtaçlara yardım et; akrabalarına yakınlık göster, baÄŸrını aç. 
Telim ögsüzüg kör ya tul tulsakığ, ya közsüz ya oldrum yeme aksakığBak, burada bir çok yetim, dul, âciz, kör, kötürüm ve topallar vardır. 
Cemâat bile kıl fariza namâz, çığaylar hacı kıl âdina namâzFarz namazlarını cemâat ile kıl, fakirler haccı olan cuma namazlarını edâ et. 
Halâl dünyâ kazÄŸan çığayka üle, kiÅŸi elgi tutğıl yanut kıl yöleHelâl dünyalık kazan ve fakirlere dağıt; insanlara yardımda bulun ve onlara güler yüzle muamele et. 
Bu samış tapuÄŸ barça tâatturur, bu tâat bile barça râhattururBu sayılan hizmetler birer ibâdettir; bunları yerine getiren herkes müsterih olabilir. 
Munı barça kodtı özüŋ yalÅ‹uzun, namâz rûza tuttı ay kılkı tüzünBütün bunları sen terkettin; tek başına namaz kılıyor ve oruç tutuyorsun, ey asîl tabiatlı. 
Namâz rûza barça öz asğıŋturur, öz asğın tilegli bağırsız bolurNamaz ve oruç, bunlar hep kendi menfaatin içindir; hep kendi menfaatini düşünen insan hodkâm olur. 
İdi yakşı aymış kiÅŸi üdrümi, kiÅŸike bağırsak kiÅŸi ködrümiinsanların seçkini ve olgun olanı merhametli insan çok güzel söylemiÅŸ. 
KiÅŸi edgüsi bu öz asğın kodup, kiÅŸi asğı kolsa kör emgek yüdüpinsanların iyisi — kendi menfaatini bırakıp, zahmet yüklenerek, baÅŸkalarının faydasını isteyen kimsedir. 
Bağırsak kerek er ne baÄŸrı süçıp, törü berse edgü isizke açıpİnsan merhametli olmalı ve kötülere acıyarak, onlara ÅŸefkatle iyi yolu göstermelidir. 
Tirig yalÅ‹uk oÄŸlı tusulÄŸan kerek, tusulmaz kiÅŸi tuÄŸsa ölgen kerekHayatta iken, insan-oÄŸlu faydalı olmalı; faydalı olmayacak kimse, doÄŸar doÄŸmaz ölmelidir. 
KiÅŸike tusulur kiÅŸi edgüsi, bu edgü kiÅŸi ol bodun todÄŸusıinsanların iyisi baÅŸkalarına faydalı olur; halk için lüzumlu olan bu iyi insandır. 
TapuÄŸka ınanıp kayu erse kul, bulumadı teÅ‹ri sevinçiÅ‹e yolİbâdetine güvenen bir kul Tanrıyı memnun edecek yolu henüz bulamamış demektir. 
Bayatım sevinçi tilese özüŋ, müsülmân sevinçi tile kes sözügSen Tanrının rızasını elde etmek istersen, müslümanların memnun olmasını dile; sözü fazla uzatma. 
SeniÅ‹ tapğıŋa muÅ‹luÄŸ ermez bayat, özüŋ kullukı kıl tile edgü atTanrı senin ibâdetine muhtaç deÄŸildir; kendi kulluÄŸunu yerine getir ve iyi ad kazanmaÄŸa bak. 
KimiÅ‹ atı kul bolsa kılkı tapuÄŸ, tapuÄŸsuz kul atı mecâz ol kamuÄŸAdı kul olanın yapacağı ÅŸey ibâdettir; bütün ibâdetsiz kulların adı bir mecazdan ibarettir. 
TapuÄŸ kıl tapuÄŸ tınma kulluk bu ol, tapuÄŸka baka kör me bekle bu yolibâdet, durmadan ibâdet kıl, kulluk budur; ibâdete dikkat et ve bu yoldan ayrılma. 
İdi yakşı aymış bügü bilgi keÅ‹, munı iÅŸke tutğıl ayâ elgi keÅ‹Bilgisi geniÅŸ hakîm çok yerinde söylemiÅŸ; buna göre hareket et, ey eli açık insan. 
TapuÄŸ tâatim tep küvenme üküş, tapuÄŸ kıl bayatka tapuÄŸluÄŸ küsüşİbâdet ve tâatte bulundum diye, fazla gurur getirme; ibâdete devam et, Tanrıya ibâdet eden insan azizdir. 
TapuÄŸ kıl bayatka bu ol kullukuÅ‹, tapındım teyü sen unıtma ukuşİbâdet kıl, Tanrıya kulluÄŸun budur; fakat ibâdet kıldım diye, idrâkini kaybetme. 
Ay odğırmış emdi okırmen seni, öz asğı tiler tep sakınma meniEy Odgurmış, bugün seni davet ediyorsam, kendi menfaatimi düşünüyorum zannetme. 
Kalı kelse asğı tususı saÅ‹a, yeme kelmese sen yası yok maÅ‹aEÄŸer gelirsen, senin için faydalı olur; gelmezsen de, bana bir zarar gelmez. 
Okırmen seni halkka edgü üçün, bu edgü bodun asğı buzma küçünSeni halkın iyiliÄŸi için davet ediyorum; bu iyilik halkın menfaatidir; buna karşı gelme. 
Baka körmen aymış bu sözler tapa, çın erse berü kelgil andın kopaBenim bu söylediklerime bir dikkat et; doÄŸru ise, oradan kalk, buraya gel. 
Meni birle turğıl maÅ‹a kıl basut, çığayığ yülegil neÅ‹in edgü tutBenimle beraber ol, bana yardım et; fakirleri destekle, onların vaziyetini düzeltmeÄŸe çalış. 
Özüŋke muyan ol maÅ‹a edgü at, ikigü ajun birge erklig bayatBu senin için sevaplı bir iÅŸ ve benim için ise, iyi bir addır; buna karşılık kadir Tanrı sana her iki dünyayı nasip eder. 
İnini edgeke yet özüŋ edgü bol, kiÅŸi edgü erdin tüzer edgü yolBeni iyiliÄŸe doÄŸru götür, kendin iyi ol; insan iyi insanlara bakarak, yolunu düzeltir. 
Sebeb bolğıl emdi maÅ‹a edgüke, bayat birge edgü saÅ‹a ay bökeBugün bana iyilik yapmam için bir sebep ol; ey pehlivan, Tanrı sana da bunun karşılığını verir. 
Negü ter eÅŸitgil tejik bilgesi, tejik bilgeleri çavıkar küsiİranlı âlim ne der, dinle; iranlı âlimlerin şöhreti büyüktür. 
Begi bolsa edgü bodunka bütün, anıŋ asğı barça bodun yer kutunBey halka karşı iyi ve âdil olursa, onun faydası bütün halka dokunur ve halk saadete kavuÅŸur. 
Özüŋ edgü kolma begiÅ‹ edgü kol, begi edgü bolsa bodun asğı olKendi iyiliÄŸini istersen, beyin iyi olmasını iste; beyin iyi olması halkın menfaatidir. 
Kara edgü bolsa bir özke bolur, begi edgü bolsa bodun kün körürHalk iyi olursa, bu iyiliÄŸi onun yalnız kendisi içindir; beyi iyi olursa, halk gün görür. 
KiÅŸi tep ayurlar kayu ol kiÅŸi, kiÅŸike asığ kılsa itse iÅŸiinsan derler, insan kimdir; insan baÅŸkalarına faydalı olan ve onların iÅŸlerini gören kimsedir. 
Tüzü yalÅ‹uk oÄŸlı sever edgüni, bu edgü kayu ol ögeyin anıBütün ınsan-oÄŸulları iyiyi severler; iyi nerede, ben de onu öğeyim. 
Bu edgü ol ol kılsa halkka asığ, bu asğı bile bulsa bodnı tatığiyi, halka faydalı olan ve bundan dolayı ona zevk veren ÅŸeydir. 
Bağırsak bolur halkka edgü kiÅŸi, bağırsak bolun bulduÅ‹ edgü başıiyi insan halka karşı ÅŸefkatli olur; merhametli olursan, sen de iyi insan olursun. 
Munu sözledim söz bitigin ulam, tükettim sözümni kurıttım kalemiÅŸte yazı ile ulaÅŸtırılacak sözlerimi söyledim; sözümü bitirdim ve kalemi sildim. 
Takı ma negü erdi erse sözüm, kadaşıŋ tegürgey tilin ay yüzümBundan baÅŸka daha söylenecek. ne gibi sözüm varsa, akraban bunları da ağızdan bildirecektir, ey ay yüzlüm. 
Bitig türdi badı öze tamÄŸalap, sunup berdi ögdülmiÅŸ aldı ulapMektubu katladı, baÄŸladı ve üzerini mühürleyerek, uzattı; ÖğdülmiÅŸ gelip, elinden aldı. 
İlig aydı barğıl takı ma negü, yaraÄŸlığ söz erse tegür ay bügüHükümdar : — Git, daha münâsip ne gibi söz varsa, ona ulaÅŸtır, ey hakîm — dedi — 
Katığlan anı keldür emdi maÅ‹a, kuruÄŸ kelme ansız maÅ‹a ay toÅ‹aÅžimdi gayret et, onu bana getir; ey yiÄŸit, bana onsuz, boÅŸ gelme. 
Biliglig negü ter eÅŸitgil özüŋ, yalavaç tetig ıd tutuzma sözügBilgili ne der, dinle; zeki elçi gönder ve sözünü ona tevdi et. 
Negü tutzayın men saÅ‹a emdi söz, kamuÄŸ söz seniÅ‹de ayâ köŋli tüzBen sana ÅŸimdi ağızdan “ne söyleyeyim; ey kalbi doÄŸru, söylenecek sözlerin hepsini sen biliyorsun. 
Negü sözlegü erse sözle tilin, yarağı ne erse sen andaÄŸ kılınNe söylemek icap ederse, sen ağızdan söyle; nasıl münâsip görürsen öyle hareket et. 
İlel tep turup çıktı ögdülmiÅŸe, ol edgü kılınç birle igdilmiÅŸeiyi terbiyeye, iyi tavır ve harekete sahip olan Öğdülmiş— “BaÅŸ üstüne!”— diyerek, kalkıp çıktı. 
Atın mindi evke yüz urdı turup, kelip tüşti kirdi yaka kur yörüpAtına bindi, evine doÄŸru hareket ederek, gelip indi; evine girdi, yaka ve kuÅŸağını çözdü. 
Yaşık yandı yerke yakurdı başın, yaruk dünyâ meÅ‹zi karardı ışınGüneÅŸ döndü, başını yere yaklaÅŸtırdı; dünyanın aydınlık yüzü kırmızı sise büründü. 
Küdı ıdtı kesme yaruk yüz tudı, sevüg zülfi toldı yokaru kodıPerçemini aÅŸağı salıverdi, parlak yüzü kapandı ve güzel zülfü her tarafı kapladı. 
Turup yundı kıldı bu yatÄŸu namâz, töşek koldı yattı udıp bardı azKalkıp abdest aldı ve yatsı namazını kıldı; döşek istedi ve yatıp, bir az uyudu. 
BeliÅ‹lep odundı kötürdi başın, kara zengi kılmış yüzini ışınBirden silkinerek, tekrar uyandı, başını kaldırdı; sis gök yüzünü siyah zenciye döndürmüştü. 
Turup yundı kıldı yana taÅ‹ namâz, duâ kıldı tesbih yeme küdti azKalkıp abdest aldı, sabah namazını kıldı; duâ etti, teÅŸbih çekti; yine bir az bekledi. 
Tüme torku kalkan kötürdi öşün, yaruk yüz küler teg yarudı ajunYüzünü örten ipek kalkan sıyrıldı; gülen parlak yüz gibi, dünya aydınlandı. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmış Tapa Barmışın AyurÖğdülmiÅŸ in Odgurmış’ı Ziyaretini Söyler 
Ederledi terkin atını tutup, kadaşı tapa bardı evdin turupAtını tutup, derhal eyerledi; oradan kalkıp, akrabasına doÄŸru gitti. 
Yakın tegdi erse kadaÅŸka barıp, atındın kodı tüşti tegdi yorıpAkrabasına yaklaşınca, atından aÅŸağı indi, yürüyerek, kapısına geldi. 
Tegip akru elgin tokıdı kapuÄŸ, turup çıktı odÄŸurmış ıdtı tapuÄŸGelip, eli ile yavaşça kapıyı çaldı; Odgurmış ibâdeti bıraktı, yerinden kalktı. 
KapuÄŸ açtı çıktı kadaşın körüp, kuçuÅŸtı esenleÅŸti yüz köz öpüpKapıyı açtı, çıktı; hısımını gördü, kucaklaşıp, öpüşerek selâmlaÅŸtı. 
Elig aldı evke kigürdi bat a, orun berdi oldurdı elgin tutaElinden tutup, hemen içeri aldı; yer gösterdi ve elini tutarak, oturdu. 
İdi ök sevindi kadaşın körüp, bayatka şükür kıldı artuk ögüpAkrabasını gördüğüne pek çok sevindi; Tanrıya çok hamd ve şükür etti. 
Ne körklüg sevinç ol kiÅŸi adrılıp, selâmet kavuÅŸsa tileyü kelipİnsanın ayrıldıktan sonra tekrar araması ve gelip, saÄŸ-sâlim kavuÅŸması ne büyük bir saadettir. 
Ne edgü bolur ol kadaÅŸtın yırap, barıp tegse tuÅŸsa yaÄŸukluk ulapAkrabalardan uzaklaÅŸtıktan sonra, yakınlık hisleri ile tekrar kavuÅŸup, görüşmek ne kadar hoÅŸ oluyor. 
Ne körklüg bolur kör bağırsak kadaÅŸ, kadaÅŸka yaÄŸukluk ulasa adaÅŸAkrabaların birbirine candan yakınlık ve samimiyet göstermeleri ne güzel ÅŸeydir. 
Ne körklüg bolur kör bağırsaklıkın, kadaÅŸka kadaÅŸ köŋli bolsa yakınAkrabanın akrabaya merhametle ve gönülden baÄŸlı olması ne güzel olur. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak kadaÅŸ, yakınlık ulaÄŸlı köŋüldeÅŸ adaÅŸAkrabasına dostluk ve gönülden yakınlık gösteren ÅŸefkatli akraba ne der, dinle. 
KamuÄŸ ğâyib özler körüşse közün, sakınç boldı kısÄŸa sevinçi uzunBirbirini kaybedip, tekrar buluÅŸan ÅŸahısların kederleri kısa, sevinçleri uzun sürer. 
Ne körklüg bolur kör kiÅŸi adrılıp, selâmet kavuÅŸsa iki öz özünAyrılıktan sonra iki ÅŸahısın tekrar birbirine saÄŸ-sâlim kavuÅŸması ne kadar güzel ÅŸeydir. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Ayıttı kadaÅŸların odÄŸurmışa, esen tep haber berdi ögdülmiÅŸeOdgurmış akrabalarını soruÅŸturdu; ÖgdilmiÅŸ onların saÄŸ ve salim olduklarını söyledi. 
Yana aydı odÄŸurmış ayğıl maÅ‹a, kalı keldiÅ‹ emdi ne boldı saÅ‹aOdgurmış tekrar sordu:—Bana söyle, ÅŸimdi buraya ne maksatla geldin, sana ne oldu böyle. 
EÅŸittim seni men ilig birle tep, bodunka tusulur bilig birle tepBen senin hükümdarın yanında bulunduÄŸunu, bilgin ile halka faydalı olduÄŸunu duydum, 
Nelük keldiÅ‹ erki olarnı kodup, bodun yüklerin sen boyunka yüdüpHalkın yükünü boynuna yüklendikten sonra, onları bırakıp, nasıl buraya geldin. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı özüm, seni ârzûladı ay körklüg yüzümÖgdilmiÅŸ cevap verdi ve :—Ey güzel yüzlüm, benim seni göreceÄŸim geldi — dedi— 
Turup keldim emdi köreyin teyü, sakınç kadÄŸu bağın yöreyin teyüSeni merak ettim, bu meraktan kurtulayım — diye, kalkıp buraya geldim. 
Küser erdim artuk seni körgüke, bu kün buldum inçlik saÅ‹a kelgükeSeni görmeÄŸi candan istiyordum; sana gelmek için ancak bugün fırsat bulabildim. 
Büte keçti üdlek seni körmedim, tiler erdim ârzûn üdi bulmadımSeni görmeyeli çok zaman geçti; görüşmeÄŸi çok arzu ediyordum, fakat vakit bulamadım. 
Üdi emdi ermiÅŸ munukı özüm, saÅ‹a tuÅŸtı şükrin kılur til sözümVakti bugün imiÅŸ, iÅŸte geldim; çok şükür, sana kavuÅŸtum. 
Esen bolsa ermiÅŸ bu yalÅ‹uk özi, tilekke tegir ay bağırsak kozıinsan saÄŸ olursa, dileÄŸine ulaşırmış, ey benim cana yakın kuzum. 
Negü ter eÅŸitgil küsemiÅŸ kiÅŸi, keçer üdlekig ked sınamış kiÅŸiZamanın çok çabuk geçip-gittiÄŸini iyice tecrübe etmiÅŸ ve kavuÅŸmağı özlemiÅŸ olan insan ne der, dinle. 
Tirig bolsa yalÅ‹uk tilekin bulur, tilek bulÄŸuka mün tiriglik bolurİnsan saÄŸ olursa, dileÄŸini bulur; hayat dilek için bir sermâyedir. 
Tirig bolsa yalÅ‹uk tilep tapÅŸur ok, esen bolsa barmış yana kavÅŸur okİnsanlar saÄŸ olurlarsa, birbirini arayıp bulurlar; can saÄŸ olursa, ayrılan yine muhakkak kavuÅŸur. 
Tiriglik tilegil tileme tilek, tilek bulÄŸuka bu tiriglik yölekDilek dileme, saÄŸlık dile; hayat dileÄŸe eriÅŸmek hususunda ancak bir yardımcıdır. 
Bayat berdi âhır tilekim maÅ‹a, esenlik bile men kavuÅŸtum saÅ‹aTanrı nihayet arzumu yerine getirdi; ben saÄŸ-sâlim sana kavuÅŸtum. 
Adın ma sözüm bar bu sözde basa, anı ma ayayın özüŋ tıŋlasaBundan baÅŸka bir sözüm daha var; dinlersen, onu da söyleyeyim. 
Odgurmış ÖğdülmiÅŸ Birle Münâzara Kılmışın AyurOdgurmış’ın ÖğdülmiÅŸ İle Münazara Ettiğıni Söyler 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı sözüg, eÅŸittim sözümni eÅŸitgil özüŋOdgurmış cevap verdi : — Söylediklerini dinledim, sen de benim sözlerimi dinle — dedi — 
Yakınlık ulamış üçün bir bayat, muyan bersü miÅ‹ miÅ‹ tümen edgü atGösterdiÄŸin bu yakınlığın Tanrı ecrini ihsan etsin, iyi insanlara bahÅŸettiÄŸi yüz binlerce sevaba sen de nail ol. 
Takı bir sözüg ay ne erki adın, anı ma maÅ‹a sözle kodrna kedinBaÅŸka söyleyeceÄŸin söz ne imiÅŸ, onu da bana söyleyiver. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMUÅž’A CEVABI 
Cevâb kıldı ögdülmiÅŸ aydı bu söz, seni kördi erse yaruk boldı közÖğdülmış cevap verdi ve : — Bu sözüm ÅŸudur — dedi— seni görünce, özüm parladı. 
KiÅŸi öz tilekin yorısa yoluÄŸ, aÅ‹ar tegmez emgek ay bilgi uluÄŸinsan kendi arzusu ile yol yürürse, zahmet çekmez, ey bilgisi büyük. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış sözi, anıŋ manisi uk ay köŋli yazıTecrübeli insan ne der, dinle; mânasına dikkat et, ey huzura kavuÅŸmuÅŸ insan. 
Kayu iÅŸke ârzû yorısa tilek, adak ursa buldı ol ârzû yölekHangi iÅŸe arzu ve dilek ile giriÅŸilirse, bu dilek her adımda ona bir destek olur. 
Tilek birle maÅ‹sa yırak yer yakın, kaçan körse yüzin bulur cân ilekistekle yürüyünce, uzak yer yakın olur; arzuladığı yüzü görünce, can sahibini bulur. 
Yana aydı ögdülmiÅŸ uÅŸ bu özüm, saÅ‹a kadÄŸura tilde kesmez sözümÖğdülmiÅŸ devam etti:—îşte ben dâima seni merak ediyorum, dilimden düşürmüyorum. 
UluÅŸ kendni kodtuÅ‹ yakın ka kadaÅŸ, kiÅŸide yıradıŋ biliÅŸ yok adaÅŸKöy ve ÅŸehri, yakın akraba ve kardeÅŸleri bıraktın, insanlardan uzaklaÅŸtın; burada hiç bir tanıdık ve ahbabın yok. 
Ağır yük yüdüp bu özüŋ yalÅ‹uzun, yalıŋ aç yorır sen ne yunçığ özünTek başına ağır zahmetlere katlandın; aç ve çıplak yaşıyorsun, dermansız bir hâldesin. 
KadaÅŸ köŋli barça saÅ‹a kadÄŸurar, körü ıdsa bulmaz köŋül yelgürerSenin için bütün akrabaların sızlanıyor; görmek isteyince, bulamıyor ve iÅŸtiyak içinde çırpınıyorlar. 
Apa oÄŸlanı barça yalÅ‹uz umaz, özüŋ munda yalÅ‹uz kalı iglemezHiç bir insan tek başına yapamaz; sen burada yalnızsın, hasta da olabilirsin. 
Bu kadÄŸu meni evde yatÄŸurmadı, sakınç kadÄŸu birle özüm umadıBu düşünce ile ben evde duramadım; endiÅŸe ve kayguya karşı koyamadım. 
SaÅ‹a ok törütmedi teÅ‹ri tamuÄŸ, saÅ‹a aymadı bu adâbığ kamuÄŸTanrı cehennemi yalnız senin için yaratmadı; bütün bu azapları yalnız senin için zikretmedi. 
Negü ol nelük munça emger özüŋ, maÅ‹a belgülüg ay bileyin sözügNiçin ve neden kendine böyle eziyet ediyorsun; bana bunu açıkça söyle, ben de senin bu husustaki fikirlerini anlayayım. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bu söz, eÅŸittim eÅŸitgil cevâb bersü özOdguımış cevap verdi :— Bu sözünü dinledim; ben de cevap vereyim, dinle— dedi — 
Bu söz kim sen aydıŋ bağırsaklık ol, kadaÅŸ belgüsi hem yaÄŸuk yaklık olBu söylediÄŸin sözler senin ÅŸefkatinden ileri geliyor; bu akrabalık niÅŸanesi ve yakınlık alâmetidir. 
KadaÅŸ kadÄŸuların kadaÅŸ yemese, adın yat kaçan yer kadaÅŸ bolmasaAkrabaların kederini akrabalar paylaşır; insanın bir akrabası olmazsa, onun İstırabına yabancı kimseler nasıl ortak olabilirler. 
Özüm ka kadaÅŸtın neçe adrılıp, nelük turÄŸay erdim bu yerke kelipBen de kardeÅŸ ve akrabalardan ayrılarak, buraya gelip, niçin bu kadar zaman burada kaldım. 
Baka kördüm emdi dinim yegliki, bu yerde köründi özüm yeglikiÇünki dinimin selâmetini ve kendi menfaatimi bunda gördüm. 
Anın keldim emdi bu yerke turup, bayat tapğı kılsa men yalÅ‹uz bolupOnun için kalkıp, buraya geldim; halvete çekilip, böylece Tanrıya ibâdetle meÅŸgul olmak istedim. 
Bu dünyâ iÅŸiÅ‹e katılmış kiÅŸi, kılumaz tapuÄŸ birle ukbi iÅŸiBu dünya iÅŸlerine karışan kimse aynı zamanda ibâdet ve âhiret iÅŸini yerine getiremez. 
Bu halkka tüzü yapmağınça kapuÄŸ, törütügli rabka kılumaz tapuğİnsan bütün bu halka kapısını kapatmayınca, yaratan Tanrıya ibâdet edemez. 
Havâ nefs boyunın sığu ked katığ, özüŋ ötrü bulsa tapuÄŸda tatığİnsan ibâdette zevk bulabilmek için, hevesin kafasını iyice ezmelidir. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk kiÅŸi, havâ bire bolmaz bütün din iÅŸiTakva sahibi insan ne der, dinle; nefsine kapılan kimse din iÅŸini tam yapamaz. 
Havâ nefs bile kör yağı ol uluÄŸ, bu iki azıtur tapuğçı kuluÄŸDin hevesin ve nefsin en büyük düşmanıdır; bu ikisi ibâdet etmek isteyen kulu yolundan ÅŸaşırtır. 
Havâka bolu berse tutÄŸun bolur, et öz ârzû bulsa meni kul kılurNefsine kapılırsa, insan onun esiri olur; tenin arzusuna uyarsam, beni kul eder 
Havâka basıkma ukuÅŸ birle kes, et öz baÅŸ kötürse bilig birle basHevesin tesirinde kalma, akıl ile karar ver; ten baÅŸ kaldırırsa, bilgi ile hâkim ol. 
Bu yaÅ‹lığ üçün men uluÅŸ kend kodup, bu yerke sığındım ağır yük yüdüpBöyle olduÄŸu için, ben köy ve ÅŸehirleri bırakıp, ağır zahmetlere katlanarak, buraya sığındım. 
KiÅŸide öŋin boldum erse kalı, kuruÄŸ sözlemezmen ne ÄŸibet tiliİnsanlardan ayrı yaşıyorsam, buna mukabil boÅŸ söz de sarfetmiyorum ve dedi-kodu yapmıyorum. 
Bu yalÅ‹uzturur sen tediÅ‹ ay kadaÅŸ, bayat yadı iÅŸ tap maÅ‹a ay adaÅŸEy kardeÅŸ, sen bana:—Yalnız yaşıyorsun—dedin; ey dostum, zikruHah benim için kâfi bir arkadaÅŸtır. 
Yakın ka kadaÅŸtın yırak boldukum, olarka tüdürmedim açım tokumYakın akraba ve kardeÅŸlerden uzak bulunmama gelince, ne aç olduÄŸum zaman ve ne tok olduÄŸum zaman, onlara bir yük olmadım. 
Bodun köŋli yuvka küdezmeki sarp, köŋül sınsa hasmı bayat adli tapHalkın gönülü yufkadır, onu muhafaza etmek çok güçtür; burada gönül kınlırsa, ilâhî adaletle karşılaşılır; bu ise, kâfidir. 
Neçe bolmasa halkka mendin asığ, yeme körmegeyler meniÅ‹din yasığHer ne kadar benden halka fayda yok ise de, onlar benden zarar da görmezler. 
Asığ yas ne edgü ne isiz barı, bayattınturur kör anıŋ takdiriFayda ve zarar, iyilik ve kötülük hep Tanrıdan gelir; bu onun takdiridir. 
Bu arÅŸta kodı kör serâka tegi, tüzü barça bir teg bayatka muŋıYukarıdaki ArÅŸ ile aÅŸağıdaki toprak arasında bulunan her ÅŸey, aynı ÅŸekilde, Tanrıya muhtacdır. 
Negü bar kiÅŸiler ara ay külüg, asığ tut ya kor yas saÅ‹a belgülügEy namlı, insanlar arasında ne var, fayda yahut zarar ve ziyan, onu sen biliyorsun. 
Negü asğı bar tep ayur sen tapuÄŸ, tapuÄŸ kulluk ol kulka açtı kapuğİbâdetin ne faydası var — diye soruyorsun; ibâdet kulluktur ve kula kapıları açar. 
Kul atı anın boldı kulka ayaÄŸ, tapuÄŸ kılsa tün kün ulu bolsa taÄŸKul adı bundan dolayı kula unvan oldu; o daÄŸa çekilip, gece-gündüz ibâdet etmelidir. 
Yaratsa yaratmasa erklig bayat, tapuÄŸ atı tilde atamasa atKula bu ad verilmemiÅŸ olsa bile, kadir Tanrı ister kabul etsin-ister etmesin, ibâdet ve zikir dilden düşmemelidir. 
Bu yalÅ‹uzlukumdın maÅ‹a yası yok, et öz din esenin munın buldum okBu yalnızlığımın bana zararı yoktur; ten ve din sıhhatini ben burada buldum. 
Negü ter eÅŸitgil bu beyt ayÄŸuçı, taşı körme mani baka kör içiÅžu beyti söyleyen ne der, dinle; dışına bakma, içine ve mânasına dikkat et. 
Yorı yalÅ‹uz iÅŸsiz ay yalÅ‹uk uzı, tutı kıldı yalÅ‹uz tili kör söziEy insanların mahiri, tek başına ve arkadaÅŸsız yürü; bak, papaÄŸan konuÅŸmağı ve söz söylemeÄŸi kendi başına elde etti. 
Tapuğçı tapınsa bu yalÅ‹uz özün, negü kor kılur künke yalÅ‹uz öziKul yalnız ve tek başına ibâdet ederse, bu tek bir kimseden halka nasıl zarar gelebilir. 
KiÅŸike katılmaknı ögdüŋ kadaÅŸ, negü teg kalılÄŸu ya bolsa adaÅŸEy kardeÅŸ, insanlara karışmağı öğdün; fakat insan onlara nasıl katılır ve onlar ile nasıl ahbap olur. 
MaÅ‹a kelmiÅŸiÅ‹de berü men bu kün, tapuÄŸdın kesildim baka kör ögüniÅŸte bana geldiÄŸinden beri ben bugün ibâdetten geri kaldım; bir düşünsene. 
Tek ök bir saÅ‹a öz katılmış üçün, yası munça erse küçeme küçünBir tek seninle buluÅŸmanın zararı bu kadar olursa, artık beni fazla zorlama. 
Özüm kirse emdi kiÅŸiler ara, kaçan tegge elgim tapuÄŸka kör eimdi ben insanlar arasına girersem, ibâdete ne zaman elim deÄŸer. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı sözüg, eÅŸittim eÅŸit sen evürme yüzüŋÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve: — Sözünü dinledim, sen de beni dinle, yüzünü çevirme — dedi — 
Sen aymış bu söz barça andaÄŸturur, hakikat körü barsa tıldaÄŸtururSöylediklerinin hepsi doÄŸrudur; lâkin dikkat edersen, bunlar hakikatte ancak birer bahanedir. 
KiÅŸike tusulÄŸu kerek bu tirig, tirig tutsa atın kopursa erigİnsan hayatında kendisini yükseltmek ve adını yaÅŸatmak için, baÅŸkalarına faydalı olmalıdır. 
Tiriglik nişânı ne ol belgüsi, kiÅŸi körmese bir anıŋ edgüsiİnsanlar ondan bir iyilik görmezlerse, onun yaÅŸadığı nereden belli olur. 
Kisi alÄŸu tuÄŸsa oÄŸul kız üküş, oÄŸulsuz tese erke körksüz söküşİnsan evlenmeli ve bir çok çoluk-çocuk sahibi olmalıdır; “evlâtsızdır” — demek, insan için bir hakarettir. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi üdrümi, uruÄŸ kesmegüke kisi ol emiİnsanların seçkini ne der, dinle; neslin kesilmemesinin çâresi kadındır. 
OÄŸulsuz ölürde ökündi tilin, ayâ kin keligli oÄŸul kız kılınEvlâtsız insan ölürken peÅŸimanlığını ikrar etti ve:— Ey benden sonra gelen sen, çoluk-çocuk sahibi ol— dedi. 
KimiÅ‹ oÄŸlı kalsa atada kedin, atama anı sen tirigde adınÖldükten sonra evlâdı kalan bir baba için “yaÅŸamıyor” denilemez. 
OÄŸulsuz kiÅŸi ölse kesti uruÄŸ, ajunda atı yitti ornı kuruÄŸEvlâtsız insanın, ölünce, nesli kesilir; dünyadan adı silinir ve yeri boÅŸ kalır. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bu çın, munıŋda adınsığ yeme bar adınOdgurmış cevap verdi ve : —DoÄŸru, fakat bunun baÅŸka türlü bir ÅŸekli de var — dedi — 
Kalı edgü bolsa oÄŸul kız silig, anı teg bolur kim yorıttıŋ tiligEÄŸer çoluk-çocuk iyi ve hayırlı olursa, bu iÅŸ senin dediÄŸin gibi olur. 
Kalı bolsa isiz ulıtÄŸay seni, özüŋ ölse terkin unıtÄŸay seniEÄŸer evlât hayırsız çıkarsa, hayatta seni inletir; ölünce de, seni çabucak unutur. 
İsiz kılÄŸa atıŋ öze karğışın, seni sökge yat baz uluÄŸlar başınSenin adını kötüler ve üstelik, büyükler baÅŸta olmak üzere, bütün yat-yabancı bed-duâ ederek, sana söğer. 
OÄŸul kız yağı ol yağı ne kerek, yağısız tiriglik takı edgürekÇoluk-çocuk insana düşmandır, düşman neyine gerek; düşmansız hayat sürmek daha iyidir. 
Yağıdın negü teg yarukluk bolur, yağı atı yaska tanukluk berürDüşmandan nasıl rahatlık umarsın; düşmanın atı bile senin aleyhine ÅŸahitlik eder. 
Ne edgü bilig berdi bilgi koyuÄŸ, oÄŸul kız atı erke kitmez oyuÄŸBilgisi derin olan insan ne iyi bilgi vermiÅŸtir; oÄŸul-kızın adı, insan için, giderilemeyen bir gölgedir. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi biliglig sözi, köni sözlemiÅŸ körse köŋli yazıBilgilinin buna benzer bir sözü vardır; dikkat edersen, temiz kalpli insan doÄŸru söylemiÅŸtir. 
Özüŋ sızÄŸurur sen oÄŸul kız teyü, bu emgek biligli oÄŸul kız kayuSen oÄŸul-kız diye, kendini üzersin; bu zahmeti takdir eden oÄŸul-kız nerede. 
Terer sen harâmığ barır sen kalır, sen ınçık yeyü bar ol ârzû yeyüHaram toplarsın; gidersen, kalır; sen inleye-inleye git, safâsını o sürsün. 
Kime mindi sakın kisi alÄŸuçı, teÅ‹iz otra kirdi kime miŋüçiEvlenen kimseyi bir gemiye binmiÅŸ farzet, gemiye binen kimse denize açılır. 
OÄŸul kız törüse kimesi sınur, kime sınsa suvda tirig kim kalurOÄŸul-kız dünyaya gelirse, gemisi parçalanır; gemi parçalanınca, su içinde kim diri kalır. 
OÄŸul kız atasın suyurkaÄŸu ol, oÄŸul kız atası yemi aÄŸu olOÄŸul-kız sahibi insanın kusuruna bakmamak; evlât sahibinin yediÄŸi zehirdir. 
OÄŸul kız isizi atada kedin, atamaz atasın anasın adınEvlâtların hayırsızı ölen anne ve babasını, bir kerre olsun, anmaz. 
Bu yaÅ‹lığ iyâldın kaçan bar vefâ, kılıkı yavuz ol kılınçı cefâBöyle çocuktan hiç vefa umulurmu; onun tabiatı kötü ve iÅŸi gücü cefâdır. 
OÄŸul kız atası tü emgek küder, belâ mihnet erse yaÅ‹an teg yüderOÄŸul-kız babası her türlü zahmete katlanır; belâ ve mihnetleri de fil gibi yüklenir. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ tutuÅ‹u tediÅ‹, bu edgü idi ters yüki yüdmekiÅ‹Dost, ahbap ve arkadaÅŸ edinmeli—dedin; bu iyi, fakat bunların yükünü yüklenmek çok zordur. 
Yeme yakşı aymış bügü bilgi yarp, kiÅŸi köŋli yuvka küdezmeki sarpParlak bilgili hakîm yine çok güzel söylemiÅŸ; insanın gönülü yufka ve muhafazası güçtür. 
Sırınçğa sakışıturur bu köŋül, idi ked küdez sınmasu ay oÄŸulGönül sırça gibidir; ey oÄŸul, onu çok iyi muhafaza et, kırılmasın. 
Köŋül oÄŸlaÄŸu ol sınağı muÅ‹ar, isigke erir terk soÄŸukka toÅ‹arGönül nazlıdır, bu tecrübe edilmiÅŸtir; şöyle ki, sıcakta erir, soÄŸukta donar. 
AdaÅŸ köŋli sınsa bolur kır yağı, yağı kayda bolsa bolur miÅ‹ çoğıDostun gönülü kırılırsa, o içinden sana düşman olur; düşmanın bulunduÄŸu yerde huzur ve sükûn kalmaz. 
Yağıdın tiriglik tatığsız bolur, yağı kayda erse yaraÄŸsız bolurDüşman yüzünden hayat tatsızlaşır; nerede olursa-olsun, düşman zararlıdır. 
Neçe me kiçig erse düşmân saÅ‹a, anı sen uluÄŸ tut ay ersig toÅ‹aDüşman senin için ne kadar küçük olursa-olsun, sen onu büyük kabul et, ey merd ve cesur insan. 
Çıbun boldı düşman yaÅ‹anka bedük, ısırsa yaÅ‹anığ suçıtur ked ökSinek fil için büyük bir düşmandır; fili ısırdığı zaman, onu zıp zıp zıplatır. 
Negü ter eÅŸitgil yağılığ kiÅŸi, yağı birle urÅŸu tükemiÅŸ yaşıDinle, düşmanı olan ve ömrünü düşman ile çarpışarak geçiren insan ne der. 
Kiçig düşmânım tep usanma özün, nelük korkayın tep küvenme sözünDüşmanım küçüktür — diye, sen ihmalkâr davranma; — niçin korkayım — diyerek, öğünme. 
Yağıŋ boldı erse osal bulmağıl, yağıka yağı bol tüzünke tüzünDüşmanın varsa, onu ihmâl etme; düşmana karşı düşmanca hareket et; iyi huylu insana karşı da halîm-sehm ol. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ açtı tilin, ayur söz eÅŸitgil köŋülke alınÖgdilmiÅŸ cevap verdi, söze baÅŸladı : — Sözümü dinle ve kalbine yerleÅŸtir — dedi — 
Törütti bayat bu ajunuÄŸ bilip, yegü içgü ıdtı halâldin kılıpTanrı bu dünyayı bilerek yarattı; helâlinden yiyecek ve içecek gönderdi. 
Katılsa karılsa tutup edgü iÅŸ, iÅŸi edgü bolsa kılur edgü iÅŸiyi arkadaÅŸ edinerek, onlarla düşüp-kalkmalı; insanın arkadaşı iyi olursa, kendisi de iyi olur. 
KiÅŸi asğı bolsa kiÅŸike katıl, kiÅŸike tusulmak kiÅŸi asğı bilBaÅŸkalarına faydalı olabileceÄŸin yerde insanlara karış; bil ki, insanlara faydalı olmak insanın kendi menfaatidir. 
Bu yalÅ‹uz yorığlı kiÅŸi kıvçakı, kiÅŸike tusulmaz bolur ay akıEy cömert, bu tek başına yaÅŸayan yabanî adamın baÅŸkalarına faydası dokunmaz. 
KiÅŸike tusulmaz kiÅŸi ol ölüg, tusulğıl ölüg bolma ersig külügBaÅŸkalarına faydası dokunmayan insan ölü gibidir; faydalı ol, ölü olma; ey mert yiÄŸit. 
Telim bolsa erke adaÅŸ koldaşı, yadıldı atı ilke itti iÅŸiBir kimsenin arkadaÅŸ ve ahbabı ne kadar çok olursa, onun adı o nisbette memlekete yayılır ve iÅŸi yoluna girer. 
Bu dünyâ içinde bulur bu tilek, kalı ukbi kolsa bu ol hem yölekO bu dünyada dileÄŸine kavuÅŸur; eÄŸer âhiret saadeti isterse, onu da bununla temin eder. 
Sakınç kadÄŸu bolsa yuluÄŸlar özüŋ, sevinç bolsa sevnür yarutur közügKara gününde bu dostlar onun uÄŸrunda hayatlarını feda ederler, sevinçli gününde de sevinçten gözleri parlar. 
Yadar erdemin barça halkka ayur, münin körse kizler til açmaz tuyurOnun faziletini her kese söyler ve yayarlar; kusurunu görünce de, ağızlarını açmazlar, gizlerler. 
Yağı ol erig yatsa odÄŸurÄŸuçı, münin erdemin ilke bildürgüçiinsanı gaflet uykusundan uyandıran düşmandır ve yine düşmandır ki, onun kusıîr ve faziletlerini memlekete ilân eder. 
Yağı bolmağınça er ersigliki, kaçan belgürer ilde atı kökiDüşmanı olmazsa, insanın mertliÄŸi, adı ve aslı ne zaman belli olur. 
Üküş bolsa emdi bu erdem kimiÅ‹, üküş boldı teÅ‹siz yağısı anıŋKimin fazileti çok olursa, onun dengi olmayan düşmanı da o kadar çok olur. 
KimiÅ‹ erdemi bolsa aslı ağı, tepiz el kiÅŸisi ol erke yağıKim faziletli ve asîl nesepli olursa, memleketin her tarafında bir çok kimseler ona düşman olurlar. 
Ked erke bolur kör yağı belgülüg, yavuzka yağı yok yavuz er ölügiyi insanın düşmanı belli olur; kötünün düşmanı yoktur; kötü adam zâten ölüdür. 
Kayu erke düşmân yumıtsa kalın, ol er erdemi erde artuk bilinHangi insanın etrafına bir düşman kalabalığı toplanmış ise, bil ki, o insanın fazileti diÄŸerlerinden fazladır. 
Yağı birle tegşıp er atı bedür, yağısız kiÅŸi atı kopmaz yaturDüşman ile çarpışa-çarpışa insanın adı büyür; düşmansız kimsenin adı yükselmez, yerde kalır. 
Negü ter eÅŸitgil kör erdemlig er, bu erdem bile er tilek ârzû yerFaziletli insan ne der, dinle; bu fazilet ile insan dilek ve arzusuna nâıl olur. 
Negü er bolur kör miÅ‹ er düşmânı, miÅ‹er sözlemese küniÅ‹e anıBin tane düşmanı olup da, hakkında her gün bin defa konuÅŸulmayan insana insan denilirmi. 
Börimü bolur körgil ıtta kayar, udula iÅŸitse miÅ‹ itler üniBak, arkasından binlerce köpeÄŸin sesini duyunca, kaçana kurt mu denir. 
KiÅŸig soÅ‹damazmen tediÅ‹ yalÅ‹uzun, kuruÄŸ sözlemezmen tediÅ‹ til sözünYalnız olunca, insanları çekiÅŸtirmem; dilimi lüzumsuz ve boÅŸ lâflar ile günaha sokmam — dedin. 
Kimi sözlegey sen kiÅŸi bolmasa, kiÅŸiler arala özüŋ turmasaOrtada kimse yoksa ve kendin insanlar arasında oturmuyorsan, kimin hakkında konuÅŸacaksın. 
Er ol erturur kör kiÅŸiler ara, yorıp til küdezse bu bulsa töreBak, yiÄŸit o kimsedir ki, insanlar arasında gezer, fakat dilini muhafaza eder ve böylece baÅŸ-köşeye geçer. 
İrig sözke yumÅŸak yanut kılsa öz, açığ sözleseler süçig tulsa sözKaba söze yumuÅŸak cevap vermeli ve acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir. 
KiÅŸi yüki yüdse yüdürmese yük, cefâ kılsalar bu vefâ kılsa şükBaÅŸkalarının yükünü yüklenmeli, fakat onlara yük yüklememeli; cefâ edenlere karşı, ses çıkarmadan, vefa göstermelidir. 
Köŋülde kiterse kör öç keklerin, tilinde yorıtsa köŋülde barınÖç ve kibiri gönülden atmalı, gönlünde ne varsa, dilinde de o olmalıdır. 
Negü ter eÅŸitgil kiÅŸi edgüsi, bu edgü bile yadmış atı küsiİyilik ile nâm ve şöhret kazanmış olan, insanların iyisi ne der; dinle. 
İrig sözlemegil kiÅŸike tilin, irig sözke aÄŸrır köŋül keç yılınİnsanlara karşı kaba söz söyleme; kaba sözün acısını gönül uzun yıllar çeker. 
Seni kim söker erse öggil anı, otun ol bolur sen tüzünler sanıSana kim söğerse, sen onu eÄŸmelisin; böyle olursa, o küstahlardan sayılır, sen de asillerden sayılırsın. 
Cefâ kılÄŸuçıkakılu tur vefâ, vefâ er kılur ol isizler cefâCefâ edene karşı vefa göstermekte devam et; yiÄŸit olan vefa gösterir; kötüler ise, cefâ ederler. 
Kesilse seniÅ‹din yakın ka kadaÅŸ, yakınlık ula sen aÅ‹a ay adaÅŸYakınların, akraba ve kardeÅŸlerin senden uzaklaÅŸsalar bile, ey arkadaÅŸ, sen onlara karşı dâima yakınlık göster. 
SaÅ‹a küç kılur erse küçkey kalı, keçürgil anı sen bu ol din yolıEÄŸer zâlim sana zulüm ederse, sen onu affet, din yolu budur. 
Yazuk kılsa kul küŋ keçür ol yazuk, bu yazuk keçürmiÅŸ muyan kıl azukKul ve câriye suç iÅŸlerlerse, sen onların suçunu bağışla; bu suç bağışlama sevabını, âhiret için, kendine azık et. 
Bu ol erlik anın eren yük yüdüp, yorır sabrı birle ölümüg küdüpYiÄŸitlik budur; bunun için er olanlar zahmete katlanıp, sabırla ölümü bekleyerek dolaşırlar. 
Bu kün sen bir evke kirip yalÅ‹uzun, ne edgü bulur sen ay kılkı tüzünBugün sen tek başına bir eve kapanmakta ne gibi bir fayda umuyorsun, ey yumuÅŸak huylu. 
Erej ârzû nimet közün körmediÅ‹, kümüş gevher altun bakır bulmadıŋHuzur, arzu ve nimeti gözünle görmedin; gümüş, mücevher, altın ve bakıra da hiç sahip olmadın. 
Sarây karşı yer suv seni birle yok, at üstem kız oÄŸlan kanı birle yokSenin sarayın, köşkün, yerin ve yurdun yok; at, koÅŸum, çoluk-çocuk hani; bunlardan hiç biri sende yok. 
KiÅŸiler öze yok saÅ‹a erk elig, özüŋ yığsa sen bolsa atıŋ siligİnsanlar üzerinde de senin hiç bir kuvvet ve hâkimiyetin yok ki, onu kötüye kullanmayasın ve temiz nâm kazanasın. 
Kayu neÅ‹ bulup kodtuÅ‹ emdi anı, kayu telve zâhid atadı seniNe buldun ki, sonra ondan vaz geçtin; hangi mecnûn sana zâhid adını taktı. 
Üküşüg kodup er azığ taplasa, bu er ötrü zâhid bolur kur basaErkek olan, çoÄŸu elde edebildiÄŸi hâlde, az ilev iktifa eder; böyle bir insan zâhidlik mertebesine eriÅŸir. 
Tilep bulmasa barça zâhid bolur, sabırda adın hile bulmaztururYoksa, aradığını bulamayan her kes zâhid olur; sabırdan baÅŸka bir çâre bulamadığından, elindeki ile yetinir. 
Er ol er bolur kör miÅ‹ ârzû bulup, aÅ‹ar yüz evürse eren teg bolupErkek o kimsedir ki, bin arzusunu bulur ve ondan mertçe yüz çevirir. 
Yetürse içürse çığayka ülep, bayatka tapuÄŸ kılsa köŋlin ulapYedirir, içirir ve malını fakirlere dağıtarak, Tanrıya can ve gönülden ibâdet eder. 
Kelir bolsa dünyâ köŋül bamasa, barır erse aÄŸrıp kaşın tügmeseGelen dünya nimetlerine gönül baÄŸlamaz; elinden gidenlere de içi sızlayıp, yüzü buruÅŸmaz. 
Kalı üstese elgi ârzû öze, özini tutunsa köŋül til tüzeArzusunu elde etmek için kuvvet bulduÄŸu hâlde, kendisini tutar, gönülüne ve diline hâkim olur. 
Bu sözke yakar körse mani bu söz, eÅŸit iÅŸke tutğıl ayâ kılkı tüzDikkat edersen, ÅŸu sözün mânası buna uyar; dinle ve ona göre hareket et, ey yumuÅŸak huylu. 
Erende eri ol kamuÄŸ neÅ‹ke erk, bulup kılÄŸu yerde özin tutsa berkErlerin eri odur ki, her ÅŸeye muktedir olur; fakat yapmaÄŸa gelince, nefsine karşı mukavemet eder. 
Takı erde yegrek eren olturur, miÅ‹ ârzû bulup bu özin tıdsa terkYine bu erden daha iyi erkek odur ki, bir arzusuna nail olduÄŸu hâlde, kendisine derhal hâkim olur. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı çın ay, negü ol tilekiÅ‹ ayâ körki ayOdgurmış cevap verdi:—DoÄŸru söyle, arzun nedir, ey ay gibi güzel yüzlüm — dedi — 
Negü sözlese men sözümni yerip, cevâbın kılur sen özümni seripBen ne söylersem, reddediyorsun; sözümü beÄŸenmeyip, itirazda bulunuyorsun. 
AçukluÄŸ maÅ‹a ay tilekiÅ‹ ne ol, negü kolÄŸu erse aça sözle kolBana açık söyle, dileÄŸin nedir; ne istiyorsan, açıkça söyle ve iste. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı özüm, tilek birle keldi açayın sözümÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Ben buraya bir maksatla geldim, dileÄŸimi arzedeyım — dedi — 
Bu kün toÄŸdı ilig eÅŸitti seni, öziÅ‹e kereklep kör ıdtı meniHükümdar Kün-ToÄŸdı seni haber aldı; sana ihtiyacı olduÄŸu için, beni gönderdi. 
Katığ ârzûladı seni körgüke, meni sözçi ıdtı okıp eltgükeSeni görmeÄŸi çok arzu etti; seni çağırıp götürmek İçin, dâvetçı olarak, beni yolladı. 
Neçe me ağır kelse barÄŸu kerek, iligke tegip bir körüngü kerekNe kadar ağır gelse bile, senin oraya kadar gidip, hükümdara bir görünmen gerekir. 
İlig me idi edgü sultânturur, bodunka bağırsak sevüg cântururHükümdar çok iyi bir padiÅŸahtır; çok merhametli, halkın candan sevdiÄŸi bir insandır. 
Kim ilig yüzin körse kutluÄŸ bolur, ikigün ajunda tükel kut bulurHükümdarın yüzünü gören her kes kutlu olur; her iki dünyada tam saadete kavuÅŸur. 
Negü ter eÅŸitgil bu el kend begi, ajun baÅŸlap ilke yetilmiÅŸ ögiDevleti idare eden, memleket iÅŸlerinde dirayet sahibi olan memleket beyi ne der, dinle. 
Törülüg köni beg kut ol belgülüg, kutı birle tegrür tözüke ülügKanunlara riâyet eden, doÄŸru bey, gerçekten, bir saadettir; onun saadetinden her kes kendisine hisse alır. 
Kayuda çavıksa köni beg atı, aÅ‹ar barÄŸu andın bulur er kutıNerede adaleti ile şöhret bulan bir bey bulunursa, oraya gitmeli; insan onda saadetini bulur. 
Bu kök tirgüki ol könilik törü, törü artasa kök turumaz örüAdalete istinat eden kanun — bu göğün direÄŸidir; kanun bozulursa, gök yerinde duramaz. 
Törülüg bu begler yok erse tirig, bayat buzÄŸay erdi yeti kat yerigBu kanun koyan beyler hayatta bulunmasalardı, Tanrı yedi kat yerin nizâmını bozmuÅŸ olurdu. 
Köni beg yüzi körse kutluÄŸ bolur, muyanka tegir hem yazukı yulurAdil beyin yüzünü gören kutlu olur; sevaba girer ve günahtan kurtulur. 
Bilir sen bu kün men kiÅŸi boldukum, sebeb ilig erdi yölekim tokumBilirsin, bugün benim adam olmama sebep hükümdardır; o bana destek olmuÅŸtur. 
Bayat berdi erdi ukuÅŸ ög bilig, tüzü edgülükke tegürdüm eligTanrı bana anlayış, akıl ve bilgi verdi ve ben bundan dolayı her türlü iyiliÄŸi yapmaÄŸa muvaffak oldum. 
Bayat berdi tevfik kamuÄŸ edgüke, bodun asğıŋa hem yüki yüdgükeHalka faydalı olmak ve onun yükünü yüklenmek hususunda her türlü iyilik için Tanrı bana tevfık ihsan etti. 
Seni me tiler emdi ilig bu kün, elig bir kılıp yazsa beglig tügünEl-ele verip, beylik düğümünü çözmek için, hükümdar bugün seni de istiyor. 
Okıtçı meni ıdtı emdi saÅ‹a, meni yalÅ‹uz ıdma ay ersig toÅ‹aÅžimdi sana dâvetçi olarak beni gönderdi; ey mert yiÄŸit, ben yalnız dönmeyeyim. 
Bitig ıdtı ilig öz elgin bitip, negü sözledi erse körgil okıpHükümdar kendi eli ile yazıp, sana bir mektup da gönderdi; ne demiÅŸ ise, kendin bak, oku. 
Çıkardı bitig berdi elgin sunup, bitig aldı odÄŸurmış açtı tutupÇıkarıp, mektubu sundu; Odgurmış aldı ve bir az düşünceli, mektubu açtı. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Okıdı bitig keç sakındı uzun, ayur ked bilig bermiÅŸ ilig sözünMektubu okudu, uzun-uzun düşündü ve: — Hükümdar çok manalı sözler yazmış —dedi — 
Okımış ilig emdi kelgil teyü, kamuÄŸ edgülükni atamış sayuîmdi hükümdar— “Gel!” — diye davet etmiÅŸ, her türlü iyilikleri teker-teker sayıp dökmü 
Bedük iÅŸturur kör bu iÅŸler maÅ‹a, neteg kılÄŸu ayğıl keÅ‹eÅŸ ber muÅ‹aBunlar benim için çok büyük bir iÅŸtir; söyle, bana bir akıl öğret, ne yapmalı? 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, seni sözleyü şük kurıtmaz tiligÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Hükümdar dâima senden bahseder, bir ân bile seni dilinden düşürmez — dedi — 
Tili teprese sözde atıŋ çıkar, seni körgüke ol köz açtı bakarKonuÅŸmaÄŸa baÅŸlar-baÅŸlamaz, aÄŸzından adın çıkar; o seni dört gözle beklemektedir. 
Kimi sevse ermiÅŸ köŋül ârzûlap, tilin sözde atı yorır söz ulapGönül arzulayarak, kimi severse, her sözde onun adı dilinden düşmezmiÅŸ. 
SevitmiÅŸ negü ter bu beytig okı, sevüglüg yüzi ol köŋül toklukıŞu beyti oku, kendisini sevdirmiÅŸ insan ne der; gönlü doyuran, sevgilinin yüzüdür. 
Köŋül kimni sevse körür közde ol, közün kança baksa uçar yüzde olGönül kimi severse, göz dâima onu görür; göz nereye bakarsa, orada o uçar. 
Köŋülde negü erse ârzû tilek, ağız açsa barça tilin sözde olGönülde arzu ve dilek ne ise, insan söze baÅŸlayınca, dâima ondan bahseder. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı maÅ‹a, keÅ‹eÅŸ ber yarağı ne ol ay toÅ‹aOdgurmış cevap verdi : — Ey yiÄŸit, bana tavsiyede bulun, ne yapmalıyım — dedi — 
Bağırsak kadaşım sen ök sen yakın, keÅ‹eÅŸ ber ötegil kadaÅŸlık hakınSevgili kardeÅŸim, bana yakın ol=>n sensin; bir fikir ver, kardeÅŸlik hakkını yerine getir. 
SeniÅ‹din kolurmen bu iÅŸke keÅ‹eÅŸ, bilig birle sen bu keÅ‹eÅŸke teÅ‹eÅŸBu iÅŸte senin bilgin ile mütenâsip bir tavsiyede bulunmanı istiyorum. 
KadaÅŸ sen tilese yeme tut adaÅŸ, adaÅŸlı kadaÅŸlı ikigün tüdeÅŸSen bir kardeÅŸsin, istersen arkadaÅŸ olarak da kabul et, kardeÅŸ ve arkadaÅŸ arasında fark yoktur. 
Bağırsak sen ök sen bu kün çın maÅ‹a, negü kılÄŸu ayğıl bütermen saÅ‹aBugün bana gerçekten baÄŸlı olan sensin; ne yapmalı, söyle; sana güveniyorum. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu söz, ayıtma maÅ‹a sen ayâ kutluÄŸ özÖgdülmiÅŸ cevap verdi ve: —-Ey mübarek insan, bunu sen bana sorma — dedi — 
Meni ıdtı ilig okıtçı saÅ‹a, negü teg keÅ‹eşür sen emdi maÅ‹aHükümdar beni sana dâvetçi olarak gönderdi; sen ÅŸimdi benim ile nasıl istiÅŸarede bulunursun. 
Baralım timekte adın yok sözüm, neteg ayÄŸa barma teyü bu özümGidelim—demekten baÅŸka, benim bir sözüm yoktur; ben sana nasıl “gitme” diyebilirim. 
Seni birle bolsa kör asğı üküş, öz asğın tilerke keÅ‹eÅŸmez ukuÅŸSeninle birlikte bulunmak benim için çok faydalıdır; kendi faydasını isteyen kimse ile akıllı insan istiÅŸare etmez. 
Negü ter eÅŸitgil biliglig çigil, biligsiz eÅŸitgil boyun bir egilBilgili çiÄŸil ne der, dinle; ey bilgisiz, dinle ve buna boyun eÄŸ. 
Öz asğı tilerke keÅ‹eÅŸmegü söz, saÅ‹a asğı bolmaz ayâ kutluÄŸ özKendi istifâdesi bahis mevzuu olan bir kimse ile istiÅŸarede bulunmamalı; ey mübarek insan, bundan sana fayda gelmez. 
KeÅ‹eÅŸ ol kiÅŸike keÅ‹eÅŸ ay kadaÅŸ, ol er kolmaz erse öz asğın adaÅŸEy arkadaÅŸ, istiÅŸare ederken, kendi faydasını düşünmeyen kimse ile istiÅŸare et. 
Öz asğın tilegli öz ülgi üçün, yaraÄŸlığnı teÅ‹sizturur ter küçünKendi faydasını düşünen kimse, menfaati için, münâsip olanın dahi uygun olmadığını söyler. 
Neçe iÅŸ kiÅŸike keÅ‹eÅŸgü kerek, köŋül taplamış iÅŸni kılÄŸu kerekBâzı iÅŸler vardır ki, insanlar ile istiÅŸare etmek lâzımdır; fakat neticede insan yine gönlünün münâsip gördüğü iÅŸi yapmalıdır. 
Özüŋke bağırsak seniÅ‹ öz özüŋ, kiÅŸike ınanma kesildi sözügSeni en çok düşünen yine bizzat kendinsin, insanlara güvenme; iÅŸte o kadar. 
Sen ök bil negü kılÄŸu erse keÅ‹eÅŸ, tileme meniÅ‹din bu iÅŸke keÅ‹eÅŸNe yapmak lazımsa, bunu kendin bilmelisin; istiÅŸare et, fakat benden bu iÅŸ için fikir sorma. 
Seni alÄŸalı keldim andın turup, keÅ‹eÅŸ bu yorı barğıl emdi kopupOradan kalkıp, buraya seni götürmek için geldim; tavsiyem ÅŸu: yürü, buradan kalkıp, oraya gidelim. 
KiÅŸiler arakı muyan edgülük, bu yerde bulunmaz munu belgülükİnsanlar arasına karıştığın zaman elde edeceÄŸin sevap ve iyilik burada bulunmaz, bu şüphesizdir. 
UluÅŸ kend içindeki edgü neçe, saÅ‹a sözledim emdi adra seçeKasaba ve ÅŸehir içindeki çeÅŸitli iyilikleri ÅŸimdi sana teker-teker ve açık olarak söyledim. 
Bilir sen bu gözler köni sözledim, saÅ‹a edgü koldum bilir bir idimBunları doÄŸru söylediÄŸimi takdir edersin; Tanrı bilir ki, senin iyiliÄŸini istedim. 
KiÅŸidin kaçar sen ne kıldı kiÅŸi, kiÅŸike katıl it kiÅŸiler iÅŸiİnsanlardan kaçıyorsun, onlar sana ne yaptı; insanlara karış ve onlar gibi yaÅŸa. 
Müsülmân iÅŸin it muŋıŋa yara, bayat birge uçmak kör ornuÅ‹ töreMüslümanların iÅŸini gör, ihtiyaçlarına yardım et; Tanrı sana cennet verir, yerin baÅŸ-köşe olur. 
Köŋül til köni tut kılınçıŋ bütün, kayuda tilese tirilgil kutunGönlünde ve dileÄŸinde hulûs sahibi ol, hareketin dürüst olsun; nerede istersen, orada saadet içinde ömür sür. 
KiÅŸisiz tirilme kiÅŸiler ara, kiÅŸi aybı körme özüŋni kör einsanlardan uzaklaşıp, yalnız yaÅŸama; baÅŸkasının kusurunu görme, kendine bak. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi bu beyt ay bügü, okığu munı ötrü iÅŸke baÄŸuEy hakîm, ÅŸu beyit imdi buna benzer; bunu okumalı ve ona göre hareket etmelidir. 
Kayuda tilese yorı edgü bol, tüpi aslı kolma özüŋ edgü kolNereye gidersen git, yalnız iyi ol; soya ve asalete bakma, kendinde iyilik ara. 
KiÅŸi edgüsi kör unıtmaz özin, kayuda yorısa teler edgü yolİnsanların iyisi gaflete düşmez; nereye giderse, orada doÄŸru yolu arar. 
Er edgü kerek tutsa edgü kılınç, kayuda tilese bulur miÅ‹ sevinçİnsan iyi olmalı; iyi hareket eden kimse her yerde bin türlü sevinç bulur. 
Bu edgü kamuÄŸ yerde edgü bolur, ol edgü yanutı hem edgü bulurİyilik her yerde iyidir; insan iyiliÄŸe karşı her yerde iyilik bulur. 
Sen edgü kılınç tut isiz bolmağıl, kayuda tilese yorı korkmağılSen iyilik yap, kötü olma; böylelikle nerede istersen, orada korkmadan dolaÅŸabilirsin. 
Odgurmış ÖğdülmiÅŸke DünyâniÅ‹ Ayıbların AyurOdgurmış ÖğdülmiÅŸ’e Dünyanın Kusurlarını Söyler 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı özüm, sözüŋni eÅŸitti eÅŸitgil sözümOdgurmış cevap verdi ve : — Ben senin sözlerini dinledim, ÅŸimdi sen de benim sözlerimi dinle — dedi — 
Bu dünyâ özin ked sevitmiÅŸ saÅ‹a, kamuÄŸ aybı erdem körünmiÅŸ saÅ‹aBu dünya kendisini sana çok sevdirmiÅŸ; onun bütün kusurları sana fazilet gibi görünmüş. 
TaÅ‹ ermez seniÅ‹din meselde kelir, kayu neÅ‹ sevüg bolsa aybı barırSana hayret etmem; meselde de vardır : hangi ÅŸey sevilirse, onun kusurları görünmez. 
SevitmiÅŸ üçün dünyâ aybı kamuÄŸ, saÅ‹a bolmış erdem ay ilde uluÄŸEy memleketin büyüğü, dünya kendisini sevdiÄŸi için, onun bütün kusurları sana fazilet gibi gelmiÅŸ. 
Negü ter eÅŸitgil bu sevmiÅŸ kiÅŸi, sevügke sevüg aybı erdem başıSevmiÅŸ insan ne der, dinle; seven nazarında sevgilinin kusuru en büyük fazilettir. 
Sevüglüg nişânı bu ol belgülüg, sevüg aybı erdem bolur ay külügEy şöhretli, sevgilinin niÅŸanı, hakikatte ÅŸudur: sevilenin kusuru fazilet olur. 
Özüŋ dünyâ sevmiÅŸ nişânı bu ol, kamuÄŸ aybın erdemke tutmış köŋülSenin dünyayı sevdiÄŸinin alâmeti budur; onun bütün kusurlarını gönlün fazilet gibi kabul etmiÅŸ. 
Negü teg öger sen bu dünyâ maÅ‹a, anıŋ aybını men ayayın saÅ‹aBu dünyayı sen bana nasıl öğersin; onun kusurlarını sana ben söyleyeyim. 
Apa yazdı erse bayat kınadı, bu dünyâğ tünek kıldı erklig idiAdem günah iÅŸleyince, Tanrı onu cezalandırdı; kadir Tanrı bu dünyayı ona zindan yaptı. 
Tünekte ne ârzû tiler sen tilek, tilek uçmak içre bolur kut yölekZindanda ne gibi arzu ve dilek ararsın; dilek, arzu ve saadet cennet içinde bulunur. 
Apa uçmak içre yedi kör evin, arıŋu kılındı bu dünyâ evinAdem cennet içinde buÄŸday tanesi yedi; bu dünya evi ona bir temizlenme yeri olarak yaratıldı. 
Bayat yirmiÅŸi ol bu yek sevmiÅŸi, takı artukı ol sevüp salmışıBu ÅŸeytanın sevdiÄŸi Tanrının yerdiÄŸidir; Tanrının sevip bıraktığını ise, o daha çok sever. 
Üdürse bayat bir tilemiÅŸ kulın, aÅ‹ar dünyâ bermez arıtur yolınTanrı her hangi bir kulunu seçerse, ona dünya malı vermez; bu sûrede onun yolunu temizler. 
Ayı edgü ermez bu dünyâ kutı, bayattın yıratur bu ol din yutıBu dünya saadeti hiç de iyi bir ÅŸey deÄŸildir, insanı Tanrı’dan uzaklaÅŸtırır; din için asıl felâket budur. 
Bayatmen tegüçi kiÅŸi telvesi, ajun koldı bardı uÅŸ ol itesi-Tanrıyım— diye böbürlenen insan dünyaya hâkim olmak istedi ve köpek gibi, geberip-gitti. 
Bayusa bolur ol bodun kötkisi, çığaylık bile ol köŋül kodkısıinsan zenginleÅŸirse, aÅŸağılık olur; alçak gönüllülük ancak fakirlik ile mümkündür. 
Yalıŋ toÄŸmış er kör yalıŋ barÄŸu ol, nelük dünyâ termek yana kodÄŸu olÇıplak doÄŸmuÅŸ olan insan çıplak gidecektir; dünya malını toplamak neye yarar, tekrar bırakılacak olduktan sonra. 
Nelük arsıkar sen ayâ öldeçi, özüŋ iki künlük konuk boldaçıEy fânî, niçin kendini aldatıyorsun; sen burada iki günlük misafirsin. 
Bilir sen tiriglik ölümketurur, anundı ölüm uÅŸ üdiÅ‹e küdürBilirsin ki, hayat ölmek içindir; ölüm hazırlanmıştır, sâdece vaktini bekliyor. 
KapuÄŸ açtı dünyâ takı bir kapuÄŸ, ölüm kapğı açlur kirür halk kamuÄŸBir kapı açıldı — dünya kapısı; bir kapı daha açılır, o kapı ölüm kapısıdır ve her kes oraya girer. 
Özüŋ iki künlük avınÄŸu üçün, körürde küyürme özüŋni küçüniki günlük avunma için, kendini bile-bile zorla âteÅŸe atma. 
Yayığ dünyâ irsel kutı evrülür, negü berdi erse yana terk alurDönek dünya vefasızdır, saadeti kararsızdır; ne verdi ise, yine çabucak alır. 
Adırmaz kiÅŸisin kuluÄŸ ya begig, üdürmez talusın yavuz ma yegiginsanları kul veya bey diye ayırmaz; bu daha iyi veya daha kötüdür diye, ayırt etmez. 
Birig beglenür kör takı bir begin, okıyuturur tegme künde öŋinBirini kendisine bey olarak seçer; fakat bakarsın, her gün baÅŸka bir beyi çağırmakta devam eder. 
Körü barsa dünyâ kölike sanı, ederse kaçar kaçsa edrer seniDikkat edersen, dünya gölge gibidir, takip edersen, kaçar; kaçarsan, o senin peÅŸine düşer. 
MuÅ‹ar meÅ‹zer emdi körü bar bu söz, munıŋ manisi uk ayâ köŋli tüzDikkat et,-imdi ÅŸu söz buna benzer; ey hâlis yürekli, bunun mânasını anla. 
Bu dünyâ kaçar kim ederse anı, kalı kaçsa andın ederür seniKim kendisini kovalarsa, bu dünya ondan kaçar; eÄŸer ondan kaçarsan, bu defa o seni kovalar. 
Yana dinka öçlüg bu dünyâ neÅ‹i, yese dünyâ din yer baka kör munıBir de bu dünya malının dine karşı kini vardır; dünyaya nail olunca, din ihmâl edilir; buna dikkat et. 
Bezenip bu dünyâ özin körkitür, itinmiÅŸ kelin teg köŋül yilgitürBu dünya insanın karşısına süslenerek çıkar; süslü bir gelin gibi, gönülü heyecanlandırır. 
Köŋül berse kurtÄŸa bolur bir turı, yaka yeÅ‹ tutar künde kesmez urıGönül verirsen, huysuz bir acuze olur; yaka ve yene yapışır, dırdırının ardı-arkası kesilmez. 
Yana kılkı irsel kılınçı yayığ, begi birle turmaz tükel üç ayığTavır, hareketi de vefasız ve dönektir; kocası ile doÄŸru-dürüst üç ay bile geçinmez. 
Kim erse köŋül badı erse aÅ‹ar, yava kıldı isiz tiriÄŸlik muÅ‹arBir kimse ona gönül baÄŸlarsa, yazık, hayatını boÅŸuna ona feda etmiÅŸ demektir. 
İdi kız erür bu tiriglik küni, yava iÅŸke iÅŸletse bolmaz müniBu hayâtın her günü çok kıymetlidir, bunu boÅŸ yere sarf etmek doÄŸru olmaz. 
Tiriglik mün ol kör kamuÄŸ edgüke, yava kılmağıl sen anı ay bökeHayat her türlü iyilik için bir sermâyedir; ey kuvvetli insan, sen onu boÅŸuna harcama. 
Bu üçte adın yok bu dünyâ neÅ‹i, halâl ol ya şübhe harâm ol öŋiBu dünya malının yalnız üç vasfı vardır: o ya helâl ya şüpheli yahut haramdır. 
Halâlka sakış ol harâmka ma kın, kalı şübhe erse yeme ked sakınHelâl için hesap, haram için ceza vardır; eÄŸer şüpheli ise, bundan da çok sakın. 
Sevitse kimi dünyâ âhır sürer, avıtsa erej birle terkin irerDünya önce kendisini sevdirir, fakat sonra seveni kovar; huzur içinde avutur, fakat çabucak ondan bıkar. 
Sevinç birle igdıp tükel semritür, sakınç kadÄŸu birle yana yavrıturGüler yüzle onu besler, iyice semirtir; fakat türlü endiÅŸe ve kaygılar ile onu tekrar zayıflatır. 
Sevinçin körü barsa âhır sakınç, sakınçın tirilse bolur kin sevinçSevincine dikkat edersen, sonu endiÅŸedir; endiÅŸe ile geçen hayâtın sonu da sevinçtir. 
Uçı nimet erse tüpi mihnet ol, başı mihnet erse soŋı nimet olTepesi nîmet ise, dibi minnettir; başı mihnet ise, sonu nimettir. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk oduÄŸ, yırak tur bu dünyâ tegürgme yoduÄŸTakva sahibi ve uyanmış olan insan ne der, dinle; uzak dur, bu dünya malının sana zararı dokunur. 
SeniÅ‹ baylıkıŋ kör çığaylıkturur, saÅ‹a kim çığay erse baylıktururSenin zenginliÄŸin, bak, fakirliktir; senin nazarında kim fakir ise, asıl zengin olan odur. 
Seni kim yese yer sen âhır etin, öçüŋni alır sen kara yer katınSeni kim yerse, sonunda sen onun etini yersin; kara toprağın altında öcünü alırsın. 
BuzulÄŸuturur bu itilmiÅŸleriÅ‹, saçılÄŸuturur bu yumıtmışlarıŋSaÄŸladığın bu nizam bozulacaktır; bu topladıkların tekrar dağılacaktır. 
Barığlıturur bu ajun terk üdün, keligliturur ol ajun ked odunBu dünya kısa bir zamanda gidecek, öbür dünya gelecektir; çok uyanık ol. 
Barığlı barur künde sendin yırar, keligli kelir terk saÅ‹a öz ularGidecek olan gider, gün geçtikçe senden uzaklaşır, gelecek olan gelir, kısa bir zamanda sana ulaşır. 
Barığlıka bermez biliglig köŋül, keliglike itnür ukuÅŸluÄŸ amulBilgili insan fânî olana gönül vermez; akıllı ve ağır-baÅŸlı insan gelecek, olana hazırlanır. 
Ölümüg biligli sevinmez özün, ölürüg körügli avınmaz uzunÖlümü bilen insan dünya saadetine kapılmaz; öleni gören insan da uzun müddet avunmaz. 
Yorığlı kiÅŸi yolda itmez evin, köçügli kiÅŸi evde kodmaz neÅ‹inYola çıkan insan yol üzerinde evini yapmaz; göç eden kimse de eÅŸyasını evde bırakmaz. 
Konuk sen bu dünyâ saÅ‹a bir tüşün, tüşünde sakınç tutma artuk uzunSen misafirsin, bu dünya sana bir misafirhanedir; misafirhanede çok fazla ÅŸey aranmaz. 
Ayı edgü ermez bu dünyâ neÅ‹i, kimiÅ‹ bolsa evrer kılınçı yaŋıBu dünya malı hiç de iyi bir ÅŸey deÄŸildir; o kendisine sahip olanın tavır ve hareketini deÄŸiÅŸtirir. 
Bedel kıldı ebdâl neÅ‹in hem mâlın, bakıp kodtı zâhid bu dünyâ ulınTarikat ehli malını-mülkünü hakka verdi; zâhid, esassız olduÄŸunu anlayarak, bu dünyayı terketti. 
Körünmez teg ol bu tuzakçı saÅ‹a, bu dünyâ neÅ‹i ol saçılmış meÅ‹eTuzak kuran her ne kadar sana görünmezse de, onun saçtığı yem bu dünya malıdır. 
Usayuk bu yalÅ‹uk idi suk közi, kalı torka kirmez bu yalÅ‹uk öziînsan gafildir ve gözü de çok haristir; böyle olan insan nasıl tuzaÄŸa düşmez. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk başı, bu dünyâ iÅŸindin sakınmış kiÅŸiDinle, takva sahibi ve bu dünya iÅŸlerinde ihtiyatlı davranan insan ne der. 
Tuzakçı körünmez meÅ‹in körkitür, bezenmiÅŸ kelin teg köŋül yilgitürTuzak kuran görünmez, yalnız yemini gösterir; süslenmiÅŸ bir gelin gibi, gönülü çeler. 
Közi suk serimsiz usayuk özüŋ, meÅ‹in tattıŋ erse adak berkitürGözün harîs, kendin sabırsız ve gafilsin; yemini tadarsan, ayağın baÄŸlanır. 
KamuÄŸ dünyâ birke yumıtsa bütün, erej birle miÅ‹ yıl tirilse kutunBütün bu dünya nimetleri bir kimsede toplansa ve o huzâr ve saadet içinde bin yıl yaÅŸasa bile, 
Negü asğı âhır kara yer koyı, anıŋ tüşneki ol yağız yer oyıNe fayda, sonunda onun da gireceÄŸi yer bu kara toprağın altı, bu yağız yerin çukurudur. 
KeçürmiÅŸ tiriglik saÅ‹a bolÄŸa tüş, negü kıldıŋ erse yanut kelge tuÅŸGeçirdiÄŸin hayat sana bir rüya olacak; ne yaptınsa, bunun karşılığını göreceksin. 
UÅŸ ol kün ökünse ökünç asğı yok, negü kıldıŋ erse yıl ay kün tanukO gün peÅŸiman olursan, bunun faydası yoktur; ne yaptınsa, yıl, ay ve gün buna ÅŸahittir. 
Ajun tatğı barça bu üç neÅ‹turur, üçegü tatığları tüz teÅ‹tururBütün dünya zevki ÅŸu üç ÅŸeydir; her üçünün tadı da birbirine müsavidir. 
Yemek içmek ol kör bu üçte biri, takı bir tiÅŸi ol avıtsa eriBu üçün biri yemek-içmektir; biri de erkeÄŸi avutan kadındır. 
Üçünçi esenin tiriglikturur, bu üçte bu bir ked kerekligtururÜçüncüsü ise, sıhhatte yaÅŸamaktır; bu üç ÅŸeyden en lüzumlu olanı da budur. 
Bu üç neÅ‹ sevinçi tatığı kamuÄŸ, adın üçke tegmez ay ilde uluÄŸBu üç ÅŸeyin bütün neÅŸ’e ve zevki, karşılığında yapılması icap eden diÄŸer üç ÅŸeye deÄŸmez, ey memleketin büyüğü. 
Yemek içmek ol bir tatığ ay kadaÅŸ, yanutı çıkarda yavuz ay adaÅŸEy kardeÅŸ, zevkin biri yemek-içmektir; ey arkadaÅŸ, buna mukabil bunlar çıkarken fenadır. 
Bu tatğıŋ üç ernek boÄŸuzkaturur, anıŋda naru barsa karnıŋ tolurBu zevkin üç parmaklık boÄŸaz içindir; ondan öteye giderse, karına,dolar. 
Kalı siÅ‹mese aÅŸ tadu artatur, tadu artasa er kör iglep yaturEÄŸer yemek hazım edilmezse, esas unsurları bozar; unsurlar bozulursa, insan hastalanıp, yataÄŸa düşer. 
İg ol aÅŸnu erke ölüm tutÄŸakı, ölümde tatığ yok ayâ er sakıînsan için hastalık, her ÅŸeyden önce, ölüm habercisidir; ey insanların ihtiyatlısı, ölüm zevkli bir ÅŸey deÄŸildir. 
Takı bir tatığ tu tiÅŸi tatğı ol, soÄŸuk suvka yunmak anıŋ yaŋı olBaÅŸka bir zevk da kadın zevkidir; buna mukabil soÄŸuk su ile yıkanmak vardır. 
Anıŋda basa kör oÄŸul kızturur, oÄŸul kız yükin yüdmek emgek erürOndan sonra çoluk-çocuk dünyaya gelir; onların yükünü yüklenmek zahmetli bir iÅŸtir. 
Negü ter eÅŸitgil bu beyt ayÄŸuçı, tiÅŸi hem oÄŸul kız üzer er küçiBu beyti söyleyen ne der, dinle; kadın ve çocuklar erkeÄŸin kuvvetini keser. 
TiÅŸi birle ÅŸuhbet idi ked tatığ, soÄŸuk suvka yunmak yanutı katığKadm ile beraber bulunmak çok güzel bir zevktir; fakat buna karşılık soÄŸuk su ile yıkanmak zordur. 
Tatığ kayda erse tatığsız bile, süçig kayda erse soŋında açığZevk nerede ise, mihnet de beraberdir; tatlı nerede ise, orada acı vardır. 
Tiriglik tatığı bu erse kalı, tatığsızturur dünyâ mihnet yolıHayâtın zevki eÄŸer bu ise, dünya tatsız bir mihnet yoludur. 
Süçig bu tatığlığ tiriglik künüm, tatığsız kılur âhır açığ ölümBu zevk içinde geçen günler tatlıdır; fakat sonunda acı ölüm bunu tatsızlaÅŸtırır. 
Bu üç neÅ‹turur dünyâ tatğı bütün, yanutı eÅŸittiÅ‹ ay kılkı tüzünDünyanın bütün zevki bu üç ÅŸeydir; ey yumuÅŸak huylu, bunları takip eden mihnetleri duydun. 
Bu dünyâ yağı ol et öz bir yağı, bu iki yağınıŋ yadığlığ ağıBu dünya bir düşman, vücut ise, baÅŸka bir düşmandır; bu iki düşmanın ağı her tarafa yayılmıştır. 
Üçünçi yağı yek bu din oÄŸrısı, tegürmesü teÅ‹ri bularnıŋ yasıÜçüncü düşman ÅŸeytan, bu din hırsızıdır; Tanrı bunların ÅŸerrinden muhafaza etsin. 
Bularda idi sarp bu yavlak yağı, et özdin tegir ol üküşrek çoğıBunlar arasında en sert ve kötü düşman vücuttur, en çok gürültü de ondan çıkar. 
Bayat atı aysa tezer yek barır, kodu barsa dünyâ seniÅ‹din kalırTanrı adını zikredersen, ÅŸeytan kaçar, gider; dünyayı bırakıp gidersen, ondan kurtulursun. 
Et özni negü teg kitergü bolur, meger kim ölüm tutsa kalsa kalurFakat vücûdu nasıl bırakırsın; onu ancak ölüm senden ayırabilir. 
İdi yakşı aymış biliglig bügü, biliglig bügüler sözin tıŋlaÄŸuBilgili hakîm çok güzel söylemiÅŸ; bilgili hakimlerin sözünü dinlemek lâzımdır. 
Meni muÅ‹ka tegrür et öz emgetür, ara küldürür kör ara yığlaturBana vücûdum ıztırap ve zahmet çektirir; bâzan güldürür, fakat bâzan da aÄŸlatır. 
Ajun tezginürmen tilekin udu, ara aç yaturmen arala toduOnun arzusuna uyarak, dünyayı dolaşırım; bâzan aç yatarım, bâzan da tok. 
Bir ârzû yitürse takı bir kolur, takı birni bulsa tükel beg bolurO bir arzusuna kavuÅŸursa, bir baÅŸkasını ister; onu da bulursa, artık insana tamamen hâkim olur. 
Basumaz özüm bu et özni utup, basa bir bağırsak idim sen tutupBen bu vücûdu yenip, ona hâkim olamıyorum; merhametli rabbim, sen ona hâkim ol. 
Bu yavlak osuÄŸluÄŸturur bu et öz, semiz tutsa artuk bolur bu yavuzBu vücût böyle kötü bir tıynettedir; onu kuvvetlendirirsen, daha çok kötüleÅŸir. 
Bulak semrise kör munar hem azar, idisin çalar yerke andın tezerHaÅŸarı at semirirse, kudurur ve azar; sahibini yere vurur ve ondan kaçar. 
Tükel avçı ıt teg et özke bakın, semiz bolsa bilmez idisi hakınVücûda bak, tam bir av köpeÄŸi gibidir; semirirse, sahibinin hakkını tanımaz. 
Karın todsa avka yügürmez bolur, idisi tilekinçe barmaztururKarnı doyarsa, ava koÅŸmaz olur; sahibinin arzusuna göre hareket etmez, yerinde durur. 
Kiçig oÄŸlan özlüg et öz meÅ‹zegi, boÄŸuz todsa yügrür tiler öz tikiVücût küçük çocuÄŸa benzer; karnı doyarsa, koÅŸar, akranlarını arar. 
Karın todsa et öz bolur ermegü, tilekçe tilese tilek bermegüKarın doyarsa, vücût tembelleÅŸir; arzu ettiÄŸin gibi olmasını istersen, onun istediÄŸini vermemelisin. 
Tiriglik tükeli tükel üç kün ol, anıŋda narusı neçe tüş tün olHayat tamâmı-tamâmına üç gün sürer; bundan ötesi bir kaç rüya ve gecedir. 
Birisi yarın ol biri keçti tün, yarınka tegirmü tiriglik bu künBu üç günden biri — yarındır; biri — dün geçti; bugünkü hayat acaba yarına ulaÅŸacakmı. 
Anıŋda narukı tiriglik neçe, tiriglikke tutma söz aydım açaBundan baÅŸka daha ne varsa, onu hayat telâkki etme; sana bunları izah ettim. 
TiÅŸi suhbeti me bu erlik otın, öçürmek üçün ol birer sâatınKadın ile bulunmak da ancak bâzı anlarda erkeklik âteÅŸini söndürmek içindir. 
Bu otuÄŸ negü teg öçürse öçer, kerek erse körklüg ya körksüz kuçarinsan bu âteÅŸi nasıl söndürse olur; ister güzel, ister çirkin olsun, sırası geldikçe kucaklar. 
BoÄŸuz tatğı barça karın todmak ol, karın todsa artuk asığ kodmak olBütün boÄŸaz zevkleri karnın doymasıdır;’ karın doyunca, en faydalı olanı yemekten el çekmektir. 
Karın todsa arpa ya halvâ bir ol, kalur barça artıp tolur kirgü yolKarın doyarsa, arpa veya helva birdir; hepsi artar, kalır; gireceÄŸi yol tıkanır. 
Åžeker halvâ yegli ya arpa üyür, todup yatsa taÅ‹da yana açtururîster ÅŸeker, helva, ister arpa, darı yemiÅŸ olsun, doyup yatan sabah tekrar aç kalkar. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk çığay, çığay erse neÅ‹ke közi köŋli bayDinle mal bakımından yoksul olduÄŸu hâlde, gözü ve gönülü zengin olan, takva sahibi fakir ne der. 
Åžekerlig yidiÅ‹ sen ajun nimeti, kavuk yür yedim men özüm tâkatıSen tatlı dünya nimetleri yedin; ben ise, ancak kudretimin yettiÄŸi kepek ve darı yedim. 
İkigün todup teÅ‹ keçe yattımız, keçip bardı kelmiÅŸ künüm sâatıHer ikimiz aynı derecede doyup akÅŸam yattık; günüm geçti, gitti. 
AjunuÄŸ neçe terse öz ölgülüg, iki böz tegir ol saÅ‹a belgülügDünyayı ne kadar toplarsan-topla, senin bundan muhakkak olarak beraber götüreceÄŸin ancak iki bez parçasıdır. 
Çığay bay ikigün ölümde kedin, yana tüz bolurlar kara yer katınFakir ve zengin, ölümden sonra, her ikisi de kara toprağın altında tekrar müsavi olur. 
İki künki erter erejke bolup, nelük arsıkar sen tiriglik bulupHayatta iki günlük geçici huzur için neden kendini aldatıyorsun. 
Özüŋ suklanur sen ajun tergeli, ölüm suklanur kör seni tutÄŸalıSen dünya malını toplamak için can atıyorsun; ölüm ise, seni yakalamak için can atıyor. 
Tiriglik barır künde sendin kaçar, yavuz bu ölüm kör uluÅ‹nı bıçarHayat geçer ve her gün senden bir az daha uzaklaşır; bu ölüm fenadır senin kökünü kazır. 
Seziksiz ölür kör tirig boldaçı, kayu kün ölürüg yok ol bildeçiDiri olan, şüphesiz, ölür; fakat hangi gün öleceÄŸini bilen yoktur. 
Kiçig erse umnur sakal öŋüke, sakal önse umnur ürüŋ bolÄŸukaKüçük iken, insan sakal çıkmasını bekler; sakal çıkınca, beyaz olmasını bekler. 
Sakalıŋ ürüŋ bolsa keldi ölüm, ölümke asığ kılmaz ok ya tolumSakalın beyazlaşınca, ölüm geldi demektir; ok-yay, silâh ölüme karşı fayda etmez. 
Körürde küyürme özüŋni küçün, özüŋ otka atma bu dünyâ üçünKendini göz göre-göre zorla yakma; bu dünya için, kendini âteÅŸe atma. 
Açığ suv teg ol kör bu dünyâ neÅ‹i, neçe içse kanmaz ölimez eÅ‹iBu dünya malı acı su gibidir; insan ne kadar içse, kanmaz; damağı bile nemlenmez. 
KuruÄŸ kumka okÅŸar bu yalÅ‹uk özi, ögüz kirse todmaz bu sukluk köziBu insan kuru kuma benzer; onun tamahkâr gözü derya girse, doymaz. 
Sakığ>
neçe öz ederse ol ança kaçar
Bu dünya seraptır, gözünden uçar; ne kadar takip edersen, o kadar kaçar. 
Et öz ârzû sürgen tapuÄŸka tezig, körünmez yağıka bu bermez kezigNefsinin arzularını kendisinden uzaklaÅŸtıran ve ibâdete koÅŸan kimse, gizli düşmana fırsat vermez. 
Et özke alık berme egme boyun, avınçı sakınç ol tileki oyunVücûda tâviz verme ve ona boyun eÄŸme; onun avutması ıztırap, ettiÄŸi de hava ve hevestir. 
KeçürmiÅŸ tiriglik barır kelgüsüz, neçe ol bu kalmış yeme belgüsüzGeçen hayat bir daha dönmemek üzere gider; geri kalanı ne kadar sürer, bu da belli deÄŸildir. 
Bu bolmış künüŋ barı kılma yava, ölümke anunğıl tapuÄŸ kıl iveBari elde bulunan bugünü başına geçirme; ölüme hazırlan, ibâdete koÅŸ. 
Negü ter eÅŸitgil odunmış kiÅŸi, kamuÄŸ bulÄŸanuktın süzülmiÅŸ kiÅŸiUyanmış ve bütün bulanıklıklardan süzülmüş olan insan ne der, dinle. 
Keçürdüŋ keçigli bu tünki tünüŋ, keçermü siziklig keligli künüŋDün geceni geçirdin, gelen gününün geçeceÄŸinden şüphemi ediyorsun. 
KeçürmiÅŸ keçürgü ara bir tüşün, tiriglikke munça bedütme ünüŋGeçmiÅŸ ile geçecek arasında ancak bir konak vardır; bir konaklık hayat için, bu kadar gürültü etme. 
Büte boldı munda tiriglik yedim, üd üdlek ıdıp nefs butını sıdımEpiyi bir zaman oldu, hayatımı burada geçirdim; zamanla nefsin belini kırdım. 
Bu kün kend uluÅŸka okır sen meni, bulun kılsa nefsim yuluÄŸlı kanıBugün sen beni kasabaya ve ÅŸehre çağırıyorsun; orada nefsimin esiri olursam, beni kurtaracak bulunurmu. 
Et öz bir yağı ol idi sarp yağı, kamuÄŸ yerde yadmış tuzakı ağıBu vücut bir düşmandır ve çok çetin bir düşmandır; o her yere tuzak ve ağını yaymıştır. 
Tilekinçe ıdma katığlan tiren, et öz ülgi bermez ukuÅŸluÄŸ erenOnu arzusuna bırakma, gayret et, mukavemet göster; akıllı insanlar vücûda tâviz vermezler. 
Negü ter eÅŸitgil özin basmış er, havâ boynı yençip özin tutmış erHava ve hevese gâlip gelerek, nefsine hâkim olmuÅŸ insan ne der, dinle. 
Et özke bulun bolma bilgi uluÄŸ, et öz bulnasa kör kolur din yuluÄŸEy büyük bilgi sahibi, vücûdun esiri olma; vücût seni esir ederse, fidye olarak, dinini ister. 
Biliglig tese bolmaÄŸay ol kiÅŸig, havâsı udu kılsa barça iÅŸigHer iÅŸi hava ve hevese uyarak yapan adama bilgili demek caiz deÄŸildir. 
UkuÅŸluÄŸ tese bolmaÄŸay ol erig, et öz bulnı bolsa ay köŋli tirigEy diri gönüllü, vücûdun esiri olan adama akıllı demek mümkün deÄŸildir. 
Biligsiz kiÅŸi ol bolur belgülüg, et özke berür bolsa tutçı ülügVüvcûda dâima tâviz veren insan, gerçekten, bilgisiz insandır. 
UkuÅŸsuz kiÅŸiler ol ol ay kadaÅŸ, havâ ârzûlarka özin kılsa baÅŸEy kardeÅŸ, kendilerini hava ve heveslerine baÅŸ yapanlar akılsız kimselerdir. 
Munukı bu yaÅ‹lığturur bu ajun, münin barça aydım sen ukğıl özünİşte bu dünya böyledir; onun bütün kusurlarını söyledim, artık sen düşün. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmışka Dünyâ Birle Cukbi KazÄŸaÅ‹usın AyurÖğdülmiÅŸ Odgurmış’a Dünya Vâsıtası İle Âhiretin Kazanılmasını Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu söz, eÅŸittim sen aydıŋ ayâ kutluÄŸ özÖgdilmiÅŸ cevap verdi: — Ey mübarek insan, söylediÄŸin sözleri dinledim — dedi — 
Munı ma eÅŸitgil takı belgülüg, biligke ukuÅŸka bu söz ülgülügBir de sen ÅŸunu dinle; bu söz, geçekten, bilgi ve akıl için bir ölçüdür. 
Neçe andaÄŸ erse bu dünyâ hâli, açığ kılma özke tiriglik yolıBu dünyanın hâli her ne kadar dediÄŸin gibi ise de, sen kendisine hayatı o kadar zehir etme. 
Bu keÅ‹ dünyâ özke küçün kılma tar, yazukluÄŸ kulıŋa bayat fazlı barBu geniÅŸ dünyayı kendine zorla daraltma; günahkâr kulu için, Tanrının fazlı ve rahmeti vardır. 
Adâbı telim erse rahmet üküş, yazukluÄŸ üçün boldı rahmet küsüşAzabı çok ise, rahmeti de boldur; günahkârlar için rahmet aziz bir ÅŸeydir. 
Adâbka katığ kork umın rahmetin, tapuÄŸ kıl yetürgil bu kulluk atınAzabından çok kork, fakat rahmetinden de ümit kesme; ibâdet kıl ve bu kulluk adının icaplarını yerine getir. 
Ajun bodnı barça uluÅŸ kend kodup, turup taÄŸka kirse uluÄŸ yük yüdüpBütün dünya halkı kasaba ve ÅŸehirleri bırakıp, büyük yük yüklenerek, kalkıp, daÄŸlara ihtifâya çekilmiÅŸ olsalardı, 
BuzulÄŸay ajun barça kalÄŸay kuruÄŸ, apa oÄŸlanı barça kesgey uruÄŸDünya bozulur, her taraf boÅŸ kalır ve insan-oÄŸullarının nesli kesilmiÅŸ olurdu. 
İki ev yarattı bu halkka kamuÄŸ, biri atı uçmak biriniÅ‹ tamuÄŸTanrı bütün bu halk için iki ev yarattı: birinin adı cennet, birinin de cehennemdir. 
Yana barça yalÅ‹uk bu dünyâ tilep, yügürse tüni barça künke ulapYine bütün insanlar geceyi-gündüze katıp, bu dünya peÅŸinde koÅŸarak, 
TapuÄŸ kodsa dünyâ tilese turuÄŸ, yeme kalÄŸay erdi bu uçmak kuruğİbâdeti bırakıp, dünya nimetlerine raÄŸbet etseler ve buna mukabil cehenneme girseler, cennet yine de boÅŸ kalmazdı. 
Bayat berdi kulka iki köz kulak, biri dünyâ baksa biri ukbi bakTanrı kula iki göz ve iki kulak verdi; biri ile bu dünyaya bakarsa, biri ile de âhirete bakmalıdır. 
Elig berdi iki sunup tutÄŸuka, biri dünyâka tut biri ukbikaUzanıp elde etmek için, insana iki el verdi; birini bu dünya için kullanırsan, birini de âhiret için kullan. 
Adak berdi iki yorığu üçün, berü maÅ‹sa biri naru maÅ‹ küçünYürümek için iki ayak verdi; biri ile bu tarafa bir adım atarsan, bir adımı, senin için zahmetli de olsa, oraya at. 
Yeme yakşı aymış bügü bilgi keÅ‹, ajunda çavıkmış akı elgi keÅ‹Dünyaya şöhret salmış, cömert, eli açık, hakîm ve geniÅŸ bilgili insan gene güzel söylemiÅŸ. 
Ayâ kul boluÄŸlı ukuÅŸluÄŸ oduÄŸ, osal bolma saklan tokığay yoduÄŸEy kul olan akıllı ve uyanık insan, ihmalkâr olma; dikkatli ol, baÅŸkasının yüzünden sana zarar gelmesin. 
Törütti bayat bu ikigün ajun, munı bulsa tavrat anı kol özünBu her iki dünyayı da Tanrı yarattı; birini bulunca, koÅŸ, diÄŸerini de ara. 
Apa oÄŸlanın barça erklig bayat, açığlı toduÄŸlı törütti bu atKadir Tanrı insan-oÄŸullarının hepsini acıkan ve doyan mahlûklar olarak yarattı ve onlara böyle ad verdi. 
Eginke kedim ya boÄŸuzka yemi, kerek ay kadaÅŸ bu tiriglik emiİnsanın sırtına elbise ve boÄŸazı için yemek lâzımdır; ey kardeÅŸ, bunlar hayat ilâçlarıdır. 
Tirigke bu neÅ‹din keçiÅŸ yok kadaÅŸ, egin bütgü ton hem karın todÄŸu aÅŸSırtını örtmek için elbise ve karnını doyurmak için yemek, ey kardeÅŸ, yaÅŸayanlar için bunlardan vazgeçmek imkânsızdır. 
Halâl dünyâ bulsa yese kazÄŸanıp, çığayka ülese anıŋdın alıpHelâl dünya nîmeti bulmalı ve kazanıp yemeli, bir kısmını da fakirlere dağıtmalıdır. 
KiÅŸi aÄŸrukı bolmasa bu boÄŸuz, kiÅŸi unmazı ol bu aÄŸruk yavuzKâşki bu pılı-pırtı ve bu boÄŸaz olmasa; bu pılı-pırtı ve bu boÄŸaz insanın vaz geçemediÄŸi ÅŸeylerdir. 
Bayat adliÅ‹e tutçı korku yorı, umın fazlıŋa tutçı tegnü yorıTanrının adinden dâima korkarak yaÅŸa, fakat fazlından da hiç bir zaman ümit kesme. 
Bu iki ara boldı kulluk bilin, bu ol yol yaŋılma bu kulluk yolınKulluk bu ikisinin arasındadır, bunu bil; yol budur, bu kulluk yolunu kaybetme. 
İdi yakşı aymış bilig bergüçi, biligsizke öt sav erig bergüçiBilgisizlere bilgi, öğüt ve nasihat veren insan çok güzel söylemiÅŸ. 
Ricâ birle havfnı kanat sen kılın, bu iki arakı yoluÄŸ sen alınSen rica ile havfi kendine kanat edin; bu ikisinin arasındaki yoldan ÅŸaÅŸma. 
Bayat yarlığın kıl özüŋ kullukı, uçup kir sarayka erejin salınTanrının emirlerini yap, kulluÄŸunu yerine getir; saraya uçarak gir ve huzura kavuÅŸ. 
Ricâ havf bu iki kanat sanı ol, bu ikin uçuÄŸlı bulur kökke yolRica ile havf, bu ikisi iki kanat gibidir; bu ikisi ile uçan göğe yol bulur. 
Yazukum üküş tep umınç kesmegü, tapuÄŸka ınanıp tapuÄŸ yasmaÄŸuGünahım çok diye ümit kesmemeli; yalnız ibâdete güvenerek de ibâdette ifrata gitmemeli. 
TapuÄŸ kıl tapuÄŸ boldı kulluk kamuÄŸ, kimiÅ‹ atı kul bolsa kılkı tapuğİbâdet kıl, kulluk hep hizmetten ibarettir; kimin adı kul olursa, onun ÅŸiarı hizmettir. 
Ağır tutÄŸu yarlığ uçuz kılsa öz, uçuzluktın ötrü ağır bolsa özİnsan Tanrının emirlerini üstün ve kendisini deÄŸersiz tutmalıdır; böyle davranmakla, sonunda kendisi kıymet bulur. 
TapuÄŸka özüŋni çığay bil çığay, tapuÄŸka çığay bil yazuklarka bayİbâdette kendini fakir bil, fakir; ibâdetçe fakir ve günahça zengin bil. 
KiÅŸide yavuzı özüŋ bil özüŋ, meger edgü bolsa özüŋ hem sözügKendin de, sözün de iyi olsa dahi, insanlar arasında kendini kötü bil, kendini. 
Munu bilmiÅŸimni ayu berdim uÅŸ, sözüm iÅŸke tutğıl yarın kelge tuşİşte ben bildiklerimi sana söyledim; sözüme göre hareket edersen, yarın karşılığını bulursun. 
Kalı tutmasa sen bu aymışlarım, cevâb kıl yanayın ay ersig erimEÄŸer bu söylediklerimi kabul etmezsen, cevap ver, ey merd yiÄŸit, ben de döneyim. 
Uzun boldı sözler neÅ‹i asğı yok, takı ma uzatıp adın tusğı yokSöz çok uzun oldu, bunu daha fazla uzatmakta artık bir fayda yoktur. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Elig baÅŸka urdı bu odğırmış a, sakındı uzun keç kötürdi baÅŸ aOdgurmış başını elleri arasına aldı, uzun-uzun düşündü, sonra başını kaldırdı ve: — 
Ayur ay kadaÅŸ tegdi emgek saÅ‹a, kadaÅŸlık kılıp sözlediÅ‹ sen maÅ‹aEy kardeÅŸ —dedi— sana zahmet oldu; kardeÅŸlik göstererek, bunları bana söyledin. 
MaÅ‹a edgü saknıp bu söz sözlediÅ‹, muyan bersü teÅ‹ri sakınçım yediÅ‹Benim iyiliÄŸimi düşünerek, bu sözleri söyledin; Tanrı sana bunun sevabını versin, benim derdimi kendine derd edindin. 
Baka kördüm emdi bu iÅŸte maÅ‹a, salâhı körünmez ay ersig toÅ‹aDikkat ettim, imdi bu iÅŸte bana bir çıkar yol görünmüyor; ey merd yiÄŸit. 
Köŋül taplamadı bu iÅŸtin kaçar, köŋül taplamaz iÅŸke yaksa hatarGönlüm bunu beÄŸenmedi ve bu iÅŸten çekiniyor; gönlün beÄŸenmediÄŸi iÅŸe giriÅŸmek tehlikelidir. 
Ne edgü bilig berdi bilgi bedük, sevitmiÅŸ sevüglerke köŋli süzükBilgisi derin ve kendisini her kese sevdirmiÅŸ olan, temiz gönüllü insan ne iyi bilgi vermiÅŸtir. 
Kayu iÅŸni kılmak tilese özüŋ, köŋül birle aÅŸnu keÅ‹eÅŸgil sözügHangi iÅŸi yapmak istersen, önce bunu gönlüne danış. 
KiÅŸike keÅ‹eÅŸgil ayıt barça söz, köŋül taplamasa yırak tutğıl özSonra baÅŸkaları ile meÅŸveret et, her sözünü danış; fakat içine sinmezse, o iÅŸten kendini uzak tut. 
KamuÄŸda bağırsak özüŋke özüŋ, köŋül taplamaz iÅŸni kod kes sözügSana her keÅŸten daha yakın olan kendindir; gönlün tasvip etmediÄŸi iÅŸi bırak, iÅŸte bu kadar. 
Köŋül taplamasa kayu iÅŸlerig, asığ bolmaz anda ay köŋli tirigEy gönülü diri, hangi iÅŸi gönül beÄŸenmezse, o iÅŸten bir fayda gelmez. 
Köŋül taplamadı bu iÅŸni seve, özüm yandı emdi bu sözdin eveGönül bu iÅŸi severek arzu etmediÄŸinden, ben de bundan vaz geçtim. 
SeniÅ‹din kolurmen munu udrümi, kodu ber meni ay kiÅŸi ködrümiBeni mazur görmeni rica ediyorum, ey insanların seçkini, beni kendi hâlime bırak. 
İligke tusulÄŸu yok erdemlerim, ne kılkım kılınçım savım sözlerimBen ne tabiatım, ne tavır ve hareketim, ne de sözlerim ile hükümdara faydalı olabilecek bir fazilete mâlik deÄŸilim. 
Özüm dünyâdın kaçtı keldi berü, yana men negü teg barayın naruKendim dünyadan kaçarak, buraya geldim; tekrar oraya nasıl giderim. 
Bayat tapğıŋa bu ulanmış özüm, kiÅŸi tapğı kılmak yararmu tüzümTanrı kulluÄŸuna kendisini vakfetmiÅŸ olan kimseye insan kulluÄŸu yapmak yakışırımı, ey asîl tabiatlım. 
Kodu bergil emdi meni teÅ‹rike, duâçı bolayın saÅ‹a edgükeBeni ÅŸimdi Tanrı ibâdetinde bırak, senin iyiliÄŸin için duacı olayım. 
İki öz körüşmek tilese küsep, maÅ‹ar kelme sen men barayın tilepBirbirimizi arzulayıp, görüşmek istersek, sen bana gelme, ben seni arayıp-bulayım. 
MaÅ‹a tegsü emgek sen inçin tiril, ilig tapğı birle bodun asğı kılZahmeti ben çekeyim, sen huzurunu bozma; hükümdarın hizmetinde, halkın faydasına çalış. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak kiÅŸi, yakınlık ulaÄŸlı tapuÄŸsak kiÅŸiYakınlık gösteren, candan hizmet eden ve içten baÄŸlı insan ne der, dinle. 
Komıtsa köŋül kör yorıtsa kiÅŸig, yakın boldı sakın tilemiÅŸ iÅŸigGönül heyecanlanır ve insanı harekete getirirse, bil ki, istenilen iÅŸ çabuk olacaktır. 
Tilek birle maÅ‹sa kiÅŸi ârzûlap, arıp yolda kalmaz tilekin ulapinsan arzu ile ve isteyerek yürürse, yorulup yolda kalmaz, dileÄŸine ulaşır. 
Tilekke barur erse yalÅ‹uk yorıp, bulur ol tilekin bu kalmaz arıpArzusuna ulaÅŸmak için arzu ile yola çıkan insan yarı yolda yorulup kalmaz, dileÄŸini bulur. 
İdi yakşı aymış sevitmiÅŸ kiÅŸi, vefâka çavıkmış sevügler başıVefası ile şöhret bulmuÅŸ, sevmiÅŸ ve kendisini de sevdirmiÅŸ olan insan çok güzel söylemiÅŸ. 
Yakın bolsa köŋlün yırak yer yakın, yakınlık vefâsın köŋülke bakıninsan gönülden yakınlık duyarsa, ona uzak yer yakın olur; yakınlık vefakârlığı için dâima gönüle bak. 
ToÄŸardın batarka bir orlam yer ol, vefâ birle bilse yakınlık hakınYakınlık hakkı vefakârlıkla takdir edilirse, doÄŸu ile batı arası hemen bir tepe aşılınca ulaşılacak kadar yakın bir mesafe olur. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı sözüm, eÅŸitgil eÅŸitti sözüŋni özümÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Senin sözlerini dinledim, ÅŸimdi beni dinle — dedi — 
TilekiÅ‹ bu erse seniÅ‹ ay kadaÅŸ, küçemezmen emdi köŋül kılma baÅŸEy kardeÅŸ, arzun bu ise, ben seni zorlamam; kalbin kırılmasın. 
Kesildi sözüm sen esen edgü kal, iligke bitig ber yüzüm kılma alBaÅŸka bir diyeceÄŸim kalmadı, sen saÄŸ ve esen kal; hükümdara bir mektup ver, beni mahcup etme. 
Bitig ıdtı ilig öz elgin bitip, özüŋ barmasa sen bitig ber itipHükümdar kendi eli ile yazıp, mektup gönderdi; kendin gelmeyeceksen sen de ona bir mektup yaz. 
Tutayın men emdi maÅ‹a bir cevâb, sözüg sözleyük öz tilin ülgülepSöylediÄŸin sözleri ölçüp-tartarak, bana ÅŸimdi bir cevap ver; ben de ona göre hareket edeyim. 
Tilin sözlegil hem bitigil bitig, iligke yanayın ay bilge tetigHem ağızdan söyle, hem mektup yaz, ey zeki âlim; ben de hükümdarın yanına döneyim. 
Odgurmış İligke Bitig Bitip Idmışın AyurOdgurmış’ın Hükümdara Mektup Yazıp GönderdiÄŸini Söyler 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bitig, bitiyin kör ança ay bilge tetigOdgurmuÅŸ cevap verdi:— Bir az bekle, mektup yazayım, ey zeki âlim — dedi. 
Devât koldı kaÄŸad kötürdi kalem, iligke bitig baÅŸladı söz ulamHokka ve kâğıt istedi, eline kalem aldı ve hükümdara mektup yazmaÄŸa baÅŸladı. 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladı, törütgen igidgen keçürgen tediTanrı adı ile söze baÅŸladı : — Yaratan, besleyen ve göçüren odur — dedi — 
Üküş ögdi sansız senâ bu tilin, kılurmen bayatka ayın hem yılınBu dilimle Tanrıya aylar ve yıllarca sonsuz hamd ve sayısız sena etmekteyim. 
Yağız yer yaşıl kök yarattı kün ay, karaÅ‹ku yarukluk çığay tut ya bayKara toprağı, mavi göğü, güneÅŸi ve ayı, karanlığı ve aydınlığı, fakiri veya zengini hep o yarattı. 
Törütti kalın bod bu sansız tirig, tirilgü berür kodmaz açın berigSonsuz varlıkları ve sayısız canlıları o halketti; o bunların hepsine rızkını verir ve hiç birini aç bırakmaz. 
Bir ol bir idi kim törütti iki, sakışka katılmaz anıŋ birlikiKendisi birdir, fakat yarattığı ikidir; onun birliÄŸi hesaba girmez. 
Bir ol bar seziksiz kalı kançasız, köŋülde yırak tutÄŸu okÅŸaÄŸ meÅ‹izO bir ve vardır; şüphesiz, nasılsız ve nicesizdir; onu düşünürken, ona bir benzer ve ÅŸerik tasavvur etmemelidir. 
UluÄŸluk aÅ‹ar ol bedüklük aÅ‹ar, uÄŸan erklig ol bir kamuÄŸdın sıŋarUluluk ona ve büyüklük ona mahsustur; kadir ve hâkimdir ve her hususta tektir. 
Yarattı kalın barça sansız kuluÄŸ, tilemiÅŸke berdi ağırlık kamuÄŸBütün bu sonsuz ve sayısız kulları o yarattı; dilediÄŸine her türlü izzeti ihsan etti. 
KaraÅ‹ku titigsig bu börk ev içi, yaruttı yaşık birle erklig küçiBu kubbe evin içi balçıktan yapılmıştır ve karanlıktır; onun hâkim kudreti bunu güneÅŸ ile aydınlattı. 
Yaşıl kök töritti kötürdi ediz, kün ay birle yulduz bezedi bedizMavi göğü yarattı ve yükseklere çıkardı; güneÅŸ, ay ve yıldızlar ile üzerini süsledi. 
Kodısı yağız yer yaşıl suv bile, örüsi süzük yel öze ot ulaAltı kara toprak ile mavi’ sudur; üstü süzülmüş yel ile âteÅŸtir. 
İsig tumlığığ hem kuruÄŸ ya ölüg, yaraÅŸturdı halkka tegürdi ülügSıcak ile soÄŸuÄŸu, kuru ile yaşı birbirine yaraÅŸtırdı ve halka kısmetini verdi. 
Törütti tilek teg tilemiÅŸ tilek, kerek bolmadı anda arka yölekDilediÄŸini istediÄŸi gibi yarattı, bu iÅŸte onun yardımcıya ihtiyâcı olmadı. 
Tilese ağırlar tapuÄŸsuz kuluÄŸ, tilese uçuzlar tusulmaz tapuğİsterse, ona kulluk etmeyen bir kulu aziz kılar; isterse, kulluk edeni zelîl eder ve onun kulluÄŸu hiç bir ÅŸeye yaramaz. 
TilemiÅŸ tileki bolur bol tese, yorıtur kazâsın ne erse keseOl ! —derse, dilediÄŸi olur; her iÅŸte, karar verdiÄŸi gibi, hukümünü yürütür. 
Üküş miÅ‹ selâmım sevüg savçıka, ol edgü kulavuz köni yolçıkaSevgili resule, o doÄŸru rehber ve iyi kılavuza binlerce selâm. 
İligke duâçı bitidim bitig, selâmın esenlik öze ay tetigHükümdara duacı sıfatıyle mektup yazdım; ey zeki, sana selâm eder ve saÄŸlık dilerim. 
İlig yarlıkamış bitig birle söz, okıdım bitigin yaruk boldı közHükümdar mektup yazmak lutfunda bulunmuÅŸ; mektubu okudum, gözüm sevinçle parladı. 
Üküş edgü yarlığ tümen öt erig, maÅ‹a yarlıkamış kamuÄŸ sözlerigBu pek güzel fermanda bana bir çok öğüt ve nasihat lütfetmiÅŸtir. 
Yeme vade kılmış üküş edgülük, ağırlık açığlar yegü kedgülükBir de mevki, ihsan, yiyecek ve giyecek hususunda bir çok lutuflar vadinde bulunmuÅŸlar. 
Yorığlı bu yalÅ‹uk bu ârzû öze, yorırlar tileyü ajunuÄŸ kezeBütün insanlar bunu isterler ve bunu elde etmek için, dünyayı gezip dolaşırlar. 
TapuÄŸsuz özüm bulsa edgü açığ, kalı taplamazmen bu devlet tatığBen hiç uÄŸraÅŸmadan, böyle bir lütuf ve ihsana nail olursam, bu saadeti ve bu hayatı nasıl beÄŸenmeyebilirim. 
Velikin bu bir kaç müni bar adın, özüm barsa yası ma kelgey kedinFakat bunun bir kaç kusuru da vardır; eÄŸer ben oraya gidersem, bu iyilikleri zararlar takip edecektir. 
Olarda biri bu tapuÄŸ bilmez öz, barıp tapnumasa yarumaÄŸa yüzBunlardan biri — ben ÅŸahsan bu hizmetleri bilmiyorum; gidip de hizmet edemezsem, benden hiç kimse memnun kalmaz. 
Törü yok toku yok yeme kılk kılınç, törüsüz tapuğçı yaramaz erinçBende usûl-erkân, bu iÅŸlere lâyık tavır-hareket ve vukuf yoktur; âdâb ve erkânı bilmeyen hizmetkâr hiç bir iÅŸe yaramaz. 
İkinçi cefâçı bu dünyâğ bilip, cefâ kıldım aÅŸnu cefâ kılÄŸa tepikincisi — bu cefâcı dünyanın bana da cefâ edeceÄŸini bildiÄŸim için, ben ondan evvel davranıp, ona cefâ ettim. 
Bayatka sığındım özüŋ bekledim, bu din birle imân küdezsü idimTanrıya sığındım, nefsime hâkim oldum; rabbim bu din ve imanımı korusun. 
BoÄŸuzka eginke barım yetgey ök, nerek anda naru maÅ‹a bolÄŸa yükÅžimdi elimde olan ÅŸeyler, yiyecek ve giyecek bana kâfidir; ondan fazlasının ne lüzumu var, o bana ancak yük olur. 
BoÄŸuzka yeyim hem eginke kedim, maÅ‹a kılmaz eksük törütgen idimBoÄŸazım için yiyeceÄŸi ve sırtım için giyeceÄŸi yaratan Tanrım bana eksik etmez. 
Törütti igidti bu üdke tegi, takı ma igidgey ay dünyâ begiBeni o yarattı ve bugüne kadar besledi; ey dünya beyi, o beni ileride de besleyecektir. 
SaÅ‹a berdi dünyâ esirkemedi, maÅ‹a bermegeymü berigli idiO sana, hiç esirgemeden, dünya nimetlerini verdi; vergili rabbim bana da vermezmi. 
KamuÄŸ edgü isiz çığay baylıkım, bayattın körürmen ay ersig akımEy cömerd yığitirri, bütün iyilik ve kötülüğü, fakirlik ve zenginliÄŸi Tanrı’dan bilirim. 
Bayat kapğı tuttum kılurmen tapuÄŸ, kamuÄŸ halk yumıtÄŸu bu ol çın kapuÄŸBen Tanrı kapısını tuttum, ona kulluk ediyorum; bütün halkın toplanacağı hakikî kapı budur. 
SaÅ‹a ya seniÅ‹ kapğıŋa men barıp, negüni tileyin tiriglik ıdıpSana yahut senin kapına gidip, hayatımı vakfetmeme mukabil, ben senden ne bekleyebilirim. 
İkigü bayat kullarımız biz ök, bu kulluk içinde kurumız tüz ökBiz ikimiz de Tanrı kullarıyız; bu kulluk husuûsunda ikimiz de aynı mertebedeyiz, 
Bu kul kulka kulluk yaraÄŸsız bolur, tapuğçıkatapsa uçuzluk bulurKulun kula kulluk etmesi yakışmaz; hizmetkâra hizmet eden kimsenin kıymeti kalmaz. 
KiÅŸi himmeti bolsa mundaÄŸ kerek, bayat tapğı kılsa urunsa yürekİnsan himmet sahibi ise, böyle olmalıdır; Tanrıya kulluk etmeli ve bu yolda metaneti elden bırakmamalıdır. 
İdi yakşı aymış süzülmiÅŸ köŋül, eÅŸitgil ay bilge ukuÅŸluÄŸ amulÂlım, akıllı, durmuÅŸ-oturmuÅŸ ve temiz kalpli insan çok güzel söylemiÅŸ, dinle. 
Açığlı toduÄŸlıka kılma tapuÄŸ, negüke kılur sen tapuÄŸka butuÄŸKendisinde acıkma ve doyma vasıfları bulunan bir kimseye kulluk etme; kulluk için neye bir put ararsın. 
Tapın bir bayatka tuşı tınmadın, tünün kündüzün bul açığlığ kapuÄŸDurup-dinlenmeden bir Tanrıya tapın; gece-gündüz açık olan bu kapıdan ÅŸaÅŸma. 
Ay ilig bu tört hâcetim kıl revâ, saÅ‹a tapnayın men elig yüz ovaEy hükümdar, ÅŸu dört hacetimi yerine getir; ben de el ve yüz öperek, sana kulluk edeyim. 
Tiriglik kolurmen özüm ölgüsüz, yegitlik tilermen karı bolÄŸusuzBen ölümsüz bir hayat isterim, ihtiyarlığı olmayan bir gençlik dilerim. 
Esen tut meni sen tuçı igsizin, bayutğıl çığay kılmağıl neÅ‹sizinSen beni dâima sıhhat içinde ve saÄŸ tut; zenginleÅŸtir ve hiç bir vakit fakir ve malsız bırakma. 
Bu tört neÅ‹ maÅ‹a bir saÅ‹a tapnayın, sevüg cân yuluÄŸlap özüm itneyinBu dört ÅŸeyi bana te’min et, sana kulluk edeyim; sevgili canımı feda ederek, kendimi emrine hâzır bulundurayım. 
Bu neÅ‹ler maÅ‹a berse sen ay ilig, özüm kul kılayın bereyin eligEy hükümdar, bana bu ÅŸeyleri te’min edersen, ben de kendimi kul ederek, sana baÄŸlanırım. 
Munı bergüke bir küçüŋ yetmese, ne artuklukuÅ‹ bar maÅ‹a ay keseEÄŸer bunları te’mine kudretin yetmezse, benden ne üstünlüğün var, bana açık söyle. 
Yegü kedgü erse yegüm bar kedim, takı ma kerek bolsa bergey idimBu yemek, içmek ise, yiyeceÄŸim ve giyeceÄŸim var; daha da lâzım olursa, bunu da rabbim verecektir. 
Ağırlık uçuzluk bayattınturur, ölüm ya tiriglik hem andın erürîzzet bulmak veya zelîl olmak Tanrıdandır; ölüm ve hayat da ondandır. 
Munı çın biligli ukuÅŸluÄŸ kiÅŸi, adınsığ bolurmu ay ilçi başıBunu gerçek bilen akıllı insan baÅŸka türlü davranırını, ey büyük hükümdar. 
Meni bir bayatım küdezmiÅŸi teg, küdezümegey sen ayâ aslı begEy asîl bey, beni Tanrımın koruduÄŸu gibi, sen beni koruyamazsın. 
Seni men küdezgü kerek men keçe, meni ol küdezür söz aydım açaGeceleri seni benim korumam lâzımdır; beni koruyan ise, odur; sözümü açıkça söyledim. 
Özüŋ todmağınça maÅ‹a tegmez aÅŸ, mini todrur öŋdün özi yemez aÅŸSen doymadan, bana yemek gelmez; Tanrı ise, kendisi yemek yemekten münezzeh .olduÄŸu hâlde, beni doyuruyor. 
Ötügçi kereksiz muÅ‹adsa özüm, tilim tepremedin eÅŸitür sözümBaşım darda kalırsa, aracıya lüzum yoktur; dilim daha hareket etmeden, sözümü iÅŸitiyor. 
Kapuğçı tıdumaz ya yol kılÄŸuçı, tegürmez maÅ‹a bir küvez kür küçiKapıcı veya yol-gösterici bana mâni olamaz; hiç bir kibir ve azamet taslayan bana kafa tutamaz. 
SaÅ‹a yazsamen sen keçürmege sen, keçürgey idim miÅ‹ yazuk kılsamenSana karşı bir kusur iÅŸlersem, sen beni affetmeyeceksin; rabbim beni, bin kusur iÅŸlesem dahi, affeder. 
Negü ter eÅŸitgil yazukluÄŸ kulı, köŋül sırrı açtı kör ötnür tiliDinle, günahkâr kul ne der; bak, gönül sırrını açarak, ne söyler. 
Ayâ çın vefâlığ bağırsak idim, seniÅ‹de bağırsak adın bulmadımEy gerçek vefalı, merhametli rabbim, senden daha merhametli baÅŸka birini bulmadım. 
MuÅ‹admış özümke berür sen tilek, yavuz arkasızka sen arka yölekBaşım darda kalırsa, istediÄŸimi verirsin; hiç bir desteÄŸi olmayanlara sen destek ve yardımcısın. 
İgimke ÅŸifâ sen sakınçka sevinç, muÅ‹umka tayançım irikse avınçSen hastalığıma ÅŸifâsın, kederime sevinçsin, derdime dermansın; sıkıntılı zamanımda da beni teselli eden sensin. 
Küvençim avınçım sevinçim kamuÄŸ, sevinçiÅ‹ içindeturur ay uluÄŸGüvencim, avuncum ve sevincim hepsi senin rızan içindedir, ey ulu. 
Üküş kıldım emdi saÅ‹a men yazuk, seniÅ‹ rahmetiÅ‹de bu yazuk az okBen sana karşı çok günah iÅŸledim; senin rahmetin karşısında bu günah çok azdır. 
Keçürgil yazukum saÅ‹a yası yok, kınama meni sen saÅ‹a asğı yokGünahımı bağışla; senin için bunun bir zararı olmadığı gibi, beni cezalandırmanın da sana bir faydası yoktur. 
Yazukum telim erse rahmet me bar, anı kıl meniÅ‹ birle sendin yararGünahım çok ise, senin’rahmetin de var; bana karşı rahîm ol; sana bu yakışır. 
Eger kınasa sen yaraÄŸlığ ma men, keçürse keçür sen yaraÄŸlığ ma senEÄŸer cezalandırırsan, ben buna da lâyıkım; bağışlarsan-bağışla, sen de buna lâyıksın. 
Bilir sen bilirmen seni bir idim, bilirmen bilir sen seni bir tedimBilirsin ki, seni bir rabbim bilirim; bilirim, ki, sana bir dediÄŸimi bilirsin. 
Otunmen otunluk bile öz ulır, tüzün sen tüzünlük me sendin kelirBen küstahım, küstahlığımdan dolayı azap çekiyorum; sen halimsin, hilm de senden sâdir olur. 
Orunçakturur bu sevüg cân revân, orunçak yana bir kötürmez bu cânBu gidecek olan sevgili can emânettir; emânet olan bir ÅŸey baÅŸkasına emânet olarak bırakılamaz. 
Ay ilig bu dünyâ keçimligturur, tiriglik küniÅ‹e tüker alkınurEy hükümdar, bu dünya geçicidir; gün geçtikçe hayat eksilir ve tükenir. 
Negüke ınanıp sakıŋu uzun, negüke süçinip avıŋu özünNeye güvenerek, uzun emeller besleyeceksin; neye sevinerek, kendini avutacaksın. 
Ata bardı iÅŸ tuÅŸ eçi ya ini, ana bardı oÄŸluÅ‹ kızıŋ kör kanıAnneni, babanı kaybettin; eÅŸ-dost, büyük veya küçük kardeÅŸ ortadan silindi gitti; bir bak, oÄŸlun, kızın nerede. 
Ölüglig körür sen ölüg sen tirig, sizik tutma bir kün eşüŋey yerigÖlümlüleri görüyorsun, sen de öleceksin; her diri olan, şüphesiz, bir gün toprak ile örtülecektir. 
Usanma ay ilig udıma odun, özüŋde kedin edgü atıŋ kodunGafil olma, ey hükümdar, uyuma, uyan; kendinden sonra iyi ad bırak. 
Yava kıldıŋ erse keçürmiÅŸ künüŋ, yava kılma emdi keligli tünüŋGeçmiÅŸ gününü heder ettin ise, bari gelecek geceni heder etme. 
Keçer kün içinde kerekiÅ‹ alın, köçütçi kelirke itigin kılınGeçer gün içinden gerek olan ÅŸeylerini al; senin hayattan göçürecek olanın her ân gelebileceÄŸini düşün ve ona göre hazırlıklı bulun. 
Bu hâlığ körürde meniÅ‹ bu közüm, negü teg baraÄŸay saÅ‹a bu özümBen gözüm ile bu hâli görürken, nasıl senin yanına gelebilirim. 
Cefâlığ ajundın kötürdüm köŋül, vefâlığ idimke sığındım amulBu cefalı dünyadan gönlümü çektim; huzur içinde vefalı rabbime sığındım. 
Kodu ber ay ilig meni sen maÅ‹a, duâçı bolayın bu yerde saÅ‹aEy hükümdar, sen beni kendi hâlime bırak; burada ben sana duacı olayım. 
Negüke tusulÄŸay saÅ‹a bu özüm, özüŋke özüŋ ök tusul tut sözümBen senin neyine faydalı olabilirim; sözümü dinle, sen kendin kendine faydalı ol. 
KiÅŸidin tüŋüldüm tüŋül sen yeme, kiÅŸidin asığ yok saÅ‹a ya maÅ‹aBen insanlardan elimi-eteÄŸimi çektim, sen de vaz geç; sana ve bana insanlardan fayda yoktur. 
Men emdi bu kalmış tiriglik ıdıp, bayatım sevinçin tilermen tapıpBen imdi bu geri kalan günlerimi ibâdetle ve Tanrımın rızasını taleple geçirmek istiyorum. 
Barı tap kereksiz adın artukum, bu dünyâ tüpi ked öyük ol sukumOlanım bana yeter, bundan fazlası lüzumsuzdur; ey tamahkâr, bu dünyanın dibi kurutulması imkânsız bir bataklıktır. 
Tüpi yel keçer teg tiriglik keçip, odundum men emdi küyermen açıpTipi geçer gibi, hayat geçince, ben artık uyandım ve ÅŸimdi ona içim yanıyor. 
Egin bütti boÄŸuzum yeme boldı tok, töbün barsu dünyâ adın asğı yokSırtım pek, karnım da tok oldu; dünya yere batsın, onun baÅŸka ne faydası vardır. 
Negü ter eÅŸit boÄŸuzı egni bütün, barım tap tese er bolur beg kutunKarnı tok, sırtı pek olan ne der, dinle : — Bu bana yeter — diyen insan mes’ûd bir bey olur. 
İdi yakşı aymış tapı bolmış er, tapılık içinde kutı tolmış erOlanı ile yetinen ve bu kanâati ile tam bir saadete kavuÅŸmuÅŸ olan insan çok güzel söylemiÅŸ. 
BoÄŸuzka yeyimçe ajunda yedim tap, eginke kedimçe eginde kedim tapDünyada açlığımı giderecek kadar yedim; sırtımı örtecek kadar elbisem de var. 
Tiriglik bolurça yegümni bulurmen, kerek bolsa bergey maÅ‹a bir idim tapHayat devam ettikçe, yiyeceÄŸimi bulurum; lâzım olunca, bana bir rabbim yetecek kadar verecektir. 
Tusulmak üçün ünder erse ilig, meniÅ‹de tusulÄŸu ukuÅŸ yok biligHükümdar beni kendisine faydam dokunması için çağırıyorsa, bende istifâde edilecek kadar bilgi ve akıl yoktur. 
Kalı el iÅŸiÅ‹e tusulsu tese, tusulÄŸu yeri yok söz aydım keseEÄŸer memleket iÅŸinde faydalı olmam isteniliyorsa, ka’î söylüyorum, benim istifâde edilecek bir tarafım yoktur. 
Kalı iÅŸ küdügdin ter erse maÅ‹a, miÅ‹ er iÅŸi kılÄŸay kadaşım saÅ‹aEÄŸer bana iÅŸ-güçten bahsedıliyorsa, kardeÅŸim sana bm kiÅŸinin iÅŸini yapacaktır. 
ApaÅ‹ edgü ter erse ilig meni, özüŋ edgü bolsu yarutÄŸay seniEÄŸer sen beni iyiliÄŸimden dolayı istiyorsan, kendin iyi ol, bu iyilik seni kâfi derecede sevindirir. 
MiÅ‹ edgüg adakını tutğınça sen, yakaÅ‹nı bir ök yolı tutğıl esenSen bin iyinin ayağına yapışacağına, bir defacık olsun, saÄŸlamca kendi yakana yapış. 
Ajunda çavıkmış ne törlüg eren, iligke yumıtmışturur miÅ‹ tümenDünyaya ün salmış bin bir çeÅŸit insan hükümdarın etrafına toplanmıştır. 
Negü bolÄŸa mendin iligke asığ, asığsız iÅŸig kılsa bolmaz tatığHükümdara benden ne gibi bir fayda gelebilir; faydasız iÅŸi yapmakta ise, bir zevk yoktur. 
Özüm udri koldum men emdi saÅ‹a, kodu ber meni sen sarılma maÅ‹aÅžimdi ben senden özür dili yorum; bana sarılma, beni kendi hâlime bırak. 
Takı ma negü söz yorımış alın, kadaşım eÅŸitti ötüŋey tilinBaÅŸka ne gibi söz ve çâre konuÅŸulmuÅŸ ise, onları da kardeÅŸim duydu ve size arzedecektir. 
Tüketti sözin türdi badı bitig, sunup berdi aldı kadaşı tetigSözünü tamamladı; mektubu katlayıp, baÄŸladı; uzattı ve zeki kardeÅŸi aldı. 
Ayurmen bitidim tilekim sözüm, tilin sözlemiÅŸ soz eÅŸittiÅ‹ tüzümSonra: — Ben arzumu ve sözümü yazdım; ağızdan söylenen sözleri de kendin duydun — dedi — 
Tilin me ötüŋil eÅŸitsün ilig, kodu bersü mendin kötürsü eligBunları ÅŸifahen de arzet, hükümdar iÅŸitsin; beni kendi hâlime bıraksın ve benden elini çeksin. 
Yalavaç söz eltür yanutı kolur, yanut söz eÅŸittiÅ‹ tegür ay unurElçi söz iletir ve cevabını ister; cevabını duydun, ey kudretli insan, onu götür. 
Negü ter eÅŸitgil uç ordu hanı, tüzü ilke yaÅ‹zap söz aymış köniBirer hakikat olan sözleri her tarafa yayılan Uç-Ordu ham ne der, dinle. 
Yalavaçka mün yok sözin kıymasa, tutuzmış sözüg çın tükel sözleseElçi sözünde hilaf etmez ve kendisine emânet edilen sözü doÄŸru ve tam olarak söylerse, ona zeval yoktur. 
Takı munda yegrek ayur türk hanı, kınama yalavaç söz aysa köniTürk hanı bundan daha güzel söyler : kendisine emânet edilen sözü aynen tekrar eden elçiye gazap etme. 
Yalavaçka bolmaz ölüm ya kıyın, eÅŸitmiÅŸ sözin çın tegürse tilinElçi iÅŸittiÄŸi sözü aynen ulaÅŸtırırsa, ona ölüm veya ceza yoktur. 
Yalavaç tedüküm bu ilçiturur, bu ilçi sözin aysa ölmez kaluriÅŸte elçi dediÄŸim böyle olan elçidir; bu elçi ne söylerse-söylesin, ona zeval yoktur. 
Yalavaç tutuzmış sözin sözlese, açığ bir tilin ög söz aydım keseElçi kendisine emânet edilen sözü söyleyince, ona ihsanda bulun, onu medhet; iÅŸte bu kadar. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı sözüg, eÅŸittim negü sözledi söz özüŋÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — SöylediÄŸin sözlerin hepsini dinledim— dedi. 
BitidiÅ‹ bitigke yanutı bitig, maÅ‹a bir bereyin ay bilge tetigMektuba karşı cevap yazdın; ÅŸimdi izin ver, onu götüreyim, ey zeki âlim. 
Velikin sezikim bu ol ay kadaÅŸ, ilig kılmaÄŸay kör seni özde taÅŸFakat, ey kardeÅŸ, benim şüphem ÅŸudur: hükümdar seni kendisinden uzak bırakmayacaktır. 
Yanamu meni ıdÄŸay erki ilig, okığalı yandru ay kılkı siligEy temiz kalpli insan, seni tekrar davet etmek için, hükümdar, hiç şüphesiz, beni yine gönderecektir. 
Yana yandru terkin meni ıdÄŸa ol, eger barmasa sen köŋül kodÄŸa olÇok geçmez, o beni buraya gönderecektir; sen ona gitmedikçe, o ısrar etmekte devam edecektir. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı kadaÅŸ, bu söz sözlemegil köŋül bolÄŸa baÅŸOdgurmış cevap verdi : — KardeÅŸim, böyle söyleme; kalbim kırılır — dedi — 
Özüm barÄŸu ermez bu yerdin naru, özüŋ emgetip kelme yandru berüBen buradan kalkıp, oraya gidecek deÄŸilim; kendini zahmete sokup, tekrar buraya gelme. 
Tilep bolmaÄŸu neÅ‹ tilese yavuz, yorımaÄŸu söz sözlese sen uçuzistemekle elde edilemeyecek olan ÅŸeyi istemek fenadır; te’sir etmeyen bir sözü söylesen, sözün kıymeti kalmaz. 
Negü ter eÅŸit emdi bilgi koyuÄŸ, sınap bilgüçi edgü isiz kamuÄŸDerin bilgili, bütün iyi ve kötüyü tecrübe ile bilen insan ne der, dinle. 
Kolup bermegü neÅ‹i kolma küçün, tilep bolmaÄŸu neÅ‹ tileme küçünistemekle alınamayacak ÅŸeyi zorla isteme; aramakla bulunamayacak ÅŸeyi zorla arama. 
Yorıp tegmegü yerke barma yadaÄŸ, kalı bardıŋ erse öz emger küçünYürümekle eriÅŸilemeyecek yere yaya gitme; eÄŸer gidersen, kendi kendine eziyet vermiÅŸ olursun. 
Yana aydı odÄŸurmış emdi yorı, yana evre kelme ay ersig urıOdgurmış bir de ilâve etti : — Åžimdi yürü, bir daha buraya gelme, ey merd yiÄŸit. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Örü turdı ögdülmiÅŸ aydı sözüm, kesildi seniÅ‹din barayın özümÖğdülmiÅŸ ayaÄŸa kalktı: — Sana söyleyecek sözüm kalmadı, artık ben gideyim — dedi. 
Kadaşı uzattı kör ögdülmiÅŸig, tutuzdı takı söz ömiÅŸ bilmiÅŸigKardeÅŸi ÖğdülmiÅŸ’i uÄŸurladı, ÅŸifahen beyan ettiÄŸi fikirlerini de ona emanet etti 
Atın mindi ögdülmiÅŸ evre yanıp, eviÅ‹e kelip tüşti yattı tınıpÖğdülmiÅŸ atına bindi; geri dönerek, evine gelip, indi; yatıp, biraz dinlendi. 
Yaşık yerke yandı yüzin kizledi, kalık meÅ‹zi kiÅŸ teg bolup örlediGüneÅŸ yere indi, yüzünü gizledi; gök yüzü parlak bir samur kürke büründü. 
Ajun türtti yüzke kömür teg boduÄŸ, körür köz yumuldı udıdı oduÄŸDünya yüzüne kömür renginde bir boya sürdü; görür gözler kapandı, uyanık olanlar uyudu. 
Töşek koldı yattı kör ögdülmiÅŸ e, udıp bardı ança kötürdi baÅŸ aÖğdülmiÅŸ döşek istedi, yattı; bir az uykuya daldı, tekrar başını kaldırdı. 
ToÄŸardın butıklandı ot teg yalın, yarudı yaŋı yüz açar teg kelinDoÄŸudan ateÅŸ gibi alev dallandı ve gelin yüzünü yeni açmış gibi, dünya aydınlandı. 
Kopa keldi örlep sata kalkanı, ajun meÅ‹zi boldı ürüŋ erdiniMızrak ve kalkanı kalkarak, yükselmeÄŸe baÅŸladı; dünya yüzü beyaz cevher gibi oldu. 
Çıkıp karşıka bardı evdin turup, iligke köründi özi yol kolupÖğdülmiÅŸ kalkıp, evinden çıktı ve saraya gitti; yol isteyerek, hükümdarın huzuruna çıktı. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Ayıttı ilig aÅŸnu odÄŸurmışığ, ayur sözle keltür sözüŋni bışığHükümdar önce Odgurmış’ı sordu, sonra: — Söyle neye karar verdiniz — dedi — 
Negü az yorıdı ne boldı iÅŸiÅ‹, tilekiÅ‹ ne boldı kelürmü iÅŸiÅ‹Neler konuÅŸtunuz, arzu edilen iÅŸ ne oldu; arkadaşın geliyor mu? 
Bitig berdi ögdülmiÅŸ aÅŸnu turup, ilig aldı açtı okıdı körüpÖğdülmiÅŸ ilk önce mektubu verdi; hükümdar aldı, açtı ve dikkatle okudu. 
Yüzi kızdı oÅ‹dı yana külçirip, sakındı bir ança uzun keç iripYüzünde gâh sevinç belirdi, gâh keder; sonra tekrar gülümsedi; bir müddet teessürle düşünceye daldı. 
Ayur bu kadaşıŋ irig sözlemiÅŸ, aÅ‹ar torku ıdtım tiken çiknemiÅŸKardeÅŸin çok haÅŸin cevap vermiÅŸ; ben ona ipek gönderdim, o ise, diken iÅŸlemiÅŸ — dedi — 
Müni yok bu sözke köni sözlemiÅŸ, köni söz irig ol irig çoÄŸlamışNe ise, zararı yok, doÄŸru söylemiÅŸ; doÄŸru söz haÅŸin olur; o da haÅŸin söylemiÅŸ. 
Negü erdi sözler tilin sözlemiÅŸ, maÅ‹a ayğıl emdi eÅŸitmiÅŸ ömiÅŸAğızdan söylediÄŸi sözleri nedir; iÅŸittiklerini ve düşündüklerini ÅŸimdi bana söyle. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Ötündi iligke eÅŸitmiÅŸ sözin, ne yaÅ‹lığ yorıtmış sözin tüp tözinÖğdülmiÅŸ dinlemiÅŸ olduÄŸu sözleri, nasıl konuÅŸtuÄŸunu, olduÄŸu gibi, hükümdara arzetti. 
Ayur söz yorıdı neçe törlügün, ol aydı men aydım ukuÅŸun ögünAramızda kaç türlü söz geçti; onun akıl ve idrâk dâiresinde söylediÄŸi sözlere ben de öylece cevap verdim — dedi — 
MeniÅ‹ sözçe barça yanut kıldı söz, takı tuttum erse katığ yumdı közBenim her sözüme bir söz ile karşılık verdi; yakaladığım zaman, gözünü sımsıkı kapadı. 
Negü kıldım erse berü kelmedi, kese sözledi söz köŋül bermediNe kadar ısrar ettim, fakat buraya gelmedi; kat’î konuÅŸtu, razı olmadı. 
EÅŸitti anıŋ sözlerin kör ilig, sözi erdi barça ukuÅŸ ög biligHükümdar onun sözlerini dinledi; dediklerinin hepsi anlayış, akıl ve bilgi ile dolu idi. 
Takı ârzûladı komıdı köŋül, komısa köŋül kör kiÅŸike muÅ‹ olOnu tekrar görmek istedi, gönülü heyecanlandı; günül coÅŸarsa, insana derd olur. 
Körü barsa yakşı ayur er başı, köŋül bulnasa boldı erksiz kiÅŸiDikkat edersen, yiÄŸitlerin-başı güzel söylemiÅŸ : insan gönülünün esiri olursa, kendisine hâkim olamaz. 
Beg ol bu köŋül kör kamuÄŸ öz kulı, begi kança barsa udu kul yolıGönül beydir, bütün vücût onun kuludur; bey nereye giderse, kul onu takip eder. 
Komısa köŋül kör tilese tilek, tilek bolmağınça bu bulmaz yölekGönül heyecanlanır ve bir dilekte bulunursa, dileÄŸini elde etmeden, o sükûnet bulmaz. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸ e, kadaşıŋ tükel ök kiÅŸi ermiÅŸ eHükümdar: — Ey ÖğdülmiÅŸ —dedi—kardeÅŸin gerçekten kâmil bir insan imiÅŸ. 
EÅŸitmegüm erdi anıŋ sözlerin, ne kılkı kılınçı ne bilgi barınKâşki onun sözlerini duymamış; ne tabiatı ve tavrını, ne de bilgisini, hiç birini bilmemiÅŸ olsa idim. 
EÅŸittim köŋülke sığurdum anı, katığlan tilekke tegürgil meniFakat duydum ve ona gönlümde yer verdim; gayret et, beni bu dileÄŸime kavuÅŸtur. 
MeniÅ‹ öz ilimde tilekim bolup, yaraÄŸsız bolur bulmasa men kolupBenim hâkim olduÄŸum bu memlekette bir dileÄŸim olur da, ben onu ister ve bulamazsam, bu yakışık almaz. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı ilig, bodunda talu beg ay kılkı siligÖğdülmiÅŸ cevap verdi: — Ey hükümdar, ey halkın seçkin beyi, ey yumuÅŸak huylu insan — dedi — 
Yanarda kadaşımka aydım bu söz, yana ıdÄŸay ilig saÅ‹a kelgey özDönerken kardeÅŸime : — Hükümdar tekrar beni sana gönderecek ve ben de geleceÄŸim. 
Kodı bermegey âhır eltgey seni, bu kün bar tedim men ağırlap anıNasılsa seni bırakmayacak ve sonunda kendi yanına alacaktır; ona hürmet göster, ÅŸimdiden gel— dedim. 
Tüŋüldürdi aydı yana kelme tep, özüm barÄŸu ermez küçün kolma tepÜmidimi kırdı ve : — Bir daha gelme, ben gidecek deÄŸilim; ısrar etme, beni zorlama — dedi. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı uktum eÅŸittim sözüg, bu söz iÅŸke kirmez yobatma özüŋHükümdar : — Anladım, söylediklerini duydum — dedi — fakat bu sözlerin faydası yoktur; kendini avutma. 
Negü beg bolur ol tilekin tilep, anı bulmasa ol tuçı ârzûlapBu kadar arzu ettiÄŸi hâlde, dileÄŸini elde edemeyen bey nasıl bir bey olur. 
Ne erklig bolur ol bodunka uluÄŸ, yorıtmasa ilde bu yarlığ kamuÄŸKendi memleketinde fermanını yürütemeyen kimse, nasıl halkın büyüğü ve hâkimi olur. 
Bedüklük nişânı bu ol belgülüg, tilemiÅŸ tilektin bu bulsa ülügHakikî büyüklüğün niÅŸanı, şüphesiz, arzuladığı ÅŸeyi elde etmektir. 
Köŋül ârzû kolsa negü erseni, emi ol tilekke tegürse anıGönül herhangi bir ÅŸeyi arzu ederse, bunun tek çâresi onu dileÄŸine kavuÅŸturmaktır. 
Yana ma bu ârzû maÅ‹a boldı ig, munı emlemese özüm barÄŸu yegBu arzu benim için artık bir hastalık oldu; bunun burada tedavisine imkân yoksa, benim oraya gitmem gerekir. 
Negü ter eÅŸitgil bu beytig okı, anıŋ manisi uk ay köriglüm tokıBu beyti oku, ne der, dinle; bunun mânasını anla, ey gönlümü doyuran insan. 
KamuÄŸ igke ot ol emi belgülüg, ol ig emlegüçi kamı belgülügHer hastalığın bir ilâcı ve çâresi vardır; bu hastalığı tedavi eden kam da bulunur. 
Köŋül ârzû birle kalı iglese, tilek bulsa oÅ‹lur kemi belgülügEÄŸer gönül bir ÅŸeyi arzular ve bu arzu onda hastalık derecesine varırsa, o ancak dileÄŸini bulmakla ÅŸifa bulur. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yana aydı ögdülmiÅŸ ilig kutı, ajunda negü bar aÅ‹a yok otıÖğdülmiÅŸ cevap verdi: — Ey devletli hükümdar, dünyada çâresi olmayan ne var — dedi — 
İlig inç esenin tirilsün uzun, saÅ‹a men bolayın yuluÄŸ bu özünHükümdar saÄŸlık ve sıhhat içinde çok yaÅŸasın, ben senin uÄŸruna feda olayım. 
Bu söz men ötündüm iligke tilin, asığ yok bu kün öz ökünse yılınHükümdara arzettiÄŸim bu sözlerden dolayı yıllarca peÅŸimanlık duyacağım, fakat bunun bugün bir faydası yoktur. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ saÅ‹a, sözüg saknu sözle ay ersig toÅ‹aDinle, akıllı insan sana ne der : – Sözü düşünerek söyle, ey merd yiÄŸit. 
Tilin sözlemese söz asğı telim, ökündürdi sözlep meni bu tilimSözü söylememenin faydası çoktur; bu dilim beni söylemekle peÅŸiman etti. 
Sözüg sözlemese saÅ‹a kul bolur, kalı sözlese sen seni kul kılurSözü söylemezsen, o söz sana kul olur; eÄŸer söylersen, o seni kendisine kul eder. 
Sözüg saknu sözle sen evme serin, eve sözlemiÅŸ söz ökünçi yarınSözü düşünerek söyle, acele etme, sabırlı ol; acele söylenen sözden yarın peÅŸimanlık gelir. 
Sezinmedim erdi kör odÄŸurmışığ, okıp kelmegüsin er erdi bışığOdgurmış’in davet edilince, geleceÄŸinden hiç şüphe etmemiÅŸtim; o olgun bir insan idi. 
İlig bir tilese özüm miÅ‹ tiler, tusulÄŸay maÅ‹a tegme künde onarHükümdar bir isterse, ben bin isterim; o bana her gün on misli faydalı olacak idi. 
Tilekim bu ok men bile bolsamen, elig bir kılıp ked tapuÄŸ kılsamenBenim arzum onun ile birlikte çalışmak ve el-birliÄŸi ile daha iyi hizmet etmek idi. 
Neçe tuttum erse anı men katığ, ol ança tirendi iletti tatığBen ona ne kadar ÅŸiddetle ısrar ettimse, o da o kadar direndi ve tadını kaçırdı. 
Yana barÄŸu erse barayın özüm, negü ayÄŸu erse ayayın sözümTekrar gitmem icap ederse, ben giderim; ne söylemek lazımsa, ona söylerim. 
İlig me yana bir bitig bersüni, okısun bitig ol maÅ‹a bütsüniHükümdar tekrar bir mektup yazıp versin ki, o mektubu okusun ve bana itimat etsin. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDAR’İN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı ıdtım bitig bir yolı, bitigke yanut kıldı taÅŸ teg tolıHükümdar dedi : — Bir defa mektup gönderdim, bu mektuba taÅŸ ve dolu gibi cevap verdi — 
Yana ok negü teg bitiyin bitig, bitig ornıŋa sen bitig sen tetigOna tekrar nasıl mektup yazayım, ey zeki; mektup yerine iÅŸte sen gidiyorsun. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ ilig kutı, neçe andaÄŸ erse bitig me bitiÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, bu her ne kadar böyle ise de, bir de mektup yaz. 
Yalavaç neçe çın ked erse amul, bitig bolmasa sözke bütmez köŋülElçi ne kadar dürüst, mahir ve temkinli olursa-olsun, mektup olmazsa, kalbinde şüphe kalır. 
Tanığlı kiÅŸike tanuk ol bitig, tanuk bolsa hile yorımaz itigİnanmayan kimse için, mektup bir delildir; delîl bulunursa, hîle ve düzene yer kalmaz. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDAR’İN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
İlig aydı ârzûŋ bu erse kalı, bitig me bitiyin açıp söz yolıHükümdar : — EÄŸer arzun bu ise, söze yol açmak üzere, mektup da yazayım — dedi — 
Bitig me bitiyin munukı sözün, bitigke ışanma katığlan özünİşte bu sözleri mektuba da yazayım, fakat sen yalnız mektuba güvenme, kendin de gayret et. 
Negü sözlegü erse sözle tilin, anı ündegil sen maÅ‹a ber alınNe söylemek lazımsa, söyle; her çâreye baÅŸ vurarak, sen onu buraya setir. 
KüntoÄŸdı İlig Odgurmışka İkinç Bitig Idmışın AyurHükümdar Kün-ToÄŸdı’nın Odgurmış’a İkinci Mektubu GönderdiÄŸini Söyler 
Devât koldı kâğad yana ok ilig, kalem aldı elgin bitidi bitigHükümdar kalem, kâğıt istedi; kalemi eline alıp, mektup yazdı. 
Bayat atı birle sözüg baÅŸladı, törütgen igidgen keçürgen tediTanrı adı ile söze baÅŸladı: — Yaratan, besleyen ve göçüren odur — dedi. 
Ayur miÅ‹ senâ ol uÄŸan teÅ‹rike, ezel hükmi tegrür köni egrikeO kadir Tanrıya bin sena olsun, doÄŸru ve eÄŸriye ezel hükmünü o eriÅŸtirir. 
Bir ol bir katıksız karıksız arığ, yokuÄŸ bar kılur ol kılur yok barığO bir tektir, temizdir; ona hiç bir ÅŸey katılmamış ve karışmamıştır; yoÄŸu var eder ve varı da yok eder. 
Bir ök bil tilin ög bütürgil köŋül, tapuÄŸ kıl köŋül til köni tut amulOnu bir tek bil, ona hamd et ve gönülden inan; ibâdet kıl, imanın gıll-u-gîşten ârî olsun. 
Negü kolsa kolmış tilekin bulur, negüg bol tese ol tilemiÅŸ bolurO ne irâde ederse, irâdesi yerini bulur; neye “ol” derse, o olur. 
Tüzü teprenürke tirilgü berür, tiriglik tuşı bu ölüm ol ıdurBütün canlıların rızkını o verir; her kese hayatı verdiÄŸi gibi, ölüm de onun emri iledir. 
Ağırlık uçuzluk anıŋ hükmi ol, uluÄŸka kiçigke yeme açsa yolİzzet ve zillet, büyüğe ve küçüğe bu yollar onun hükmü ile açılır. 
TilemiÅŸ tilekin biliglisi yok, yorıtur kazâsın tıdığlısı yokOnun dilediÄŸi ÅŸeyi bilen yoktur; ilâhî kazanın cereyanına kimse mâni olamaz. 
Tümen miÅ‹ selâmım sevüg savçıka, tegürsün bayatım köni yolçıkaTanrı sevgili resule, o doÄŸru yolu gösterene, yüz binlerce salât ve selâmımı eriÅŸtirsin. 
Tüzü iÅŸleriÅ‹e yeme ök selâm, tegürsün bayatım kesüksüz ulamTanrı onun bütün ashabına da, devamlı olarak, selâmlarımı ulaÅŸtırsın. 
İligdin üküş ögdi aytığ selâm, ıdurmen saÅ‹a ay ukuşı temâmHükümdar seni çok öğerek, hatırını soruyor ve selâm gönderiyor, ey kâmil akıllı insan. 
Köŋül aytu ıdtım bitidim bitig, negü teg erür sen ay bilge tetigHatır ve gönül sormak üzere, sana mektup yazdım, ey zeki âlim, nasılsın ? 
SaÅ‹a ıdtım erdi kadaşıŋnımen, tilekim ol erdi maÅ‹a kelse senSana kardeÅŸini göndermiÅŸ ve senin bana gelmeni istemiÅŸtim. 
Özüŋ taplamaduk berü kelmekiÅ‹, maÅ‹a tuÅŸmaku hem yüzüm körmekiÅ‹Sen bana gelmeÄŸi, benimle buluÅŸmağı ve yüzümü görmeÄŸi kabul etmemiÅŸsin. 
Bitigke yanut söz bitimiÅŸ özüŋ, tilin me kadaÅŸu tegürdi sözügMektuba karşı bir cevap yazmışsın, kardeÅŸin ağızdan söylediklerini de nakletti. 
Okıdım bitigniÅ‹ ukuldı bu söz, sözümni eÅŸitgil kaçurmağıl özMektubunu okudum, sözlerin anlaşıldı; fakat benim sözümü de dinle, kendini gizleme. 
Åžekerde süçigrek söz ıdtım saÅ‹a, aÄŸuda açığ keldi yaŋı maÅ‹aSana ÅŸekerden daha tatlı söz gönderdim; karşılığı bana zehirden daha acı olarak geldi. 
EÅŸitgil yana bu meniÅ‹ sözlerim, köŋülke alın ay bağırsak erimBenim bu sözlerimi de bir kere dinle; ey temiz kalpli insan, bunları iyice düşün. 
Özüŋ koldı erse bu zâhid atın, atıŋ boldı zâhid özüŋ taÄŸ katınSen bu zâhid adını istediÄŸin için, adın zâhid oldu ve kendin de daÄŸlara çekildin. 
Bu çav birle atıŋ yadıldı kör e, bedük belgü boldı kiÅŸiler araBu şöhret ile adın yayıldı ve bütün insanlar arasında alem oldu. 
TapuÄŸ kılmışıŋ barça atıŋ üçün, yava kılmağıl sen öz ülgüŋ küçünSenin ibâdet ile meÅŸgul olman hep bu ad içindir; sen zorla kendi nasibini böyle heder etme. 
Bodun közi tegse tapuÄŸka kalı, buzuldı bu tapÄŸuÅ‹ yıkıldı ulıEÄŸer ibâdet halkın gözü önünde yapılırsa, bu ibâdet esassız ve mânâsız olur. 
Bayat tapğı barça kerek örtügün, açılmasa halkka bu örtüg bu künTanrıya yapılan bütün ibâdetler gizli yapılmalı ve bu örtü bugün de her kese açılmamahdır. 
Bayat kizledi kör sevügrek kulın, bu kullar ara halk bilümez tilinTanrı sevdiÄŸi kullarını gizlemiÅŸtir; halk bu kullar arasında onları tanıyamaz. 
Öz özin me ol kul bilümez bakın, yağımu bayatka bilemü yakınBöyle bir kul da kendisi Tanrıya düşmanmıdır, yoksa yakın dost mudur, bunu kendisi bilemez. 
Berü kel uluÅŸ kend içinde tiril, seni bilmesü halk katılğıl karılBuraya gel, kasaba ve ÅŸehir içinde yaÅŸa; sen halk arasına katıl ve karış, onlar da senin kim olduÄŸunu bilmesinler. 
Halâl dünyâ kazÄŸan özüŋni yetür, todur aç yalıŋnı hem oprak bütürHelâl dünya malı kazan, kendine sarfet; açları doyur ve çıplakları giydir. 
Halâl dünyâ bulsa kiÅŸi edgüsi, bulur iki ajun yegü kedgüsiHelâl dünya malına sahip olan insan her iki dünyaya nail olur; onun yiyeceÄŸi ve giyeceÄŸi eksik olmaz. 
Bu sözni eÅŸit ay maÅ‹a kelmedük, negü ter arığ bilge bağı bedükEy bana gelmek istemeyen, bu sözü dinle; temiz bilgili ve büyük bir hulûs sahibi insan ne der. 
TuÅŸar erse dünyâ kalı edgüke, yarar iki ajun yegü kedgükeEÄŸer dünya malı iyi insana rastlarsa, o her iki dünyada rahat ve huzur te’min eder. 
Bulup dünyâ mâlın yeyü bilmese, sakış tegdi ülgi ağır yüdgükeDünya malını bulup da, onu yemesini bilmeyenin nasibi, yüklenmesi güç olan bir hesaptan ibarettir. 
Bayat kullarıŋa tusul ay bügü, kiÅŸike tusulur erig er tegüEy hakîm, Tanrının kullarına faydalı ol; insanlara faydalı olan kimselere ancak insan denilir. 
Seni men müsülmân tususı üçün, okırmen bu yerke ay zâhid küçünEy zâhid, ben seni müslümanların istifâdesi için, ısrarla buraya çağırıyorum. 
Berü kel tusulğıl kiÅŸike yara, tusulmaz ölüg ol tirigler araBuraya gel, insanlara faydalı ol; faydasız kimse diriler arasında bir ölüdür. 
Öz asğın tilegli kiÅŸimü bolur, kiÅŸi ol bolur kör el asğın kolurKendi menfaatini güden insanmı olur; insan olan halk menfaatini güder. 
Akılık ol ermez ülese neÅ‹in, akı ol yuluÄŸ kılsa cânın teninMal dağıtmak cömerdlik deÄŸildir; asıl cömerd insan, canını, tenini feda eden insandır. 
Bağırsak ol ermez özin beklese, bağırsak ol ol kör kiÅŸig edleseKendisini koruyan kimse merhametli deÄŸildir; merhametli insan baÅŸkalarının iyi olmaları için çalışan kimsedir. 
KiÅŸi edgü terler bu edgü kayu, maÅ‹a ayu berğıl ay bilge bügüîyi insan derler, bu iyi insan nerede; ey âlim hakîm, bana haber ver. 
KiÅŸi edgü terler bu edgü kim ol, bu edgü kiÅŸi muÅ‹da erke em oliyi adam derler, iyi adam kimdir; iyi adam derdi olanlara deva olan kimsedir. 
Ay köŋli süzük er ay bilgi üküş, baka kör bu sözke yetürgil ukuÅŸEy duru gönüllü insan, ey bilgisi çok olan, dikkat et ve bu söz üzerinde düşün. 
Bu aymış sözüm çın erürmü kör e, çın erse havâ bas berü kel tur aBu söylediÄŸim doÄŸrumu, bir bak; doÄŸru ise, nefsine hâkim ol, buraya gel ve burada yaÅŸa. 
Uzun sözlese söz irinçig bolur, ukuÅŸluÄŸ kiÅŸiler sözüg az kılurSöz uzun olursa, bıktırır; akıllı insanlar sözü kısa keserler. 
Bu söz tap kıl emdi adın sözleme, ukuÅŸka biligke tilin öznemeBu sözü ÅŸimdi kâfi gör ve baÅŸka bir ÅŸey söyleme, akıla ve bilgiye karşı itiraz etme. 
Takı ma negü erse kalmış sözüm, kadaşıŋ tegürgey tutuzdı özümDaha baÅŸka, kalan ne gibi sözüm varsa, kardeÅŸime emânet ettim, o sana ulaÅŸtıracaktır. 
Tüketti bitig türdi badı katığ, kalık tanı esti kurıttı hatığMektubu tamamladı, dürdü ve iyice baÄŸladı; havadan serin bir esinti esti ve yazıyı kuruttu. 
Kötürdi bitig kör öze tamÄŸalap, sunup berdi ögdülmiÅŸ aldı ulapÜzerini mühürleyip, mektubu eline aldı ve uzattı; Öğdülmış aldı. 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸe, bitig ber yeme ay tilin bilmiÅŸeHükümdar devam etti : — Ey ÖğdülmiÅŸ, mektubu götür ve bildiklerini de ağızdan söyle — dedi — 
Katığlan yarağı ne erse takı, anı kıl anı kend uluÅŸka okıDaha ne lazımsa, onu da yap; gayret et, onu kasabaya ve ÅŸehre getirmeÄŸe çalış. 
Tileki ne erse bu yerke kelip, anı men bereyin itigin kılıpBuraya gelince, ben ona lâzım olan her ÅŸeyi yapar ve bütün arzularını yerine getiririm. 
İlel tep turup çıktı ögdülmiÅŸe, yorıp keldi evke ol edgü iÅŸeÖğdülmiÅŸ, o iyi arkadaÅŸ — BaÅŸ üstüne ! — diyerek, kalkıp çıktı ve yürüyerek, evine geldi. 
Tegip tüşti oldurdı evke kirip, yedi içti tındı bir ança seripGelip eve girdi; oturdu; yedi, içti ve bir müddet istirahat etti. 
Yüzin kizledi yerke rûmi kızı, ajun kırtışı boldı zengi yüziRûmî kızı yüzünü yere gizledi, dünyanın yüzü zenci derisi gibi oldu. 
Kalık bütrü tuttı kara kuÅŸ öŋi, ajun barça toldı kara kuÅŸ yüŋiHava tamamiyle kara-kuÅŸ rengini aldı, bütün dünya kara-kuÅŸ tüyü ile doldu. 
Töşek koldı yattı sakındı özün, negü sözlegüsi kadaşı közünYatak istedi, yattı; kardeÅŸi ile karşılaşınca, neler söyleyeceÄŸini uzun uzun düşündü. 
Udup bardı azrak odundı yana, öçükmiÅŸ kömür teg karaÅ‹ku tün eBir az uykuya daldı, tekrar uyandı; gece, sönmüş kömür gibi, karanlık idi. 
Usı uçtı koptı adakın örü, kara tün kötürmiÅŸ etekin örüUykusu kaçtı, ayaÄŸa kalktı; karanlık gece eteÄŸini yukarı kaldırdı. 
Yaşık koptı yerdin kötürdi başın, yaruk yüz küler teg yırıştı tiÅŸinGüneÅŸ yerden kalktı, başını kaldırdı; sevgili yüzün tebessümü gibi parlak diÅŸleri gözüktü. 
Kopup yundı kıldı yana taÅ‹ namâz, yeme turdı ança duâ kıldı azKalkıp yıkandı, sabah namazını kıldı; namazdan sonra da bir müddet oturup, duâ etti. 
Atın tuttı terkin bir oÄŸlan bile, turup çıktı evdin sevinçin küleBir uÅŸaÄŸa çabucak atını hazırlattı ve neÅŸ’e içinde evinden çıktı. 
Barıp tegdi erse kadaÅŸka yakın, yırak tüşti attın küdezdi hakınKardeÅŸinin evine yaklaşınca, onun hatırını sayarak, bir az uzakta atından indi. 
Yorıp bardı akru tokıdı kapuÄŸ, kadaşı örü turdı kodtı tapuÄŸYürüyerek vardı ve yavaşça kapıyı çaldı; kardeÅŸi ibadetini bırakıp, ayaÄŸa kalktı. 
KapuÄŸ açtı terkin ol utru çıkıp, selâm kıldı tuttı kör elgin alıpHemen kapıyı açtı, çıkıp selâm verdi; müsâfaha ettiler. 
Yana kirdi odğırmış elgin tutup, orun kıldı törde ağırlap öpüpOdgurmış onun elini tutup, içeri girdi; ona hürmetle baÅŸ-köşede yer gösterdi. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Ayur ay kadaşım nelük emgediÅ‹, yana ok maÅ‹a sen tekin kelmediÅ‹Sonra dedi: —Ey kardeÅŸim, neye zahmet ettin; bu defa da sen bana her hâlde boÅŸuna gelmedin. 
Kese sözledim söz eÅŸittiÅ‹ anı, nelük emgetür sen küçeyü meniSana kat’î sözümü söyledim, sen bunu duydun; neden beni ısrarla bu iÅŸe zorluyorsun. 
Negü ter eÅŸitgil bilig bergüçi, sınap edgü isiz kiÅŸig bilgüçiBilgi veren, tecrübe ile iyi ve kötü kimseleri ayırt eden insan ne der, dinle. 
KiÅŸike sınağı bir ök körse tap, tilek bilgüke bir tilin yörse tapİnsanı tecrübe etmek için, onu bir defa görmek kâfidir; arzusunu anlamak için, onun bir kaç sözü kâfidir. 
Bakır altunuÄŸ er körüp bilmese, alıp azkına bir taşığ sürse tapEÄŸer insan bakır ile altını görüp, tefrik edemezse, bunun için bir taÅŸ alıp, azacık sürtmek kâfidir. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı kadaÅŸ, maÅ‹a buÅŸmağıl sen köŋül kılma başÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — KardeÅŸim, bana gücenme, gönlünü yaralama — dedi — 
Tapuğçı köz açsa begini körür, negü aysa begler anı ok kılurHizmetkâr gözünü açınca, karşısında beyini görür; beyler ne emrederlerse, onu aynen yerine getirir. 
İligke bitigin tegürdüm sözüg, tilin me negü aydı erse özüŋHükümdara mektubunu verdim ve söylediklerini de kendisine olduÄŸu gibi anlattım. 
Sözüŋke yanut kıldı ıdtı bitig, çıkardı bitig berdi elgin tetigBunlara cevap verdi ve mektup gönderdi. — Mektûpu çıkarıp, eli ile uzattı. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Bitig aldı odÄŸurmış açtı turup, okıdı bitigin sakındı körüpOdgurmış mektubu aldı ve açtı, okudu; bakıp kendi kendisine düşündü. 
Ayur ay kadaşım ne erki igiÅ‹, meni munça yavlak ederdi begiÅ‹Sonra: —Ey kardeÅŸim, senin ne eksiÄŸin var ki, beyin beni bu kadar ısrarla takip ediyor — dedi. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmış Birle İkinç Kata Münâzara Kılmışın AyurÖğdülmiÅŸ’in Odgurmış İle İkinci Defa Münazara EttiÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ açtı tilin, ayur ay kadaşım eÅŸit söz bilinÖğdülmiÅŸ cevap verdi, söze baÅŸladı ve: —Ey kardeÅŸim —dedi— sözümü dinle ve bil ki, 
İligniÅ‹ tileki saÅ‹a edgü ol, bu edgü içinde tiler edgü yolHükümdarın senin hakkındaki düşüncesi iyidir; bu iyilik ile yetinmeyip, daha iyiye doÄŸru yol arıyor. 
Bilür sen bu yerde bu tâat tapuÄŸ, kıluruÅ‹ neçe edgü esiz kamuÄŸBilirsin ki, burada bu tâat ve ibâdet ile meÅŸgul olman, sana bir çok iyiliklerin kapısını açacaktır. 
Yana kend uluÅŸta men aymışlarım, neçe törlüg edgüturur ay erimDiÄŸer taraftan ÅŸehir ve kasabalarda da, benim söylediklerim gibi, bir çok iyilikler vardır, ey yiÄŸitim. 
Yavuz ermez emdi bu dünyâ kutın, bulup tirlü bilse kopursa atınBu dünyanın saadetini bulup, yaÅŸamasını bilmek ve nâm kazanmak hiç de fena bir ÅŸey deÄŸildir. 
Özüŋ dünyânı kodsa ay zâhid bolur, muyan edgü mundın iletse bolurEy zâhid, sen âhıreti istiyorsan, onu da bulursun; orada da nîmet ve sevaba nail olabilirsin. 
Yavuz tese bolmaz bu dünyâ neÅ‹in, yese berse halkka kızartsa eÅ‹inBu dünya malını kötülemek doÄŸru deÄŸildir; bunu sarfetmek ve dağıtmak suretiyle halkı sevindirmek mümkündür. 
Yeme yakşı aymış akılar başı, eÅŸitgil munı sen ay edgü kiÅŸiCömerdler-başı da çok güzel söylemiÅŸ; ey iyi insan, sen bunu dinle. 
KamuÄŸ edgülükke neÅ‹ ol yolçısı, kamuÄŸ ig toÄŸaka neÅ‹ ol emçisiHer türlü iyiliÄŸe yol gösteren ÅŸey varlıktır; her türlü hastalığı tedavi eden ÅŸey varlıktır. 
NeÅ‹i bolsa yalÅ‹uk bulur ög bilig, kamuÄŸ edgülükke uzatur eligVarlığı varsa, insan akıl ve bilgiyi bulur ve her türlü iyilik yapmaÄŸa muktedir olur. 
Bu neÅ‹ birle yalÅ‹uk tilese tilek, yaşıl kökke yoklar neÅ‹ ol ked yölekinsan arzu ederse, bu varlık sayesinde mavi göğe yükselir; servet çok mühim bir destektir. 
Hac erse tilekiÅ‹ kerek neÅ‹ tavar, ğâzilık tilese yeme bu yararArzun hacca gitmek ise, bunun için mal ve servet lâzımdır; gazilik dilersen, yine bu servet senin iÅŸine yarar. 
NeÅ‹i bolmasa er alıp bergüke, elig kısÄŸa boldı kamuÄŸ edgükeVerecek malı olmazsa, insan hiç bir iyiliÄŸe el uzatamaz. 
Negülük kodur sen bu edgülerig, nelük taplamaz sen bu öt sav erigBu iyiliklere niçin yüz çeviriyorsun; bu öğüt ve nasihatleri niçin kabul etmiyorsun. 
TapuÄŸka negü teg ınansa bolur, tapındım teyü bilse müflis kaluribâdete nasıl inansan da olur; insan ibâdet etmiÅŸ olduÄŸunu kabul ederse, bütün yaptıkları boÅŸa gider. 
Bayatığ tapuÄŸ birle bulmaz kulı, idi yinçge yol bu tapuğçı yolıKul Tanrıyı ibâdet ile bulmaz, kulun yolu çok ince bir yoldur. 
Neçe miÅ‹ tapuğçı tapındı yılın, çıkar cân üdinde yitürdi yolınKaç bin kul yıllarca ibâdet ile meÅŸgul oldular ve tam can verecekleri sırada dalâlete düştüler. 
Neçe miÅ‹ tapuÄŸsuz yazukluÄŸ kulı, âhır tın keserde oÅ‹ardı yolıKaç bin âsî günahkâr kullar da, son nefesleri kesilirken, doÄŸru yolu buldular. 
Bilirmen bayatım sevinçi kamuÄŸ, tapuÄŸ tâat içreturur ay uluÄŸBiliyorum, Tanrının rizâsı hep ibâdet ve tâat içindedir, ey ulu. 
Bilümese emdi bu tâat çını, kayu tâat erki ukumaz munıinsan hakikî ibâdetin ne olduÄŸunu bilemezse, yaptıklarının hangisinin ibâdet olduÄŸunu anlayamaz. 
Kalı mundaÄŸ erse kamuÄŸ tâatığ, tükel kılÄŸu bulsa bu aymış tatığBöyle olduÄŸuna göre, bu bahsi geçen zevkleri bulmak için, bütün bu ibâdetlerin hepsini yapmak lâzımdır. 
Baka kör bu sözler kim aydım saÅ‹a, bu yartlığ erürmü ayu ber maÅ‹aiyice dikkat et, sana söylediklerim doÄŸrumudur, deÄŸilmidir, açıkça bana söyle. 
Kalı mundaÄŸ erse kim aydım bu söz, tilin kön sözüm tut ayâ köŋli tüzEÄŸer sana söylediÄŸim ÅŸekilde ise, bunu itiraf et, sözümü tut, ey hâlis kalpli insan. 
Havâka bulun bolma köndür köŋül, kiÅŸike katılğıl yorığıl amulNefis ve havanın esiri olma, gönlünü doÄŸrult, insanlara karış ve huzur içinde yaÅŸa, 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı kadaÅŸ, muÅ‹adturduÅ‹ emdi aÄŸu kıldıŋ aÅŸOdgurmış cevap verdi ve:—KardeÅŸ, beni kederlendirdin, aşımı ÅŸimdi bana zehir ettin — dedi — 
Tutayın sen aymış sözüg tıŋladım, iligke barıp men tapuÄŸ baÅŸladımFarzedelim, senin dediklerini dinledim ve hükümdarın yanına gidip, hizmete baÅŸladım. 
TapuÄŸka eÅ‹ aÅŸnu törü bilgü öz, yeme kılk kılınçı sözi sözke tüzHizmet etmek için ilk önce insan yolu-töreyi bilmelidir; onun tavrı hareketi ile sözü teÅŸrifata uygun olmalıdır. 
Kirü hem çıkabilse oldruÄŸ turuÄŸ, tapuÄŸ bilmese er tek emger kuruÄŸO girmesini, çıkmasını, durmasını ve oturmasını bilmelidir; insan hizmet etmesini bilmezse, boÅŸuna zahmete girmiÅŸ olur. 
Negü ter eÅŸitgil tapuÄŸ bilgüçi, sınap bilmiÅŸin aydı azrak üçiTeÅŸrifata vâkıf olan insan ne der, dinle; tecrübesi ile o en az ÅŸu üç ÅŸey üzerinde durmuÅŸtur. 
Bu beglerke tapmak tilese özüŋ, köŋül til köni tut küdezgil sözügSen beylere hizmet etmek istersen, gönül ve dilini doÄŸru tut, sözüne hâkim ol. 
Törü hem toku birle ögren tapuÄŸ, tapuÄŸ bildiÅ‹ erse yarudı yüzüŋTöre ve usûle göre hizmet etmesini öğren; hizmet etmesini bilirsen, muvaffak olursun. 
KiÅŸide yıramışturur bu özüm, törü yok toku yok ne kılkım sözümBen insanlardan uzaklaÅŸmış bulunuyorum; töre bilmem, yol bilmem; hizmete yakışacak ne tavır ve hareket, ne de söz söylemek kabiliyeti bende var. 
Negü teg kılurmen begiÅ‹ke tapuÄŸ, yapılmışturur kör maÅ‹a bu kapuÄŸBen beyine nasıl hizmet ederim; bu kapı artık benim için kapanmıştır. 
Negüke küçer sen meni berk tutup, iligke tapın tep sözümni utupNiçin beni sıkıştırıyor ve her sözüme itiraz ederek, hükümdarın hizmetine girmeÄŸe zorluyorsun. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu söz, yeme edgü ermez ayâ köŋli tüzÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : —Ey hâlis kalpli insan, bu söz de pek yerinde deÄŸildir — dedi — 
SeniÅ‹din kötürgey ilig bu törü, kerek erse oldur kerek tur örüHükümdar seni teÅŸrifat ile mükellef tutmayacaktır; sen istersen otur, istersen ayakta dur. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odğırmış aydı bu söz, idi yakşı ermez ayâ kılkı tüzOdgurmış cevap verdi ve : — Ey kâmil insan, bu söz de pek yerinde deÄŸildir — dedi — 
Negü teg yaraÅŸur saÅ‹a ya maÅ‹a, törü bilmese öz yorısa aÅ‹ aTöre bilmeden, ÅŸaÅŸkın-ÅŸaÅŸkın dolaÅŸmak, sana veya bana nasıl yakışır. 
Bu el itgü tutÄŸu bodun tüzgüke, bu begler tikildi ajun süzgükeBu beyler memleketi tanzim ve idare etmek, halkı düzene sokmak ve dünyayı temizlemek için nasbedilmiÅŸlerdir. 
Bu el kün itigi bu begler iÅŸi, törü hem toku birle itti kiÅŸiİnsanlar halkın idaresini ve beylerin iÅŸini muayyen bir töre ve usûle göre yürütürler. 
Anın ötrü begler uzattı elig, ukuÅŸ utru tuttı yorıttı tiligBu beyler bu ÅŸekilde memlekete hâkim oldular, âkılâne hareketleri ile emirlerini dinlettiler. 
İdi yakşı aymış ajun ilçisi, biliglig ukuÅŸluÄŸ bodun başçısıBilgili, akıllı ve halkın başında bulunan dünya hâkimi çok güzel söylemiÅŸ. 
Ajun tutÄŸuçı er ukuÅŸluÄŸ kerek, bodun basÄŸuçıkakerek ked yürekDünyayı tutan insan akıllı olmalıdır; halkın başında bulunan kimse de cesur olmalıdır. 
Bu iki bulunsa basa tapÄŸuçı, törülüg tokuluÄŸ kerek bilgüçiBu ikisinden sonra, hizmetkârların da töre ve usûle vâkıf olmaları lâzımdır. 
Anın ötrü begler bedütür küçin, yağı boynı yençer alır öz öçinBeyler kudretlerini bunlar ile yükseltirler; düşmanlarının başını ezer ve öçlerini alırlar. 
Biz emdi bu öŋdi törü ürsemiz, negü teg yaraÅŸur törü buzsamızBu kanun ve töreyi kendimizin vaz’etmemiz icap ederken, töreyi bozmamız bize nasıl yakışır. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı kadaÅŸ, idi ters iÅŸ ermez yutar kılsa aşÖğdülmış cevap verdi ve:— KardeÅŸ bu iÅŸ o kadar güç deÄŸildir — dedi — aÅŸ bir kere yapılsın, nasıl olsa yenir ve hazmolunur. 
Munu men bilirmen bu öŋdi törü, ayayın men emdi sen ögren körüİşte ben bu kanun ve töreyi biliyorum; ÅŸimdi sana söyleyeyim; sen de dikkatle dinleyerek, öğren. 
KiÅŸi bilmese ögrenür kör bilir, bilip ötrü yalÅ‹uk tilekke tegirinsan bilmezse, öğrenir, bilir; bildikten sonra arzusuna kavuÅŸur. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü aydı bilgi açuk, bu söz tutmaz erniÅ‹ biligi bıçukBilgisi açık olan, bu mesele hakkında bir söz söylemiÅŸtir; bu sözü tutmayan insanın bilgisi yarımdır. 
ToÄŸa bilge toÄŸma kiÅŸi ögrenür, toÄŸa sözlemez til turu sözlenürinsan doÄŸuÅŸtan âlım doÄŸmaz, sonradan öğrenir, dil doÄŸuÅŸtan konuÅŸmaz, zamanla konuÅŸmaÄŸa baÅŸlar. 
KiÅŸi ögrenip ötrü bilge bolur, bilig bilse ötrü kamuÄŸ iÅŸ unurinsan öğrenerek, âlim olur; bilgi sahibi olduktan sonra, her iÅŸi yoluna girer. 
Odgurmış cevabı ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Yanut berdi odğırmış aydı seniÅ‹, tilekiÅ‹ bu erse tilek yok meniÅ‹Odgurmış cevap verdi:— Senin istediÄŸin bu ise, benim buna bir diyeceÄŸim yok — dedi — 
Ayı muÅ‹karur sen bu kün sen meni, negü teg bolur ay bu tapÄŸuÅ‹ kanıBugün sen benim canımı çok sıkıyorsun; bu hizmet nasıl olur, söyle bakalım. 
Köŋülke kirürmü sözüg tıŋlayın, özüm ögrenürmü anı aÅ‹layınBu söz aklıma yatarmı-yatmazmı, bir dinleyeyim; ben öğrenebilir miyim, bunu bir anlayayım. 
MaÅ‹a ayğıl emdi törüni neçe, tokularnı sayu atayu biçeBana ÅŸimdi kaç türlü töre ve usûl olduÄŸunu, isimlerini bir-bir sayıp, kesin olarak anlat. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı tükel, köni sözlediÅ‹ söz ayâ edgü fâlÖğdülmiÅŸ cevap verdi : — Ey bahtiyar insan, mükemmel ve doÄŸru bir söz söyledin — dedi — 
UkuÅŸka yırak erdi aÅŸnu yoluÅ‹, könilikke urduÅ‹ sen emdi uluŋÖnce tuttuÄŸun yol akıldan uzak idi; sen ÅŸimdi temelini doÄŸruluk üzerine kurdun. 
Men emdi ayayın eÅŸitgil ögün, sen ögren yazılsu saÅ‹a bu tügünÅžimdi ben anlatayım, düşünerek dinle; öğren ve senin için bu düğüm çözülsün; 
Kalı ögrenür erse emdi özüŋ, tilin tıldama emdi kesgil sözügEÄŸer ÅŸimdi öğrenmek istersen, sen sus ve beni dinle. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmışka Beglerke Tapınmak Törüsin Tokusın AyurÖğdülmiÅŸ Odgurmış’a Beylere Hizmet Etmenin Usûl Ve Nizâmını Söyler 
İki törlüg ol bu tapuğçı kiÅŸi, tapuÄŸ kılsa itlür küniÅ‹e iÅŸiBu hizmetkârlar iki türlü olur; hizmet ederlerse, iÅŸleri günden güne yoluna girer. 
Biri oÄŸlan erken tapuÄŸka kirür, takı bir bedük bolsa ötrü kılurBunlardan biri— çocukken hizmete girer, biri — büyüdükten sonra bu iÅŸe intisap eder. 
İkide talu edgüreki ol ol, kiçigde tapuÄŸ kılsa bassa köŋülBunlardan küçükken hizmete girip, benlik ve gururdan geçenler daha iyidir. 
Neçe me bu kün söz saÅ‹a aysa öz, kiçiglerke baÅŸlap ayayın bu sözHer ne kadar bugün bunları sana anlatıyorsam da, sözlerimi küçükleri göz önünde bulundurarak, söyleyeceÄŸim. 
Sözüg örte tutsa soŋı yeg bolur, kayu neÅ‹ yig erse tüpi ig bolurSözü kapalı tutarsan, sonu çiÄŸlik olur; çiÄŸ olan her ÅŸeyin altında zarar vardır. 
Bışığlığ tilese bışurÄŸu sözüg, bütünlük tilese bütürgü özüŋOlgun olmasını istersen, sözü piÅŸirmelisin; doÄŸruluk dilersen, kendin doÄŸru yoldan ayrılmamalısın. 
TapuÄŸka açayın tese er kapuÄŸ, kiçig oÄŸlan erken kılınÄŸu tapuÄŸinsan hizmet kapısını açmak isterse, küçük yaÅŸta hizmete baÅŸlamalıdır. 
Törü hem toku bilse tüzse yorık, kirü hem çıkabilse itse kılıkTöre ve usûlü öğrenmeli, hareketini düzeltmeli, giriÅŸ ve çıkış tarzlarını bilmeli, tavır ve hareketi edep dâiresinde olmalıdır. 
TapuÄŸka erig bolsa erte turup, köŋül til kiçig tutsa kodkı bolupErkenden kalkıp, hizmete hâzır bulunmalıdır; sözlerinde ve hareketlerinde mütevâzi olması lâzımdır. 
YumuÅŸka erig bolsa yügrü turu, kulak köz yiti tutsa aÅŸru körüHer iÅŸi sür’atle ve vakfında yapmalı; iÅŸine iyice dikkat ederek, gözü ve kulağı tetikte bulunmalıdır. 
Özinde uluÄŸka tapuÄŸ kılsa öz, tilin beklese ked katığ tutsa sözKendisinden büyüğe hizmet etmeli; dilini tutmasını bilmeli ve uluorta söz söylememelidir. 
TapuÄŸuÄŸ oÅ‹arsa bu yaÅ‹lığ kiçig, begiÅ‹e yaÄŸudı oÅ‹ardı keçigBöyle bir genç hizmette baÅŸarı gösterirse, beyine yakın olur ve merhaleleri muvaffakiyetle geçer. 
Kirür hem çıkar bolsa anda naru, ötünse ötüg sav törüçe körüBundan sonra girerken, çıkarken, dilek ve ricaları arzederken, usûlüne göre hareket etmelidir. 
Kiçig kur bu yerke tege törçise, negüke yararın seçer beg basaKüçük rütbeli kimseler bu mertebeye eriÅŸince, bey bundan sonra onların yapacakları iÅŸleri, tâyin eder. 
Tapuğçı tetig erse kılkı bütün, ötügke yarar bu kopar terk kutunHizmetkâr akıllı ve dürüst tabiatlı olursa, o dilekleri hükümdara arz vazifesine yarar ve çabuk yükselip, ikbâle erer. 
Atım ersig erse bolur ok yaçı, köni erse kılkı bolur tamÄŸaçıiyi niÅŸancı ve cesur ise, o okçu ve yaycı olur; doÄŸru tabiatli ise, mühürdar olur. 
Kılınçı arığ erse körklüg yüzi, idişçi kılur beg ay köŋli yazıTavrı, hareketi temiz ve güzel yüzlü ise, onu bey saki yapar, ey iyi kalpli insan. 
Bitig bilse sakış ağıçı bolur, ukuÅŸ ög ked erse bitigçi bolurYazı ve hesap iÅŸlerini bilirse, hazinedar olur; anlayış ve zekâsı iyi ise, kâtip olur. 
Bularda kayuka ulansa bu öz, idi korku aynu tapuÄŸ kılÄŸu uzînsan bunlardan hangisine eriÅŸirse-eriÅŸsin, çok dikkatli ve ihtiyatlı olmalı ve çok iyi hizmet etmelidir. 
Negü ter eÅŸitgil tapuÄŸ kılÄŸuçı, tapuÄŸ yetrüp ötrü tilek bulÄŸuçıHizmet eden ve hizmeti sayesinde dileÄŸine kavuÅŸan kimse ne der, dinle. 
Yüz utruturur bolsa begke özüŋ, idi korku turğıl küdezgil közüŋBeyin huzurunda bulunurken, çok dikkatli ol ve görülmeyecek ÅŸeylere bakma ve onları görme. 
Kılınç it yorık tüz özÅ‹ni küdez, köŋül til köni tut kısurğıl sözügHareketini doÄŸrult, tavrını düzelt, kendini gözet; gönlün, dilin dürüst olsun, sözünü kısa kes. 
TapuÄŸ birle itlür kamuÄŸ törlüg iÅŸ, tapuÄŸ birle kavÅŸur saÅ‹a edgü iÅŸHer türlü iÅŸ hizmet ile yoluna girer; hizmet sayesinde insan iyi arkadaÅŸlara nail olur. 
Negü edgü kolsa saÅ‹a bu özüŋ, tapuÄŸ kıl tapuÄŸuÅ‹ yarutÄŸay yüzüŋHer hangi bir iyiliÄŸe nail olmak istersen, önce hizmet et; hizmetin senin yüzünü güldürür. 
Kalı begke utruturur erse sen, közüŋ yerde tutğıl kulak törde senBeyin huzurunda bulunduÄŸun zaman gözün yerde, kulağın baÅŸ-köşede olsun. 
Elig kavÅŸuru tut adakıŋ tüze, bu oÅ‹ elgiÅ‹ urğıl sol elgiÅ‹ özeEllerini kavuÅŸtur, ayaklarını birbirine bitiÅŸtir; saÄŸ elini sol elin üzerine koy. 
KapuÄŸda kirürde oÅ‹uÅ‹ aÅŸnu maÅ‹, tilin yarlıkarda ögüŋ birle aÅ‹Kapıdan girerken, önce saÄŸ ayağını at; sana emir buyurulurken, aklın, fikrin onda olsun. 
Ötüg ötnür erken köni tut elig, iki tiz bile sök tüzün bol siligBir ÅŸey arzederken, ellerini aÅŸağıya doÄŸru sarkıt; iki diz üzerine çök, arzı ihlâs ve sükûn ile yap. 
Kaya bakma anda solun ya oÅ‹un, özüŋ eymenü tur eÅŸit söz ögünHuzurda iken, saÄŸa veya sola bakınma; havf ve hürmet üzere ol, sözü dikkatle dinle. 
SaÅ‹a söz ayıtsa ötün söz çını, cevâb berse yarlığ tegürgil köniSana bir söz sorarsa, doÄŸruyu söyle; cevap verirse, emrini sadâkatle yerine getir. 
Süçig içme boÅŸlaÄŸ yorıma yava, yaraÄŸsız yavuz iÅŸte kaçğıl eveiçki içme, faydasız ve boÅŸu-boÅŸuna dolaÅŸma; yakışmayan ve fena iÅŸlerden derhâl uzaklaÅŸ. 
EÅŸitmiÅŸ sözüg sen eÅŸitmedük et, közüŋ körmiÅŸin sen körünmedük etİşittiÄŸin sözleri iÅŸitmemiÅŸ gibi ol, gözünün gördüklerini görmemiÅŸ gibi ol. 
Bu yaÅ‹lığ tapınsa yaransa kiÅŸi, kutı künde artar kör itlür iÅŸiînsan böyle hizmet eder ve kendisini beÄŸendirirse, ikbâli günden güne artar, iÅŸi yoluna girer. 
Kayusı alur hıl bolur hıl başı, kayusı at adğır öze el başıBunlardan kiminin emrine takım verilir ve o takım-başı olur; kimi at-aygır üzerinde il-başı olur. 
Kayusı sü başı kayusı hâcib, kayusı ılımÄŸa bolur söz açıpKimi sü-başı, kimi hâcip, kimi hükümdarın sır tevdî ettiÄŸi kâtibi olur. 
Bu kurka tegip uz tapınsa bu er, uluÄŸlukka yetlür tükel ârzû yerBu derecelere eriÅŸip, iyi hizmet eden kimseler büyüklüğe ulaşır ve bütün arzularına kavuÅŸurlar. 
Kayuka ögelik tegir ög bolur, kayu kök ayukluk öze at alurKimi aklı ile öğeliÄŸe yükselir; kimi kök-ayukluk ile şöhret bulur. 
Kayusı ınanç beg kayu çaÄŸrı beg, kayusı kül erkin kayu çavlı begKimi ınanç-bey, kimi çaÄŸrı-bey, kimi tigin-bey ve kimi çavlı-bey olur. 
Kayu yavÄŸu yuÄŸruÅŸ bolur el begi, kayu atı teksin bolur er ögiKimi yavgu, kimi yugruÅŸ veya il-beyi, kimi unvanının eÅŸi olmayan er-öği olur. 
Bu yerke tegi ol tapuğçı kurı, munıŋda naru yok ağırlık kurıHizmetkârların dereceleri buraya kadardır; bundan sonra onlar için artık bir yükseliÅŸ derecesi yoktur. 
Bu kurka tegürse tapuğçığ bu beg, ötedi tapuğçı hakın öggü tegBir bey hizmetkârlarını bu derecelere yükseltirse, onlara hakkını kendisine minnettar bırakacak kadar ödemiÅŸ olur. 
Bu kurka tegip er tapınsa birer, idi ked tusulur begi ârzû yerBu derecelere yükselen her hizmetkâr kendi vazifesini yaparsa, o beyine çok faydalı olur ve bey de arzusuna kavuÅŸur. 
Kalı ornasa bu otun er eli, idi ök uluÄŸ yas kılur bu kulıEÄŸer bu mevkilere küstah ve aÅŸağılık adamlar yerleÅŸirse, bu hizmetkârlardan beye büyük zararlar gelebilir. 
İdi yakşı aymış ukuÅŸluÄŸ bügü, tegimsiz kiÅŸike bu kur bermegüAkıllı ve hakîm insan çok güzel söylemiÅŸ :— Lâyık olmayan kimselere bu mevkiler verilmemelidir. 
Takı munda yegrek ayur bu bilig, biligsizke berme ayâ beg eligBilgili insan bundan daha iyi söylemiÅŸ : — Ey beyim, bilgisizin elinden tutma— demiÅŸtir. 
UkuÅŸsuz kiÅŸiler bilig artatur, biligsiz kiÅŸiler bodun yavrıturAkılsız kimseler bilgiyi tahrif ederler; bilgisiz kimseler halkı harap ederler. 
Biligsizke berse begi kur orun, begiÅ‹e yazığlı munı bil burunEÄŸer bir bey bilgisiz kimseyi yükseltir ve ona mansıp verirse, ÅŸunu önceden bil ki, o kimse beyine sadâkat göstermez. 
UluÄŸlukka tegse ukuÅŸsuz kiÅŸi, idisi başın yer ay ilçi başıAkılsız kimse büyüklüğe ulaşırsa, ey büyük hükümdar, o efendisinin başını yer. 
Kerek emdi begler tapuğçı kulın, biligi teÅ‹inçe bedütse ulınOnun için beylerin hizmetkâr kullarının derecelerini onların bilgileri nisbetinde yükseltmeleri gerekir. 
KuluÄŸ ked sınaÄŸu kılınçı yaŋı, ukuşı teÅ‹inçe tegürgü oŋıKulu önce, tavrı ve hareketi bakımından, iyice tecrübe etmeli; sonra anlayışı nisbetinde ona paye vermelidir. 
Bağırsak kerek kul begiÅ‹e açır, anı ötrü begler açınsa tegirKul sâdık olmalı ve her vakit beyini korumalıdır; ancak böyle kullara beylerin ihsanda bulunmaları doÄŸru olur. 
Negü ter eÅŸitgil törü bergüçi, törü birle beglik iÅŸin itgüçiKanun koyan ve kanun ile beyliÄŸin iÅŸini tanzim eden insan ne der, dinle. 
Neçe kul bedüse kul atı kul ok, bedütmiÅŸ begiÅ‹e tapuğçı olokKul ne kadar yükselirse-yükselsin, kulun adı kuldur; o yükselten beyine karşı her vakit hizmetkâr olarak kalmalıdır. 
Neçe beg kiçig erse atı beg ök, tapuğçı atında beg atı yeg ökBey ne kadar küçük olursa-olsun, onun adı beydir; hizmetkâr adından bey adı her vakit üstündür. 
Ay begler ağırlap bedük bolmış er, basınma begiÅ‹ni bedük tut ağırEy beylerin deÄŸer verip, yükselttikleri kimse, beyine karşı gelme; onu büyük bil ve ona hürmet et. 
ÖçeÅŸme bu begler bile sen bolup, sözin sözlemegil meger ked körüpSen hiç bir vakit bu beyler ile rekabete kalkışma; iyice düşünmeden, ancak onların kullanmaÄŸa salahiyetli oldukları sözleri söyleme. 
Olar kuttururlar kut elgi uzun, küyer ottururlar küyürgey özünOnlar ikbâldirler, ikbâlin eli her ÅŸeye uzanır; onlar yanar âteÅŸtirler, baÅŸkalarını yakarlar. 
Zamânetururlar zamâne bile, yaraşık kerek er sevinse küleOnlar zemânedirler; sevinmesi ve yüzünün gülmesi için, insanın zemâne ile uzlaÅŸması lâzımdır. 
Takı yakşı aymış sınap bilmiÅŸ er, tapuÄŸ birle kopmış tilek bulmış erTecrübe ile bilen ve hizmet ile yükselerek, dileÄŸine kavuÅŸmuÅŸ olan insan da güzel söylemiÅŸ. 
Küle baksa begler saÅ‹a öz közün, sevinme aÅ‹ar sen küvenme özünSana beyler güler yüz gösterirler ve teveccüh ile bakarlarsa, sen buna sevinme ve ona güvenme. 
TapuÄŸka tayanma kötürme köŋül, saÅ‹a tügge begler yaŋılsa yüzünHizmete güvenip, gurur getirme; eÄŸer yanılırsan, beyler sana tekrar kaÅŸlarını çatarlar. 
Kiçig ya uluÄŸ tut ne çavluÄŸ külüg, tapuğçı tapuğçıturur belgülügİster büyük, ister küçük olsun, ister şöhretli ve namlı olsun, ÅŸu muhakkaktır ki, hizmetkâr — hizmetkârdır. 
KatığlanÄŸu begke tapuÄŸ yazmasa, tapuğçı yolında oŋın azmasaGayret etmeli, beye karşı hizmette kusur etmemeli ve hizmet yolundan ÅŸaÅŸmamalıdır. 
Neçe me yakın tutsa begler seni, özüŋni unıtma yorığıl köniBeyler seni ne kadar kendilerine yakın tutarlarsa-tutsunlar, sen kendini unutma ve doÄŸruluktan ayrılma. 
Neçe edgü tutsa özüŋ korku tur, iÅŸimsinmegil sen kaya baknu turBeyler sana ne kadar iyi muamele ederlerse-etsinler, sen onlardan emin olma, onları kendine eÅŸ sayma; dâima etrafını kolla. 
Ara ot bolur kör ara suv bolur, ara küldürür kör ara yığlaturOnlar bâzan ateÅŸ olurlar, bak, bâzan su olurlar; bâzan güldürürler, fakat bâzan da insanı aÄŸlatırlar. 
Bu üç neÅ‹ke bolma yakın koÅŸnısı, küyer ot akar suv bu begler küsiÅžu üç ÅŸeye yakın komÅŸu olma : yanar ateÅŸ, akar su ve bu beylerin ÅŸan ve şöhreti. 
Kür arslanka okÅŸar körü tursa beg, öge tegse yumÅŸar bolur torku tegDikkat edersen, bey pek yürekli arslana benzer; öğerek yaklaşırsan, yumuÅŸar, ipek gibi olur. 
Kalı basnu tegse buÅŸar baÅŸ keser, tamurın teÅŸer kör sorup kan içerEÄŸer ona saygısızca yaklaşırsan, hiddetlenir ve baÅŸ keser, damarını deler; insanın kanını emer, içer. 
BuÅŸar üdte barma begiÅ‹ke yaÄŸuk, kalı bardıŋ erse uçuzluk anukHiddetlendiÄŸi vakit beyine yaklaÅŸma; eÄŸer yaklaşırsan, itibardan düşeceÄŸin muhakkaktır. 
Ayıttukta sözle okıdukta kir, selâmet tirilgil tuçı bol ağırSorduÄŸu vakit cevap ver, çağırdığı vakit yanına gir; saÄŸ ve selâmet yaÅŸa, dâima ikbâlde ol. 
Telim sözni eÅŸtip eÅŸitmez itin, közün körmiÅŸiÅ‹ni yetürgil katınBir çok sözleri duyduÄŸun hâlde, duymamış gibi davran; gözünle gördüklerini içinde gizle. 
Negü ter eÅŸitgil özin tutnur er, ödinde kirip kör ötüg ötnür erNefsine hâkim olmasını bilen ve vaktinde girip, hükümdara mâruzâtta bulunan insan ne der, dinle. 
Kirü tur teseler ağırlık üküş, çıkatur tese kör yüzüŋke söküşGir! derlerse, bu büyük bir lutüftür; “çık!” derlerse, bu insanın yüzüne karşı bir hakarettir. 
Közüŋni küdezgil özüŋni tutun, özin tutÄŸuçı er ajunda küsüşGözüne ve nefsine hâkim ol; nefsine hâkim olan insan bu dünyada azizdir. 
Üç iÅŸte yırak tur katığlan usa, biri kılma beglik söz aydım keseMümkün olduÄŸu kadar gayret et, ÅŸu üç iÅŸten uzak dur: biri— beylik taslama; sözüm katidir. 
Takı biri yalÄŸan biri sukluk ol, bu üç iÅŸ üçegü tüpi yokluk olBiri — yalan, biri — tamahkârlıktır; bu üç iÅŸin üçü de sonunda insanı mahveder. 
YoÅ‹ama kiÅŸig sen uÅŸak sözleme, köni sözlegil söz barın kizlemeSen baÅŸkaları hakkında gammazlık etme, dedi-kodu yapma; doÄŸru sözü söyle, doÄŸruyu gizleme. 
Özüŋni arığ tut kamuÄŸdın sıŋar, arığ ol bu begler arığ neÅ‹ severHer bakımdan kendini temiz tut; bu beyler temizdir ve temiz ÅŸeyleri severler. 
Özüŋ karşıka kirse baknu yorı, seni kim ağırlar ağırla anıSaraya girdiÄŸin vakit dikkat et; sana kim hürmet ederse, sen de ona hürmet göster. 
Küvezlenme elgiÅ‹ sala kirmegil, elig alÅŸu tutÅŸu yeme turmağılKibirli olma, elini-kolunu sallayarak girme; orada selâm verirken de fazla lâübâli hareketlerde bulunma. 
Özüŋ oldurur erse ornuÅ‹ bilin, kiÅŸig satÄŸamağıl siliglik kılınOturduÄŸun vakit yerini bil; insanları incitme; onlara karşı nazikâne muamele et. 
Kakırma sen anda ya sudma katığ, otunluk bolur bu kiterür tatığOrada gürültü ile boÄŸazını temizleme ve tükürme; bu küstahlık olur ve hoÅŸ karşılanmaz. 
Yana baÄŸdaÅŸ ilme yanın yatmağıl, ünün katÄŸura sen katığ külmegilBir de baÄŸdaÅŸ kurma ve yan yatma; yüksek sesle kahkaha atma. 
Yana alma tırÅ‹ak adışma butuÅ‹, uçuzluk tegürgey iletgey kutuÅ‹Bir de tırnak kesme, bacaklarını yayıp-oturma; bu insanı itibardan düşürür ve ikbâle mâni olur. 
SeniÅ‹de uluÄŸrak sözin sözlese, sözüg barça kodÄŸu anı tıŋlasaSenden büyük biri söz söylerken, konuÅŸmağı bırakıp, onu dinlemelisin. 
Köni sözle sözni kızartÄŸay eÅ‹iÅ‹, sözüg sözlemegil meger öz teÅ‹iÅ‹DoÄŸru söz söyle, bu seni mesûd eder; söz söylerken de yalnız kendi haddin olan sözü söylemelisin. 
İçip karşıka kirme özni tutun, yaraÄŸsız bolur ol içigli otunSarhoÅŸ olarak saraya girme, nefsine hâkim ol; sarhoÅŸ insan küstah ve münasebetsiz olur. 
Bu üç neÅ‹turur er küdezmese öz, başın alsıkar terk eÅŸit uÅŸ bu sözinsan kendisini gözetmezse, ÅŸu üç ÅŸey derhâl onun başını götürür, bu sözü dinle. 
Birisi bu begler sözin tutÄŸu bek, küdezgü anı öz sevüg cânı tegBiri— bu beylerin sözünü sözlerin beyi olarak kabul etmeli ve onu kendi sevgili canı gibi tutmalıdır. 
İkinç yazmasa ilke tursa köni, özin ked küdezse bu bulÄŸak küniİkincisi — dürüst olmalı ve memlekete sâdık kalmalı; karışıklık günlerinde kendisini iyice gözetmelidir. 
Üçünç karşı içre köni tutsa öz, yırak tutsa teÅ‹siz yaraÄŸsızda közÜçüncüsü — saray içinde doÄŸru hareket etmeli; uygunsuz ve yakışıksız iÅŸlerden uzak durmalıdır. 
Bu üçte birisin kılığlı kiÅŸi, neçe me bedük erse keslür başıBu üçünden birini yapan insanın, ne kadar büyük olursa-olsun, başı kesilir. 
Adakın yorığlı ay kılkı tüzün, üdi bolmağınça körünme özünEy saray içinde gezip-dolaÅŸan, halım tabiatli insan, vakti gelmeden, huzura girme. 
Kalı oldurur erse öz kur bulup, okıp baÅŸlasa ötrü kirgil turupEÄŸer kendi akranların ile oturuyorsan, çağırır-çağırmaz, yerinden kalk ve huzura gir. 
Kaçan söz sorar erse begler saÅ‹a, uzatma sözüŋni ay ersig toÅ‹aBeyler sana bir ÅŸey sorarlarsa, ey cesur yiÄŸit, cevap ver, fakat sözünü pek uzatma. 
Ayıtsa ötüŋil bilirin özüŋ, sözin kesse kodğıl uzatma sözügSorunca, kendi bildiÄŸini arzet; sözünü keserse, bırak, sözüne devam etme. 
Kalı aÅŸka begler okısa seni, edeb birle aÅŸ ye ked ögren munıEÄŸer beyler seni ziyafete davet ederlerse, yemeÄŸi edep ile ye; bunu iyice öğren. 
OÅ‹ elgiÅ‹ bile sen kötürgil yegü, bayat atı aÅŸnu ayıt ay bügüYemeÄŸi saÄŸ elin ile ye; ey hakîm insan, yemeÄŸe besmele ile baÅŸla. 
KiÅŸi utrukı aÅŸka sunma elig, özüŋ utrukı aÅŸ yegil ay siligBaÅŸkalarının önündeki yemeÄŸe el uzatma; ey temiz kalpli insan, kendi önündeki yemeÄŸi ye. 
Biçek tartma anda süŋük kemdime, aşığ tartmağıl sen kiÅŸig ündemeOrada bıçak kullanma, kemik sıyırma; baÅŸkalarına yemek uzatma ve buyur etme. 
TeÅŸi teg yemegil yeme tavrakın, silig bolma artuk tiÅŸi teg sakınYerken obur gibi yeme ve acele etme; fakat diÅŸi gibi de fazla nazlanma. 
Neçe me tok erse yegü beg aşı, bu begler aşı ol ağırlık başıİnsan ne kadar tok olsa bile, beyin yemeÄŸini yemelidir; bu beylerin yemeÄŸi ikbâlin baÅŸlangıcıdır. 
Ne törlüg bu iÅŸke tegir erse öz, bağırsaklıkın teg yaruk kılÄŸa közHer hangi bir iÅŸe memur edildiÄŸin vakit, o iÅŸi can ve gönülden yap; bu seni mesûd eder. 
İdi yakşı aymış biliglig kiÅŸi, bu söz tutsa asğı sav altun tuşıBilgili insan çok güzel söylemiÅŸ; bu söze göre hareket eden kimse karşılığında saf altın bulur. 
Kalı tegse beglik saÅ‹a belgülüg, bilig birle iÅŸlet iÅŸig ay külügEÄŸer sana gerçekten beylik nasip olursa, ey namlı, iÅŸi bilgi ile idâre et. 
Kalı yavÄŸu teÅ‹siz bolur erse sen, vefâ kıl neçe küç bulur erse senEÄŸer eÅŸsiz yavgu olursan, ne kadar kuvvetli olursan-ol, hiç bir vakit sadâkatten ayrılma. 
ApaÅ‹ tegse emdi sü erki saÅ‹a, akı bol oduÄŸ tur ay ersig toÅ‹aEÄŸer sana ordu başına geçmek kısmet olursa, ey merd yiÄŸit, cömerd ol ve uyanık dur. 
Tegir erse hıl ya saÅ‹a on otaÄŸ, elig yazÄŸu mâlın kılıç tutÄŸu yaÄŸSana takım veya on-otag rütbesi teveccüh ederse, malını dağıtıp, kılıç ve yaya sarılmalısın. 
Vezirlık tegip bolsa elgiÅ‹ uzun, törü urma isiz silig bol tüzünVezirlik isabet eder ve eline iktidar geçerse, kötü kanunlar vaz’etme, dâima halım ve yumuÅŸak ol. 
Ögelik tegir erse ögleŋü ol, yaŋılsa begi bu ayu berse yolBirine öğelik kısmet olursa, o akıllıca hareket etmeli ve beyi yanıldığı vakit, ona doÄŸru yolu göstermelidir. 
Kalı kök ayukluk tegir erse kör, özin ked küdezgü kutı badı kurEÄŸer kök-ayukluk nasip olursa, insan kendisini çok iyi gözetmelidir; o saadet kemerini kuÅŸanmış demektir. 
Sü başı ya el başı bolsa özüŋ, köni bol yiti tut kulakıŋ közüŋEÄŸer sen ordu veya eyâlet başına geçersen, doÄŸruluktan ayrılma; kulağını keskin tut. 
Özüŋ bolsa hâcib orunç almaÄŸu, çığay tul yetimler sözin tıŋlaÄŸuEÄŸer hâcib olursan, rüşvet almamalısın; fakir, dul ve yetimlerin arzularını dinlemelisin. 
Ağılıkka kılsa ağıçı seni, bütün çın bolup sen yorığıl köniSeni hazineye hazinedar yaparlarsa, itimat kazanmaÄŸa çalış; dâima doÄŸru ve dürüst hareket et. 
Bitigçi ılımÄŸa bulunsa özüŋ, köŋül sırrı bek tut çıkarma sözügEÄŸer kendin kâtip veya sır-kâtibi olursan, gönül sırrını sıkı muhafaza et; aÄŸzından söz kaçırma. 
Bu ol atka tegmiÅŸ tapuÄŸ kılÄŸuçı, munıŋda narusı uda bergüçiAsıl mansıp sahibi olan hizmetkârlar bunlardır; diÄŸer hizmetkârlar ise, bunlara tâbi olurlar. 
Bir ança yeme bar takı işçiler, töşekçi ya kuşçı yeme aşçılarDöşekçi, kuşçu ve aşçılar gibi, bâzı işçiler daha vardır. 
Bu yaÅ‹lığ tapuÄŸda yırak tur saÅ‹a, ereji birer ol kör emgek miÅ‹eBu nevi hizmetlerden sen uzak dur; bunların huzuru az, fakat zahmeti çoktur. 
Ağırlık tileseÅ‹ özüŋke tuçı, ağırla kiÅŸig sen ayâ koptaçıKendin her vakit hürmet görmek istersen, ey yükselen insan, baÅŸkalarına da hürmet et. 
UluÄŸuÄŸ uluÄŸla küdez hürmeti, saÅ‹a kelge devlet uluÄŸluk kutıBüyüğü büyük tut, onun itibarını gözet, sana da devlet ve ululuk saadeti gelir. 
Negü ter eÅŸitgil avuçğa sözi, avuçğa sözi tutsa açlur köziDinle, atalarımız ne der; atalar sözünü tutan kimsenin gözü açılır. 
UluÄŸ hürmeti bar ajunda törü, uluÄŸ kelse kopğıl adakın örüBüyükler muhteremdir, bu dünya kanunudur; büyük gelince, ayaÄŸa kalk. 
YaraÅŸur uluÄŸka kiçig hürmeti, uluÄŸ ma kiçigke kılur ok körüKüçüğün büyüğe hürmet etmesi lâzımdır; büyük de küçüğe aynı ÅŸekilde mukabele eder. 
Sözin kesti ögdülmiÅŸ aydı munu, bu yaÅ‹lığ bolur beg tapuğçı unuÖğdülmiÅŸ sözünü kesti ve:— îşte bey böyle, hizmetkâr da öyle olur — dedi — 
Men aydım eÅŸittiÅ‹ sen ögrendiÅ‹ ul, negü teg tapınÄŸu tükel bildiÅ‹ ulBen söyledim, sen dinledin ve iÅŸin esâsını öğrendin; nasıl hizmet edileceÄŸini iyice anladın. 
Bu yaÅ‹lığturur begke kılÄŸu tapuÄŸ, tapuÄŸ siÅ‹se ötrü açar kut kapuÄŸBeye yapılacak hizmet böyledir; hizmet makbule geçerse, ikbâl kapısı açılır. 
TusulÄŸu tapuÄŸ bu munı bilgü tap, kalı bildiÅ‹ erse özüŋ begke sapFaydalı hizmet budur, bunu bilmek kâfidir; bunu öğrenirsen, sen de beyin yakını olabilirsin. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bu söz, eÅŸittim men emdi ayâ edgü özOdgurmış cevap verdi:— Ey muhterem zat, ben ÅŸimdi bu sözleri dinledim — dedi — 
Takı bir sözüm bar ayıtÄŸu saÅ‹a, anı ma ayu bergil emdi maÅ‹aSana soracak bir sözüm daha var, onu da bana söyle. 
Özüm kendke kirse ilig tapğıŋa, baru turÄŸu künde anıŋ kapğıŋaBen hükümdarın hizmeti için, ÅŸehre inersem, her gün onun kapısına gitmem icap edecek. 
Negü teg yorıkın biliŋü adaÅŸ, tiriglik olardınturur ay kadaÅŸOrada insanların dostlukları ne gibi hareketleri ile belli olur; ey kardeÅŸ, bu hayat dâima onlar ile birlikte geçer. 
Er at birle ÅŸeksiz katılÄŸu kerek, olarka yaraşı tirilgü kerekHizmetkârlar ile, şüphesiz, münâsebetler kurmak ve onlar ile münâsip bir ÅŸekilde geçinmek lâzım gelecektir. 
Munı ma ayu ber maÅ‹a sen bu kün, negü teg katılÄŸu ukayın ögünBugün sen bunu da bana söyle; onlar ile nasıl münâsebetler kurmalıdır, bunu da iyice öğrenmiÅŸ bulunayım. 
ÖğdülmiÅŸ KapuÄŸdakı Er At Birle Negü Teg Tirilgüsin AyurÖğdülmiÅŸ Kapıdaki Hizmetkârlar İle Nasıl GeçinileceÄŸini Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu ma, kerekligturur ay kadaÅŸ aysamaÖğdülmiÅŸ cevap verdi: — Ey kardeÅŸ buda çok mühim ve üzerinde durulacak bir meseledir — dedi — 
Munı ma saÅ‹a emdi ögretgü ol, negü teg yorığu anı bilgü olBunu da ÅŸimdi sana anlatmalıyım; bu hususta nasıl hareket edileceÄŸini bilmen lâzımdır. 
Tiriglik olarnıŋ bile ol kadaÅŸ, kayusın kadaÅŸ tut kayusın adaÅŸEy kardeÅŸ, hayat onlar ile geçer; onlardan kimini kardeÅŸ ve kimini de kendine dost edinmelisin. 
KapuÄŸdakı birle yaraÅŸÄŸu kerek, katılÄŸu keliÅŸgü barışğu kerekKapıdaki insanlar ile iyice anlaÅŸmalı, onlar ile karışmalı ve onlara gidip-gelmelidir. 
KapuÄŸdakı birle yaraÅŸmasa uz, tiriglik tatımaz ayâ edgü özKapıdakiler ile iyice anlaÅŸmazsan, ey iyi insan, hayatın zevkini tadamazsın. 
Negü ter eÅŸitgil tapuÄŸ kılÄŸuçı, törü birle baÅŸlap kapuÄŸ tüzgüçiHizmet eden ve töreye göre kapı iÅŸleri tanzim eden insan ne der, dinle. 
Yakınlık tilese özüŋ beg bile, kapuÄŸdakı birle yakınlık tileSen beye yakın olmak istersen, kapıdakiler ile yakınlık te’sis etmeÄŸe çalış. 
UluÄŸluk tapayın tese sen özün, er at birle yakşı yorı ay tüzünSen büyüklük bulmak istersen, hizmetkârlara iyi muamele et, ey halim insan. 
Neçe me yakın tutsa begler seni, yaraşğıl er at birle turğıl köniBeyler seni ne kadar yakın tutarlarsa-tutsunlar, hizmetkârlar ile iyi münâsebet kur ve onlara karÅŸl dürüst ol. 
Tükel üç kotu ol kapuÄŸda kiÅŸi, bularnıŋ bile ol tiriglik iÅŸiKapıdaki insanlar tam üç sınıftır ve hayat iÅŸi bunlar ile görülür. 
Bularda biri özde ulÄŸuÅ‹turur, uluÄŸka tapınsa özüŋ kut bulurBunlardan biri senin büyüklerindir; büyüğe hizmet edersen, sen de saadete erersin. 
UluÄŸla olarnı ağırla sözin, seni edgü tutÄŸay yarutÄŸay yüzinOnları büyük bil, sözlerine hürmet et; onlar da sana güler yüz ile iyi muamele ederler. 
İdi yakşı aymış biliglig bügü, bügüler sözini uçuz tutmaÄŸuBilgili hakîm çok güzel söylemiÅŸ; hakimlerin sözüne itibâr etmek gerekir. 
Kiçigke uluÄŸluk uluÄŸdın kelir, uluÄŸka tapınsa kiçig kut alırKüçüğe büyüklük büyükten gelir; büyüğe hizmet ederse, küçük saadete ulaşır. 
UluÄŸlar sözin tut yumuÅŸ kıl yügür, uluÄŸ sözi tutsa tilekke tegirBüyüklerin sözünü dinle, hizmetlerine koÅŸ; büyüklerin sözünü tutan, arzusuna eriÅŸir. 
UluÄŸlar kut ol kör tilese kutuÄŸ, tapınğıl tapuÄŸkaturur kut tutuÄŸBüyükler ikbâldir; ikbâle kavuÅŸmak istersen, hizmet et; ikbâl için rehin olarak hizmet vermelidir. 
Takı bir saÅ‹a teÅ‹ tuÅŸ ol ay kadaÅŸ, yıratsa yağı ol yaÄŸutsa adaÅŸEy kardeÅŸ, bir de sana denk ve akran olanlar vardır; onları kendinden uzaklaÅŸtırırsan, sana düşman, yaklaÅŸtırırsan, dost olurlar. 
İşiÅ‹ hem tuÅŸuÅ‹ bu katılÄŸu kiÅŸi, yanutka yanut kıl iÅŸiÅ‹e tuşıDerece itibârı ile sana denk olan bu insanlar aralarına karışacağın kimselerdir; onların hareket ve muamelelerine karşılık, sen de aynı muameleyi göster. 
Takı bir seniÅ‹de basa ol kiçig, bularnıŋ bile ol açığ ya süçigBiri de senden sonra gelen küçüklerdir; hayatın acı ve tatlı anları bunlar ile birlikte duyulur. 
Basıtma katığlan kiçigke özüŋ, tilin oynamağıl tıda tut sözügGayret et, küçüklerin sana tahakküme kalkışmalarına meydan verme; onlarla ağız ÅŸakası yapma, diline hâkim ol. 
TapuÄŸ kılsa bir neÅ‹ yazuk kılsa ur, yava ıdma boÅŸlaÄŸ iÅŸin aytu turBunlar hizmet ederken, her hangi bir ÅŸeyde yanlışlık yaparlarsa, cezalandır; onları başı-boÅŸ bırakma, iÅŸlerini dâima murakabe et. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ kalın tut katıl, kalın bolsa koldaÅŸ öger tegme tilÇok dost, ahbap ve arkadaÅŸ edinmeÄŸe çalış ve onlar ile sık-sık görüş; ahbapların çok olursa, her kes seni medheder. 
Yağı kılma özke kiÅŸig bilmedi, yaÄŸlığ kiÅŸiler sevinç bulmadıİnsanları bilmeyerek kendine düşman etme; düşmanı olan insanlar sevinç yüzü görmezler. 
Neçe az yağı erse yası telim, yağıda asığ bar tep aymaz tilimDüşman ne kadar az olursa-olsun, zararı çoktur; düşmanda fayda olduÄŸunu söylemeÄŸe dilim varmaz. 
Negü ter eÅŸitgil ay köŋli oduÄŸ, yağı yası tegrüp tokımış yoduÄŸEy uyanık gönüllü insan, dinle, düşman yüzünden ziyan görmüş olan insan ne der. 
Bir ök erse düşmân miÅ‹ ol yaslıkı, miÅ‹in dôstuÅ‹ erse bir ol azlıkıDüşman biricik de olsa, onun zararı bindir; binlerce dostun olsa bile, dâima bir tanesi eksiktir. 
KiÅŸi düşmânındın asığ kılmadı, kalı kıldı erse özi uzlukıinsan düşmanından fayda görmemiÅŸtir; eÄŸer görmüş ise, bu ancak kendi mahareti sayesinde olmuÅŸtur. 
Negü teg kılınsa saÅ‹a koldaşıŋ, sen andaÄŸ kılınğıl sevinsü iÅŸiÅ‹Arkadaşın sana nasıl muamele ederse, sen de ona öyle muamele et, sevinsin. 
Özüŋke teÅ‹eÅŸi tutunğıl adaÅŸ, teÅ‹eÅŸlig teÅ‹eÅŸi bile ol tüdeÅŸKendine denk olan kimseyi ahbap edin; insan ancak kendisine denk olan ile hem-renk olabilir. 
İsiz iÅŸ tutunma yırak tur teze, isiz iÅŸ azıtur seni yol özeKötüyü arkadaÅŸ edinme, ondan uzak dur, kaç; kötü arkadaÅŸ seni yolundan ÅŸaşırtır. 
Özüŋ edgü atlığ bolayın tese, isizke katılma katığlan usaSen iyi nâm kazanmak istersen, elinden geldiÄŸi kadar, kötüler ile düşüp-kalkmamaÄŸa gayret et. 
KamuÄŸ neÅ‹ni kördüm öz ügrün yorır, kiÅŸi yılkı kuÅŸ kurt öz ügrin bilirNereye baktım ise, her mahlûkun kendi hem-cinsi ile gezdiÄŸini gördüm; insan, hayvan, kuÅŸ-kurt hem-cinsini bilir. 
Negü ter eÅŸitgil ay ilçi başı, sınap edgü isiz keçürmiÅŸ yaşıiyi ve kötüyü tecrübe ile hayatını geçirmiÅŸ olan büyük hükümdar ne der, dinle. 
Sığırçuknı kördüm uçar kak ara, teÅ‹in baktım erse ikigü karaSığırcığı gördüm, kaklar arasında uçar; arkadaÅŸlarına bakınca, gördüm ki, ikisi de karadır. 
KuÄŸuka katılmaz körü tur yuÄŸak, kara kuÅŸ ürüŋ kuÅŸ bile ked yırakDikkat edersen, yugak kuÄŸuya katılmaz; ak-kuÅŸ ile kara-kuÅŸ birbirinden çok uzaktır. 
Uçar kuÅŸ iÅŸin bildi tuttı ügür, kiÅŸi sen katılÄŸu kiÅŸigni üdürUçar kuÅŸ bile eÅŸini bilir ve sürüsünü bulur; sen insansın, içine karışacağın adamları seç. 
İki törlüg ol bu yakınlık iÅŸi, bu iki üçün dôst tutar ol kiÅŸiYakınlıktan aranılan ÅŸey iki türlü olur; bu iki ÅŸey için insan dost edinir. 
Biregü tutar iÅŸ kiÅŸig teÅ‹rilik, bu iÅŸlik içinde yok ol egrilikBiri, her türlü menfaat dışında, ilâhî bir sevgi ile arkadaÅŸ edinir; bu arkadaÅŸlık içinde sadakatsizlik hâtıra gelmez. 
Takı bir tutar iÅŸ öz asğı üçün, bu iÅŸlik tüp ükmez bolur ol küçünBiri de kendi menfaati için arkadaÅŸ edinir; bu arkadaÅŸlık zorakidir ve hiç bir vakit esaslı olmaz. 
Kalı teÅ‹rilik iÅŸ tutunsa özüŋ, yükin yüd açığ kılma tügme yüzüŋEÄŸer sen menfaatsiz ve ilâhî bir sevgi ile arkadaÅŸ edinmek istersen, onun yükünü yüklen, hiç bir vakit yüzünü ekÅŸitme ve kaÅŸlarını çatma. 
Munıŋ asğı munda tileme serin, bu asğıŋ bayat birge anda yarınBunun faydasını burada arama, sabırlı ol; bunun ecrini yarın orada Tanrı verecektir. 
ApaÅ‹ dünyâ asğı üçün erse iÅŸ, bu iÅŸke katılma katılsa se ÅŸeÅŸEÄŸer dostluk dünya menfaati için ise, onlar ile arkadaÅŸlık etme; eÄŸer etmiÅŸ isen, ayrıl. 
Negü ter eÅŸitgil adaÅŸ tutmış er, adaÅŸ asğı yası sınap bilmiÅŸ erDost edinmiÅŸ olan ve dostluÄŸun fayda ve zararlarını tecrübe ile bilen insan ne der, dinle. 
Adaşığ asığ yas içinde sına, bu yerde adak tikse bek tut seneDostu menfaat ve zarar içinde tecrübe et; eÄŸer o bu hâllerde de dostluÄŸuna devam ederse, ona sıkı yapış. 
AdaÅŸ köŋli bilmek tilese özüŋ, buÅŸurğıl sözün sen yeme tüg yüzüŋDostun içini öğrenmek istersen, sen onu sözle hiddetlendir ve ona kaÅŸlarını çat. 
Sever sevmezin sen bileyin tese, sevügrek neÅ‹in kol ukulÄŸay basaSeni sevip-sevmediÄŸini anlamak istersen, ondan çok sevdiÄŸi bir ÅŸeyini iste, derhâl anlaşılır. 
Kaşın tügmese ol bu iki yirig, bu cân birle tüz tutÄŸu uÅŸ bu erigEÄŸer bunların her ikisinde de infial göstermezse, bu insanı canın gibi aziz tut. 
Ozunçı kiÅŸike katılma yıra, ozunçı tilinde küyer ot kör eMüfterilere katılma, onlardan uzak dur; müfterinin dilinde yanar ateÅŸ vardır. 
Ozundın kopar ol ajun bulÄŸakı, ozunçı başın kes ay ersig akıDünya karışıklığı iftiradan kopar; ey merd cömert, müfterinin başını kes. 
Yana umduçı birle bolma yaÄŸuk, seziksiz saÅ‹a bu yağı bolÄŸay okBir de menfaat-perest insana yakın durma; o sana, şüphesiz, düşman olacaktır. 
Kalı umdusın bulsa ol umduçı, ataÄŸay seni ol ini ya eçiEÄŸer menfaat-perest insan umduÄŸunu bulursa, sana büyük veya küçük kardeÅŸ gibi muamele eder. 
Kalı bulmasa ol evürgey yüzin, toÄŸup körmedük teg yıratÄŸay özinEÄŸer bulamazsa, senden yüz çevirir, seni hiç görmemiÅŸ gibi davranır ve senden uzaklaşır. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ tutun umdusuz, ınanğıl aÅ‹ar sen tiril kadÄŸusuzMenfaat gözetmeyen dost, ahbap ve arkadaÅŸ edinmeÄŸe çalış; onlara inan ve kaygısız yaÅŸa. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ sevinç kadÄŸuda, tusulur kiÅŸike isiz edgüdeDost, ahbap ve arkadaÅŸ sevinç ve kaygıda, iyi ve kötü zamanlarda insana faydalı olan kimselerdir. 
Sevigli üküşrek tilese özüŋ, tuz etmek yitürgil açuk tut yüzüŋSeni daha çok sevmelerini istersen, onlara tuz-ekmek yedir ve her vakit güler yüz göster. 
Bu iki kılıkka isinür kiÅŸi, isiz edgüde bu kılur öz iÅŸiBu iki hareket insanı kendine ısındırır; o da iyi ve kötü anlarda kendisinin üzerine düşen vazifeyi yapar. 
MuÅ‹ar meÅ‹zetü sözlemiÅŸ söz bilig, bu söz iÅŸke tutğıl ay kılkı siligBilgi buna benzer bir söz söylemiÅŸtir; ey temiz tabiatli insan, sen buna göre hareket etmeÄŸe çalış. 
Tuz etmek yetürgil kiÅŸike küle, yüzüŋni yaruk tut süçig söz bileİnsanlara güler yüz göster ve onlara tatlı sözle tuz-ekmek yedir. 
KiÅŸig kul kılığlı bu iki kılınç, adın bulmadım men bulunsa tileİnsanları kul yapan bu iki harekettir; ben baÅŸkasını bulamadım; varsa, sen bul. 
İki törlüg ol kör yeme ol yağı, yağı bolsa erke yadıldı ağıDüşman da iki türlü olur; bir insanın düşmanı olursa, kendisine tuzak kurulmuÅŸ demektir. 
Biri teÅ‹rilik ol yağı boldaçı, bu kâfir yağılar yağı ol tuçıDüşmanlardan biri din düşmanıdır; bu kâfir düşman her vakit düşmandır. 
Takı bir yağılık asığ yas üçün, bolur bu yağılık kılur er öçünBir de menfaat yüzünden düşmanlık olur; bu düşmanlığı insan intikam hissi ile yapar. 
YağılaÄŸu kâfir yağısın katığ, yuluÄŸla bu iÅŸke et öz kıl satığKâfir düşmanla amansız mücâdele etmelidir; bu iÅŸe, gönüllü olarak, kendini feda et. 
Asığ yas üçün bolsa emdi yağı, aÅ‹ar kod ol asğıŋ yaraÅŸ ay ağıSana bir kimse menfaat için düşman olursa, ey cömert, sen kendi menfaatinden vaz geç ve onunla barış. 
Yağıka asığ kılsa boldı yaÄŸuk, yağı yası kılÄŸay kör asğı anukDüşmanın menfaati te’min edilirse, o sana yaklaşır; böylece onun zararı yerine, sana faydası dokunur. 
Katığlan yağıŋnı yakın kıl yaraÅŸ, selâmet tirilgil esen bolÄŸa baÅŸDüşmanını dost etmeÄŸe gayret et; onunla barışarak, emniyet ve huzur içinde yaÅŸa. 
Yağıda asığ yok yetürgil bilig, asığ bolmaz iÅŸke tegürme eligBir kimse ile düşman olmakta hiç bir fayda yoktur, bunu iyice bil; faydası olmayan iÅŸe el sürme. 
TapuÄŸ öz kılın kılma özke yağı, yağılığ kiÅŸike kopar miÅ‹ çoğıSen hizmette kusur etme, kendine düşman edinme; düşmanı olan kimsenin başı bin türlü derde girer. 
AdaÅŸ tut kiÅŸide talusın kedin, yavuz bolsa iÅŸ tuÅŸ ökünç yer kediniyi ve seçkin kimseleri ahbap edin; insanın eÅŸi ve arkadaşı kötü olursa, sonunda peÅŸiman olur. 
Talu er tilese yakın tutÄŸuka, iki törlüg ol bu tilek bulÄŸukaYakınlık göstermek için seçkin bir kimse dilersen, bu arzuna iki türlü insanla eriÅŸebilirsin. 
Biri aslı edgü kiÅŸi üdrümi, bulunsa adaÅŸ tut ay er ködrümiBiri aslında-esâsında iyi ve insanların seçkini olan bir kimsedir; bulursan, onu arkadaÅŸ edin, ey olgun insan. 
Takı bir sakınuk bayatığ bilir, kiÅŸi ol kiÅŸilik munıŋdın kelirBiri takva sahibi ve Tanrıyı bilen kimsedir; her türlü insanlık ondan gelir. 
Yakınlık bu iki kiÅŸi birle tut, bulardın saÅ‹a teggey edgü yanutBu iki türlü insana yakınlık gösterir; bunlar senin dostluÄŸuna dâima iyilik ile mukabele ederler. 
İsizke çavıkmış kiÅŸidin yıra, bu yaÅ‹lığ kiÅŸiler kılınçı karaKötülükleri ile şöhret bulan kimselerden uzak dur; böyle kimseler kara huylu insanlardır. 
Karaka yaÄŸuma ay kılkı ürüŋ, ürüŋke kara terk yukar ol körüŋEy ak-pâk tabiatlı insan, sen karaya yaklaÅŸma; dikkat et, beyaza siyah çabuk bulaşır. 
Ne edgü bilig berdi bilge öge, biliglig okısa sakınÄŸa ögeAlim müşavir ne güzel bilgi vermiÅŸ; bilgili bunu okursa, düşünür ve daha ihtiyatlı olur. 
İsizke katılma ay edgü kiÅŸi, isiz bolÄŸa kılkıŋ ol isiz tuşıEy iyi insan, kötüye katılma; o kötünün tabiati gibi, seninki de kötü olur. 
Yavuzka yaÄŸuma ay üdrüm talu, yavuz bolÄŸa atıŋ irilgey toluEy seçkin, güzide insan, kötüye yaklaÅŸma; adın kötü olur ve saadetine halel gelir. 
YaraÄŸsız kiÅŸike yorıma yaka, yaraÄŸsız saÅ‹a kelge tutÄŸa yakaMünasebetsiz kimselere yakın gitme; yoksa onlar da sana gelir ve yakanı bırakmazlar. 
Üküş kördüm edgü atanmış kiÅŸi, isizke katıldı buzuldı iÅŸiîyi nâm ile tanınmış bir çok kimseleri gördüm; kötü insanlar ile karışınca, iÅŸleri bozuldu. 
Telim kördüm edgüg isiz iÅŸ üçün, yoduÄŸka ilindi yokadlı küçünKötü arkadaÅŸ yüzünden zarar gören ve zorla adı-sanı silinip-giden iyiler çok gördüm. 
Bu begler evi atı karşıturur, bu karşı içindeki karşıtururBu beyler evine saray ( karşı ) derler; bu saray içindekiler her vakit birbirlerine karşı gelirler. 
Tepizlik bolur bu kapuÄŸda üküş, tepiz kayda erse tütüş ol uruÅŸBu saray kapısında birbirini çekememek çok olur; nerede çekememek olursa, orada kavga eksik olmaz. 
SeniÅ‹de uluÄŸuÅ‹ seni tepsegey, uçuz bolÄŸa özüŋ ökünçler yegeySenden büyükler seni çekemezler; sen de itibardan düşer ve peÅŸiman olursun. 
Yeme tepsegey kör saÅ‹a teÅ‹ tuÅŸuÅ‹, körülmege edgüŋ tünergey künüŋSeninle müsâvî derecede olanlar da seni çekemezler; yapmış olduÄŸun iyilikler görülmez ve günün geceye döner. 
SeniÅ‹de kiçigiÅ‹ saÅ‹a tapsula, tilemegey edgüŋ tepizlik bileSenden küçükler sana haset ederler; çekememezlik yüzünden, senin iyiliÄŸini istemezler. 
Bu yaÅ‹lığ üçün karşı karşı bolur, ikigün karışsa birisi ölürBöyle olduÄŸu için saraydaki insanlar birbirine karşı olurlar; bunlardan ikisi birbirlerine karşı gelirse, biri ölür. 
Katığlan sen emdi ay köŋlüm küni, kiÅŸig tepsemegil yorığıl köniEy gönülümün güneÅŸi, sen ÅŸimdi insanlara karşı hasûd olmamaÄŸa ve doÄŸruluktan ayrılmamaÄŸa çalış. 
Tepizlik ig ol bir otatÄŸu uzun, yemiÅŸi anı yer sızar bu özünÇekememek bir hastalıktır ve uzun bir tedaviye muhtacdır; onun yediÄŸi kendisini yer ve o kendi-kendisini eritir. 
Bayat hükmi ol barça edgü isiz, bayat berse tepsep tıdumaz tepiziyilik ve kötülük hep Tanrı hükmüdür; Tanrı verirse, çekemeyen insan hased ile ona mâni olamaz. 
Negü asğı ötrü kiÅŸig tepsemek, kiÅŸig tepsegüçi soŋı iglemekBöyle olunca, insanları çekememenin ne faydası var; insanları çekemeyen kimsenin sonu hastalıktır. 
Uğınça kamuÄŸka özüŋ edgü kıl, saÅ‹a edgü bolÄŸay sezik tutmağılGücün yettiÄŸi kadar her kese iyilik et; hiç şüphe etme, sana bundan ancak iyilik gelir. 
Sevinç bolsa kimke özüŋ sevnü ber, sakınç kadÄŸu tegse yeme saknu berBirinin sevinci varsa, buna sen de sevin; o keder ve kaygıya düşerse, sen de kederlen. 
Atıŋ edgü bolÄŸay seni sevgeler, saÅ‹a katlayın tep tüzü ivgelerBöylece adın iyi olur; insanlar da seni severler ve her kes seninle dost olmaÄŸa can atar. 
Yağı kılma özke katığlan kadaÅŸ, neçe tutğıl emdi kadaÅŸ ya adaÅŸKardeÅŸim, ne kadar çok kardeÅŸ veya dost edinirsen-edin, yalnız kendine düşman edinmemeÄŸe gayret et. 
Kalı bolsa emdi saÅ‹a bir yağı, osal bolmağıl sen anuk tut ağıEÄŸer sana biri düşman olursa, gafil olma; sen de ona karşı ağını hazır tut. 
Negü ter eÅŸitgil yağılamış er, yağısı özele elig bulmış erDüşmanla çarpışmış ve düşmanını alt etmiÅŸ olan insan ne der, dinle. 
Usanma yağıka yakın turma kit, yağığ sen usandur anı torka yetGâfıl olma, düşmana yakın durma, uzaklaÅŸ; düşmanı sen gafil avla ve onu tuzaÄŸa düşürmeÄŸe bak. 
Sınama yağığ sen bedük bil uluÄŸ, tayaklık yağıka temür kalkan etDüşmanı deneme, sen onu büyük ve kuvvetli bil; elinde sopa olan düşmana karşı sen demir kalkan hazırla. 
Bu iÅŸ tuÅŸ yükin yüd sıma köŋlini, sözümni unıtma küdezgil munıEÅŸ ve arkadaÅŸlarının yükünü yüklen, gönüllerini kırma; sözünü unutma, bunu dâima göz önünde tut. 
Yağı bolsa iÅŸiÅ‹ öŋer cânıŋa, ya tirmiÅŸ yumıtmış anuk mâlıŋaEÄŸer arkadaşın sana düşman olursa, o senin canına yahut toplayıp biriktirdığin malına kasdeder. 
İçiÅ‹ni taşıŋnı adaşıŋ bilir, bu iç taÅŸ biligli kiÅŸi neÅ‹ alırArkadaşın senin içini-dışını bilir; bu içi-dışı bilen insan senden bir çok ÅŸeyler koparır. 
Tilese neÅ‹iÅ‹e tegürgey elig, tilese cânıŋka yetürgey yiligO isterse, senin malına el uzatır; isterse, canını ilik ile besler. 
Özüŋni negü teg küdezse özüŋ, iÅŸiÅ‹ni anı teg küdez kes sözügSen kendini nasıl gözetirsen, arkadaşını da öyle gözet; sözü uzatma. 
AdaÅŸ tutmak âsân küdezmeki sarp, yağı bolmak âsân yaraÅŸmakı sarpDost edinmek kolay, fakat dostluÄŸu muhafaza etmek güç; düşman olmak kolay, fakat barışmak güçtür. 
Yağıŋ boldı erse et öz cân küdez, yağılığ kiÅŸiler kutulmakı azDüşmanın varsa, canını ve tenini koru; düşmanı olan insanların kurtulması güçtür. 
İki törlüg erke katılma yıra, katıldıŋmu bulÄŸak kopurÄŸay kör eÅžu iki türlü kimse ile münâsebette bulunma, onlardan uzak dur; eÄŸer onlara karışırsan, bakarsın, karışıklık çıkarırlar. 
Birisi ozunçı yoÅ‹aÄŸ kılÄŸuçı, biri iki yüzlüg kiÅŸi umduçıBiri müfteridir, gammazlık eden adamdır; biri iki yüzlü, menfaatperest kimsedir. 
Yeme tutma borçı kiÅŸig sen adaÅŸ, vefâ kılmaÄŸay ol köŋül kılÄŸa baÅŸBir de içkiye düşkün kimseyi kendine arkadaÅŸ edinme; o sana vefa göstermez, ancak kalbini kırar. 
Öz asğı tiler dôstka berme köŋül, asığ bulmasa boldı düşmân tüŋülYalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül baÄŸlama; fayda görmezse, sana düşman olur; ondan vaz geç. 
Yakınlık kılu tursu tese özün, bulıp koltÄŸu kolma bolu bir sözünİnsanların sana her vakit yakınlık göstermelerini istersen, onlardan hiç bir istekte bulunma ve onların suyuna git. 
Sevinçin tiriglik bulayın tese, kiÅŸig tepsemegil katığlan usaHayatını sevinç içinde geçirmek istersen, mümkünse, insanlara hased etmemeÄŸe gayret et. 
Yağığ kul kılayın tese sen tükel, töküp ıd sav altun sunup tut sakalDüşmanlarını kendine râm etmek istersen, saf altın dök ve onların sakalını eline al. 
Yakınığ yıratmak tilese özüŋ, negü kolsa berme irig tut sözügYanındakini kendinden uzaklaÅŸtırmak istersen, ona istediÄŸini verme ve onunla bir az kaba konuÅŸ. 
Tiriglik uzunın tiler erse sen, akı bol tuz etmek yetür usa senEÄŸer uzun ömür dilersen, cömert ol; baÅŸkalarından mümkün mertebe tuz-ekmeÄŸi esirgeme. 
KamuÄŸka sevitmek tilese özüŋ, köŋül til biriktür süçig tut sözügKendini her kese sevdirmek istersen, sözün ve fikrin birbirine uygun ve dilin tatlı olsun. 
Ağırlık bulayın tese sen özün, ağırla kiÅŸig sen ay kılkı tüzünSen kendine hürmet edilmesini istersen, baÅŸkalarına hürmet et, ey yumuÅŸak huylu insan. 
Tükel bay bolayın tese belgülüg, barıŋa tapı bol kötürdüŋ ülügHer bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkar ol; böylece kendi nasibini elde etmiÅŸ olursun. 
KiÅŸi tutçı ögmek tilese özüŋ, kılınç edgü tutğıl yaruk tut yüzüŋİnsanların seni her vakit eÄŸmelerini istersen, onlara karşı iyi ol ve güler yüzle muamele et. 
Bu yaÅ‹lığ bolur ol kiÅŸi aslısı, kiÅŸike kiÅŸilik kiÅŸi belgüsiAsıl insan böyle olur; insana karşı insanlık göstermek insanlık ÅŸiarıdır. 
KiÅŸi aslı bilmek tilese özüŋ, kılınçında körgil açılÄŸay sözügBir kimsenin aslını öğrenmek istersen, onun hareketine bak, hemen anlaşılır. 
İdi yakşı aymış bu beyt ayÄŸuçı, sözin mani birle tanuk kılÄŸuçıŞu beyti söyleyen, sözü ve mânasını birbirine ÅŸahit gösteren insan çok güzel söylemiÅŸ. 
KiÅŸi aslı bilmek tilese açuk, köŋül til kılınçı bu iÅŸke tanukİnsanın aslını açık olarak bilmek istersen, dikkat et, onun düşüncesi, sözü ve hareketi buna ÅŸahittir. 
Kılınç edgü bolsa köŋül til köni, tüpi aslıŋa bu tanuk ol anukHareketi iyi, düşüncesi ve sözü doÄŸru ise, bu onun aslına-esâsına derhâl ÅŸehâdet eder. 
Otunka katılma ay aslı arığ, yüzüŋnüŋ suvın eltge sendin arığAdî kimselere katılma, ey temiz asıllı insan, onlar sende hiç yüz suyu bırakmazlar. 
Negü ter eÅŸitgil törülüg kiÅŸi, otundın yıramış ukuÅŸluÄŸ başıKendisini bu nevi âdî ve küstah kimselerden uzak tutan, akıl ye terbiye bakımından ileri gelen insan ne der, dinle. 
Otunka katılma silig bol amul, tütüş aslı barça otundın oÄŸulKüstah kimselere katılma, temiz ve halım ol; ey oÄŸul, bütün kavgalara bu küstahlar sebep olurlar. 
Buşı birle bolma yeme ked yakın, kalı buÅŸsa buzÄŸay yakınlık hakınBir de celalli kimse ile pek yakın olma; eÄŸer hiddetlenirse, yakınlık hakkını ayak altına alır. 
Köŋül sırrı açma sözüg tegmeke, kalı açtıŋ erse özüŋ emgek eGönül sırrını ve sözünü her kese açma; eÄŸer açarsan, kendin zahmete düşersin. 
Yakınlık tilese tuçı üstikü, kötürgil tamanı tirilgil böküDâima artan bir yakınlık görmek istersen, tamahkârlığı ortadan kaldır; ona her yerde manî ol. 
Kalı kolsa sen tutçı meÅ‹ziÅ‹ kızıl, köni bol kutulduÅ‹ sen inçin tirilEÄŸer yüzünün dâima gülmesini istersen, doÄŸru ol; endiÅŸesiz ve huzur içinde yaÅŸa. 
Uzunluk tilese özüŋ hem sözüg, elig kısÄŸa tutğıl kutuldı özüŋHem kendinin hem sözünün nüfuzunu kırmamak istersen, her iÅŸe müdâhale etme; bu suretle onu te’min etmiÅŸ olursun. 
Yüzüŋ tutçı suvluÄŸ tutayın tese, tilin sözleme sözni yalÄŸan usaHer vakit ÅŸeref ve itibarını muhafaza etmek istersen, aÄŸzından yalan söz çıkarmamaÄŸa gayret et. 
Kayu yerde devlet kötürse başı, bolu ber aÅ‹ar sen ay edgü kiÅŸiNerede ikbâl başını yükseltirse, ey iyi insan, sen derhâl onun suyuna git. 
ÖçeÅŸme bu devlet bile sen yaraÅŸ, yaraÅŸmazsa devlet aÄŸu kılÄŸa aÅŸSen ikbâl ile mücâdeleye kalkma, onunla anlaÅŸ; anlaÅŸamazsan, o sana yediÄŸin yemeÄŸi zehir eder. 
Kalı kolsa sen söz yorık bolÄŸusın, ayıttukta sözle köni bolsu çınEÄŸer sözünün dâima nafiz ve müessir olmasını istiyorsan, sordukları vakit söyle ve sözün doÄŸru, dürüst olsun. 
KuruÄŸ sözleme sen kiÅŸig soÅ‹dama, uÅŸak söz ederme yeme kiknemeBoÅŸ söz konuÅŸma, insanları çekiÅŸtirme; dedi-koduya uyma ve kendin de dedi-kodu yaparak, fitne uyandırma. 
Tüpi yılturur söz köŋül aÄŸrıtur, köŋül aÄŸrısa er seni yavrıturSöz her ÅŸeyi alt-üst eden bir rüzgârdır, kalbi sızlatır; kalbi sızlayan kimse seni mahvedebilir. 
Özüŋde uluÄŸka tilin özneme, cevâb kılÄŸu yerde irig sözlemeKendinden büyüklerin sözüne karşı gelme; cevap vermek icap ettiÄŸi zaman, kaba söz söyleme. 
UluÄŸuÄŸ ağırla küdez hürmeti, uluÄŸluk saÅ‹a kelgey yukÄŸay kutıBüyüklere saygı göster, hürmette kusur etme; böylece sen de yükselirsin, onların saadeti sana da bulaşır. 
SaÅ‹a teÅ‹ tuÅŸuÅ‹ birle eltiÅŸ barış, katılğıl karılğıl alış hem beriÅŸSen kendi akranlarını sık-sık ziyaret et; onlara katıl ve onlar ile münâsebetini kesme. 
Ağırla seni ol ağırlasa çın, uçuzla uçuzlasa barma yakınSana gerçekten hürmet gösterenlere sen de hürmet et; saygısızları sen de sayma ve onlara yakın durma. 
Negü teg kılınsa sen andaÄŸ kılın, süçig sözlese söz süçig bol tilinOnlar nasıl hareket ederlerse, sen de öyle yap; tatlı söz söyleyenlere sen de tatlı dil ile mukabele et. 
KamuÄŸ edgüke bol sen edgü kiÅŸi, isizke isiz bol ol isiz tuşıİyilere karşı dâima iyi insan ol; kötülere karşı da, kötülükleri derecesinde, kötü ol. 
İdi yakşı aymış törü bilmiÅŸ er, törü öŋdi birle bodun tüzmiÅŸ erTöreyi bilen, töre ve kanun ile halkı idare eden insan çok iyi söylemiÅŸ. 
Seni siz teseler anı siz tegil, takı anda yegrek yanut sözlegilSana “siz” diyenlere sen de “siz” tâbirini kullan; mukabelede dâima karşındakinden daha nâzik davran. 
Kaya yaÅ‹kusındın kodı bolmağıl, seni sen teseler anı senlegilKaya yankısından daha aÅŸağı kalma; sana “sen” diyenleri sen de senle. 
Bu yaÅ‹lığ bolur kör er at suhbeti, katılmak tilese emi bu otıHizmetkârlar ile münâsebet böyle olur; onlar arasında yaÅŸamak istersen, devası ve çâresi budur. 
Ayu berdim emdi eÅŸitti özüŋ, köŋülke alınğıl uzatma sözügİşte ben söyledim, sen dinledin; bunlar hatırında bulunsun; iÅŸte bu kadar. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yanut berdi odğırmış aydı bu söz, eÅŸittim men emdi ayâ köŋli tüzOdgurmış cevap verdi ve:— Bu sözleri dinledim, ey temiz kalpli insan — dedi — 
Munıŋda adın ma takı bar sözüm, anı ma ayu ber ay körklüg yüzümBundan baÅŸka bir sözüm daha var; ey güzel yüzlüm, onu da bana söyleyiver. 
Bu kün bu özüm kend uluÅŸka kirip, katılÄŸu karılÄŸu bodunka yorıpBugün kendim kasaba ve ÅŸehre gidersem, halk arasına karışmak ve onlar ile birlikte yaÅŸamak icap eder. 
Negü teg yorığu olarnıŋ bile, munı ma ayu ber maÅ‹a söz ulaOnlar ile nasıl bir münâsebet kurmalıyım; söz açılmışken, bunu da bana anlat. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaÖĞDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu söz, kereklig erür çın ayâ kılkı tüzÖğdülmiÅŸ cevap verdi:— Bu söz, ey temiz kalpli insan, gerçekten lüzumlu bir sözdür — dedi — 
Kerek bolÄŸu sözni ayıttıŋ maÅ‹a, ayayın eÅŸitgil munı men saÅ‹aİleride sana lüzumlu olacak bir meseleyi bana sordun; dinle, ben ÅŸimdi sana söyleyeyim. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmışka Kara Âm Bodun Birle Neteg KatilÄŸu Kerekin AyurÖğdülmiÅŸ Odgurmış’a Avam İle Nasıl Münâsebet Kurulması Lâzım GeldiÄŸini Söyler 
Kara âm bodun barça kılkı öŋi, biligi ukuşı kılınçı teÅ‹iAvam halkın tabiatı tamamen ayrıdır; onun bilgisi, aklı ve tavrı da tabiatı gibidir. 
Kılıksız bolurlar kara âm bodun, törü yok toku yok katılmış üdünAvam halk görgüsüz olur; aralarındaki münâsebetlerinde ne töre, ne de usûl vardır. 
Velikin bularsız yeme bolmaz iÅŸ, tilin edgü sözle aÅ‹ar bolma iÅŸFakat yine bunlarsız iÅŸ olmaz; onlara karşı iyi muamelede bulun, fakat onlarla arkadaÅŸlık etme. 
Kara kılkı barça bolur kap kara, kara kılma özni küdezü tur aAvâmm, kara halkın, tabiati her vakit kap-karadır; iyice dikkat et, kendini karaya bulaÅŸtırma. 
Kara kılkı baÅŸsız kılınçı saşı, iÅŸi küdgi barça kılınçı tuşıKara halkın hareketi başı-boÅŸ ve tabiati birbirini tutmaz; onun iÅŸi gücü de hep tabiati gibidir. 
Yemekig bilirler karın todÄŸusı, boÄŸuzda adın yok olar kadÄŸusıKarınlarını doyurmak için yemeÄŸi bilirler; onların boÄŸazdan baÅŸka bir kaygıları yoktur. 
Negü ter eÅŸitgil kara kılkını, sınap sözlegüçi kiÅŸi barkınıTecrübeye dayanan ve yolundan hiç ÅŸaÅŸmayan insan kara halkın tabiati hakkında ne der, dinle. 
Kara kadÄŸusı barça karnı üçün, bodun tevÅŸigi barça boÄŸuzı üçünKara halkın kaygısı hep karnıdır; onun çalışıp-didinmesi hep boÄŸazı içindir. 
Telim halklar öldi bu boÄŸuzı üçün, kara yer katında yeyür ot öçünBir çok kimseler bu boÄŸaz uÄŸrunda canlarını vermiÅŸlerdir; ÅŸimdi de kara toprak altında peÅŸimanlıkla ateÅŸ yerler. 
Kara karnı todsa tili baÅŸsırar, basa tutmasa bek özi erk sürerKara halkın karnı doyarsa, ileri-geri konuÅŸmaÄŸa baÅŸlar; iyice itaat altına alınmazsa, kendisi hâkim olmaÄŸa kalkışır. 
Olarka yeme ök katıl ay kadaÅŸ, birü tur olarka yegü içgü aÅŸEy kardeÅŸ, onlar ile de münâsebet kur; onların yiyecek ve içeceklerini eksik etme. 
Tilin sözle yumÅŸak negü kolsa ber, berigli alır kör anıŋ asğı yerOnlara karşı yumuÅŸak dil kullan, ne isterlerse, ver; dikkat et, veren alır ve kârından istifâde eder. 
Üküş sözleme söz serin til küdez, üküş sözlemiÅŸ söz suvı kaldı azÇok söz söyleme, kendine hâkim ol ve dilini muhafaza et; çok söylenen sözün kıymeti kalmaz. 
Negü ter eÅŸitgil özin tutmış er, tilin bek tutuÄŸlı bilig bilmiÅŸ erKendisine hâkim olan ve dilini sıkı tutan, bilgili insan ne der, dinle. 
Sözüg barça söz tep çıkarma tilin, körü saknu sözle kerekin bilinHer sözü söz diye aÄŸzından çıkarma; lüzumlu olan sözü düşünerek ve ihtiyatla söyle. 
UkuÅŸluÄŸnı kördüm kör az sözledi, üküş sözledim tep ökündi yılınBir akıllı insan gördüm, az konuÅŸtu; fakat “çok konuÅŸtum” diye yıllarca peÅŸiman oldu. 
Aleviler Birle Katılmaknı AyurAli-Evlâdı İle Münâsebeti Söyler 
Er atta öŋin beg kiÅŸisinde taÅŸ, katılÄŸu kiÅŸiler bu ol ay kadaÅŸHizmetkârlardan baÅŸka ve beyin adamları dışında, münâsebette bulunacak kimseler ÅŸunlardır. 
Olarda biri savçı urğıturur, bularnı ağır tutsa kut kıv bulurBunlardan biri Peygamberin neslidir; bunlara hürmet edersen, devlet ve saadete kavuÅŸursun. 
Bularnı katığ sev köŋülde berü, neÅ‹in edgülük kıl baka tur körüBunları pek çok ve gönülden sev; onlara iyi bak ve yardımda bulun. 
Bular ehlibeyt ol habibka kadaÅŸ, habib savçı hakkı üçün sev adaÅŸBunlar ehl-i beyttir, Peygamberin uruÄŸudur; ey kardeÅŸ, sen de onları, sevgili Peygamber hakkı için, sev. 
İçin irtemegil ya kılkın tözin, meger tilde teÅ‹siz yorıtsa sözinAğızlarından yakışıksız bir söz çıkmadıkça, onların içini-dışını ve aslını-esâsını araÅŸtırma. 
Bilge Âlimler Birle Katılmaknı AyurÂlimler İle Münâsebeti Söyler 
Takı bir kotu bilge âlimler ol, olar ilmi halkka yaruttaçı yolDiÄŸer bir zümre de âlimlerdir, onların ilmi halkın yolunu aydınlatır. 
Olarnı katığ sev ağırla sözin, biliglerin ögren üküş ya azınOnları pek çok sev ve onlardan hürmetle bahset; çok veya az, onların bilgilerini öğren. 
Bular ol yarar ya yaramazlarığ, seçip adra tutÄŸan köni yol arığFaydalı ve zararlı ÅŸeyleri birbirinden ayırt ederek, doÄŸru ve temiz yol tutan kimseler bunlardır. 
Usa ilmi ögren biligleri bil, neÅ‹in edgülük kıl küdez bekrü tilMümkünse, ilimlerini öğren ve bilgilerini bil; onlara iyilik yap ve yardımda bulun; onlara dil uzatma. 
Bular ol hakikat bu din tirgüki, olar bilgi ol çın ÅŸeriat kökiBu dinin direÄŸi gerçekten bunlardır; doÄŸru ÅŸeriatin temeli bunların bilgisidir. 
Yok erse ajunda bu âlim bügü, tikip önmegey erdi yerde yegüDünyada bu âlim ve hakimler olmasa idi, ekilmiÅŸ olsa bile, yerden yiyecek çıkmazdı. 
Olar ilmi boldı bodunka yula, yarusa yula tünle azmaz yolaOnların ilmi halk için bir meÅŸ’ale oldu; geceleyin meÅŸ’ale yanarsa, insanlar yolu ÅŸaşırmazlar. 
NeÅ‹iÅ‹de ülüg kıl süçig söz bile, aÅŸ içgü yitürgil tapuÄŸ kıl küleOnlara malından hisse ayır, onları yedir, içir; güler yüz ve tatlı sözle hizmetlerinde bulun. 
Tilin serme irme bolun eymenük, aÄŸu ol olarnıŋ eti birtem ökSert ve kaba dil kullanma, onlardan çekin; onların eti yenmez, zehirdir. 
Tilin irme serme tuz etmek yetür, ağır tut olarığ ağırla kötürOnlara karşı sert ve kaba bir dil kullanma; tuz-ekmek yedir, saygı göster ve hürmet et. 
EÅŸit ilmi iÅŸlet tilin soÅ‹dama, ya kılkın kılınçın yavuz tep temeOnları dinle, bilgilerine göre hareket et; tavır ve hareketleri hakkında arkalarından dedi-kodu yapma. 
Olardın kereki saÅ‹a ilmi ol, könilikke yetse ayu berse yolSenin için lâzım olan onların ilmidir; onlar insanlara yol göstererek, doÄŸruluÄŸa sevkederler. 
Bular ol sürüg koyka erkeç sanı, koyuÄŸ baÅŸlasa sürse yolça köniBunları koyun sürüsünün koçu telâkki et; onlar baÅŸa geçip, sürüyü doÄŸru yola götürsünler. 
Katılğıl bularnıŋ bile edgüleÅŸ, kutadÄŸay saÅ‹a iki ajun ulaÅŸBunlar ile münâsebet kur ve iyi geçin; böylece saadete kavuÅŸarak, her iki dünyada mes’ûd olursun. 
Otaçılar Birle Katılmaknı AyurTabipler İle Münâsebeti Söyler 
Bularda basa kaç kotu bar adın, baka körse bilgi biligde öŋinBunlardan sonra daha bir kaç zümre vardır; dikkat edersen, birinin bilgisi diÄŸerininkinden farklıdır. 
Olarda birisi otaçıturur, kamuÄŸ ig toÄŸaka bu emçi erürBunlardan biri tabiplerdir; bütün hastalıkları ve aÄŸrıları bunlar tedavi ederler. 
Yeme ök kereklig saÅ‹a bu kiÅŸi, anıŋsız oÅ‹ulmaz tiriglik iÅŸiBu insanlar da senin için lüzumludur; hayat iÅŸi onlarsız saÄŸlanamaz. 
Tirig bolsa yalÅ‹uk yeme igler ök, igin emçi körse otun emler ökinsan hayatta iken hastalanabilir; tabibe müracaat ederse, tabip o hastalığı ilâç ile tedavi eder. 
İg ol kör kiÅŸike ölüm koldaşı, ölüm ol kiÅŸike tiriglik tuşıinsan için hastalık ölümün arkadaşıdır; yaÅŸayan her insan için de ölüm vardır. 
Bularnı yeme edgü tutğıl yakın, kereklig kiÅŸi bu küdezgil hakınBunlara karşı iyi davran ve onları kendine yakın tut; bunlar lüzumlu insanlardır, haklarını gözet. 
Muazzimler Birle Katılmaknı AyurEfsuncular İle Münâsebeti Söyler 
Bularda basa keldi afsûnçılar, bu yel yeklig igke bu ol emçilerBunlardan sonra, efsuncular gelir; cin ve periden gelen hastalıkları bunlar tedavi ederler. 
Bularka yeme ök katılÄŸu kerek, bu yel yeklig igke okığu kerekBunlar ile de görüşmek-tanışmak gerektir; cin ve peri çarpmasından gelen hastalıkları okutmak lâzımdır. 
Kalı asğı tegsün tese sen saÅ‹a, yeme edgü tutğıl ay ersig toÅ‹aEÄŸer sana faydaları dokunmasını istersen, ey merd yiÄŸit, onlara karşı da iyi muamele et. 
Otaçı unamaz muazzim sözin, muazzim otaçıka evrer yüzinTabip efsuncunun sözünü beÄŸenmez; efsuncu da tabibe kıymet vermez. 
Ol aymış otuÄŸ yese igke yarar, bu aymış bitig tutsa yekler yırarBirinin sözüne göre, ilâç alınırsa, hastalığa iyi gelir; diÄŸerinin sözüne göre, muska taşırsan, cinler senden uzaklaşır. 
Tüş YorÄŸuçılar Birle Katılmaknı AyurRüya Tâbircıleri İle Münâsebeti Söyler 
Takı bir bilig kör bu tüş ilmi ol, tüşese yoruÄŸlı açar edgü yolBir ilim de rüya ilmidir; rüya görünce, yoran kimse onu hayra çevirir. 
Udısa bu yalÅ‹uk tüşer ök bu tüş, yora bilse terkin kelir aÄŸzı tuÅŸinsan uyuyunca, rüya görür; tâbirci yormasını bilirse, dediÄŸi derhâl çıkar. 
Tüşüg edgü yorsa bu tüş yorÄŸuçı, ol edgü kelir kör bu sevnür tuçıBu rüya yoran kimse onu iyiye yorarsa, rüya dâimi iyi çıkar ve insan sevinir. 
Kalı teÅ‹siz erse tüşi ked yavuz, çığayka berip neÅ‹ küdezgü et özEÄŸer rüya münasebetsiz ve çok fena ise fakirlere sadaka vererek, vücûdu onun ÅŸerrinden korumak lazımdır. 
Bu tüş ilmi körgil bağırsak bayat, kulı edgüsin koldı berdi âyâtBu rüya ilmine bak. merhametli Tanrı kulunun iyiliÄŸini arzuladı ve ona rüyada alâmetler gösterdi. 
Tüşi edgü bolsa sevinse körüp, isiz körse rabka sığınsa turupRüya iyi olursa, onu görünce, sevinmeli; fena bir rüya görünce de. kalkıp Tanrıya sığınmalıdır. 
Çığayka ülese kümüş neÅ‹ tavar, bayat kolsa andın belânı yığarFakirlere gümüş ve mal dağıtılıra, Tanrı insanı bela ve kazalardan muhafaza eder. 
Yörügke barır tüş tüşüg yakşı yör, ayâ tüş yörügli tüşüg yinçge körRüya tâbire bakar, rüyayı daimâ iyiye yor; ey rüya yoran kimse, rüyayı çok dikkatli incele. 
Bu yaÅ‹lığ tüşüg uz yörügli bular, biliglig bağırsak bolup edgülerRüyaları böyle iyi yoran bunlardır; onlar bilgileri ve gönülden baÄŸlılıkları ile insana iyilik ederler. 
Bularığ yeme edgü tutğıl kadaÅŸ, tilese kadaÅŸ tut tilese adaÅŸEy kardeÅŸ bunlara karşı da iyi davran, onlara istersen kardeÅŸ, istersen dost muamelesi yap. 
Yulduzçılar Birle Katılmaknı AyurMüneccimler İle Münâsebeti Söyler 
Munıŋda basa emdi yulduzçı ol, baka körse yetrü idi yinçge yolBunlardan sonra da müneccimler gelir; iyı’ce dikkat edersen, 
Yıl ay kün sakışı bularda bolur, kerekligturur bu sakış ay unurYıl, ay ve günlerin hesabını bunlar tutarlar; ey kudretli insan, bu hesap çok lüzumlu bir ÅŸeydir. 
Bileyin tese sen okı hendese, açılÄŸay sakış kapğı munda basaBunu öğrenmek istersen, hendese okumalısın; bundan sonra sana hesap kapısı açılır. 
Okı zarb u kısmet tükel bil küsûr, tükelke tükel imtihân ol yetürDarb ve taksim oku, bütün kesirleri iyice ögren; bu kamil bir insan için, mükemmel bir imtihandır; bunu yap. 
Ya tazif ya tansif özüŋ yetrü bil, kalı bildiÅ‹ erse aded cedri kılSen taz’if ve tansifi iyice öğren; bunları öğrendikten sonra, aded cezrini ele al. 
Yana cem ü tefrik misâhatka öt, yeti kat felekni yatur yamça tutSonra cemi, tefrik ve mesahayı geç; yedi kat feleÄŸi, bir çöp parçası imiÅŸ gibi, avucunda tut. 
Takı kolsa cebr ü mukâbel okı, yeme oklidis kapğı yetrü tokıDaha da istersen, cebir ve mukabele oku; bir de Oklidis’in kapısını da iyice çal. 
Kerek dünyâ iÅŸi kerek ukbi tut, sakış birle adra tutar bilge bütGerek dünya iÅŸi, gerek ahiret iÅŸi olsun, inan ki. âlim bunları hesap ile birbirinden ayırarak, zapteder. 
Sakış artasa dünyâ ukbi iÅŸi, neçe birle artar ay edgü kiÅŸiHesap bozuluru, dünya ve ahiret iÅŸi de onunla birlikte bozulur, ey iyi insan. 
Kılayın tese sen özüŋ iÅŸ küdüg, ayıtÄŸu kerek edgü isiz üdügHer hangi bir iÅŸe baÅŸlamak istenen, önce zamanın bunun için iyi veya kötü olup-olmadığını sormak lazımdır. 
Kün ay kutluğı bar yeme kutsuzı, ayıt kutluğın tut ay yalÅ‹uk tüziGün ve ayların kutlusu olduÄŸu gibi, kutsuzu da vardır; bunları sor ve kutlu olanını seç; ey remiz kalpli insan. 
İdi yakşı aymış biliglig karı, biligligke aytıp iÅŸiÅ‹ kıl yorıBilgili, görmüş-geçirmis ihtiyar çok güzel söylemiÅŸ; isini her vakit bilgiliye sor ve ona göre hareket er. 
Bilig birle yalÅ‹uk iÅŸin baÅŸlasa, tilek boldı sakın negü iÅŸleseİnsan ise bilgi ile baslara, onun her iÅŸinde muvaffak olacağını önceden kabûl et. 
Tükel iÅŸte aÅŸnu tusulur bilig, kenikse bilig iÅŸke yetmez eligHer iste önceden bilgi edinmek faydalıdır; bilgi sonraya bırakılırsa, insan isinde muvaffak olamaz. 
Ayıt söz olarka yeme bütme terk, biligli bayat ol munı tutÄŸu berkSözü onlara sor, fakat hemen inanıverme; her ÅŸeyi bilen Tanrıdır ve ancak ona kuvvetle sarılmalıdır. 
Bularığ yeme edgü tutğıl yaraÅŸ, tilin serme irme köŋül kılma baÅŸBunlara da iyi muamele er, anlat; onlara çıkışma ve incitecek söz söyleyerek, kalplerini kırma. 
Åžairler Birle Katılmaknı AyurŞâirler İle Münâsebeti Söyler 
Basa keldi şâir bu söz tergüçi, kiÅŸig öggüçiler yeme yergüçiSonra söz dizenler, insanları öğen veya yeren bu şâirler gelir. 
Kılıçta yitigrek bularnıŋ tili, yana kıldı yinçge bu hâtır yolıBunların dili kılıçtan daha keskindir ve kalplerinin yolu ise, kıldan incedir. 
Batığ yinçge sözler ukayın tese, bulardın eÅŸit söz ukulÄŸay basaDerin ve ince manalı sözleri anlamak istersen, sözü bunlardan dinle, anlarsın. 
TeÅ‹izke kirür körse köŋlün tükel, güher yinçü yakut çıkarur meselİyice dikkat edersen, onlar denize dalarak, güher, inci ve yakut çıkaran insanlara benzerler. 
Olar ögseler ögdi ilke barır, kalı sökseler atı artap kalırBunlar medhederlerse, bu medih bütün ülkelere yayılır; eÄŸer hicv ederlerse, insanın adı dâima kötü olarak kalır. 
Usa edgü tutğıl bularnı kadaÅŸ, bularnıŋ tiliÅ‹e ilinme adaÅŸEy kardeÅŸ, bunlara mümkün olduÄŸu kadar iyi muamele et; ey dost, bunların diline düşme. 
Kalı edgü ögdi tilese özüŋ, bularnı sevindür kesildi sözügEÄŸer kendin öğülmek istersen, bunları memnun et; iÅŸte bu kadar. 
Negü kosa bergil bularka tükel, bularnıŋ tilindin özüŋ satğın alBunlar ne isterlerse, ver, hiç bir ÅŸeyi esirgeme; böylece bunların dilinden kendini satın al. 
Tarığçılar Birle Katılmaknı AyurÇiftçiler İle Münâsebeti Söyler 
Tarığçıturur kör takı bir kotu, kereklig kiÅŸilerturur bu botuBaÅŸka bir zümre de çiftçilerdir; bunlar da lüzumlu insanlardır. 
Bularnıŋ bile sen katıl hem karıl, boÄŸuzdın sıŋar sen sakınçsız tirilSen bunlar ile de temas et, münâsebet kur ve böylece boÄŸazın hususunda endiÅŸesiz yaÅŸa. 
KamuÄŸ teprenürke bulardın asığ, tözüke tegir yem içimdin tatığHer canlı bunlardan istifâde eder; yemek-içmek zevkini her kese bunlar verir. 
Tüzü tın tokığlı açıp todÄŸuçı, muÅ‹ar boldı muÅ‹luÄŸ tirig bolÄŸuçıBütün canlılar, acıkan ve doyanlar, bütün yaÅŸayanlar bunlara muhtacdırlar. 
SaÅ‹a ma seziksiz kerek bu kiÅŸi, itilse anın ötrü boÄŸuzuÅ‹ iÅŸiBoÄŸazının ihtiyâcını te’min etmek için, şüphesiz, sana da bunlar lâzım olacaktır. 
Bularnıŋ bile me katıl ay kadaÅŸ, arığ bolÄŸa boÄŸuzuÅ‹ halâl bolÄŸa aÅŸEy kardeÅŸ, bunlar ile de temas et ve münâsebette bulun; boÄŸazın temiz kalır ve yiyeceÄŸin halâl olur. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk başı, kamuÄŸ törlüg iÅŸtin sakınmış kiÅŸiHer iÅŸinde tedbirli hareket eden, takva sahiplerinin ileri gelenlerinden olan insan ne der, dinle. 
Köni yol tutayın tese yinçgelig, boÄŸuzuÄŸ arıtÄŸu ay kılkı siligÇok ince olan bu doÄŸru yolda yürümek istersen, ey temiz kalpli insan, önce yediÄŸinin halâl olmasına dikkat et. 
Sakınuk bolayın tese belgülüg, boÄŸuzka eginke halâl bir ülügGerçekten takva sahibi olmak istersen, boÄŸazının ve sırtının nasibi halâl olmalıdır. 
Çığay bolmayın bay bolayın tese, zinâ kılma hergiz katığlan usaFakirliÄŸe düşmemek ve dâima zengin kalkmak istersen, hiç bir vakit zina etmemeÄŸe gayret et. 
Ağırlık bulayın tese sen özün, fesâdka katılma ay kılkı tüzünKendin dâima itibarda kalmak istersen, ey yumuÅŸak tabiatlı insan, hiç bir vakit fesada karışma. 
Fesâd ol buzuÄŸlı tüpüg yıldızığ, fesâd ol buzuÄŸlı bu edgü ızığHer ÅŸeyin aslını, esasını bozan fesaddır; her iyi izi ortadan silen fesaddır. 
Fesâddın kürer ol bulunmış kutuÄŸ, fesâd tamdurur ol udunmış otuÄŸSaadeti bulan kimse fesada yaklaÅŸmaz, sönmüş olan ateÅŸi fesad tutuÅŸturur. 
İdi yakşı aymış kılınçı silig, bilig birle iÅŸke yetürmiÅŸ eligiÅŸe bilgi ile el uzatan, temiz kalpli insan çok iyi söylemiÅŸ. 
Fesâd tegre turma yorıma yaÄŸuk, fesâd kayda bolsa uçuzluk anukFesad etrafında dolaÅŸma, ona yakın gitme; nerede fesad varsa, orada itibarsızlık hâzırdır. 
Fesâd birle devlet turumaz kaçar, kalı tursa taÅ‹ yok tünerçe konukSaadet fesad ile bir arada duramaz, kaçar; onun ancak bir gecelik misafir olmasına hayret etmemelidir. 
Tarığçı kiÅŸiler bolur elgi keÅ‹, bayat bermiÅŸindin tutar köŋli keŋÇiftçilerin elleri geniÅŸ olur; Tanrının verdiÄŸini geniÅŸ gönülle sarf ederler. 
KamuÄŸ teprenigli tüzü yer oŋı, yorığlı aşı ol uçuÄŸlı meÅ‹iHer mahlûk kendi nasibini alır; yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar. 
Bularka katılğıl karılğıl özüŋ, tilin yakşı sözle açuk tut yüzüŋSen de bunlara katıl ve münâsebet kur; onlara tatlı söz söyle ve güleryüz göster. 
Tarığçılar Birle Katılmaknı AyurÇiftçiler İle Münâsebeti Söyler 
Tarığçıturur kör takı bir kotu, kereklig kiÅŸilerturur bu botuBaÅŸka bir zümre de çiftçilerdir; bunlar da lüzumlu insanlardır. 
Bularnıŋ bile sen katıl hem karıl, boÄŸuzdın sıŋar sen sakınçsız tirilSen bunlar ile de temas et, münâsebet kur ve böylece boÄŸazın hususunda endiÅŸesiz yaÅŸa. 
KamuÄŸ teprenürke bulardın asığ, tözüke tegir yem içimdin tatığHer canlı bunlardan istifâde eder; yemek-içmek zevkini her kese bunlar verir. 
Tüzü tın tokığlı açıp todÄŸuçı, muÅ‹ar boldı muÅ‹luÄŸ tirig bolÄŸuçıBütün canlılar, acıkan ve doyanlar, bütün yaÅŸayanlar bunlara muhtacdırlar. 
SaÅ‹a ma seziksiz kerek bu kiÅŸi, itilse anın ötrü boÄŸuzuÅ‹ iÅŸiBoÄŸazının ihtiyâcını te’min etmek için, şüphesiz, sana da bunlar lâzım olacaktır. 
Bularnıŋ bile me katıl ay kadaÅŸ, arığ bolÄŸa boÄŸuzuÅ‹ halâl bolÄŸa aÅŸEy kardeÅŸ, bunlar ile de temas et ve münâsebette bulun; boÄŸazın temiz kalır ve yiyeceÄŸin halâl olur. 
Negü ter eÅŸitgil sakınuk başı, kamuÄŸ törlüg iÅŸtin sakınmış kiÅŸiHer iÅŸinde tedbirli hareket eden, takva sahiplerinin ileri gelenlerinden olan insan ne der, dinle. 
Köni yol tutayın tese yinçgelig, boÄŸuzuÄŸ arıtÄŸu ay kılkı siligÇok ince olan bu doÄŸru yolda yürümek istersen, ey temiz kalpli insan, önce yediÄŸinin halâl olmasına dikkat et. 
Sakınuk bolayın tese belgülüg, boÄŸuzka eginke halâl bir ülügGerçekten takva sahibi olmak istersen, boÄŸazının ve sırtının nasibi halâl olmalıdır. 
Çığay bolmayın bay bolayın tese, zinâ kılma hergiz katığlan usaFakirliÄŸe düşmemek ve dâima zengin kalkmak istersen, hiç bir vakit zina etmemeÄŸe gayret et. 
Ağırlık bulayın tese sen özün, fesâdka katılma ay kılkı tüzünKendin dâima itibarda kalmak istersen, ey yumuÅŸak tabiatlı insan, hiç bir vakit fesada karışma. 
Fesâd ol buzuÄŸlı tüpüg yıldızığ, fesâd ol buzuÄŸlı bu edgü ızığHer ÅŸeyin aslını, esasını bozan fesaddır; her iyi izi ortadan silen fesaddır. 
Fesâddın kürer ol bulunmış kutuÄŸ, fesâd tamdurur ol udunmış otuÄŸSaadeti bulan kimse fesada yaklaÅŸmaz, sönmüş olan ateÅŸi fesad tutuÅŸturur. 
İdi yakşı aymış kılınçı silig, bilig birle iÅŸke yetürmiÅŸ eligiÅŸe bilgi ile el uzatan, temiz kalpli insan çok iyi söylemiÅŸ. 
Fesâd tegre turma yorıma yaÄŸuk, fesâd kayda bolsa uçuzluk anukFesad etrafında dolaÅŸma, ona yakın gitme; nerede fesad varsa, orada itibarsızlık hâzırdır. 
Fesâd birle devlet turumaz kaçar, kalı tursa taÅ‹ yok tünerçe konukSaadet fesad ile bir arada duramaz, kaçar; onun ancak bir gecelik misafir olmasına hayret etmemelidir. 
Tarığçı kiÅŸiler bolur elgi keÅ‹, bayat bermiÅŸindin tutar köŋli keŋÇiftçilerin elleri geniÅŸ olur; Tanrının verdiÄŸini geniÅŸ gönülle sarf ederler. 
KamuÄŸ teprenigli tüzü yer oŋı, yorığlı aşı ol uçuÄŸlı meÅ‹iHer mahlûk kendi nasibini alır; yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar. 
Bularka katılğıl karılğıl özüŋ, tilin yakşı sözle açuk tut yüzüŋSen de bunlara katıl ve münâsebet kur; onlara tatlı söz söyle ve güleryüz göster. 
Satığçılar Birle Katılmaknı AyurSatıcılar İle Münâsebeti Söyler 
Munıŋda basası satığçıturur, satığ birle tınmaz asığçıtururBundan sonra gelenler-satıcılardır; bunlar durmadan ticâret yapar ve kâr peÅŸinde koÅŸarlar. 
Ajun tezginürler tirilgü tilep, ögi köŋli bütrü bayatka ulapAkıl ve gönüllerini hep Tanrıya yönelterek, hayatlarını kazanmak için, dünyayı dolaşırlar. 
Olarka katılğıl keliÅŸ hem barış, negü kolsa bergil alış hem beriÅŸOnlara katıl, git ve onlar da sana gelsinler; ne isterlerse, ver; alışveriÅŸte bulun. 
Olarda bolur bu ajun ârzûsı, bodun körki üdrüm talu edgüsiHalkın beÄŸendiÄŸi ve bu dünyada arzulanan seçme, iyi ve güzel ÅŸeyler hep onlarda bulunur. 
ToÄŸardın batarka yorıp tezginür, tilemiÅŸ tilekiÅ‹ saÅ‹a keldürürDoÄŸudan batıya kadar gezip, dolaşırlar ve arzu ettiÄŸin ÅŸeyleri sana getirirler. 
Tümen tü ağılar ajun taÅ‹sukı, olarda bolur ay biliglig akıEy bilgili cömerd insan, her türlü ipekliler, dünyanın nâdir ÅŸeyleri onlarda bulunur. 
Satığçı yok erse ajun kezgüçi, kaçan kedgey erdiÅ‹ kara kiÅŸ eçiDünyayı dolaÅŸan bu satıcılar olmasa idi, kara samur kürkü ne zaman giyerdin. 
Hıtay arkışı kesse arkış toğı, kayun kelgey erdi tümen tü ağıHıtay kervanları yolları toz-dumana boÄŸmamış olsalar idi, bu çeÅŸitli ipekliler nereden gelirdi. 
Satığçı yorımadı erse kezip, közün kim körür erdi yinçü tizipSatıcılar gezip-dolaÅŸmamış olsalar idi, bu inci dizilerini kim seyreredebilirdi. 
Saka barsa mundaÄŸ bu yaÅ‹lığ telim, uzun bolÄŸa söz tep tireldi tilimBöyle sayarsan, buna benzer ÅŸeyler pek çoktur; sözü uzatmamak için, burada kesiyorum. 
Bu yaÅ‹lığ bolur bu satığçı kamuÄŸ, katılğıl olarka açuk tut kapuÄŸBütün satıcılar hep böyle olurlar, onlara katıl ve kapını her vakit açık tut. 
Katığlan olarığ idi edgü tut, seniÅ‹ atıŋ edgün yırak barÄŸa bütOnlara karşı çok iyi muamelede bulunmaÄŸa gayret et; senin adın da iyilikle uzaklara gider, buna şüphe etme. 
Bular ol ajunda kör at eltgüçi, isiz edgü erse anı yadÄŸuçıDünyanın her tarafına adını ulaÅŸtıran bunlardır; iyi olsun, kötü olsun, adını dünyaya bunlar yayarlar. 
SaÅ‹a az üküş neÅ‹ törü kılsalar, yanut kılÄŸu ötrü sevinç bulsalarSana az veya çok, bir ÅŸeyler hediye ederlerse, karşılığını vermek suretiyle, sen de onları sevindirmelisin. 
Asığ yasta yinçge bolur kılkları, katılsa munı ked küdezip yorıKâr ve zarar hususunda çok hassas olurlar; onlar ile iÅŸ görürken, bu hususa çok dikkat etmelisin. 
Negü ter eÅŸitgil ajun kezmiÅŸ er, başında keçürmiÅŸ telim körmiÅŸ erDünyayı gezmiÅŸ, bir çok ÅŸeyler görmüş-geçirmiÅŸ insan ne der, dinle. 
Ajunda atıŋnı yadayın tese, ümeg edgü tutğıl katığlan usaDünyaya adını yaymak istersen, mümkünse, yolculara iyi muamelede bulunmaÄŸa gayret et. 
Çavıkmak tilese özüŋ belgülüg, satığçıkaedgü yanut kıl ülügSen gerçekten meÅŸhur olmak istersen, satıcılara iyi muamele et ve onların haklarını ver. 
At edgü tilese ödür ay urı, ümeg arkışığ edgü tutğıl yorıEy oÄŸul, sen iyi nâm kazanmak istersen, yolcu ve kervanlara karşı her vakit iyi hareket et. 
Bu yaÅ‹lığ katılğıl satığçı bile, tiril edgü atın sevinçin küleSatıcılara karşı iÅŸte böyle muamele et ve iyi ad kazanarak, sevinç ve huzur içinde yaÅŸa. 
İgdişçiler Birle Katılmaknı AyurHayvan YetiÅŸtirenler İle Münâsebeti Söyler 
Munıŋda basa ol bu igdişçiler, kamuÄŸ yılkılarka bular başçılarBundan sonra hayvan yetiÅŸtirenler gelir; hayvan sürülerinin başında bunlar bulunurlar. 
Bütün çın bolurlar katı yok büki, kiÅŸilerke tegmez bularnıŋ yükiBunlar doÄŸru ve dürüst insanlardır, hiç bir gizli-kapaklı tarafları yoktur ve kimseye de yük olmazlar. 
Yegü kedgü miŋü at adğır sülük, bulardın çıkar hem yüdürgü kölükYiyeceÄŸi, giyeceÄŸi ve ordunun binek atı, aygırı ile yük hayvanlarını bunlar yetiÅŸtirirler. 
Kımız süt ya yüŋ yaÄŸ ya yoÄŸrut kurut, yadım ya kidiz hem azar evke tutKımız, süt yahut yün, yaÄŸ veya yoÄŸurt ve peynir ile evin rahatını te’min eden yaygı veya keçe hep bunlardan gelir. 
Asığlığ kiÅŸiler bolur bu kotu, bularığ yeme edgü tut ay botuBu zümreye dâhil kimseler çok faydalı insanlardır; ey yavrum, bunlar ile de iyi münâsebette bulunmalısın. 
Katılğıl karılğıl yitür hem içür, könilik özele tiriglik keçürOnlara katıl, karış; onları yedir, içir ve hayatını doÄŸruluk içinde geçir. 
Negü kolsa bergil kerek bolsa al, köni kördüm uÅŸ bu kotu bilmez alNe isterlerse ver; ne lâzım olursa, al; hîle bilmeyen bu zümrenin dâima doÄŸru hareket ettiÄŸini gördüm. 
Bularda tileme törü ya bilig, yorıkları keÅ‹rü bolur ay siligBunlarda görgü veya bilgi arama, tavır ve hareketleri de serbest olur; ey temiz kalpli insan. 
Bularka katılsa özüŋni tutun, törüsüz tokusuz bolurlar otunBunlar ile münâsebette kendine dikkat et; bunlar görgüsüz, usulsüz ve kaba insanlardır. 
Tilin edgü sözle iÅŸimsinmegil, basınÄŸan bolurlar biligsiz çigilOnlara tatlı söz söyle, fakat onlara arkadaÅŸ gibi hareket etme; bunlar câhil ve başın insanlardır. 
İdi yakşı aymış törü bergüçi, bodun birle katlıp sınap bilgüçiKanun koyan ve halk arasına karışarak, onu tecrübe yolu ile tanıyan insan çok güzel söylemiÅŸ. 
Biligsizni artuk yakın tutmaÄŸu, yakın tutsa ÅŸeksiz kılur kılmaÄŸuBilgisiz kimseyi kendine fazla yakın tutmamalısın; yakın tutarsan, şüphesiz, münasebetsiz bir harekette bulunur. 
Takı munda yakşı ayur kör bilig, bilig birle iÅŸke tegürgü eligBak, bilgi bundan daha güzel söyler; iÅŸe dâima bilgi ile el uzatmalıdır. 
Biligsizke yakma özüŋni tutun, özin tutÄŸuçı er tirildi kutunBilgisiz kimselere yaklaÅŸma, kendine hâkim ol; kendisine hâkim olan insan hayatını saadet içinde geçirir. 
Biligsiz kiÅŸidin yırak tur teze, biligsiz sözi kılkı barça otunBilgisiz insanlardan uzak dur, kaç; bilgisizin sözü ve hareketi dâima kabadır. 
Bu yaÅ‹lığ bolur emdi igdişçiler, katılmak tilese sözüm yolçılariÅŸte hayvan yetiÅŸtirenler böyle olurlar; onlara katılmak istersen, bu sözüm sana yolu gösterir. 
Ayu berdim emdi saÅ‹a belgülüg, negü teg tirilgü alınÄŸu ülügNasıl yaÅŸamak ve nasıl kendi nasibini almak lâzım geldiÄŸini iÅŸte sana açıkça izah ettim. Gönderen GunGun zaman: 
Uzlar Birle Katılmaknı AyurZenâat Erbabı İle Münâsebeti Söyler 
Takı bir kotusı bu uzlarturur, tirilgü tilep özke uzluk kılurBaÅŸka bir zümre de bu zanaat erbabıdır; kendi hayatlarını kazanmak için, zanaat ile meÅŸgul olurlar. 
Kereklig kiÅŸiler yeme bu saÅ‹a, yakın tut bularığ tusulÄŸay toÅ‹aBunlar da sana lüzumlu insanlardır; ey yiÄŸit, onları kendine yakın tut, faydaları dokunur. 
Temürçi etükçi yana kırmaçı, ya sırçı bedizçi ya okçı yaçıBunlar demirci, ayak-kabıcı, derici yahut cilacı, boyacı veya okçu ve yayadır. 
Bu dünyâ itigi bulardınturur, ajunda taÅ‹ iÅŸler bulardın törürBu dünyanın süsü bunlardan gelir; hayret verici hünerler bunlardan çıkar. 
Telim bar bu yaÅ‹lığ sasa söz uzar, özüŋ sen uka bar özüm söz üzerBunların sayısı pek çoktur; sayarsan, söz uzar; kalanlarını sen kendin tasavvur et, ben sözümü kesiyorum. 
Bularnı bile me katıl hem karıl, sevindür olarığ sevinçin tirilBunlar ile de görüş-tanış; onları sevindir ki, kendi hayatın da huzur içinde geçsin. 
İşiÅ‹ kılsalar terk terin tegrü ber, yetürgil içürgil aşın keÅ‹rü berSenin ısmarladığın bir iÅŸi yapınca, onların hizmet hakkını derhâl öde, bol-bol yedir, içir. 
Ayıŋlamasunlar seni halk ara, atıŋ artamasun munı ked kör eÇok dikkat et, halk arasında seni kötülemesinler; adın lekelenmesin. 
Yeme yakşı aymış biliglig süzük, bodunka bağırsak ne köŋli tüzükBilgili, halka merhametli, temiz ve berrak kalpli insan çok iyi söylemiÅŸ. 
Tiriglik tileme at edgü tile, at edgü kerek bu tiriglik bileYalnız hayat isteme, iyi nâm iste; insana hayat ile birlikte iyi ad da lâzımdır. 
Özüŋ ölgü âhır bu atıŋ kalır, atu edgü bolsa tiriglik tatırKendin nihayet öleceksin, fakat adın kalacaktır; adın iyi olursa, hayatın zevkli geçer. 
KimiÅ‹ atı isiz bolup artasa, aÅ‹ar yegreki ol tirig turmasaKimin adı lekelenir ve kötüye çıkarsa, onun için hayırlısı ölmektir. 
Münol bu tiriglik tile edgü at, isiz kılma edgün kılın meŋü atBu hayat bir sermâyedir, onun ile iyi ad kazanmaÄŸa çalış; onu boÅŸuna geçirme, iyilik ile adını ebedîleÅŸtir. 
Çığaylar Birle Katılmaknı AyurFakirler İle Münâsebeti Söyler 
Bularda basası çığaykırturur, neÅ‹in edgülük kıl içkıl ür hem yetürBundan sonra fakirler gelir; onlara mal ile iyilik et, yedir, içir. 
Duâçıtururlar saÅ‹a ay kadaÅŸ, idi edgü neÅ‹ bu duâ ay adaÅŸEy kardeÅŸ, bunlar sana duacıdırlar; ey dostum, bu duâ çok iyi bir ÅŸeydir. 
Olardın tileme tavarın yanut, yanutı bayat berge edgü konutOnlardan, karşılık olarak, mal bekleme; buna mukabil Tanrı sana cenneti nasıp eder. 
Bu ol ilde törlüg katılÄŸu kiÅŸi, saÅ‹a tüşse iÅŸ ya olarka iÅŸiOnların sana veya senin onlara iÅŸiniz düşerse, memlekette temas edilecek kimseler bunlardır. 
Törü bir iÅŸinde bağırsaklıkın, saÅ‹a bolÄŸa barça kiÅŸiler yakınBunların iÅŸlerini hallederken, merhametli davran; böylelikle bütün bu insanlar sana yakın olurlar. 
Özüŋ bulÄŸa iki ajun edgüsi, atıŋ edgü bolÄŸay yadılÄŸay küsiBöylece kendin her iki dünya nimetini elde edersin; iyi nâm kazanırsın ve şöhretin dünyaya yayılır. 
Evlik Negü Teg Almaknı AyurNasıl EvlenileceÄŸini Söyler 
Kalı evlik almak tilese özüŋ, talusın tile ked yiti kıl közüŋEÄŸer evlenmek istersen, çok dikkatli ol ve iyi bir kız ara. 
Köki edgü bolsun uruÄŸ hem tarığ, uvutluÄŸ sakınuk tilegil arığAlacak kimsenin soyu-sopu ve ailesi iyi olsun; kendisinin de haya ve takva sahibi, temiz olmasına dikkat et. 
Usa ev kızı al elig tegmedük, seniÅ‹de adın er yüzin körmedükAlacaksan, el deÄŸmemiÅŸ ve senden baÅŸka erkek yüzü görmemiÅŸ olan, bir aile kızı almaÄŸa çalış. 
Seni sevge sendin adın bilmegey, yaraÄŸsız ya teÅ‹siz kılık kelmegeyBöylesi seni sever ve senden baÅŸkasını tanımaz, yakışık almayan münasebetsiz hareketlerde de bulunmaz. 
Özüŋde kodı al kisi alsa sen, bedük tüp ke yakma bulun bolÄŸa senEvleneceksen, kendinden aÅŸağı derecede biri ile evlen; kendinden yüksek ailelere yaklaÅŸma, sonra onun esiri olursun. 
Negü ter eÅŸitgil sınamış kiÅŸi, sınamış kiÅŸiniÅ‹ bışığ ol iÅŸiTecrübe etmiÅŸ olan insan ne der, dinle; tecrübeli insanın iÅŸi dâima mükemmeldir. 
Kisi alsa özde kodı al köni, sevinçin keçürgey sen üdlek küniEvleneceksen, kendinden aÅŸağı derecede biri ile evlen; ömrünü huzur içinde geçirirsin. 
Yüzi körki kolma kılınç edgü kol, kılınç edgü bolsa yarutÄŸay seniOnda yüz güzelliÄŸi arama, güzel huy ara; huyu iyi olursa, seni memnun eder. 
Kisi alma alsa özüŋke kurı, sen alğıl sakınuk erenler eriEy takva sahibi insan, evlenme; evlenirsen, kendi dengin ile evlen. 
Yüzi körki kolma kılınç edgü kol, kılınç edgü bolsa tükel bolÄŸa olYüz güzelliÄŸi arama, güzel huy ara; huyu güzel olursa, o mükemmel demektir. 
Ay körklüg koluÄŸlı munı kolmağıl, kızıl meÅ‹ziÅ‹i sen sarığ kılmağılEy güzellik arayan, güzellik arama; sen al yanağını boÅŸ yere sarartma. 
Kim evlik alayın tese törtte taÅŸ, adın almaz evlik ayâ erde baÅŸEvlenmek isteyen kimseler ÅŸu dört nevi kadın ile evlenirler, ey erkeklerin ileri geleni. 
Biregü bay evlik tiler üstikip, takı biri körklüg tiler köz tikipBiri zengin kadın ile evlenmek ister; biri güzel olmasını ister ve ona göz diker. 
Takı bir uruÄŸluÄŸ tüp aslı kolur, uluÄŸluk atıŋa küvenür bolurBir baÅŸkası soyu-sopunun asîl olmasını ister ve bu asalet payesi ile iftihar eder. 
Takı biri yinçge sakınuk tiler, anı bulsa terkin aÅ‹ar öz ularBaÅŸka biri de çok takva sahibi olmasını arzular; onu bulunca, ken diÅŸini ona derhâl kaptırır. 
Bularda talusın ayayın saÅ‹a, kisi alÄŸu erse kulak tut maÅ‹aBunlardan hangisinin daha iyi olduÄŸunu sana söyleyeyim; evlenmek istersen, bana kulak ver. 
Ayâ bay tilegli sen evlik talu, bulun bolmağıl sen ay bilgi toluEy seçkin ve bilgili insan, sen zengin bir kadın ile evlenmek isteyerek, kendini onun esiri durumuna sokma. 
Bedütgey tilin köŋli neÅ‹ke bolup, kötürgü kerek neÅ‹ tilese kolupO malına güvenerek, dilini uzatır; o bir çok ÅŸeyler ister ve onun bütün bu arzularını yerine getirmek icap eder. 
Ayâ körk tilegli kiÅŸi edgüsi, kisi körki kolma bodun külgüsiEy güzellik arayan insanların iyisi, kadında güzellik arama, âleme maskara olursun. 
Tozu halk sever ol kisi körkini, meger teÅ‹ri fazlı küdezse anıKadının güzelini her kes arzular; fakat onu ancak Tanrının fazlı koruyabilir. 
Ayâ tüp tilegli bedüklük bile, uçuz kılmaÄŸu öz bedük tüp bileEy asalet ve büyüklük arayan insan, bu asîl aile içinde küçük mevkie düşme. 
UruÄŸluÄŸ tarığlığ bedükler tili, bedükrek bolur bolma evçi kulıSoyu-sopu büyük olan kimseler yüksekten konuÅŸurlar; sen kadın esiri olma. 
Ay yinçge sakınuk tilegli ınal, munı bulsa bulduÅ‹ bu tört neÅ‹ tükelEy alacağı kadının takva sahibi olmasını isteyen bey-zâde, böylesine rastlarsan, her dört ÅŸeyi de bir arada elde etmiÅŸ olursun. 
Kalı bulsa edgü sakınuk tiÅŸi, yava kılma alğıl ay edgü kiÅŸiEÄŸer iyi ve takva sahibi bir kadın bulursan, bu fırsatı kaçırma, derhâl evlen, ey iyi insan. 
Tilek baylık erse tire birge neÅ‹, bayutÄŸay seni ol kızıl bolÄŸa eÅ‹Arzun zenginlik ise, o tasarruf ederek, seni zenginleÅŸtirir ve yüzünü güldürür. 
Kılınçı köni erse körki kelir, tiÅŸi körki kılk ol biligli bilirAhlâkı dürüst olan kimse güzel görünür; kadının güzelliÄŸi onun tavır ve hareketidir; bunu bilen bilir. 
Sakınuk arığ bolsa aslı bolur, ol üç neÅ‹ bu yerde bolur ay unurKadın takva sahibi ve temiz olursa, asîl demektir ve diÄŸer üç ÅŸey de onda birleÅŸir, ey kudretli insan. 
Sakınuk tile sen kisi ay bügü, sakınuk bulunsa bolur törtegüEy hakîm insan, takva sahibi olan kadın iste; takva sahibi biri bulunursa, her dört ÅŸey onda birleÅŸmiÅŸ olur. 
Munı teg bulur erse sen bir tiÅŸi, katığlan yava ıdma ersig kiÅŸiBöyle bir kadın bulursan, çabuk davran; fırsatı kaçırma; ey mert kiÅŸi. 
OÄŸul Kız TuÄŸsa Neteg İgidgüsin AyurÇocukların Nasıl Terbiye EdileceÄŸini Söyler 
OÄŸul kız törüse seniÅ‹ ay teÅ‹in, eviÅ‹de igidgil igidme öŋinSenin ay gibi bir oÄŸlun veya kızın doÄŸarsa, onu kendi evinde terbiye et, bu iÅŸi baÅŸka ellere bırakma. 
Avurtası edgü kiÅŸi tut arığ, oÄŸul kız arığ kopÄŸa turÄŸay fâriÄŸSüt ninesi olarak iyi ve temiz bir kadın tut; oÄŸlun kızın temiz büyür ve uzun ömürlü olur. 
OÄŸul kızka ögret bilig hem edeb, aÅ‹ar iki ajun anıŋ asğı tapOÄŸul-kıza bilgi ve edep öğret; bu her iki dünyada onlar için faydalı olur. 
OÄŸulka kisi al kızığ erke ber, sakınçsız tirilgil ayâ kutluÄŸ erOÄŸula kız al, kızı ere ver; ömrünü derdsiz geçir, ey mes’ûd insan. 
KamuÄŸ erdem ögret oÄŸulka tükel, ol erdem bile bu tere berge mâlOÄŸula bütün faziletleri tam olarak öğret; o bu faziletler ile ileride mal sahibi olur. 
Süre ıdma boÅŸlaÄŸ oÄŸuluÄŸ yava, yava bolÄŸa boÅŸlaÄŸ yügürgey eveOÄŸulu başı-boÅŸ dolaÅŸmaÄŸa bırakma; başı boÅŸ kalırsa, her tarafa gider ve yazık olur. 
Kızığ tutma evde uzun begsizin, ökünç birle ölgey özüŋ igsizinKızı çabuk evlendir, uzun müddet evde tutma, yoksa hastalığa lüzum kalmadan, yalnız bu peÅŸimanlık seni öldürür. 
Ayâ koldaÅŸ ardaÅŸ söz aydım kese, bu kız toÄŸmasa yeg tirig turmasaEy dost arkadaÅŸ, sana kesin bir söz söyleyeyim; bu kızlar doÄŸmasa, doÄŸarsa yaÅŸamasa daha iyi olur. 
Kalı tuÄŸsa yegrek aÅ‹a yer koyı, evi bolsa koÅŸnı ölügler toyıEÄŸer dünyaya gelirse, onun yerinin toprağın altı veya evinin mezara komÅŸu olması daha hayırlıdır. 
TiÅŸilerni evde küdezgil tuçı, tiÅŸiniÅ‹ taşı teg bolumaz içiKadınları her vakit evde muhafaza et; kadının içi dışı gibi olmaz. 
Yatığ evke ıdma çıkarma tiÅŸig, körüp yolda alÄŸan köz ol bu kiÅŸigYabancıyı eve sokma, kadını dışarıya çıkarma; bu kadınları sokakta gören göz onların gönlünü çeler. 
Közün körmese ârzû kolmaz köŋül, közüŋ körse köŋlüŋ kolur ay oÄŸulGöz görmezse, gönül arzu etmez; ey oÄŸul, gözün görürse, gönlün arzular. 
Közüŋni küdezgil köŋül kolmaÄŸay, köŋül kolmasa öz bulun bolmaÄŸayGözünü gözetirsen, gönülün bir ÅŸeye akmaz; arzu etmeyince de, insan hiç bir ÅŸeye kapılmaz. 
TiÅŸig katma erke yegü içgüde, kalı kattıŋ erse keçer keçgüdeYemekte, içmekte kadınları erkeklere katma; eÄŸer katarsan, ölçüyü kaçırırlar. 
TiÅŸig ıdma evde öŋin çıkÄŸalı, kalı çıksa yitrür könilik yolıKadını evden dışarı bırakma; eÄŸer çıkarsa, doÄŸru yoldan ÅŸaÅŸar. 
TiÅŸi aslı et ol küdezgü etig, yıdır et küdezmese bolmaz itigKadının aslı ettir; eti muhâfaza etmeli; gözetmezsen, et kokar; bunun çâresi yoktur. 
Ağır tut tiÅŸig sen negü kolsa bir, eviÅ‹ kapğı bekle yırak tutğıl erKadına saygı göster, ne isterse, ver; evin kapısını kilitle ve eve erkek sokma. 
Vefâ yok bularda ozadın berü, közi kança baksa bu köŋli naruBunlarda öteden beri vefa yoktur; gözleri nereye bakarsa, gönülleri oraya akar. 
Cefâ birle önmiÅŸ igidmiÅŸ yığaç, yimiÅŸi aÄŸu ol aÅ‹ar bolma açOnlar zahmetle süren ve yetiÅŸen bir aÄŸaca benzer; meyvası zehirdir, ona karşı iÅŸtiha ve ihtiras besleme. 
Neçe miÅ‹ azığlığ eren erkeki, tiÅŸilerde ötrü üzüldi kökiNice bin kudretli ve erlerin eri erkekler kadınlar yüzünden mahvolup gitmiÅŸlerdir. 
Neçe kızÄŸu eÅ‹lig yüzi suvluÄŸ er, tiÅŸilerde ötrü özi boldı yerNice al yanaklı ve yüzü sıhhatle pırıl-pırıl parlayan erkekler, kadınlar yüzünden, toprak olup-gitmiÅŸlerdir. 
Tümen miÅ‹ külüg çavlığ ersiglerig, tiÅŸiler anı yerke kömdi tirigBu kadınlar binlerce namlı ve şöhretli kahramanları diri-diri yere gömmüşlerdir. 
Negü teg küdezgü olarığ tutup, küdezigli teÅ‹ri küdezsü utupOnları nasıl zapt ve rapt altına alabilirsin; meÄŸer ki, her ÅŸeyi koruyan Tanrı onlarla baÅŸa çıksın. 
Elig Asrakılarığ Negü Teg TutÄŸusın AyurHizmetçilere Nasıl Muamele EdileceÄŸini Söyler 
Yeme edgü tutğıl elig asrakığ, yegü içgü bergil bütür oprakığBir de hizmetçilere iyi muamele et; onlara yiyecek, içecek ver ve giyeceklerini eksik etme. 
KüçiÅ‹e teÅ‹eÅŸi yüdürgil yükin, ayıtÄŸay seniÅ‹din bayat erkliginOnlara kudretleri nisbetinde iÅŸ ver; kadir Tanrı bunların hesabını senden soracaktır. 
Ayı artuk emgek tegürme aÅ‹ar, bayat ol saÅ‹a hasmı andın sıŋarOnlara kudretlerinin fevkinde iÅŸler yaptırıp, eziyet etme; aksi hâlde karşında Tanrıyı bulursun. 
Olar ma bayat kulları ol kamuÄŸ, aÅ‹ar küç kılıp özke alma tamuÄŸOnlar da Allahın kuludur; onlara zulüm ederek, kendine cehennemi satın alma. 
UluÄŸ sen olar boldı sende kiçig, kiçigke uluÄŸ boldı açığ süçigSen büyüksün, onlar senden küçüktür; büyük küçüğe karşı dâima lütufkâr ve müşfik olur. 
UluÄŸ bolduÅ‹ erse kiçig tut köŋül, uluÄŸka kiçiglik yaraÅŸur oÄŸulNe kadar büyük olsan da, alçak gönüllü ol; ey oÄŸul, büyüğe tevâzû yakışır. 
Negü ter eÅŸitgil ukuÅŸluÄŸ saÅ‹a, bu söz iÅŸke tutğıl ay bilgi keÅ‹ eDinle, akıl sahibi sana ne der, ey geniÅŸ bilgili insan, bu söze göre hareket et. 
Kalı bolsa sen beg bodunka uluÄŸ, köŋül til kiçig tut özüŋke yuluÄŸEÄŸer sen bey ve halkın büyüğü olursan, buna karşı tevâzû ve nezâket fedakârlığını göze al. 
Özüŋni unıtma yaŋılma yorık, kelir kutka yapma selâmet yoluÄŸKendini unutma, hareketlerinde doÄŸru yoldan ÅŸaÅŸma; saadetin yolunu kapama ki, o sana saÄŸ-sâlim eriÅŸebilsin. 
EviÅ‹ barkıŋ ked arığ tut silig, saÅ‹a kelge devlet akı keÅ‹ eligEvini-barkını çok temiz ve pâk tut; ey cömert ve açık elli insan, bu sana saadet getirir. 
AÅŸ içgü tuz etmek yeme keÅ‹rü tut, atıŋ edgü bolÄŸay kelü berge kutBir de yiyeceÄŸi, içeceÄŸi ve tuz-ekmeÄŸi bol tut; iyi nâm kazanırsın ve saadet sana yâr olur. 
KiriÅŸke yaraşı çıkış kıl yakın, çıkış bolsa terkin kiriÅŸke bakıniradına göre masrafını ayarla; masrafına göre de derhâl iradını tanzim et. 
Alımka berimke oÅ‹ay edgü bol, kayu üdte kılsa açuk bolÄŸa yolAlırken-verirken kolaylık göster ve dürüst hareket et; böyle yaparsan, yolun her vakit açık olur. 
Elig tarlıkı tegse emdi saÅ‹a, kiÅŸike muÅ‹adma ay ersig toÅ‹aEÄŸer elin dara girerse, ey mert yiÄŸit, baÅŸkalarına bundan sızlanma 
SeveriÅ‹ eÅŸitgey elig tutmaÄŸay, sini sevmegüçi küle tınmaÄŸaySevenlerin duyar, fakat yardımına koÅŸmazlar; seni sevmeyenler ise gülmek için bir fırsat bulurlar. 
Uçuz tutÄŸa koldaÅŸ adaÅŸ ya kadaÅŸ, anıŋ aÄŸrığında köŋül bolÄŸa baÅŸArkadaÅŸ, dost veya kardeÅŸ nazarında itibârın kalmaz ve bunun acısından gönülün yaralanır. 
KiÅŸi edgüsiÅ‹e katılğıl karıl, kiÅŸi bol kiÅŸiler arala tiriliyi insanlara katıl ve onlarla münâsebette bulun; insan ol ve insanlar arasında yaÅŸa. 
Ülüşlerde turma ya tutma neÅ‹iÅ‹, ökünçün sarığ bolÄŸa kızÄŸu eÅ‹iÅ‹Hisseli iÅŸlere giriÅŸme ve böyle iÅŸe mal yatırma; al yanağın peÅŸimanlıktan sararır. 
UluÄŸ yolka tutma sen ev bark yakın, tokığay yoduÄŸ sen munı ked sakınEvin-barkın büyük ve iÅŸlek yollara yakın olmasın, sana zararı dokunur; bunu iyice düşün. 
Begig koÅŸnı kılma ya yadÄŸun ögüz, hisârka yakın turma ay köŋli tüzBeye veya taÅŸan nehre komÅŸu olma; hisara yakın durma, ey dürüst kalpli insan. 
Bu üç koÅŸnılıktın saÅ‹a asğı yok, anıŋ yası tegse aÅ‹ar osğı yokBu üç komÅŸuluktan sana bir fayda olmadığı gibi, bunlardan gelecek zarar da önlenemez. 
Ev almak tilese ayıt koÅŸnısın, yer almak tilese ayıtğıl suvınEv almak istersen, komÅŸusunu sor; yer almak istersen, suyunu sor. 
İsizke katılma selâmet yorı, kılınçıŋ köni tut kevel teg küriKötüye katılma, selâmetle yürü, dâima doÄŸru ve dürüst ol; küheylân gibi, meydanda cevelân et. 
Barığ tapkıl emdi beg atın alın, sakınç kısÄŸa tutğıl sevinçin salınNe varsa, ona kanâat et, bey adını al; hırsına hâkim ol ve huzur içinde yaÅŸa. 
Ölümüg unıtma odulÄŸay özüŋ, idiÅ‹ni unıtma açılÄŸay közüŋÖlümü unutma, gaflete düşmezsin; rabbini unutma, gözün kapalı kalmaz. 
Sözüŋ saknu sözle sakınç kelmegey, yava kılma üd kün ökünç bolmaÄŸaySözünü düşünerek söyle, sana keder gelmez; hayatını boÅŸuna geçirme, peÅŸiman olmazsın. 
Küvezlenme artuk turı bolÄŸa sen, saran bolma artuk söküş bulÄŸa senÇok gururlanma, her kes senden tiksinir; çok hasis de olma, sana söğerler. 
Negü ter eÅŸit köŋli alçak kiÅŸi, kiÅŸilik kılığlı kiÅŸilik tuşıAlçak gönüllü ve insanlığa karşı insanlık gösteren adam ne der, dinle. 
Özüŋ edgü atlığ bolayın tese, akı bolğıl artuk katığlan usaİyi nâm kazanmak istersen gayret et, çok cömert olmaÄŸa çalış. 
BoÅŸuÄŸ kul kılayın tese belgülüg, akı bol üle neÅ‹ kötürdüŋ ülügHür insanı gerçekten kul etmek istersen, cömert ol, mal dağıt; karşılığını görürsün. 
Başım kökke tegsün tese sen turup, bilig birle iÅŸle kamuÄŸ iÅŸ körüpBir gün başının göklere ermesini istersen, her iÅŸi dikkatle ve bilgi ileyap. 
Ajunka yadılmak tilese atıŋ, ümeg edgü tutğıl yügürdi atıŋAdının dünyaya yayılmasını istersen, yolcuya iyi muamele et, adın dünyayı dolaşır. 
Erejlig bolayın tese sen özün, osallıknı kodğıl ay kılkı tüzünHuzur içinde yaÅŸamak istersen, ey yumuÅŸak huylu insan, ihmalkârlığı bir tarafa bırak. 
Kılayın tese sen bayatka tapuÄŸ, et özke ömiÅŸ berme yapğıl kapuÄŸTanrıya kulluk etmek istersen, vücûda arzuladığı ÅŸeyleri verme ve bunun kapısını kapat. 
KamuÄŸ edgülükke tegeyin tese, et özni kısa tut havânı basaHer türlü iyiliÄŸe eriÅŸmek istersen, vücûdu zapt ve rapt altına al ve nefsine hâkim ol. 
İdi yakşı aymış sakınuk kiÅŸi, bu söz iÅŸke tutğıl ay kılkı saşıTakva sahibi çok güzel söylemiÅŸ, ey ürkek ve mütereddit insan, buna göre hareket et. 
Bu et özke berme tilek ârzûsın, tilek bulsa yeyür idisi başınBu vücûdun dilek ve arzusunu yerine getirme; dileÄŸine kavuÅŸursa, sahibinin başını yer. 
MuÅ‹ar edgü kılsa bu isiz kılur, isiz kılsa boynın eger erksizinOna iyilik yaparsan, o sana kötülük eder; ona kötülük yaparsan, çaresiz, sana karşı boyun eÄŸer. 
Sözin kesti ögdülmiÅŸ aydı kadaÅŸ, bu yaÅ‹lığturur âm yorıkı adaşÖğdülmiÅŸ sözünü bitirdi ve:-— Ey kardeÅŸ avamın tavır ve hareketi böyledir — dedi — 
Ayu berdim emdi eÅŸitti özüŋ, munı uktuÅ‹ erse kesildi sözügiÅŸte, duyduÄŸun gibi, sana izah ettim; bunları anladınsa, artık soracak bir ÅŸeyin kalmamıştır. 
Odgurmış suali ÖğdülmiÅŸkeODGURMIÅž’IN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bu söz, eÅŸittim tükelmen ayâ kılkı tüzOdgurmış cevap verdi ve:—Ben bu sözlerin hepsini dinledim, ey dürüst tabiatli insan — dedi — 
Takı bir sözüm bar ayıtÄŸu saÅ‹a, anı ma ayu ber aça sen maÅ‹aSana soracak bir ÅŸeyim daha var, onu da bana izah et. 
Katılsa özüm men kiÅŸiler bile, barışğu keliÅŸgü kerekmen küleBen insanlara karışırsam, onlara gidip-gelirken, bunu endiÅŸesiz ve huzur ile yapmam lâzımdır. 
Seziksiz meni aÅŸka ündegeler, men ündep olar ma maÅ‹a kelgelerŞüphesiz, beni yemeÄŸe çağıracaklar ve ben çağırınca, onlar da bana geleceklerdir. 
Neteg barÄŸu aÅŸka neteg yegü aÅŸ, okısa negü teg okığu adaÅŸYemeÄŸe nasıl gitmeli ve yemeÄŸi nasıl yemeli; çağırırken de nasıl çağırmalı, ey kardeÅŸ. 
Munı ma ayu ber maÅ‹a belgülüg, bu iÅŸtin yeme ök alayın ülügBunu da bana açık olarak söyle, bu hususta da bir az malûmatım olsun. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmışka AÅŸka Barmak Törüsin AyurÖğdülmiÅŸ Odgurmış’a Ziyâfete Gitmek Âdabını Söyler 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı bu ma, kerekligturur bu kadaÅŸ aysa maÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Ey kardeÅŸ, bu da izah edilmesi gereken bir ÅŸeydir — dedi — 
Üküş törlüg ol bu okığu kiÅŸi, telim törlüg ol bu konukluk aşıÇağıran kimseler muhtelif sınıf ve tabakalara mensup olduÄŸu gibi, ziyafetler de türlü-türlü olur. 
Olarda birisi küdenke aÅŸ ol, ya sünnet aşı ya toÄŸursa oÄŸulBunlardan biri — düğün ziyafetidir; biri de—ya bir oÄŸlun doÄŸumu sünneti dolayısiyle verilen ziyafettir. 
Ya iÅŸ tuÅŸ okığay ya koldaÅŸ adaÅŸ, uluÄŸ ya kiçig tut yakın ya kadaÅŸBirde eÅŸ, dost yahut arkadaÅŸ, ahbap, büyük veya küçük, yakın veya veya kardeÅŸ ziyafete çağırır. 
YoÄŸ aşı bolur ya ölüg atıŋa, ya ol at bulup aÅŸ berür yatıŋaYahut bir ölü için yapılan yog aşı olur yahut biri bir rütbe alınca, baÅŸkalarına ziyafet çeker. 
Bularda kayu erse aÅŸ suv yegü, anı teÅ‹le barÄŸu azu barmaÄŸuBu ziyafetlerden hangisine gitmek ve hangisine gitmemek icap ettiÄŸini bilmek lâzımdır. 
AdaÅŸ koldaÅŸ ardaÅŸ kadaÅŸ aÅŸları, bolur erse körgü barıp iÅŸleriArkadaÅŸ, dost, ahbap ve kardeÅŸ ziyafetleri olursa, oraya gidip eÅŸi, dostu görmelidir. 
Turu bergü aÅŸta körüp yat bazığ, aÅŸ içgü tegiri üküş ya azığZiyafette bilhassa yat ve yabancılara itina göstermeli, yiyecek ve içeceÄŸin az veya çok dağıtılmasına dikkat etmelidir. 
Yakın koÅŸnı aÅŸnı aÅŸ itse saÅ‹a, azu teÅ‹rilik iÅŸ okısa toÅ‹aYakın komÅŸu senin için bir ziyafet verir yahut âhiret kardeÅŸin seni davet ederse, ey yiÄŸit, 
Olarka yeme bar küdezgil köŋül, sevindür olarnı sevin ay oÄŸulOnlara git, gönüllerini kırma; onları sevindir ve kendin de sevin, ey oÄŸul. 
Kalı itseler aÅŸ saÅ‹a oÄŸrayu, ol aÅŸka yeme bar sevindür yeyüEÄŸer senin için bir ziyafet çekerlerse, o ziyafete de git; yemeklerini yiyerek, onları memnun et. 
ApaÅ‹ munda taÅŸtın bolur erse aÅŸ, aÅ‹ar barmasa yeg köŋül bolÄŸa baÅŸBunların dışında baÅŸka ziyafetlere davet ederlerse, bunlara gitmemek daha iyidir, gönlün yaralanır. 
Yazım ya yitim bolÄŸa oldruÄŸ turuÄŸ, yavuz bolÄŸa köŋlüŋ ay edgü uruÄŸOturma yerleri yarım-yamalak olur; duracak yeri bulunmaz; ey asîl nesepli insan, kalbin kırılır. 
Ya esrük tütüş kılÄŸa ahsumlaÄŸay, aşıŋ siÅ‹megey tek köŋül aÄŸrığayYa ziyâfettekiler sarhoÅŸ olup, kavga ederler; yediÄŸin içine sinmez, sâdece canın sıkılır. 
KamuÄŸ bir todum yem aÅŸ içgü üçün, özüŋni uçuz kılmağıl sen küçünBir doyumluk bu’ yiyecek ve içecek için, kendini zorla itibardan düşürme. 
Negü ter eÅŸitgil boÄŸuz tıdÄŸuçı, özi boÄŸuzıŋa erk bolup tutÄŸuçıBoÄŸazına hâkim olan ve icap ettiÄŸi zaman kendisini yemekten men’ edebilen insan ne der, dinle. 
BoÄŸuzuÅ‹ küdez bolma erniÅ‹ eli, bu boÄŸuzuÅ‹ üçün bolma yalÅ‹uk kulıBoÄŸazını gözet ve aÅŸağılık insan olma; bir boÄŸaz için, insanların kulu durumuna düşme. 
Telim kördüm emdi ağır bolmış er, tıdumadı boÄŸuzı üçün boldı yerÅžimdiye kadar itibarda bulunmuÅŸ bir çok kimseleri gördüm; boÄŸazlarına hâkim olmadıkları için, toprak ölup-gittiler. 
Üküş kördüm ilde bedümiÅŸ erig, bulun kıldı boÄŸuzı töşendi yerigMemlekette yükselmiÅŸ bir çok insan gördüm; boÄŸazlarının esiri oldular ve topraÄŸa düştüler. 
Telim baynı kördüm boÄŸuz bulnadı, özi boldı müflis çığaylık yediBir çok zenginler gördüm, boÄŸazlarının esiri oldular ve böylece iflâs ederek, tekrar fakirliÄŸe düştüler. 
BoÄŸuzka bulun bolma boÄŸuzı uluÄŸ, boÄŸuzka bulun bolsa bolmaz yuluÄŸBoÄŸazın esiri olma, ey boÄŸazına düşkün adam; baÄŸazın esiri olursan, bir daha bu esaretten kurtulamazsın. 
Kayu törlüg aÅŸka barır erse sen, edeb birle aÅŸ ye bilir erse senHangi ziyafette olursa-olsun, yemek yerken, mümkün olduÄŸu kadar, edep dâiresinde hareket et. 
Törü bilmez ögsüz kılıksız kiÅŸi, törülüg kiÅŸi körse yaÅ‹lur başıUsûl bilmez, akılsız ve nasıl hareket edeceÄŸini bilmeyen kimseler, usûle vâkıf insanları görünce, ÅŸaşırır-kalırlar. 
SeniÅ‹de uluÄŸ aÅŸka sunsa elig, sen ötrü elig sun bu ol kör biligSenden büyük yemeÄŸe baÅŸladıktan sonra, sen elini uzat; bak, âder böyledir. 
OÅ‹ elgiÅ‹ bile sun bayat atı ay, yegü üdregey hem özüŋ bolÄŸa bayYemeÄŸe saÄŸ elini besmele ile uzat; böylece yemeÄŸin bereketi artar, sen de zengin olursun. 
KiÅŸi utrukı türmek alma tigü, öz utru negü erse alÄŸu yegüBaÅŸkasının önündeki lokmalara dokunma; kendi önünde ne varsa, onu al ve ye. 
Bıçak tartma anda kötürme süŋük, ayı bolma kovdaÅŸ ne silkim sepükSofrada bıçak çıkarma ve kemik sıyırma; çok obur olma ve pek de sünepe oturma. 
Neçe me tok erse yeyü turÄŸu aÅŸ, kiÅŸi aÅŸ kiÅŸike körü ber kadaÅŸNe kadar tok olursa-olsun, insan ikram edilen yemeÄŸi reddetmemelidir; ey kardeÅŸ, yemeÄŸi adamına göre ikram et. 
Yegü alsa tiÅŸle uÅŸak tançula, iÅŸig aÅŸnı ürme sen aÄŸzıŋ bileYemeÄŸi alınca, ısır ve ufak-ufak çiÄŸne; sıcak yemeÄŸi aÄŸzın ile üfleme. 
Yer erken aşığ türtme tirki öze, kiÅŸi körki buzma kılınçıŋ tüzeYemek yerken, sofra üzerine sürünme; insanların huzurunu kaçırma, hareketine dikkat et. 
Törüsüzlük ol bu törüçe yorı, törüsüz kiÅŸiler kiÅŸike korıBütün bunlar usûl bilmezlikten ileri gelir, usûle uygun hareket et; usûl bilmeyen insanların baÅŸkalarına zararı dokunur. 
İdi yakşı aymış törülüg kiÅŸi, törü bilse yalÅ‹uk bulur tör başıUsûl bilen kimse çok güzel söylemiÅŸ; insan usûl bilirse, baÅŸ-köşeye geçer. 
KamuÄŸ neÅ‹ke öŋdi törü bar sözi, törü tüz yorıtsa yarur er yüziHer ÅŸeyin usûlü, âdap ve erkânı vardır; usûlü tam olarak tatbik eden kimsenin yüzü güler. 
Kılıksız törü öŋdi bilmez kiÅŸi, kiÅŸike katılsa itilmez iÅŸiUsûl, âdap ve erkânı bilmeyen kimse insanlara katılırsa, iÅŸinde muvaffak olamaz. 
Aşığ tatÄŸanu ye sen elgiÅ‹ sunup, seni körse evlik sevinsün turupYemeÄŸe elini uzat, haz ve arzu ile ye; ev hanımı, seni görerek, memnun olsun. 
KiÅŸi emgek ıdsa saÅ‹a itse aÅŸ, yava kılma emgek anı kılma başînsan zahmet edip, sana ziyafet hazırlarsa, bu zahmeti boÅŸa çıkarma; onun hatırını kırma. 
Köni sözlemiÅŸ körse köŋli oduÄŸ, sözi körse mani berür tü boduÄŸGönülü uyanık insan çok doÄŸru söylemiÅŸ; dikkat edersen, onun sözü çok renkli ve manalıdır. 
KiÅŸi köŋli yuvka sırınçğa sanı, idi ked küdez sınÄŸa serme anıinsanın gönülü incedir, o bir sırçaya benzer; ona çok dikkat et, kaba söz söyleme, kırılır. 
Serilse kiÅŸi köŋli kitti tatığ, yakınlık kesildi yıradı asığİnsanın gönülü kırılırsa, iÅŸin tadı kaçar, yakınlık uzaklaşır ve ondan faydalanmanın arkası kesilir. 
Yakınlık tilese küdezgil köŋül, köŋül sınsa killi yakınlık tüŋülYakınlık istersen, gönülü gözet; gönül kırılırsa, yakınlık gider ve bil ki, artık o senin dostun deÄŸildir. 
Aşığ teÅ‹leyü ye yeme aÅŸ üküş, maÅ‹a mundaÄŸ aydı ukuÅŸluÄŸ küsüşYemeÄŸi ölçülü ye, çok fazla yemek yeme; akıllı ve aziz insan bana böyle dedi. 
Üküş yeglilerniÅ‹ aşı yeg bolur, aşı yeg kiÅŸi tutçı iglig bolurÇok yiyenlerin yemeÄŸi hazmolunmaz; yemeÄŸi iyi hazmedemeyen kimseler dâima hasta olurlar. 
BoÄŸuzdın kirür ig boÄŸuzuÄŸ küdez, aşığ teÅ‹leyü ye yegü içgü azHastalık boÄŸazdan girer, boÄŸazı koru, yemeÄŸi ölçü ile ye; insan her vakit az yeyip, az içmelidir. 
Bu ığ tutsa terkin kiÅŸig yavrıtur, anı emlemese ölüm tavraturinsana bir hastalık gelirse, onu derhâl kuvvetten düşürür; tedavi edilmezse, ölüm koÅŸar-gelir. 
Yeme yakşı aymış otaçı hakim, hakimler sözini yavuz tigli kimTabip hakîm de çok güzel söylemiÅŸ; hakimlerin sözüne kim fena diyebilir. 
Ölümdin yumuşçı ig ol aÅŸnusı, kiÅŸi igledimü ölüm koÅŸnısıHastalık ölümün ilk habercisidir; insan hastalandımı, ölüm yanı başındadır. 
Belâ mihnet ol ig ölüm tutÄŸakı, ölümde tatığ yok azu yakşısıHastalık belâ ve mihnettir ve ölümün öncüsüdür; ölümün zevki yoktur, onun iyisi olmaz. 
KiÅŸimen tegüçi apa oÄŸlanı, isig tumlığığ bilgü adra anıBen insanım — diyen âdem-oÄŸlu sıcağı ve soÄŸuÄŸu ayırt edebilmelidir. 
Tadu bilgü aÅŸnu yaraşık yese, taduka yaraÅŸmaznı kodğı usaUygun olan ÅŸeyleri yemek için, önce tabiatı bilmeli; tabiata uygun olmayan yemeklere mümkün mertebe yanaÅŸmamalıdır. 
İsig artsa terkin soğık iç öze, soğık artar erse isigin tüzeSıcaklık fazlalaşırsa, üzerine derhâl soÄŸuk bir ÅŸey içmeli; soÄŸukluk fazlalaşırsa, onu sıcak ile tâdil etmelidir. 
Yegit erse yaşıŋ yaz erse yılıŋ, soğık iÅŸke tutğıl üşütür kanıŋYaşın genç ve ömrün bahar yıllarında ise, soÄŸuk ÅŸeyler kullan, kanın bunları ısıtır. 
Yaşıŋ kırkta keçse kün ay erse küz, isig neÅ‹ bile sen özüŋ tabı tüzYaşın kırktan fazla ve mevsim son bahar ise, tabiatini sıcak ÅŸeyler ile tanzim et. 
Yaşıŋ erse altmış üdüŋ erse kış, isig iÅŸke tutğıl soğık kılma iÅŸYaşın altmış ve vaktin de kış ise, sıcak ÅŸeyler kullan; soÄŸuk ÅŸeyler ile arkadaÅŸlık etme. 
KuruÄŸ tumlığ artsa isig öl anut, bu iki aÅ‹ar kılÄŸa evre yanutKuruluk ve soÄŸukluk fazlalaşırsa, sıcak ve yaÅŸ ÅŸeyleri hazır tut; bu ikisi onlara karşı koyar. 
Bu öl tumlığ artsa saÅ‹a kılsa yas, isigin kuruÄŸun anı yandru basBu yaÅŸlık ve soÄŸukluk fazlalaşır ve sana zarar verirse, sıcak ve kuru ÅŸeyler ile onları karşıla. 
TaduÅ‹ tumlığ erse isigin küçe, isig erse tumlığ yeyü tur içeTabiatın soÄŸuk ise, onu sıcakla kuvvetlendir; sıcak ise, soÄŸuk ÅŸeyler ye ve soÄŸuk ÅŸeyler iç. 
Kalı samduy erse taduÅ‹ belülüg, isigli soğıklı ara bir ülügEÄŸer tabiatın kat’î olarak ılık ise, onu, sırasına göre, sıcak ve soÄŸuk ÅŸeyler ile besle. 
Bu yaÅ‹lığ küdezgil taduÅ‹nı köni, esen bolÄŸa inçin tiriglik küniTabiatini bu ÅŸekilde tanzim et, hayatın huzur ve sıhhat içinde geçer. 
Negü ter eÅŸitgil otaçı sözi, munıŋ manisi uk tirilgil kozıTabip ne söylemiÅŸ, dinle; bunun mânasını anlayarak yaÅŸa, kuzum. 
Özüŋ tabını men ayayın yora, kızıllı sarığlı ürüŋli karaBen senin tabiatini izah edeyim; bu ya kızıl, sarı, ak veya kara olur. 
Bularda birisi biriÅ‹e yağı, yaÄŸusa yağıka yağı adraraBunlardan her biri diÄŸerlerine düşmandır; düşman düşmana yaklaşınca, bu renkler ile ayırt edilir. 
UkuÅŸluÄŸ kerek öz taduÄŸ teÅ‹lese, yaraşık ne erse anı ok yeseTabiati mutedil tutmak için, insanın akıllı olması gerektir; uygun olan ne ise, ancak o ÅŸeyler yenmelidir. 
KiÅŸi yılkı birle adırtı bu ol, taduka yaraşık yese ay oÄŸulİnsan ile hayvan arasındaki fark, tabiate uygun ÅŸeyleri yemekle belli olur, ey oÄŸul. 
Negü ter eÅŸit emdi kökçin sakal, uka bar munı sen turu kalma kalÅžimdi ak-sakal ne der, dinle; bunu anlamaÄŸa çalış ve ihtiyarlığında ÅŸaşırma. 
KiÅŸi kırk yaÅŸap öz tadu bilmese, tükel yılkı ol bu neçe sözleseİnsan kırk yaşına gelir ve kendi tabiatini bilmezse, nutuk sahibi olmasına raÄŸmen, o tam bir hayvandır. 
Sınayu körü bilmese er bilig, kiÅŸike samaÄŸu anı ay siligTecrübe ve görgüsünden bilgi edinmeyen kimseyi insandan saymamalı, ey temiz kalpli insan. 
Başında keçip er yorık tüzmese, köni sözlemiÅŸ boldı yılkı teseTecrübelerine raÄŸmen, hareketini tanzim edemeyen kimseye “hayvan” derlerse, doÄŸru söylemiÅŸ olurlar. 
Üd üdlek keçip bolmasa er bügü, kiÅŸi tep atamaÄŸu yılkı tegüZaman geçtiÄŸi hâlde, hikmet sahibi olmamış ise, ona “insan” deÄŸil “hayvan” demelidir. 
Körü barsa yakşı ayur emçiler, aşığ az yese er esenin külerDikkat edersen, tabipler çok iyi söylemiÅŸler : insan yemeÄŸi ne kadar az yerse, o kadar sıhhatli ve neÅŸeli olur. 
Esenlik tilese kör igsizlikin, az atlığ otuÄŸ ye tiril ay tiginDâima sıhhatte kalmak ve hiç hasta olmamak istersen, “az” adlı ilâç ye ve öyle yaÅŸa, ey bey-zâdem. 
Öz inçlik tilese ereji uzun, til atlığ etig ye tiril ay tüzünUzun zaman huzur içinde ve rahat yaÅŸamak istersen, “dil” adlı eti ye ve öyle yaÅŸa, ey temiz kalpli insan. 
ÖğdülmiÅŸ Odgurmışka AÅŸka Okımak Törüsin AyurÖğdülmiÅŸ Odgurmış’a Ziyafete Davet Usûlünü Söyler 
Kalı sen okıyın tese sen kiÅŸig, okığıl velikin ked itgil iÅŸigEÄŸer sen baÅŸkalarını davet etmek istersen, davet et, fakat bunun için evvelce çok iyi hazırlık gör. 
Ayak tirki ev bark arığ tut töşek, töşegil aÅŸ içgü yeme ked kerekEv-bark sofra ve tabakların temiz, odan minderlerle döşenmiÅŸ, yiyecek ve içeceklerin de seçkin olmalıdır. 
Arığ it aÅŸ içgü tatığlığ silig, yesü ârzû birle sunuÄŸlı eligMisafirlerin arzu ile yiyebilmeleri için, yiyecek ve içeceklerin temiz ve lezzetli olması lâzımdır. 
Okımasa aÅŸ suv müni bir bolur, okısa körügli birig yüz kılurZiyafete davet etmezsen, bir kusur iÅŸlemiÅŸ olursun; davet edersen, gelenler, bir kusur yerine, bin kusur bulurlar. 
Usa edgü itgil sen aÅŸ suv arığ, todup kopsu barsu keligli arığBütün misafirlerin sofradan doyarak kalkması için, yiyecek ve içeceÄŸi mümkün mertebe iyi ve temiz hazırla. 
Adaşığ kadaşığ yırak ya yakın, tözüg aÅŸka ünde küdezgil hakınArkadaÅŸ, kardeÅŸ, uzak ve yakın, her kesin hakkını gözet ve onları yemeÄŸe davet et. 
Keliglisi kelgey kalı kelmese, köŋül kalmaÄŸay kör anıŋda basaGelen gelir; gelmeyenler olursa, onların da hatırı kalmamış olur. 
BoÄŸuz övkesi bolsa yavlak bolur, öçep kek sürer ölse ötrü kalurBoÄŸaz meselesinden doÄŸan öfke çok fena bir ÅŸeydir; insan ölünceye kadar kin ve intikam besler. 
Körü bar tözüke aÅŸ içgü tegür, kinikmiÅŸ bar erse yeme aÅŸ yitürDikkat et, her kese yiyecek ve içecek yetiÅŸtir; geciken varsa, onu da yemeksiz bırakma. 
KiÅŸi aÅŸ yese sen öze içgü tut, anı içse içgü yeme ök anutYemekte misafirin içeceÄŸini eksik etme; biri biter-bitmez, diÄŸeri hazır bulunsun. 
Kayuda yegü bolsa içgu kerek, yegü içgü birle teÅ‹eÅŸgü kerekYemek yenilen yerde içecek de bulunmalı; yiyecek ve içecek birbirine denk olmalıdır. 
Yegü bolsa içgü anuk bolmasa, aÄŸu boldı sakın ol aÅŸnı yeseYemek yanında içecek de hazır olmazsa, o yemek, yiyenler için, zehir olur. 
Tilese fukâ ber tilese mizâb, tilese cülengbin tilese cülâbister fuka’, ister mîzâb, istersen cülengbîn veya cülâb ÅŸertbetlerini ver. 
Munıŋda narukı negü bergüŋi, maÅ‹a sen ayıtma ayıtğıl öŋiBunlardan baÅŸka daha neler vereceÄŸini bana sorma; bunu baÅŸkalarına sor. 
UluÄŸlar yese aÅŸ tükese yeyü, kiçiglerke bergü aÅŸ içgü yegüBüyükler yemeklerini yeyip sofradan kalktıktan sonra, küçüklere yiyecek ve içecek verilmelidir. 
Tözüke tegür aÅŸ körü kodmağıl, söke barmasunlar açın ıdmağılHer kese yemek yetiÅŸtir, hiç kimseyi gözden kaçırma; onları aç bırakma, sana söğerek dönmesinler. 
AÅŸ içgü yeseler nukul ur yimiÅŸ, kuruÄŸ öl yimiÅŸ ur bir ança simiÅŸYiyecek ve içecek tamam olunca, çerez ve meyva ver; kuru ve yaÅŸ meyva yanında, bir mikdar simiÅŸ de bulunsun. 
Bıçış kıl küçüŋ yetse bıçğıl ağı, usa tiÅŸ teri bir kesilsü çoğıHediye ver; gücün yeterse, ipekli kumaÅŸ ver; mümkün ise, diÅŸ kirası ver ki, gelenlerin aÄŸzı kapansın. 
Tükel boldı emdi aÅŸ içgü iÅŸi, aça ber kapuÄŸ barsa tıdma kiÅŸiBu ziyafet iÅŸi böylece tamam olur, kapıları aç; misafirler gitmek isterlerse, artık onlara mâni olma. 
Bu aÅŸka okığlı bolur tört kotu, barığlı yeme tört bolur ay botuZiyafete davet edenler dört zümre olduÄŸu gibi, buna icabet eden. insanlar da dört türlü olur, ey yavrum. 
Biregü barır aÅŸka ündeseler, aÅŸ içgü içer yer negü berselerBunlardan biri davet edildiÄŸi her ziyafete gider ve ziyafette ne ikram edilirse, yer, içer. 
Yana öz eviÅ‹e okımaz kiÅŸi, başı bürnü yer evde yalÅ‹uz aşıFakat kendisi evine baÅŸkalarını çağırmaz; yemeÄŸini evine kapanıp, yalnız başına yer. 
Takı bir kiÅŸi körse aÅŸka barır, aşın yer anı yandru aÅŸka okırBiri de ziyafete gider, yemeÄŸi yer ve kendisi de onu yemeÄŸe davet eder. 
Takı bir kiÅŸi aÅŸka barmaz bolup, kiÅŸig me eviÅ‹e okımaz körüpBiri de, kendisi ziyafete gitmediÄŸi gibi, baÅŸkalarını da evine davet etmez. 
Ölüg ol munı sen tirigke sama, katılma muÅ‹ar sen tiriglik yemeBöyle bir insan ölüdür, sen onu diriden sayma; ona katılma ve onunla birlikte bulunma. 
Takı bir kotu aÅŸka barmaz okıp, kiÅŸig aÅŸka ünder tokımlar tokıpBir kısmı da davete gitmez; fakat kendisi, hayvanlar keserek, baÅŸkalarını ziyafete çağırır. 
Bularda eÅ‹ edgü yorık buturur, bügü bilge ögmiÅŸ kılık butururBunlardan en iyisi bu sonuncusudur, hakîm ve âlim insanların beÄŸendikleri hareket de budur. 
Kerek aÅŸka barğıl kerek barmağıl, boÄŸuz tıd aÅŸ az ye esenin tirilister ziyafete git, ister gitme; fakat boÄŸazına hâkim ol, yemeÄŸi az ye ve sıhhatle yaÅŸa. 
Üküş yegli yalÅ‹uk kör igçil bolur, sarığ meÅ‹zi kovdak atı el bolurÇok yiyen insan her vakit hastalıklı olur, yüzü sarı, kendisi cılız olur ve itibardan düşer. 
MuÅ‹ar meÅ‹zeyür kör otaçı sözi, tadu bilgüçi köŋli bilgi yazıMizacı bilen, fikir ve bilgisi geniÅŸ olan tabip de bu hususta bunu teyit eder bir söz söylemiÅŸtir. 
BoÄŸuzdın kirür ig kiÅŸike aşın, kiÅŸig ig karıtur tükemez yaşınİnsana hastalık boÄŸazdan ve yemekle birlikte girer; hastalık insanı ihtiyarlatır ve o ömrünü tamamlayamaz. 
BoÄŸuzuÄŸ küdez tutçı igsiz yorı, kılur ig kiÅŸiniÅ‹ yüzini ışınBoÄŸazı dâima gözet ve hasta olmamaÄŸa çalış; hastalık insanın yüzünü yiÅŸin yapar. 
Bu yaÅ‹lığ bolur kör aÅŸ içgü iÅŸi, okığlıka barsa ya kelse kiÅŸiZiyafet iÅŸi, gerek davete icabette, gerek baÅŸkasını davet ederken, iÅŸte böyle olur. 
Munu sözledim men eÅŸitti özüŋ, munı tapkıl emdi uzatma sözügİşte ben söyledim, sen dinledin; bunu ÅŸimdilik kâfi bul ve sözü uzatma. 
Bu ol dünyâ hali yorıkı yolı, kiÅŸike katılmak tilese kalıEÄŸer insanlar arasına karışmak istersen, bu dünyanın hâli, tavrı ve yolu budur. 
Ay köŋlüm yarukı hakikat yakın, sözüm manisin uk yeme ked sakınEy gönlümün ışığı ve gerçekten yakınım olan insan, sözümün mânasını anla ve iyice düşün. 
Odgurmış ÖğdülmiÅŸke Dünyâdın Yüz Evrüp Barıŋa Tapı Bolmakın AyurOdgurmış ÖğdülmiÅŸ’e Dünyadan Yüz Çevirip, Olana Kanâat EttiÄŸini Söyler 
Yanut berdi odÄŸurmış aydı bu söz, eÅŸittim men emdi eÅŸit evre sözOdgurmış cevap verdi ve : — Ben sözlerini dinledim; ÅŸimdi sen de banların mahzurlu taraflarını dinle — dedi — 
Sen aymış bu sözler kim ögrenseler, ajun içre bulÄŸay tilek ârzûlarSenin söylediÄŸin bütün bu ÅŸeyleri insanlar öğrenirlerse, bu dünyada dilek ve arzularına eriÅŸirler. 
Velikin tiriglik bolurmu yegü, munı bilgü aÅŸnu ay bilge bügüFakat hayat yalnız yiyip-içmektenmi ibarettir; ey hakîm âlim, önce bunu bilmelidir. 
KiÅŸi munça emgek bile kazÄŸanıp, uzun kalmaz erse nerek neÅ‹ yığıpBu dünyada uzun müddet kalmayacak olduktan sonra, insanın bu kadar zahmete katlanıp, bu malı toplaması neye yarar. 
Bu dünyâ tileyü yügürse kiÅŸi, yatu kaldı tâat tapuÄŸlar iÅŸiinsan bu dünya peÅŸinde koÅŸarsa, tâat ve ibâdet iÅŸini bir tarafa bırakır. 
Bu kün sen maÅ‹a kelmiÅŸiÅ‹de berü, baka kör tapuÄŸ barça kaldı turuBugün senin bana geldiÄŸinden beri, bak iÅŸte, bütün ibâdet olduÄŸu gibi geri kaldı. 
KamuÄŸ bir kiÅŸike katılmış üçün, yası munça erse küçeme öçünYalnız bir tek insan ile görüşüp-konuÅŸmak beni bu derece zarara sokarsa, artık bana gücenme ve beni zorlama. 
UluÅŸ kendke kirse meniÅ‹ bu özüm, kiÅŸi birle bolÄŸa iÅŸim hem sözümBen kalkıp, kasaba ve ÅŸehre inersem, bütün iÅŸim-gücüm insanlar ile olacaktır. 
Negü teg kılurmen bu tâat tapuÄŸ, yapulÄŸay maÅ‹a bu sıŋardın kapuÄŸBen tâat ve ibâdetimi nasıl edâ edebilirim; bu kapı artık benim içın kapanmış olacaktır. 
Kiçiglikte yandım karıdım bu kün, bayat tapğı birle tirildim ögünGençlikten ayrıldım, bugün artık ihtiyarladım; hayatımı Tanrıya hamd u sena ve ibâdet ile geçirdim. 
Yana yandru yanmak yavalık tapa, yararmu maÅ‹a ay bağırsak apaHeder olacak bir hayata tekrar geri dönmek bana yakışırını, ey merhametli insan. 
Ne edgü bilig berdi bilgi ögüz, eÅŸitgil munı sen ayâ köŋli tüzBilgisi ırmak gibi gür akan âlim ne iyi söylemiÅŸ; ey temiz kalpli insan, sen bunu dinle. 
Yegitlikte kılğıl karılık iÅŸi, karısa barır küç yetilmez kiÅŸiİhtiyarlıkta yapılacak iÅŸleri gençken yapmaÄŸa çalış; insan ihtiyarlayınca, kuvveti kalmaz ve bunlar yapılamaz. 
Yegitlikte tavrat bayat tapğı kıl, karılıkta bolmaz munı yetrü bilGençlikte davran, Tanrıya ibâdet kıl; ihtiyarlıkta bu yapılamaz, bunu iyice bil. 
Kiçig oÄŸlan erken kılınç edgü tut, uluÄŸlukka tegse udınur bu otGenç iken iyi hareket etmeÄŸe çalış; ihtiyarlık gelince, bu ateÅŸ söner. 
Ne edgü bolur kör yegitlik üdün, ülüg alsa özke kamuÄŸ edgüdünYiÄŸitlik çağında her iyilikten kendisine bir hisse almak ne kadar güzel bir ÅŸeydir. 
Ne teÅ‹siz bolur kör karımış kiÅŸi, yava bolsa kılsa yegitler iÅŸiihtiyarlamış bir kimsenin vaktini heder ederek, gençken yapılması icâp eden ÅŸeyler ile uÄŸraÅŸması ne kadar yakışıksız olur. 
Tiriglik üçün boldı dünyâ neÅ‹i, tiriglik tükese tüker neÅ‹ muŋıDünya malı hayat için yaratılmıştır; hayat sona erince, mal derdi de ortadan kalkar. 
Tiriglik uçuktı tirip bu neÅ‹iÅ‹, anuk kimke kodÄŸu kesilse tınıŋMal toplaya-toplaya hayatın sonuna geldi; nefesin kesilirse, bunları kime bırakacağın bellidir. 
Tutayın sen aymış ilig tapğını, tükel bildim iÅŸ tuÅŸ bodun kılkınıSenin dediÄŸin gebi, hükümdarın hizmetine girdiÄŸimi ve eÅŸ-dost ile halkın tavır ve hareketini tam öğrendiÄŸimi düşünelim. 
Negü asğı âhır ölür erse öz, saÅ‹a teggüsi yok meger iki bözSonunda ölecek olduktan sonra, bunun faydası ne; bütün bunlardan elinde kalacak olan iki bez parçasıdır. 
Bu munça isinmek azu tumlımak, tilek iki boldı ay ersig çomakSıcakta bu kadar terleyecek ve soÄŸukta bu kadar titreyeceksin ve neticede ıkı arzunu elde edeceksin, ey müslüman yiÄŸit. 
Biri dünyâ mâlın bedüse özüŋ, takı bir yorık bolsa ilde sözügBiri bu dünya malı ile kendini yükseltmek, biri de memlekette sözü geçen bir adam olmaktır. 
İdi edgü erdi bu iki bulup, ölüm tutmasa kalsa meŋü bolupEÄŸer bu ikisini elde ettikten sonra, ölümün pençesine düşmeyecek ve burada ebedî olarak kalacak olsa idim, bu çok güzel bir ÅŸey olurdu. 
Ölüm aldı mendin bu iki tatığ, nerek emdi dünyâ ay bilgi batığBu iki zevki ölüm benim elimden aldıktan sonra, ÅŸimdi bu dünyanın bana ne lüzumu var; ey derin bilgili insan. 
KiÅŸi kutluğınıŋ bolur belgüsi, küniÅ‹e yegedür anıŋ edgüsiİnsanlar arasında saadete nail olan kimsenin niÅŸanı olur, onun iyiliÄŸi günden-güne artar. 
Kalı kutsuz erse kiÅŸig tumlıtur, karılık üdinde kılınç artaturEÄŸer insan talihsiz ise, o baÅŸkalarını kendisinden soÄŸutur ve ihtiyarlık gününde ahlâkı bozulur. 
İdi yakçı aymış bügü bilgi keÅ‹, eÅŸitgil munı sen ayâ kızÄŸu eÅ‹Hakîm ve bilgisi geniÅŸ olan insan çok iyi söylemiÅŸ; ey al yanaklı, sen bunu dinle. 
KiÅŸi kutluğı ol neçe ulÄŸadu, baru edgü bolsa isizlik koduİnsanların kutlusu yükseldikçe iyi olur ve kötülüğü bırakır. 
Tükel belgülüg bil kiÅŸi kutsuzı, karıp yügrür erse havâsı uduÅžunu açık olarak bil ki, ihtiyarladığı hâlde, nefsine uyarak, onun peÅŸinde koÅŸan kimse de insanların talihsizidir. 
Kanı ol bu dünyâ tilep tutÄŸuçı, öziÅ‹e temür kend tura yapÄŸuçıDünyayı isteyip, eline alan ve kendisine demirden ÅŸehir ve kale yaptıran kimse nerede. 
Kanı ol otun ıt bu dünyâ bulup, yaşıl kökke sundı kara kuÅŸ münüpBu dünyayı bulan ve kartala binerek, mâvî göğe çıkan o küstah köpek nerede. 
Kanı ol bayatmen tegüçi otun, teÅ‹izde kodı ıdtı teÅ‹ri töbünBen Tanrıyım”” diyen ve sonunda Tanrının denizin dibine gönderdiÄŸi küstah nerede.” 
Kanı ol bu dünyâ neÅ‹in tergüçi, neÅ‹i birle yerde kodı barÄŸuçıBu dünya malını toplayan ve malı ile birlikte yerin dibine geçen;insan nerede. 
Kanı ol toÄŸardın batarka tegi, yorıp el tutuÄŸlı bu dünyâ begiDoÄŸudan batıya kadar sefer ederek, bir çok memleketleri hâkimiyeti altına alan dünya beyi nerede. 
Kanı ol tayakı yılan bolÄŸuçı, teÅ‹iz yarlıp ötrü yorıp keçgüçiAsası yılana çevirilen ve deniz yarılarak, oradan yürüyüp geçen insan nerede. 
Kanı ol peri kuÅŸ bu yalÅ‹uk öze, uluÄŸluk kılığlı kılınçı tüzePeri, kuÅŸ ve insanlara hükmeden o âdil insan nerede. 
Kanı ol ölüg tirgürügli kiÅŸi, ölümke tutuÄŸ boldı âhır iÅŸiÖlüleri dirilten insan nerede; o da nihayet ölümün esiri olmuÅŸtur. 
Kanı ol kiÅŸide üdürmiÅŸ talu, kokuz kaldı dünyâ irildi toluinsanlar arasında seçilmiÅŸ olan o iyi zât nerede; dünya onsuz boÅŸ kaldı, bir tarafı eksildi. 
Ölüm tuttı eltti bu samışlarığ, sinimü kodur kör ay kılkı arığBu saydıklarımın hepsini ölüm yakaladı ve götürdü; ey temiz kalpli insan, senimi burada bırakacaktır. 
Bu yaÅ‹lığturur bu ajun öŋdisi, kerek öŋdisi tut kerek tüŋdisiBu dünyanın kanunu böyledir; ister buna göre hareket et, ister aksi yolu tut. 
Baka körgil emdi yağız yer koyı, ne yaÅ‹lığ kiÅŸi kirdi tolmaz oyıDikkat et, imdi bu kara toprak altına ne çeÅŸit insanlar girmiÅŸtir; onun çukuru hâlâ dolmamıştır. 
Açıp körse erdiÅ‹ kara yer katın, ne üdrüm talular yatur ınçıkınKara toprağın altını bir az açıp baksa idin, orada ne kadar seçkin ve iyi insanların cesetlerini görürdün. 
Ne begler yaturlar kara yer bolup, ne bilge bügü sızdı yerde ölüpNe beyler kara toprak olmuÅŸ, yatarlar; ne âlim ve hakimler ölüp, topraÄŸa karışmışlardır. 
Begin kulda adra bilümez özüm, çığayığ bayında seçümez közümBen orada beyi kuldan seçemiyorum; gözüm fakiri zenginden ayırt edemiyor. 
Neçe kür küvezler bir ig iglemez, kara yerke kirdi kanı tepremezHayatlarında hiç bir hastalık görmeyen ne kadar cesur ve maÄŸrur insanlar kara toprak altına girdiler; kımıldanmaÄŸa mecalleri yok. 
Bu yaÅ‹lığ kiÅŸiler töşendi yerig, ya senmü kalır sen ya menmü tirigBütün bu insanlar toprağı döşendiler; burada senin ile benmi diri kalacağız. 
Yorıyu turuÄŸlı bu barkın kiÅŸi, uluÄŸ yolda itmez bu ev bark iÅŸiBu büyük yolda yalnız dinlenmek için bir az duran yolcu ev-bark yapmaz. 
Özümdin kötürdüm bu ârzû tilek, kodu bir bayatım maÅ‹a tap yölekBen içimdeki bütün arzu ve dilekleri yok ettim; beni bırak, Tanrım bana yeter bir destektir. 
KiÅŸig kul kılığlı bu suklukturur, kiterdim bu sukluk közüm toktururİnsanı kul eden bu ihtirastır; ben ihtirası bıraktım, artık gözüm toktur. 
Negü ter eÅŸit dünyâ kodmış kiÅŸi, yayığ dünyâka köŋli todmış kiÅŸiDünyayı bırakmış ve bu dönek dünyadan bıkmış olan insan ne der, dinle. 
Ajunda tilekin bulundı özüm, harislık özindin kiterdi közümBen bu dünyada dileÄŸimi buldum, her türlü ihtiras gözümden silindi. 
Özüm kodtı dünyâ tilek ârzûsın, tilekim tükendi kesidi sözümBu dünya ile ilgimi kestim ve bütün dilek ve arzuları üzerimden attım, artık dileÄŸim kalmadı; iÅŸte bu kadar. 
Bu dünyâ içi bir tarığlaÄŸturur, negü ekse munda yarın ol önürBu dünya bir tarladır, burada bugün ne ekilirse, yarın o biçilir. 
UruÄŸ edgü ekse öner edgülük, ol edgü bolur ol yegü kedgülükiyilik tohumu ekilirse, iyilik çıkar ve bu iyilik senin için yiyecek ve giyecek olur. 
UruÄŸ isiz ekse isiz ök önür, ol isiz boyunka yarın yük bolurFenalık tohumu ekilirse, fenalık çıkar ve bu fenalık yarın insanın boynuna bir yük olur. 
Bu kün kodmağınça havâ ârzûlar, yarın bulÄŸu ermez özüm edgülerBugün bu nefsi ve arzuları üzerimden atmadan, benim yarın iyilik bulmama imkân yoktur. 
Seni kodmaz erken bu dünyânı kod, saÅ‹a todmaz erken sen ir aÅŸnu todBu dünya seni terketmeden, sen onu bırak; o senden bıkmadan, sen daha önce davran, onu gözünden düşür. 
Anı kodmasa sen seni kodÄŸa ok, aÅ‹ar todmasa sen saÅ‹a todÄŸa okSen onu terketmezsen, o seni bırakacaktır; sen ondan bıkmazsan, o senden bıkacaktır. 
Bolup kalÄŸu erse nerek bu ajun, seni kodÄŸu erse anı kod özünBöyle olduktan sonra, bu dünyanın ne lüzumu var; onun seni terketmesini beklemektense, sen onu bırak. 
Munı kod tile ol ajunuÄŸ turup, erejin tiril anda meŋü bolupBunu bırak, ÅŸimdi o dünyayı iste ve orada huzur içinde, ebedî hayat sur. 
Takı munda yegrek tileyin tese, ikigün ajunuÄŸ tileme usaBundan daha iyisi de var; eÄŸer yapabilirsen, bunların ikisini de isteme. 
Yorı iki ajun idisin tile, nerek dünyâ ukbi ikigün bileYürü, bu iki dünyanın sahibini iste; dünya ve âhiret, bu ikisinin de ne lüzumu var. 
Törütgenni bulsa törümiÅŸ seniÅ‹, yaratÄŸannı bulsa yaratmış seniÅ‹Türeteni bulursan, türeyen senindir; yaratanı bulursan, yaratılan senindir. 
TörümiÅŸke korkma tileme tilek, törütgenke korkğıl anı tut yölekTüreyenden korkma ve ondan hiç bir dilekte bulunma; türetenden kork ve her ÅŸeyi ondan iste. 
Törütgen idi tapğı evre kodup, törümiÅŸke tapmak bolurmu udupTüreten rabbin ibâdetini geri bırakıp, türeyene uymak ve ona hizmet etmek deÄŸermi. 
İkide adın yok tapuÄŸa iÅŸi, ya tapğı yaraÄŸay kötürgey başıHizmetkârın ÅŸu iki ÅŸeyden baÅŸka kazancı yoktur : ya onun hizmeti makbule geçer ve başı yükselir. 
Ya tapğı yaramaÄŸa emgekleri, yava bolÄŸa üd kün tiriglikleriYahut hizmeti ve zahmetleri makbule geçmez; vakti ve ömrü boÅŸuna harcanmış olur. 
Yarasa tapuÄŸ beg kötürse anı, bolur özke erksiz bu bulmış küniEÄŸer hizmeti makbule geçer ve bey yükseltirse, aradığını bulduÄŸu gün, o artık kendisine hâkim olamaz. 
Ara aç ara tok yügürgü kerek, begi yatsa emgek bu körgü kerekBunun için bâzan aç, bâzan tok koÅŸmak lâzım; beyi rahat ederse, onun zahmetini hizmetkârının yüklenmesi lâzımdır. 
Kalı siÅ‹mese kör bu kılmış tapuÄŸ, yava boldı isiz tiriglik kamuÄŸEÄŸer onun bu yapmış olduÄŸu hizmeti makbule geçmezse, bütün bir hayat, çok yazık ki, boÅŸuna geçmiÅŸ olur. 
Kayu ol tapuğçıkaayğıl asığ, bu tapğı içinde negü ol tatığSöyle, hizmetkârın elde ettiÄŸi nedir, onun bu hizmetinde ne gibi bir zevk vardır. 
Negü ter eÅŸitgil ıla erkini, tapuğçı törüsin ayur kör anıHizmetkârlık âdap ve erkânı hakkında ila büyüğü ne der, dinle. 
Baka barsa ters iÅŸ bu begler iÅŸi, tapınsa telim terk yaranmaz kiÅŸiDikkat edersen, bu beylerin iÅŸi ters bir iÅŸtir; insan çok çalışmakla onlara kendisini kolay-kolay beÄŸendiremez. 
Yarasa tapuÄŸ özke erksiz bolur, yaramasa tapğı küniÅ‹e ilürHizmeti beÄŸenilirse, o kendi-kendisine hâkim olamaz; hizmeti beÄŸenilmezse, o günden-güne itibardan düşer. 
TapuÄŸka ınanma ay tapğı telim, tapuÄŸ kılÄŸa âhır başıŋnı kalımEy hizmeti çok olan insan, sen hizmetine güvenme; bu hizmet, sonunda, senin başına mal olur. 
Sevindi tedükte sasıtur söker, yazıldı tedükte buÅŸup kaÅŸ tügerO “memnun oldu” derken, ortalığı berbat eder, söğer; “yüzü güldü” derken, hiddetlenir, kaÅŸlarını çatar. 
Tükel bilse bolmaz kılıklarını, yeme alsa bolmaz alıklarınıOnların tabiatlerini tamamiyle öğrenmek imkânsızdır; yapacakları fenalıkları da önlemek mümkün deÄŸildir. 
Tüpi yelturur bu ajun kör oÄŸul, köliketurur kör karârı yok olEy oÄŸul, bu dünya bir kasırga rüzgârıdır; o hiç bir yerde karar etmeyen bir gölgedir. 
Sakım ol körü barsa körnüturur, tutayın tedükte yiter yok bolurDikkat edersen, o ancak göze görünen bir seraptır; tutmak istersen, ele girmez, yok olur. 
Kezigçe kelir kör bu devlet kurı, tezig ol yayığ hem bolur terk karıBu saadet nöbeti, bak, sıra iie gelir; o dönektir, kaçmak ister, bir de çabuk ihtiyarlar. 
Kerek bolmaz emdi bu dünyâ maÅ‹a, ya devlet kezigi kezig ay toÅ‹aBana böyle bir dünyanın lüzumu yoktur; bu sıtmaya benzeyen saadet nöbetini de istemem, ey kahraman yiÄŸit. 
İdim yadı iÅŸ tap sevingü sevinç, anıŋ yarlığı tap avınÄŸu avınçRabbimin zikri bana kâfi bir iÅŸtir ve yerinde bir sevinçtir; onun emirlerini yerine getirmek, benim için kâfi bir meÅŸgaledir. 
Sevüg bolmasa tap idim sevmiÅŸi, yağım yekturur öz yağılamışıRabbimin sevdiÄŸi iÅŸler kâfi gelmezse, mücâdele etmek için, düşmanım olan ÅŸeytan vardır. 
Tilekim anıŋdın umınçım aÅ‹ar, sığınÄŸu idim ol küvençim aÅ‹arHer arzumu Tanrıdan diler ve ona ümit baÄŸlarım; her ÅŸeyde Tanrıya iltica eder ve ona güvenirim. 
Tonum koy yüŋi tap yegüm arpa aÅŸ, tükel boldı dünyâ maÅ‹a ay kadaÅŸGiymek için, koyun yünü ve yemek için, arpa aşı bana yeter; ey kardeÅŸ, bu dünyadan baÅŸka bir ÅŸey beklemiyorum. 
Negü ter eÅŸitgil bağırsak sözi, üŋürde turuÄŸlı sakınuk öziMaÄŸarada yaÅŸayan, merhametli ve takva sahibi insan ne der, dinle. 
Ajunda alındım özümke öŋi, kavuk sökti yem tap tonum koy yüŋiDünyadan kendi hissemi aldım; kepekten yiyecek ile koyun yününden elbise bana yeter. 
Åžekerde tatığlığ kavuk yür maÅ‹a, çuz ol bu örüm ton ağılar teÅ‹iKepek yemeÄŸi, benim için, ÅŸekerden daha tatlıdır; bu beyaz elbise, sırmalı ipeklilere bedeldir. 
Karın todÄŸuça ye kamuÄŸ yem içim, kerek arpa yür tut todurÄŸu açımHer yiyecek ve içecekten ancak karnı doyuracak kadar yemeli; içinde ister arpa, ister darı olsun, bu da benim karnımı doyuracaktır. 
Toru ölmegüçe yegil ây kadaÅŸ, yeme udlayu sen taduÅ‹ bolÄŸa baÅŸEy kardeÅŸ, sen ölmeyecek kadar bir ÅŸey ye; öküz gibi çok yeme, mizacın bozulur. 
Tatığ sürme tatığ kını ked katığ, tatığka yanut ornı teÅ‹siz batığZevk-safa sürme, zevkin cezası çok ağırdır; zevk karşılığında elde edilen yer berbat bir bataklıktır. 
Açığ süçig aÅŸlar boÄŸuz tatğı ol, boÄŸuz tatğı sürgen kiÅŸi yılkı olEkÅŸi veya tatlı yemekler boÄŸaz zevkidir; boÄŸazına düşkün adam hayvandan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. 
Ağı çuz kedim ton kiÅŸi kedgüsi, et öz örtgü tap kıl ay er edgüsiİnsanlar ipekli ve sırma elbiseler giyerler; sen ancak vücûdunu örtecek bir ÅŸeyle iktifa et, ey erkeklerin iyisi. ¦ 
BoÄŸuz bir todunsa iki kün barır, egin kedse bir ton iki yıl kalırBoÄŸaz bir doyarsa, bu iki gün devam eder; sırta giyilen bir elbise iki yıl dayanır. 
Bu iki üçün özüm kul kılıp, kiÅŸi tapğı kılmak yararmu bilipBu iki ÅŸey için insanların hizmetine girmekle, kendini bile-bile kul etmek deÄŸer mi. 
Ediz arÅŸta altın serâ’ka tegi, tüzü barça muÅ‹luÄŸturur bir teÅ‹iYukarıda ArÅŸ’tan aÅŸağıdaki topraÄŸa kadar, dünyada mevcut ne varsa, bunların hepsi, istisnasız, muhtaç durumdadır. 
Meger bir bayat ol tükel muÅ‹suzun, muÅ‹uÄŸ bildeçi ol bağırsak tüzünHer ÅŸeyden müstaÄŸni ancak bir Tanrı vardır; o ihtiyaçları bilir, merhametli ve halimdir. 
Köŋül bir bayatka uladım köni, tilekçi bolupmen tilermen anıGönlümü ihlâs ile bir olan Tanrıya ulaÅŸtırdım; ısteyici sıfatı ile yalnız onu istiyorum. 
Barı boldı ÅŸeksiz maÅ‹a belgülüg, köŋül bütti yırlar tilim ülgülügOnun varlığına gönülden iman ettim; gönlüm inandı ve dilim ÅŸevkle onu zikreder. 
Barıŋa mukırmen tiler> kayuda tilegü özüm belgüsüzVarlığını ikrar ediyor ve gece-gündüz uyumadan, onu istiyorum; fakat onu nerede arayacağımı kendim de bilmiyorum. 
İdimni tiler> nışânın bulurmen körüglisi yokGeceleri gözlerimi kırpmıyorum, rabbimi diliyorum; niÅŸanını buluyorum, fakat onu gören yok. 
Tilegli udımaz tile tınmağıl, tilep bulmadım tep titip yanmağılArayan uyumaz, durmadan ara; arayıp ona yaklaÅŸmışken, bulamadım diye, geri dönme. 
Tile tutçı tınma tilep yetgü yok, tilep bulmadım tep yanın yatÄŸu yokDurup-dinlenmeden ara; aramakla ona eriÅŸebilen yok; fakat arayıp da, bulamadım diye, yan yatmak da doÄŸru deÄŸildir. 
Tilegli yügürgü kerek tınmadı, tınıp yatÄŸuçılar tilek bulmadıArayan kimse dinlenmeden koÅŸmalıdır; dinlenerek yatan kimseler aradıklarını bulamadılar. 
Tilep tınmaÄŸuçı ne bulmaz bolur, tınıp yatsa ârzû tilek kim bulurDurmadan arayanlar neler bulmazlar; kim dinlenip-yatmakla arzusuna kavuÅŸur. 
Meni ol tiledi eÅ‹ aÅŸnu sevip, anı men tiler boldum emdi ivipilk önce, severek, o beni arzuladı; ben de ÅŸimdi çırpınarak, onu arar oldum. 
Meni aÅŸnu ol koldı erdi ezel, anın men kolur boldum emdi tükelÖnce o beni ezelde istemiÅŸ idi; onun için ÅŸimdi ben de yalnız onu ister oldum. 
Bu mundaÄŸ idimni kalı sevmeyin, tilep bulÄŸuka öz kalı ivmeyinBöyle rabbimi nasıl sevmem; onu arayıp-bulmak için, nasıl çırpınıp durmam. 
MuÅ‹umka takımka maÅ‹a ol yarar, belâ kadÄŸu tegse meni ol yularMuhtaç olduÄŸum zaman, başım sıkıldığı zaman, bana o yardım, eder; belâ ve kaygı gelirse, beni o kurtarır. 
Meni ol üdürdi eÅ‹ aÅŸnu tilep, anın öz tiler boldı köŋlin ulapilk önce o beni isteyerek seçti; bu sebepten ÅŸimdi ben onu gönülden arzuluyorum. 
Meni ol törütti bu ol çın sözüm, meni ol igidti bedüdi özümBu sözüm doÄŸrudur, beni o yarattı, yetiÅŸtirdi ve ben de böylece büyümüş oldum. 
Tüŋüldüm bu halktın sığındım aÅ‹ar, küdezgey meni ol kamuÄŸdın sıŋarBen halktan vaz geçtim, Tanrıya sığındım; o beni her ÅŸeyden korur. 
Özüm kalsa yalÅ‹uz idim yadı tap, özüm sözlegüke idim atı tapYalnız kalırsam, bana rabbimin zikri yeter; zikretmek için, bana rabbimin adı yeter. 
Avıŋum sığıŋum yölekim tokum, ol ol bir idi todÄŸu açım tokumAvunacağım, sığınacağım, desteÄŸim ve dayanağım odur; açlığımda ve tokluÄŸumda beni gözeten o bir olan rabbimdir. 
Negü ter eÅŸitgil süzülmiÅŸ kiÅŸi, idisi bile çın tüzülmiÅŸ kiÅŸiKalbi temizlenmiÅŸ ve Tanrıya gerçekten ulaÅŸmış olan insan ne der, dinle. 
Köŋüldeki sırrım açarmen saÅ‹a, tilek ârzû birle uçarmen saÅ‹aGönüldeki sırrımı sana açarım, dilek ve arzu ile sana uçarım. 
Küvengü avınÄŸu sığınÄŸu idim, kamuÄŸdın üzüldüm kaçarmen saÅ‹aBenim güvenecek, avunacak ve sığınacak rabbim sensin; her ÅŸey ile ilgimi kestim, sana sığınırım. 
Ol ajunka ornuÅ‹ bu ajunturur, munı kodmağınça anı kim bulurSenin o dünyadaki yerin bu dünyaya baÄŸlıdır; bu dünya hava ve heveslerinden vazgeçmeden, o dünyayı kim kazanabilir. 
Yüz utru kitergü bu dünyâ salıp, anın bolsa ukbi bulunÄŸay alıpBu dünyadan uzaklaşıp, ondan vaz geçmek lâzımdır; ancak böylelikle ukbâ elde edilebilir. 
Yayığ dünyâ bekrü eligde tutup, negü teg bulur meŋü ajun yatupİnsan bu dönek dünyaya sarılır ve onun zevklerine mukavemet etmezse, ebedî dünyayı nasıl bulur. 
Hatarlığturur dünyâ nûşı aÄŸu, arığın tile barça içgü yegüBu dünya tehlikeler ile doludur, onun ÅŸerbeti zehirdir; sen bütün içecek ve yiyeceklerde temizlik ara. 
Kodu bergü dünyâ tilek ârzûsın, anın bulsa ukbi orun edgüsinUkbâda iyi bir yer bulabilmek için insan bu dünyanın dilek ve arzularından vazgeçmelidir. 
Hakikat munı bil ay ögdülmiÅŸim, ayayın saÅ‹a men özüm bilmiÅŸimEy ÖğdülmiÅŸ’im, ben sana kendi bildiklerimi söyleyeceÄŸim; sen bunları hakikat bil. 
Bu tört neÅ‹ tükel kodmağınça kiÅŸi, adın tört kılumaz kiÅŸi uz iÅŸiinsan ÅŸu dört ÅŸeyden tamamen vazgeçmedikçe, diÄŸer dört iÅŸi iyice yapamaz. 
Bu dünyâ iÅŸin kodmağınça tükel, kılumaz bu ukbi iÅŸin ay ınalBu dünya iÅŸini tamamen bırakmadıkça, insan ukbâ iÅŸini yapamaz, ey inanılır insan. 
KiÅŸide yırak bolmağınça kadaÅŸ, bayat tapğıŋa tegse bolmaz adaÅŸEy kardeÅŸ, insanlardan uzaklaÅŸmadıkça, Tanrıya ibâdet ile meÅŸgul olunamaz. 
Havâ ârzû boynı sımağınça öz, könilik yolıŋa kirümez et özKendi nefis ve hevesinin başını ezmedikçe, vücût doÄŸruluk yoluna giremez. 
Köŋüldin çıkarÄŸu kamuÄŸ dünyâsın, aÅ‹ar ötrü kirse bayat sevgi çınGerçek Tanrı sevgisinin girebilmesi için, insan gönlünden bütün dünya arzularını çıkarıp-atmalıdır. 
Tünek ol bu dünyâ müsülmân öze, tünekte erej kolma köŋlüŋ tüzeBu dünya müslümanlar için bir zindandır; zindanda huzur arama; gönlünü doÄŸrult. 
Et öz ülgi berme katığlan usa, özüŋ yolka köŋey anıŋda basaElinden geldiÄŸi kadar vücûdun isteklerini yerine getirmemeÄŸe gayret et; ancak böylelikle kendin doÄŸru yola girebilirsin. 
Yava kılmağıl bu keçer üd künüŋ, yana bulÄŸu ermez keçigli tünüŋBu geçici zaman ve gününü boÅŸuna sarfetme, her geçen gecen bir daha geri dönmeyecektir. 
Keçer kün yava bolsa öknür kedin, tiriglik yava kılsa bulmaz adınGeçen günün boÅŸuna geçerse, sonunda peÅŸiman olursun; bu hayatı boÅŸuna harcarsan, onu tekrar elde edemezsin. 
Negü ter eÅŸit kör ay bilgi teÅ‹iz, özi kodkı alçak ne köŋli edizDinle, bilgisi deryalar kadar geniÅŸ, mütevazı, gönülü alçak, fakat kendisi yüksek olan insan ne der. 
UluÅŸtın uluÅŸka köçügli kiÅŸi, köçin öŋdün ıdsa iter uz iÅŸiDiyardan-diyara göçen insan eÅŸyalarını önceden gönderirse, iÅŸini daha iyi yapmış olur. 
Bu köçmezde açnu köç ıdsa oza, köçüp barsa asğı yarutur közeKendisi daha göç etmeden, göçünü önceden gönderirse, oraya varınca, onun için çok faydalı olur. 
Kerek ıd köçüŋni kerek ıdmağıl, özüŋ köçgü âhır osal bolmağılGöçünü ister gönder, ister gönderme; fakat sonunda kendin nasılsa göçeceksin, gafil olma. 
Kerek erse beg bol kerek erse kul, uzun kalÄŸu ermez ölüm tuttı yolister bey ol, ister kul, burada uzun zaman kalacak deÄŸilsin; ölüm artık seni yolda bekliyor. 
Kerek miÅ‹ yaÅŸağıl kerek on sekiz, özüŋ ölgü edgü atıŋ kodğıl izister bin yıl yaÅŸa, ister on sekiz, bir gün öleceksin; eser olarak, iyi ad bırakmaÄŸa çalış. 
Kerek erse bay bol kerek yok çığay, tiriglikni yer bu keçer yıl kün ayister zengin ol, ister yoksul ve fakir, her geçen yıl, ay ve gün hayatı kemirmektedir. 
Başıŋ kökke tegse bedüklük atın, kirip yatÄŸu ornuÅ‹ kara yer katınBüyüklük ve şöhretle başın ne kadar göklere yükselirse-yükselsin, sonunda girip-yatacağın yer kara toprağın altıdır. 
Tiriglik bulup er yava kılsa üd, özin otka attı uÅŸ ol yılkı udHayat nimetini elde edip de vaktini boÅŸuna geçiren insan kendisini ateÅŸe atmış demektir; o hayvandan farksızdır. 
Esenlik bulup er yava kılsa yaÅŸ, bu körksüz tiriglik bolur ay kadaÅŸinsan saÄŸlık bulup da ömrünü boÅŸuna sarfederse, ey kardeÅŸ, bu çok çirkin bir hayat olur. 
MeniÅ‹ kadÄŸumı sen yeme ay kadaÅŸ, sen öz kadÄŸuŋı ye töküp közde yaÅŸEy kardeÅŸ, sen benim kaygımı yeme; sen gözünden yaÅŸ dökerek, kendi derdin ile uÄŸraÅŸ. 
Bu dünyâ iÅŸi bek tuzakçıturur, tuzakka ilinme seni berkitürBu dünya iÅŸi saÄŸlam bir tuzaktır; tuzaÄŸa düşme, seni sım-sıkı yakalar. 
Bu kün keldi devlet tilekçe yorır, ınanma aÅ‹ar sen yana terk barırBugün sana saadet geldi, senin arzuna göre hareket eder; fakat sen ona inanma, o yine çabuk gider. 
Usanma ölümke sakınma uzun, busuÄŸdın çıkar teg çıkar üdsüzünGafil olma, ölümü uzak sanma; onu beklemediÄŸin bir anda, pusudan çıkan bir düşman gibi, karşında bulursun. 
Üküş miÅ‹ osalığ ölüm basmış ol, telim yumğılarığ ölüm saçmış olBinlerce gafil kimseye bu ölüm baskın yapmıştır; bir çok toplulukları bu ölüm dağıtmıştır. 
Negü ter eÅŸit emdi köŋli oduÄŸ, ölümke osal bolma teggey yoduÄŸÅžimdi gönülü uyanık insan ne der, dinle; ölüme karşı gafil davranma, zararını görürsün. 
Üküş ternekig kör taradı ölüm, ölümüg sakınsa akar köz yulumBir çok toplulukları, bak, ölüm dağıttı; ölüm hatırıma geldikçe, göz yaşım çeÅŸme gibi akar. 
Menin köksegüçi meni kalmadı, asığ kılmadı sü itiglig tolumBen diyerek, göklere yükselmek isteyenin benliÄŸi kalmadı; silâhlı ordular ona karşı kâr etmedi. 
Usanma tiriglik barır belgüsüz, keçer uÅŸ bu üd kün yana yanÄŸusuzGafil olma, hayat belli etmeden gider; bu zaman ve gün bir daha geri gelmemek üzere geçer. 
Erejke avınma yava bolÄŸa kün, bu kutka ınanma yayığ ol otunHuzura dalıp, kendini avutma, yoksa günün boÅŸuna geçer; bu saadete inanma, o dönek ve küstahtır. 
Bedük men tegüçini tuttı ölüm, uluÄŸ men tegüçini uttı ölümBen büyüğüm diyeni ölüm yakaladı; “ben uluyum” diyeni ölüm yendi. 
Ölüm buzdı ordu telim kend uluÅŸ, ölüm buzdı karşı saray ev üküşÖlüm bir çok ÅŸehir ve memleketleri viraneye çevirdi; ölüm bir çok saray, köşk ve evleri yıktı. 
Neçe miÅ‹ tirig öldi tolup yatur, biziÅ‹ kelgümizni küdezip yaturYaÅŸayan kaç bin insan öldü ve yerin altına girip-gizlendi; orada bizim de gelmemizi bekliyorlar. 
Baka kör olarığ sen açğıl közüŋ, begig kulda adra bilürmü özüŋOnlara dikkatle bak, gözünü aç; beyi kuldan ayırabilirmisın. 
UluÄŸluk ölümke asığ kılmadı, ölümdin kaçığlı keçig bulmadıBüyüklük ölüme karşı fayda etmedi; ölümden kaçan — kaçacak bir yol bulamadı. 
Ağır savçılarığ iletti ölüm, adın kim itügey ot em ya tolumNice ulu peygamberleri ölüm götürdü; artık kim ona karşı ilâç, deva veya silâh bulabilir. 
İnançsızturur bu cefâçı ajun, yayığ kılkı irsel kılınçı otunBu cefacı dünyaya inanılmaz, o dönektir; onun tabiatı vefasızdır, küstahça hareket eder. 
Negü teg keçürse keçer terk küni, barır edgü isiz ne egri köniNasıl geçerse-geçsin, onun günü çabuk geçer; iyisi de, kötüsü de, eÄŸrisi de, doÄŸrusu da fânidir. 
Tokun ma keçer hem açın ma keçer, ne begke kılur yüz ne bay kul seçerinsan doysa da geçer, aç kalsa da geçer; ne beye yüz verir, ne zengin, ne de kul seçer. 
Ereji uzamaz ne emgekleri, nerek ötrü munça çoğı ün urıOnun ne huzuru ve ne de zahmeti uzun sürer; ey oÄŸul, bu kadar gürültü ve patırdıya ne lüzum var. 
İdi yakşı aymış bügü bilgi keÅ‹, kılıkı yorıkı bile köŋli teÅ‹Hakîm, bilgisi geniÅŸ, düşünce ve hareketi birbirine uygun olan kimse çok iyi söylemiÅŸ. 
Az edgüke yalÅ‹uk unıtur özin, yaşıl kökte üstün yorıtur sözinKüçük bir saadete erince, insan kendisini unutur; sözünü mâvî gökten daha yukarılara yükseltir. 
Neçe kür kögüzlüg küvenür erig, ölüm yençti kögsin saçıttı közinNice kabadayı, kibirli ve maÄŸrur insanların göğüsünü ölüm ezmiÅŸ ve gözünü çıkarmıştır. 
Bu erdi saÅ‹a çın bağırsaklıkım, munu sözledim men saÅ‹a ay akımİşte bu söylediklerim sana gerçek baÄŸlılığımın bir niÅŸanıdır, ey cömerdim. 
Kim erse bu halığ bilür erse çın, arçar bolÄŸu ermez bu dünyâ yakınBu hakikate vâkıf olan insan hiç bir zaman bu dünyaya kıymet vermez. 
Yitürdüm yegitlik yetildi yaşım, yıpar kitti kâfûr eşündi başımGençliÄŸi kaybettim, yaşım ileriledi; misk yerine başım kâfur örtündü. 
Seziksiz ölümke anunÄŸu üdi, bu künde naru ol ay yalÅ‹uk kediEy insanların iyisi, bundan sonra artık, şüphesiz, ölüme hazırlanma zamanı gelmiÅŸtir. 
Ölüm kadÄŸusı tuttı ketti sevinç, ölümde kedin iÅŸ negü teg erinçÖlüm kaygısı sardı, sevinç artık bizden gitti; ölümden sonra, acaba, hâlimiz nice olacaktır. 
Bu kadÄŸu sakınç birle erken özüm, negü teg iligke barırmen tüzümEy temiz kalpli insan, ben bu kaygı ve endiÅŸe içinde kıvranırken, nasıl kalkıp, hükümdarın yanına giderim. 
İligke meniÅ‹din asığ bolmaÄŸay, tusulsu tese hem tusu bulmaÄŸayHükümdar benden hiç istifâde edemeyecektir; kendisine faydalı olmamı istiyorsa, ona hiç bir faydam dokunamayacaktır. 
Kalı ol ajunluk tilese meni, meni bardı saknıp yorısu köniEÄŸer beni öteki dünya için yanında istiyorsa, beni yanında farzederek, doÄŸru yola gitsin. 
Apa oÄŸlını emdi erklig bayat, törütti iki iÅŸ üçün berdi atKadir Tanrı insan-oÄŸlunu iki ÅŸey için yaratmış ve bundan dolayı ona bu adı vermiÅŸtir. 
TamuÄŸka ya uçmak begi bolÄŸuka, ağırlık üçün ya uçuz kılÄŸukaO ya cehennemde yanmak veya cennette bey olarak, sefa sürmek için yahud bu dünyada itibarlı veya itibarsız olmak için yaratılmıştır, 
Ağırlık tilese ayu berdi yol, uçuzluk yolın ma seçe berdi olitibarlı olmak istersen, bunun yolunu göstermiÅŸtir; itibarsızlık istiyorsan, onun da yolunu çizmiÅŸtir. 
Kerek emdi kulka özi kullukın, tükel kılÄŸu bulsa bayat tevfikınÅžimdi kulun, Tanrının tevfikına mazhar olması için, kendi kulluÄŸunu tam olarak yerine getirmesi lâzımdır. 
Kalı bulsa tevfik bayattın kulı, kamuÄŸ edgülükke açıldı yolıEÄŸer kul Tanrının tevfikına nail olursa, ona bütün iyiliklerin yolu açılmış demektir. 
KatığlaÅ‹u ötrü yetürgü tapuÄŸ, tümen edgülükke açılÄŸay kapuÄŸBundan sonra da bütün ibâdetlerin yerine getirilmesine gayret etmelidir; böylece insanı binlerce iyiliklere götüren kapılar açılır. 
Bu erdi munukı meniÅ‹ bilmiÅŸim, saÅ‹a sözledim men ay edgü iÅŸimİşte benim bildiklerim bunlar idi; sana söyledim, ey iyi arkadaşım. 
Selerke meniÅ‹din asığ söz kerek, özümde körü bu sözüm edgürekSize benim faydalı sözlerim lâzımdır; benim sözlerim kendimden daha iyidir. 
Kalı ukbi kolsa yorıkı bu hâl, kalı dünyâ kolsa bilir sen tükelEÄŸer ukbâ istersen, onun yolu böyledir; eÄŸer dünya istersen, sen kendin bunu daha iyi bilirsin. 
Bolu berdi eren kelü berdi kut, negü kolsa ârzû kelü berge bütFelek rast getirdi, sen saadete kavuÅŸtun; baÅŸka ne gibi arzuların varsa, anlar da gelecektir, buna inan. 
MeniÅ‹de negü bar adın edgü iÅŸ, silerke asığ kılsa ay edgü iÅŸBende size faydah olacak baÅŸka ne gibi bir iyilik var, ey iyi arkadaşım. 
Kodu bersü ilig meni teÅ‹rike, duâçı bolayın aÅ‹ar edgükeHükümdar beni Tanrıya bıraksın; iyiliÄŸi için, ona duacı olayım. 
Bilig aytur erse unu bilmiÅŸim, eÅŸittiÅ‹ ayu ber negü aymışımBilgi istiyorsa, iÅŸte bildiklerim bunlardır; sen iÅŸittin, sana söylediklerimi ona da naklet. 
Sözümni tutuÅ‹lar kalı tutmasa, yarın kelge barça bu kün bütmeseSözümü tutunuz; eÄŸer tutmazsanız, bugün ummadıklarınızın hepsi yarın başınıza gelecektir. 
Bu söz yakşı aymış ay bilgi teÅ‹iz, munı iÅŸke tutsa kızartur meÅ‹izDenizler kadar bilgili insan ÅŸu sözü çok iyi söylemiÅŸ; insan buna göre hareket ederse, bahtiyar olur. 
Bu kün bu sözüm kör saÅ‹a tuÅŸ bolur, yarın anda körgil saÅ‹a tüş bolurBu sözüm, bak, bugün sana eÅŸ olur; yarın orada bunun ecrini bulursun. 
Usanma katığlan sözüm iÅŸke tut, kalı tutmasa sen munu uÅŸ bolurGafil olma, sözüme göre hareket etmeÄŸe gayret et; eÄŸer sözümü tutmazsan, iÅŸte söylediklerim başına gelir. 
İligdin kolu ber meniÅ‹ udrümi, yarağı ne erse otı kıl emiHükümdardan benim için özür dile; ne yapmak lâzım ise, onu yap ve bu iÅŸi hallet. 
SaÅ‹a tegdi emgek kelü hem baru, yanutı bayat bersü kün teg yaruBoraya gelip-gitme zahmetine katlandığın için, Tanrı sana bunun ecrini ihsan etsin, güneÅŸ gibi parla. 
Ağır kılma köŋlüŋ maÅ‹a ay kadaÅŸ, yakınlık içinde meni tutma taÅŸEy kardeÅŸ benim için kendini üzme; bana karşı duyduÄŸun sevgiyi eksik etme. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı OdgurmışkaOÄžDÜLMİŞ’İN ODGURMIÅž’A CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı tilin, özüm uktı emdi könilik yolınÖğdülmiÅŸ cevap verdi ve : — Åžimdi ben hakikat yolunu anladım — dedi — 
EÅŸittim sözüŋni ögün tıŋladım, sözüm kestim emdi sözüg teÅ‹ledimSöylediklerini dikkatle dinledim; sözlerini iyice tarttım; diyecek sözüm kalmadı. 
Köni sözlediÅ‹ söz bütünlük bu ol, munıŋda narukı neçe egri yolDoÄŸru söyledin, hakikat budur; bundan baÅŸkası hep eÄŸri yoldur. 
SeniÅ‹deturur çın meniÅ‹de oyun, oyun kaldı çınka berürmen boyunHakikat sendedir, benimki ise, oyundur; hakikate boyun eÄŸiyorum ve oyunu bırakıyorum. 
Barayın men emdi esen edgü kal, ikigün ajunluk ayâ edgü fâlÅžimdi ben gideyim, sen saÄŸ ve esen kal; ey her iki dünya saadetine kavuÅŸan insan. 
Bayat bersü tevfik saÅ‹a küç kadaÅŸ, duâda unıtma köŋül tutma taÅŸEy kardeÅŸim, Tanrı sana tevfik ve kuvvet versin; dualarında beni de unutma, gönülden çıkarma. 
Meni me bayattın kolu bir turup, aça bersü köŋlüm bayat odÄŸurupBenim için de Tanrı’ya duâ et; Tanrı beni uyandırsın ve gönül gözümü açsın. 
Sözin kesti koptı adakın örü, esenleÅŸti evke yüz urdı körüSözünü kesti, ayaÄŸa kalktı, vedâlaÅŸtı ve evine doÄŸru yola düştü. 
Atın mindi evre eviÅ‹e kelip, tüşüp kirdi turdı bir ança tınıpAtına binip, tekrar evine geldi ve girip, bir az dinlendi. 
Yedi içti ança sakındı özün, eÅŸitmiÅŸ sözini bışurdı uzunYedi, içti ve bir müddet düşünceye daldı; iÅŸittiÄŸi sözler üzerinde uzun-uzun durdu. 
Yaşık badı yüzke kura yüz bağı, ajun toldı bütrü kara yer toğıGüneÅŸ yüzüne siyah peçe örttü, her tarafı toz-duman rengi kapladı. 
Küjek yazdı rûmi kızı örtti yüz, kara saç boduğı ajun toldı tüzRûmî kızı zülüflerini çözerek, yüzünü örttü; her taraf siyah zülüf rengini aldı. 
Tükel zengi yüzi urundı kalık, uçar tındı kodtı yorığlı yorıkGöğün her tarafı zenci yüzüne döndü; uçan kuÅŸlar kondu, dolaÅŸan mahlûklar durdu. 
Yunup kıldı yatÄŸu namâzın turup, töşek koldı yattı yarağın körüpKalkıp, âbdest aldı ve yatsı namazını kıldı; yatak istedi ve iÅŸlerini bitirip, yattı. 
Udıp bardı azrak odundı yana, töpüdin savılmış bakırsukunaBir az uykuya daldı, tekrar uyandı; Merih yıldızı tepeden kenara kaymıştı. 
Yana kördi ülker savılmış başı, toÄŸardın çadan kopmış örlep tuşıTekrar baktı, Ülker yıldızının başı ufka kaymış, karşısında ÅŸarktan Akrep kalkıp, yükselmiÅŸti. 
Yana yattı ança usı kelmedi, keziglig kiÅŸi teg közin yummadıTekrar bir az yattı, fakat uyuyamadı; bir nöbetçi gibi, gözünü yummadı. 
Usuz yattı saknu bir ança oduÄŸ, kalık kırtışı tuttı kâfûr boduÄŸUyumadan, bir müddet yattı, düşündü; göğün derisi kâfura boyandı. 
Abir bürkirer teg tünerdi kalık, sata koptı yerdin yadıldı butıkAbîr serpilmiÅŸ gibi, gök alacalandı; ufuktan etrafa dallanarak, mızraklar yükseldi. 
Yaşık örledi yerde koptı toğı, yaka keldi aÅŸnu tokuz al tuğıGüneÅŸ yükseldi, yerden toz kalktı; dokuz al tuÄŸu yaklaÅŸmaÄŸa baÅŸladı. 
Turup koptı yundı kör ögdülmiÅŸe, namâzın yetürdi okıp bilmiÅŸeÖğdülmiÅŸ kalkıp, âbdest aldı; namazını kıldı ve duâ etti. 
Kıza baktı yerdin sata kalkanı, turup karşıka bardı kirdi köniKızarmış mızraklar ile kalkan ufuktan gözükürken, kalkıp, saraya gitti ve doÄŸruca içeri girdi. 
EÅŸitti ilig kör aÅ‹ar kıldı yol, bu kirdi iligke kavuÅŸturdı kolHükümdar geldiÄŸini haber alınca, onu yanına çağırttı; ÖğdülmiÅŸ huzuruna girip, ellerini kavuÅŸturdu. 
İlig imledi berdi oldruÄŸ orun, bu keçti orunka siliglik kurunHükümdar iÅŸaret etti ve ona oturacak yer gösterdi; o edeple, vakarla gösterilen yere geçti. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Bir ança turup söz ayıttı ilig, ayur sözle keldür ay kılkı siligBir parça durduktan sonra, hükümdar sordu : — Ey temiz tabiatlı, söyle, ne haber — dedi — 
Negü ter kadaşıŋ ne boldı eÅŸiÅ‹, ne boldı tilekiÅ‹ kelirmü iÅŸiÅ‹KardeÅŸin ne diyor, iÅŸin nasıl oldu; dileÄŸin ne oldu, arkadaşın geliyor mu. 
ÖğdülmiÅŸ cevabı İligkeÖĞDÜLMİŞ’İN HÜKÜMDARA CEVABI 
Yanut berdi ögdülmiÅŸ aydı sözi, negü teg yorımış sözi tüp töziÖğdülmiÅŸ cevap verdi, onun söylediÄŸi sözleri, neler konuÅŸtuklarını, hepsini olduÄŸu gibi anlattı. 
İkigün arala yorımış sözüg, ötündi iligke kamuÄŸ tüp tözügİkisi arasında konuÅŸulan sözleri hükümdara aynen arzetti. 
Eli turdı ança sakındı özün, köŋül bertti yaşı yuvuldı közünHükümdar bir az durdu ve kendi-kendine düşündü; gönülü yaralandı ve gözlerinden yaÅŸ döküldü. 
İlig cevabı ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E CEVABI 
Ayur ol kadaşıŋ köni sözlemiÅŸ, söz ol sözturur kim ol aymış temiÅŸHükümdar : — KardeÅŸin doÄŸru söylemiÅŸ; söz onun söylediÄŸi sözdür — dedi — 
Bu kün biz kılurmız özümizke küç, aÅ‹ar ma takı küç kılurmız hem öçBugün biz kendimize zulüm ettiÄŸimiz gibi, ona da zulüm ve eziyet ediyoruz. 
Keçigliturur bu ajun kalÄŸusuz, bu kalmış tiriglik yeme belgüsüzBu dünya geçicidir, kalmaz; bu kalan hayatın da ne kadar süreceÄŸi belli deÄŸildir. 
Seziksiz kelir utru meŋü ajun, erej erse emgek uzalmaz uzunHiç şüphe yok, ebedî dünya bize doÄŸru yaklaÅŸmaktadır; ister bize huzur, ister zahmet getirsin, gelmesi uzun sürmez. 
MeÅ‹ilik ol ol anda bulsa ereÅŸ, bolur edgü ornı bulur edgü eÅŸNerede huzur varsa, rahat oradadır; orada insanın yeri ve yolu iyi olur. 
Odunmışturur ol kadaşıŋ tükel, anı biz okımak idi ked muhâlSenin kardeÅŸin gafletten tamâmiyle kurtulmuÅŸtur; onu çağırtmakla buraya getirmemize imkân yoktur. 
BiziÅ‹ bu özümiz havâka bulun, yavalıkka üdlek keçip bardı künBizim bu varlığımız hava ve hevesin esiridir; zamanımız ve hayatımız boÅŸu-boÅŸuna geçip-gidiyor. 
Negü ter eÅŸit emdi köŋli tirig, saÅ‹a yakşı sözlep berür öt erigDinle, imdi gönülü diri olan insan ne der; bak, sana iyi sözler ile öğüt ve nasihat verir. 
Havâ nefs yağı ol kalı bulsa küç, yetürgey seziksiz saÅ‹a eski öçHava ve nefis sana düşmandır; imkân bulursa, hiç şüphe etme, senden eski öcünü alacaktır. 
Havâ nefs tirilse ölür bu köŋül, köŋül ölse tâat kalur ay oÄŸulHava ve nefis canlanırsa, gönül ölür;gönül ölürse, ibâdet ihmâl edilir, ey oÄŸul. 
BiziÅ‹ köŋlümiz öldi bolÄŸa bu kün, havâ nefs me kıldı boyun ked yoÄŸunHava ve nefis boynunun bu kadar kalınlaÅŸmış olduÄŸuna bakılırsa, bizim gönlümüz bugün ölmüş olmalıdır. 
UluÄŸluk bedüklük bu devlet küni, uzun turÄŸu ermez ay köŋli köniUluluk, büyüklük ve bu saadet günleri uzun sürecek deÄŸildir, ey temiz kalpli insan. 
Ereji az ol körse emgek üküş, baÅŸ aÄŸrığ telim bar ma karğış söküşDikkat edersen, bu dünyanın huzuru az, eziyeti çoktur; zahmeti çok olduÄŸu gibi, üstelik bir de lanet ve bed-duâya uÄŸramak felâketi vardır. 
İdi yakşı aymış biliglig kiÅŸi, ajunuÄŸ sınayu yetilmiÅŸ yaşıBilgili ve dünyada tecrübeler görerek yaşı ilerilemiÅŸ olan insan çok iyi söylemiÅŸtir. 
UluÄŸlukka artuk küvenme küle, uluÄŸ bolduÅ‹ erse baÅŸ aÄŸrığ bileBüyüklük ile fazla sevinme ve gururlanma; insan büyüdükçe zahmeti de artar. 
Sevinç kayda erse soŋında belâ, erej kayda erse miÅ‹ emgek bileSevinç nerede ise, sonunda belâ vardır; huzur nerede ise, bin türlü eziyet de oradadır. 
İlig suali ÖğdülmiÅŸkeHÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ’E SUÂLİ 
Yana aydı ilig ay ögdülmiÅŸim, tilekim bu erdi anı kolmışımHükümdar tekrar: — Ey ÖğdülmiÅŸ’im â€